Arama

Tükürük Bezleri Nedir - Tükrük Bezlerinin Yapısı ve Görevleri

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 2 Mayıs 2016 Gösterim: 11.031 Cevap: 4
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
1 Kasım 2009       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Tükürük Bezleri ve Fonksiyonları Nelerdir
Tükürük bezleri şunlardır:
Ad:  tükür.bez.jpg
Gösterim: 4403
Boyut:  65.6 KB

Sponsorlu Bağlantılar
a. Her iki kulağın önünde ve biraz altında bulunan altı tükürük bezleri (parotid).
b. Alt çenelerin altında ve 2,5 santim kadar önünde bulunan çene altı bezleri.
c. Ağzın içinde ve dilin altında, ağız zemininde bulunan dil altı bezleri.

Bezlerden ağız boşluğuna kanallarla (tüplerle) gelen bu bezler tükürük üretip salgılar.

Tükürük bezlerinde, çok kez cerahatlanma ve enfeksiyon halleri olur mu?
Kulak altı tükürük bezleri, genellikle bir virüs enfeksiyonu olan kabakulak hastalığı olduğu zamanlar, öteki bezlerden çok daha fazla etkilenmektedir. Antibiyotik ilaçlar bulunmadan önceki yıllarda ciddi ameliyatlardan sonra veya takatten düşmüş olan hastalarda kulak altı tükürük bezlerinde cerahatlanmaya ve iltihaplı enfeksiyonlara fazlasıyla rastlanmaktaydı. Böyle bir hastalık olan parotite bugün ancak nadiren rastlanmaktadır.


Çene altı tükürük bezlerinde apse veya enfeksiyonlar meydana gelebilir mi?
Çok kez rastlanır; özellikle bir taş ağza inen çene altı bezlerini tıkamışsa. Böyle bir kanal tıkanık kaldığı sürece büyük ölçüde şiş kinlik arazı, sancı ve enfeksiyon meydana gelebilir. Bu belirtiler yemek yemek ve çiğnemekle daha had bir hal alır.


Çene altı tükürük bezlerinin bir taşla tıkanmış olduğu nasıl anlaşılır?
Bazı hallerde parmak ağız içerisine sokulduğunda ve o kanal üzerine yerleştirildiği zaman taşın yeri tespit edilebilir. Bazı hallerde röntgen filmi taşın nerede bulunduğunu gösterir. Bunun dışındaki hallerde teşhis klinikal incelemelerle ve belirtilerle yapılır.


Tükürük bezlerinde bir taş bulunduğu zaman ne gibi metotlara başvurulması gerekmektedir?
Lokal anestezi altında kanala bir ensizyon (kesit) yapılarak taş, cerrahi müdahale ile alınır.


Kanaldan bir taş alındıktan sonra bunun tekerrür etme ihtimali var mıdır?
Evet, ara sıra tekerrür edebilir.


Çene altı tükürük bezlerinde bir apse toplandığı zaman ne gibi bir tedavi metodu tavsiye edilmektedir?
Apse bezi aşmış ve etrafa yayılmışsa, ensizyon yoluyla drenaj yapılmalıdır. Eğer apse bez içerisinde lokalize ise, o zaman bütün bezin alınması gerekir.


Çene altı tükürük bezinin alınması için ensizyon nereden yapılmaktadır?
Çenenin altından ve yan zaviyede. Bir bezin alınması için 5 ila 7,5 santimlik bir ensizyon yapılması gerekmektedir.


Kulak altı tükürük bezinin alınması gerekebilir mi?
Evet, ancak bir tümör geliştiği taktirde bu yola başvurulur. Apse teşekkülü için bu işlem gerekli değildir.


Kulak altı tükürük bezlerinde gelişmiş olan bir apsenin tedavisi nasıl yapılır?
Genellikle hastanede genel anestezi altında ensizyon ve drenaj usulüyle.

Son düzenleyen Safi; 2 Mayıs 2016 00:10
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
13 Temmuz 2011       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Tükrük Bezi Hastalıkları

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Genel Bilgiler

Tükrük bezleri belli başlı ana (majör) tükrük bezleri ve küçük (minör) tükrük bezleri olarak iki başlık altında sınflandırılabilir. Ana tükrük bezleri ağız boşluğu çevresinde yerleşmiş her bir tarafta üçer tane olmak üzere toplam altı tanedir. İkisi kulak önünde ve yanaklar boyunca: Parotis bezleri; ikisi çenenin altında boyuna doğru: Submandibuler bezler; ve ikisi de dilin tabanında ve her iki yana doğru: Sublingual bezler (Şekil 1).

Küçük tükrük bezleriyse çok sayıdadır ve tüm yanak iç yüzüne, dudaklara, damağa ve mukoza ile kaplı diğer alanlara yayılmışlardır. Tükrük bezlerinin ana görevleri ağız içerisinin ıslaklığını sağlayarak kurumayı önlemek, besinleri ıslatmak, bazı besinlerin sindirimini başlatmak, içerdikleri enzim, elektrolitler ve immünglobulinler ile dış ortama açık olan ağız boşluğu gibi yerlerin savunma sistemi içerisinde yer almak sayılabilir.

Hastalıkları

Tıkanıklıklar
Tükrük bezleri ağız içerisine açılan ana kanalları ile aynen bir ağacın gövdesi; giderek küçülen bez içerisindeki kanalları ile de ağacın dalları gibi organize olmuşlardır. Kanalların herhangi bir sebeple tıkanması tıkanıklığın arkasında fazla miktarda tükrük birikmesine ve bezin şişmesine sebep olur. Kanalları tıkanmaya en meyilli bez kanalının ağzı ağız tabanına açılan, yer çekimine karşı yukarıya doğru salgı üretmek zorunda kalan ve tükrük içeriği koyu kıvamlı olan submandibuler bezdir. Parotis bezinde de tıkanıklıklar olabilir. Bu tıkanıklıkların ekseriyasından tükrük kanalı içerisinde oluşan taşlar (sialolit) sorumludur (Şekil 2).

Tükrük kanalı tıkanıklığı özellikle yemek yerken ortaya çıkan ve ağrılı bir durumdur. Eğer tıkanıklık uzun zaman sürerse ağız içerisinden kanal boyunca ilerleyerek bezin dokusu içerisine giren ve kanalın tükrükle yıkanarak temizlenmesi engellendiğinden ortamdan uzaklaştırılamayan bakteriler tarafından enfekte edilir. Gelişen enfeksiyon ağrının daha da artmasına ve bez üzerinde kızarıklık olmasına yol açar. Bazen enfeksiyon o kadar ilerleyici olabilir ki bezin içerisinde abseleşmeler görülebilir.

Enfeksiyonları (Sialadenit)
Tükrük bezlerinin en sık rastlanan enfeksiyonları kabakulak hastalığıdır. Genellikle çocukluk çağının hastalığı olan kabakulak tek sarmallı RNA’sı genetik yapısını kodlayan paramiksovirüs ailesinin bir üyesidir. Erişkinlerde nadir ve çocuklardakine göre daha ağır seyreden bir hastalıktır. Hastanın şikayetleri başlamadan 2 gün öncesinde ve başladıktan 6 gün sonrasına kadar ağız ve burun salgılarından, hatta gülme sırasında havaya salınan parçacıklardan bulaşabilir. Tedavisi destekleyici tedavidir (ağrı kesici – ateş düşürücüler, bol sıvı alımı, istirahat gibi). Tükrük bezlerinin ayrıca bakteriler tarafından bezin içerisinde enfeksiyon olması veya abseleşme ile kendisini gösteren hastalıkları da olabilir. Bu durumda bez şiş ve ağrılıdır. Hastanın ateşi olabilir. Çene hareketleri ile ağrısı çok artar. Tükrük bezinin üzerindeki ciltte kızarıklık olabilir. Bezin bakteriyel enfeksiyonu antibiyotik tedavisini gerektirir. Eğer abse varsa antibiyotik tedavi yanında Şekil 3‘deki gibi bir kesi yapılarak abse boşaltılmalıdır. Tükrük bezlerinin viral veya bakteriyel enfeksiyonları çevrelerindeki lenf bezlerinin şişmesine yol açabilir. Asıl hastalık tedavi edildiğinde lenf bezleri normale döner.

Tümörler Ana tükrük bezinin içerisinde gelişen tümörler genellikle ağrısız şişlikler olarak kendilerini belli ederler. Parotis bezini tutan tümörler çoğunluktadır ve bunların çok büyük bir kısmı benin (iyi huylu) tümörlerdir. Tek bir parotis bezi tutulabildiği gibi çok nadir olarak bazı cins tümörler her iki tükrük bezinde eş zamalı olabilir. Aynı tarafta parotis bezinde kitleyle birlikte yüz hareketlerinde azalma veya hareketsizlik varsa, kitle ağrılıysa, hızlı bir büyümesi varsa o zaman kitlenin malin (kötü huylu) olduğundan şüphelenilmeli, derhal bir KBB uzmanına başvurulmalıdır.

Diğer hastalıklar
Tükrük bezleri diğer hastalıkların bazı belirtilerini de taşıyabilir. Örneğin diyabet (şeker) hastalarında tükrük bezleri, özellikle de parotis bezi büyür. Sjögren gibi pek çok vücut sistemini tutan hastalıklarda tükrük bezi salgısı azalır, ağız kuruluğu, gözlerde kuruma olabilir. Benzer bir duruma romatizma da neden olabilir. Sjögren ve romatizmada vücut içerisinde oluşan antikorların tükrük bezi dokusunda enflamasyon yaratıp dokuları tahrip etmesi nedeniyle hastanın şikayetleri ortaya çıkar.

Tükrük bezi hastalıklarında tanı nasıl konur?
Tükrük bezi hastalıklarında tanı koyabilmek için öncelikle hastanın hikayesinin çok iyi ve detaylı bir şekilde alınması gerekir. Muayenenin sadece tükrük bezi ile sınırlı kalmayıp tam bir kulak burun ve boğaz muayenesi içerisinde olan nazofarinkse (burunun arkasındaki boşluk) ve larinkse (gırtlak) bakılmasını, boyunun kitle veya lenf nodu büyümesi için elle muayenesi yanında saçlı derinin yaralar veya renk değişimleri için gözlenmesini içerir. Hekim tükrük bezini hikaye ve muayenesi ile değerlendirdikten sonra gerekirse kan testlerini, röntgen filmini, bezin ultrasonografisini, tomografisini veya magnetik rezonans incelemesini isteyebilir. Her tetkikin hastalığa özel isteneceği durumlar vardır ve hekiminiz birden çok tetkiki sizden isteyebilir.

Tükrük bezi hastalıklarının tedavisi
Tükrük bezi hastalıklarının tedavisinide ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi hastalığa göre tercih edilebilir. Viral enfeksiyonlarda destekleyici tedavi yapılırken, bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotiklerin kullanımı gerekmektedir. Eğer vücudun birbaşka yerinden kaynaklanan hastalık tükrük bezini etkilemişse bu durumda ana hastalığı tedavi etmek tükrük bezindeki hastalığın da düzelmesini sağlayacaktır. Parotis absesi gibi durumlarda iltihabın boşaltılabilmesi için ilaç tedavisi ve cerrahi tedaviyi birarada kullanmak gerekebilir. Şekil 3’deki gibi bir kesi yapılarak abse boşaltılır ve yüksek doz antibiyotik tedavisi uygulanmaya başlanır.

Tükrük bezi tümörlerinin ister iyi huylu olsun isterse kötü huylu olsun tedavisi cerrahidir. Cerrahide genellikle iyi huylu tümörler için bezin bir kısmını almak, kötü huylularda ise bezin tamamını çıkartmak ve gerekiyorsa bu ameliyata aynı seans içerisinde boyun ameliyatı eklemek gerekir. Eğer kötü huylu bir tümör çıkartılır ve ameliyat sonrasında gelen nihayi patoloji sonucunda hekimin kötü kabul ettiği işaretlerle karşılaşılırsa o zaman hastanın ek olarak ameliyattan 4 ile 6 hafta sonrasında radyoterapi görmesi gerekebilir. Aynı cerrahi prensipler parotis bezi haricindeki diğer tükrük bezleri için de geçerlidir.

En sık karşılaşılan parotis bezi iyi huylu tümörü pleomorfik adenomdur. Genellikle yüz sinirinin yüzel ve derin kısım olarak iki kısıma ayırdığı parotis bezinin yüzeyel kısmında yerleşir. Fakat nadir olarak Şekil 4’te görülebileceği gibi derin kısımda yerleşmiş olabilir.

Tükrük bezinin cerrahi olarak çıkartılması ağız kuruluğu yapmaz fakat cerrahi sonrasında hasta radyoterapi görmüşse ağız kuruluğundan şikayet edebilir. Bu durumda hastanın bol sıvı maddelerle ağzının ıslak kalmasına dikkat etmesi gerekmektedir. Tükrük bezi cerrahisi sonrasında ciltte gözlenen yara izi tamamen iyileşir ve yaklaşık 6 ay sonra kaybolur.

Dr. Erkhan Genç

Son düzenleyen Safi; 30 Nisan 2016 23:53
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
13 Temmuz 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
TÜKRÜK BEZİ TAŞLARI VE KANAL DARLIKLARI TEDAVİSİ
Tükrük bezi kanal hastalıklarının en sık rastlanılanı olan tükrük bezi kanal darlıkları ve taşlarında kanal içindeki taşlar, SİALENDOSKOPİ yöntemi ile beze ve etrafındaki dokuya zarar vermeden alınabilir veya darlıklar giderilebilir,

Tükrük bezlerinin endoskopisi ancak teknolojik gelişmeler sonrası öncelikle endoskop denilen optik sistemlerin geliştirilmesi ve daha sonrasında bu endoskopların bir milimetreden ince hale getirilmesi ile mümkün olmuştur.

Tükrük salgısını üreten üç çift bez vardır. Tükrük, ağız boşluğuna kısa tüp kanallar yoluyla boşaltılır. Parotis bezleri her iki kulağın önünde ve hemen altında yerleşmiştir. Tükrük salgısı aşağı doğru bir kanal yoluyla yanakların iç kısmında ağız boşluğuna boşaltılır. Submandibuler bezler ağız tabanının altındadır, her iki tarafta birer tane vardır, bu bezlerde oluşan tükrük salgısı ağız tabanında yukarı doğru salgılanır. Sublingual bezler de hemen dilin altında yerleşmiştir.


Ana büyük bezlere ek olarak yüzlerce daha küçük bez yer almaktadır. Bunlar dudağın içinde, yanağın iç yüzünde yer almaktadır. Tükürük bezleri tarafından üretilen salgı ağzın nemli tutulmasını, sindirim başlamasını sağlar ve dişleri çürümeye karşı korur.

Tükrük salgısı herhangi bir koku ve tat uyaranına karşı da oluşur. Tükrük salgısı ağızda başlayan sindirim olayında dişlere çalışacakları ortamı sağlarken aynı zamanda da amilaz denilen enzim sayesinde nişastanın sindirimini başlatır.

Bazen tükrük bezi ile ağız boşluğu arasındaki bu kanallar tıkanabilir. Bu tıkanma normalde tükürük salgısında çözülmüş olan maddlerden gelişen taşlardan olabilir.

Bu rahatsızlık 3 ila 85 arası her yaşta görülebilir. Ortalama yaş 44 olarak belirlenmiştir. Tükrük bezinde taş ile ilgili bulgular; hemen yemek öncesi ve yemek boyunca etkilenen tükrük bezine göre kulak önünde veya çene altında meydana gelen ağrılı genleşmedir. Tükrük bezi kanal darlıkları da buna benzer belirtiler oluşturur. Ağrı kesiciler ve spazm gidericiler en kısa zamanda kullanılmalıdır. Bez birkaç saat süre ile şiş kalır ve şişlik yavaş yavaş azalır. Bu şişme işlemi bir sonraki yemekte tekrar başlar.

Röntgen çekimlerinde ve bilgisayarlı tomografi tetkiklerinde tükrük bezlerindeki taş belirlenebilir. Her iki cinsiyetteki görülme sıklığı eşittir.

Yukarıda belirtilen şikayetler ile doktora müracaat eden hastada yapılan klinik muayene ve tetkikler sonrası kolaylıkla tükrük bezi taşı tanısı konulabilir.

TÜKRÜK BEZİ TAŞI OLUŞUMU
Bazı insanlarda tükrük bezlerinde küçük taşlar oluşabilir. Tükrük bezi taşı oluşma nedeni tam olarak bilinmemektedir. Çoğu tükrük taşları kalsiyumdan oluşmasına rağmen kan kalsiyum değerlerinde bir anormallik bulunamamıştır. Taş oluşumu genelde su kaybının fazla olduğu durumlarda kalsiyum ve fosfat çökerek taş oluşumuna sebep olur.

Taş oluşumu sıklıkla çene altındaki tükrük bezlerinde gözlenir.

Taş oluşumunun kesin sebebi bilinmemesine rağmen dehidratasyona yani sıvı kaybına bağlı tükrük salgısının koyulaşması veya az gıda alınması nedeni ile tükrük ihtiyacının ve salgısının az olması neden olabilir. Antihistaminikler, diüretik tansiyon ilaçları, bazı psikiyatri ilaçlarının kullanılması da tükrük salgısını azaltmaktadır.

Bezin enflamasyonu sırasında ve sonrasında da tükrük salgısında azalma oluşmaktadır. Koyu bir salgı ve hatta bazı vakalarda tükrük bezi küçük kanalında bölgesel iltihabi bir akıntı oluşabilir. Bu tükrük bezi içindeki anormal durum taş oluşumuna sebep olabilir.

On tükrük bezi taşı vakasının 8’i submandibular bezlerde oluşmaktadır. Bunun da sebebi olarak submandibuler bezlerdeki sekresyonun ağız tabanından yukarı doğru drene olması ve salgının submandibular bezlerde daha yoğun olmasıdır.

CERRAHİ TEDAVİ
Endoskopinin gelişimi öncesi tükrük bezi taşlarının tedavisinde standart tedavi; etkilenen tükrük bezinin alınması idi.

Parotis (her iki yanakta yer alan) bezlerinin taşlarında:
Tek uygulanan yöntem tükrük bezinin yüzeysel bölümünün alınması idi. Bu ameliyat esnasında en çok dikkat edilmesi gereken yüz sinirinin korunması idi. Bu ameliyat genel anestezi altında uygulanmaktaydı ve sıklıkla en iyi ihtimalle geçici yüz felçlerine sebep olmaktaydı. Hastanede kalma süresi ortalama 5 ile 7 gün arasında değişmekteydi. Ameliyatının bu kadar sıkıntılı olması nedeni ile çoğu zaman hastalar ameliyat olmak yerine tükrük bezindeki taşın kanal ağzına doğru hareket etmesini bekliyorlardı. Bu bekleme sonuç olarak kronik enfeksiyona ve bu da tükrük bezlerinde kalıcı hasara neden oluyordu.

Submandibular (çene altında yer alan) bezlerinin taşlarında:
Ameliyatı yapacak cerrahların birkaç seçenekleri vardı. Eğer tükrük bezindeki taş kanal çıkışına çok yakın ise lokal anestesi ile kanal ağzına uygulanan ufak bir kesi ile taş çıkartılırdı. Eğer tükrük taşı kanalın orta kısımlarında yer alıyorsa tükrük bezi kanalı dile gelen sinir nedeni ile dikkatle yapılmalıydı. Bu ameliyat genel veya lokal anestezi altında uygulanabilirdi, ancak ameliyat sonrası dönem ağrılı olmakta idi. Eğer tükrük bezi taşı bezin çok gerilerinde oluşmuş ise bütün anatomiye dikkat ederek bezin cerrahi olarak çıkartılması gerekiyordu. Burada en önemli oluşum yüz sinirinin çeneyle ilgili dallarının korunması idi. Hastanede kalma süresi 3 ile 5 gün arası idi.

Tükrük bezlerinin endoskopisi ancak teknolojik gelişmeler sonrası öncelikle endoskop denilen optik sistemlerin geliştirilmesi ve daha sonrasında bu endoskopların bir milimetreden ince hale getirilmesi ile mümkün olmuştur.

Özel bir hazırlık yapılmaksızın rontgen çekimleri ve tomografi tetkiki sonrası tükrük bezindeki taşın yeri belirlenir, tükrük bezi ultrasonografisi yapılır. Tükrük bezi kanalı ağzından bir radyo opak madde verilerek sialografi denilen tetkik yapılabilir.

Tükrük bezi kanal ağzının basitçe genişletilmesi ile çok ince özel endoskopun kanal içinde ilerletilmesi sağlanmaktadır. Bu ince endoskop içinde tükrük bezi taşına müdehaleyi sağlayacak kanallar da vardır.. Bu çok ince kanallar sayesinde basket kateterler yardımı ile kanal içindeki taş çıkartılmaktadır.

Böyle bir endoskopik muayene için hiçbir anesteziye gerek yoktur.

Tükrük bezi endoskopisi çok dikkatli ve nazik uygulanması gereken bir yöntemdir; çünkü endoskopi sırasında beze veya kanala zarar verilebilir.

Tükrük bezindeki taş hakkında yeterli araştırmalar tamamlanmadan endoskopikolarak alınması işlemine başlanmamalıdır.

Sonuç olarak; tükrük bezi endoskopisi, tükrük bezi taşlarının tedavisi için kolay, ağrısız bir yöntemdir. Tükrük bezlerinin cerrahi olarak alınmasına alternatif güvenilir, yeni ve iyi bir tedavi yöntemidir.

TAŞ OLUŞUMUNU ÖNLEME?
Tükrük bezi taş oluşumunu önlemeye yönelik özellikli tedbirler net olarak bilinmemesine rağmen faydası olacağı düşünülen önlemler:

Sigara içmeyin
Dengeli beslenin

Günde en az 6 – 8 bardak su için

Ağız temizliğine dikkat edin, dişlerinizi düzenli fırçalayın.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Nisan 2016 23:53
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Nisan 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Tükürük Bezleri (Glandulae Salıvariae)
Tükürük bezleri, ağız boşluğu etrafında ve ağız mukozasında bulunur. Tükürük bezleri glandula salivariae olarak adlandırılır. Küçük tükürük bezleri ve büyük tükürük bezleri olarak ikiye ayrılır.

Küçük tükürük bezleri:
Ağız mukozasında bulunur.
  • Dudak bezleri (Glandulae labiales)
  • Yanak bezleri (Glandulae buccales)
  • Dil bezleri (Glanduale linguales)
  • Damak bezleri (Glanduale palatinae)
Büyük tükürük bezleri
  • Kulak altı bezi - parotis bezi (Glandulae parotidae): En büyük tükürük bezi olan parotis, kulağın önünde ramus mandıbulae ile m.masseter’in üzerinde yer alır. Yaklaşık 25 gram ağırlığındadır. Tükürük salgısının büyük kısmını parotis salgılar. Parotis salgısını ducdus paraticus (stenon kanalı) denilen kanal vasıtasıyla ağız boşluğuna akıtır. Diğer bezlerden daha fazla pityalin salgılar.
  • Çene altı bezi (Glandulae submandibularis): Mandibula ile fossa submandibularis arasına yerleşmiştir. Ducdus submandibularis (wharton kanalı) adını alan 5-6 cm uzunluğundaki bir kanal vasıtası ile salgısını ağız boşluğuna akıtır.
  • Dilaltı bezi (Glandulae sublingualis): Dış yanda mandibula, iç yanda mgenioglossus arasında ağız tabanında, dilin altında mmylohhyoidesun üzerinde yer alan bu bez 3-4 cm uzunluğunda 4 gram ağırlığındadır. Glandula sublingualis sayısız müköz bezlerden oluşmuştur. Birçok boşaltım kanallarına sahiptir. Bu kanallar sayesinde koyu kıvamdaki sekresyonu ağız boşluğuna boşaltır.
Ad:  bezleri.JPG
Gösterim: 5709
Boyut:  37.0 KB
Uyarılma sonucu parotis, mandibularis, submandibularis ve birçok küçük bezden günde yaklaşık olarak 1.5 litre tükürük (salya) salgılanır. Tükürüğün içinde nişasta parçalayıcı bir enzim olan pityalin bulunur. Pityalin sayesinde polisakkaritlerin bir kısmının sindirimi ağızda başlar. Pityalin dışında flor iyonları (dişleri koruyan) ve rodonit (dezenfektan etkili) iyonları bulunur. Tükürüğün pH’ı 6.2-7.4 arasındadır.

Tükürük oluşumunun vücudun su miktarı ile ilgisi vardır. Vücuttaki su miktarı azalırsa tükürük oluşumu da azalır. Ağız ve boğaz mukozası kurur. Tükürük salgılanması şartlı ve şartsız refleksle olur. Şartlı refleks sonradan öğrenilir. Örneğin çatal, bıçak sesi duymakla beyindeki tat ve dokunma bölümleri uyarılır. Tükürük salgılanmaya başlar. Şartsız refleks doğuştandır. Yiyeceklerin ağza alınmasıyla ağızdaki sinir uçlarının uyarılması ile tükürük salgısı salgılanmaya başlar. Tükürüğün içinde % 3 oranında protein vardır.

Tükürüğün görevleri
  • Pityalin enzimi sayesinde karbonhidratların sindirimi ağızda başlar.
  • İçinde bulunan lizozim gibi enzimler sayesinde doğal bağışıklamada etkilidir.
  • Ağız boşluğunu ıslak tutarak kurumasını önler.
  • Çok sıcak ve soğuk besinlerin ısısını ayarlayarak sindirim kanalını korur.
Besin maddelerini sulandırıp yumuşak hâle getirerek yutmayı kolaylaştırır.
  • Bileşiminde bulunan florur iyonları sayesinde dişlerin çürümesini önler.
  • Miktarı azaldığında susama hissi uyandırır.
Tükürük salgısı parasempatik sinirlerin etkisiyle artar, sempatik sistemin etkisiyle azalır.

kaynak: Anatomi
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Mayıs 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TUKURUK BEZLERİ
Tükürük Bezleri
Ad:  tükürük.b.JPG
Gösterim: 4328
Boyut:  29.0 KB
  • Gl.parotis; seröz niteliktedir. Kanalı ductus parotidicus'dur (Stensen kanalı). Kuru besinlerin yumuşatılmasında görevlidir.
  • Gl.mandibularis; köpek ve kedide serömüköz, kemirgenlerde seröz salgı oluşturur. Wharton kanalı ile ağız boşluğuna açılır. Kayganlık sağlayarak mukozanın korunmasına yardımcı olur.
  • Gl.sublingualis; at, sığır, domuz, kedi ve köpekte serömüköz, kemirgenlerde müköz niteliktedir. Rivinus ve Bartholin kanallarını kullanır. İçerisindeki müsin miktarı fazladır ve koyu kıvamlı olduğu için ağızdan iplik şeklinde sarkar.
Seröz ; protein içerir, müsin yoktur, ince ve sulu salgı olur
Müköz; salgı müsin içerir
Serömüköz; seröz ve müköz nitelik gösterir

Tükürüğün Bileşimi
  • Renksiz, kokusuz, yapışkan, kolayca köpüren, hafif apolesans bir sıvıdır.
  • İçinde bulunan maddeler; elektrolit, protein, tükürük a-amilazı, dökülmüş epitel hücreleri, lenfosit bulunur.
  • pH; köpekte uyarılma sırasında pH 7.5'a kadar yükselir. Domuzda 7.32, atta 7.56, sığırda 8.1
  • Özgül ağırlığı (d): 1.002 -1.009
  • İnorganik madde olarak; potasyum, sodyum, kalsiyum ve magnezyum klorür, bikarbonat ve fosfat tuzları bulunur.
  • Organik madde; pityalin denilen tükürük amilazıdır. Pityalin, kornivor ve omnivorlarda yeter miktarda, atta az, geviş getirenlerde ise çok az veya hiç yoktur.
  • Enzimler; tükürükte lipaz, maltaz, peroksidaz ve mükolitik gibi enzimler bulunur.
  • Üre: Ruminant tükürüğünde üre miktarı çoktur. Tükürüğün 3-14 mg/100 ml azot, bu azotun da %77'si üre azotudur.
Ad:  t.bileşimi.JPG
Gösterim: 2574
Boyut:  57.3 KB
Tükürük bezleri uyarım olmaksızın kendiliğinden de salgı oluşturur. Bunun amacı ağız ve yutak mukozasının sürekli nemli tutulmasıdır. Gll.buccales sürekli salgı yapar.

Tükürüğün Miktarı
  • Genel olarak karnivorlarda az, herbivorlarda en çoktur.
  • Yem çeşidine göre lokmadaki tükürük miktarı da değişir.
  • Lokma içerisinde, kuru ot ve saman kendi ağırlıklarının 4 katı, yulaf kendi ağırlığından biraz fazla, yeşil ot ise ağırlığının yarısı oranında tükürük içerebilmektedir.
  • Yemin içerdiği su miktarı ile tükürük arasında ters orantı vardır.
  • Üç ana tükürük bezi dışındaki bezlerden salgılanan tükürük miktarı hayli çoktur. Birçok hayvanda toplam parotis salgısına eşit düzeye çıkabilir. Bu bezlerin salgıları serömüköz nitelikte olduğundan koyu kıvamlı ve yapışkandır.
Tükürüğün Miktarı
  • Atta parotiz bezi en fazla salgı oluşturan bezdir.
    Ad:  t.miktarı.JPG
Gösterim: 1915
Boyut:  22.3 KB
  • Tükürük bezleri özellikle geviş getirenlerde önemlidir. Diğer bezlere ilaveten Gl.molaris inferior, Gll.labiales, Gll.palatinae ve Gll.pharyngea bulunur.
  • Genel olarak çiğnenen taraftaki parotis salgısı daha fazladır.
  • Gl.mandibularis ruminantlarda sadece besin alma sırasında salgı yapar, ruminasyon sırasında inaktiftir. Gl.sublingualisin salgısı sürekli olmayıp çok yavaş seyreden bir dinlenme dönemi gösterir.
  • Geviş getirenlerde bol ve alkalik tükürük salgısı, rumen sıvısının kıvamı ve reaksiyonun ayarlanmasında rol oynar.
  • Dinlenme ve geviş getirme dönemlerinde rumen ve retikuluma gelen salgı miktarı, besin alımından sonra geçen süreyle yakından ilgilidir. Bu süre ne kadar çok olursa buralara o kadar çok tükürük salgısı gelir.
  • Rumenin besin ve tükürükle dolarak gerilmesi, tükürük salgılanmasını durduran inhibitorik bir refleks başlatır (Ruminosalivatorik refleks). Rumen boşaldıkça bu refleksin etkisi de azalır.

Tükürüğün Görevleri
  • Alınan besin maddelerini ıslatır ve yumuşatır.
  • Ağız mukozasının nemli ve kaygan tutulmasını sağlar. Böylece mukoza korunmuş olur. Kusmadan önce tükürüğün artmasının nedeni mukozayı mide asit içeriğinden korumaktır.
  • pH'yı nötr tutmaya çalışır. Böylece dişlerin Ca++ kaybetmesini önler.
  • Ses çıkarmayı ve insanlarda konuşmayı kolaylaştırır.
  • Tükürüğün buharlaşması fil, sıçan gibi hayvanlarda vücut ısısının düşürülmesine yardımcı olur.
  • Tükürükte bulunan pityalin nişastanın parçalanmasını sağlar.
  • Hg, KI, Pb, üre ve çocuk felci, kabakulak, kuduz etkenleri bu yolla dışarıya çıkartılır.
  • Besinlerin ısısının, vücut ısısına yaklaştırılmasını sağlar.
  • Ruminantlarda tükürük sekresyonu çok fazla olup, vücut sıvı ve elektrolitleri için ikinci bir dolaşım sistemi oluşturulur.
  • Ruminantların tükürüğü, yüksek alkaliliğinden ötürü rumende bakteriyel fermentasyonu kolaylaştırır, fermentasyon asitlerini nötralize eder.
  • Tükürüğün antibakteriyel özelliği vardır.
— Lizozim denilen maddeler ağız boşluğundaki bakterilerin düşük düzeyde kalmasını sağlarlar.
  • Bazı hayvanlar yaralarını temizlemede tükürükten faydalanır.
— Dezenfeksiyon ve kanı pıhtılaştırma özelliği vardır.
  • Tükürük bezlerinde özellikle intrauterin yaşam ve yeni doğanlar için önemli hormonlar yapılır:
  • Parotis bezinde; parotin
  • Gl.mandibularisten; kallikrein, epidermal büyüme faktörü (EEG), mezenşimal faktör, epitelyal büyüme faktörü(EGF), sinir büyüme faktörü (NGF), renin, eritropoetin, immunoreaktif glukagon (IRG), gastrin, nonsupressibl insülin benzeri aktivite (NSILA), amilaz, ribonükleaz ve asit fosfataz salgılanır.
  • EGF; özellikle yeni doğanlarda dişlerin çıkmasına ve göz kapaklarının açılmasını sağlar. Sindirim ve solunum sisteminde hücre çoğalmasına neden olur.
  • Mezenşimal faktör; mezenşimal orjinli dokuların metaplazisinde önemli rol oynar.
  • NGF; duysal sinirlerin ve otonom sinir sistemine ait sempatik adrenerjik sinirlerin gelişimini hızlandırır. Gangliyon hücrelerini sayı ve büyüklükçe geliştirir.
  • Parotin; mezenşim hücrelerine etkiyerek büyüme ve gelişmelerini hızlandırır.
Tükürük Sekresyonunun Düzenlenmesi
Tükürük sekresyonu; çeşitli reseptörler, afferent sinirler, tükürük merkezleri, sekretorik ve vazomotor efferent sinirler, kan damarları ve bez hücrelerini kapsayan karmaşık bir refleks olayıdır
Sekresyonun düzenlenmesinde uyaranın kaynağına bağlı 3 evre vardır:
1. Ruhsal Evre (Cephalic):
  • Açlık ya da iştah açıcı bir besinin görülmesi, koklanması, hatta düşünülmesi tükürük salgılanmasını artırır ki buna ağız sulanması denir.
  • Refleks olayında görev alan afferent yollar görme (N.opticus), koklama (N.olfactorius) ve işitme (N.statoacusticus) sinirleri içerisindedir. Ruhsal evre özellikle köpeklerde önemli rol oynar.
  • Ruhsal evrede salgılanan tükürüğün bileşimi besinin özelliğine göre farklı olur. Örneğin, köpeğe etin gösterilmesi mandibular ve sublingual bezlerden iplik şeklinde kıvamlı, yapışkan ve müköz bir salgıya, kurutulmuş et ya da kuru ekmeğin gösterilmesi bol sulu (seröz) bir parotis salgısına neden olmaktadır.
  • Pavlov, ruhsal refleksleri şartlı refleksler olarak isimlendirmiştir.
2. Ağız Evresi (Buccal):
  • Ağız mukozasındaki temas, ısı ve kimyasal madde reseptörlerince alınan uyarımların afferent sinirlerle tükürük salgı merkezlerini uyarması sonucu bol tükürük oluşur.
  • Oluşan tükürüğün nitelik ve niceliği alınan besinle ilgilidir.
3. Mide-bağırsak evresi (Gastrointestinal)

  • Mide ya da bağırsağın başlangıç kısımlarına ruhsal refleksleri çalıştırmadan besin konacak olursa tükürük salgısının arttığı görülür.
  • Özellikle irritasyon yaratıcı besinler ya da herhangi bir mide-bağırsak bozukluğu sonucu oluşan bulantı ve tiksinmelerde bu refleksler yoluyla tükürük sekresyonu olmaktadır.
  • Yutulan tükürük bu zararlı maddeleri sulandırıp nötrleştirerek etkilerini hafifletmeye yardımcı olur.
  • Bu refleksler, mide-bağırsak parazitlerinin uyarmaları sonucu da aktivite gösterebilmektedir.
Tükürük Bezlerinin Sinirleri
Medulla oblangatada nucleus salivatorius bulunur. Bunun da superior (kraniyal) ve inferior (kaudal) iki
sekretorik alanı vardır:
  • Kraniyal; mandibular ve sublinguinal bezlerle
  • Kaudal; parotis beziyle ilgilidir. Aralarındaki bölge ise üç bezin de çalışmasını sağlar.
Ad:  tb1.JPG
Gösterim: 1924
Boyut:  27.0 KB


kaynak: Anatomi ve Fizioloji

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 2 Mayıs 2016 00:12
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

7 Nisan 2017 / Misafir Tıp Bilimleri
28 Nisan 2016 / ener Biyoloji
9 Ocak 2013 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri
30 Nisan 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
7 Ocak 2014 / _Yağmur_ Biyoloji