VÜCUT SICAKLIĞI
Sıcaklık, bir cisimde bulunan ısı enerjisi miktarının ölçüsüdür. Isı ise bir maddenin moleküllerinin kinetik ve kimyasal enerjilerinin toplamıdır. Isı bir maddenin sıcak ya da soğuk oluşunu ifade eder. Vücut sıcaklığı, vücutta üretilen ısı ile tüketilen ısı arasındaki dengeyi gösterir. İnsan vücudunun işlevlerini devam ettirebilmesi için belli bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. Vücut sıcaklığı, iç sıcaklık (core temperature) ve yüzeysel sıcaklık (surface temperature) olmak üzere iki türdür.
İç sıcaklık (core temperature)
vücudun derin dokularında oluşan ısıdır. İç sıcaklık çok iyi düzenlenmiştir. Hipotalamusun ısı ayar değeri 37,1 °C’dir. Bu sebeple iç sıcaklık; yani göğüs boşluğu, karın boşluğu, pelvis boşluğu, kalp,deri altı dokusu vb. bölgelerdeki sıcaklık genellikle sabittir. Normal şartlarda yaklaşık olarak ± 0,6–1 °C’den fazla sapma göstermez.
Yüzeysel sıcaklık(surface temperature)
vücudun yüzeyinde oluşan ısıdır ve çevre sıcaklığı ile ilişkili olarak düşer ya da yükselir. Çıplak bir kişi, kuru havada 12,5-60 °C değerleri arasındaki ısıya maruz kalsa bile vücudunun iç sıcaklığı sabit kalır. Vücut sıcaklığının kontrol mekanizması, çok düzenli olarak ayarlanmıştır.Vücut sıcaklığının sabit, dengeli olması için vücutta ısı üretimi ile ısı tüketiminin eşit olması gerekir. İç sıcaklığın sabit olması; sıcaklığın kan dolaşımı yolu ile deriye taşınması ve buradan çeşitli ısı kaybı yollarıile çevreye verilmesine bağlıdır.
Isı üretimi
İnsan vücudunda ısı üretimi, metabolizma sonucu gelişir. Metabolizma, kısaca vücut hücrelerindeki tüm kimyasal reaksiyonlardır.Metabolizma hızı, normalde kimyasal reaksiyonlarda ısının serbestleşme hızıdır. Organizmada metabolizma için temel kaynak, besin ögeleridir. Besinögeleri kan dolaşımı yolu ile hücreye ulaştığında,hücrede özel enzimlerin etkisiyle oksidasyona uğrar. Hücrelerdeki oksidasyon sonucunda CO2(karbondioksit), H2O (su) ve enerji açığaçıkar. Açığa çıkan enerjinin %50’si ısı enerjisi konumundadır. Kalan enerji hücresel işlevlerin enerji kaynağı olan ATP (adenozin trifosfat)sentezine harcanır.Hücrelerde enerji, ATP’den işlevsel sistemlere aktarılırken bir miktar ısı oluşur; bununlaberaber işlevsel sistemlerin kullandığı %25’lik enerjide sistemin çalışması sırasında ısı enerjisine dönüşür. Sonuç olarak vücutta açığa çıkan tüm enerji, ısı enerjisine dönüşür.
Vücut sıcaklığını etkileyen faktörler
Vücut sıcaklığı, alınan gıdaların metabolizması ve kasların çalışması sonucu oluşur. Metabolizma hızının artmasına bağlı olarak ısı üretimi artar; metabolizmahızının düşmesinde ise ısı üretimi düşer. Vücutta ısı üretimini etkileyen en önemli faktörler şunlardır:
Yaş
Yeni doğanlarda ısı merkezi tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle vücut sıcaklığı iyi ayarlanamaz. Soğuk çevrede hipotermi (vücut sıcaklığının düşmesi), sıcak çevrede hipertermi (vücut sıcaklığının artması) görülür. Yaşlı ve çocukların vücut sıcaklığı erişkinlere oranla daha düşüktür.
Cinsiyet
Hormonal faktörler nedeni ile kadınların vücut sıcaklığı erkeklere oranla daha değişkendir. Menstrual siklusta ovulasyon dönemine kadar vücut sıcaklığı normal seyrederken ovulasyon ile birlikte vücut sıcaklığı yükselir. Menstruasyon döneminde sıcaklık tekrar düşüşe geçer.
Fiziksel aktivite
Kas çalışması sonucu metabolizma hızı yükselir ve vücut sıcaklığı artar. Kas çalışması aynı zamanda titremeyi artırır. Vücut sıcaklığı çok düşerse titreme ile düzenlenir.
Günlük ısı döngüsü
Vücut sıcaklığı gün boyunca değişiklik gösterir; sabah düşüktür, gün boyunca yavaş yavaş yükselir, akşama doğru en yüksek seviyeye çıkar. Gün içindeki bu değişikliklerde beslenme, fiziksel aktivite ve dolayısıyla metabolizma etkilidir.
Emosyonel durum
Fizikselve duygusal stres sonucu sempatik sinir sistemi uyarılır,epinefrin ve norepinefrin salgısı artar, metabolizma hızlanır ve vücut sıcaklığı artar.
Çevre
Havanın soğuk ya da sıcak olması vücut sıcaklığını etkiler. Vücudun dayanabileceği çevre sıcaklığı değeri (özellikle en yüksek sıcaklık değeri) havanın nemli ya da kuru oluşu ile yakından ilişkilidir. %100 kuru havada vücudun birkaç saat için dayanabileceği en yüksek sıcaklık 60 °C’dir. %100 nemli bir havada dayanabileceği sıcaklık değeri ise 34,4 °C’dir.Ortam sıcaklığı bu değerlerin üzerine çıktığında, vücut sıcaklığı yükselmeye başlar. Ortam sıcaklığı çok düşük ise metabolizma yavaşlar, vücut sıcaklığı düşer.
Hormonal faktörler
Tiroid hormonu ve büyüme hormonunun salgısı arttıkça vücut sıcaklığı artar. Bayanlarda, menstrual siklus beden sıcaklığında değişikliğe neden olur. Daha önce bahsedildiği üzere epinefrin ve norepinefrin vücut sıcaklığını yükseltir.
İlaçlar
Ateş düşürücü ilaçlar vücut sıcaklığını düşürür.? Isı kaybıİnsanorganizması, ısı ürettiği gibi iç sıcaklığı dengeleyebilmek için aynı şekilde ısı kaybeder. Vücuttan ısı kaybı aşağıdaki mekanizmalarla gerçekleşir.
Radyasyon
Vücut dışarıya ısı ışınları yayar, böylece ısı kaybı gerçekleşir. Normal oda ısısında çıplak duran kişi beden sıcaklığının %60’ını kaybeder. Aynı şekilde kişinin çevresinde bulunan cisimlerden de (duvar, güneş, soba vb.) ısı ışınları yayılır. İnsan vücudu tarafından bu ısı ışınları alınır. Beden sıcaklığı, bu cisimler tarafından yayılan ısıdan fazla ise vücut ısı kaybeder. Bu sebeple vücut sıcaklığı fazla olan kişinin giysileri çıkartılırsa ısı kaybı artar ve yüksek ateşin düşmesi sağlanır. Aynı şekilde soğuk ortamlarda ince ve sık dokulu iki kat kıyafet giyilmesi, radyasyon yolu ile ısı kaybını önler.
Kondüksiyon
Temas eden iki cisim arasında ısı aktarılmasıdır. Bu yolla ısı kaybı %3’tür. Oturduğumuz sandalye soğuk ise ısı aktarımı vücudumuzdan sandalyeye doğru olacaktır. Bu şekilde sandalye ile vücut arasında ısı eşitleninceye kadar ısı aktarımı devam eder. Sıcaklık, sıcak alandan soğuk alana doğru geçer. Vücut sıcaklığı yüksek ise ılık banyo yaptırılarak kondüksiyon yolu ile düşürülür.
Konveksiyon
Sıcaklığın, deri yolu ile havaya aktarıldıktan sonra hava akımı yolu ile kaybedilmesidir. Sıcaklık önce kondüksiyon yolu ile havaya yayılır, sonra hava akımı ile uzaklaştırılır.
Evaporasyon
Buharlaşma yolu ile olan ısı kaybıdır. Çevre sıcaklığı vücut sıcaklığından yüksek olduğu durumlarda vücut ısısı radyasyon ve kondüksiyon yoluyla kaybedilemez, tam tersine kazanılır. Bu şartlarda vücudun ısı kaybedebilmesi için tek yol, evaporasyon yolu ile ısı kaybıdır. Vücut terleyerek ısı kaybeder.
Vücut sıcaklığının düzenlenmesi
Organizmada üretilen ve kaybedilen ısı arasındaki denge, çeşitli kontrol mekanizmaları ile sağlanır. Bu mekanizmalar; sinirsel kontrol, deri ve terleme olmak üzere başlıca üç grupta incelenir.
Sinirsel kontrol
Vücut sıcaklığı, beyin yarım küreleri arasına yerleşmiş olan hipotalamus tarafından feedback (geribildirim) mekanizması ile düzenlenir. Hipotalamus, vücut sıcaklığının düzenlenmesinde termostat görevini üstlenir. Hipotalamusun vücut sıcaklığını kontrol eden mekanizmasının tümüne “hipotalamik termostat” adı verilir. Hipotalamik termostat, vücut sıcaklığının çok yüksek ya da çok düşük olduğunu reseptörler yolu ile haber aldığında sıcaklığı yükseltici veya düşürücü işlemleri başlatır.
Vücut sıcaklığı yükseldiği zaman hipotalamus sıcaklığı şu şekilde azaltmaya çalışır: - Vazodilatasyon ile kan dolaşımı hızlanır, ısı kan dolaşımı ile deriye taşınır ve vücut soğur.
- Terleme yolu ile vücut ısısı buharlaştırılarak kaybedilir.
- Isı üretiminin azaltılması ile metabolizma yavaşlayarak ısı üretimi azalır.
Vücut sıcaklığı düştüğü zaman hipotalamus şu şekilde sıcaklığı artırmaya çalışır: - Vazokonstrüksiyon ile kan dolaşımı yavaşlayarak deriye kan akımı yavaşlar ve sıcaklık kaybı azalır.
- Piloereksiyon (derideki tüylerin dikleşmesi) ile deride yalıtkan bir tabaka oluşur ve terleme azalır.
- Metabolizma hızı artarak ısı üretimini artırır ve titreme ile birlikte sıcaklık yükselir.
Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde derinin görevi
Derinin en önemli görevi ısıyı vücut içinde tutmaktır. Deri, deri altı dokusu ve yağ dokusu ile ısıyı vücut içinde tutmaya çalışır. Derinin diğer bir görevi, ısıyı toplamak ve dağıtmaktır. Vücut sıcaklığı düştüğü zaman ısıyı tutar; yükseldiği zaman vücut yüzeyine dağıtır (vazokonstrüksiyon, vazodilatasyon). Ayrıca deri, üzerinde bulunan reseptörler yardımı ile sıcağı ya da soğuğu algılayarak hipotalamusa iletir.
Terleme
Ter bezleri tarafından salgılanan ter; sodyum, klor, üre, potasyum, laktik asit, su gibimaddeleri içerir. Ter, deriden buharlaşırken vücuttan sıcaklık kaybı olur. Vücut sıcaklığının düşmesi durumunda ise hipotalamus ter bezlerinin salgılarını baskılar ve sıcaklık korunur. Sıcak ortamda sıcaklık hissi, soğuk ortamda ise üşüme hissi oluşur; böylece vücut sıcaklığına göre davranışlar kontrol edilir. Duruma uygun giysi seçme, ısıtıcı ve soğutucu kullanma gibi davranış gösterilir.
Vücut sıcaklığının sınıflandırılması
Vücut sıcaklığı; normal vücut sıcaklığı, hipertermi ve hipotermi olmak üzere üçe ayrılır.
Normal vücut sıcaklığı
Vücudun iç sıcaklığı ± 37,1°C’dir. Vücut sıcaklığı normal değerleri bölgeye göre değişir. Erişkin bir insanda ortalama vücut sıcaklığı oral 37°C, rektal37,5°C, aksiller 36,5°C ve timpanik 37° C’dir.Vücut sıcaklığıortalama değerlerden ± 0,5°C sapma gösterebilir. Bu durum normal kabul edilir.
Hipertermi (vücut sıcaklığının yükselmesi)
Vücut sıcaklığının normal değerinin üzerine çıkmasına hipertermi denir. Pireksiolarak da adlandırılır. Vücut sıcaklığının 41°C’yeyükselmesi durumuna ise hiperpireksi denir. Vücut sıcaklığı nadiren 44°C’ye yükselebilir. Bu değere yükseldiğinde solunum merkezi hasar görebilir ve solunum durabilir.
Toksik maddeler, beyin tümörleri, proteinlerin yıkım ürünleri, bakterilerin salgıladığı toksinler sıcaklık ayar noktasını etkileyerek vücut sıcaklığının yükselmesine nadiren de düşmesine nedenolur. Yüksek ateş birçok hastalığın belirtisidir.
Hipotermi (vücut sıcaklığının düşmesi)
Vücut sıcaklığının normal değerlerin altına düşmesinehipotermi denir. Uzun süre aşırı soğuğa maruz kalma, uzun süreli hareketsiz kalma, kan dolaşımının bozulması, ısı üretiminin yetersiz kalması, hipotalamusta ısı ayar termostatının hasar görmesi sonucu beden ısısı düşebilir. Kısa süreli olursa vücut bu duruma dayanabilir ancak bu olumsuzluk uzun süreli olursa iç organların (kalp, beyin, akciğer) ısısı 35°C’nin altına düşer. Hipotermi belirtileri ortaya çıkar. İç sıcaklık 25°C’nin altına düştüğünde kalp durur ve ölüm gerçekleşebilir.
Vücut Sıcaklığının Ölçüldüğü Bölgeler
Hasta veya yaralının vücut sıcaklığı aşağıdaki yollar ile ölçülür:
- Aksiller yol
- Oral yol
- Rektal yol
- Timpanik membran yol
- Deri yolu
Ateş Türleri
Vücut, ısısını termoregülasyon mekanizması aracılığı ile düzenler. Bu mekanizmada iki faktör vardır. Isının meydana gelmesi ve ısının kaybıdır. Bu iki faktörden biri azalır veya artarsa ısı derecesinde değişiklik olur. Çoğunlukla enfeksiyon hastalıklarında ısı derecesi yükselir ve hastalık iyi oluncaya kadar yüksek kalır. Genellikle her hastalığın özel ve tipik bir ısı grafiği vardır. Ateş türleri aşağıdaki gibidir.
Devamlı ateş (febris continua):

Vücut ısı çizgisinin, en yüksek dereceye varıp o yüksekliği bir müddet muhafaza etmesidir. Günlük değişmeler bir dereceyi geçmez. Derecenin çıkması ve inmesi ya birden bire veya yavaş yavaş olur. Devamlı ateş, tifoda görülür.
Bacaklı ateş (febris remittens):

Günlük ısıdaki değişmeler bir dereceden fazladır. Bacaklıateş yılancık, tüberküloz ve sepsiste görülür.
Tekrarlayan ateş (febris recurrens):

Tekrarlayan ateşte, 3-5 gün yüksek ısı görülür ve sonra ısı birden normale döner. Normal ısı 5-6 gün davam ettikten sonra tekrar yükselir. 3-5 gün yüksek ısı görülür ve tekrar düşer. Üriner enfeksiyon gibi lokalize olmuş enfeksiyonlarda görülür.
Dalgalı ateş (febris undulans):

Dalgalı ateşte,vücut sıcaklığı birkaç gün içerisinde yavaş yavaş yükselir. Bir süre ateş yüksek kaldıktan sonra yine birkaç gün içinde ateş düşer. Isı grafiğinde ısının yükseliş ve düşüşü geniş dalgalar hâlinde görülür (Üç aylık ısı grafiğinde dalgalar daha net görülür.). Bu tip ateş, Malta hummasında görülür.
- Aralıklı ateş (febris intermittens): Kısa süreli ateş nöbetleridir. Bu tip ateş sıtma (malarya) hastalığında görülür.
- Düzensiz ateş (febris irregularis): Isı grafiğinin belirgin bir özelliği yoktur. Ateş uzun süre düzensiz olarak yükselir ve düşer. İç kanama da görülür.
- Febris ephemera: Kısa süren yüksek ateştir. Akut enfeksiyon hastalıklarında görülür.
- Krizis: Pnomoni hastalarında ısı üşüme ve titreme ile birden yükselir. Birkaç gün yüksek kalır ve birden bire düşer. Isının birden bire düşmesine krizis denir.
- Lizis: Yüksek olan vücut ısısının yavaş yavaş düşmesidir. Genellikle tifonun 2. haftasından sonra ısı yavaş yavaş düşerek normale döner.
megep