Arama

Sarı Nokta (Leke) Göz Hastalığı

Güncelleme: 16 Temmuz 2016 Gösterim: 36.494 Cevap: 4
estudiantes - avatarı
estudiantes
Ziyaretçi
5 Kasım 2007       Mesaj #1
estudiantes - avatarı
Ziyaretçi

Sarı nokta göz hastalığı

Ad:  Sarı Nokta (Leke) Göz Hastalığı1.jpg
Gösterim: 2249
Boyut:  44.1 KB


Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Görme merkezinin yaşa bağlı hasarına sarı nokta hastalığı denir. İleri yaş, ultraviyole ışınlar, genetik faktörler, vitamin eksikliği, hipertansiyon, sigara ve şişmanlık hastalığın görülme sıklığını arttırır.
Hastalığın iki tipi vardır. Kuru tip retina tabakası altında dokudan temizlenemeyen bazı maddelerin birikmesi ile oluşur. Daha sık görülmekle birlikte daha yavaş seyreder. Yaş tipi ise, hasta dokuda oluşan anormal damarlara sahip zarlı dokunun retinaya doğru ilerlemesi ile meydana gelir. Bu tip daha nadir görülmekle birlikte sıklıkla görme kaybına yol açar. Bu tipte yeni oluşan damar ve zarlardan sızıntı ve kanama olur, bunun sonucunda sinir lifi hücrelerinin fonksiyonu kaybolur. İki tip birbirinden klinik ve anjiografik muayene (FFA ve ICG) ile ayrılır.

Hastalığın belirtileri;
görme keskinliğinde azalma, cisimleri eğri ya da küçük görme, görme alanında siyah bir alan görülmesidir.
Uzun yıllardır devam eden çalışmalar sonucunda bu hastalık fotodinamik tedavi (PDT) adı verilen yöntemle tedavi edilmeye başlanmıştır. 2000 yılında Amerika'da FDA (Food and Drug Administration) tarafından onaylanan fotodinamik tedavi ile yaş tip sarı nokta hastalığında başarılı sonuçlar alınmaktadır. PDT tedavisinde kol damarlarından verteporfirin adlı bir madde verilir. Hastalıklı dokuda toplanma özelliği gösteren bu madde göze yollanan lazer ışını yardımıyla aktiflenir ve dokuda oksijen radikallerini ortaya çıkarır. Açığa çıkan oksijen radikalleri yalnızca hastalıklı dokudaki anormal damarları tahrip eder, ancak komşu sağlıklı retina dokusuna zarar vermez. İlacın yan etkileri; geçici görme azlığı, ışık hassasiyeti, kolda ödem, bulantı ve sırt ağrısıdır. Tedavinin hasta açısından olumsuz tarafları ise, tedavi maliyetinin yüksek olması ve sık nüks görülmesidir.
Son yıllarda retinadaki anormal damarlanmayı tedavi etmek üzere Anti-VEGF genel başlığı altında yeni bir grup ilacın göz içine enjeksiyonu ile başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Oluşan damarlı zarların cerrahi olarak çıkarılması ve sağlam retina bölgelerinin merkeze kaydırılması (maküla translokasyonu) sarı nokta hastalığında halen geliştirilmeye çalışılan tedavi yöntemleridir.

BAKINIZ
Göz Nedir? Gözün Yapısı ve Görevleri
Göz Sağlığı
Oftalmoloji (Göz Hastalıkları Bilimi)

Son düzenleyen Safi; 16 Temmuz 2016 19:47
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
19 Aralık 2007       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Halk arasında “Sarı nokta hastalığı” olarak bilinen “Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansı” hastalığı 50 yaş sonrasında rastlanan körlüğün de en büyük nedeni.

Sponsorlu Bağlantılar

YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERESANSI NEDİR?


Yaşlılarda rastlanan görme merkezi hasarları ve kanamaları olarak bilinen “Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansı”, hastanın görme alanının ortasında giderek büyüyen bir leke olarak ortaya çıkıyor.
Her iki gözü de etkileyen ve hastanın bağımsız yaşama yeteneğini kaybettiren Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansı, önce bir gözde başlıyor ve genellikle yavaş seyrediyor. Bu nedenle hastaların önemli bir bölümü, gözlerinden birisinin az gördüğünü ilerleyen dönemlerde farkedebiliyor. Belirtileri yaşlılığın doğal bir sonucu olarak görüldüğü için toplumda fazla bilinmeyen bu hastalık, ileri safhalarda körlüğe neden olabiliyor.

YENİ BİR UMUT İÇİN FOTODİNAMİK TEDAVİ

Klasik laser sistemleriyle kesin tedavisi yapılamayan Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansı’nın en yeni tedavisi olan “Fotodinamik Tedavi” tam görme merkezindeki kanamaları durdurarak, hastanın görmesinin korunmasına katkıda bulunuyor.
Görme merkezi dışındaki kanamalarda kullanılan termal yani - yakıcı laserler, görme merkezi kanamalarında, hastalıklı olan merkezi tam olarak yok ettiği için kullanılamıyor. Yapılan araştırmalar, benzoprofirin derivelerinin görme merkezinde kanama yapan anormal damarlarda toplandığını ve bu damarları yok ettiğini gösterdi. Bu bilgi de “Fotodinamik Tedavi” nin doğmasını sağladı.

Tıp dünyasında çok önemli bir gelişme olarak kabul edilen Fotodinamik Tedavi, Türkiye’de de hızla yaygınlaşıyor ve şu anda 8 merkezde yoğun olarak uygulanıyor. Bu merkezlerden biri olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülipek Müftüoğlu; “Fotodinamik Tedavi özel ilacı ile birlikte yapıldığı için, görme merkezindeki kanamalara neden olan yeni damar oluşumlarına direkt etki ediyor ve ilaç + laser kombine kullanılmasıyla seçici doku tedavisi yapılabiliyor. Böylece lazerin sağlıklı bölgeleri olumsuz etkilemesi de önlenmiş oluyor.”dedi.

YILDA BİR KEZ MUTLAKA DOKTOR KONTROLÜ YAPILMALI


Görme merkezinde hastalığın ilk belirtilerinin, görme alanının ortasında giderek büyüyen lekeler oluşması, cisimleri küçük görmeye başlamak, çizgilerin itilmesi ya da kırılması ve bakılan yerde net görmenin kaybolmasıyla ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Gülipek Müftüoğlu, bu şikayetleri bulunan hastaların vakit kaybetmeden doktora gitmelerini ve tedaviye başlamaları gerektiğini önemle vurguluyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada, insanların yaklaşık yüzde 70’inin son iki yıl içinde göz kontrolünden geçmediği belirlenirken, sadece yüzde 5’inin Maküla Dejeneresansı ve tedavisi konusunda bilgisi olduğu ortaya çıktı.

TÜRKİYE’DE GELECEK YILLARDA GÖZ HASTALIKLARI ARTACAK

Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yüzde 20’sini, 60 yaşın üzerindekiler oluştururken, genç bir nüfusa sahip Türkiye’de bu oran, günümüzde sadece yüzde 4 civarında... Bu rakamlar, önümüzdeki 10 yıl içinde bu hastalığın, Türkiye’nin sağlık sistemi için ciddi problemler yaratacağını gösteriyor.

Hastalarda görmeyi azaltan bu hastalığın risk faktörlerini ise; öncelikle yaşlanma, sigara, güneş-ultraviyole ışınları ve genetik yapı oluşturuyor. Makula Dejeneresansı olgularında genetik geçiş yüzde 20 civarında olduğu için, anne-babasında bu hastalığın geliştiği kişiler, özellikle 50 yaş üzerinde göz taramalarını aksatmamalılar. Sadece yaşlılarda olmayıp, miyoplarda, göz yaralanmalarında ve birçok başka hastalıkta da gelişebilen görme merkezi hasarlarından korunmak için de, sigarayı bırakmak, beslenme alışkanlığını değiştirerek sebze-meyve ağırlıklı gıdalara geçmek, güneş ışınlarından korunmak ve yıllık göz kontrollerini unutmamak gerekiyor
Son düzenleyen Safi; 15 Temmuz 2016 23:33
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #3
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Sarı Nokta Hastalığı Tedavi Edilmezse Kör Ediyor


Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Durlu, sarı nokta hastalığına bağlı olarak retina da oluşan çatlakların gözde onarılması zor hasarlara neden olduğunu söyledi.


Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Durlu, sarı nokta hastalığına bağlı olarak retina da oluşan çatlakların gözde onarılması zor hasarlara neden olduğunu söyledi. Sıklıkla 50 yaş sonrasında rastlanan sarı nokta hastalığı çeşitli nedenlerden dolayı genç yaşlarda da görülebiliyor. Sarı nokta hastalığı eğer tedavi edilmez ise körlüğe yol açan önemli bir göz hastalığı olarak biliniyor. Sarı nokta hastalığının ortaya çıktığı yer ise retinanın merkezindeki "makula" (sarı nokta) olarak tanımlanan bölge. Bu bölge, okuma-yazma, araba kullanma, televizyon seyretme gibi keskin görme işlevini sağlamasıyla beraber kontrast hassasiyeti ve renkli görmeden de sorumlu çok önemli görevleri üstleniyor. Dolayısıyla sarı nokta hastalığının ilk belirtisi olarak kişinin görme kalitesinde bozulma ve daha sonra görme azalması gerçekleşiyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Yusuf Durlu, sarı nokta hastalığının en önemli belirtileri görme de azalma, eğri görme, ışık çakmaları, siyah noktalar oluşması olarak özetleyerek, tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybı ve körlük meydana gelebileceğini kaydetti. Durulu, hastalığın teşhisinin göz muayenesi ile birlikte yapılan teşhis sonrasında sarı nokta hastalığından şüphelenilen hastalara göz anjiyosu ve sarı nokta tomografisi (OCT) yapıldığını ifade ederek, "Bu tetkikler sonucunda yeni damar oluşumunun sarı noktadaki yerleşimi tespit edilir ve tedavi sürecine başlanır. Sarı nokta hastalığının en eski ve bilinen yöntemi argon lazer ve fotodinamik tedavidir. Günümüzün gelişen teknolojisi ile birlikte sarı nokta hastalığı tedavisinde çok yol kat edilmiştir. Hastalığın tedavisinde en son ve en etkili yöntem ise göz içi enjeksiyon (iğne) tedavisidir. Bu iğnede kullanılan ilaç bir çeşit antikordur. Göze enjeksiyon yöntemiyle antikor verildikten 1 ay sonra sarı nokta altında oluşan damarlarkapanmaktadır. Gözdeki sızıntı azalınca hastanın görmesinde buna paralel olarak artış görülür. Hasta eskisi gibi kitap okuyabilir, televizyon seyredip araba kullanılabilir. 1 ay sonraki kontrolünde yeni damar oluşmaya devam ediyor ise tekrar iğne tedavisi yapılır. Bir ay arayla mükerrer tedaviler uygulanır. Sarı nokta hastalığında kullanılan en son yöntem olan enjeksiyon tedavisi ile artık iyileşmeden söz etmek mümkün olmaktadır. Enjeksiyon yöntemi bu nedenle, uzmanlar tarafından tıpta çığır açan bir yöntem olarak kabul edilmektedir" dedi. Durulu, sarı nokta hastalığının genç yaşta karşımıza çıkmasını sağlayan 3 neden olduğunu ifade ederek, "Genç yaşlarda görülen sarı nokta hastalığı ise travmaya bağlı olarak, yüksek miyobu olan hastalarda ve kalıtımsal, yani angioid streaks (damara benzeyen çatlak) adı verilen bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir" diye konuştu.
Son düzenleyen Safi; 15 Temmuz 2016 23:34
eXcaLLaNT - avatarı
eXcaLLaNT
Ziyaretçi
10 Mayıs 2008       Mesaj #4
eXcaLLaNT - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Sarı Nokta (Leke) Göz Hastalığı2.jpg
Gösterim: 1342
Boyut:  61.4 KB

Gözde Sarı Noktaya Dikkat!..


Dünya istatistiklerine göre SARI NOKTA (MAKULA) hastalıkları körlüğün en önemli sebeplerinin başında gelmektedir. Bu hastalığın en sık görülen çeşidi yaşa bağlı gelişen Makula Dejeneresansıdır. Şeker hastalarında, yüksek miyoplarda,ağ tabakasındaki damar tıkanıklıklarına bağlı veya kalıtımsal olarak da gelişebilen Sarı Nokta Hastalıkları kalitesiz görme ve körlüğe sebep olabiliyor. Tıp dünyasındaki son gelişmeler ise bu hastalığa sahip kişilere daha iyi görme ve görme kaybını engelleme şansı veriyor.Göz içine enjekte edilen protein içerikli ilaç görme kaygının ilerlemesini durduruyor.Dünya Göz Hastanesi doktorlarından Doç.Dr. Yusuf Durlu’dan sarı nokta hastalığı ve hastalığın tedavisindeki gelişmeler hakkında bilgi aldık.

SARI NOKTA HASTALIĞI NEDİR?


“Sarı nokta, ayrıntılı, net, keskin ve renkli görmemizi sağlayan gözün en arka duvarı olan retinada yer alan görme merkezidir. Yaşa bağlı gelişen sarı nokta hastalığında (Makula dejeneresansında) gözün görme merkezi tahribata uğrar, görme zamanla kademeli olarak azalır ve merkezde karanlık bir leke ortaya çıkar. Yaşa-bağlı sarı nokta hastalığının risk etkenleri; yaş, kalıtım, hipertansiyon, yüksek lipid, sigara ve güneş ışığı olarak bilinmektedir”.

SARI NOKTA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ?


“Sarı nokta hastalığının en önemli belirtileri;Görme azalması, eğri ve kırık görme, görme kalitesinde bozulma, ışıkta kamaşma ve hassasiyet, renk körlüğü, göz önünde siyah noktalar,ışık çakmalarıdır”.

SARI NOKTA HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?


“Yaşa bağlı sarı nokta hastalığının “ kuru” ve “ yaş “ olmak üzere iki tipi mevcut olup tedavileri farklıdır.
Kuru tip, sarı nokta hastalarının 90%’ nı oluştururken, yaş tip 10%’nu oluşturur. Yaş tip, yaşa-bağlı sarı nokta hastalarının 10%’unda görülmesine karşın görme kaybının 90%’ın dan sorumludur.
Kuru tipin tedavisi doktor kontrolünde hastaya yüksek doz anti-oksidan (A, C, E vitaminleri ve çinko) verilerek yapılmaktadır. Yaş tipin tedavisinde uzun yıllardır Argon lazer ve 2000 yılından itibaren bazı hastalarda Fotodinamik Lazer Tedavisi görme kaybının ilerlemesini önlemek amacıyla uygulanmaktadır”.

GÖZ İÇİ İLAÇ ENJEKSİYONU GÖRME KALİTESİNİ ARTTIRIYOR.


“Dünyada alanındaki son gelişme ise oldukça kısa sürede ve hasta açısından zahmetsiz olarak GÖZ İÇİNE İĞNE YOLUYLA PROTEİN (ANTİKOR) enjekte edilmesidir. Yöntem, yaş tipteki hastalarda başarı sağlamaktadır. Birkaç kez tekrarlanabilen ilaç enjeksiyonuyla görme kaybının ilerlemesi durdurulduğu gibi pek çok hastada görme kalitesi artabilmektedir”.

SARI NOKTA HASTALIĞI RİSKİNE DİKKAT!


Risk etkenleri Yaşa göre görülme yüzdesi
  • yaş
  • 50-65 yaş % 2
  • 65-75 yaş % 10
  • 75-85 yaş % 35
  • 85 yaş üstü % 50
  • kalıtım
  • hipertansiyon
  • serum lipidlerindeki yükseklik
  • sigara
  • güneş ışiği
Son düzenleyen Safi; 15 Temmuz 2016 23:49
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Aralık 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Sarı Nokta hastalığının nedenleri nedir?

Ad:  Sarı Nokta (Leke) Göz Hastalığı3.jpg
Gösterim: 5341
Boyut:  38.9 KB

Nedenini tam olarak bilemiyoruz. En sık neden yaşla beraber sarı nokta bölgesinin bozulmasıdır. Bunun yanında yüksek miyoplar ve doğumsal bazı retina hastalarında da sarı nokta hastalığı görülebiliyor. Ayrıca güneşin, ultraviyole ışınlarının bu hastalığı tetiklediğini biliyoruz. Yüksek kolesterol, yüksek tansiyonu olan ve sigara içen kişilerde bu hastalığa daha fazla rastlıyoruz. Ancak antioksidan ve çinko içeren vitaminlerin hastalığın seyrini yavaşlattığı bilimsel olarak kanıtlandı.Bu hastalık bir gözde başlar ve diğer göze geçme olasılığı iki sene içinde yüzde 90 oranındadır.

Sarı Nokta Hastalığında risk faktörleri nelerdir?


Sarı nokta hastalığı için en önemli risk faktörü yaştır.Yani ne kadar yaşlı olunursa bu hastalıkla karşılaşma riski o kadar yüksektir. Bu hastalık 50 yaşından sonra ilerliyor. Türkiye`de 1 milyonun üzerinde kişi yaşa bağlı sarı nokta hastalığına yakalanmış durumda.Bu insanlar yavaş yavaş görme kaybına uğruyor.ve günlük yaşantıları kısıtlanıyor. Kadınlarda daha sık görüyoruz bu hastalığı. Sigara, yüksek kolesterol, hipertansiyon, güneş ışığına uzun süre maruziyet ve vitaminden eksik beslenme diğer risk faktörleridir.Kalıtım da önemlidir.

Sarı Nokta hastalığının kaç tipi var?


2 tipi vardır:
Kuru tip yani kanama, sıvı birikimi veya yeni oluşmuş damar bulundurmayan tip. Kanama ve yeni oluşmuş fakat zararlı damar ağı mevcut olan
Yaş Tip olmak üzere 2 tipi vardır. Kuru tip nispeten daha zararsız olup zaman içinde yaş tipe dönüşebilir. Yaş tip; görmeyi ileri derece bozar. Tedavi edilmezse kalıcı hasar bırakma oranı yüksek olan ve tehlikeli tip yaş tiptir.

Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı dışında sarı nokta hastalığına sebep olan diğer hastalıklar hangileridir?

Sarı nokta hastalığının toplumdaki en sık nedeni yaşa bağlı sarı noktadır. Daha seyrek olarak şeker hastalığına bağlı makula ödemi, Sarı nokta hastalığı yapan yüksek Miyopi, doğumsal ve yapısal retina hastalıkları, retinada damarsı çatlaklar, bazı parazit enfeksiyonları sarı nokta hastalığına yol açarak kalitesiz görme ve körlüğe neden olabilir.

Sarı Nokta Hastalığı nasıl tedavi edilir?


Kuru tip için tedavi gerekmez ancak koruyucu amaçlı özel vitaminler vardır.Yaş tip için ise yaklaşık 1 yıl önce gözün içerisine göz içi ilaç enjeksiyon maddeleri ile enjeksiyon yapmaya başladık. Toplam 24 ülkede bu yöntem uygulanıyor. Enjeksiyon yapılırken göz uyuşturuluyor. Gözün beyaz alanından gözdeki camsı sıvısının içine ilaç enjekte ediliyor. Bu ilaç hem görmeyi azaltan yenidamar oluşumuna engelleniyor,hemde mevcut olan damarlar ortadan kalkıyor. Hastanın merkezi görmesi açılıyor.

Göz içi enjeksiyonu görme kalitesini nasıl artırıyor?


Göz içi enjeksiyon tedavisi görme kalitesini ve gücünü artıran bir özellik içermektedir. Bunu yaş tipte oluşan ve gözde oluşan zararlı damarları küçültüp veya yok edip buralardan oluşan sıvı sızmalarını engelleyerek yapmaktadırlar. Göz içi enjeksiyon maddeleri bağırsak kanserinde kullanılan ilaçlardan türetilmiştir.

Enjeksiyon bir kere mi yapılıyor yoksa birkaç seans gerekiyor mu?


Duruma göre birden çok yapılabilmektedir 12 defaya kadar bile uygulama mümkündür.Seans sayısı hastanın durumuna göre değişiyor. Hastaları sürekli takip ediyoruz. Ne zaman gerekirse o zaman enjeksiyon yapıyoruz.

Tedavide başarı oranı nedir?


Uygun seçilmiş hastalarda yüzde 80`lere varan başarıdan söz etmek mümkündür. Önünü göremeyen hastalarımız enjeksiyon tedavisinden sonra kitap okur,otomobil kullanır hale geldiler. Örneğin; 15 yıl önce hastalığı başlamış, yavaş yavaş görme kaybına uğramış ve sadece bir metreyi gören hastalarımız şimdi görüyorlar. Genç hastalarımız var. Genç yaşta bir kaza sonucunda da bu hastalığa yakalanabilir. Bu hastalarda da başarılı oluyor enjeksiyon tedavisi. Mevcut görmeyi korumak için.

Ne zaman doktora başvurmak lazım?


Öncelikli olarak 40 yaşından sonra her yıl düzenli göz kontrolü gerekir. Ancak görme azalması, cisimlerin ortasını karanlık, eğik, çarpık görme şikâyetleri olursa vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Erken tanı çok önemlidir. Yüzde yüz görme kaybı olduğunda maalesef işe yaramıyor.10 hanenin 8`inde mutlaka bir sarı nokta hastası vardır.

Tedavi edilmezse ne olur?


Sarı nokta hastalığı başka bir hastalık üzerine eklenmezse körlükle neticelenmez. Ancak kişiyi başkalarına bağımlı olarak yaşayan, yarım metre önünü göremeyen bir insan haline dönüştürebilir. Bu da yaşam kalitesini oldukça düşürüp kişiyi tüm sosyal yaşantısından uzaklaştırır.

Görülme sıklığı nedir?


60 yaşından sonra yüzde 30, 70 yaşından sonra yüzde 40, 80 yaşından sonra yüzde 50 ve 90 yaşından sonra yüzde 70 civarında görülme sıklığı vardır.

Hastane bünyesinde kurduğunuz Sarı Nokta Merkezinde neler yapılıyor?


Bu merkezde sarı nokta hastalığının erken tanı tedavisi yapılmaktadır. Son teknoloji OCT, HRT ve digital göz anjiosu cihazlarıyla bu hastalığın erken tanısını yapıp bilinen en başarılı tedaviler olan PDT ve göz içi enjeksiyonlarıyla bu hastalığın ilerlemesi durdurulup iyileşmeler sağlanmaktadır. Ayrıca bu hastaların tedavi sonra görsel rehabilitasyonları içinde çalışılmaktadır. Bu sayede gelen hastaların sarı nokta hastalığına yakalanma riskleri değerlendirilip olanlar tedavi edilmekte riskli olanlar ise yakın takibe alınıp gelişmiş cihazlar yardımıyla hastalık kalıcı zararlar vermeden gerekli tedaviler yapılmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 16 Temmuz 2016 00:00
Quo vadis?

Benzer Konular

15 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
15 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
16 Temmuz 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
18 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap