Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kasın Lifli Yapısı Peki hiçbir plan ve tasarlama yeteneği olmayan bir hücre nasıl olmuştur da kusursuz bir insanın dünyaya gelmesine vesile olmuştur. Bu hücre kemiğin iç dokusunun kafesli olması gerektiğinde nasıl karar vermiştir. Ayağın kavisi, yağlama sistemi ve şu an bile incelendiğinde bilim adamlarını hayrete düşüren bu yapıların bu şekilde olmasına nasıl karar verebilmiştir. Bunun tabi ki tek cevabı benzersiz ve kusursuz yaratan Allah'ın bu hücreye ilhamından başka bir şey değildir.
Yapısı ne kadar mükemmel olursa olsun taşıyıcı sistemin varlığı yürümek için tek başına yeterli olabilir mi? Tabii ki olamaz. Taşıyıcı sistemi hareket ettirecek bir kas sisteminin varlığı şarttır. Vücudumuzdaki hareketleri sağlayan kaslar bünyelerinde milyarlarca küçük mikroskobik motor barındırır. Söz konusu motorlar "kas liflerimiz"dir. Vücudunuzda 6 milyardan fazla motor var. Bu küçük motorlar bize su içirir, araba kullandırır, yürütür, konuşturur, kalbimizi attırır, gözümüzü kırptırır, nefes aldırır, yemek yedirir, boynunuzu çevirmenizi sağlar… Küçük motorlar yani kas lifleri bir araya gelerek büyük güç tribünlerini yani kasları oluşturur. Örneğin bacağınızı hareket ettiren Quadriseps kası milyonlarca küçük motorun bir araya gelmesiyle oluşmuştur.
İnsanın yürüyebilmesi dahası hareket edebilmesi için kasların ve kemiklerin birbirine bağlanmasının da ayrı bir önemi vardır. Kaslar kemiklere özel bir yapı ile bağlanırlar. Eğer bu bağ şimdikinden daha gevşek olsaydı kemik kastan ayrılırdı. Daha sıkı olsaydı kaslar hareket edemezdi. Şüphesiz bu bağlayıcı dokunun yapısını belirleyen ne kemikler, ne kaslar, ne de bu dokuyu oluşturan hücreler değildir. Hücrenin de, dokunun da bir bilinci yoktur. Bu bilgilerin herhangi bir şekilde hücreye yerleştirilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla hücrelere bilgileri yerleştiren, nasıl davranmaları gerektiğini öğreten, kısacası onları yöneten bir güç vardır.
Yürürken 100'e yakın kas çalışır. Bu kadar çok kas çalışmasına karşın yürüme sırasında harcanan enerji oldukça düşüktür. Gerçekten de kas lifleri %25 verimle çalışan mekanizmalardır ki, bu modern otomobil motorlarının verimine yaklaşık olarak eşdeğer bir orandır.