Ziyaretçi
Madrid
Ispanya'nın başkenti, Madrid özerk bölgesinin (comunidad autönoma) ve Madrid ilinin yönetim merkezi.
Sponsorlu Bağlantılar
İber Yarımadasının tam orta kesiminde yer alır. Gelişmesini büyük ölçüde başkent seçilmesine borçludur. Zengin tarihsel mirasının yanı sıra canlı bir kültür ve sanat odağı olarak da önem taşır. Ülke sanayisinde ağırlıklı bir rol kazanması yakın döneme rastlar. Yüzölçümü kent, 607 km2; metropoliten alan, 1.020 km2. Nüfusu (1990 tah.) belediye, 3.120.132; (1991) kent, 2.909.792.
Doğal yapı
Avrupa’nın en yüksek başkentlerinden biri olan Madrid, kum ve kil oluşumlu Meseta Central’ın (Orta Plato) hafif dalgalı bir platosunda, 635 m yükseklikte yer alır. Kent merkezinin batısından küçük bir akarsu olan Manzanares Irmağı geçer. Hava kütlelerinin etkisine açık oluşundan ve yüksek konumundan dolayı ani sıcaklık değişiklikleri sık görülen bir durumdur. Genellikle soğuk geçen kış aylarında Orta Cordillera’ya (Coraillera Carpetovetönica) yakınlığın da etkisiyle şiddetli rüzgârlar eser. Sürekli sıcak ve kurak olan yazlar özellikle temmuz ve ağustosta boğucu hale gelir; bu aylarda sıcaklık bazen 38°C’ye kadar ulaşır. İlkbahar ve sonbaharda ise sağlıklı ve hoş bir iklim görülür. Yıllık ortalama sıcaklık 5°C-24°C arasında değişir. Temmuzda ortalama 11 mm olan yağış miktarı ekimde 50 mm’ye kadar çıkar.
Genel görünüm
Madrid farklı dönemlerdeki gelişmeleri yansıtan karşıt mimari üslupların bir arada bulunduğu bir kenttir. Başlangıçta Magriplilerden alınan alkazarın (kale) çevresinde gelişen kentin uzun bir dönemden sonra doğu yönünde gösterdiği ağır ilerleme, 20. yüzyılda hızlı dönüşümlerle belirlenen bir yayılma biçimini almıştır. Habsburg hanedanı döneminden kalma Plaza Mayor (Büyük Meydan) mimari açıdan kentin en güzel köşesini oluşturur. Bu meydanın yakınlarında, birkaç meydanı çevreleyen labirent görünümlü küçük sokakların bulunduğu eski kent merkezi yer alır. 16. yüzyıl öncesindeki sokak düzeninin bir ölçüde korunmuş olmasına karşın, aynı dönemden günümüze çok az yapı ulaşmıştır. Ender ortaçağ yapılarının en ilginç örneği Los Lujanez Evi’dir. 17. yüzyıl yapısı küçük Madrid Belediye Binası da aynı meydandadır. Kent merkezinin dışında açılmış olan geniş bulvarları yeni-klasik binalar süsler. 1700’lerin ortasında yeniden inşa edilmiş olan eski Kraliyet Sarayı’nda (Ulusal Saray) dünyanın en zengin zırh koleksiyonunun yam sıra İspanyol fatihleri Hemân Cortes ile Francisco Pızzaro’nun kılıçlan bulunur. Sarayın hemen güneyinde Madrid’in ilk katedrali Nuestra Senora de la Almudena yükselir. Kent merkezindeki modem resmî binalar ve dış mahallelerdeki apartman bloklan yakın dönemin mimari özelliklerini yansıtır. Kuzey- güney doğrultusunda bir eksen oluşturan Paseo adlı geniş ve ağaçlıklı bulvar boyunca yüksek kamu binalan, lüks oteller ve konutlar, parlamento binalan, büyükelçilikler ve önemli kültür kurumlan sıralanır.
Madrid’in büyük bölümü sıkışık bir yapılaşma izlenimi verir. Bunun temelinde geçmişte tek katlı yapıların yaygın olması, resmî yapılarla manastırların geniş bir yer tutması ve kent surlarının ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında yıkılması gibi nedenlerle yapılaşmanın sınırlı bir alanda yoğunlaşması yatar. Mahalleler arasında gelir düzeyine bağlı belirgin bir farklılaşma görülür. Plaza Mayor'un aşağısında Toledo Caddesi (calle) boyunca ırmağa doğru uzanan mahalleler güzel manzaralı olmakla birlikte hâlâ yoksul bir görünüm taşır. Irmağın iki yakasındaki kurutulmuş bataklıkları düşük gelirlilerin oturduğu konut alanları kaplar. Kent merkezinin bulunduğu tepenin güney yamacında ünlü Rastro Bitpazarı yer alır. Kenti çevreleyen geniş yeşil alanlar arasında El Pardo Ormanı, Casa de Campo ve Retiro Parkı sayılabilir.
Nüfus
Sanayileşmeyle birlikte artan dış göçler, Madrid’in, hemen her bölgeden öğeler taşıyan bir nüfus bileşimi kazanmasını saklamıştır. Ortaçağda kentin yerel birliklerinin surlara tırmanma yeteneğinden dolayı Madridliler için kullanılan gatos (kediler) takma adı, kentlilerin geç saatlere değin süren yaşam biçimine de uygun düşmektedir. Eğlence ve kültür etkinlikleri son derece canlıdır. Yabancı kökenliler yalnızca küçük bir topluluk oluşturur. Amerika’ya göç eğiliminin tersine döndüğü 1970’lerden bu yana Latin Amerikalıların sayısında belirgin bir artış gözlenmektedir. Ekonomi. Madrid’in yönetim hizmetleri, bankacılık ve sigortacılığa dayanan ekonomisine ulaşım sisteminin odak noktası ve turizm merkezi olmasından kaynaklanan gelirler de önemli katkıda bulunur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra sanayinin gelişmesiyle imalat sektörünün de ağırlığı artmıştır. Başlıca sanayi ürünleri arasında otomobil, kamyon motoru, elektrik ve elektronik donanımı, plastik eşya, lastik, uçak ve optik eşya sayılabilir. Madrid’in basımcılık alanında da önde gelen bir konumu vardır. Yaygın metro ağı ve otobüs hatları gelişkin bir kent içi toplu taşımacılık sistemi yaratmıştır. Hemen her yöne dpğru uzanan kara ve demir yolları Madrid’i İspanya’nın öteki kentlerine ve her iki kıyı şeridine bağlar. Baraias Uluslararası Havalimanı kentin 8 km (dışındadır.
Yönetsel ve toplumsal koşullar
Başkent olarak önemli merkezî kurumlan barındıran Madrid’in geniş yetkilerle donatılmış özel bir belediye yönetimi vardır. Yerel yönetimin başında seçimle gelen belediye başkanı ve kent meclisi bulunur. Madrid aynı zamanda bir piskoposluk ve birinci askeri bölge merkezidir.
Kültürel yaşam
Madrid’in özgün bir yanını oluşturan tertulia (sohbet toplantısı, dost topluluğu) geleneğinin ortadan kalkmasıyla birlikte, eski gösterişli cafe'ler de azalmıştır. Günümüzde sinema, tiyatro ve müzik kültürel yaşamda önemli bir yer tutar. Geleneksel bir eğlence olan boğa güreşleri hâlâ çok sayıda izleyici çeker. Dev Santiago Bernau ve Vicente Calderön stadyumları futbola duyülan yaygın ilgiyi yansıtır. Her mahallede koruyucu aziz anısına düzenlenen özel şenliklerde (verbena) açık havada zarzuela denen müzikli oyunlar sahnelenir.
Madrid’de çok sayıda müze bulunur. Dünyanın en büyük resim koleksiyonlarından birini içeren Prado Müzesi’nde başta Francisco de Goya ve Diego Velâzquez olmak üzere 15. yüzyıl ile 19. yüzyıl başlan arasında yaşamış ressamların yapıtları sergilenir. Picasso’nun “Guernica” (1937) tablosu Prado Müzesi yönetimindeki Buen Retiro Sarayı’ndadır. Ulusal Kütüphane ve Kraliyet Sarayı Kütüphanesi tarihsel yazmaları ve ender kitaplarıyla tanınır. Her ilkbaharda düzenlenen Kitap Fuarı büyük ilgi toplar. Önde gelen yükseköğretim kurumlan arasında Madrid Özerk Üniversitesi ile Üniversite Kenti’nde (Ciudad Universitaria) yer alan Açık Üniversite, Madrid Complutense Üniversitesi ve Politeknik Üniversitesi sayılabilir. Madrid’de güzel sanatlar, tarih ve İspanyol kültürüyle ilgili akademiler de vardır.
Tarih
Manzanares Irmağına bakan kayalık bir çıkıntı üzerinde kurulu alkazarın çevresinde gelişen kentten 932 tarihli kayıtlarda Majerit adıyla söz edilir. Kastilya ve Leön kralı VI. Alfonso’nun 1083’te Müslümanlardan aldığı Madrid, zamanla Kastilya krallarının bazı dönemlerde oturduğu bir kent durumuna geldi. 1309’dan sonra Kastilya Cortes'i (Parlamento) burada toplanmaya başladı. Alkazarın 1466’daki depremde yıkılmasından sonra inşa edilen ortaçağ kraliyet sarayı, kentin gelişmesine yeni bir hız kazandırdı. II. Felipe’nin maiyetini buraya taşımasıyla (1561) önemi artan Madrid, 1607’de resmen başkent oldu. Kentin 1598’de 60 bin olan nüfusu 1656’da 100 bine ulaştı.
Cisneros Evi, Segovia Köprüsü, San Isidro Katedrali ve Plaza Mayor gibi yapılar Habsburg yönetimi sırasında inşa edildi. İspanya Veraset Savaşı’nda (1701-14) Madrid halkı Habsburglara karşı Bourbonların yanında yer aldı. Bourbon hükümdarları görkemli Kraliyet Sarayı’nın yanı sıra çeşitli kültür kurumlarının da temelini attı. III. Carlos döneminde (1759-88) geniş cadde ve meydanların açılmasıyla planlı bir gelişme başladı. Ünlü Alcalâ Kapısı (Puerta de Alcalâ) ve Güneş Kapısı (Puerta del Sol) bu dönemden kalmadır.
Napoleon Savaşları (1800-15) sırasında Fransız işgali altına giren Madrid, Joseph Bonaparte’ın tahta geçmesinden (1808) sonra başlayan ulusal ayaklanmada öncü bir rol oynadı. Kente “kahraman” unvanını veren VII. Fernando, değerli sanat koleksiyonlarının Prado’da toplanmasını sağladı. Aynı dönemde açılan yeni bulvarlar kentin kuzeye doğru gelişmesine zemin hazırladı. 19. yüzyılın ikinci yarısında kente modern bir görünüm kazandıran planlı bir yapılaşma başladı. İspanya İç Savaşı (1936-39) sırasında iki yıl boyunca süren ağır bombardımanlar ve çarpışmalar Madrid’i büyük yıkıma uğrattı. Bunu geniş çaplı bir onarım dönemi izledi. Yeniden inşa için hazırlanan planlar hızlı sanayileşme nedeniyle kentin büyümesindeki düzensizliği önleyemedi. Kentsel gelişme zamanla çevredeki banliyöleri de içine aldı. Özellikle 1960’lardaki köklü değişim kültürel mirasa ağır bir darbe vurdu. Sonraki yıllarda tarihsel yapıları korumaya yönelik önlemler alındı.
Madrid, İspanya’nın orta kesiminde özerk bölge (comunidad autönoma)
1983’te çıkarılan bir yasayla oluşturulan özerk bölge, Madrid iliyle aynı alanı kaplar. 1833’te oluşturulan ilin yüzölçümü 7.995 knr’dir. Meseta Central’ın (Orta Plato) üzerinde yer alır ve Guadarrama Dağlarının (2.430 m) güney yamaçlarına kadar uzanır. Sularını Jarama, Henares ve Manzanares ırmakları toplar. Dağın yamaçlarındaki çam ormanları, başkent ve il merkezi Madrid’in yazlık banliyösü ve bir kış sporları merkezidir. Henares ve Jarama kıyılarında bahçecilik yapılır. Madrid metropoliten alanının dış mahallelerinde bulunan kümes hayvanı ve domuz çiftlikleri, günümüzde anayollar boyunca uzanan villa ve fabrikaların arasında kalmıştır. Madrid ilinde başta Guadarrama’ daki ocaklardan çıkarılan taş ve güneyde elde edilen kil olmak üzere bol miktarda yapı malzemesi çıkarılır.
İlin iç kesimlerinde bulunan dağların üzerindeki geçitler sayesinde ulaşım kolaylıkla yapılabilmektedir. Navacerrada Geçidinden (puerto) Madrid-Segovia demiryolu geçer. Ülkenin bütün büyük demiryolu hatları il topraklarında birleşir. Nüfus (1991 geç.) 4.845.851.
kaynak: Ana Britannica
BAKINIZ İspanya (Reino de España) ve İspanya Tarihi Son düzenleyen Safi; 13 Mayıs 2018 16:57