Arama

Bademcik ve Farenjit

Güncelleme: 1 Kasım 2011 Gösterim: 105.668 Cevap: 9
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Bademcik ve Farenjit

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Burun gerisine akıntı (BGA) sıklıkla kırmızı, irrite olan bir boğaza neden olur. Boğaz kültürlerinden genellikle bir sonuç alınmaz ama bademcikler ve diğer dokular şişerek rahatsızlığa neden olur. BGA tedavi edildiğinde bu da ortadan kalkacaktır.
Bademcik (Tonsil) ve geniz eti (Adenoid) olarak isimlendirilen dokular lenfoid hücrelerden oluşmuştur. Lenfosit yapımında rolü vardır. Yeni doğanda anneden geçen immün globülinler nedeniyle küçüktürler. 4-5 aylarda daha sık olmak üzere enfeksiyonlara bağlı olarak büyürler. Geniz etinin büyük olması burundan solunuma engel oluşturur. Ayrıca kulak ve sinüslerin boşalımını bozarak değişik boyutta problemlere yol açarlar. Bu çocuklarda işitme kayıpları, horlama, ağızdan soluma, gece öksürükleri, burun akıntıları gözlenmektedir. Kronik geniz eti iltihapları veya büyümeleri ortodontik bozukluklar, yüz gelişiminde bozukluklar ve konuşma bozukluğuna yol açabilmektedir.
Bademcik ve geniz eti büyümleeri üst solunum yolunu daraltacak boyuta ulaştığında horlama ve apne dediğimiz uykuda nefessiz kalma gibi ciddi sorunlar başlatır. Bu durumlarda bir KBB uzmanı ile görüşülmesinde yarar vardır. Romatizmal ateş olarak bilinen hastalık A grubu beta hemolitik streptokoklara karşı oluşturulan antikorların yol açtağı bir komplikasyondur. Kalp kapakçıklarında bozukluklara yol açabilmektedir.
Soru: Bademcik ve geniz eti hangi durumlarda alınmalıdır?
Cevap: Bademcik ve geniz eti ameliyatları KBB kliniklerinde sık uygulanmaktadır. İlaç tedavisinden fayda görülmediğinde cerrahi olarak bunların çıkartılmasına başvurulmaktadır. Bu ameliyata karar vermek için kullanılan iki kriter vardır. Kesin ve göreceli olarak ameliyat endikasyonu belirlenir.
Kesin ameliyatı gerektiren durumlar:
·
Ağır üst solunum yolu darlığı,
·Bademcik etrafında abse (Peritonsiler abse),
·Kötü huylu tümör şüphesi,
·Çene yapısını bozan geniz eti ve bademcik büyümeleri,
Göreceli kriterlerin en başında sık tekrar eden bademcik enfeksiyonları gelmektedir. Bademcik ameliyatlarının % 40’ı bu nedenle yapılmaktadır.
·Son bir yılda 7 defa,
·Son iki yılda 5’er defa,
·Son üç yılda 3’er defa ya da daha sık ateşli bademcik iltihaplanması geçirilmesi,
·Difteri (kuş palazı) mikrobu taşıyıcıları,
·Kalp kapak bozukluğu olan kişiler,
·Bademcik ve geniz eti iltihaplanmasına bağlı olarak ortakulak iltihabı geçirilmesi,
Bu gibi durumlarda kronik bademcik iltihaplanması olarak adlandırılır. Çözümünde cerrahi tedavisi önerilir, planlanır.
Soru: Bu ameliyatlar hangi yaşta yapılır?
Cevap: Bademcik hastalıkları çocuk yaş grubu sorunu olarak bilinmekle birlikte erişkin için de aynı kurallar geçerlidir. Ameliyata engel oluşturacak herhangi bir ciddi sağlık problemi olmayan erişkinlerde de bademcik ameliyatı uygulanmaktadır. Alt yaş sınırı zorunlu haller dışında 4-5 yaş olarak belirlenmiştir. Üst yaş sınırını belirlemek mümkün değildir. Genel olarak ileri yaşlarda bu hastalığın görülme oranı düşüktür ve çoğu zaman basit çözümler tercih edilmektedir.
Soru: Bademcik ameliyatı riskli midir?
Cevap: Bademcik ameliyatları riski oldukça düşük orandadır. İstatistiklerde 14.000 ameliyattan birinde anestezi veya cerrahiye bağlı ciddi komplikasyon bildirilmektedir. Ameliyat sonrası ciddiz kanama oranı 5/1000 gibi düşük orandadır. Bademcik ameliyatından sonra vücudun savunma sistemi ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmış ancak net bir sonuç elde edilmemiştir. Bademcikleri alınmış insanlard alenfositlerin bazı tiplerinin sayısında azalma gösterilmiştir. Ancak bunun klinik olarak sorun doğurduğuna rastlanılmamıştır. Bademcik ameliyatından sonra daha kolay farenjit olunduğu yolunda bir inanış vardır. Bademciği alımış ya da alınmamış insanlarda farenjit görülme oranı aynı sıklıktadır. Bademciklerin alınması farenjit olma oranını artırmamaktadır.

Bademcik ameliyatı görüntüsü için :Bademcik Ameliyatı

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 02:25
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Burun Gerisine Akıntı
Burun gerisine akıntı (BGA) boğazda sümük toplandığını hissetmek veya burnun gerisinde sümük damladığının farkına varmaktır. BGA; egzersiz, kalın salgı veya boğaz kasları ve yutma ile ilgili sorundan ötürü de ortaya çıkabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Normal olarak, burnu ve sinüslerin içini kaplayan salgı bezleri günde 250-500 ml. Salgı üretmektedir. Bu mukozanın yüzeyinde ancak mikroskopla görülebilen hareketli küçük kıllar vardır. Bunlar salgının geriye doğru hareket etmesini sağlar. Daha sonra bu bilinçsiz olarak farkına varmadan yutulur. Bu salgı zarları ıslatır ve temizler, havayı nemlendirir, nefesle alınan yabancı maddeleri tutar ve temizler, enfeksiyonlara karşı savaşır. Bu salgının üretilmesi ve temizlenmesi; sinirler, kan damarları, salgı bezleri, hormonlar ve küçük kıllar arasındaki ilişkiye bağlıdır.
Normal olmayan salgılar
Artmış ince ve temiz salgı soğuk algınlığı, grip (üst solunum yolu viral enfeksiyonu), allerji, soğuk hava, parlak ışık, bazı besinler ve baharatlar, gebelik ve hormonal değişiklikler, doğum kontrol hapları ve bazı tansiyon ilaçlarının da içinde olduğu ilaçlar ve burun içi kemik eğriliği gibi durumlarda görülür. Vazomotorinit, allerjik olmayan aşırı salgılı ve tıkalı burun şikayeti yapan durumlardır. Artmış kalın salgı sıklıkla kış aylarında nemlendirme yapılmadan ıslatılan, nemin düştüğü ev ve binalarda görülür. Bunun yanında sinüs ve burun enfeksiyonlarında ve kümes hayvanlarının ürünlerine karşı oluşan allerjilerde de görülmektedir. Eğer soğuk algınlığındaki salgı zaman içinde kalınlaşıp sarı, yeşil renk almaya başlıyorsa muhtemelen bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişmektedir. Bunun yanında; çocuklarda burna kaçmış yabancı cismin belirtisi de olabilir (fasulye, bezelye, bir parça kağıt, oyuncağın bir parçası vb). Salgının azalması aşağıdaki nedenlerden birinden dolayı olabilir:
1. uzun süre çevreye ait irrite edicilere maruz kalmak, burnu kurutup zarların zarar görmesine neden olabilir (sigara dumanı, endüstriyel dumanlar, araba dumanları). Salgı azaldığında normalden daha kalındır ve yanlış olarak artmış hissi verir.
2. yapısal bozukluklar (burun septumu düzenlikleri) hava akımını değiştirerek burun zarlarının kurumasına neden olur (yapısal bozukluğa bağlı olarak salgıyı arttırır veya azaltır).
3. Yaş. Mukus zarları yaşla büzüşür ve kurur. Bu normalden daha az ve kalın salgı yapılmasına ve kişinin BGA hissine kapılmasına yol açar.
4. diğer az rastlanan nedenler de zarlarda değişiklik yaparak bu hisse neden olurlar.

Yutma problemleri
Yutma ağızdaki sıvı ve katı gıdaların yemek borusuna geçmesinden oluşan karmaşık bir olaydır. Bu; ağızdaki, boğazdaki ve midedeki sinir ve kasların koordinasyon içinde çalışması ile olur. Yutma problemleri katı veya sıvı gıdaların boğazda birikmesine, daha sonra ses tellerinin olduğu bölgeye dökülmesine neden olur ve bunun sonucunda ses kısıklığı, boğaz temizleme hissi veya öksürük ortaya çıkabilir. Birçok neden yutma kasları hem güçlerini hem de koordinasyon yeteneklerini kaybederler. Bundan dolayı bazen normal salgı bile mideye geçemeyebilir.

Uyku sırasında yutkunma daha az olur ve ağızda salgı birikir. Uyanırken öksürme veya boğaz temizleme hissi duyulabilir.
Her yaşta sinirlilik ve stres boğaz kaslarında kasılmaya ve bunun sonucunda boğazda birşey varmış hissine neden olmaktadır. Sık sık boğaz temizlemek tahrişi daha da arttırarak durumun kötüleşmesine neden olur.
Besinlerin geçtiği yol üzerindeki büyümeler ya da şişlikler katı ve sıvı gıdaların geçişini yavaşlatır veya engeller.
Yutma bozuklukları midedeki besinlerin ya da asidin yemek borusuna veya boğaza geri geldiği gastroözöfageal reflü durumundan da kaynaklanabilir. Yanma hissi, hazımsızlık ve boğazda rahatsızlık belli başlı bulgulardır ve bunlar özellikle yemek yedikten sonra yatınca daha da artmaktadır. Yemek borusu ile midenin birleşim yerinde meydana gelen torba şeklindeki fıtıklar da buna neden olur.
Tedavi
Tedaviye başlamadan önce mutlaka teşhis konulmalıdır. Bu detaylı bir kulak, burun, boğaz muayenesi ve muhtemel bazı labaratuar, endoskopik ve röntgen çalışmalarını içermektedir.

Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilir ancak bunlar geçici bir iyileşme sağlar. Kronik sinüzitte kapalı sinüzlerin ağzını açmak için yapılacak cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç vardır.
Allerji, sebebi ortadan kaldırmakla kontrol edilebilir. Antihistaminikler ve dekonjestanlar, cromolyn ve steroid burun spreyleri, diğer şekillerdeki steroidler ve hiposensitizasyon (aşı tedavisi) tedavi için kullanılabilir. Ancak bazı histamikler kurumaya neden olup salgıyı daha da kalınlaştırırlar.
Dekonjestanalar kan basıncının artmasına, kalp ve troid rahatsızlıklarının şiddetlenmesine neden olur. Steroid spreyler tıbbi kontrol altında genellikle yıllarca güvenle kullanılabilir. Ancak kısa dönemde yan etkisi olmayan ağızdan alınan veya enjeksiyonla verilen steroidlerin uzun dönem kullanımlarında muhakkak sıkı bir kontrol ve gözlem yapılmalıdır.
Gastroözofageal reflü yatağın baş tarafını 12-15 cm kaldırmak, gece geç saatte yenilen aperatifleri kaldırmak, alkol ve kafeini kesmek yoluyla tedavi edilir. Anti asit veya mide asit üretimini durduran ilaçlar yazılabilir. Diğer teşhis metodları uygulanmadan önce denemek amacıyla tedavi uygulanabilir. Yapısal bozukluklar cerrahi olarak düzeltmeyi gerektirir. Septum deviasyonu sinüslerin normal olarak boşalmasını engeller ve kronik sinüzite neden olur. Septumdaki bir çıkıntı irritasyona ve anormal salgıya neden olur. Septumdaki bir delik kabuk bağlamaya neden olur. Genişlemiş ve şekli bozulmuş konkalar (burnun yan duvarlarından çıkan ve hava akımını ayarlayan ve nemlendiren yapılar) veya polipler (enfeksiyon, allerji veya irritasyon sonucunda oluşan büyümeler) de aynı şikayetlere yol açabilir.
Her zaman bir neden bulmak mümkün olmayabilir. Tıbbi tedavi cevap vermezse hasta cerrahi tedaviye karar vermelidir.
Bazı durumlarda özel bir neden bulunamaz. Düzeltilebilecek bir hastalık yoksa tedavi daha kolay akabilmesi için salgının inceltilmesi yönünde olur. Bu daha ziyade sıvı alımı yetersiz olan yaşlı kişiler için geçerlidir. Bu hastalar günde en az sekiz bardak su içmeliler, kafeini bırakmalılar ve eğer uygunsa idrar söktürücü kullanmalıdırlar. Salgıyı inceltecek guaifenesin veya organik iyot kullanılabilir. Guaifenesin çok nadir olarak yan etki gösterir. Nadir olarak organik iyot kullanıldığında tükrük bezlerinde şişme veya vücutta döküntü gelişirse ilaç kesilmelidir.
Burnun su ile yıkanmasında kalın ve azalmış salgının düzeltilmesine yardımcı olur. Bu burun için yapılmış özel bir duşla günde iki ile altı defa arasında uygulanabilir. Sıcak suyun içine yemek sodası veya tuz ilave edilerek bu sıvı yapılabilir. Son olarak da reçete gerektirmeyen basit tuzlu çözeltiler burnu nemlendirmek için kullanılır.
KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
2 Kasım 2007       Mesaj #3
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
Faranjit nedir?
Yutağın arka duvarındaki örtücü dokuda meydana gelen bir iltihaplanmadır. Bu ya tahriş olmadan veya bakteri enfeksiyonundan ileri gelebilir.

Faranjitin belirtileri nelerdir?
Yutağın arka kısmında ağrı, yutmakta zorluk ve ateş. Bu belirtilerin dışında çok kez kırıklık da olmaktadır.
Faranjit her zaman kendi başına bir hastalık mıdır?
Hayır. Çok kez bir üst solunum yolları enfeksiyonunun başlangıcı olabilir; nezle veya grip gibi.
Faranjit çok kez gelmekte olan başka bir hastalığın habercisi midir?
Evet. Faranjit ile başlayan sayısız hastalıklar vardır.
Streptokoklu faranjit hastalığının anlamı nedir?
Birçok faranjitin streptokok mikrobundan ileri geldiği doğru olmakla beraber, birçok başka mikrop ve bakteriler de faranjite neden olabilmektedir: Asıl streptokok faranjiti toplumda meydana gelen epidemi türü bir hastalık olup, enfekte olmuş süt gibi mihrakî genel bir enfeksiyondan ileri gelmektedir.
Asıl streptokok faranjitinin belirtileri nedir?
Hastalık birdenbire gelir, üşüme, titreme, ateş, genel zafiyet, baş ağrısı ve ciddî kırıklık belirtileri meydana gelmektedir. Yutakta aşırı kızıllık ve şişkinlik olur; yine yutakta gri lekeler belirmektedir. Yutağı enfekte eden mikroplardan alınan bir kültürün muayenesi ile hastalığın “hemolitik” streptokoklardan ileri gelmiş olduğu tespit edilir.
Faranjit nasıl tedavi edilir?
Tedavi usulü hastalığın nedenine bağlıdır. Eğer hastalık bakteriden ileri gelmekteyse, antibiyotikler yanında sıcak gargaralar ve irigasyonlar tavsiye edilir.
Faranjit tedavisinde lokal tedavi metotları yararlı olmakta mıdır?
Hayır. Ancak, bir münferit vakada yutağın arka kısmını gümüş nitratla sıvamak, enfeksiyonun yayılmasını önleyebilecektir.
Faranjit tedavisinde antihistamin ilâçların verilmesi yararlı olmakta mıdır?
Hayır, çünkü hastalık ilâcın verilmesi durdurulur durdurulmaz, yeniden başlayacaktır.
Faranjitin tedavisinde gargaralar, pastiller ve ilâçlı çikletler yararlı olabilir mi?
Geçici bir ferahlama getirmekten başka bir faydaları olamaz. Bu ferahlık verme de, içlerinde lokal anestezili bir madde bulunmasından ileri gelmektedir.
Bütün faranjit vakaları için antibiyotikler verilmeli midir?
Muhakkak ki hayır. Hastaya fazla miktarda antibiyotik vermek bunlara karşı tepkisini azaltır, sonradan çok ciddî bir durumda bunlar aynı hastada kullanıldığı zaman, gerekli tesiri gösteremeyeceklerdir. Şurası unutulmamalıdır ki, faranjitlerin büyük bir kısmı birkaç gün içerisinde kendiliklerinden iyileşir.
Faranjit için en rahatlatıcı ilâç nedir?
Tuz ve aspirin bulunan sıcak gargaralar ve irigasyonlar.
Kronik faranjitin gelişmesinin bazı nedenleri hangileridir?
a. Devamlı olarak tekerrür eden akut faranjitler.
b. Fazla sigara içmek.
c. Fazla alkol alınması.
d. Sinüs enfeksiyonları.
e. Uzun bir süre devamlı olarak tahriş edici maddelerin solunum yoluyla vücuda girmesi.
d. Bünyevî veya genelleşmiş bir hastalık.
Kronik faranjit teşhisi yalnız doktor muayenesiyle konabilir mi?
Evet. Genellikle salgı bezlerinde şişkinlik olacaktır ve lenf dokularında fazla büyüme belirtileri görülecektir.
Kronik faranjitin belirtileri nelerdir?
Yutak kuru ve ağrılıdır. Yutakta, devamlı geğirme ve öksürme getiren gıcıklayıcı bir duyu da hissedilir.
Kronik faranjit nasıl tedavi edilir?
İlk aşılacak nokta nedenini bulmak ve fazla zarara meydan vermeden bunu ortadan kaldırmaktır. Ağız sağlığını korumak ve iyileştirmek için rahatlatıcı ilâçlar verilerek hastalık lokal şekilde tedavi edilmektedir.
Gırtlak nedir?
Bağlarla birbirine raptolmuş kıkırdaklardan kurulu, yarı katılıkta bir vücut yapısıdır. Salgılı bezlerle astarlanmıştır; bu astar, yukarısında olan yutağa ve aşağısında bulunan nefes borusuna kadar uzamaktadır.
Gırtlak nerede bulunur?
Genellikle Adem çıkıntısı diye adlandırılan gırtlak çıkıntısı, bir çıkıntı halinde boyunda bulunur.
Gırtlağın başlıca fonksiyonları hangileridir?
En önemli fonksiyonları konuşma, nefes alma ve yutak borusuna gıda maddelerini iten epiglotu harekete geçirmektir.
Konuşma nasıl meydana gelir?
Gırtlaktan havanın geçmesiyle. Ses kirişlerinin pozisyonları değişik bulunduğu zaman, gırtlağın açılış kışımı değişik şekiller alacak ve kirişlerde gerginlik derecesi de böylece değişecektir.
Gırtlağın nefes almayla ilgisi nedir?
Gırtlak adalelerinin hareketi ile ses kirişleri ayrılmakta, hava böylece gırtlağa ve ciğerlere girebilmektedir.
Gırtlak bir supap görevini nasıl yapar?
Gırtlağın bir supap hareketi ile nefes borusuna gıda maddelerinin ve yabancı cisimlerin girmesi önlenir. Aynı hareketle insan nefes almak istemediği zaman ciğerlerden nefes çıkması önlenilir.
Doktor gırtlağı doğrudan muayene ile kontrol edebilir mi?
Evet, bu “endirekt laringoskopi” olarak adlandırılan aynalı bir aygıt ile yapılmaktadır. Gırtlak aynı zamanda “direkt laringoskopi” ile de kontrol edilebilmektedir. Bu metotta içi boş ve ışıklandırılmış bir tüp ağızdan, dilin arkasından gırtlağa doğru sokulmaktadır.
Doktor bu metotlarla gırtlağı kontrol etmekle ne gibi şeyleri müşahede etme imkânını bulur?
Enfeksiyon olup olmadığını tespit eder. Ses kirişlerinin çalışmasını müşahede edebilir ve bunların fonksiyonlarını tam yapıp yaptırmak için rahatlatıcı ilâçlar verilerek hastalık lokal şekilde tedavi edilmektedir.
Gırtlak nedir?
Bağlarla birbirine raptolmuş kıkırdaklardan kurulu, yarı katılıkta bir vücut yapısıdır. Salgılı bezlerle astarlanmıştır; bu astar, yukarısında olan yutağa ve aşağısında bulunan nefes borusuna kadar uzamaktadır.
Gırtlak nerede bulunur?
Genellikle Adem çıkıntısı diye adlandırılan gırtlak çıkıntısı, bir çıkıntı halinde boyunda bulunur.
Gırtlağın başlıca fonksiyonları hangileridir?
En önemli fonksiyonları konuşma, nefes alma ve yutak borusuna gıda maddelerini iten epiglotu harekete geçirmektir.
Konuşma nasıl meydana gelir?
Gırtlaktan havanın geçmesiyle. Ses kirişlerinin pozisyonları değişik bulunduğu zaman, gırtlağın açılış kışımı değişik şekiller alacak ve kirişlerde gerginlik derecesi de böylece değişecektir.
Gırtlağın nefes almayla ilgisi nedir?
Gırtlak adalelerinin hareketi ile ses kirişleri ayrılmakta, hava böylece gırtlağa ve ciğerlere girebilmektedir.
Gırtlak bir supap görevini nasıl yapar?
Gırtlağın bir supap hareketi ile nefes borusuna gıda maddelerinin ve yabancı cisimlerin girmesi önlenir. Aynı hareketle insan nefes almak istemediği zaman ciğerlerden nefes çıkması önlenilir.
Doktor gırtlağı doğrudan muayene ile kontrol edebilir mi?
Evet, bu “endirekt laringoskopi” olarak adlandırılan aynalı bir aygıt ile yapılmaktadır. Gırtlak aynı zamanda “direkt laringoskopi” ile de kontrol edilebilmektedir. Bu metotta içi boş ve ışıklandırılmış bir tüp ağızdan, dilin arkasından gırtlağa doğru sokulmaktadır.
Doktor bu metotlarla gırtlağı kontrol etmekle ne gibi şeyleri müşahede etme imkânını bulur?
Enfeksiyon olup olmadığını tespit eder. Ses kirişlerinin çalışmasını müşahede edebilir ve bunların fonksiyonlarını tamam yapıp yap madiğini görebilir. Gırtlakta yabancı teşekküllerin gelişip gelişmemiş olduğunu anlar.
Akut larenjitin belirtileri nelerdir?
Akut larenjit, gırtlaktaki salgılı bezlerin iltihaplanmasından meydana gelmektedir; boğuk bir ses, gırtlak civarında meydana gelen sancı ve şişkinliklerle karakterize olmaktadır. Hastalık birdenbire gelişebilir veya daha az akut bir hale gelebilir.
Akut gırtlak enfeksiyonları neden meydana gelir?
Vücudun başka herhangi bir yerinde enfeksiyona neden olan bakteriler akut gırtlak enfeksiyonuna da neden olabilirler.
Duman, benzin, buhar, yakıcı buhar, toz vb. gırtlak iltihabına neden olabilirler mi?
Evet.
Akut larenjit genellikle tehlikeli bir durum mudur?
Hayır. Genellikle üst solunum yolları enfeksiyonu olarak gelir ve hastalık süresi bir hafta ile on gün arası devam eder.
Larenjitin tehlikeleri nedir?
Basit bir larenjit vakası tehlikeli değildir. Ancak hava yolunun dar boğazı bulunduğundan (ciğerlere giden yolların en dar olanıdır), bu alanda baskı veya şişmeden meydana gelecek her fonksiyon azalması nefes almada büyük engeller meydana getirebilir.
Krup hastalığı nedir?
Bu hastalık gıtlağın akut bir şekilde iltihaplanmasıdır ve çocuklarda çok ciddi nefes darlığı hallerine neden olabilir.
Akut larenjitin tedavi metotları nelerdir?
a. Sesi dinlendirmek ve konuşmamak.
b. Genellikle solukla içeriye buhar çekmekle havanın devamlı olarak nemli olmasını sağlamak.
c. Doktor kontrolü altında büyük dozajlarda antibiyotikler almak.
d. Eğer nefes alınmakta çok güçlük çekilmekteyse bir oksijen çadırı gerekli olabilir.
e. Yalnız çok âcil vakalarda hastanın hayatını kurtarmak için bir soluk borusunu açma ameliyatının yapılması gerekebilir.
Boğuk sesliliğin genel sebepleri nelerdir?
İki ses kirişinin ortada buluşmasını engelleyen her faktör boğuk sesliliğe neden olabilir. Bu salgı bezlerinin hafif şişmesinden, yabancı cisimden, bir tümörden veya ses kirişlerinin birisinin felce uğramış olmasından ileri gelebilir.
Sürekli veya kronik boğuk seslilik ne anlama gelmektedir.
Bu hal bir veya iki ses kişirinde hastalık olduğuna işaret etmektedir.
Boğuk seslilikten dolayı ne zaman doktora başvurulması gereklidir?
Bir iki hafta içerisinde, geçmeyen her boğuk seslilik hali için doktora başvurulması gerekmektedir.
Kronik boğuk sesliliğinin başlıca nedenleri hangileridir?
a. Gırtlakta kronik bir iltihaplanma.
b. Ses kirişlerinin birinin felç olması.
c. Guatr gibi bir şişkinlikten gırtlağa gelen baskı.
d. Gırtlak duvarında bir tümör.
Gırtlak tümörleri çok genel bir durum mudur?
Evet. Bunlara çok rastlanmaktadır. Neyse ki bu teşekküllerin büyük çoğunluğu selim olmaktadır.
Gırtlak tümörü teşhisi nasıl yapılmaktadır?
Gırtlak direkt veya endirekt laringoskopi ile muayene edilmektedir. Operatör genellikle tümörün nerede bulunduğunu, bunun selim mi veya habis mi olduğunu bilmektedir.
Bir gırtlak tümörünün kesin teşhisi nasıl yapılabilmektedir?
Laringoskopi ile tümör dokularından ufak bir parça alınmaktadır. Bu parça sonra laboratuarda mikroskop altında incelenmektedir. Bu biyopsi sonucunda tümörün selim veya kanserli olduğu tespit edilebilir.
Bir gırtlak tümörünün genel belirtileri nelerdir?
Boğuk seslilik başlıca belirtidir; çok kez tek belirti olarak kalacaktır. Tümör çok büyükse, ki buna çok az vakalarda rastlanmaktadır; hava yolunu engelleyebilecek, nefes alma güçlüğüne neden olacaktır. Daha az görülen belirtiler öksürmek, ağrı, yutmakta zorluk çekmek ve kanlı tükürük çıkarmaktır.
Selim gırtlak tümörleri nasıl tedavi edilir?
Bunların ameliyat yoluyla alınması gerekmektedir. Çok kez operatörün muayenehanesinde lokal anestezi altında laringoskopi yoluyla alınabilmektedir. Bazı hallerde hastanın hastaneye yatırılması gerekli olmaktadır. Tümör burada lokal veya genel anestezi altında alınmaktadır. İşlem hoş olmamakla beraber, ciddî sayılmaz ve hasta ameliyat sırasında hiçbir ağrı çekmez.
Selim gırtlak tümörleri ameliyatlarının sonucu ne olmaktadır?
Mükemmel. Bu tümörlerin büyük çoğunluğu nod veya poliplerdir. Bazıları alındıktan sonra tekerrür etme eğilimi göstermektedir. Bu hallerde bunların yeniden alınması gerekli olmaktadır.
Selim bir gırtlak tümörünün alınmasıyla boğuk seslilik ortadan kalkmakta mıdır?
Evet, ancak şurası önemlidir; ameliyat sonrası iki veya üç hafta hiç konuşulmamalıdır.
Gırtlak kanseri ne derece yaygın bir hastalıktır?
Az rastlanan bir hastalıktır ve genellikle elli yaşlarını geçmiş olan erkeklerde gelişmektedir.
Gırtlak kanseri neden meydana gelmektedir?
Nedeni bilinmemektedir. Ancak, şu görülmüştür ki gırtlak kanseri olan kişiler çok sigara kullanmaktaydılar veya seslerini suistimal etmekteydiler. Ayrıca, sert alkollü içkiler içenlerde de bu hastalığa fazla rastlanmaktadır.
Gırtlak kanserinin kesin teşhisi nasıl yapılabilmektedir?
Dokulardan bir parçanın alınması ve bunun mikroskop altında incelenmesiyle.
Gırtlak kanserinin tedavi metotları nedir?
a. X ışınları terapisi.
b. Gırtlağın ameliyat yoluyla alınması.
c. Gırtlağın ameliyat yolu ile alınmasıyla birlikte yapılan X ışınları terapisi.
Gırtlağın laringektomi ameliyatı ile alınması ciddî bir ameliyat mıdır?
Evet, ancak usta operatörlerin ellerinde bu ameliyatların sonuçlan vakaların büyük çoğunluğunda başarılı olmaktadır.
Gırtlak kanseri tedavi edilebilmekte midir?
Evet, eğer ameliyat kanserin gelişme devrinin başında yapılabilmişse. Ayrıca, eğer X ışınları terapisi, tedavi metodu olarak seçilmişse, bu tedavi yoluyla de tümörün gelişmesinin ilk başlarında tedaviye başlanmışsa iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.
Gırtlağın alınması ameliyatlarında, kan nakilleri yapılmakta mıdır?
Evet, ayrıca özel hemşire bakımı da gereklidir; çünkü bu ameliyatı geçirmiş olan hastalara bir trakeotomi tüpü yerleştirilmektedir. Bu tüp özel ve bilinçli bakım gerektirmektedir.
Bir laringektomi ameliyatı geçiren hastaların ne kadar süre hastanede kalmaları gerekmektedir?
Genellikle iki hafta. Ama bazı hallerde bu süre üç veya dört hafta olmaktadır.
Gırtlakları alınan kişiler yeniden konuşabilecekler mi?
Evet, ama ses tonu değişik olacaktır. Konuşma birkaç hafta veya birkaç ay sürecek özel eğitimden sonra ancak mümkün olacaktır.
Bütün gırtlak alınmışsa hastalar normal olarak nefes alabilecekler mi veya trakeotomi tüpü kullanmak zorunluluğunda mı kalacaklardır?
Total bir trakeotomi yapıldığı zaman hasta boynuna yerleştirilecek olan bir trakeotomi tüpünden nefes alacaktır.
Total trakeotomi ameliyatından sonra hastada işe yarar bir ses geliştirilebilecek midir?
Evet. Bunun için hastaya mideden hava getirmesi öğretilecektir. Ayrıca, bazı elektrik aygıtları vardır ki bunlar aşağı yukarı gırtlak gibi görev yapabilmektedirler.
Gırtlak tıkanmasının başlıca belirtileri nelerdir?
a. Nefes almakta zorluk.
b. Solukluk ve hareketsiz kalamama.
c. Dudakların morarması.
d. Çabuk nefes alış ve nabzın fazla atışı.
Gırtlak tıkanmasının en genel olan nedenleri hangileridir?
a. Apse gelişmesi.
b. Gırtlak kıkırdakları astarının iltihaplanması.
c. Gırtlak etrafındaki dokuların ciddî şekilde iltihaplanması.
Bunlar ağız tabanından başlayan boyun enfeksiyonlarından mey dana gelebilir (Ludwig anjini).
d. Ciddî krup hastalığı.
e. Gırtlakta veya yakınındaki yapılarda meydana gelmiş olan ciddî yaralar veya incinmeler ve gırtlağı teşkil eden dokuların şişmesi.
f. cırtlakta tıkalı kalan yabancı bir cisim. Bu bazen metal parala veya leblebi fıstık vb. yutak çocuklarda meydana gelir.
g. Kaynamakta olan sıvıları içmekten veya canlı buharın solunun yoluyla alınmasından meydana gelen yanıklar.
h. Ciddî şekilde tahriş edici kimyasal maddeler veya buharları) solunum yoluyla alınması.
Gırtlak veya nefes borusuna yabancı madde takılmış bir kişiyi kurtarmak için ne gibi bir âcil ilk yardım metoduna başvurulmalıdır?
Eğer yabancı cisim yutağa sokulacak bir parmakla alınamamışsa o zaman “Heimlich Manevrası” na başvurulmalıdır. Hasta arkadaş iki kol ile sarılacaktır. İki kol da alt göğüsün etrafında sarılı ola çaktır. Bir eliyle örtülü olan âcil yardımcının öteki elinin yumruğu tam göğüs kemiğinin altında bulunacaktır. Bundan sonra, anî bir içe ve yukarıya doğru dürtü ile kollar ve eller sıkıştırılacaktır. Bu işlem çok kez yabancı çişimin yerinden çıkmasına ve öksürükle çıkarılmasına yol açacaktır.
Trakeit nedir?
Soluk borusu astarında meydana gelen bir iltihaplanmadır. Bu astar Adem elmasından ciğerlere kadar uzanmaktadır.
Soluk borusu iltihaplanmasının belirtileri nedir?
a. Göğüste ve göğüs kemiği altında bir sıkışıklık ve yanma hissi.
b. Öksürük ve hırıltı.
c. Balgam çıkarmak.
d. Ateş, kırıklık.
Trakeitin nedenleri hangileridir?
Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonu ile birlikte gelmektedir. Bu durumların genel nedenleri yüzünden gelişebilmektedir.
Trakeit ayrıca dumanlar, buharlar, kimyasal maddeler gibi tahriş edici maddelerden de gelişebilir mi?
Evet.
Akut trakeit nasıl tedavi edilir?
Genellikle bu hastalıkla beraber üst solunum yolları hastalıkları için yapılan tedavi metotları ile.
Trakeit çok kez bunu takip edecek bronşit veya zatürreenin öncüsü olarak gelmekte midir?
Evet. Trakeit çoğunlukla genel bir solunum yolu enfeksiyonu ile ilgili olarak görülmektedir.
Trakeotomi nedir?
Soluk borusuna gırtlak seviyesinin altında boyundan yapılan bir ensizyonla sunî bir açılış temin eden bir ameliyattır.
Hangi durumlar trakeotomiyi gerektirmektedir?
a. Gırtlak seviyesinde veya üstünde hava yolu tıkanması yüzünden boğulma hali.
b. Ameliyat sonrası durumlardan dolayı salgı bezlerinin, bronş tüplerinin tıkanması ile ciddi nefes alma zorlukları meydana getirdiği ve hasta istediği zaman balgamı dışarıya çıkaramadığı hallerde.
Trakeotomi ne zaman yapılmalıdır?
Gırtlak tıkanması öyle bir hale gelmiş olabilir ki, hasta hiç nefes alamaz ve dolayısıyla hayatında tehlike bulunmaktadır.
Acil bir durumda trakeotomi nasıl yapılmaktadır?
Gerektiği takdirde bu ameliyat hiçbir anestezi olmadan ve âletler sterilize edilmeden yapılacaktır. Acil bir durumda hastanın boğularak ölmesini önlemek için gırtlak üzerinden, Adem elmasının hemen atlında hastanın boynuna bir bıçak sokulacaktır. Böylece hasta tıkanma bölgesinden hava alabilecek ve ciğerlere hava ulaşabilecektir.
Gerekli bir trakeotomi ameliyatı yapıldığı zaman nefes borusuna açılan delik nasıl açık tutulmaktadır?
Bir trakeotomi borusunun sokulmasıyla. Bu borunun çift astarı vardır ve iç astarın temiz tutulabilmesi, balgam toplanması için istendiği zaman çıkarılıp temizlenebilmektedir.
Tıkanma nedeni çıkarıldıktan ve trakeotomi borusu alındıktan sonra açılan delik kolayca iyileşecek midir?
Evet. Normal nefes alma geri geldikten ve boru alındıktan sonra trakeotomi deliği birkaç gün içerisinde kapanacaktır.
Bir trakeotomi normal yemek yemeyi engeller mi?
Hayır.
Branşiyal kistler nedir?
Ceninin gelişmesinde yeterli ölçüde massedilmemiş olan “grooves” lardan geriye kalan ceplerdir.
Branşiyal kistlere en çok nerede rastlanmaktadır?
Ceninin hayatında “gill slits”lerin yeterli ölçüde massedilmemiş olmasından kalıntılar halinde boyunda rastlanmaktadır.
Branşiyal kistler genellikle ne zaman görülmektedir?
Çocuklukta veya erken erginlikte. Yüzün bir tarafında veya kulağın arkasında ya da köprücük kemiğine kadar aşağıya doğru uzanan boynun yan kısmında bu kistlere rastlanılabilmektedir.
Branşiyal kist veya delikleri nasıl tedavi edilir?
Eğer büyüme eğilimi göstermekteyseler veya anormal bir açıktan ifrazat gelmekteyse bunların cerrahî müdahale ile alınması gerekmektedir.
Branşiyal kistlerin alınması için yapılan ameliyatlar tehlikeli midir?
Hayır, ancak kist yutağın ta içerisine kadar uzamış olabileceğinden, bu ameliyatlar bazen komplike olmaktadır.
Branşiyal kistler bir kez alındıktan sonra tekerrür etmek eğilimini göstermekte midirler?
Eğer tam anlamıyla alınmamışlarsa tekerrür edebilirler; ki bu, ikinci bir ameliyatın yapılmasını gerektirir.
Branşiyal kistler genel midir?
Hayır.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 20:29
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
9 Kasım 2007       Mesaj #4
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi
Farenjit Nedir ?

Kış aylarında en sık karşılaştığımız hastalıklar arasında yer alan farenjit , Farenjit, farinks adı(yutağın) verilen boğaz kısmının iltihabıdır. Yutağın bazen mikrobik, bazen metabolik, bazen de çalışılan ortamın ısısına, tozuna bağlı olarak reaksiyon göstermesi olan farenjit sıklıkla boğaz ağrısı veya boğaz yangısı olarak anılır.Hemen hemen herkes az ya da çok farenjit geçirir. Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır.

Farenjit Belirtileri

-Boğazda ağrı, yanma, kuruluk hissi, kaşınma,
- Yutkunurken zorlanma ve bunun uyurken rahatsız etmesi,
- Öksürük,
- Ateş, ses kısılması,
- Halsizlik, yorgunluk,
- Burnun akması,
- Baş ağrısı,
- Toz ve yiyeceklere karşı hassasiyet gelişiyor,


Kimilerinde Farenjit uzun süreden beri vardır ve çok fazla rahatsız edici şikayetler gözlenmez. Bu durumda farenjit hastalığı kronikleşmiştir. Müzmin farenjit denilen durum ortaya çıkar. Farenjit Hastalığın çok şiddetli olduğu ve yeni yeni görüldüğü durum ise akut farenjit adını alır. Bazen farenjit bronşite de neden olur. Farenjit hastalığınız olup olmadığını öğrenmek için uzman bir hekime danışmalısınız. Teşhis için gerekirse kan testi, Bogaz kültürü, endoskopi, komputertomografi ve röntgen çekilmesi gerekebilir.


Akut Farenjit :

Hastanın şikayetleri daha belirgindir. Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk,yanma veya kaşınma hissi, ateş, öksürük gibi şikayetler olur. Boyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık, ses kısıklığı gibi şikayetlerde görülebilir. Akut farenjit herkesde görülebilir

Kronik Farenjit :
Kronik farenjitin en belirgin özeliği boğazda sürekli kuruluk kuruluk hissi, gıcık, ve mukazanın kızarması ve bazende yapışkan balgam tükürmede görülür. Boğazda bir yumru varmış gibi yutkunmayı zorlaştırır. Yutakta kızarıklık ve ödem görülür. Ayrıca geniz akıntısı, boyunda beze, burunda ödem ve akıntı gibi bulgulara rastlanabilir. boğazda yine kızarıklık vardır. Ayrıca kronik farenjiti ortaya çıkaran başka durumlar varsa bunlara ait bulgular görülür. Akut farenjitin aksine ateş, halsizlik ve kırgınlık gibi şikayetler pek görülmez. Boğaz ile ilgili şikayetler daha hafiftir ancak ya hiç kaybolmaz ya da çok kolay ortaya çıkar. Gıcık öksürüğü şeklinde bir öksürükte eşlik edebilir. Hastalar boğazını temizleyerek rahatlayacakları hissine kapılırlar ve sürekli temizleme hareketi yaparlar. Ancak bu çoğu zaman boğazı daha fazla tahriş etmeye neden olur. Ayrıca burunda kemik eğriliği (deviasyon), et büyümesi, alerjiye veya iltihaba bağlı akıntılar görülebilir.

farenjit hastalığın bazı belirtileri girtlak kanseri hastalığı belirtileri ile benzerlik göstermektedir. Örnegin ;Ses kısıklığı, boğazda takılma ve Kulak ağrısı Girtlak Kanseri hastalığınında da görülebilir, Bu sebebden uzun süren problemlerinizde örnegin uzun süreli ses kısıklığında (üşütmeden oluşan ses kısıklığı birkaç günde geçer ) mutlaka konusun da uzman (K.B.B Hastalıkları uzmanı) bir hekime danışılmalıdır. Erken teşis için bu cok önemli

Girtlak Kanseri Belirtileri;
Ses kısıklığı
Geçmeyen bir boğaz ağrısı
Kulak ağrısı
Yutkunmada zorluk
Nefes almada güçlük
Boyunda bir şişlik
Acı veren yutkunma
Boğazda bir şişlik hissi
Geçmeyen bir öksürük
kanlı balgam


Farenjit ' den Korunma Yolları

Farenjit ' den korunmak için sigarayı bırakmak gerekir. Boğazı tahriş eden aşırı sıcak ve soğuk yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Boğazı temizlemek de tahriş edici olduğu için yapmamak gerekir. Tozlu ve kirli ortamlardan, kapalı yerlerden uzak durmak gerekir. Elleri sık yıkamak ise enfeksiyonu önlemeye yardımcıdır. Eğer alerjiniz varsa buna neden olan şeylerden korunmalısınız. Mide asidinin boğaza kaçtığı reflü gibi bir sorununuz varsa çay, kahve, alkol, kola gibi içecekleri azaltmak ve fazla yemekten kaçınmak gerekir, Çürük dişlerin boğaz enfeksiyonlarına da önemli etkisi olduğu bilinmekte.

Düzgün bir yaşam, düzenli yapılan spor ve vitaminsiz kalmamak farenjit ' den korunmayı sağlayan durumlardır.


Nasıl Farenjit Oluruz?

Boğazın arka kısmı mikroplara, toza, ısıya karşı hassastır. Hem akut farenjit hem de kronik farenjit ' in nedenleri genelde mikroplar veya virüsler olsa da oluşmalarında arada küçük farklar bulunur.

Kronik farenjit ' te sigara ve alkol kullanımı, alerji, virüs ve bakteriler, geniz akıntısı, kuru hava gibi nedenler etkilidir. Bunların çoğu boğazı tahriş eden nedenlerdir. Bunlardan başka boğazı tahriş eden durumlar da vardır. Aşırı sıcak ya da soğuk yiyecekler, bademcik iltihabı, asitli içecekler de farenjite sebep olabilir. Bir de burun tıkandığında farenjitin olması iyice kolaylaşır.

Akut farenjit te ise sebep genelde virüs ya da bakteridir. Yine tahriş edici nedenler de farenjit ' in oluşmasında rol oynar. Mevsimler, farenjit oluşumunda etkendir. Kapalı ortamlarda görülme sıklığı fazladır. Havada bulunan maddeler, bazı soğuk algınlıkları farenjit ' e yol açabilir.

Farenjit Tedavisi

Farenjit için Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar;

- Uykusuz kalmamak , yorgun düşülmemeli.

- Yatmadan ağız gargarasıyla temizlik yapmak dişleri fırcalayarak agızda bakteri oluşturacak yemek artıklarını siş aralıklarından temizlemek.

- Gece uyuduğunuz odada kalorifer varsa, odayı mutlaka nemlendirin, kalorifer peteğine su askısı takın, odanın nemli durmasını sağlayın.

- Sigara ve alkol almamak , Koyu çay ve kahveden ve asitli içecekler den kaçınmak.

- Tozlu yerlerde ve kirli havada bulunmamak

- Aşırı sıcak ve soğuk gıda almamak , Bol Baharatlı, acı yemeklerden ve Kabuklu bogazı tarhiş edici yiyeceklerden kacınmak

- Üşümemeye çalışmak

- Bol, bol sıvı alın, terli iken korunmaya dikkat edin.

- Alerjiye neden olan faktörlerden uzak kalmak , hangi maddeye karşı alerjiniz olduğunuzu mutlaka öğrenin, alerjinin arttığı dönemlerde, faranjitin azması muhtemel, bu nedenle alerjinizi kontrol altında tutun.

- Vitamin gereksinimlerini karşılamak , özellikle c vitamin.

- Ağız yoluyla değil burundan nefes almak, cünkü agız direk olarak ortam daki tozu ve bakterileri bogaza göndermekte, burun ise toz ları süzer ve soludugumuz havayı nemlendirerek cigerlerimize göndermekte.

- Boğazı temizlemeye çalışmamak

- Çürük Dişlerden kurtulmak



Farenjit insanda bir anda oluşmuyor belli siüreç içerinsinde oluşmaktadır, tedaviside uzun süreli geçmektedir hastalık kendisini 45-50 günde tekrarlıyabilir, Farentit ' in tekrarlama başlangıcı hissedildiği anda ilaçlarınızı alın, böylece farenjit hastalığın ağır geçmesini engellenir.

Farenjit tedavisine başlanırken ilk önce hastanın "boğaz Kültürü" alınıyor , bu kültür sayesinde hastalığın "mikrobik" olup olmadığı tespit ediliyor. Antibiyotik kullanımı hastalığın tedavisinde önemlidir. Bu, virüsler üzerine etkili olmasa da bakterileri ortadan kaldırmak için gereklidir. Böylece hastalığın iyileşmesi hızlanır. Antibiyotik kullanımından başka ateş düşürücü, ağrı kesici, alerjisi olanlar için alerjiyi önleyici ve öksürük kesiciler kullanılabilir. Geniz akıntısı için ilaç verilebilir. Antibiyotik vucut için yararlı bakterileri hatta bogaz için yararlı bakterileri ölderebilecegi için vitamin ve beslenmemize dikkat etmeli ve Antibiyotik kulanımın faydasını görebilmek için kullanım saatlerine çok dikkat etmeliyiz. Eger Daha önceden sık sık antibiyotik tedavisi almışsak bogaz kültürü yaptırarak hangi antibiyotigin kullanacagımıza karar verilmesi gerekir.

Akut Farenjit ' in Tedavisi:
Kronik farenjit için tedavi uzun sürer. Hem doktorun hem de hastanın yapması gerekenler vardır. Tedavide niçin kronik farenjit olduğu araştırılır. Hastalık genelde tamamıyla ortadan kaldırılamaz. Pastil kullanımı ise faydasızdır. Akut farenjit e sıcak sifalı çay içilmesi gelir. Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir. Ancak sıklıkla virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiğinden antibiyotikler hastalığın iyileşme süresini kısaltmaktadırlar. Antibiyotik olarak penisilin türevleri, sefalosporin veya makrolidler kullanılabilir. Antibiyotiklerin yanısıra, ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar, alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve ağız gargaraları (tuzlusu ile gargara olabilir) kullanılabilir.

Kronik Farenjit ' in Tedavisi:
Kronik farenjit e sebep olan etkenlerden uzak durulmalıdır. Farenjit adaçayı, okaliptüs, aItırı, hatmi, mirra ve papatya çayı vede bonbonları azda olsa rahatlatıcı özeliklere sahiptir. Kaloriferli evlerdesıcaktan kişinin ağzı kurur ve buda boğazın tahrişine sebep olur. Bu nedenle kaliroferlerin üzerine buharlaşması için içi su dolu bir kap konması iyi olur, Kronik farenjitin tedavisi oldukça zordur. Hastanın bazı durumlara dikkat etmesi gerekmektedir. Ancak yine de kronik farenjit çoğu zaman tam olarak ortadan kaldırılamaz. Tedaviyi belirlemek için kronik farenjiti ortaya çıkaran başka bir faktör olup olmadığına bakılmalıdır. Eğer bulunursa önce onun tedavisi gerekir.

Farenjit in sebeb oldugu Eğrilik veya burunda et, sinüzit, mideden asit kaçağı(reflü) gibi hastalıklar uygun şekilde gerkirse ameliyatla düzeltilmelidir. Antibiyotikler genellikle faydasızdır. Geniz akıntısın azaltıcı ilaçlar veya ağız gargaraları sık kullanılırlar. Bazen mideden asit kaçağını önleyici ilaçlarda verilebilir. Hastanın dikkat edecği durumların başında sigaranın dumanından bile uzak kalmak.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 22 Haziran 2010 20:23
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
14 Aralık 2007       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Farenjit, yutağın (farenks) iltihaplanmasına (enflamasyon) yani yutak iltihabına verilen isimdir. Yutağın bazen mikrobik, bazen metabolik, bazen de çalışılan ortamın ısısına, tozuna bağlı olarak reaksiyon göstermesi olan farenjit sıklıkla boğaz ağrısı veya boğaz yangısı olarak anılır. Bademciklerin enfeksiyonu, tonsilit, de eş zamanlı olarak görülebilir.

Özellikle 4-7 yaş arasında sıklıkla rastlanan farenjit, bir yaşın altındakilerde nadiren görülürken, semptomatik belirtileri hastalığın sebebine göre değişir[1]. Yaklaşık %90'ı viral (parainfluenza, rhinovirüs, adenovirüs, Herpes simpleks gibi) olan enfeksiyonun, kalan kısmı genellikle bakteriyel nadir olarak oral kandidiyaz[2]. sebeplidir. Ayrıca bazı farenjit vakaları çeşitli ajanların sebep olduğu tahriş sonucudur. Semptomlar hastalığın sebebinin belirlenmesi açısından, kesin bir şekilde olmasa da (tıbbî literatürde bu tartışmalıdır), belirli bir oranda yardımcı olabilir. Örneğin bakteriyel sebepli farenjitlerde semptomlar genellikle daha ağırdır; bakteriyel sebepli faranjitte ateş 40°C'ye kadar çıkabilirken, viral sebepli farenjitte ateş genellikle çok yüksek seviyelere çıkmaz
Nedenler



Viral


Tüm enfeksiyoz vakaların yaklaşık %90'ını oluştururlar ve birçok farklı viral enfeksiyon tipi gösterebilirler.
  • Adenovirüs - viral nedenlerin en yaygın olanı. Tipik olarak boyun lenf bezinin genişleme derecesi makul, ortalamadır ve boğaz, acı duyulmasına rağmen, pek kırmızı gözükmez.
  • Orthomyxoviridae ki gribe de yol açarlar - yüksek sıcaklık, baş ağrısı ve genel olarak ağrı. Boğaz ağrısı da ilişkilendirilebilir.
  • Enfeksiyöz mononükleoz ("glandular fever") caused by the Epstein-Barr virüsü sebebiyle gerçekleşir. Bu kayda değer oranda lenf bezi şişkinliğine ve boğazın kırmızılaşması ve şişmesiyle belirgenleşen eksüdatif tonsilite sebep olabilir.
  • Herpes simpleks virüsü çoklu ağız ülserine yol açabilir.
  • Kızamık
  • Nezle
Bakteriyel



A Grubu streptokoklar sebepli


En yaygın bakteriyel ajan streptokoktur. Adenovirüsten farklı olarak, daha fazla genelleşmiş semptomlar ve saptanacak daha fazla belirti bulunur. Tipik parlak kırmızı renkte ve şişmiş bir boğaz ile genişlemiş ve hassas lenf bezlerinin yanı sıra hasta yüksek sıcaklık, baş ağrısı, kas ve eklem ağrılarına da sahip olabilir. Boğaz ağrısının viral ve bakteriyel sebeplilerini ayrıştırmak mümkün olmayabilir[3].

Bazı bağışıklık sistemi dolaylı komplikasyonlar ortaya çıkabilir:
  • Kızıl hastalığı
  • Tarihsel olarak en önemli komplikasyon genelleşmiş enflamatuvar romatizmal ateş bozukluğudur ki bu daha sonra romatizmal kalp hastalığına yol açabilir. Bu komplikasyonun insidansı antibiyotik kullanımıyla azaltılabilir.[4]However the incidence of rheumatic fever in developed-regions of the world remains low even though the use of antibiotics has been declining.[5][6]This may be a result of a change in the prevalence of various strains of bacteria. In underdeveloped regions, untreated streptococcal infection can still give rise to rheumatic heart disease and may be due to environmental factors, or reflect a genetic predisposition of the patient to the disease.
  • Post-streptokokal glomerulonefrit bir böbrek enflamasyonu. Antibiyotiklerin bunun riskini azaltıp azaltamayacağı tartışmalıdır.[7] [4]
  • Çok nadiren bademciklerin arkasında ikincil enfeksiyonlar gelişebilir ki bu ölümcül septisemiye neden olabilir (Lemierre sendromu).

Difteri


Difteri potansiyel olarak ölüm tehlikesi barındıran, Corynebacterium diphtheriaeÜçüncü Dünya ülkelerinde hâlâ rastlanır. Erken devrelerde antibiyotikler etkili olsa da iyileşme süreci genellikle yavaştır. sebebiyle oluşan bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Çocuklukta yapılan aşının gelişmiş ülkelerde yaygınlaşmasıyla bu ülkelerde büyük oranda bertaraf edilmişse de


Belirtiler


Belirtiler (semptomlar) farenjitin sebebine (bakteriyel veya viral gibi) değişiklik gösterebilir. Genel olarak boğaz ağrısı ve yutkunma zorluğu belirgindir. Buradan hareketle halk arasında farenjite boğaz ağrısı da dendiği olmuştur. Bunun dışında burun akıntısı, ateş, karın veya baş ağrısı ve ses kısılması görülebilecek belirtilerdendir. Bakteriyel sebepli farenjitlerde durum daha ağır olabilir ve ateş daha yüksek seviyelere çıkabilir. Farenjit tedavileri, özellikle viral sebepli olanlar, sıklıkla semptomatiktir - yani belirtileri gidermeyi hedefler.


Tedavi


Tedavi olmaksızın, çoğu farenjit vakaları birkaç gün içinde aniden kesilirler. Bu sebeple tedavinin odağı semptomatiktir (yani belirtileri hedef alır). Farenjitin spesifik tedavisi hastalığın sebebine göre değişiklik gösterir. Bununla birlikte romatizmal ateşe duyarlı olan çocuklarda streptokokal enfeksiyonlar yeterli şekilde tedavi edilmelidir.
  • Antibiyotikler ancak boğaz ağrısının sebebi bakteriyel enfeksiyon olduğunda işe yararlar. Antibiyotiklerin viral boğaz ağrılarında ancak dördüncü gün dolaylarında ağrı seviyesine etki edebildikleri ve ortalama doğal süreci toplamda yaklaşık 16 saat kadar kısaltırlar.[4]

Semptomatik


Kontrollü denemelerde boğaz ağrısı için 22 tane antibiyotiksiz yöntem denenmiştir. [8]Kullanılabilecek birçok basit yöntem olsa da, analjezikler en etkililerdendir.
  • Doğası gereğiyle yüksek oranda asidik olan yiyecek ve içeceklerden uzak durunuz, zira bunlar geçici yoğun ağrılara sebep olabilir.
  • NSAIDler gibi analjezikler farenjitle ilişkili ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir.[8]
  • Boğaz pastilleri (öksürük ilacı) kısa süreli olarak ağrıyı gidermekte sıklıkla kullanılır.
  • Ilık tuzlu suyla gargara yapmak yaygın bir ev reçetesidir. Bununla birlikte bunun veya aspirin gargaralarının kısa süreli rahatlamaya sebep olmasının dışında herhangi bir şekilde yardımcı olduğuna dair sadece anekdot şeklinde (anekdotal) kanıt bulunmaktadır..[9]
  • Bal, antiseptik özellikleri sebebiyle, boğaz ağrısı tedavisinde uzun süredir kullanılmaktadır.[10]
800px Pharyngitis
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 22 Haziran 2010 20:23
JuNe - avatarı
JuNe
VIP WaMPiR
14 Şubat 2008       Mesaj #6
JuNe - avatarı
VIP WaMPiR
Hemen herkes bademciklerin ne olduğunu bilir. Ancak, bademciklerin vücuttaki görevlerini ve bazen niçin alınmaları gerektiği konusunda herkesin kesin bilgisi yoktur. Bademcik ameliyatıyla ilgili bazı bilgilerin öğrenilmesi, ebeveynlerin ve çocuğun korkularınının giderilmesine yardımcı olur.

Bademcik (tonsil) nedir?
Bademcikler, boğazımızın her iki yanında bulunan yapılardır. Bademcikler, boğaza giren bakteri ve virüs cinsi mikropları yakalarlar ve vücudun mikroplarla savaşmasına yardımcı maddeler olan antikorları üretirler. Bademcikleri, çocuğunuzun boğazına bir fenerle bakarak görebilirsiniz.

Bademcik iltihabı (tonsillit), bademciklerin mikroplarla karşılaşması ve şişmesi sonucunda gelişir. Eğer çocuğunuzda sürekli veya sık tekrarlayan bademcik iltihabı varsa, doktorunuz bademciklerin alınmasını önerebilir. Çocuklar bademcikleri alındıktan sonra daha sık hastalanmazlar; çünkü, vücutta bademcik gibi görev yapan başka dokular mikroplarla savaşan maddeleri yeterince üretebilirler.
Bademcik iltihabının (tonsillit) belirtileri nelerdir?
Çocuğunuzda bademcik iltihabının aşağıdaki belirtilerinden biri veya birkaçı bulunabilir :
  • boğaz ağrısı
  • yutkunma sırasında ağrı veya rahatsızlık hissi
  • kötü ağız kokusu
  • ateş
  • sesinde çatallanma
  • boyundaki lenf bezlerinde şişme
Eğer çocuğunuzun boğazına bakarsanız, bademciklerin kızarmış ve şişmiş olduklarını görebilirsiniz. Bazen de, bademciklerin üzeri beyaz veya sarı renkli bir maddeyle kaplanmış gibi olabilir. Çocuğunuzun bademciklerinin iltihaplı olup olmadıklarını anlamayabilirsiniz; eğer bademcik iltihabından şüpheleniyorsanız doktorunuza başvurunuz.
Bademcik iltihabının tedavisi / Ameliyat ne zaman gerekli?
Antibiyotikler sayesinde artık her bademcik iltihabının standart tedavisi, eskiden olduğu gibi ameliyat değildir. Ancak, sık tekrarlayan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı halinde bunu bir doktorun değerlendirmesi gerekir.

Doktorunuz streptokok enfeksiyonu olup olmadığını araştırmak üzere boğaz kültürü yapılmasını isteyebilir. Streptokoklar, iltihaplanmaya neden olan bakteri türü mikroplardır. Bakterilerin neden olduğu iltihaplarda da antibiyotik tedavisi iyi sonuç verir.

Doktorunuz aşağıdaki durumlardan biri veya birkaçının bulunması halinde bademcik ameliyatı önerebilir :
  • çocuğunuzun solunumunu engelleyecek derecede bademciklerin büyümüş olması
  • çocuğunuzda yutkunma güçlüğü bulunması
  • sık tekrarlayan boğaz ağrısı
  • sık tekrarlayan boğaz iltihaplanması
  • bademcik iltihabının orta kulak iltihabı ve sinüzit vs. gibi komplikasyonlara neden olması
Bademcik ameliyatı (tonsillektomi) sırasında neler olur?
Ne kadar sık yapılıyor veya basit görünüyor olursa olsun, her ameliyat çocuk ve ebeveynler için genellikle korkutucudur. Onu nelerin beklediğini anlatarak, çocuğunuzun kendini ameliyata hazırlamasına yardımcı olabilirsiniz.

Bademcik ameliyatında :
  • çocuğunuz, genel anestezi verilerek uyutulacaktır. Bu, ameliyatın bir ameliyathanede yapılacağı ve çocuğunuzun ameliyat sırasında bir anestezi uzmanı tarafından izleneceği anlamını taşır.
  • çocuğunuz yaklaşık 20-30 dakika süreyle uyuyacaktır
  • cerrah, bademcikleri çocuğunuzun ağzının içinden alacaktır. Bademcik ameliyatı için deride bir kesi yapılmasına gerek yoktur.
  • cerrah, bademcikleri bulundukları yerden bazı kesiler yaparak çıkartacak ve kanamayı durduracaktır.
Çocuğunuz uyanma odasında ayılacaktır. Solunum güçlüğü veya kanama belirtisi olması halinde tekrar ameliyathaneye alınması gerekebilir. Genellikle hastanede toplam kalış süresi 5-10 saat arasında olmaktadır.

Yeterli sıvı gıda almaya başlamayan, 3 yaşın altında olan ve bayılma nöbetleri gibi sürekli bir hastalığı bulunan çocuklar hastanede bir gece kalacaktır.


Ne MUTLU TÜRKÜM Diyen !Türkiyem
Sivoy - avatarı
Sivoy
Ziyaretçi
19 Şubat 2009       Mesaj #7
Sivoy - avatarı
Ziyaretçi
Bademcik İltihabı
Bademcik nedir ?
Bademcikler ağız içinde boğazımızın her iki yanında bulunan bağışıklık dokularıdır. Bunlar vücudun savunma sisteminin bir parçasıdırlar. Bademcikler vücuda giren mikroplarla savaşmak için antikor denilen maddelerin oluşumunda rol oynarlar. Bademcikler her insanda iki tanedir.

Bademcik iltihabı nasıl olur ?
Mikrop ve bakterilerle karşı karşıya kalan bademcikler iltihaplanırlar ve sık sık iltihaplanma sonrası da boyutları artar. Her iltihaplanma bademcikleri büyütür ancak uygun tedavi sonrası tekrar küçülür. Ancak iltihabın görünümü her zaman aynı olmaz. Bazen hafif kızarıklık görülürken, bazen bademciklerin üzeri beyaz ve sarı tabaka ile kaplanır. Üzeri gözenekleşir. Nokta tarzında iltihaplar görülebilir. Başka tablolar ile karışımını önlemek için mutlaka bir Kulak Burun Boğaz Uzmanınca görülmelidir.

Bademcik iltihabı nasıl belirti verir ?
Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, yutma sırasında takılma hissi, ateş, halsizlik, ağızda kötü koku, boyun bezelerinde şişme, konuşma değişikliği gibi yakınmalar bademcik iltihabını düşündürmelidir.

Bademcik iltihabında antibiyotik kullanmak gerekli midir ?
Evet. Antibiyotikler sayesinde son yıllarda bademcik iltihabı fazla sorun yaşanmadan tedavi edilebilmektedir. Ancak bunun içinde "boğaz kültürü" diye bilinen hastalandırıcı mikrobun tipinin belirlenmesi çalışmalarının yapılması yerinde olur. Özellikle sık yineleyen olgularda "boğaz kültürü" mutlaka gerekir. İltihap ortadan kaldırılsa da bazen bademciğin büyüklüğü ortadan kalkmayabilir.

Bademcikler ne zaman ameliyat edilmelidir ?
Bademcikler geçirdikleri sık iltihaplar sonrası artık savunma sisteminin bir parçası olmaktan çıkıp kendileri vücudu zayıf hale getiren birer yapı olurlar. O zaman ameliyatla alınmaları gerekir. Mikrop üreten konumda oluşları dışında solunumu ve yutmayı engelleyecek denli büyük bademcikler de alınmalıdır. Yine kendi iltihapları sonucu yakın organlarında hastalanmalarına yol açan konuma gelmiş iseler alınmaları gerekir. Bu gibi durumlarda doktorunuz operasyon için gerekli tetkikleri yapacak ve öneride bulunacaktır.

Ameliyat uyutularak mı yapılır ?
Çocuklarda mutlaka genel anestezi ile yapılır. Ancak uyum gösterebilecek ve 18 yaşın üzerindeki erişkinlerde çoğu kez lokal anestezi ile ameliyathane gibi donanımlı ortamlarda yapılması tercih edilir.

Bademcik ameliyatı risklimidir ?
Her operasyon olduğu gibi bu ameliyat da risklidir. Bu risk anesteziden kaynaklanacağı gibi ameliyatın kendisinden de kaynaklanabilir. Bademcik ameliyatı, doku çıkarıldıktan sonra kesi yeri dikilmeyen, açık bırakılan iki saha bırakır. Bu sahalar bir süre açık kalır ve kabuklanıp iyileşir. Kanama bu ameliyatın en önemli riskidir. Ancak teknolojik gelişme bu konuyu da en aza indirmiştir.

Bademcikler alınınca vücudun savunma sistemi zayıflamış olmuyor mu ?
Hayır. Çünkü vücutta savunma sistemine destek olan pek çok organ ve oluşum vardır. Bademcikler bunlardan sadece birisidir.

Alınan bademcikler yeniden büyür mü ?
Hayır. Bu yanlış bir değerlendirmedir. Yeterli şekilde alınmamış bademciklerde kalıntıların büyümesi bazen bademciğin büyümesi olarak düşünülür. Yeterli alınan bademcik tekrar büyümez.

Bademcik alınınca daha sık hasta olunur mu ?
Hayır. Bademcikler alınınca savunma sistemi vücudun başka kaynaklarını harekete geçirir. Ancak bademcikleri alınan hastalar, soğuk yiyecek ve içecekleri daha fazla tüketirlerse sonuçta sıklıkla yutak iltihabı (=farenjit) geçirirler.

Bademcik ameliyatı sonrası kanama ne zaman olur ?
Ameliyat sonrası kanama sıklıkla ameliyattan uyanma sırasında ıkınma, zorlanma gibi karın içi basıncın ve damar basıncının artması sonucu görülür. Bu nedenle ameliyattan sonraki ilk saatler önemlidir. Ancak ilk yirmidört saat hatta 7-10 gün sonra bile kanama görülebilir. Bu ameliyat hastanede yatmayı gerektirmeyen ameliyat olmasına karşın, kanama durumunda ailenin telaşlanmasının önüne geçmek için 24 saat hastanede yatırılması da mümkündür.

Ameliyat sonrası kontrol gerekir mi ?
Evet. Hastanın kontrolü cerrahınıza göre değişik zamanlarda yapılacaktır. İlk hafta görülür ve hastaya ameliyat yerindeki beyaz kabuklanmaların normal olduğu tekrar belirtilir.

Ameliyattan sonra ilaç kullanmak gerekir mi ?
Evet. Ağrı kesici genellikle verilir. Bu ilaç genellikle şurup ya da damla şeklinde olur.

Sağlı Bilgileri
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
8 Ağustos 2009       Mesaj #8
reyan - avatarı
Ziyaretçi

Badencik İltihabı


Hemen herkes bademciklerin ne olduğunu bilir. Ancak, bademciklerin vücuttaki görevlerini ve bazen niçin alınmaları gerektiği konusunda herkesin kesin bilgisi yoktur. Bademcik ameliyatıyla ilgili bazı bilgilerin öğrenilmesi, ebeveynlerin ve çocuğun korkularınının giderilmesine yardımcı olur. Bademcikler ve bademcik ameliyatı ile ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki sorular üzerine tıklayınız:

Bademcik (tonsil) nedir?
Bademcikler, boğazımızın her iki yanında bulunan yapılardır. Bademcikler, boğaza giren bakteri ve virüs cinsi mikropları yakalarlar ve vücudun mikroplarla savaşmasına yardımcı maddeler olan antikorları üretirler. Bademcikleri, çocuğunuzun boğazına bir fenerle bakarak görebilirsiniz.

Bademcik iltihabı (tonsillit), bademciklerin mikroplarla karşılaşması ve şişmesi sonucunda gelişir. Eğer çocuğunuzda sürekli veya sık tekrarlayan bademcik iltihabı varsa, doktorunuz bademciklerin alınmasını önerebilir. Çocuklar bademcikleri alındıktan sonra daha sık hastalanmazlar; çünkü, vücutta bademcik gibi görev yapan başka dokular mikroplarla savaşan maddeleri yeterince üretebilirler.

Bademcik iltihabının (tonsillit) belirtileri nelerdir?
Çocuğunuzda bademcik iltihabının aşağıdaki belirtilerinden biri veya birkaçı bulunabilir :

boğaz ağrısı
yutkunma sırasında ağrı veya rahatsızlık hissi
kötü ağız kokusu
ateş
sesinde çatallanma
boyundaki lenf bezlerinde şişme
Eğer çocuğunuzun boğazına bakarsanız, bademciklerin kızarmış ve şişmiş olduklarını görebilirsiniz. Bazen de, bademciklerin üzeri beyaz veya sarı renkli bir maddeyle kaplanmış gibi olabilir. Çocuğunuzun bademciklerinin iltihaplı olup olmadıklarını anlamayabilirsiniz; eğer bademcik iltihabından şüpheleniyorsanız doktorunuza başvurunuz.
Bademcik iltihabının tedavisi / Ameliyat ne zaman gerekli?
Antibiyotikler sayesinde artık her bademcik iltihabının standart tedavisi, eskiden olduğu gibi ameliyat değildir. Ancak, sık tekrarlayan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı halinde bunu bir doktorun değerlendirmesi gerekir. Doktorunuz streptokok enfeksiyonu olup olmadığını araştırmak üzere boğaz kültürü yapılmasını isteyebilir. Streptokoklar, iltihaplanmaya neden olan bakteri türü mikroplardır. Bakterilerin neden olduğu iltihaplarda da antibiyotik tedavisi iyi sonuç verir.

Doktorunuz aşağıdaki durumlardan biri veya birkaçının bulunması halinde bademcik ameliyatı önerebilir :

çocuğunuzun solunumunu engelleyecek derecede bademciklerin büyümüş olması
çocuğunuzda yutkunma güçlüğü bulunması
sık tekrarlayan boğaz ağrısı
sık tekrarlayan boğaz iltihaplanması
bademcik iltihabının orta kulak iltihabı, sinüzit vs. gibi komplikasyonlara neden olması
Bademcik ameliyatı (tonsillektomi) sırasında neler olur?
Ne kadar sık yapılıyor veya basit görünüyor olursa olsun, her ameliyat çocuk ve ebeveynler için genellikle korkutucudur. Onu nelerin beklediğini anlatarak, çocuğunuzun kendini ameliyata hazırlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Bademcik ameliyatında :

çocuğunuz, genel anestezi verilerek uyutulacaktır. Bu, ameliyatın bir ameliyathanede yapılacağı ve çocuğunuzun ameliyat sırasında bir anestezi uzmanı tarafından izleneceği anlamını taşır.
çocuğunuz yaklaşık 20-30 dakika süreyle uyuyacaktır
cerrah, bademcikleri çocuğunuzun ağzının içinden alacaktır. Bademcik ameliyatı için deride bir kesi yapılmasına gerek yoktur.
cerrah, bademcikleri bulundukları yerden bazı kesiler yaparak çıkartacak ve kanamayı durduracaktır.
Çocuğunuz uyanma odasında ayılacaktır. Solunum güçlüğü veya kanama belirtisi olması halinde tekrar ameliyathaneye alınması gerekebilir. Genellikle hastanede toplam kalış süresi 5-10 saat arasında olmaktadır. Yeterli sıvı gıda almaya başlamayan, 3 yaşın altında olan ve bayılma nöbetleri gibi sürekli bir hastalığı bulunan çocuklar hastanede bir gece kalacaktır.


Kaynak : AÜTF KBB ABD
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
9 Nisan 2011       Mesaj #9
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
bademciksismesi

Yutağı çevreleyen lenf dokusu çemberinin, boğazın iki yanında bulunan badem biçimindeki bir bölümü. Bademcik dokusunun görevi tam olarak bilinmemektedir. Girintilerine yakalanan bakterilere karşı, bağışık cisimler meydana getirmekte rol oynadığı sanılmaktadır. Bebeklerde ve çocuklarda bademcikler büyüklere oranla daha iridir.


Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
1 Kasım 2011       Mesaj #10
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Bademcik İltihabı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Bademcik iltihabı (tonsillit), çocukluk çağı boyunca en sık görülen enfeksiyondur. En karakteristik klinik belitiler ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve halsizliktir. Bu hastalığa virus ve bakteriler yol açar. Üç yaşından küçük çocuklarda sık görülen boğaz iltihabının hemen hemen tamamı viral nedenlidir. Stretokok adı verilen mikrobun yaptığı bademcik iltihabı genellikle 5-10 yaş arasında ve en çok kış aylarında gözlenir. Aile içinde yayılım sık görülür. Belirtiler ani olarak başlar. Boğaz ağrısı, yutkunma güçlüğü gözlenir. Bakıldığında bademcikler üzerinde sarımtırak renkte iltihap odakları görülebilir. 39 dereceyi geçen ateşe neden olabilir.


Herhangi bir yaşta görülen hafif seyirli boğaz enfeksiyonunun ise en önemli nedeni viruslar olup, en sık rastlanan etkenler rinovirus ve koronaviruslardır. Virusların neden olduğu boğaz enfeksiyonunda (farenjit) yutak normal görünümde olabileceği gibi gözlenen kızarıklığın derecesi ile belirtilerin şiddeti arasında ilişki bulunmayabilir. Burun akıntısı, gözlerde kızarıklığın birlikte görülmesi veya öksürük bulunması viral sebepleri telkin eder. Farenjitin seyrinde görülen yüksek ateş çocuklarda erişkinlere göre daha belirgindir. Boğaz sürüntüsünden besiyerine yapılan kültür pratik anlamda streptokokal boğaz iltihabının tanısında en sık kullanılan yöntemdir.


Streptokokların etken olduğu bademcik iltihabından sonra üç hafta içinde kanda ASO denilen antikor yükselir. Bu test destekleyici bir tanı yöntemidir. Viral farenjitin muayene bulguları ile streptokokal farenjitten ayrılması mümkün olmadığından, bakteriyel kültür sonuçlarının çıkması için 24 saat gerektiğinden çok şiddetli hasta olanlara boğaz kültürünün alınmasını takiben antibiyotik başlanabilir. Tedavide penisilin grubu antibiyotikler hala etkilidir. Kültür antibiyogram sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi değiştirilebilir.

Bademcik iltihabının (tonsillit) belirtileri nelerdir?

Çocuğunuzda bademcik iltihabının aşağıdaki belirtilerinden biri veya birkaçı bulunabilir :

Boğaz ağrısı


Yutkunma sırasında ağrı veya rahatsızlık hissi


Kötü ağız kokusu

Ateş


Sesinde çatallanma


Boyundaki lenf bezlerinde şişme


Eğer çocuğunuzun boğazına bakarsanız, bademciklerin kızarmış ve şişmiş olduklarını görebilirsiniz. Bazen de, bademciklerin üzeri beyaz veya sarı renkli bir maddeyle kaplanmış gibi olabilir. Çocuğunuzun bademciklerinin iltihaplı olup olmadıklarını anlamayabilirsiniz; eğer bademcik iltihabından şüpheleniyorsanız doktorunuza başvurunuz.


Bademcik iltihabının tedavisi / Ameliyat ne zaman gerekli?


Antibiyotikler sayesinde artık her bademcik iltihabının standart tedavisi, eskiden olduğu gibi ameliyat değildir. Ancak, sık tekrarlayan boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı halinde bunu bir doktorun değerlendirmesi gerekir. Doktorunuz streptokok enfeksiyonu olup olmadığını araştırmak üzere boğaz kültürü yapılmasını isteyebilir. Streptokoklar, iltihaplanmaya neden olan bakteri türü mikroplardır. Bakterilerin neden olduğu iltihaplarda da antibiyotik tedavisi iyi sonuç verir.

Doktorunuz aşağıdaki durumlardan biri veya birkaçının bulunması halinde bademcik ameliyatı önerebilir :

Çocuğunuzun solunumunu engelleyecek derecede bademciklerin büyümüş olması


Çocuğunuzda yutkunma güçlüğü bulunması


Sık tekrarlayan boğaz ağrısı


Sık tekrarlayan boğaz iltihaplanması


Bademcik iltihabının orta kulak iltihabı, sinüzit vs. gibi komplikasyonlara neden olması


Bademcik ameliyatı (tonsillektomi) sırasında neler olur?


Ne kadar sık yapılıyor veya basit görünüyor olursa olsun, her ameliyat çocuk ve ebeveynler için genellikle korkutucudur. Onu nelerin beklediğini anlatarak, çocuğunuzun kendini ameliyata hazırlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Bademcik ameliyatında :

çocuğunuz, genel anestezi verilerek uyutulacaktır. Bu, ameliyatın bir ameliyathanede yapılacağı ve çocuğunuzun ameliyat sırasında bir anestezi uzmanı tarafından izleneceği anlamını taşır.
Çocuğunuz yaklaşık 20-30 dakika süreyle uyuyacaktır


Cerrah, bademcikleri çocuğunuzun ağzının içinden alacaktır. Bademcik ameliyatı için deride bir kesi yapılmasına gerek yoktur.


Cerrah, bademcikleri bulundukları yerden bazı kesiler yaparak çıkartacak ve kanamayı durduracaktır.


Çocuğunuz uyanma odasında ayılacaktır. Solunum güçlüğü veya kanama belirtisi olması halinde tekrar ameliyathaneye alınması gerekebilir. Genellikle hastanede toplam kalış süresi 5-10 saat arasında olmaktadır. Yeterli sıvı gıda almaya başlamayan, 3 yaşın altında olan ve bayılma nöbetleri gibi sürekli bir hastalığı bulunan çocuklar hastanede bir gece kalacaktır.

kaynak:


Benzer Konular

21 Kasım 2006 / kompetankedi Taslak Konular
20 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
3 Temmuz 2012 / hasta Soru-Cevap
6 Haziran 2013 / Misafir Soru-Cevap
6 Şubat 2011 / emine şimşek Soru-Cevap