Arama

Epilepsi (Sara)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 10 Ocak 2013 Gösterim: 38.756 Cevap: 14
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
2 Eylül 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Epilepsi

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Epilepsi nöbeti beyindeki sinir hücrelerinin, yani nöronların ani, kısa süreli ve aşırı bir boşalımı (deşarjı) sonucu ortaya çıkar. Epileptik nöbetin tipi anormal deşarjın başladığı ve yayıldığı bölgelere göre değişiklik gösterir. Klinik özellikleri aynı olan epilepsi nöbeti; tümör, damar yapısı bozuklukları ve infeksiyon gibi birbirinden farklı patolojik süreçlere bağlı olabilir. Metabolik bozukluklar, örneğin, kan şekeri, üre veya kandaki tuzların dengesizlikleri ve bazı ilaçlar eğilimli bir yapıda epilepsi nöbeti oluşturabilir. Bazen de belli bir neden bulunmaksızın nöbetler tekrarlar. Bu nedenle epilepsi kendi başına bir hastalık değil çeşitli hastalıklara bağlı olarak gelişen bir semptomdur.

Epileptik nöbetler, aralıklı gelen, ani başlayan, kısa süren ve tekrarlayan ataklar şeklinde olduğundan, tanıya birçok kez hasta ve çevresinin tanımladığı bilgi ve belirtilerle gidilir. Yani, epilepside klinik tanı genellikle anamneze, yani doktora aktarılan bilgiye dayanır. Epileptik nöbetler belli bir beyin kabuğu bölgesinden kaynaklanan parsiyel nöbetler ve başlangıçtan itibaren tüm bölgelerde başlayan jeneralize nöbetler olarak iki önemli grupta incelenirler.
Bir diğer önemli nokta ise idyopatik. Yani nedeni belirlenemeyen ve semptomatik, yani belli bir beyin hastalığına bağlı olarak gelişen nöbetlerin ayırt edilmesidir. İdyopatik sendromlara başka bir nörolojik bozukluk eşlik etmez. Hastada gelişme basamakları normal ilerler, altta gösterilebilen herhangi bir patolojik süreç yoktur. Ailesel özellik genellikle dikkat çeker, nöbetler görece daha seyrek ve tedaviye yanıt daha iyidir. EEG interiktal dönemde normal temel aktivite gösterir.

Buna karşın semptomatik epilepside altta yatan bir beyin hastalığı ve buna bağlı nörolojik bozukluklar, EEG'de temel aktivitede yavaşlama saptanır. Tedaviye cevap değişkendir ve spontan sonlanma (remisyon) olasılığı düşüktür. Kriptojenik epilepsi, sebebi gizli kalan ancak edinsel bir nedeni olması gerektiği düşünülen epilepsiler için kullanılan bir terimdir.

Hastayı doktora getiren nöbet geçirmesidir. Benzer epileptik nöbet tipleri hem idyopatik, hem de semptomatik epilepsilerde görülebilir. Ana soru prognoz -tek bir nöbetin tekrarlama olasılığı, tedavinin gerekliliği, tedavinin sonlandırılması veya bu durumun gelecek kuşaklara geçme şansı gibi akla gelebilecek tüm sorular- ortada görülen epileptik nöbetin altında yatan nedensel faktörle ilişkilidir.



Doç. Dr. Betül Baykan
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 14:02
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Epileptik nöbet (Sara), beyindeki hücrelerin kontrol edilemeyen, ani, aşırı ve anormal deşarjlarına bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Beyin, insan vücudunun ana kumanda merkezi gibidir. Beyin hücreleri arasındaki uyumlu çalışma, elektriksel sinyallerle sağlanır. Nöbetin nedeni, bir tür beklenmeyen elektriksel uyarı olarak düşünülebilir. Kısaca; epileptik nöbet beynin kuvvetli ve ani elektriksel boşalımı sonucu oluşan kısa süreli ve geçici bir durumdur.

Sponsorlu Bağlantılar
Epilepsi, dünyanın her bölgesinde, erkek ve kadında, her türlü ırkta ve yaklaşık 100 kişide bir oranında görülebilen bir hastalıktır.

Hastaların yaklaşık yarısında belirli bir neden bulunamaz. Belli bir grup hastada ise; gebelikte olabilen beyin gelişme problemleri, doğum sırasındaki nedenler, menenjit, beyin enfeksiyonu, beyin tümörleri, zehirlenmeler veya ciddi baş yaralanmaları epileptik nöbetlere yol açabilir.

Nöbetin nedeni tümör yada başka bir hastalık değilse, epilepsinin ilerlemesi söz konusu değildir, bazen yaşla birlikte nöbet sıklığı da azalabilir.

Epilepsi nöbetleri, çoğu zaman insana çok uzun sürüyor gibi gelse de 1-3 dakika içinde kasılmalar biter ve hastalar belli bir süre sonra nöbet öncesindeki normal aktivitelerini kazanırlar.

Epilepsi nöbetleri, değişik tiplerde olabilir. Nöbetler; büyük (genel, jeneralize tonik-klonik, grand mal, kasılma-çırpınma ile karakterize) yada küçük (kısmi, parsiyel, sadece yüz, kol yada bacakta kasılma[basit parsiyel] veya anlamsız konuşma ve davranışlar ile karakterize[kompleks parsiyel]) nöbetler şeklinde ortaya çıkabilir.

Ayrıca kısa süreli (5-10 saniye), gözlerini dikip sabit bakma, bu anda cevapsızlık şeklinde, kasılmasız dalma nöbetleri (absans) ile; özellikle sabahları uykudan uyandıktan sonraki dönemlerde ortaya çıkan ve kollarda sıçrama-atmalar tarzında myoklonik nöbetler de olabilir.

Epilepsi bulaşıcı bir hastalık değildir. Epilepsili kişinin hastalığının başkaları tarafından bilinmemesi için bir neden yoktur. Yakın arkadaşlarınız, akraba ve komşularınız, öğretmeniniz hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

Epilepsili kişi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Bayanlar hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile görüşmelidir. Tedavide kullanılan ilaçların çocuk üzerine değişik etkileri nedeniyle; gebelik öncesi nöbetlerin tipine ve durumuna bakılarak uygun ilaç ve dozu doktor tarafından düzenlenmelidir.

Epilepsi tanısında en önemli nokta; nöbetler hakkında verilen bilgidir. Özellikle nöbeti gören kişinin doktor tarafından dinlenmesi gerekir. Genel fizik ve nörolojik muayene yapıldıktan sonra başvurulacak ilk laboratuar inceleme aracı; elektroensefalografi (EEG) dir. Bu tetkik, saçlı deriye elektrotlar yapıştırılarak beyin dalgalarının kaydedildiği bir yöntemdir. Epilepsi hastalığı tanısının konulmasında en önemli tetkiktir. Bilgisayarlı beyin tomografisi (BBT) ve magnetik rezonans incelemesi (MRI) epilepsi nöbetlerine neden olan olayların ortaya konmasında yardımcı olabilir.

Epilepsi ilaçla yada cerrahi olarak tedavi edilebilen, çoğu hastada (%70-75) tek ilaçla nöbetlerin kontrol altına alınabildiği bir hastalıktır. Epilepsili hasta ilacını kullanarak aktif ve başarılı bir yaşam sürebilir. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar; hastanın yaşına, fiziksel durumuna ve nöbet tipine göre uzman doktor tarafından verilmelidir. Bilinçsizce kullanılacak ilaç, nöbetleri önlemediği gibi istenmeyen yan etkilere de neden olabilir.

Eğer tedavi ile nöbetler bir kaç yıl (hastanın durumuna göre 2-4 yıl gibi) arka arkaya görülmezse, doktor kontrolunda ilaçların azaltılıp kesilmesi denenebilir. Nöbetler tekrarlamazsa tedaviye son verilir, tekrarlarsa tedaviye yeniden başlanır. İlacın kesilmesi, mutlaka hastayı izleyen doktor tarafından karar verilmesi gereken önemli bir konudur.

EPİLEPSİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN KONULAR

1. Epilepsi kısa süreli nöbetler şeklinde tekrarlayan, beyinden kaynaklanan bir hastalıktır. Nöbetler ilaçla durdurulabilir.

2. Epileptik bir hastayı aşırı kollamaya, takip etmeye ve gereğinden fazla ilgi göstermeye gerek yoktur.

3.Epilepsi hastalığı olan kişi aşırı uykusuz kalmamalı, günde en az 7-8 saat uyumalıdır.

4. Aşırı çay, kahve ve kolalı içeceklerden kaçınılmalı, gece ağır yemek yenmemelidir.

5. Uzun süreli ve yakından televizyon seyredilmemeli ve fazla bilgisayar kullanılmamalıdır.

6. Epileptik hasta, aşırı efor sarfetmemeli ve bunu gerektiren sportif faaliyetlerden kaçınılmalıdır.

7. Alkollü içecekler, nöbet oluşumuna yol açabileceği ve epilepsi ilaçların etkilerini değiştirebileceği için kesinlikle kullanılmamalıdır.

8. Aç kalınmamalıdır.

9. Yüksek yerlerin kenarında bulunulmamalı ve ateş gibi yakıcı olabilecek yerlerden uzakta durulmalıdır.

10.Meslek seçiminde dikkat edilmelidir. Epileptik hastalar; askerlik, polislik, şoförlük, berberlik, inşaat ve kaynak işçiliği gibi meslekleri seçmemelidir.

11.Motorlu taşıt kullanılmamalıdır. 3 yıldan fazla bir sürede nöbet geçirmeyenlerde ve EEG leri normal olanlarda müsade edilebilir.

12.Epilepsili hasta elinden geldiğince üzülmemeli, olur olmaz şeyleri dert etmemelidir.

13.Epilepsili kişi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Epileptik kişi evlenecek ise eşi hastalığını bilmelidir. Bayanlar hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile görüşmelidir.

14.Alınan ilaçların hastalığı tamamen geçirmeyebileceği bilinmelidir. Ama ilaçlar nöbet gelmemesini yada sayısının azalmasını sağlayacaktır.

15.İlaçlar, düzenli ve mutlaka önerildiği şekilde kullanılmalıdır.

16.Nöbet geçirilme sayısı ile gün ve saatleri kaydedilmelidir.

17.Düzenli aralıklarla doktor kontrolüne gidilmelidir.

18.Hastalar, yanında iyi yüzme bilen birisi olmak şartıyla denize girebilir, fakat uzun süre denizde ve güneş altında kalmamalı, aşırı yorulmamalıdır.

19.Epilepsi kısmen de olsa hayatınızı etkileyebilir, ama normal, aktif bir hayat sürmenizi engellemez. Bazı meslekler dışında yapamayacağınız hiçbir şey yoktur.

20.Epilepsi çalışmanıza ve işinizde başarılı olmanıza engel olacak bir hastalık değildir. Unutmayınız ki; dünyada bir çok ünlü ve başarılı insan da epilepsi hastalığına sahiptir

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #3
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Epilepsi hastalığının sıklığı gelişmiş ülkelerde binde beş, gelişmekte olan ülkelerde binde on olarak bildirilmektedir. Güney Amerika ülkelerinde beyni etkileyen parazitlere bağlı olarak binde 49 gibi rakamlar bildirilmiştir. Bizim 1994 yılında Silivri'de yaptığımız çalışmada bu bölgede epilepsi sıklığını binde on olarak saptadık. Bu bilgi baz alındığında Türkiye'de yaklaşık 650.000 epilepsi hastasının olduğu söylenebilir. Epilepsi sıklığında erkek-kadın oranında farklılık yoktur.

Epilepsi nöbetlerinin çok çeşitli türleri vardır. Bunların farklılığı tutulan beyin bölgeleriyle ilişkilidir. Bir hastada tek nöbet türü olabileceği gibi birden fazla nöbet türü aynı hastada görülebilir. Bir hastanın tekrarlayan nöbet veya nöbetleri genel olarak birbirine benzerler. En çok tanınan ve insanlara dramatik gelen yollarda zaman zaman gördüğümüz kol ve bacakların önce kasıldığı, sonra çırpındığı, yüzde morarma, ağızdan köpük gelmesi, idrar kaçırmasının olduğu sonra uzunca bir süre şaşkınlıkla seyreden büyük epilepsi nöbetleridir. Çocukluk döneminde görülen aile ve öğretmenlerin "dalma" olarak tanımladığı çocuğun yazı yazmasını ve konuşmasını ani olarak kestiği 5-10 sn. süreli, tam bir cevapsızlığın yaşandığı sonra bıraktığı aktiviteyi kaldığı yerden sürdürdüğü absans nöbetleri bir diğer örnektir. Erişkin yaş döneminde en sık görülen nöbetler insanların "şaşkınlık" olarak tanımladıkları nöbet türüdür. Bu nöbetlerde hastaların gözleri birden sabitleşir veya gözleriyle aranır. Dudaklarında, ellerinde otomatik hareketler olabilir, yanıt vermez veya anlamsız konuşur, yürüyebilir, bir iki dakika sonrasında hasta kendine gelir o dönemi hatırlayamaz. Bunların dışında kol ve bacaklarda ani sıçramalar da bir diğer örnektir. Birçok örnek verilebilir. Tüm bu nöbetler çok kısa sürelidir birden fazlası aynı hasta da değişik zamanlarda tekrarlayabilir

Nöbetlerin bir kısmında nöbetin geleceğini hasta çok kısa bir zaman önce anlar ve kendine güvenli bir pozisyon yaratır. Büyük nöbetlerin bir kısmında ise hasta birden bilincini kaybeder ve bir sopa gibi düşer. Yaralanmalar daha çok bu tür nöbetlerde oluşur. Bilincin tutulduğu nöbetlerde hastaya yapılacak yardımın amacı hastayı korumaktır. Büyük nöbetlerde yerde başı kucağa alınır, köpüğün gırtlağa kaçmaması için başı yana çevrilir ve nöbetin geçmesi beklenir. Bu dönemde hastaya soğan koklatmak, kolonya sürmek gibi uygulamaların bir anlamı yoktur. Kısa süreli nöbetlerde hastayı hastaneye götürmenin gereği yoktur. Sadece uzamış nöbetlerde veya nöbetlerin ardı ardına tekrarladığı hallerde hastane tedavisi gerekir.

Nöbet sırasında hasta başkalarına zarar verebilir mi?
Geçmişte hekimler arasında da çok tartışılan ve adli yönü de olan önemli bir soru. Yanıtı ise hastanın karmaşık planlı bir akt yapamayacağı, dolayısıyla planlı şekilde başkasına zarar veremiyeceğidir. Yalnız şaşkınlıkla seyreden nöbetlerde ve büyük nöbetlerden sonraki şaşkınlık dönemlerinde genellikle hastanın hareketleri engellenirse hastanın bilinçsiz bir şekilde şiddet gösterebileceği bilinmektedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #4
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Manisalı Meduna sara hastası mı?
Dün ki GS-V.Manisa maçında kalp krizi geçiren Meduna'nın sara hastası olduğu idda edildi.


Epilepsi (Sara)

Sara olduğunu saklamış

Vestel Manisa-Galatasaray maçında herkesin yüreğini ağzına getiren Meduna’nın, epilepsi (sara) nöbeti geçirdiği ortaya çıktı. Karşılaşmanın 80. dakikasında sarı kırmızılı futbolcular penaltı atmaya hazırlanırken, siyah beyazlı ekibin Çek oyuncusu Meduna bir anda yere yığılıp kaldı.

Dili boğazına kaçtı
Titreme nöbeti geçiren Meduna’nın nefes alamadığını farkeden Galatasaray kalecisi Mondragon, koşarak Çek futbolcunun yanına gitti. Mondragon’un acil yardım çağrısının ardından her iki takımın sağlık ekipleri koşa koşa sahaya girdi. Vestel Manisaspor Kulübü Doktoru Levent Günerli, dili boğazına kaçan Meduna’nın dilini hemen çekip, futbolcuyu ölümden döndürdü. Bu sırada olayı gören herkes şoke olurken, Hasan Şaş, Hakan Şükür ve Holosko’nun göz yaşı döktüğü görüldü.

Derhal sedyeye konulan Çek futbolcu, saha içine giren ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sahadaki şaşkınlık hali Meduna’nın hastaneye götürülmesinden sonra da bitmedi. Vestel Manisasporlu futbolcuların büyük bölümü çöküp kalırken, tribündeki taraftarlar "Meduna, Meduna" diye tezahürat yaptı.

Herkes şoke oldu
Futbolcuların panik halini gören Cem Papila, oyunu başlatmak için hastaneden gelecek haberi bekledi. Daha sonra hastaneden Meduna’nın hafif kalp spazmı geçirdiği bilgisi geldi ve bu haber stat hoparlöründen anons edildi. Futbolcular ve taraftarlar bu sevindirici haberle biraz olsun rahatlarken, maç 8 dakikalık bir duraklamanın ardından yeniden başladı.
Hastanede yapılan detaylı kontroller sonucunda Meduna’nın kalp spazmı değil, sara nöbeti geçirdiği anlaşıldı. Çek futbolcunun, sara hastası olduğunu bir yıldır formasını giydiği Vestel Manisaspor’un yöneticilerinden gizlediği ve ilk kez dün kriz geçirmesi nedeniyle gerçeğin ortaya çıktığı bildirildi. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Memorial Hastanesi Spor Hekimliği Uzmanı Dr. Murat Beyaz, sıcak hava, aşırı yorgunluk ve stresin sara nöbetini tetiklediğini söyledi.

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #5
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Epilepsi Hakkında Yanlış İnançlar
1.Epilepsi ender görülür ve epilepsili hasta sayısı çok azdır.
Ülkemizde epileptik hasta sayısının 600.000 ile 1.000.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

2.Epilepsi bulaşıcıdır.
Epilepsi bir insandan diğerine kesinlikle bulaşmaz.

3.Epilepsi yalnız çocuklarda görülür
Epilepsi 10 yaş altı çocuklarda görüldüğü sıklıkta 65 yaş üstü de görülür. Yaşlılıktaki nöbetler kalp ve beyin atakları kadar önemli bir problemdir.

4.Epilepsili hastalar sakattır ve çalışamazlar
epilepsili hastalar, diğer insanların sahip olduğu tüm tüm akli meleklere sahiptir. Bazı özel tip hastalığı olanlar dışında epilepsili hastalar en az diğerleri gibi, yoğun iş rekabetinin olduğu alanlarda bile çalışarak başarılı olabilirler.

5.Nöbet geçiren bir hastanın ağzı kilitlenmişse açılmalı, nöbet sırasında hastanın ağzına açık tutacak bir nesne sokulmalıdır.
Kesinlikle HAYIR. Aksi taktirde hastanın dişlerinin, hatta çenesinin kırılmasına neden olabilirsiniz. Nöbet geçiren bir hasta hafifçe yana çevrilmeli, mümkünse başının altına yumuşak bir yastık konulmalı, başının, kollarının ve bacaklarının çevredeki keskin ve sert nesnelere çarparak yaralanması önlenmelidir.

6.Nöbet geçiren hasta bağlanmalıdır.
Nöbet sırasındaki kasılmalar kasinlikle engellenmemelidir. Kasılmaları önleyerek nöbeti geçiremezsiniz. Nöbet kendiliğinden duracaktır..

7.Epilepsi günümüz ilaçlarıyla büyük oranda tedavi edilmiştir.
Epilepsi kronik tıbbi bir problemdir. Ilaçlar başarılı olmakla birlikte har hastada aynı biçimde etki etmez .Bu alanda çok dah fazla araştırma ve çalışmaya ihityaç vardır.

8.Nöbet geçiren bir hastanın ne yapacağı belli olmaz
Nöbetler sırasında hastalar değişik davranışlar gösterebilir. Bu davranışlar yeri ve zamanı açısından uygunsuz olabilir. Ancak nöbet geçiren hasta, nöbet sırasında bir başkasına kesinlikle zarar vermez.

9.Epilepsi öldürücü değildir.
Epilepsi ciddi bir durumdur. Epilepside ölümler genellikle status epileptikus adı verilen ve biri biterken diğeri başlayan nöbetlerle olur. Status epileptikus nedeniyle kaybedilen hastaların %42’sinde epilepsi öyküsü saptanmıştır.
sehrazat2415 - avatarı
sehrazat2415
Ziyaretçi
14 Ocak 2007       Mesaj #6
sehrazat2415 - avatarı
Ziyaretçi
Epilepsi Nedir?


Hazırlayan: Dr. Güzide Turanlı
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatrik Nöroloji Uzmanı


Çocuğunuzda bir ya da birkaç kez bayılma, morarma, sıçrama, çırpınma, anlamsız bakma, dalma veya size olağandışı gelen benzeri bir rahatsızlık durumu olabilir ve bir süre sonra tamamen düzelebilir. Danışman olarak önce aile büyüklerine başvurulduğunda, sevilen toruna “hasta” damgasının vurulmaması için ve bu geçici rahatsızlıktan çocukta gözle görülür hiçbir iz de kalmadığından doktora gidilmesi gereksiz görülebilir. Bu bir hatadır ve erken tanıyı geciktirir. Çocuğunuzun doktoruna mutlaka zaman geçirmeden başvurmalı ve gerekli tetkikleri mutlaka başlatmalısınız. Bu yazıda çocuğunuzun özel durumunun teşhisi ve tedavisi yoktur. Burada doktorunuza giderken daha bilgili olmanızı sağlayacak genel bilgilere, yaşadığınız olayla ilgili hissettiklerinize, aklınıza takılan ve doktorunuza sormayı unuttuğunuz bazı konulara yer verilecektir.


Konu hakkında doğru bilginiz ne kadar fazla olursa çocuğunuza yardım etme imkanınız da o kadar artacaktır. Çocuğunuzun iyiliği için profesyonel yardım ve tıbbi tedavi tabi ki gerekmektedir. Ama siz, tedavideki en önemli kişilersiniz. Çünkü çocuğunuzun ileride kendine güvenen ve bağımsız bir erişkin olması için gereken sevgi ve anlayışı ona sadece sizler verebilirsiniz.

Epilepsi Nedir?
Epilepsiye yol açabilen nedenler
Epilepsi çocuğunuza sizden mi geçmiştir?
Epilepsi nöbetleri nasıldır?
Hastalığın teşhisi
Nöbet anında yapılması ve yapılmaması gerekenlere ilişkin bazı basit kurallar
Epilepsi tedavi edilmeli mi?
Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri var mıdır?
Epilepsi tamamen geçer mi?
Epilepsi çocuğun hayatını etkiler mi?
Dikkat edilmesi gereken hususlar var mı?
Spor yapabilir mi?
Araba kullanabilir mi?
Anne-babalara özel not

Epilepsi Nedir?
Doktorunuz çocuğunuzda mevcut nöbet ya da nöbetlerin “epilepsi” nöbeti olduğunu söylerse ilk sorunuz epilepsinin ne anlama geldiği olacaktır. Bu sözcük halk arasında “sara” adıyla tanınır. Epilepsinin ne olduğunu anlayabilmek için beyni bir bilgisayar gibi düşünmekte yarar vardır. Beyin hücreleri de bilgisayar parçaları gibi birbirleri ile bağlantılıdır ve haberleşmek için küçük elektriksel uyaranlar kullanırlar. Bazen beyinde normal olmayan bir elektriksel aktivite oluşur ve bu olay çocuğun nöbet geçirmesine neden olur.

Bu olay belirli aralarla tekrarlanırsa o kişi de epilepsi var demektir. O halde nöbet, beynin kuvvetli ve hızlı bir elektrik akımı ile kaplanması sonucu oluşan kısa ve geçici bir durumdur, ruh ya da akıl hastalığı değildir ve bazı nadir durumlar dışında zeka geriliğine yol açmaz.

Epilepsiye yol açabilen nedenler
Çoğunlukla epilepsinin bir açıklamasının bulunamaz. Çocuklarda epilepsiye en sık yol açan nedenlerişöyle özetleyebiliriz.

Doğuştan gelen hastalıklar: Kromozom hastalıkları, yapım maddeleri ile ilgili değişiklikler içeren metabolik hastalıklar, bazı enzim eksiklikleri gibi doğuştan gelen nedenler.
Gebelikte bebeğin beyin gelişimini etkileyen mikrobik hastalıklar, annenin ilaç ve alkol alımı.
Doğum sırasında meydana gelebilecek beyin zedelenmesi, kanaması ve beynin oksijensiz kalması.
Doğum sonrası menenjit, beyin iltihabı.
Kazalara bağlı beyin zedelenmesi.
Beyin tümörleri.
Uzun süren ateşli havaleler.
Bazen nöbetler, olaydan yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bir çok vakada da nöbetlerin nedenlerini en modern araştırma yöntemleri ile dahi bulabilmek mümkün olmayabilir.

Epilepsi çocuğunuza sizden mi geçmiştir?
Bir çocuğunuz daha olursa onda da epilepsi gelişme ihtimali var mıdır? Her iki soruya da verilebilecek cevap büyük oranda hayır olacaktır. Ancak hem anne hem de babanın ailesinde epilepsi olduğuna dair bulgu, ya da tek bir tarafta epilepsi hikayesi ile birlikte anne-baba akrabalığı varsa ve özel bazı epilepsi türlerine sahiplerse kalıtımın rolü olduğu söylenebilir. Bu konuda her hastanın kendi içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yüzden bu konuda daha fazla bilgi almak için doktorunuzla görüşmeniz tavsiye edilir.


Epilepsi nöbetleri nasıldır?
Elektriksel bozukluk eğer beynin sadece bir kısmını etkilerse “parsiyel nöbet” dediğimiz nöbet tipi oluşur. Parsiyel nöbetlerin en sık görülen türü şuur kaybı ile birlikte olan “kompleks parsiyel” nöbetlerdir. Kişi sersemlemiş ve şaşkın bir haldedir, gözlerinin önünde benekler görebilir, kulakları çınlayabilir, mide bulantısı olabilir, elbiselerini çekiştirebilir, ellerini kollarını anlamsızca oynatır ve yaptıklarının farkında değildir. Genellikle nöbet geçtikten sonra da olanları hatırlamaz.

Başka bir parsiyel nöbette belli bir kas grubunu (örn: bir kolu veya yüz yarısını) kontrol eden beyin bölgesinin etkilenmesi ile olur. Nöbet esnasında sadece o kas grubu etkilenir ve kontrol edilemeyen hareketler yapmaya başlar, bu olaydan başka hiçbir kas grubu etkilenmez ve şuur kaybolmaz (basit parsiyel, fokal motor nöbetler).
Bütün beyin etkilendiğinde ise sonuç jeneralize nöbettir. Jeneralize nöbetin bir çeşidi jeneralize tonik-klonik nöbettir (grand-mal). Grand-mal nöbet geçiren bir kimse aniden şuurunu kaybeder ve yere düşer, kasları kasılır sonrada bütün vücudu sarsılmaya başlar, ağzından köpük gelebilir, dilini ısırabilir, idrar ve kakasını kaçırabilir, dudaklarında, yüzünde, ellerinde morarma olabilir. 1-5 dakika sonra çırpınma hareketi durur, arkadan bazen uyuklama veya yorgunluk dönemi başlar, bundan sonra kalkıp daha önce yaptığı işine devam eder.
Başka bir jeneralize nöbet tipi dalma (absans, petit-mal) nöbeti olarak bilinenidir. Bu nöbet o kadar kısadır ki, hissedilmeden geçebilir. Absans nöbeti geçirenler hayal kuruyormuşcasına çevrelerine birkaç saniye anlamsız gözlerle baktıktan sonra yaptıkları işlerine devam ederler. El kol hareketi yoktur, kişi kısa bir zaman için şuurunu yitirmiştir. Tedavisiz kalırsa bir gün içinde defalarca tekrarlayabilir. Bu tip nöbetler çok kısa süreli olduğundan aile tarafından pek önemsenmeyebilir veya farkedilmeyebilir.
Nöbetlerin peşpeşe gelmeleri haline “status epileptikus” denir. Hayati tehlikesi olan bu durumda hastanın acilen hastaneye kaldırılması gerekir.
Her epilepsi nöbetinde şuur kaybı olmayabilir. Bazı nöbetler de sadece uykuda görülebilir. Burada anlatılanlar en sık görülen nöbet tipleridir. Epilepsinin başka tipleri de vardır.

Hastalığın teşhisi
En ideali hastanın nöbetini doktorun görmesidir. Ancak çoğunlukla bu mümkün olamaz, bu nedenle doktorunuz önce nöbeti gören kişiler ve anne-babadan nöbetin başlangıcı, sıklığı ve özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi alır. Ayrıca gebelik, doğum, çocuğun gelişimi ve diğer aile bireylerinde nöbet olup olmadığı konusunda bilgi isteyecektir. Ayrıntılı bir nörolojik muayeneden sonra bazı laboratuvar tetkiklerine ihtiyaç doğabilir. Bunların başında elektroensefalografi (EEG) gelir. Bunun yanısıra beyin tomografisi (CT), manyetik rezonans (MRI), uzun süreli EEG-video monitorizasyon ve çeşitli biyokimyasal ve metabolik tetkikler (kanda, idrarda ve beyin-omurilik sıvısında) gerekli olabilir. Bu tetkiklerin hiçbirisinin hasta açısından önemli bir tehlikesi yoktur. Aksine bu nöbetlerin nedenini bulmak, epileptik olmayan diğer bazı nöbetlerden ayırdedebilmek için gereklidir.

Doktorunuz epilepsi teşhisini kesin bazı deliller olmadan koymaz. Uzun süreli en az 4-5 yıllık, belki de ömür boyu sürecek ciddi ve zahmetli bir tedaviyi gerektirdiğinden teşhisi koyarken çok dikkatli davranmalıdır. Bu aşamada doktor aile işbirliğinin çok büyük önemi vardır.

Nöbet anında yapılması ve yapılmaması gerekenlere ilişkin bazı basit kurallar
Büyük bayılma şeklinde nöbet geçirmekte olan çocuğunuza yapılacak şey onu olabilecek zararlardan korumak ile sınırlıdır.

Sakin olun, çocuğun yanından ayrılmayın, yardım gerekiyorsa bir başkasını bu işle görevlendirin.
Çocuğu yere yatırın, etrafındaki sivri maddeleri ortadan kaldırın.
Çocuğu yan döndürüp tükrüğünün dışarı akması ve daha rahat nefes alıp vermesi için başını hafif yana arkaya eğin.
Elbiselerini gevşetin, şayet takıyorsa gözlüklerini çıkartın, hastanın dilini ısırmasını engellemek amacıyla elle veya bir cisimle çeneyi açmaya çalışmayın, ağzına hiçbir şey koymayın. Ancak ağızdaki yiyecek maddelerinin çıkartılması yararlı olur.
Üzerine su dökmeyin, zorla nefes aldırmaya çalışmayın, çocuğu sallayarak ya da yüzüne vurarak, bazı maddeler koklatarak uyandırmaya çalışmayın.
Nöbet esnasında ilaç vermeye çalışmayın, doktorunuzun önerileri dışında kendi kendinize nöbetin geçmesine yönelik hiçbir şey yapmayın.
Unutmayın ki nöbet sonrasında çocuk yorgun, ne yaptığını bilmez haldedir, bu aşamada elinizden geldiğince sakin bir şekilde teskin ederek bu durumun düzelmesini bekleyin, güven verici olun.
Nöbetler hakkında verebileceğiniz tüm bilgiler hem çocuğunuza, hem de doktorunuza yardımcı olacağından dikkatli bir gözlem daha sonra doktorunuzun sorularını cevaplamada çok işe yarayacaktır.
Akıllıca gözlemek akılsızca müdahele etmekten daha yararlı olacaktır.
Nöbet 10 dakikadan uzun sürerse ya da kısa bir süre sonra tekrarlarsa doktorunuza haber verip tavsiyelerine uyun ya da en yakın sağlık merkezine başvurun.
Unutulmamalıdır ki tehlikeli görünümüne rağmen epilepsi nöbeti öldürücü değildir.

Epilepsi tedavi edilmeli mi?
Epilepsi, mutlaka doktora başvurulmasını ve doktorun gerekli gördüğü sürece kontrol altında kalınmasını gerektiren bir hastalıktır. Bu epilepsinin ömür boyu devam edeceği şeklinde algılanmamalıdır. Epilepsinin bazı türleri hasta belli yaşlara geldiğinde kendiliğinden tamamen düzelebilirler ve bunlarda ilaç tedavisine gerek duyulmabilir, ancak bu kararı doktor vermelidir. Ülkemizde maalesef epilepsi hastalığı doktor olmayan kişiler tarafından tedavi edilmeye çalışılmaktadır.

Nöbetlerin tekrarlaması ve status epileptikus hali, beyinde oksijensiz kalmaya bağlı bazı etkilere yol açabilir ve her nöbet bir sonra kinin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Tedavisiz kalan küçük nöbet türlerinin bir süre sonra büyük nöbetlere dönüşmesi olasıdır ve nöbet geçirme anında hastanın maruz kalabileceği tehlikeler vardır. Bunlar, merdivenden düşme, kişi sokakta ise trafik kazası, suda boğulma, vb.dir. Yukarıda sayılan tüm bu nedenlerle epilepsi mutlaka müdahale edilmesi gereken bir durumdur.

Epilepsinin en önemli tedavi şekli ilaç tedavisidir. Epilepside kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılma durumunu baskılayarak nöbetlerin oluşunu engeller. Epilepsi ilaçları hergün, önerilen dozda ve saatlerde çok düzgün bir şekilde kullanılmalıdır. Anne-babaların sık yaptıkları yanlışlıklar; *örneğin sabah dozu unutulduğunda akşam her iki dozun birlikte verilmesi veya *dozların çok dakik verilebilmesi amacıyla çocuğun uyku düzeninin bozulması gibidir. Bu uygulamalar hastaya yarar sağlamaz. İlacın veriliş saatlerinde yapılacak 30-60 dakikalık oynamaların zararı yoktur.

Doktorunuz çocuğun yaşını, kilosunu, nöbet tipini göz önüne alarak ilaçları seçmiştir. İlaçları düzenli ve doktorunuzun tarif ettiği gibi kullanmanız çok önemlidir. Kullanılan bu ilaçların hastalığı tamamiyle geçirmediğini, ancak nöbet gelmemesini sağladığını ya da sayısını azalttığını bilmelisiniz. Bu nedenle aylardır nöbet olmuyor diye ilaç miktarını azaltmamalı ya da çocuğunuza vermekten vazgeçmemelisiniz. İlacın ne zaman kesileceğini ya da değiştirileceğini ancak doktorunuz bilir. Bazen kullanılan tek bir ilaç nöbeti kontrol altına alamayabilir. O zaman doktorunuz ikinci, bazen de üçüncü ilaç ilave edecektir. Çocuğunuzun geçirdiği nöbetlerle ve aldığı ilaçlarla ilgili kayıt tutarak doktorunuza yardımcı olabilirsiniz.

Epilepsi tedavisinin düzgün bir biçimde sürdürülmesi halinde de nöbetler devam edebilir. Tıbbın dev adımlarla ilerlediği dünyamızda hiçbir hekim epilepsili bir çocuğun anne-babasına tedavi ile nöbetlerin %100 kaybolacağını garanti edemez. Nitekim dünya istatistiklerine bakılacak olursa uygun tedavi şartlarında hastaların %60’ında nöbetlerin tümüyle ortadan kalktığı, %20’sinde tüm tedavi seçeneklerine rağmen nöbetlerin devam ettiği görülmektedir. Anne babanın hiç aklından çıkarmamaları gereken bir nokta, epilepsi çağdaş tıbbi tedavi yöntemleriyle yeterince kontrol altına alınamıyorsa orta çağın büyücülük yöntemleriyle hiç durdurulamaz.
Halen ilaçla tedaviye cevap vermeyen belli epilepsi türlerinde ülkemizde cerrahi tedavi olanakları geliştirilmektedir.

Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri var mıdır?
Evet, hastalıkların tedavisinde kullanılan tüm ilaçların olduğu gibi epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların da (özellikle uygun kullanılmadıkları zaman) hastada bazı yan etkileri olabilir. Unutulmamalıdır ki doktorunuz çocuğunuzun tedavi şemasını düzenlerken uygun gördüğü ilaçların yan etkilerini en az düzeye indirecek şekilde belirler.

Bazı epilepsi ilaçları tedavinin başlangıcında uyku hali, sersemlik, dengesizlik, ciltte döküntüler gibi yan etkilere neden olabilir. Doktorunuz bu tür yan etkilerin görülmememesi için ilaçları küçük dozlarda kullanmaya başlayarak zaman içinde doz artırmayı tercih edecektir. Bazen de tedavinin ilerleyen yıllarında iştah artışı, şişmanlama, saç dökülmesi, diş etlerinde kabarma, aşırı hareketlilik, kıllanma vb. gibi yan etkiler görülebilir. Doktorunuz, kullanılan ilacın çocuğunuzda yarattığı yan etkileri ve onun epileptik nöbetler üzerindeki etkisini yakından ve bilinçli olarak izleyen kişi olduğundan uygun aralıklarla muayene ve gerekli laboratuvar tetkikleri ile çocuğunuzu koruyacak önlemleri alacaktır. Bu durum "komşu çocuğuna iyi gelen ilacın" sizin çocuğunuz için kullanılmaması gerekliliğini anlatan en önemli sebeplerden biridir.

Epilepsi tamamen geçer mi?
Bu soruya kesin bir cevap vermek imkansızdır. Çoğu vakada bu durum ergenlik çağına gelindiğinde geçebilir. Diğer vakalarda ise nöbetler maalesef hayat boyu sürer. Her bir birey için gelecekteki durumu şimdiden tahmin etmek mümkün değildir. Eğer çocuğunuzda nöbetler arka arkaya 2-4 yıl görülmezse, doktorunuz yapacağı genel bir durum değerlendirilmesinden sonra vereceği kararla ilacı 6-8 ay gibi uzun bir sürede kesebilir. Böylece olayın tekrarlanıp tekrarlanmayacağı beklenebilir. Nöbetler tekrarlamayabilir, ancak tekrarladıkları takdirde yeniden ilaç tedavisine geçilecektir.


Epilepsi çocuğun hayatını etkiler mi?
Epilepsi kesinlikle utanılacak bir hastalık olmadığından çocuğunuzla çok sık görüşen ya da birlikte vakit geçiren insanların durumu bilmelerinde hiç bir sakınca yoktur. Önemli olan çocuğunuzun epileptik olması dışında hiçbir farkın bulunmadığının bilinmesidir. Çocuğunuzun sorumluluğunu sizlerle birlikte paylaşan öğretmeni, okul hemşiresi, servis sürücüsü, antrenörü vb. gibi büyüklerin ve çok yakın bazı arkadaşlarının da epilepsi konusunda hiç olmazsa genel bir bilgiye sahip olmaları gerekir. Ne olup bittiğini bilmeyen kişiler böyle bir nöbeti seyretmekle korkabilir ve çocuğunuza yardım edemeyebilirler.

Öncelikle vurgulanması gereken nokta epilepsinin ruh ve akıl hastalığı ile hiçbir ilgisi olmadığıdır. Epilepsili çocukların çoğu normal zekaya sahiptir. Bazıları okulda ortalamanın üzerine bile çıkarlar. Epilepsinin ağır beyin hasarı ile birlikte olduğu bazı durumlarda (%20) zihinsel gelişme bozulabilir.
Epilepsinin çocuğunuzun hayatını bazı konularda etkileyeceğini kabul etmelisiniz. Pilot olamaz, yükseklerde çalışamaz ama üniversite dahil olmak üzere istediği okula gidebilir. Doktor, avukat, iş adamı, profesyonel sporcu, balerin, fizikçi olmaması için hiçbir neden yoktur. Epileptik insanlar evlenebilir, çocuk sahibi olabilir ve normal bir hayat yaşayabilir. Gerçekten çocuğunuzun yapamayacağı çok az şey vardır.

Dünyanın tarihi gidişini değiştiren nice ünlü insan epileptikti. Örneğin Julius Sezar, Büyük İskender, Napoleon Bonaparte gibi generallerin bu tür kişilerden olduğuna inanırmıydınız? Bu kişiler o dönemde günümüzün tıbbi bilgilerine sahip olunmamasına rağmen pek çok iş başarmışlardır. Ayrıca Dostoyevski, Gustave Flaubert ve Dante gibi büyük yazarlar, adına ödüller verilen Alfred Nobel, Tchaikovsky, Van Gogh, Buddha ve St. Paul de epileptikti.

Dikkat edilmesi gereken hususlar var mı?
Epilepsili çocuğunuzun da herkes gibi dengeli beslenmeye gereksinimi vardır. Hastalığından dolayı fazladan vitamin ve mineraller almasına gerek yoktur. Kolalı ve alkollü içecekler, çikolata, boyalı şekerlemeler, çay, kahve aşırı miktarda alınmamalıdır. Işığa duyarlı epilepsi türlerinde çocukların çok yakın mesafeden karanlık odada televizyon seyretmesi, bilgisayar oyunları ile uzun süreli oynaması engellenmelidir. Diğer epilepsi türlerinde böyle bir kısıtlamaya gerek yoktur. Ayrıca aşırı uykusuzluk, ateşli hastalıklar, güneş altında uzun süre kalmak, uzun süren açlık ve kafaya gelebilecek darbeler gibi bazı durumlar nöbetin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Bunlardan kaçınılmalıdır.


Spor yapabilir mi?
Çocuğunuzun pozitif tarafının belirgin olmasına gayret ediniz. Her insanın bir kuvvetli tarafı vardır. Çocuğunuzun o tarafını geliştirirseniz kendine güveni artar. Sporda, müzikte, resim çizmede ve benzer konularda yeteneği varsa, özendirilmelidir. Hastalığı bahane ederek, çocuğunuzun yapabileceği sporları ve işleri ihmal etmesine müsade etmeyiniz. Düzenli fizik faaliyet herkes için yararlıdır. Gerçekten de epilepsili hastalar spor faaliyetlerine katıldıkları zaman kendilerini daha iyi hissettiklerini ve daha az sayıda nöbet geçirdiklerini söylemektedir. Spor faaliyetlerine katılmakla sağlanan faydanın, yine aynı nedenle ortaya çıkabilecek tehlikelerden kat kat üstün olduğu açıktır.

Tehlike herkesin hayatında şu veya bu zamanda mevcuttur. Bu tehlike epilepsi hastasında zaman zaman sıradan bir hastanınkinden daha fazla olabilir ama, hastanın normal hayattaki faaliyetlere katılmasıyla sağlanacak fayda bu tehlikenin göze alınmasına yol açacak kadar fazladır. Özellikle çocuklarda olmak üzere hastanın diğer insanlarla karşılıklı ilişkiler kurması ve onların yaptıklarını yapması, onun diğerlerine ihtiyacı olmayan, üretken bir büyük olması yolunda atılacak çok önemli bir adımdır. Nöbetleri kontrol altındaki çocuklar gerekli, mantıklı önlemler alındığı takdirde spor yapabilirler. Aletli jimnastik, ağır fiziksel efora yol açan aktiviteler ve sık kafa darbelerine açık olan sporlar epilepsisi olan çocuklarda tercih edilmemelidir. Bisiklete trafiğin yoğun olmadığı alanlarda, mutlaka kask takarak binmelidir. Yüzme ve sörf türü sporlar ancak çocuğun durumunu bilen bir erişkinin gözetiminde yapılmalıdır. Tenis ve futbol, tramplen atlamadan daha güvenli sporlardır.

Araba kullanabilir mi?
Epilepsililerin trafik kazası yapma ihtimali az da olsa diğer normal sürücülerden fazladır. Ancak bu risk diabet gibi kronik hastalığı olanlardan daha fazla değildir. Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre epilepsili sürücülerin sebep olduğu trafik kazalarının %27 sinin nöbetlerden ileri geldiği, geri kalan kazaların ise alkol ve uyuşturucu kullanımına bağlı olduğu belirlenmiştir. Çocuğunuzun nöbetleri en az 2 yıldır (bu süre ülkelere göre değişmektedir) kontrol altında ise doktorunuzdan alacağınız izin ile (18 yaşını bitirmişse ve ehliyeti varsa) araba kullanmasında sakınca yoktur.


Anne-babalara özel not
Çocuğunuzun durumunu değerlendirmede gerçekçi olmaya gayret ediniz. Çocuğunuza karşı anlayışlı olunuz. Çocuğun kendisini epileptik değil de epilepsisi olan (diabeti, hipertansiyonu, tüberkülozu olan vb.) bir kişi olarak görmesini sağlayınız.

Genellikle pek çok epilepsili çocuğu davranış ve kişilik açısından diğer çocuklardan ayırt etmek mümkün değildir. Epilepsi nöbetleri genellikle dış faktörlerden etkilenmezler ve ansızın ortaya çıkarlar. Çocuğun üzülmesi, isteğinin yerine getirilmemesi, iştahsızlık, çok terleme veya terli halde su içme gibi durumlar nöbetlerin oluşmasında rol oynamazlar. Bu nedenle anne-babanın kendilerini suçlamalarına ve aşırı koruyucu ve kollayıcı davranmalarına gerek yoktur. Bu tutum çocuktaki girişimciliği önler ve aşırı korunan bir çocuk toplum içinde anne-babası gibi koruyucular bulamayacağı için geçimsiz bir erişkin olmaya adaydır. Aşırı koruma epileptik çocuk için olduğu kadar, kardeşleri tarafından kıskanılmasına yol açacağından aile içi sorunlar da yaratacaktır. Epileptik çocuğunuza ilginiz, diğer çocuklarınıza olan ilginizden az veya çok olmamalıdır. Ona özel muamele yapmayın. Sevginizi, disiplin anlayışınızı, dikkat ve ihtimamınızı eşit bölüştürün. Birine bir sorumluluk verdiğiniz zaman, diğerlerine de ona benzer bir sorumluluk verin. Şüphesiz bu sorumluluklar yaşlarına ve yeteneklerine uygun olmalıdır. Epilepsisi olan çocuğunuza gereğinden fazla ilgi göstermeye gerek yoktur. Ailenin tüm fertleri bu durumu olgunlukla ve tebessümle karşılamalıdır. Çünkü koşulacak mesafe uzundur.
Çocuğunuz için her şeyin mükemmel olmasını isteyen sizler için epilepsi tanısı önceleri bu rüyanızı yıkan kabus gibidir. Çoğu anne-baba gibi siz de kendi kendinize “Neden benim çocuğumun epilepsisi var?” diye soruyor, bazen kızgınlık, bazen korku, bazen de suçluluk duyuyorsunuzdur. Bunları hissetmeniz gayet doğaldır. Hislerinizi yenmeye çalışmanız çocuğunuza yardım etmenizi kolaylaştıracak ve ailenin beraberce olgunlaşmasını ve yakınlaşmasını sağlayacaktır. Anne baba hislerini kendi aralarında açıkca konuşmalı ve gerekirse doktorundan yardım istemelidir.
Çocuğunuza karşı karşıya kaldığı sorunu anlatırken yaşını dikkate alın. Çocuğunuz nöbetlere yol açan bir hastalığı olduğunu bilmelidir. Olayın nedenlerini anlayabileceği kadar anlatın. Üç-dört yaşlarındaki çocuklar bile beynin vücudumuzun merkezi olduğunu ve değişik organlarımıza yapılmasını istediği şeyler hakkında emirler gönderdiğini anlayabilirler. Ancak bazen beynin gönderdiği acayip emre vücudumuz uymak istemese bile itaat etmek zorundadır. İşte kasılmaların nedeni budur. Ancak çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun sorunun hem bugün hem de yarın geçmeyeceğini öğrendiği zaman hissedeceği olumsuz duygulara karşı onu rahatlatmak zorundasınız. Size "Neden ben?" diye soracaktır. Sizin olayı kabullenmedeki beceriniz, gerek kendi gerekse çocuğunuzun hislerini kontrol edebilmeniz, çocuğunuzun söz konusu duruma karşı reaksiyonunu çok etkiler. Bu aşamada kendisi gibi krizleri olan bir çocukla buluşturmanın kendisine güvenini artırması açısından büyük yararı olacaktır. Bir kez daha vurgulayalım: kızmak, suçluluk hissetmek veya gelecekten korkmak gayet doğaldır. Her sorununuzu doktorunuzla görüşünüz.
Epilepsi bir derttir, ancak dünyanın sonu demek değildir. Siz çocuğunuzdaki epilepsiyi yok saymaz, bundan ürkmez, bu durumu mutluluğunuzu alt üst eden bir felaket olarak görmezseniz çocuğunuzun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından gerekli temel koşulları oluşturabilirsiniz. Ancak bu koşullarda doktorunuz bilgi ve becerisini başarılı olarak uygulayabilir. Tıbbi durumunuzu konuşacağınız tek kişi doktorunuz olmalıdır. Her şeyi tek başınıza çözmeye çalışmak sizin için zor olacaktır. Böyle davranmak zorunda değilsiniz. Çevrenizde dostlarınız var. Ayrıca unutmayınız ki her çocuk gelecekte, toplum içinde kendi yerini alacaktır. Ona sorunu ile barışık yaşamayı öğretebilirseniz, topluma mutlu ve başarılı bir insan kazandırmış olursunuz.

MERHABA

BELKİDE BUNU KENDİ İÇİMDE SAKLAMALIYDIM FAKAT ARTIK AŞTIM BU HASTALIĞI BU HASTALIĞI AŞMAK İNSANIN KENDİ BEYNİNDE BİTİYOR,TÜRKİYENİN EN BÜYÜK EN ÜNLÜ CERRAHLARI SAYESİNDE BU HASTALIĞI YENDİM EVET DOĞRU BEN BİR EPİLEPSİ HASTASIYIM KORKMAYIN BULAŞI DEĞİLDİR AMA GENETİKTİR!....
BU HASTALIKLA MÜCADELE EDEN ARKADAŞLAR VARSA ARANIZDA BU TAVSİYEMİ ASLA GÖZ ARDI ETMEYİN EN BÜYÜK DESTEĞİ AİLEMDEN ALDIM!.... AİLENİZDEN DESTEK ALMAYA ÇALIŞIN HASTALIĞINIZDAN UTANMAYIN PAYLAŞIN ÇOK SAĞLAM BİR YAPIM VE KİŞİLİĞİM VAR SİZLERE ÖNEREBİLECEĞİM EN İYİ DOKTORLAR PROF.DR.FARUK BAYÜLGEN, PROF.DOR. ARİF VERİMLİ, PROF.DR.AHMET HAKYEMEZ
TEDAVİDEN KAÇMAYIN ASLA.....
TEŞEKKÜRLER

ŞEHRAZAT
Son düzenleyen sehrazat2415; 14 Ocak 2007 20:53 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
19 Ocak 2007       Mesaj #7
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Epilepsinin Ortaya Çıkma Nedenleri


  • Tümör
  • İskemik lezyon: Beyne giden kan akımı azaldığında (iskemi), beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır. Bu da hücre hasarına ve epilepsi nöbetine yol açar.
  • Konjentinal malformasyon: Doğuştan gelen bozukluklar.
  • Gebelik döneminde annenin ilaç ve alkol alımı, bebeğin gelişimini etkileyecek mikrobik hastalıklar epilepsi nedeni olabilir.
  • Doğum sırasında oluşabilecek beyin zedelenmesi, kanaması, beynin oksijensiz kalması epilepsiye neden olabilir.
  • Doğum sonrası menenjit, beyin iltihabı gibi rahatsızlıklar epilepsiye neden olabilir.
  • Febril konvulziyon: Ateşe bağlı istem dışı şiddetli kasılmalar.
  • Enfeksiyon: Tüm vücudu etkileyen ya da şiddetli olan enfeksiyonlar Febril konvulziyon'a neden olabilir.
  • Troid hastalıkları: Troid bezi vücuttaki sıvı dengesinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Sıvı dengesi ise Epilepsi eğilimini belirleyen bir faktördür. Genellikle troid sorununun tedavi edilmesiyle Epilepsi de düzelir.
  • Beslenme: Bazı insanlarda Epilepsi'nin nedeni olarak B6 vitamini eksikliği saptanmıştır.

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #8
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Tıbbi ismi EPİLEPSİ'dir.Tekrarlayan nöbetlerle karekterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur.Ancak sara hastalığında bilinç kaybı her zaman oluşmaz.

Sara neden oluşur?
1-Beyin tümörleri:Özellikle 35 yaşından sonra başlayan sara hastalığında sıklıkla beyin tümörü tespit edilir.Beynin içinde büyüyen tümör baskı yaparak beyinin elektrik düzenini bozar ve sara nöbetleri oluşur.
2-Doğuştan oluşan bozukluklar: Beyinin yapısal bozuklukları vardır ve doğuştan gelir.Ailevi,yani kalıtsal özelliklerde etkilidir.
3-Beyin ameliyatlarından sonra sara hastalığı oluşabilir.
4-Çocukluğunda havale geçiren insanların ileriki dönemde sara hastalığına yakalanma riski yüksektir.
5-Beyine yeterli kan gitmesini engelleyen durumlarda beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır.Bu da beyin hücrelerinde hasara neden olur ve sara krizi oluşur.

6-Tiroid bezinin hastalıklarında sara meydana gelebilir.
7-Beslenme bozuklukları: B6 vitamini eksikliğinde sara krizi oluştuğu TEŞHİS Sara hastalığının kesin teşhisi "sara nöbetinin direk olarak hekim tarafından gözlenmesi" ile koyulur.Uzman hekim bayılmanın sara olup olmadığını net olarak anlayabilir.

Teşhisde EEG denilen ve beyin elektrik dalgalarını ölçen bir tetkikden de yararlanılır.Ancak EEG %50 oranında kesin teşhis aracıdır.Yani EEG normal çıkan bir insanda kesinlikle sara yoktur denemez. TEDAVİ Bayılmayı engelleyici çeşitli ilaçlar vardır.Bu ilaçlar mutlaka bir nörolog veya beyin cerrahisi uzmanı tarafından seçilmelidir.Hastalığın şekline uygun ilaç başlandıktan sonra bayılma nöbetleri azalacaktır. Unutulmaması gereken önemli nokta;antiepileptik denen bu ilaçlar kullanıldığı takdirde,bayılmanın tamamen geçeceği,bir daha hiç olmayacağı diye bir kural olmamasıdır..Amaç;bayılma şiddetini azaltmak,nöbetler arasındaki süreyi uzatmaktır.Düzenli tedavi gören vakalarda nöbetler aylarca oluşmayabilir.İlaç kullanılırken bayılma olsa dahi tedavi asla bırakılmamalıdır.Bazı hastalar tekrar bayılınca tedavinin etkisinin olmadığını düşünerek,ilaçları bırakmaktadırlar.Yine sık rastlanan hatalardan biriside,uzun zaman bayılmayan hastaların "artık iyileştim" diyerek ilaçlarını bırakmalarıdır.Her iki durumda da hastalık şiddetini arttırarak devam edecektir tespit edilmiştir. İlaçlarla kontrol altına alınamayan durumlar vardır. Gün içinde onlarca kez nöbet geçiren hastalarda ilaç tedavisi etkili olmazsa cerrahi tedaviye başvurulur. Ancak bu ameliyatlar sara ameliyatları konusunda özel bir ilgi gösteren merkezlerde, uzmanları tarafından yapılırlar. Ülkemizde sara cerrahisi yapan merkezler mevcuttur. Buralarda oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. ****PRATİK BİLGİLER*** Evimizde, çevremizde zaman zaman bayılan insanlara rastlarız. Bunların sara veya sinirsel bayılma olup olmadığını anlamak yararlı olabilir. Genelde sinirsel bayılmalar daha sıklıkla olmaktadır. Acil servislere yıldırım hızıyla, trafik içinde çeşitli riskler göze alınarak getirilen hastaların büyük çoğunluğu sinirsel bayılmalardır.


vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #9
vain - avatarı
Ziyaretçi
Epilepsi Nedir?

Epilepsi, halk adıyla sara, yineleyen nöbetler ile karakterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bu geçici bilinç kaybı her zaman oluşmaz.

Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir koku hissi olabilen olağandışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi ve donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar.


Epilepsi Neden Oluşur?
Tümör


Cerrahi
Beyin ameliyatından sonraki dönemde nöbetleri önlemek amacı ile sıklıkla antiepileptik kullanılır.


İskemik Lezyonlar
Beyne giden kan akımı azaldığında (iskemi) beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır. Bu da iskeminin neden olduğu hücre hasarına yol açar ve epileptik nöbet oluşur.


Konjenital Malformasyonlar
(Doğuştan olan bozukluklar)


Bazı beyin lezyonları
(Değişim gösteren doku bölgesi)
Doğum sırasında oluşabilir.


Febril Konvülziyonlar
(Ateşe bağlı istem dışı şiddetli kasılmalar)
Febril konvülziyonun tek nedeni yüksek ateştir. Her 1000 çocuktan 19 ile 36'sında en az bir kez yüksek ateş nedeni ile konvülziyon geliştiği tahmin edilmektedir.


Enfeksiyon
Sistemik (tüm vücudu etkileyen) ya da şiddetli enfeksiyonlar yüksek ateşe ve dolayısıyla febril konvülziyonlara neden olabilirler.


Tiroid Hastalıkları
Tiroid bezi vücuttaki sıvı dengesinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Sıvı dengesi ise epilepsi eğilimini belirleyen bir faktördür. Genellikle tiroid sorunun tedavi edilmesi epilepsinin düzelmesi için yeterlidir.


Beslenme
Bazı insanlarda epilepsinin nedeni olarak B6 vitaminin eksikliği saptanmıştır.

Hazırlayan: Dr. Güzide Turanlı
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatrik Nöroloji Uzmanı

Çocuğunuzda bir ya da birkaç kez bayılma, morarma, sıçrama, çırpınma, anlamsız bakma, dalma veya size olağandışı gelen benzeri bir rahatsızlık durumu olabilir ve bir süre sonra tamamen düzelebilir. Danışman olarak önce aile büyüklerine başvurulduğunda, sevilen toruna “hasta” damgasının vurulmaması için ve bu geçici rahatsızlıktan çocukta gözle görülür hiçbir iz de kalmadığından doktora gidilmesi gereksiz görülebilir. Bu bir hatadır ve erken tanıyı geciktirir. Çocuğunuzun doktoruna mutlaka zaman geçirmeden başvurmalı ve gerekli tetkikleri mutlaka başlatmalısınız. Bu yazıda çocuğunuzun özel durumunun teşhisi ve tedavisi yoktur. Burada doktorunuza giderken daha bilgili olmanızı sağlayacak genel bilgilere, yaşadığınız olayla ilgili hissettiklerinize, aklınıza takılan ve doktorunuza sormayı unuttuğunuz bazı konulara yer verilecektir.

Konu hakkında doğru bilginiz ne kadar fazla olursa çocuğunuza yardım etme imkanınız da o kadar artacaktır. Çocuğunuzun iyiliği için profesyonel yardım ve tıbbi tedavi tabi ki gerekmektedir. Ama siz, tedavideki en önemli kişilersiniz. Çünkü çocuğunuzun ileride kendine güvenen ve bağımsız bir erişkin olması için gereken sevgi ve anlayışı ona sadece sizler verebilirsiniz.

Epilepsi Nedir?
Epilepsiye yol açabilen nedenler
Epilepsi çocuğunuza sizden mi geçmiştir?
Epilepsi nöbetleri nasıldır?
Hastalığın teşhisi
Nöbet anında yapılması ve yapılmaması gerekenlere ilişkin bazı basit kurallar
Epilepsi tedavi edilmeli mi?
Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri var mıdır?
Epilepsi tamamen geçer mi?
Epilepsi çocuğun hayatını etkiler mi?
Dikkat edilmesi gereken hususlar var mı?
Spor yapabilir mi?
Araba kullanabilir mi?
Anne-babalara özel not

Epilepsi Nedir?
Doktorunuz çocuğunuzda mevcut nöbet ya da nöbetlerin “epilepsi” nöbeti olduğunu söylerse ilk sorunuz epilepsinin ne anlama geldiği olacaktır. Bu sözcük halk arasında “sara” adıyla tanınır. Epilepsinin ne olduğunu anlayabilmek için beyni bir bilgisayar gibi düşünmekte yarar vardır. Beyin hücreleri de bilgisayar parçaları gibi birbirleri ile bağlantılıdır ve haberleşmek için küçük elektriksel uyaranlar kullanırlar. Bazen beyinde normal olmayan bir elektriksel aktivite oluşur ve bu olay çocuğun nöbet geçirmesine neden olur.

Bu olay belirli aralarla tekrarlanırsa o kişi de epilepsi var demektir. O halde nöbet, beynin kuvvetli ve hızlı bir elektrik akımı ile kaplanması sonucu oluşan kısa ve geçici bir durumdur, ruh ya da akıl hastalığı değildir ve bazı nadir durumlar dışında zeka geriliğine yol açmaz.

Epilepsiye yol açabilen nedenler
Çoğunlukla epilepsinin bir açıklamasının bulunamaz. Çocuklarda epilepsiye en sık yol açan nedenlerişöyle özetleyebiliriz.

Doğuştan gelen hastalıklar: Kromozom hastalıkları, yapım maddeleri ile ilgili değişiklikler içeren metabolik hastalıklar, bazı enzim eksiklikleri gibi doğuştan gelen nedenler.
Gebelikte bebeğin beyin gelişimini etkileyen mikrobik hastalıklar, annenin ilaç ve alkol alımı.
Doğum sırasında meydana gelebilecek beyin zedelenmesi, kanaması ve beynin oksijensiz kalması.
Doğum sonrası menenjit, beyin iltihabı.
Kazalara bağlı beyin zedelenmesi.
Beyin tümörleri.
Uzun süren ateşli havaleler.

Bazen nöbetler, olaydan yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bir çok vakada da nöbetlerin nedenlerini en modern araştırma yöntemleri ile dahi bulabilmek mümkün olmayabilir.

Epilepsi çocuğunuza sizden mi geçmiştir?
Bir çocuğunuz daha olursa onda da epilepsi gelişme ihtimali var mıdır? Her iki soruya da verilebilecek cevap büyük oranda hayır olacaktır. Ancak hem anne hem de babanın ailesinde epilepsi olduğuna dair bulgu, ya da tek bir tarafta epilepsi hikayesi ile birlikte anne-baba akrabalığı varsa ve özel bazı epilepsi türlerine sahiplerse kalıtımın rolü olduğu söylenebilir. Bu konuda her hastanın kendi içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yüzden bu konuda daha fazla bilgi almak için doktorunuzla görüşmeniz tavsiye edilir.

Epilepsi nöbetleri nasıldır?
Elektriksel bozukluk eğer beynin sadece bir kısmını etkilerse “parsiyel nöbet” dediğimiz nöbet tipi oluşur. Parsiyel nöbetlerin en sık görülen türü şuur kaybı ile birlikte olan “kompleks parsiyel” nöbetlerdir. Kişi sersemlemiş ve şaşkın bir haldedir, gözlerinin önünde benekler görebilir, kulakları çınlayabilir, mide bulantısı olabilir, elbiselerini çekiştirebilir, ellerini kollarını anlamsızca oynatır ve yaptıklarının farkında değildir. Genellikle nöbet geçtikten sonra da olanları hatırlamaz.

Başka bir parsiyel nöbette belli bir kas grubunu (örn: bir kolu veya yüz yarısını) kontrol eden beyin bölgesinin etkilenmesi ile olur. Nöbet esnasında sadece o kas grubu etkilenir ve kontrol edilemeyen hareketler yapmaya başlar, bu olaydan başka hiçbir kas grubu etkilenmez ve şuur kaybolmaz (basit parsiyel, fokal motor nöbetler).

Bütün beyin etkilendiğinde ise sonuç jeneralize nöbettir. Jeneralize nöbetin bir çeşidi jeneralize tonik-klonik nöbettir (grand-mal). Grand-mal nöbet geçiren bir kimse aniden şuurunu kaybeder ve yere düşer, kasları kasılır sonrada bütün vücudu sarsılmaya başlar, ağzından köpük gelebilir, dilini ısırabilir, idrar ve kakasını kaçırabilir, dudaklarında, yüzünde, ellerinde morarma olabilir. 1-5 dakika sonra çırpınma hareketi durur, arkadan bazen uyuklama veya yorgunluk dönemi başlar, bundan sonra kalkıp daha önce yaptığı işine devam eder.

Başka bir jeneralize nöbet tipi dalma (absans, petit-mal) nöbeti olarak bilinenidir. Bu nöbet o kadar kısadır ki, hissedilmeden geçebilir. Absans nöbeti geçirenler hayal kuruyormuşcasına çevrelerine birkaç saniye anlamsız gözlerle baktıktan sonra yaptıkları işlerine devam ederler. El kol hareketi yoktur, kişi kısa bir zaman için şuurunu yitirmiştir. Tedavisiz kalırsa bir gün içinde defalarca tekrarlayabilir. Bu tip nöbetler çok kısa süreli olduğundan aile tarafından pek önemsenmeyebilir veya farkedilmeyebilir.

Nöbetlerin peşpeşe gelmeleri haline “status epileptikus” denir. Hayati tehlikesi olan bu durumda hastanın acilen hastaneye kaldırılması gerekir.

Her epilepsi nöbetinde şuur kaybı olmayabilir. Bazı nöbetler de sadece uykuda görülebilir. Burada anlatılanlar en sık görülen nöbet tipleridir. Epilepsinin başka tipleri de vardır.

Hastalığın teşhisi
En ideali hastanın nöbetini doktorun görmesidir. Ancak çoğunlukla bu mümkün olamaz, bu nedenle doktorunuz önce nöbeti gören kişiler ve anne-babadan nöbetin başlangıcı, sıklığı ve özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi alır. Ayrıca gebelik, doğum, çocuğun gelişimi ve diğer aile bireylerinde nöbet olup olmadığı konusunda bilgi isteyecektir. Ayrıntılı bir nörolojik muayeneden sonra bazı laboratuvar tetkiklerine ihtiyaç doğabilir. Bunların başında elektroensefalografi (EEG) gelir. Bunun yanısıra beyin tomografisi (CT), manyetik rezonans (MRI), uzun süreli EEG-video monitorizasyon ve çeşitli biyokimyasal ve metabolik tetkikler (kanda, idrarda ve beyin-omurilik sıvısında) gerekli olabilir. Bu tetkiklerin hiçbirisinin hasta açısından önemli bir tehlikesi yoktur. Aksine bu nöbetlerin nedenini bulmak, epileptik olmayan diğer bazı nöbetlerden ayırdedebilmek için gereklidir.

Doktorunuz epilepsi teşhisini kesin bazı deliller olmadan koymaz. Uzun süreli en az 4-5 yıllık, belki de ömür boyu sürecek ciddi ve zahmetli bir tedaviyi gerektirdiğinden teşhisi koyarken çok dikkatli davranmalıdır. Bu aşamada doktor aile işbirliğinin çok büyük önemi vardır.

Nöbet anında yapılması ve yapılmaması gerekenlere ilişkin bazı basit kurallar
Büyük bayılma şeklinde nöbet geçirmekte olan çocuğunuza yapılacak şey onu olabilecek zararlardan korumak ile sınırlıdır.
Sakin olun, çocuğun yanından ayrılmayın, yardım gerekiyorsa bir başkasını bu işle görevlendirin.
Çocuğu yere yatırın, etrafındaki sivri maddeleri ortadan kaldırın.
Çocuğu yan döndürüp tükrüğünün dışarı akması ve daha rahat nefes alıp vermesi için başını hafif yana arkaya eğin.
Elbiselerini gevşetin, şayet takıyorsa gözlüklerini çıkartın, hastanın dilini ısırmasını engellemek amacıyla elle veya bir cisimle çeneyi açmaya çalışmayın, ağzına hiçbir şey koymayın. Ancak ağızdaki yiyecek maddelerinin çıkartılması yararlı olur.
Üzerine su dökmeyin, zorla nefes aldırmaya çalışmayın, çocuğu sallayarak ya da yüzüne vurarak, bazı maddeler koklatarak uyandırmaya çalışmayın.
Nöbet esnasında ilaç vermeye çalışmayın, doktorunuzun önerileri dışında kendi kendinize nöbetin geçmesine yönelik hiçbir şey yapmayın.
Unutmayın ki nöbet sonrasında çocuk yorgun, ne yaptığını bilmez haldedir, bu aşamada elinizden geldiğince sakin bir şekilde teskin ederek bu durumun düzelmesini bekleyin, güven verici olun.
Nöbetler hakkında verebileceğiniz tüm bilgiler hem çocuğunuza, hem de doktorunuza yardımcı olacağından dikkatli bir gözlem daha sonra doktorunuzun sorularını cevaplamada çok işe yarayacaktır.
Akıllıca gözlemek akılsızca müdahele etmekten daha yararlı olacaktır.
Nöbet 10 dakikadan uzun sürerse ya da kısa bir süre sonra tekrarlarsa doktorunuza haber verip tavsiyelerine uyun ya da en yakın sağlık merkezine başvurun.
Unutulmamalıdır ki tehlikeli görünümüne rağmen epilepsi nöbeti öldürücü değildir.

Epilepsi tedavi edilmeli mi?
Epilepsi, mutlaka doktora başvurulmasını ve doktorun gerekli gördüğü sürece kontrol altında kalınmasını gerektiren bir hastalıktır. Bu epilepsinin ömür boyu devam edeceği şeklinde algılanmamalıdır. Epilepsinin bazı türleri hasta belli yaşlara geldiğinde kendiliğinden tamamen düzelebilirler ve bunlarda ilaç tedavisine gerek duyulmabilir, ancak bu kararı doktor vermelidir. Ülkemizde maalesef epilepsi hastalığı doktor olmayan kişiler tarafından tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
Nöbetlerin tekrarlaması ve status epileptikus hali, beyinde oksijensiz kalmaya bağlı bazı etkilere yol açabilir ve her nöbet bir sonra kinin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Tedavisiz kalan küçük nöbet türlerinin bir süre sonra büyük nöbetlere dönüşmesi olasıdır ve nöbet geçirme anında hastanın maruz kalabileceği tehlikeler vardır. Bunlar, merdivenden düşme, kişi sokakta ise trafik kazası, suda boğulma, vb.dir. Yukarıda sayılan tüm bu nedenlerle epilepsi mutlaka müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Epilepsinin en önemli tedavi şekli ilaç tedavisidir. Epilepside kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılma durumunu baskılayarak nöbetlerin oluşunu engeller. Epilepsi ilaçları hergün, önerilen dozda ve saatlerde çok düzgün bir şekilde kullanılmalıdır. Anne-babaların sık yaptıkları yanlışlıklar; *örneğin sabah dozu unutulduğunda akşam her iki dozun birlikte verilmesi veya *dozların çok dakik verilebilmesi amacıyla çocuğun uyku düzeninin bozulması gibidir. Bu uygulamalar hastaya yarar sağlamaz. İlacın veriliş saatlerinde yapılacak 30-60 dakikalık oynamaların zararı yoktur.
Doktorunuz çocuğun yaşını, kilosunu, nöbet tipini göz önüne alarak ilaçları seçmiştir. İlaçları düzenli ve doktorunuzun tarif ettiği gibi kullanmanız çok önemlidir. Kullanılan bu ilaçların hastalığı tamamiyle geçirmediğini, ancak nöbet gelmemesini sağladığını ya da sayısını azalttığını bilmelisiniz. Bu nedenle aylardır nöbet olmuyor diye ilaç miktarını azaltmamalı ya da çocuğunuza vermekten vazgeçmemelisiniz. İlacın ne zaman kesileceğini ya da değiştirileceğini ancak doktorunuz bilir. Bazen kullanılan tek bir ilaç nöbeti kontrol altına alamayabilir. O zaman doktorunuz ikinci, bazen de üçüncü ilaç ilave edecektir. Çocuğunuzun geçirdiği nöbetlerle ve aldığı ilaçlarla ilgili kayıt tutarak doktorunuza yardımcı olabilirsiniz.

Epilepsi tedavisinin düzgün bir biçimde sürdürülmesi halinde de nöbetler devam edebilir. Tıbbın dev adımlarla ilerlediği dünyamızda hiçbir hekim epilepsili bir çocuğun anne-babasına tedavi ile nöbetlerin %100 kaybolacağını garanti edemez. Nitekim dünya istatistiklerine bakılacak olursa uygun tedavi şartlarında hastaların %60’ında nöbetlerin tümüyle ortadan kalktığı, %20’sinde tüm tedavi seçeneklerine rağmen nöbetlerin devam ettiği görülmektedir. Anne babanın hiç aklından çıkarmamaları gereken bir nokta, epilepsi çağdaş tıbbi tedavi yöntemleriyle yeterince kontrol altına alınamıyorsa orta çağın büyücülük yöntemleriyle hiç durdurulamaz.

Halen ilaçla tedaviye cevap vermeyen belli epilepsi türlerinde ülkemizde cerrahi tedavi olanakları geliştirilmektedir.

Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri var mıdır?
Evet, hastalıkların tedavisinde kullanılan tüm ilaçların olduğu gibi epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların da (özellikle uygun kullanılmadıkları zaman) hastada bazı yan etkileri olabilir. Unutulmamalıdır ki doktorunuz çocuğunuzun tedavi şemasını düzenlerken uygun gördüğü ilaçların yan etkilerini en az düzeye indirecek şekilde belirler.

Bazı epilepsi ilaçları tedavinin başlangıcında uyku hali, sersemlik, dengesizlik, ciltte döküntüler gibi yan etkilere neden olabilir. Doktorunuz bu tür yan etkilerin görülmememesi için ilaçları küçük dozlarda kullanmaya başlayarak zaman içinde doz artırmayı tercih edecektir. Bazen de tedavinin ilerleyen yıllarında iştah artışı, şişmanlama, saç dökülmesi, diş etlerinde kabarma, aşırı hareketlilik, kıllanma vb. gibi yan etkiler görülebilir. Doktorunuz, kullanılan ilacın çocuğunuzda yarattığı yan etkileri ve onun epileptik nöbetler üzerindeki etkisini yakından ve bilinçli olarak izleyen kişi olduğundan uygun aralıklarla muayene ve gerekli laboratuvar tetkikleri ile çocuğunuzu koruyacak önlemleri alacaktır. Bu durum "komşu çocuğuna iyi gelen ilacın" sizin çocuğunuz için kullanılmaması gerekliliğini anlatan en önemli sebeplerden biridir.

Epilepsi tamamen geçer mi?
Bu soruya kesin bir cevap vermek imkansızdır. Çoğu vakada bu durum ergenlik çağına gelindiğinde geçebilir. Diğer vakalarda ise nöbetler maalesef hayat boyu sürer. Her bir birey için gelecekteki durumu şimdiden tahmin etmek mümkün değildir. Eğer çocuğunuzda nöbetler arka arkaya 2-4 yıl görülmezse, doktorunuz yapacağı genel bir durum değerlendirilmesinden sonra vereceği kararla ilacı 6-8 ay gibi uzun bir sürede kesebilir. Böylece olayın tekrarlanıp tekrarlanmayacağı beklenebilir. Nöbetler tekrarlamayabilir, ancak tekrarladıkları takdirde yeniden ilaç tedavisine geçilecektir.

Epilepsi çocuğun hayatını etkiler mi?
Epilepsi kesinlikle utanılacak bir hastalık olmadığından çocuğunuzla çok sık görüşen ya da birlikte vakit geçiren insanların durumu bilmelerinde hiç bir sakınca yoktur. Önemli olan çocuğunuzun epileptik olması dışında hiçbir farkın bulunmadığının bilinmesidir. Çocuğunuzun sorumluluğunu sizlerle birlikte paylaşan öğretmeni, okul hemşiresi, servis sürücüsü, antrenörü vb. gibi büyüklerin ve çok yakın bazı arkadaşlarının da epilepsi konusunda hiç olmazsa genel bir bilgiye sahip olmaları gerekir. Ne olup bittiğini bilmeyen kişiler böyle bir nöbeti seyretmekle korkabilir ve çocuğunuza yardım edemeyebilirler.

Öncelikle vurgulanması gereken nokta epilepsinin ruh ve akıl hastalığı ile hiçbir ilgisi olmadığıdır. Epilepsili çocukların çoğu normal zekaya sahiptir. Bazıları okulda ortalamanın üzerine bile çıkarlar. Epilepsinin ağır beyin hasarı ile birlikte olduğu bazı durumlarda (%20) zihinsel gelişme bozulabilir.
Epilepsinin çocuğunuzun hayatını bazı konularda etkileyeceğini kabul etmelisiniz. Pilot olamaz, yükseklerde çalışamaz ama üniversite dahil olmak üzere istediği okula gidebilir. Doktor, avukat, iş adamı, profesyonel sporcu, balerin, fizikçi olmaması için hiçbir neden yoktur. Epileptik insanlar evlenebilir, çocuk sahibi olabilir ve normal bir hayat yaşayabilir. Gerçekten çocuğunuzun yapamayacağı çok az şey vardır.

Dünyanın tarihi gidişini değiştiren nice ünlü insan epileptikti. Örneğin Julius Sezar, Büyük İskender, Napoleon Bonaparte gibi generallerin bu tür kişilerden olduğuna inanırmıydınız? Bu kişiler o dönemde günümüzün tıbbi bilgilerine sahip olunmamasına rağmen pek çok iş başarmışlardır. Ayrıca Dostoyevski, Gustave Flaubert ve Dante gibi büyük yazarlar, adına ödüller verilen Alfred Nobel, Tchaikovsky, Van Gogh, Buddha ve St. Paul de epileptikti.

Dikkat edilmesi gereken hususlar var mı?
Epilepsili çocuğunuzun da herkes gibi dengeli beslenmeye gereksinimi vardır. Hastalığından dolayı fazladan vitamin ve mineraller almasına gerek yoktur. Kolalı ve alkollü içecekler, çikolata, boyalı şekerlemeler, çay, kahve aşırı miktarda alınmamalıdır. Işığa duyarlı epilepsi türlerinde çocukların çok yakın mesafeden karanlık odada televizyon seyretmesi, bilgisayar oyunları ile uzun süreli oynaması engellenmelidir. Diğer epilepsi türlerinde böyle bir kısıtlamaya gerek yoktur. Ayrıca aşırı uykusuzluk, ateşli hastalıklar, güneş altında uzun süre kalmak, uzun süren açlık ve kafaya gelebilecek darbeler gibi bazı durumlar nöbetin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Bunlardan kaçınılmalıdır.

Spor yapabilir mi?
Çocuğunuzun pozitif tarafının belirgin olmasına gayret ediniz. Her insanın bir kuvvetli tarafı vardır. Çocuğunuzun o tarafını geliştirirseniz kendine güveni artar. Sporda, müzikte, resim çizmede ve benzer konularda yeteneği varsa, özendirilmelidir. Hastalığı bahane ederek, çocuğunuzun yapabileceği sporları ve işleri ihmal etmesine müsade etmeyiniz. Düzenli fizik faaliyet herkes için yararlıdır. Gerçekten de epilepsili hastalar spor faaliyetlerine katıldıkları zaman kendilerini daha iyi hissettiklerini ve daha az sayıda nöbet geçirdiklerini söylemektedir. Spor faaliyetlerine katılmakla sağlanan faydanın, yine aynı nedenle ortaya çıkabilecek tehlikelerden kat kat üstün olduğu açıktır.

Tehlike herkesin hayatında şu veya bu zamanda mevcuttur. Bu tehlike epilepsi hastasında zaman zaman sıradan bir hastanınkinden daha fazla olabilir ama, hastanın normal hayattaki faaliyetlere katılmasıyla sağlanacak fayda bu tehlikenin göze alınmasına yol açacak kadar fazladır. Özellikle çocuklarda olmak üzere hastanın diğer insanlarla karşılıklı ilişkiler kurması ve onların yaptıklarını yapması, onun diğerlerine ihtiyacı olmayan, üretken bir büyük olması yolunda atılacak çok önemli bir adımdır. Nöbetleri kontrol altındaki çocuklar gerekli, mantıklı önlemler alındığı takdirde spor yapabilirler. Aletli jimnastik, ağır fiziksel efora yol açan aktiviteler ve sık kafa darbelerine açık olan sporlar epilepsisi olan çocuklarda tercih edilmemelidir. Bisiklete trafiğin yoğun olmadığı alanlarda, mutlaka kask takarak binmelidir. Yüzme ve sörf türü sporlar ancak çocuğun durumunu bilen bir erişkinin gözetiminde yapılmalıdır. Tenis ve futbol, tramplen atlamadan daha güvenli sporlardır.


Araba kullanabilir mi?
Epilepsililerin trafik kazası yapma ihtimali az da olsa diğer normal sürücülerden fazladır. Ancak bu risk diabet gibi kronik hastalığı olanlardan daha fazla değildir. Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre epilepsili sürücülerin sebep olduğu trafik kazalarının %27 sinin nöbetlerden ileri geldiği, geri kalan kazaların ise alkol ve uyuşturucu kullanımına bağlı olduğu belirlenmiştir. Çocuğunuzun nöbetleri en az 2 yıldır (bu süre ülkelere göre değişmektedir) kontrol altında ise doktorunuzdan alacağınız izin ile (18 yaşını bitirmişse ve ehliyeti varsa) araba kullanmasında sakınca yoktur.

Anne-babalara özel not
Çocuğunuzun durumunu değerlendirmede gerçekçi olmaya gayret ediniz. Çocuğunuza karşı anlayışlı olunuz. Çocuğun kendisini epileptik değil de epilepsisi olan (diabeti, hipertansiyonu, tüberkülozu olan vb.) bir kişi olarak görmesini sağlayınız.

Genellikle pek çok epilepsili çocuğu davranış ve kişilik açısından diğer çocuklardan ayırt etmek mümkün değildir. Epilepsi nöbetleri genellikle dış faktörlerden etkilenmezler ve ansızın ortaya çıkarlar. Çocuğun üzülmesi, isteğinin yerine getirilmemesi, iştahsızlık, çok terleme veya terli halde su içme gibi durumlar nöbetlerin oluşmasında rol oynamazlar. Bu nedenle anne-babanın kendilerini suçlamalarına ve aşırı koruyucu ve kollayıcı davranmalarına gerek yoktur. Bu tutum çocuktaki girişimciliği önler ve aşırı korunan bir çocuk toplum içinde anne-babası gibi koruyucular bulamayacağı için geçimsiz bir erişkin olmaya adaydır. Aşırı koruma epileptik çocuk için olduğu kadar, kardeşleri tarafından kıskanılmasına yol açacağından aile içi sorunlar da yaratacaktır. Epileptik çocuğunuza ilginiz, diğer çocuklarınıza olan ilginizden az veya çok olmamalıdır. Ona özel muamele yapmayın. Sevginizi, disiplin anlayışınızı, dikkat ve ihtimamınızı eşit bölüştürün. Birine bir sorumluluk verdiğiniz zaman, diğerlerine de ona benzer bir sorumluluk verin. Şüphesiz bu sorumluluklar yaşlarına ve yeteneklerine uygun olmalıdır. Epilepsisi olan çocuğunuza gereğinden fazla ilgi göstermeye gerek yoktur. Ailenin tüm fertleri bu durumu olgunlukla ve tebessümle karşılamalıdır. Çünkü koşulacak mesafe uzundur.

Çocuğunuz için her şeyin mükemmel olmasını isteyen sizler için epilepsi tanısı önceleri bu rüyanızı yıkan kabus gibidir. Çoğu anne-baba gibi siz de kendi kendinize “Neden benim çocuğumun epilepsisi var?” diye soruyor, bazen kızgınlık, bazen korku, bazen de suçluluk duyuyorsunuzdur. Bunları hissetmeniz gayet doğaldır. Hislerinizi yenmeye çalışmanız çocuğunuza yardım etmenizi kolaylaştıracak ve ailenin beraberce olgunlaşmasını ve yakınlaşmasını sağlayacaktır. Anne baba hislerini kendi aralarında açıkca konuşmalı ve gerekirse doktorundan yardım istemelidir.

Çocuğunuza karşı karşıya kaldığı sorunu anlatırken yaşını dikkate alın. Çocuğunuz nöbetlere yol açan bir hastalığı olduğunu bilmelidir. Olayın nedenlerini anlayabileceği kadar anlatın. Üç-dört yaşlarındaki çocuklar bile beynin vücudumuzun merkezi olduğunu ve değişik organlarımıza yapılmasını istediği şeyler hakkında emirler gönderdiğini anlayabilirler. Ancak bazen beynin gönderdiği acayip emre vücudumuz uymak istemese bile itaat etmek zorundadır. İşte kasılmaların nedeni budur. Ancak çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun sorunun hem bugün hem de yarın geçmeyeceğini öğrendiği zaman hissedeceği olumsuz duygulara karşı onu rahatlatmak zorundasınız. Size "Neden ben?" diye soracaktır. Sizin olayı kabullenmedeki beceriniz, gerek kendi gerekse çocuğunuzun hislerini kontrol edebilmeniz, çocuğunuzun söz konusu duruma karşı reaksiyonunu çok etkiler. Bu aşamada kendisi gibi krizleri olan bir çocukla buluşturmanın kendisine güvenini artırması açısından büyük yararı olacaktır. Bir kez daha vurgulayalım: kızmak, suçluluk hissetmek veya gelecekten korkmak gayet doğaldır. Her sorununuzu doktorunuzla görüşünüz.

Epilepsi bir derttir, ancak dünyanın sonu demek değildir. Siz çocuğunuzdaki epilepsiyi yok saymaz, bundan ürkmez, bu durumu mutluluğunuzu alt üst eden bir felaket olarak görmezseniz çocuğunuzun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından gerekli temel koşulları oluşturabilirsiniz. Ancak bu koşullarda doktorunuz bilgi ve becerisini başarılı olarak uygulayabilir. Tıbbi durumunuzu konuşacağınız tek kişi doktorunuz olmalıdır. Her şeyi tek başınıza çözmeye çalışmak sizin için zor olacaktır. Böyle davranmak zorunda değilsiniz. Çevrenizde dostlarınız var. Ayrıca unutmayınız ki her çocuk gelecekte, toplum içinde kendi yerini alacaktır. Ona sorunu ile barışık yaşamayı öğretebilirseniz, topluma mutlu ve başarılı bir insan kazandırmış olursunuz.


SARA (EPİLEPSİ) NEDİR?


Epileptik nöbet (Sara), beyindeki hücrelerin kontrol edilemeyen, ani, aşırı ve anormal deşarjlarına bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Beyin, insan vücudunun ana kumanda merkezi gibidir. Beyin hücreleri arasındaki uyumlu çalışma, elektriksel sinyallerle sağlanır. Nöbetin nedeni, bir tür beklenmeyen elektriksel uyarı olarak düşünülebilir. Kısaca; epileptik nöbet beynin kuvvetli ve ani elektriksel boşalımı sonucu oluşan kısa süreli ve geçici bir durumdur.
Epilepsi, dünyanın her bölgesinde, erkek ve kadında, her türlü ırkta ve yaklaşık 100 kişide bir oranında görülebilen bir hastalıktır.

Hastaların yaklaşık yarısında belirli bir neden bulunamaz. Belli bir grup hastada ise; gebelikte olabilen beyin gelişme problemleri, doğum sırasındaki nedenler, menenjit, beyin enfeksiyonu, beyin tümörleri, zehirlenmeler veya ciddi baş yaralanmaları epileptik nöbetlere yol açabilir.

Nöbetin nedeni tümör yada başka bir hastalık değilse, epilepsinin ilerlemesi söz konusu değildir, bazen yaşla birlikte nöbet sıklığı da azalabilir.

Epilepsi nöbetleri, çoğu zaman insana çok uzun sürüyor gibi gelse de 1-3 dakika içinde kasılmalar biter ve hastalar belli bir süre sonra nöbet öncesindeki normal aktivitelerini kazanırlar.

Epilepsi nöbetleri, değişik tiplerde olabilir. Nöbetler; büyük (genel, jeneralize tonik-klonik, grand mal, kasılma-çırpınma ile karakterize) yada küçük (kısmi, parsiyel, sadece yüz, kol yada bacakta kasılma[basit parsiyel] veya anlamsız konuşma ve davranışlar ile karakterize[kompleks parsiyel]) nöbetler şeklinde ortaya çıkabilir.

Ayrıca kısa süreli (5-10 saniye), gözlerini dikip sabit bakma, bu anda cevapsızlık şeklinde, kasılmasız dalma nöbetleri (absans) ile; özellikle sabahları uykudan uyandıktan sonraki dönemlerde ortaya çıkan ve kollarda sıçrama-atmalar tarzında myoklonik nöbetler de olabilir.

Epilepsi bulaşıcı bir hastalık değildir. Epilepsili kişinin hastalığının başkaları tarafından bilinmemesi için bir neden yoktur. Yakın arkadaşlarınız, akraba ve komşularınız, öğretmeniniz hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

Epilepsili kişi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Bayanlar hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile görüşmelidir. Tedavide kullanılan ilaçların çocuk üzerine değişik etkileri nedeniyle; gebelik öncesi nöbetlerin tipine ve durumuna bakılarak uygun ilaç ve dozu doktor tarafından düzenlenmelidir.

Epilepsi tanısında en önemli nokta; nöbetler hakkında verilen bilgidir. Özellikle nöbeti gören kişinin doktor tarafından dinlenmesi gerekir. Genel fizik ve nörolojik muayene yapıldıktan sonra başvurulacak ilk laboratuar inceleme aracı; elektroensefalografi (EEG) dir. Bu tetkik, saçlı deriye elektrotlar yapıştırılarak beyin dalgalarının kaydedildiği bir yöntemdir. Epilepsi hastalığı tanısının konulmasında en önemli tetkiktir. Bilgisayarlı beyin tomografisi (BBT) ve magnetik rezonans incelemesi (MRI) epilepsi nöbetlerine neden olan olayların ortaya konmasında yardımcı olabilir.

Epilepsi ilaçla yada cerrahi olarak tedavi edilebilen, çoğu hastada (%70-75) tek ilaçla nöbetlerin kontrol altına alınabildiği bir hastalıktır. Epilepsili hasta ilacını kullanarak aktif ve başarılı bir yaşam sürebilir. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar; hastanın yaşına, fiziksel durumuna ve nöbet tipine göre uzman doktor tarafından verilmelidir. Bilinçsizce kullanılacak ilaç, nöbetleri önlemediği gibi istenmeyen yan etkilere de neden olabilir.

Eğer tedavi ile nöbetler bir kaç yıl (hastanın durumuna göre 2-4 yıl gibi) arka arkaya görülmezse, doktor kontrolunda ilaçların azaltılıp kesilmesi denenebilir. Nöbetler tekrarlamazsa tedaviye son verilir, tekrarlarsa tedaviye yeniden başlanır. İlacın kesilmesi, mutlaka hastayı izleyen doktor tarafından karar verilmesi gereken önemli bir konudur.

EPİLEPSİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN KONULAR

1. Epilepsi kısa süreli nöbetler şeklinde tekrarlayan, beyinden kaynaklanan bir hastalıktır. Nöbetler ilaçla durdurulabilir.

2. Epileptik bir hastayı aşırı kollamaya, takip etmeye ve gereğinden fazla ilgi göstermeye gerek yoktur.

3. Epilepsi hastalığı olan kişi aşırı uykusuz kalmamalı, günde en az 7-8 saat uyumalıdır.

4. Aşırı çay, kahve ve kolalı içeceklerden kaçınılmalı, gece ağır yemek yenmemelidir.

5. Uzun süreli ve yakından televizyon seyredilmemeli ve fazla bilgisayar kullanılmamalıdır.

6. Epileptik hasta, aşırı efor sarfetmemeli ve bunu gerektiren sportif faaliyetlerden kaçınılmalıdır.

7. Alkollü içecekler, nöbet oluşumuna yol açabileceği ve epilepsi ilaçların etkilerini değiştirebileceği için kesinlikle kullanılmamalıdır.

8. Aç kalınmamalıdır.

9. Yüksek yerlerin kenarında bulunulmamalı ve ateş gibi yakıcı olabilecek yerlerden uzakta durulmalıdır.

10. Meslek seçiminde dikkat edilmelidir. Epileptik hastalar; askerlik, polislik, şoförlük, berberlik, inşaat ve kaynak işçiliği gibi meslekleri seçmemelidir.

11. Motorlu taşıt kullanılmamalıdır. 3 yıldan fazla bir sürede nöbet geçirmeyenlerde ve EEG leri normal olanlarda müsade edilebilir.

12. Epilepsili hasta elinden geldiğince üzülmemeli, olur olmaz şeyleri dert etmemelidir.

13. Epilepsili kişi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Epileptik kişi evlenecek ise eşi hastalığını bilmelidir. Bayanlar hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile görüşmelidir.

14. Alınan ilaçların hastalığı tamamen geçirmeyebileceği bilinmelidir. Ama ilaçlar nöbet gelmemesini yada sayısının azalmasını sağlayacaktır.

15. İlaçlar, düzenli ve mutlaka önerildiği şekilde kullanılmalıdır.

16. Nöbet geçirilme sayısı ile gün ve saatleri kaydedilmelidir.

17. Düzenli aralıklarla doktor kontrolüne gidilmelidir.

18. Hastalar, yanında iyi yüzme bilen birisi olmak şartıyla denize girebilir, fakat uzun süre denizde ve güneş altında kalmamalı, aşırı yorulmamalıdır.

19. Epilepsi kısmen de olsa hayatınızı etkileyebilir, ama normal, aktif bir hayat sürmenizi engellemez. Bazı meslekler dışında yapamayacağınız hiçbir şey yoktur.

20. Epilepsi çalışmanıza ve işinizde başarılı olmanıza engel olacak bir hastalık değildir. Unutmayınız ki; dünyada bir çok ünlü ve başarılı insan da epilepsi hastalığına sahiptir.

EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN BİR HASTAYA NE YAPILMALI? NE YAPILMAMALI?

YAPILMASI GEREKENLER

Sakin olun, hastanın baş ve vücudunu yana çevirin.

Nöbet sırasında yaralanmasını önleyin (Başını yere vurmasını, yataktan düşmesini önleyin. Çevresindeki kesici ve yaralayıcı cisimleri uzaklaştırın).

Yakasını ve varsa sıkı giysilerini gevşetin.

Eğer bilinçsiz hareketler yapıyorsa, sert olmayan hareketlerle engelleyin.

Nöbet anında neler yaptığını iyice gözleyin ve bunları doktorunuza anlatın.

Hasta kendine gelene kadar yanından ayrılmayın.

Mümkünse doktoruna bilgi verin.

YAPILMAMASI GEREKENLER

Panik yapmayın.

Hastayı telaşlandırmayın.

Ağzını açmak için uğraşmayın, dişleri arasına bir şey koymaya çalışmayın.

Dilin ısırılmasını önemsemeyin.

Yiyecek-içecek veya ilaç vermeyin.

Zor kullanarak engel olmayın, yatıştırıcı davranışlar içinde olun.

Yapay solunum ve kalp masajı uygulamayın.

Uyarıcı olduğu düşünülerek yapılan soğuk su dökme, tokat atma, ağrı verme gibi hareketler yapmayın.

1 . Epilepsi nedir?

Epilepsi normal nörolojik işlevleri bozan tekrarlayıcı nöbetlerin görüldüğü bir dizi bozukluğa verilen genel bir isimdir. Beynimiz sinir hücre ağlarının oluşturduğu bir bilgisayar gibidir. Normalde bu hücreler arasında milyarlarca elektrik mesajı iletilir ve vücudumuz bu şekilde idare edilir.2 Epilepsi nöbetleri ise beyindeki bir grup sinir hücresinin aynı anda aktifleşip elektriksel bir boşalma oluşturmasıyla ortaya çıkar. Bu sinir hücre gruplarının beyinde bulundukları yere göre farklı belirtiler oluşturabilir. Hafif bir dalgınlıktan yaygın kasılmalara dek değişen tipte nöbetler bulunmaktadır.
İnsanlığın bildiği en eski hastalıklardan biri olan epilepsinin Sezar, Hipokrat, Büyük İskender, Sokrat gibi ünlü kişilerde de bulunduğu bilinmektedir.


2 . Nöbet tipleri nelerdir?

Nöbetler genel olarak iki ana gruba ayrılır: Parsiyel (kısmi) nöbetler ve jeneralize (yaygın) nöbetler. Bu ana gruplar da kendi içlerinde tekrar sınıflandırılırlar.
Parsiyel (kısmi) nöbetler daha sık görülür ve beynin bir tarafında belirli bir bölgede yer alan sinir hücrelerinin katılımıyla oluşur.
Basit parsiyel nöbet geçiren kişiler genellikle bilinç kaybına uğramazlar, ancak kafa karışıklığı, ufak kasılmalar, değişik koku ve tat hisleri yaşayabilirler.
Kompleks parsiyel nöbetlerde ise istemsiz ya da kontrolsüz hareketler görülebilir, aşırı duygusal tepkiler olabilir ve bilinç kaybı oluşabilir. Bazı kişilerde çiğneme ya da dudak emme gibi tekrarlayıcı hareketler ortaya çıkabilir. Ataklar genellikle 2 dakikadan kısadır ve bazı hastalar nöbetten önce nöbet oluşacağını hissedebilirler.
Bazı hastalarda parsiyel nöbet şeklinde başlayan durum jeneralize nöbet haline dönüşebilir; bunlara sekonder jeneralize nöbetler denmektedir.
Jeneralize nöbetler ise daha geniş bir alandaki sinir hücrelerinin katılımıyla oluşan ve daha büyük bir etki oluşturan nöbetlerdir.
Tonik-klonik nöbetler kişinin kaskatı kesilmesi ve yere düşmesiyle başlar, ardından yaygın kasılma ve gevşemeler oluşur. Hasta bilincini tamamen kaybetmiştir ve idrar ya da dışkısını kaçırabilir. Nöbet genellikle 2-3 dakika sürer ve ardından bir süre dalgınlık oluşur.
Absans nöbetler hareketlerin 3-30 saniye süreyle durması ve dikkat kaybıyla seyreden nöbetlerdir. Günde 50-100 kereye kadar sık oluşabilir ve bazen diğer kişiler tarafından fark edilmeyebilirler.
Bunların dışında çocukluk ya da erişkinlik çağlarında oluşabilen farklı nöbet tipleri de bulunmaktadır.



3 . Epilepsi niçin oluşur?

Epilepsi nöbetlerinin çoğunda bir neden bulunamaz. Sık rastlanan nedenlerden bazıları doğuştan bulunan ya da doğumda oluşan beyin hasarları, beyin yaralanmaları, tümörleri, beyin kan damarlarındaki hastalıklar, bazı genel hastalıklar, alkol ve madde kullanımı ve menenjit gibi enfeksiyonlardır.


4 . Nöbet oluşumuna yol açan durumlar nelerdir?

Nöbetlerin çoğu herhangi bir tetikleyici neden olmaksızın oluşur. Ancak nöbet oluşumunu tetikleyebilecek bazı faktörler de bulunmaktadır. Bunların arasında aşırı miktarda alkol alınması, stres, sürekli çakıp sönen ışıklar ve benzer televizyon görüntülerini izleme, uykusuzluk, yüksek ateş, düzensiz beslenme ve kadınlardaki hormonal değişiklikler yer almaktadır.


5 . Epilepsi kimlerde görülür ve sıklığı nedir?

Epilepsi hem erkek, hem de kadınlarda tüm yaş gruplarında görülebilir, ancak çoğunlukla bebeklik, çocukluk, ilk gençlik ve yaşlılık dönemlerinde tanı konur. Dünyada yaklaşık 50 milyon kişinin epilepsisi olduğu tahmin edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde epilepsi daha sık görülmektedir; bunun nedeni bu ülkelerde beyin hasarına yol açan nedenlerle daha sık karşılaşılması olabilir.


6 . Epilepsi tanısı nasıl konur?

Hekimler, nöbet geçiren kişilerin daha önceden hikayelerinin olup olmadığını öğrenip, muayenelerini yapar ve bazı kan tahlilleriyle EEG'lerini isterler. EEG (elektroensefalogram) beyindeki elektrik akımlarını ölçen bir testtir. BT (bilgisayarlı tomografi) veya MR (manyetik rezonans) ile alınan beyin görüntülerinin incelenmesi gerekli olabilir. Bel bölgesinden yapılacak ufak bir girişimle alınan beyin omurilik sıvısı da incelenebilir.


7 . Epilepsi nasıl tedavi edilir?

Nöbetler hastaların %80'e varan bir oranında epilepsi ilaçlarıyla kontrol altına alınabilmektedir. İlaç tipi ve sayısı hastanın yaşı, nöbet tipi, nöbet sıklığı ve nedeni gibi çeşitli faktörlere dayanarak belirlenmektedir. İlacın dozu da hastanın durumuna göre ayarlanmaktadır. Bazı hastalar bir ilaçla kontrol altına alınırken, bazılarına iki, üç ilacın birlikte verilmesi gerekli olmaktadır. Bazı hastalarda cerrahi tedavi de uygulanabilmektedir.
Bazı epilepsi ilaçları doğum kontrol hapları, bazı kalp ilaçları, astım ve ülser ilaçları ve diğer birçok ilaçla etkileşebilir. Bu nedenle doktorun kullanılan diğer ilaçlar konusunda bilgilendirilmesi gereklidir.
Birçok nöbet, tedavinin uygun şekilde yapılmaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ilacın hekim tarafından önerilen şekilde alınması çok önemlidir. Bazı durumlarda doktor ilaç kullanım miktarını ayarlamak ya da kontrol etmek için kandaki ilaç düzeylerini izlemek isteyebilir. Bu durumda belirli aralıklarla kan tahlilleri yapılır.
İlaç tedavisine başlanıp nöbet oluşumu önlendikten bir süre sonra hekim tedaviyi kesebilir.
Epilepsili kişilerin uykusuz kalmak, alkol ve sigara içmek gibi tetikleyici faktörlerden kaçınmaları gereklidir.


8 . Acil durumlarda nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Yakınınızdaki bir kişinin nöbet geçirdiğini görürseniz, öncelikle bir zarar görmesini önlemeye çalışmanız gerekir. Ağzına dişlerini ayırmak üzere kaşık gibi sert bir cisim sokmayın. Çevresinde bulunan sivri köşeli alet ve mobilyaları uzaklaştırın. Hastayı kaldırmaya çalışmayın. Kişi nöbet sırasında kusuyorsa, kusmuğunu yutmasını engellemek için hastayı bir tarafına çevirebilirsiniz. Nöbet 2-3 dakika içinde durmuyorsa, hastada morarma oluştuğunu ya da nefes almadığını fark ettiyseniz en yakın sağlık kurumunu aramak veya ambulans çağırmak doğru olur.


9 . Epilepsili kişilerin günlük yaşamlarında nelere dikkat etmeleri gerekir?

Epilepsili kişiler nöbet sırasında kolayca yaralanabilirler. Bu nedenle ev, işyeri ve kullanılan diğer alanlarda bazı önlemler alınması doğru olur.
Ev içindeki kapıların dışarıya doğru açılabilmesi ve arkadan kilitlenmemesi uzun süreli nöbetlerde diğer kişilerin yardımcı olmasını sağlar.
Yerlerin kalın bir halıyla kaplı olması düşme sırasındaki yaralanmaları azaltır.
Lavabo gibi su kaynaklarının yanında elektrikli alet kullanımından kaçınılmalıdır.
Açıkta sivri ve keskin aletler bulunmamalı, eşyaların sivri köşeli olmaması sağlanmalıdır.
Şömine, ocak, soba gibi açık alevli ya da çok sıcak yerlerin çevresine koruyucu engeller yerleştirilmelidir.
İşyerinde epilepsili olduğunun bilinmesi acil durumlarda yararlı olabilir.
Taşıt araçlarının kullanılması uygun değildir.
Bisiklet kullanırken kask, dirseklik ve dizlik takılmalıdır.
Doğada gezmek, yüzmek gibi aktiviteler mutlaka bir arkadaşla birlikte yapılmalıdır.


Epilepsi(Sara)-Epilepsi denince akla ne gelir?

Epilepsi nedir?

Tıp tarihinde hiçbir hastalıg˘ın tarihçesi,epilepsi kadar eski tarihlere götürülemez.
I˙lkçag˘lardan kalma çok sayıda is¸aretler,bu hastalıg˘ın insanlıg˘ın bas¸langıcından beri var oldug˘unu gösterir.

Eskiden oldug˘u gibi,bugün de bu hastalık en sık görülen müzmin hastalıklardan biridir. %0,5 ile %1 oranında insan bu hastalıg˘a müpteladır. Buda Almanya’da 400.000 ile 800.000 arasında saralı insanın yas¸adıg˘ını gösterir!



Epilepsi terimi Yunanca nöbet geçirmek anlamına gelen “epilambanein” kelimesinden gelir.
Epilepsi, nöbet veya nöbet hastalıg˘ı demektir. Nöbet hastalıg˘ının (saranın) çes¸itli s¸ekilleri oldug˘undan, epilepsilerden bahsetmek daha yerinde olur.




Eg˘er epileptik nöbetler, ortada görünür bir neden yokken kendilig˘inden ortaya çıkıyor ve tekrarlamaya meylediyorsa, bir epilepsi söz konusudur.

Epileptik bir nöbet, beynin patolojik (hastalıklı-normal olmayan) bir tepkisidir; O rahatsız eden, s¸as¸ırtan,zarar veren uyarılara kars¸ı verilen bir cevaptır.

Bu uyarılara verilen cevap, beyindeki sinir hücrelerinin elektriki - kimyevi yollardan anormal oranlarda uyarılmasından kaynaklanır. Bu anormal hadise esnasında, aniden çok sayıda sinir hücresi ileri derecede uyarılır ve hücre içi ile hücre dıs¸ı arasıdaki elektriki gerilim “Membranpotential”ani olarak bos¸altılır. Beyin de sanki fırtına gibi bir durum hasıl olur ve sigortanın yanmasına bezer bir hâl ortaya çıkar. Bir defa geçirilmis¸ epileptik bir nöbet, epilepsi anlamına gelmez.

Eg˘er epileptik nöbetler;ortada görünür bir neden yokken sag˘lıklı bir durumdayken ortaya çıkıyor ve tekrarlamaya meylediyorsa, o zaman bir epilepsi söz konusudur. Bu da epilepsinin müzmin bir hastalık oldug˘unu ifade eder (Bütün bir ömür boyu sürmesi gerekmez).



Epileptik nöbetler

Epileptik nöbetler çes¸itli görüntüler sergileyebilirler. Beynin her çes¸it fonksiyonu (hastalıklı olmasa bile) epileptik nöbetleri ortaya çıkarabilir.

Böylece epileptik nöbetler de çes¸itli görüntüler sergiler. Hareketler halin de (örneg˘in; sıçramalar-kasılmalar), his bozuklug˘u dedig˘imiz (örneg˘in; karıncalanma – uyus¸ma - görme ve is¸itme halluzinatinları), jetatif sinir sistemi kaynaklı (örneg˘in; yüz kızarması - dudakları morarması - ag˘ızdan salya akması -bag˘ırsak gürültüleri - idrar kaçırma), psis¸ik bozukluklar (örneg˘in; korku - ani hafıza bozuklukları - s¸uur kaybı).

Büyük nöbetlerde “Grand mal” bu belirtiler (örneg˘in; kasılmalar – sıçramalar -salya akması - idrar kaçırma - s¸uur kaybı), genellikle birlikte ortaya çıkarlar.

Epilepsi; eskiden büyük “Grand mal” ve küçük nöbetler “kline Anfalle” olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Küçük nöbetler; kısa, birkaç saniye kadar süren dalgınlık “Absence” ,vücudun kısmi bir bölümünü tutan ani kasılmalar, bilinç bulutlanmaları gibi belirtilerdir. Bilinç bulutlanmalarına “psychomotorik” veya “partialkomplexe” nöbetlerde denir. Bu nöbetler 30 saniyeden 2 dakikaya kadar sürerler. Hasta s¸as¸kındır,anlamsız mırıldanmalar, çig˘neme, yutkunma ve s¸uursuz el hareketleri yapar.

Küçük nöbetlerin özel bir s¸eklini, daha ziyade süt çocuklug˘u çag˘ında görülen ve genellikle ag˘ır seyreden “BNS”=“Blitz – Nick - Salaam” denen nöbetler temsil ederler.

“BNS” ismi nöbetin s¸eklinden kaynaklanır. Hastanın vücudu ani olarak kasılır, kollar
yukarıya kulaklara dog˘ru atılır ve bas¸ öne eg˘ilir ( Müslüman’ların namaza dururken verdikleri selâm gibi).


Günümüzde, tıp dilinde büyük ve küçük nöbetler yerine, genelles¸en, bütün vücuda yayılan “generalisierter Anfall” ve vücudun yalnız bir kısmını tutan “fokale Anfalle” nöbetlerden bahsedilir.
a. Genelles¸en nöbetlerde, beynin iki tarafı da nöbete katılır.
b. Vücudun yalnız bir odag˘ını tutan nöbetlerde” fokale Anfalle”beynin yarısının sınırlı bir bölümü nöbete is¸tirak eder.
_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
26 Kasım 2008       Mesaj #10
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
EPİLEPSİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN KONULAR

1. Epilepsi kısa süreli nöbetler şeklinde tekrarlayan, beyinden kaynaklanan bir hastalıktır. Nöbetler ilaçla durdurulabilir.
2. Epileptik bir hastayı aşırı kollamaya, takip etmeye ve gereğinden fazla ilgi göstermeye gerek yoktur.
3.Epilepsi hastalığı olan kişi aşırı uykusuz kalmamalı, günde en az 7-8 saat uyumalıdır.
4. Aşırı çay, kahve ve kolalı içeceklerden kaçınılmalı, gece ağır yemek yenmemelidir.
5. Uzun süreli ve yakından televizyon seyredilmemeli ve fazla bilgisayar kullanılmamalıdır.
6. Epileptik hasta, aşırı efor sarfetmemeli ve bunu gerektiren sportif faaliyetlerden kaçınılmalıdır.
7. Alkollü içecekler, nöbet oluşumuna yol açabileceği ve epilepsi ilaçların etkilerini değiştirebileceği için kesinlikle kullanılmamalıdır.
8. Aç kalınmamalıdır.
9. Yüksek yerlerin kenarında bulunulmamalı ve ateş gibi yakıcı olabilecek yerlerden uzakta durulmalıdır.
10.Meslek seçiminde dikkat edilmelidir. Epileptik hastalar; askerlik, polislik, şoförlük, berberlik, inşaat ve kaynak işçiliği gibi meslekleri seçmemelidir.
11.Motorlu taşıt kullanılmamalıdır. 3 yıldan fazla bir sürede nöbet geçirmeyenlerde ve EEG leri normal olanlarda müsade edilebilir.
12.Epilepsili hasta elinden geldiğince üzülmemeli, olur olmaz şeyleri dert etmemelidir.
13.Epilepsili kişi evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Epileptik kişi evlenecek ise eşi hastalığını bilmelidir. Bayanlar hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile görüşmelidir.
14.Alınan ilaçların hastalığı tamamen geçirmeyebileceği bilinmelidir. Ama ilaçlar nöbet gelmemesini yada sayısının azalmasını sağlayacaktır.
15.İlaçlar, düzenli ve mutlaka önerildiği şekilde kullanılmalıdır.
16.Nöbet geçirilme sayısı ile gün ve saatleri kaydedilmelidir.
17.Düzenli aralıklarla doktor kontrolüne gidilmelidir.
18.Hastalar, yanında iyi yüzme bilen birisi olmak şartıyla denize girebilir, fakat uzun süre denizde ve güneş altında kalmamalı, aşırı yorulmamalıdır.
19.Epilepsi kısmen de olsa hayatınızı etkileyebilir, ama normal, aktif bir hayat sürmenizi engellemez. Bazı meslekler dışında yapamayacağınız hiçbir şey yoktur.
20.Epilepsi çalışmanıza ve işinizde başarılı olmanıza engel olacak bir hastalık değildir. Unutmayınız ki; dünyada bir çok ünlü ve başarılı insan da epilepsi hastalığına sahiptir.



EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN BİR HASTAYA
NE YAPILMALI? NE YAPILMAMALI?
YAPILMASI GEREKENLER
Sakin olun, hastanın baş ve vücudunu yana çevirin.
Nöbet sırasında yaralanmasını önleyin (Başını yere vurmasını, yataktan düşmesini önleyin. Çevresindeki kesici ve yaralayıcı cisimleri uzaklaştırın).
Yakasını ve varsa sıkı giysilerini gevşetin.
Eğer bilinçsiz hareketler yapıyorsa, sert olmayan hareketlerle engelleyin.
Nöbet anında neler yaptığını iyice gözleyin ve bunları doktorunuza anlatın.
Hasta kendine gelene kadar yanından ayrılmayın.
Mümkünse doktoruna bilgi verin.

YAPILMAMASI GEREKENLER
Panik yapmayın.
Hastayı telaşlandırmayın.
Ağzını açmak için uğraşmayın, dişleri arasına bir şey koymaya çalışmayın.
Dilin ısırılmasını önemsemeyin.
Yiyecek-içecek veya ilaç vermeyin.
Zor kullanarak engel olmayın, yatıştırıcı davranışlar içinde olun.
Yapay solunum ve kalp masajı uygulamayın.
Uyarıcı olduğu düşünülerek yapılan soğuk su dökme, tokat atma, ağrı verme gibi hareketler yapmayın. hastalığı tanısının konulmasında en önemli tetkiktir. Bilgisayarlı beyin tomografisi (BBT) ve magnetik rezonans incelemesi (MRI)


Benzer Konular

20 Haziran 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
16 Mart 2010 / _KleopatrA_ Sosyoloji
18 Aralık 2015 / nötrino Tiyatro ww
14 Temmuz 2015 / Jumong Müzik ww
21 Eylül 2015 / Safi X-Sözlük