Arama

Cüneyt Gökçer

Güncelleme: 25 Aralık 2009 Gösterim: 23.042 Cevap: 1
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Cüneyt Gökçer

Sponsorlu Bağlantılar
Cüneyt Gökçer, (1920 - Malatya) Sinema ve tiyatro oyuncusu.
Cüneyt Gökçer, yaklaşık 20 operanın rejisini yapmıştır. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Ankara Devlet Konservatuarı Müdürlüğü, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. 1959 ile 1997 yılları arasında, Richard Strauss’un Salome'sinden başlayarak Çetin Işıközlü’nün Dudaktan Kalbe adlı operasına kadar yönettiği operalarla bu alanda başarılar kazanmıştır.
Ünlü sanatçı Ayten Gökçer'in eşi olan Cüneyt Gökçer, yurtiçinde aldığı sayısız ödülün yanısıra 1981 yılında Devlet Sanatçısı unvanı almıştır. Yurtdışında ise, 1963`de Yunanistan Krallığı`nın l. Georges nişanının Oficcier rütbesiyle, 1970`de İtalya Cumhurbaşkanlığı tarafında Commandatore nişanıyla ve daha sonra Polonya Kültür Nişanı ile ödüllendirildi.

Sanat Yaşamı

Cüneyt Gökçer Konservatuvara girme heyecanı içindeyken, ailesi onun bu hevesini engellemek isterler. Fakat o her şeye rağmen tiyatro yapmaya çalışır. Ankara Halkevi Temsil Koluna üye olur. Temsil kolu başkanı Ercüment Behzat Lav'dır. Düzgün fiziği ve ses tonuyla Ercüment Beyin ilgisini çeker. Kısa sürede varlık göstererek, 1936 yılında bir Türk yazarının piyesinde ilk başrolünü oynar.
Rahatsızlığı nedeniyle Cüneyt Gökçer'e bir şans daha verirler. Bir hafta sonra hazırladığı iki parça ile tekrar sınava girer ve kazanır. Gökçer'in Konservatuvar'da ikinci yılında, Avrupa'da ikinci dünya savaşı iyice yoğunlaşır. Almanya'da Hitler'in sanatı Nazi ideolojisi doğrultusunda güdümleyen baskı rejimi birçok öncü ve aydın sanatçının ülkeyi terk etmesine neden olur. Ülkeden ayrılanlar arasında Carl Ebert'de vardır. Ebert tekrar Türkiye'ye gelir ve Konservatuvar'daki derslere başlar. İlk sahne dersinde öğrencilerden, bir sonraki ders için iki parça hazırlamalarını ister. Cüneyt Gökçer bu ders için, Suç ve Ceza'dan Raskolnikof, Romeo ve Juliet'den Paris'i hazırlar. Carl Ebert Cüneyt Gökçer'in sunduğu bu rolleri çok beğenir ve Gökçer sınıfın en gözde öğrencisi olur. 1942 yılında Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümü`nden mezun oldu.
Muhsin Ertuğrul, Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Müdürlüğüne atanır. 1 Ekim 1949'da Büyük Tiyatro, Ahmet Kutsi Tecer'in “Köroğlu” destanı ile resmen açılır. Gökçer'in bu oyundaki rolü Köroğlu'dur. Aynı sezonda, daha önce tatbikat sahnesinde Onikinci Gece'yi sahneye koyan Renato Mordo'nun yönettiği Faust'ta Mefhisto'yu oynar.
Rejisör ve aktör olarak sanatında olgunlaşması 1954 ile 1958 yılları arasında Muhsin Ertuğrul'un ikinci Devlet Tiyatrosu Müdürlüğüne rastlar. Muhsin Ertuğrul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünden istifası üzerine, yerine Cevat Mehduh Altar getirilir. Altar zamanında Gökçer, bilgi ve deneyim için Avrupa'ya gönderilir. Almanya, Avusturya, İngiltere ve Fransa'nın Oldwich, Commedia Française, Thalia Theater gibi önemli sanat merkezlerinde reji asistanı olarak çalışır. Ünlü yönetmenlerin ve sanatçıların provaların izleme olanağını bulur.
25 Ağustos 1958'de Muhsin Ertuğrul'dan yaş haddi nedeniyle boşalan Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü'ne atandığında henüz 38 yaşındadır. Bu görevi bir yıl arayla 1983'e kadar 23 yıl boyunca sürdürmüştür. Gökçer yöneticiliği süresince repertuar politikasının belirlenmesi ve uygulanmasında önemli bir aşama olarak, Batı Tiyatrosunun başyapıtlarının yanı sıra daha fazla Türk Tiyatro Eserine yer verilmesini gerekliliğini savunur. Bu amaçla yerli oyun yazarlarını teşvik eder. Refik Erduran, Cahit Atay, Güngör Dilmen Kalyoncu, Yıldırım Keskin, Recep Bilginer, Necati Cumalı, Aziz Nesin, Oktay Arayıcı, Yaşar Kemal, Turan Oflazoğlu, Orhan Asena gibi oyun yazarlarımızın eserleri Gökçer döneminde seyirciyle buluşur.
Muhsin Ertuğrul döneminde çalışmaları başlatılan, tiyatronun yaygınlaşması politikası ciddiyetle sürdürülür. Ankara merkeze bağlı olarak turnelerle varlığını sürdüren İstanbul, Adana, İzmir ve Bursa Devlet Tiyatrolarında yerleşik kadrolara geçilir. Gökçer'in yönetici olarak en büyük başarısı 23 yıl boyunca Devlet Tiyatrolarını ve sanat politikasını, Türkiye'de sürekli değişimlerle devinen, çok önemli kriz dönemleri yaşayan siyasat dünyasının dışında tutması olur.
Cüneyt Gökçer'in Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü'ne atandığı o yıllarda opera ve bale Devlet Tiyatroso'na bağlıdır. 1959 yılında Opera-Bale Devlet Tiyatrosu'ndan ayrılsa da, 1960 yılında tekrar birleşir ve bu durum 1966 yılına kadar devam eder. Gökçer tiyatronun yanı sıra opera ve bale sanatlarının gelişmesi için de önemli çalışmalar yapar. Müzik konusunda İtalyan, koreografi konusunda ise İngiliz hocalardan, özellikle Dame Ninetto de Valois'dan yararlanarak bu bölümlerde yeni gelişme imkanları sağlar.
1963 yılında Devlet Tiyatroları'nda ilk müzikalin sahnelenmesini sağlar. Ünlü Amerikalı konuk yönetmen Todd Bolender, D.Kingsley'in "Kiss Me Kate" adlı müzikal komedisini sahneye koyar. Bu müzikalde Fred Graham rolünü Cüneyt Gökçer oynar.
1962-1963 sezonunda başka bir konuk yönetmen Fransız Jean Mercure, Moliere'in Don Juan'ı sahneye koyar. Gökçer'in Don Juan'ı oynar. 1967 sezonunda ise başka bir konuk yönetmen İtalyan Maurizio Scapporo, L. Pirandello'nun IV. Henry adlı oyunu sahneler. 1955 - 1956'dan sonra ikinci kez Henry rolünü yorumlayan Cüneyt Gökçer, Scapporo'non rejisinde unutulmaz rollerinden birini ortaya koyar ve oyun 3 sezon boyunca sergilenir. Yugoslavya'nın çeşitli şehirlerine turneler yapar. Pirandello'nun yüzüncü doğum yılı için Venedik'e davet edilir. IV.H enry'nin Türk, Yugoslav ve İtalyan basınında reji ve oyunculukda ki başarısından övgüyle sözedilir.
1983 yılında 23 yıldır sürdürdüğü Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğünden ayrılır. Bu konuyla ilgili şu açıklamayı yapar: "İdarecilik ayrı bir görevdir, gelir geçer. Ben her şeyden önce sanatkarım, rejisörüm, aktörüm. Sanatıma devam edeceğim."
1985 yılında aldığı Profesörlük unvanı ile Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Başkanlığı ve öğretim üyeliği görevine devam eder. Pr.Doktor Cüneyt Gökçer,1988 - 1999 öğretim yılında kuruluş çalışmalarını yürüttüğü Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü eğitime başlar ve Tiyatro Bölüm Başkanlığına getirilir.

Rol Aldığı Bazı Oyunlar
  • Antigone
  • Julius Ceasar
  • Gülünç Kibarlar
  • Bizim Şehir
  • Yanlışlıklar Komedyası
  • Köşebaşı
  • Otelci Kadın
  • Onikinci Gece
  • Faust
  • Kral Oidipus
  • Yarasa
  • Gelin
  • Fareler ve insanlar
  • Su kızı
  • Hatıra defteri
  • Kibarlık Budalası
  • Paydos
  • Hamlet
  • My Fair Lady
  • Ruhlar Gelirse
  • Damdaki Kemancı
  • Beckett Yahut Tanrının Şerefi
  • Hastalık Hastası
  • Kral Lear
Yönettiği Operalar
  • Gılgamış
  • Van Gogh
  • Nasreddin Hoca
  • IV. Murat
  • Yusuf ile Züleyha
  • Midas`ın Kulakları
  • Gülbahar (Ağrı Dağı Efsanesi)
  • Romeo ve Juliet
  • Salome
  • La Boheme
  • Madam Butterfly
Rol Aldığı Filmler
  • 1951 Vatan ve Namık Kemal
  • 1951 Lale Devri
  • 1951 Barbaros Hayrettin Paşa
  • 1953 Kara Davut
  • 1953 Kaldırım Çiçeği
  • 1953 Balıkçı Güzeli
  • 1954 Nilgün
  • 1956 Büyük Sır
  • 1966 İbrahim Ethem - İlahi Davet
  • 1967 Yaşlı Gözler
  • 1967 Yaprak Dökümü
  • 1967 Merhamet
  • 1967 Hacı Bektaş Veli
  • 1967 501 Numarali Hücre
  • 1972 Süreyya
  • 1973 Mevlana
  • 1981 IV. Murad (TV Dizisi)
  • 1998 Mektup

Biyografi Konusu: Cüneyt Gökçer nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
25 Aralık 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tiyatro sanatçısı Cüneyt Gökçer 89 yaşında hayata vefat etti.
24 Aralık 2009 Perşembe
Ad:  cuneyt_gokcer2.jpg
Gösterim: 348
Boyut:  11.0 KB
Türkiye'de tiyatro sanatının usta isimlerinden Cüneyt Gökçer, 89 yaşında hayatını kaybetti.
Sponsorlu Bağlantılar
Malatya'da 1920 yılında doğan Cüneyt Gökçer, 1942'de Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun oldu.
Gökçer, Devlet Tiyatrosu'nda uzun yıllar hem oyuncu hem de yönetmen olarak görev aldı.
1951 yılında ‘Vatan ve Namık Kemal’ filmiyle sinema oyunculuğuna başlayan Gökçer, 1981'de televizyon için çekilen ‘4. Murat’ adlı dizide rol aldı.
‘Kral Oidipus’, ‘Onikinci Gece’, ‘IV Henry’, ‘Damdaki Kemancı’, ‘Bağdat Hatun’, ‘Kral Lear’ gibi oyunlarda başrol oynayan Gökçer'in, sinemada rol aldığı filmler arasında ‘Vatan ve Namık Kemal’, ‘Barbaros Hayreddin’, ‘Lale Devri’, ‘Kara Davut’, ‘Kaldırım Çiçeği’, ‘Nilgün’, ‘Büyük Sır’, ‘Damdaki Kemancı’, ‘Mevlana’, ‘Yedi Evlat İki Damat’ yer alıyor.
Öte yandan Gökçer'in vefatı, sanat camiasını üzüntüye boğdu.

'TÜRK TİYATROSU HOCASIZ KALDI'
Sanatçı Kenan Işık, büyük bir ustayı kaybetmekten dolayı üzüntülü olduğunu bildirdi.
Işık, ''Eğer Cüneyt Gökçer olmasıydı galiba ben bugün olduğum yerde olmazdım. Benim üzerimde çok fazla emeği olan biri. Tiyatromu neredeyse ona borçluyum diyebilirim. Bu yüzden bendeki yansıması biraz daha farklı'' diye konuştu.
Gökçer'in Türk tiyatrosunun en değerli sanatçılarından biri olduğunu ifade eden Işık, ''Onun tiyatrocu ve sanatçı ruhu çok önemli, bu herkesin malumu. O tiyatromuzun hocasıydı. Herkesin hocası şu anda yok. Türk tiyatrosu hocasız kaldı'' dedi.

'SAYGIM SONSUZDUR'
Tiyatro ve sinema oyuncusu Zihni Göktay da Cüneyt Gökçer'in Türk tiyatrosunun temel taşlarından biri olduğunu belirterek, ''Birlikte bazı toplantılara katıldığımız oldu. Fakat aynı sahnede birlikte oynamak kısmet olmadı. Kendisine olan saygım sonsuzdur'' diye konuştu.
Gökçer'in Türk tiyatrosuna büyük hizmetler verdiğini anlatan Göktay, ''Devlet tiyatrosunda müzkallerin başlangıcı olan 'My Fair Lady' ve 'Damdaki Kemancı' gibi batı anlamındaki çok büyük müzikallere yönetmenlik yapan Cüneyt Gökçer, aynı zamanda bu müzikallerde eşi Ayten Gökçer ile birlikte Türk tiyatrosuna silinmeyecek izler kazımıştır. Kendisine Allah'tan rahmet, Türk tiyatrosunun geride kalan sanatçılarına ve öğrencilere sabır diliyorum'' dedi.
Tiyatro sanatçısı Haldun Dormen de ''Cüneyt Gökçer, hem hoca, hem yönetmen, hem de oyuncu olarak eşi bulunmaz insanlardan biriydi. Türk tiyatrosu bir dev sanatçısını kaybetti. Cüneyt Gökçer, Türk tiyatrosunun gerçekten büyük bir kaybı. Türk tiyatrosunun başı sağolsun'' şeklinde konuştu.
Sanatçı Müjdat Gezen de Gökçer'in Türk tiyatrosu için çok önemli bir isim olduğunu söyledi.
Gezen, Gökçer'in Türk tiyatrosuna hem disiplin getirme, hem de saygınlık kazandırma açısından önemli katkıları olduğunu anlatarak, ''23 yıl devlet tiyatrosunun başında olabilmek kolay değildir. Cüneyt Gökçer, sadece iyi bir aktör olarak kalmayıp, çok iyi bir tiyatro oyuncusu ve tiyatro yöneticisi olarak da anılacaktır. Türk tiyatrosunun başı sağ olsun'' dedi.
Tiyatro oyuncusu Kazım Akşar da Gökçer'den 4 yıl ders aldığını belirterek, şunları kaydetti:

DOKUNUŞU, ENERJİSİ...
''Ben 55 yaşında bir oyun çalışırken bile kendisini taklit etmiyorum ama onun öğrettiklerini kullanmaya çalışıyorum. O, bilgiyi gözüyle, dokunuşuyla, enerjisiyle verebilen ve bunu bağırmadan yapabilen ender hocalardan biriydi. Cenaze törenine katılıp son görevimizi yapmak istiyoruz.''
Tiyatrocu Behzat Uygur da hayatını kaybeden isimlerin ardından bir şeyler söylemenin kendisi için her zaman zor geldiğini dile getirerek, Gökçer'in Türk tiyatrosuna büyük katkıları bulunduğunu, hem klasik tiyatroyu sevdiren başarılı bir oyuncu, hem de başarılı bir tiyatro yöneticisi olduğunu kaydetti.
Oyuncu Can Gürzap da Gökçer'in Türk tiyatrosuna hem hoca, hem oyuncu, hem de yönetici olarak önemli katkıları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kendisi benim hocamdı ve uzun yıllarda genel müdürüm oldu. Cüneyt Gökçer, Türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en büyük tiyatro sanatçılarındandır. Onun Muhsin Ertuğrul'dan devraldığı bayrakla Türk tiyatrosunun çıtası çok yükseklere taşındı. Devlet tiyatrosu o yıllarda çok büyük başarılar elde etmiştir.''
Tedavi gördüğü hastanede vefat eden gökçer'in cenazesi 25 Aralık Cuma günü Ankara'da düzenlenecek törenin ardından 26 Aralık Cumartesi günü İstanbul'da toprağa verilecek.


Ad:  cuneyt_gokcer1.jpg
Gösterim: 421
Boyut:  15.6 KB

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

29 Haziran 2009 / GusinapsE Tiyatro tr
2 Temmuz 2010 / _Yağmur_ Tiyatro tr
28 Mart 2012 / Jumong Tiyatro tr
2 Nisan 2010 / LaSalle Basın/Magazin tr
7 Nisan 2010 / LaSalle Edebiyat tr