Arama

Otopsi Nedir?

Güncelleme: 23 Temmuz 2016 Gösterim: 52.388 Cevap: 4
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
6 Temmuz 2007       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam

Otopsi nedir, niçin yapılır?


Ölüm nedenini ortaya çıkarmak için cesedin muayene edilmesidir. Sözcük, Yunanca "autopsia"dan (kendi gözleriyle görme) gelmektedir. Ölüm nedenini bulabilmek amacıyla bir cesedin kesilmesi ve parçalara ayrılmasına teşrih, disseksiyon da denilmektedir. Fakat ölümden sonra ceset üzerinde yapılan otopsinin sınırları değişiktir. Normal ölümlerde otopsi, cesedin ailesinin izniyle yapılabilir ya da buna gerek duyulmaz. Ancak yasal durumlarda ilgili cesette otopsi yapılmasına karar verme yetkisi, cumhuriyet savcılığına aittir. Omurga, kafatası, göğüs ve karın boşluklarının açılıp incelenmesi temeline dayanır.
Otopsi, ceset üzerinde yapılan tanısal amaçlı bir tıbbi incelemedir. (Eski grekçe: "auto"/kendi + "psi"/görme; kendi gözleriyle görme). Amaç, ölüm nedeninin saptanması veya hangi organların ölüme yol açan hastalıklardan ne biçimde ve ne kadar etkilendiklerinin saptanması olabilir. Otopsinin bir hasta muayenesinden veya ameliyattan tek farkı "ceset" üzerinde yapılmasıdır. Nekropsi ve thanatopsi terimleri eş anlamlı olarak kullanılırlar.
Sponsorlu Bağlantılar

otopsi izni


Trafik kazası, yaralanma, zehirlenme gibi hukuksal incelemeyi gerektiren durumlarda otopsi isteği, ilgili savcı tarafından yapılır. Bu istek bir emir niteliğindedir; adli otopsi, ceset üzerinde yakınların veya başka herhangi bir makamın izni gerekmeksizin yapılır. Otopsiyi yapmakla görevlendirilen doktorun bu görevi reddetmesi pratik olarak mümkün değildir. Ölen kişinin yakınlarının otopsi yapılmasına karşı olmaları da böyle otopsileri engellemez. Adli otopsiler; varsa, adli tıp uzmanı ve patolog tarafından birlikte yapılır. Bunların bulunmadığı koşullarda, savcı herhangi bir doktoru otopsi yapmakla görevlendirebilir. Avrupa Topluluğu için önerilen yaklaşım, adli otopsilerin "en az biri adli patoloji" konusunda uzman iki hekim tarafından yapılması biçimindedir.

Ölen kişide bulaşıcı hastalık kuşkusu varsa ve otopsiden elde edilecek bilgiler ile bir salgın hastalığın önlenebilmesi olasılığı söz konusu ise, hastanın yakınlarının iznine bağlı olmaksızın, ilgili doktorun isteği ve ilgili amirin (baştabip gibi) onayı ile tıbbi otopsi yapılabilir.

Bulaşıcı hastalık kuşkusunun bulunmadığı durumlarda tıbbi otopsi yapılabilmesi için, ölen kişinin anne-baba-eş (bunlar yoksa, kardeş) düzeyinde yakınlarının yazılı izni gereklidir. Bu izin, hastanın bakımından sorumlu doktorlar tarafından istenir. (Organ nakli ile ilgili süreçte de benzer yol izlenir). Hasta yakınları, ölüm nedeniyle çok kederli oldukları bir sırada otopsi sözünü duymak istemeyebilirler. Bu nedenle, üzerinde otopsi yapılması gereği olduğu düşünülen olgularla karşılaşıldığında, hasta yakınlarının ölümden önce bu açıdan hazırlanmaları yararlı olur. Hasta yakınlarının otopsi konusunda bilgilendirilmeleri ve aydınlatılmaları için; iyi yetişmiş, bilinçli ve gayretli sağlık personeline gereksinme vardır. Uygun biçimde önerildiğinde; çoğu hasta yakını, hastanın kaybedilmesinin nedenlerinin anlaşılması ile başka insanların hayatta kalmalarının sağlanabileceği düşüncesini kabul etmeğe hazırdır. Gerçekten de otopsinin en önemli amacı, ölenden elde edilen bilgilerle yaşayanlara hizmet etmektir

otopsi niçin yapılır? Kimlere yapılır?


Otopsinin temel amacı, hastanın niçin ve nasıl öldüğüne ilişkin sorulara karşılık bulmaktır.
Hastanelerdeki ölümlerin bazılarını kaybedilmiş savaşlar olarak görmek mümkündür. Hiç kuşku yok ki, insanlar da diğer canlılar gibi er geç ölecektir. Tıp, hastanın arzusu bu yöndeyse, ölümü mümkün olduğunca geciktirmeyi ve kolaylaştırmayı amaçlar. Bilinci yerinde olan bir hasta için, yaşanan her fazla gün çok değerli olabilir. Tıp, kimi zaman hastaya böyle günler kazandırmak için çabalar. Öte yandan, bazı ölümlerin önlenebilmesi mümkündür. Gecikmiş veya atlanmış bir tanı, eksik veya yanlış bir tedavi insanın ölümüne neden olabilir. Bunların otopside anlaşılmasının ölene doğrudan bir yarar sağlaması beklenemez. Otopsiden beklenen, vakitsiz ölümlerden alınacak dersler ile benzer durumdaki başka hastaların hayatlarının kurtarılabilmesidir.

Tıp teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde bugün hemen her hastalığın kesin tanısının insan yaşarken konulabildiği, bu yüzden otopsiden öğrenilecek fazla bilgi olmadığı öne sürülebilir. Bu savın geçerli olmadığı pek çok çalışma ile gösterilmiştir. En gelişmiş ülkelerde bile; otopsi, olguların önemli bir kısmında hasta sağken bilinmesi çok yararlı olabilecek bilgiler sağlamaktadır. Yakın zamanda yapılmış bir çalışmada, klinik tanı ile "majör uyumsuzluk" oranı %14 olarak bulunmuştur. (Diagnostic errors in three medical eras: A necropsy study. Sonderegger-Iseli K, Burger S, Muntwyler J, Salomon F. Lancet 355:2027-31, 2000). Sağlık sisteminin o kadar gelişmiş olmadığı ülkemizde yapılan otopsilerin büyük kısmında hastanın yaşarken tanısı konulamamış hastalıklar saptanmakta, klinik olarak farkına varılmamış ek lezyonlarla karşılaşılmaktadır. Hastalıkların organlarda yol açtığı değişiklikler ile hastanın yakınmaları ve klinik bulguların derecesi arasında sıkı bir ilişki olmayabilir. Hafif bir öksürük ağır bir pnömoninin, basit gibi görünen bir karın ağrısı bir iç organ delinmesinin tek bulgusu olabilir. Bu tür bulgularla kaybedilen hastalarda ölüm nedeni otopsi ile incelenmediğinde, doktorlar şaşkın ve çaresiz kalırlar; her öksüren, her karnı ağrıyan hasta karşısında "acaba bu hastayı da mı kaybediyoruz" kaygısına kapılabilirler.

Hasta yakınları açısından bakıldığında; çok basit gibi görünen yakınmaları olan hastalarının kaybedilmesi, tanı ve tedavi ile ilgili ağır bir ihmal veya umursamazlığın göstergesi olarak algılanabilir. Böyle durumlarda otopsi, zihinlerdeki tüm kuşkuları dağıtmanın en sağlıklı yoludur.

Yenidoğan ve bebek ölümlerinde karşılaşılan "bebeğimiz niye öldü?" ve "sonraki bebeğimiz de ölecek mi?" sorularının karşılıkları da, diğer incelemeler ile birlikte yapılan otopsi ile verilebilir.

BAKINIZ
Adli Otopsiler ve Adli Patoloji
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 21:19
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
24 Temmuz 2007       Mesaj #2
RuYa - avatarı
Ziyaretçi

Otopsi


Cesedin dıştan ve içten incelenmesi demektir. Kelime olarak Auto(kendi) ve opsis(görmek) kendini görme anlamını taşır. Herhangi bir hastalığın tanımı yönünden yapıldığı gibi adli olaylarda ölüm nedeninin tanımı, olayın kaza, intihar olduğunun tespiti ölüm zamanı ve kimlik saptanması amacı ile yapılır. Hastalığın tanımı nedeni ile yapılan otopsilere(TIBBİ OTOPSİ) adliyeye ihbar edilmiş ölümlere yapılan otopsilere ise ADLİ OTOPSİ denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Tıbbi otopsiler için aileden izin alınması gereklidir. Adli otopsilerde böyle bir izne gerek yoktur.
Otopsi her yerde yapılabilirse de Morg bulunan yerlerde morga kaldırılması ve orada yapılması uygundur.
Otopside vücudun üç boşluğunun açılması mecburiyeti vardır. 3 boşluk açılmadan yapılan otopsilerde belirlenen ölüm sebebi her zaman tartışmaya açıktır ve eksik otopsi olarak vasıflandırılır.

Başın Açılması


Baş derisi, başın tepesinden geçip iki kulak arasını birleştirecek bir şekilde kesilir.Cilt altı, adale grupları,kafatası kemikleri bir kitabın sayfalarını çevirir gibi incelenip kaydedilir. Kafatası kemiği testere ile kesilerek ikiye ayrılır. Beyin zarları, beyin ve kafa kaide kemikleri incelenir

Göğüs Boşluğu ve Karın Açılması


Çene altından başlayıp göbeğin sol tarafından geçen bir kesitle göğüs ve karın derisi kesilir. Kesit karında derinleştirilir. (Bu işlem karın organları zedelenmeden yapılmalıdır)

Boyun ve Göğüs Boşluğu Muayenesi


Kalp zarı, akciğerler önce gözle incelenir sonra el göğüs boşluğuna sokulup organlar kenara çekilerek kan-sıvı olup olmadığına bakılır, daha sonra göğüs organları tek tek çıkarılarak incelenir.
Boyun organları çıkarılıp, nefes borusu, yemek borusu boşlukları, hyoid kemik, thyroid kıkırdak ayrı ayrı incelenir.

Karın Organları


Diafragma kesilir, karın zarı yukarı kaldırılıp organlar tek tek incelenir.

Pelvis Organları


Mesane, rectum, rahim, yumurtalıklar, prostat, ayrı ayrı incelenir.
Kol, bacak, göğüs, karın, sırt ve kalçalara uzunlamasına derin kesitler yapılarak derin ekimoz olup olmadığına bakılır.
Cesedin kimliği belli ise kan, idrar (bulunamazsa mesane yıkama suyu) ve iç organlardan örnekler alınarak alkol, uyutucu ve uyuşturucu arattırılmak üzere Kimya İhtisas Dairesi'ne, cesedin kimliği belli değilse kan, kemik doku, karaciğer örneği alınarak kimlik belirlenmesine esas olacak DNA analizi için Biyoloji İhtisas Dairesi’ne, yine ayrıca tüm organlardan alınan örnekler mikroskopik(histopatolojik) inceleme için histopatoloji laboratuarına gönderilir.

Otopsi sonucu bir rapor düzenlenir. Bu rapora otopsinin nerede, ne zaman kim tarafından yaptırıldığı ve yapıldığı hakkında bilgilerle başlanır. Kimlik tespitine yarayacak deliller tespit edilir. Darp- cebir asarı boyunda boğma izi, delici- kesici alet yarası varsa vasıfları ile kaydedilir, ölen kişi herhangi bir hastanede tedavi görmüşse ona ait bulgular kaydedilerek iç muayene bulgularına geçilir, alınan doku örneklerine ait biyolojik, mikroskopik ve toksikolojik inceleme bulguları kaydedildikten sonra raporun sonuç kısmına kişinin kesin ölüm sebebi belirtilerek otopsi raporuna son verilir.

Ölünün Dış Muayenesi:


Adli Tıp bakımından ölünün dış muayenesi çok önemlidir. Bu konu onun için tekrara değer bulunmuştur. Sistematik bir muayene şu şekilde yapılır.

Hüviyet tayini bakımından araştırma. Boy, kilo, tatuaj, kişisel özellikler, bünye, saçların gözlerin rengi, ben, ur v.s. tespit olunur.
Cebir ve şiddet belirtisi araştırılır. Yara, bere, sıyrık, ezik, tırnak izleri tespit edilir.
tedavi yapılmışsa tedavi izleri kaydedilir.

Ölüm belirtileri, soğuma, sıvı kaybetme,ölü lekeleri, ölü katılığı, çürüme, sabunlaşma , mumyalaşma tetkik edilir.
Adli Tıbbi çok ilgilendiren bölgeler, boyun, saçlı deri, ağız, burun, ulak, anüs-cinsel organlar incelenir. Ellerle, tırnak içlerinde, lekeler, organik kalıntı varsa bunlar tespit edilir.
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 21:14
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Temmuz 2008       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

Yetişkinlerde Otopsi


Otopsi tekniği, rönesanstan günümüze pek az değişmiştir. Günümüzde uygulanmakta olan değişik otopsi yöntemlerinin hemen tümü 1700′lerde Bonetus, Boerhaave, Morgagni’nin deneyimlerine dayanır. Bu deneyimler, 1800′lerde Rokitansky ile Virchow’un çalışmaları ile zenginleşmiş ve organların otopsideki görünümleri ile ilgili bu günkü bilgilerimizin hemen tümü o yıllarda tanımlanmıştır. Kafatasının açılması için, her iki kulağın arka-üst kısımları hizasındaki kafatası derisine oksipital kemik üzerinden geçen bir kesi yapılır. Deri-derialtı dokuları öne/arkaya doğru sıyrılarak kafatası kemikleri ortaya çıkarılır. Masseter kasları yukarıdan aşağı doğru sıyrılır. El testeresi veya benzer işlev gören otomatik aletler yardımıyla kafatasının üst kısmı kesilerek bir kapak biçiminde kaldırılır. Beyin zarları kesildikten sonra beyin ve beyincik çıkarılır. Dış görünümü incelenen beyin ve beyincik, kesilmeden formalin solüsyonuna konulur. Bu organların anatomik ayrıntılar korunarak incelenebilmesi için en az 15-20 gün tespit sıvısında kalmaları ve sertleşmeleri gereklidir.

Göğsün açılması için, boynun ön-orta-alt kısmından (fossa jugularis üzeri) başlayan ve göbeğin aşağısına (simfizis pubis) kadar uzanan bir kesi yapılır. Bu kesi, karnın açılması için de kullanılacaktır. Kesilen deri, sağa ve sola doğru göğüs duvarından sıyrılarak sternum ve kostalar ortaya çıkarılır. Kostaların sternuma yakın olan birkaç santimetrelik kısımları kıkırdaktır. Bu kıkırdak kısımlar, kostanın kemikleştiği yerin hemen dibinden yukarıdan aşağı doğru birer birer kesilirler. Sternoklaviküler eklemler bistüri yardımı ile kesilir. Sternum, iki yanında kıkırdak kosta parçalarıyla bir kapak gibi kaldırılır. Göğüs boşluğundaki organlar yerlerinde incelendikten sonra, önce akciğerler ardından da kalp çıkarılır. Gerekli olduğunda, tiroid, larinks, dil gibi organlar da mandibulanın iç yüzünden ve vertebraların önyüzlerinden sıyrılarak çıkarılırlar.

Göğüs organları alındıktan sonra, diyaframın da kesilmesiyle karın boşluğunun açılmasına geçilmiş olur. Önce, ince bağırsakların büyük kısmı (jejunum, ileum) ve kalın bağırsaklar uçları bağlanarak çıkarılırlar. Daha sonra, mide, ince bağırsağın kalan kısmı (duodenum), pankreas ve dalak çıkarılır. Karaciğer ve böbrekler çıkarıldıktan sonra, mesane ve erkek/kadın genital organlarının çıkarılmasına geçilir.

Vücudun diğer kısımlarının da incelenmesini gerektiren özel bir durum yoksa, otopsinin organların çıkarılması ile ilgili kısmı bitmiştir. Beyin ve beyincik dışındaki organların herbiri değişik yöntemlerle kesilerek incelenir. Hastalıklı bölgelerden histopatolojik inceleme için örnekler alınır. Otopsi raporu hazırlanana kadar organlar formalinde saklanır. Gerekli görüldüğünde yeniden örnekler alınabilir. Otopsi, kafatası ve göğüs kafesinin kesilen kısımlarının yerine konması ve derinin dikilmesi ile biter. Çıkarılan organların inceleme açısından önemi kalmayan kısımları da göğüs ve karın boşluklarına konulur.

Ölüme neden olan hastalıkların önemli bir kısmında otopsi sırasında bu hastalığa ait bulguların makroskopik olarak saptanması mümkündür. Pnömoni, siroz, appendiks perforasyonu, tümörler, makroskopik olarak kolayca tanımlanabilirler. Bazı hastalıklar ise, ancak mikroskopik incelemeden sonra tanınabilirler. Örnek olarak ensefalitler ve glomerül hastalıkları verilebilir. Makroskopik inceleme sırasında alınan örnekler üzerinde gerek duyulan her türlü özel boya yönteminin uygulanması da mümkündür. Otopsi yapılmasından raporun yazılmasına kadar geçen süre, büyük değişkenlik gösterebilmekle birlikte, genellikle birkaç haftadır. Akademik kurumlarda, otopsi sonuçları değişik kliniklerden doktorların katıldığı toplantılarda hasta hakkında bilgi verilmesiyle başlayan bir toplantıda sunulur. Otopsi bulguları; toplantı sonunda, katılımcıların olası tanıları dinlendikten sonra açıklanır.

Zehirlenme kuşkusu bulunan durumlarda, alkol veya ilaçların kandaki düzeylerinin saptanması gerekli olduğunda, vitreus sıvısı (enjektör ile), kalp ventriküllerinde bulunan kan, mide ve mesane içerikleri ayrı kaplara alınarak incelenmeye gönderilir. Adli otopsilerde, bu örnekler savcıya teslim edilir.

Otopsi Tekniği


  • Otopsiler, aydınlatması ve havalandırması uygun, temizlenmesi kolay bir ortamda yapılmalıdır. İyi bir otopsi salonunun ameliyathaneden farkı yoktur. Otopsiye katılanların bulaşıcı enfeksiyonlardan korunmak için önlem almaları gereklidir. En basit önlemler, maske takmak, gözlük kullanmak ve otopsi sırasında gerek oldukça eldivenleri değiştirmek biçimindedir. Otopsiyi izleyenlerin de bu açıdan dikkatli olmaları gereklidir.
  • Otopsiye başlamadan önce, gerekli iznin alındığından ve otopsi masasında bulunan cesedin doğru kişiye ait olduğundan emin olmak gerekir. Hastanın bakımından sorumlu olanlar da, adli bir durum söz konusu değilse, otopside hazır bulunabilirler.
  • Otopsinin başında, cesedin dış muayenesi yapılır. Ölümün gerçekleşmiş olduğunu gösteren bulgular belirlenir. Adli olgularda, dış muayeneden elden edilen veriler olayın aydınlatılmasında birinci derecede rol oynayabilir. Dış muayenede tüm vücut, gözle ve gerek olduğunda palpasyonla incelenir; bulgular not edilir; fotoğraf çekilebilir.
  • Otopside klasik olarak üç vücut boşluğu (kafa, göğüs ve karın) açılır; buralardaki organlar incelenir ve gerekli görülen kısımlardan histopatolojik inceleme için örnekler alınır. Duruma göre medulla spinalisin çıkarılması ve ekstremite diseksiyonu gibi işlemler de yapılabilir.
  • Otopsiyi yapan ekibin ve diğer koşulların durumuna göre bu boşluklar sırayla veya aynı anda açılabilirler. Hastanın ve hastalığın özelliğine göre, otopsi işlemindeki bütün adımlarda ve ayrıntılarda değişikliğe gidilebilir; amaç, ceset üzerindeki inceleme ile mümkün olduğu kadar çok bilgi elde edebilmektir. Otopsi sırasında radyolojik incelemeler yapılabilir, mikrobiyolojik çalışmalar için örnekler alınabilir, fotoğraflar çekilebilir. Bütün bu işler; herhangi bir sağlık personeli-hasta ilişkisindeki gibi yapılır. Ceset, hemen her açıdan hastanın sahip olduğu haklara sahiptir ve otopsiyi yapanlar otopsinin ciddi bir iş olduğunu bilirler.
  • Otopsi bittikten sonra, açılan boşluklar dikilerek kapatılır. Bu dikişler normal bir cerrahi dikişe göre daha kaba görünseler de, hastanın yüzünün ve vücudunun genel görünüşünde otopsi nedeniyle belirgin bir bozulma olması söz konusu değildir. Otopsi, ölene zarar vermez.
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 21:15
theMira
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
4 Nisan 2011       Mesaj #4
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi

OTOPSİ;


Almanca. Otopsi, Leichenöffnung (f), Fransızca. autopsie (f), İngilizce. Autopsy. Cesedin dıştan ve içten tetkik edilmesi. Ölüm sebebini ve zamanını tespit, vücuttaki organların durumunu tetkik ve kimlik belirlenmesi için cesedi kesip, parçalara ayırarak muâyene etme. Otopsi, tıp ilminde insan vücûdunu daha yakından tanıma, ölüm ve hastalık sebeplerini bulma, hastalığın vücuttaki izlerini görme vs. gibi maksatlar için yapılmaktadır. Zamânımızda adlî tıbbı en çok meşgul eden konulardan birisi de, cinâyete kurban giden kimliği belirsiz kişilerin kimlik tespitidir. Kimlik tespiti için birçok çârelere başvurulmaktadır.

Ortaya çıkışından bu tarafa değişik birçok sahada başarı ile kullanılan kompütürler, artık adlî tıp alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Kompütürün burada yaptığı şey, ölmüş çeşitli kişilere âit fotoğraf görüntülerini kimliği tespit edilemeyen kişinin kafatası üzerine aksettirmesi ve kısa zamanda maktulün (öldürülenin) kimliğini tespit etmesidir. İlk otopsi 1374 yılında Fransa’da yapılmıştır. Almanya’da Beşinci Charles, çocuk düşürme, dikkatsizlikle adam öldürme, intihar durumlarında, hekim, cerrah ve ebelere otopsi yapma, olay hakkında otopsi raporu verme mecburiyeti koymuştu. Bizde ilk otopsi 1841’de Profesör Bernand tarafından yapılmıştır. 1866 senesinde açılan Mekteb-i Tıbbîye-i Şahânede, adlî tıp dersleri okutulmaya başlanmış, 1920’de ilk adlî tıp enstitüsü kurulmuştur. Tıp ilminde iki maksatla otopsi yapılmaktadır. Biri, ilmî çalışmalar içindir. Buna “Kadavra Otopsisi” denir (Bkz. Kadavra). Diğeri de adlî vak’aların tespiti için yapılmaktadır. Buna “Adlî Otopsi” denilmektedir. Bu, daha ziyade ceza hukûkunun tatbikatında, delil tespitine yaramakta olup, adlî tıbbın en mühim konularından birisini teşkil etmektedir.

1. Husûsi otopsi:

Ölen şahsın vasiyeti veya ölü sâhipleri tarafından istenen ve ölümün hakiki sebebini meydana çıkarmaya yönelik otopsidir. İlmî araştırma için ve tıp talebelerine öğretmek için yapılan otopsi de bu gruba girer.

2. Adlî otopsi:

Ölümün şüpheli olduğu hallerde, zehirlenme vak’alarında, kurşun yaralarından ölen kimselerin vücudunda kalan kurşunları çıkarmak gâyesiyle adliyeye intikal etmiş vak’alara yapılan otopsilerdir. Adlî otopsiler, kânunun mükellef kıldığı nizam ve intizam içinde yapılır. Bu nizam, Cezâ Muhâkemeleri Usûlü Kânunu’nun (C.M.U.K) 79, 80, 81, 82’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Adlî otopsilerde ise, cenâze sâhibinin rızâsının olup olmamasının hiç kıymeti yoktur. Ceset adliyenin malı hâline gelmiştir ve adliye bunun üzerinde istediği şekilde muâmele yapabilir. Umumî Hıfzıssıhha Kânunu’nun 70’inci maddesi gereğince bulaşıcı ve salgın hastalıktan öldüğü şüphesi duyulan olaylarda ölü sâhibinin izni alınmadan hastâne tarafından otopsi yapılabilir.

Otopsi nasıl yapılır:

Bir ölünün adlî muâyenesi (otopsisi), birisi adlî doktor olmak şartıyla iki hekim, hâkim ve tehlike umulan hallerde savcı tarafından yapılır. Bu iş, ölüyü son hastalığında tedâvi eden hekime yaptırılamaz. Görülen lüzum üzerine ölünün mezardan çıkarılmasına müsâde edilir. Bu taktirde Umûmî Hıfzıssıhha Kânunu’nun 227’nci maddesi gereğince mahalli belediyeye, yoksa muhtarlığa bildirilmesi lâzımdır. Mâni sebepler olmadıkça, otopsiden evvel ölüyü tanıyanlara gösterilerek hüviyeti tesbit edilir. Cesedin dış görünüşü, bulunduğu yerin özellikleri tespit edildikten sonra ceset muâyene edilir.

Bu muâyenede cesedin elbiseleri çıkarılır. Vücûdun görünen bütün dış özellikler (saç, sakal, ten rengi, yaşı, yaralar, lekeler vs. gibi) yazılır. Cezâ Muhâkemeleri Usûlü Kânunu’nun 81’inci maddesine göre, otopsi, ölünün hâli müsâit oldukça mutlaka baş, göğüs ve karnın açılmasını gerektirir. Bilhassa cinâyetlerde bu kısımlar mutlaka açılır. Otopsi sonunda, gerek dış muâyenenin, gerekse otopsinin bütün netîcelerini içinde bulunduran, hâkim veya savcı ile hekimler tarafından imzâlanan otopsi zabtı(tutanağı) hazırlanır. Doktorlar tarafından hazırlanan ve ölüm sebebini ve mekanizmasını bildiren gerekçeli rapora ise “otopsi raporu” denir.

Zehirlenmelerde otopsi:

Bu vak’alarda otopsi tekniği biraz değişiktir. Yakıcı zehirler değdiği yeri, cildi, ağzı, boğazı, mîdeyi yakıp harap ederler. Mîde delinebilir. Bunlarda mîde ve barsak muhtevâsı ayrı kavanozlara boşaltılıp, zehir araştırması için laboratuvara bir miktar kanla birlikte gönderilir.

Bebek otopsileri:

Yeni doğan çocuklarda çocuğun vaktinde doğup doğmadığını tâyin için boy, kilo, kafa ölçüleri, göbek kordonu, kemikleşme noktaları(diz ve topuk), diş incelenir. Bebeğin ölü mü doğduğu yoksa canlı doğup sonradan mı öldüğünü anlamak için hidrostatik test yapılır. Kalp, timüs bezi ve akciğerler çıkarılarak suya atılır. Akciğer nefes almışsa bunlar suyun üstünde yüzerler. Eğer ölü doğmuşsa batar. Böylece ölü doğup doğmadığı anlaşılmış olur.
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 21:16
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Aralık 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

OTOPSİ


a (fr. autopsie, yun. autopsia, kendi gözleriyle görme eylemi’nden). Ölüm nedeninin ve organların durumunu öğrenmek amacıyla cesedin açılması ve incelenmesi.

—ANSİKL. Adli tıp. Cesedin otopsisi, patolojik anatominin vazgeçilmez işlemlerinden biridir: bu işlem, bilimsel yararları yanında, hastalıkların evriminin tanınması gibi genel yararlar da sağlar. Adli tıpta otopsi, ölüm nedenlerini aydınlatmanın bir yoludur Otopsi, hâkim ve gecikmesinde sakınca olan durumlarda C. savcısı önünde, biri adli tabip ya da patolog olmak üzere, iki hekim tarafından yapılır. Zorunlu durumlarda bir hekim de otopsi yapabilir. Yasaya göre, ölüyü son hastalığında tedavi eden doktor otopsi yapamaz (Ceza muh. us. k. md. 79).

Otopsi yapılırken, çeşitli ıçorganları ortaya çıkarmak için içorgan boşlukları açılır. Bu boşluklar dört tanedir: göğüs, karın, baş ve omurga. Kafatasının açılması, bir kulaktan ötekine uzanan derinin kesilmesiyle başlar, iki deri parçasının kıvrılarak açılması ve kafatasının daire biçiminde testereyle kesilmesiyle biter. Omurganın açılması, uzunlamasına iki kesimle ve omurların ikiye bölünmesiyle gerçekleştirilir. Göğüs ve karnın açılması, boyundan çatı kemiğine uzanan bir kesimle yapılır. Göğsün açılması, kaburgaların ön kısmıyla göğüs kemiğini içeren bir kemik plastronunun çıkarılmasıyla tamamlanır.

Her otopside, içorgan boşlukları açılmadan önce beden dıştan dikkatle incelenmelidir. Ondan sonra bütün organlar elden geçirilmeli ve tüm anomaliler kaydedilmelidir. Müessir fiil (kaba güç şiddet) izleri özellikle kol ve bacaklarda, boyunda ve cinsel organlarda kesim yapılarak (deri yarma), kurşun ya da bıçak yaralarıysa derinlemesine açılarak araştırılır, ekimozlar özenle belirlenip tanımlanır. Otopside bir anlam taşıyan organların makroskobik muayenesi mikroskobik bir muayeneyle tamamlanmalıdır. Zehirlenme kuşkusu varsa, içorganların toksikolojik muayenesi yapılır.

Her otopsinin sonunda bir tutanak düzenlenir. Bu tutanağa elde edilen bulgular yazılır ve hazır bulunan kişiler tarafından imzalanır.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 21:11

Benzer Konular

24 Ağustos 2013 / Misafir Soru-Cevap
19 Şubat 2010 / Misafir Taslak Konular