Arama

Dünya Kentleri: Lizbon

Güncelleme: 10 Mayıs 2011 Gösterim: 11.954 Cevap: 7
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
9 Kasım 2006       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Lizbon

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Lisboa.jpg
Gösterim: 374
Boyut:  59.6 KB

Lizbon (Portekizce: Lisboa), Portekiz’in başkenti ve en büyük şehridir. Lizbon bölgesine bağlı Büyük Lizbon altbölgesinin belediyelerinden biridir. Tejo Nehri’nin oluşturduğu haliç üzerine kurulu olan Lizbon, Atlantik Okyanusu kıyısındadır.

2001 yılında 564.477 nüfusa sahip olan Lizbon şehrinin içinde bulunduğu Lizbon Metropolitan Alanı’nın nüfusu 2005 yılında yaklaşık 2.700.000 civarındadır. Lizbon bölgesi Avrupa Birliği ortalamasının üzerindeki refah düzeyi ile Portekiz’in en zengin bölgesidir.

Avrupa’nın en pitoresk başkentlerinden birisi olan Lizbon Roma ve İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuştur. 1260 yılından beri Portekiz’in başkenti olan şehir 16. yüzyılda Portekiz İmparatorluğu zamanında en ihtişamlı dönemini yaşamıştır.

Tarihçe
Neolitik Çağ’dan Roma İmparatorluğu’na

Neolitik Çağ'da bölgede Avrupa’nın Atlantik kısmında yaşayan İberler yerleşmişti. Şehrin çevresindeki arazide hâlâ ayakta kalmış Dolmenler ve Menhirler gibi dinî anıtlar bu halk tarafından yapılmıştır. İlk binyılın sonunda bölgeyi işgal eden Keltler İberlerle karışmış ve Keltçe konuşan Cempsi gibi yerel kabileler ortaya çıkmıştır.

São Jorge Kalesi’nin bulunduğu tepenin güney eteklerinde yapılan kazılar sonucunda elde edilen arkeolojik bulgular, MÖ 1200 yılından beri şehrin merkezi olan bu bölgede bir Fenike ticaret postasının kurulu olduğunu göstermektedir. Tejo Nehri’nin halicinin oluşturduğu olağanüstü güzellikteki doğal liman, Cornwall ve kalay adalarına (günümüzdeki Scilly Adaları) giden gemilere erzak sağlamak için ideal bir yerleşim yeriydi. Şehrin adının nereden geldiğini araştıran teorilerden birine göre bu yerleşim yerinin adı Fenike dilinde "güvenli liman" anlamına gelen Allis Ubbo idi. Kuzeye yolculuk ederken erzak sağlama amacının dışında Fenikelilerin, şehrin İber Yarımadasının en geniş nehrinin ağzındaki konumundan yararlanarak daha içerideki kabilelerle değerli metal ticareti yapmaları da olasıdır. Diğer ekonomik yerel ürünler arasında tuz, tuzlanmış balık ve o zamanlardan beri çok ünlü olan Portekiz atları sayılabilir. Kısa süre önce, Orta Çağ’dan kalma Lizbon Katedrali'nin ("Sé de Lisboa") altında, MÖ 8. yüzyıldan kalma Fenike kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.

Eski Yunanlar Lizbon’a Olissipo adını vermiştir. Efsaneye göre Truva’dan ayrılan ve Yunan koalisyonundan kaçarak Atlantik’e gelen Odysseus (Ulysseus) Lizbon’u kurmuştur, bu nedenle şehir ismini ondan alır.

Cailleux’nün varsaydığı üzere eğer Odysseus’un tüm yolculukları Atlantik’te geçtiyse, şehri kuzeyden gelerek kurmuş ve sonra da günümüz Cadiz şehri olduğu varsayılan yurdu İthaka’ya ulaşmak için güneydoğu yönünde Cailleux’nün Cabo de São Vicente olduğunu söylediği Malea Burnu’nu geçmeye çalışmıştır. Şehrin Fenikeliler tarafından, bölgeye Eski Yunanların gelmesinden önce kurulduğu düşünülmektedir. Şehrin Yunanca olan adı sonraları halk arasında konuşulan Latincede Olissipona‘ya dönüşmüştür.

Roma İmparatorluğu’ndan Endülüslülere
Pön savaşları zamanında, Hannibal’in yenilgisinden sonra (bu birlikler içinde Conii kabilesinin üyeleri de vardı) Romalılar, Kartaca’yı en değerli topraklarından yani Hispania’dan (İber Yarımadası’nın tamamına Romalılar tarafından bu isim verilmişti) mahrum etmeye karar verdi. Kartacalılar Doğu Hispania’da Afrikalı Scipio'ya yenildikten sonra Batı bölümünün Roma yönetimi altına girmesi Konsül Decimus Junius Brutus tarafından yönetilmiştir. Konsül, Olissipo ile ittifak kurmuş ve şehirden kuzeybatıdaki Kelt kabileleriyle savaşmak için kuvvet gönderilmiştir. Bunun karşılığı olarak Olissipo şehri Felicitas Julia adı ile, Municipium Cives Romanorum olarak Roma İmparatorluğu'na katılmıştır. Bu şekilde yaklaşık 50 km.lik alan içinde özerk yönetime sahip olan şehir vergiden muaf tutulmuş ve şehirde oturanlara Romalı yurttaşlarla aynı haklar verilmiştir. Şehir o zamanlar merkezi Emerita Augusta olan ve yeni kurulan Lusitania eyaletinin bir parçasıydı. Sonraki yüzyıllarda Lusitanyalılar sık sık ayaklanmış ve şehre saldırmıştır. Bu nedenle şehir surları inşa edilmiştir.

Augustus döneminde Romalılar şehirde birçok yapı inşa etmişlerdi. Büyük bir Tiyatro, günümüz Rua da Prata (Prata sokağı) altındaki hamam, İmparator adına yapılan tapınağın yanı sıra Jüpiter, Diana, Kibele, Tethys ve Idea Phrygiae adına tapınaklar, Figueira Plaza’nın altında geniş bir necropolis ve Kale ile şehir merkezi arasında insula adı verilen çok katlı apartman tarzında binalar gibi. Bu kalıntıların büyük çoğunluğu 18. yüzyılın ortasında, Pompeii’nin ortaya çıkarılmasından sonra Roma Arkeolojisi’nin Avrupa’nın üst sınıfı arasında moda olmasıyla günışığına çıkmıştır.

Ekonomik olarak Olissipo garum adı verilen bir çeşit balık sosuyla tanınıyordu. İmparatorluğun seçkin tabakasının büyük değer verdiği bu sos amforalar içinde Roma’ya ve diğer şehirlere gönderiliyordu. Şarap, tuz ve oldukça hızlı olan yöre atları da gönderilen ürünler arasındaydı. Korsanlığın kaldırılması ve teknolojik gelişmeler şehrin refah kazanmasını sağlamıştır. Britannia (özellikle Cornwall) ve Rhine gibi Roma eyaletleriyle olan ticaret büyük gelişme göstermiş ve Hispania’nın içerilerinde yaşayan kabileler Tejo Nehri sayesinde daha ileri bir medeniyet düzeyine kavuşmuşlardır. Şehir Julii ve Cassiae adlı iki aile tarafından hükmedilen oligarşik bir konsey tarafından yönetilmekteydi. Gemilerin kaybolmasına yol açan deniz canavarları ile mücadelede yardımcı olunması gibi istekler kaydedilir ve Emerita’da bulunan vali ile İmparator Tiberius adına iletilirdi. Roma dönemi Lizbon şehrinin en ünlü ismi ilk zamanlardaki diktatör Sulla’ya karşı geniş çaplı bir isyanı yöneten Sertorius idi. Latince konuşan çoğunluğun arasında Yunan tüccar ve köleler de bulunuyordu. Şehir geniş bir yolla Batı Hispania’daki diğer iki büyük şehire bağlanıyordu. Bunlardan birisi Tarraconensis eyaletindeki Bracara Augusta (günümüz Portekiz’inde Braga şehri) ve diğeri de Lusitania’nın başkenti Emerita Augusta (Günümüz İspanya’sında Mérida şehri) idi.

Dinî anlamda şehirde Roma çoktanrılı kültü egemendi ve özellikle Tıp tanrısı Asclepius ve Ay tanrıçası Kibele ile birlikte yerel bir kertenkele ve yılan tanrısı inanılan başlıca tanrılardı.

Olissipo Batı İmparatorluğu’ndaki birçok büyük şehir gibi Hristiyanlığın yayıldığı merkezlerden birisi olmuştur. İlk piskopos Saint Gens’tir ve günümüzde hâlâ Lizbon’un tepelerinden biri onun adını taşımaktadır. Şehir, Toledo krallığı Vizigotlara katılmadan önce Alanlar, Vandallar ve Sueveler tarafından işgal edildi.

Endülüs dönemi
Lizbon, yaklaşık 711 yılında Arapların eline geçti. Arapça el-Uşbuna (الأشبونة) diye adlandırılan şehir Endülüslüler zamanında gelişip büyüdü. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan gelen Araplar, inşa ettikleri birçok cami ve evin yanı sıra günümüzde Cerca Moura diye adlandırılan yeni şehir surlarını da şehre kazandırmıştır. Şehir nüfusu hristiyanlar, müslümanlar ve yahudilerden oluşuyordu. Müslüman Lizbon’da nüfusun çoğunluğunun anadili olan Arapça resmî dildi. Resmî din İslamdı ve 10. yüzyıla gelindiğinde şehirde yaşayanların çoğunluğu müslümandı.

Arap etkisi Lizbon’da hâlâ görülmektedir. Şehirdeki birçok yerin adı Arapça’dan gelmedir. Örneğin Lizbon’un ayakta kalan en eski mahallesi olan Alfama’nın adı Arapça "el-hamma" ‘dan gelmektedir. Portekizce’de "Lizşboa" diye telaffuz edilen şehrin adı büyük olasılıkla Latince Olissipo’dan değil de doğrudan Arapça adı olan el-Uşbuna’dan gelmektedir. Şehirde oldukça sık rastlanan mozaikler azulejo müslüman tarzındadır ve "azulejo" sözcüğü de Arapça’dan gelmektedir.

1147 yılında Reconquista dahilinde Portekiz Kralı I. Afonso önderliğinde Fransız, İngiliz, Alman ve Portekiz şövalyelerinden oluşan bir grup Lizbon’u kuşattı ve şehri Endülüslülerin elinden aldı. Bu sırada, şehirde yaşayan tüm dinlerden insanların bir bölümünün katledildiğine inanılır. Bu tarihten sonra Lizbon tekrar hristiyanların egemenliğine girmiştir.

Bu olay Lizbon tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Arapça, günlük hayattaki önemini yitirerek yerine Portekizce geçmiştir. Çoğunluğu oluşturan müslüman nüfus Katolik hristiyanlığa döndürülmüş ve camiler kiliseye çevrilmiştir.

Orta Çağ’dan Portekiz İmparatorluğu’na
Lizbon belediyesi (Por: concelho ) resmî olarak 1179 yılında Portekiz kralının verdiği buyruk (Por: foral ) ile kurulmuş ve 1255 yılından itibaren de Lizbon şehri Portekiz Krallığı içindeki merkezî konumu nedeniyle Portekiz’in başkenti olmuştur.

Orta Çağ’ın son yüzyıllarında oldukça genişleyen şehir hem Kuzey Avrupa hem de Akdeniz şehirleri arasında önemli bir ticaret merkezi hâline gelmiştir.

1290 yılında Portekiz Kralı I. Diniz tarafından Portekiz’in ilk üniversitesi Estudo Geral (Genel Öğretim) adı altında Lizbon’da kurulmuştur. Günümüzdeki Coimbra Üniversitesi olan bu okul birkaç kez Coimbra’ya taşınıp geri gelmiş ve 16. yüzyıldan itibaren Coimbra şehrinde kalmıştır. Birkaç yüzyıl sonra 1911 yılında kolejlerin ve Escola Politécnica gibi üniversite olmayan yüksek okulların bir araya getirilmesiyle Lizbon kendi üniversitesini kurmuştur. Günümüzde Lizbon’da üç kamu üniversitesi ile bir enstitü vardır: Lizbon Üniversitesi, Lizbon Teknik Üniversitesi, Lizbon Yeni Üniversite ve ISCTE

Keşif Çağı’nda, Vasco de Gama’nın Hindistan’a ulaştığı yolculuk dahil olmak üzere birçok Portekiz gemi seferi 15. ve 16. yüzyıda Lizbon’dan başlamıştır.
Lizbon 16. yüzyılda altın çağını yaşamış, şehir Avrupa’nın Uzak Doğu ile yaptığı ticaretin merkezi konumuna gelmiştir. Ayrıca Brezilya’dan gelen önemli miktarda altın şehre giriş yapmıştır.

1640 yılında tekrar bağımsız olmak için başlayan ayaklanma ilk olarak Lizbon’da alevlenmiştir.

26 Ocak 1531'de şehir binlerce kişinin ölümüne neden olan bir deprem geçirdi.
1 Kasım 1755 tarihinde Lizbon bir başka deprem ile hemen hemen tamamen yok oldu. 60.000 ilâ 90.000 insanın öldüğü bu depremde şehrin yaklaşık yüzde seksen beşi yıkıldı. Bu felaketten hemen sonra Voltaire Poême sur le désastre de Lisbonne (Lizbon felaketi üzerine şiir) adında uzun bir şiir yazmış ve Candide adlı 1759 tarihli romanında da bu depremden sözetmiştir. Oliver Wendell Holmes, Sr. da 1857 yılında yazdığı The Deacon's Masterpiece, or The Wonderful One-Hoss Shay (Diyakoz’un Şaheseri ya da Harika Tek Atlı Gezinti Arabası) adlı şiirinde bu depremden bahseder.

1755 Depremi’nden sonra şehir Marquês de Pombal’ın planlarına göre yeniden yapılandırılmıştır. Bu nedenle şehrin aşağı bölümüne Baixa Pombalina denir. Pombal Markisi Orta Çağ şehrini yeniden kurmak yerine depremden kalan yıkıntıları tamamen ortadan kaldırarak yerine, zamanın şehircilik kurallarına uygun yeni bir şehir kurmayı tercih etmiştir.
250px TerreiroDoPaco01
(Machado de Castro, Praça do Comércio ‘daki (Ticaret Meydanı) I. João’nun heykeli. 1755 Lizbon Depremi'nin ardından şehrin yeniden yapılandırılması sırasında 1775 yılında dikilmiştir.)

19. ve 20. yüzyıllar
19. yüzyılın ilk yıllarında Portekiz’in Napolyon Bonapart’ın birlikleri tarafından işgal edilmesi üzerine Portekiz Kralı VI. João geçici olarak Brezilya’ya kaçtı. İşgalciler şehri yağmaladı.

Portekiz liberal ayaklanmalarının merkezi hâline gelen şehirde café ve tiyatro geleneği de başlamıştır. 1879 yılında bir parkın üzerine yapılan Avenida da Liberdade (Bağımsızlık Bulvarı) açılmıştır.

Lizbon 5 Ekim 1910 tarihinde Portekiz Cumhuriyetini kuran darbeye sahne olmuştur. Darbe öncesinde de 1908 yılında Portekiz Kralı I. Carlos yine Lizbon’da öldürülmüştür.

II. Dünya Savaşı sırasında Lizbon Avrupa’nın Atlantik Okyanusu’na açılan birkaç tarafsız limanından biriydi. ABD’ye sığınanların ve casusların uğrak noktası hâline gelmişti.

1974 yılında Portekiz’in Estado Novo rejimine son veren kansız askerî darbe Lizbon’da gerçekleşti.

1988 yılında Chiado’nun tarihî merkezi yakınlarında çıkan yangın, 10 yıl boyunca bölgedeki yaşamı olumsuz etkiledi.

1994 yılında Lizbon Avrupa Kültür Başkenti oldu.

1998'de Expo '98 Lizbon’da gerçekleşti. 1998 yılı aynı zamanda Vasco da Gama’nın Hindistan’a yaptığı deniz yolculuğunun 500. yılıydı.

1999 yılında Lizbon’da yapılan AB zirvesinde, AB ekonomisini yeniden yapılandırmayı amaçlayan bir Avrupa Birliği antlaşması olan Lizbon Ajandası imzalandı.

İklim
Lizbon Avrupa’nın en sıcak başkentlerinden birisidir. İlkbahar ve yaz ayları genellikle güneşlidir. En yüksek sıcaklık Temmuz ve Ağustos aylarında 35º ile 40 °C, en düşük sıcaklık 15º ile 20 °C arasındadır. Sonbahar ve kış mevsimlari genellikle yağmurlu ve rüzgârlıdır ancak güneşli günlere de rastlanır. Sıcaklık nadiren 5 °C’nin altına düşer. Ortalama sıcaklık 10 °C civarındadır. Ortalama olarak yılda 3.300 güneşli saat ve 100 yağmurlu gün vardır. Lizbon Gulf Stream’den çok etkilenmektedir.

Spor
Lizbon’da en popüler spor futboldur. Şehrin başlıca kulüpleri arasında UEFA’nın 5 yıldızlı statlar listesinde bulunan 65.000 kişilik Estádio da Luz (Işık Stadı) ile SL Benfica bulunur. Benfica UEFA Şampiyonlar Ligi’ni iki kez kazanmış ve yedi kere finalde oynamıştır. Kulübün ünlü oyuncuları arasında 1960’larda Eusebio’yu, günümüzde de Rui Costa, Nuno Gomes ve Simão Sabrosa’yı sayabiliriz.

Sporting Lizbon, şehrin diğer bir futbol takımıdır. Bu takım da 52.000 kişilik ve yine UEFA’nın 5 yıldızlı statlar listesinde bulunan Estádio José de Alvalade’de (José de Alvalade Stadı) oynamaktadır. Sporting Lizbon bir kez UEFA Kupa Galipleri Kupası’nı kazanmış ve bir kez de UEFA Kupası’nda final oynamıştır.

Nüfus
Şehrin nüfusu 564.657 kişi iken metropolitan bölgenin nüfusu 2.760.723 kişidir. Lizbon Metropolitan Bölgesi Büyük Lizbon ve Setúbal Yarımadası altbölgelerini içerir. Şehir içindeki nüfus yoğunluğu 6.658 kişi/km² dir. Lizbon Avrupa’da en hızlı büyüyen metropolitan alanlardan birisidir ve BM tahminlerine göre 2050 yılında nüfus 4,5 milyon kişiye ulaşacaktır.

Kültür ve görülmeye değer yerler
Baixa adı verilen şehir merkezi, 2004 yılında UNESCO Dünya Miras Listesinde yer almak üzere önerilmiştir. Baixa, 1755 yılında şehrin büyük kısmını yıkan depremden sonra planlanarak inşa edilmiştir ve meydanlar ile bezenmiş, dik kesişen bir cadde ve sokak ağına sahiptir. Baixa ‘nın doğusunda Lizbon’un kurulduğu yedi tepeden birinin üzerinde São Jorge Kalesi ve Lizbon Katedrali yer alır. Şehrin en eski mahallesi, Tejo Nehri’nin yakınındaki Alfama’dır. Bu mahalle tarih boyunca süregelen depremlerin çoğundan, fazla yara almadan kurtulmuştur. Diğer görülmeye değer yerler arasında Praça do Comércio (Ticaret Meydanı) ve yakınlarındaki, güzel ön cephesiyle tanınan Nossa Senhora da Conceição Velha Kilisesi, Rossio Meydanı, Restauradores Meydanı, Elevador de Santa Justa ( 1900’lü yıllarda Baixa ve Bairro Alto’yu birbirine bağlamak için kurulan Neogotik tarzdaki asansör), Jerónimos Manastırı, Belém Kulesi, Padrão dos Descobrimentos (Keşifler Anıtı) ve Carmo Rahibe Manastırı sayılabilir.
280px Rua Augusta Lisboa
(Lizbon’un merkezinde Rua Augusta.)
Lizbon şehri mimari açıdan çok zengindir. Roma, Gotik, Manuelin, Barok, Geleneksel Portekiz, [Modern]] ve postmodern tarzı yapılar şehrin her yerinde görülebilir. Şehirde aynı zamanda büyük bulvarlar ve bunların üzerinde de çeşitli anıtlar bulunur. Özellikle yukarı kısımda bulunan bu bulvarların arasında Avenida da Liberdade, Avenida Fontes Pereira de Mello, Avenida Almirante Reis ve Avenida da República sayılabilir.

Şehrin önemli müzeleri arasında Museu Nacional de Arte Antiga (Antik Sanat Ulusal Müzesi), Museu dos Azulejos (Portekiz tarzı Azulejo Mozaik Müzesi), Museu Calouste Gulbenkian (Calouste Gulbenkian Müzesi, çeşitli antik ve modern sanat eser koleksiyonları mevcuttur), Lisbon Oceanarium (Lizbon Okyanus Müzesi, Avrupa'daki en büyük Okyanus Müzesidir), Museu do Design at Centro Cultural de Belém (Tasarım Müzesi), Museu Nacional dos Coches (Ulusal At arabası Müzesi, dünyadaki en geniş kraliyet at arabaları koleksiyonuna sahiptir) ve Museu da Farmácia (Eczacılık Müzesi) sayılabilir.

Lizbon'un opera salonu Teatro Nacional de São Carlos, özellikle sonbahar ve kış sezonunda yoğun gösterilere sahne olur. Diğer önemli tiyatro ve konser salonları arasında Centro Cultural de Belem, Teatro D. Maria ve Gulbenkian Vakfı sayılabilir.

Cristo Rei anıtı, nehrin sol kıyısında Almada’da bulunur. Tüm şehre hâkim bir noktada kolları açık şekilde görülen anıt heykel Rio de Janeiro’daki Corcovado anıt heykeline benzer. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Portekiz’in savaşın yıkımından kurtulmasına şükran amacıyla yapılmıştır.

Lizbon’da doğan bir Hristiyan azizin anısına haziran ayında, beş gün süren ve caddelerde kutlanan bir festival yapılır. Ömrünü yoksullara adaması nedeniyle Katolik Kilisesi tarafından aziz ilan edilen ve Portekizli zengin bir aileden gelen Padua’lı Aziz Anthony (ya da Santo António) Lizbon’da doğmuştur. Şehrin koruyucu azizi olan Zaragoza’lı Vincent adına düzenlenen bir festival yoktur.
Parque Eduardo VII, şehir merkezinde yer alan en büyük parktır ve Avenida da Liberdade’nin devamında bulunur. Park adını, açılışı sırasında orada bulunan İngiltere Kralı VII. Edward’dan alır. Estufa Fria adı verilen kış bahçesinde çok çeşitli bitkiler bulunur.
250px MonumentoRestauradoresLisboa
(Restauradores Meydanı)
Ekonomi
Lizbon şehrinin ekonomisi, Portekiz’in başkenti olması dolayısıyla daha çok hizmet sektöründe yoğunlaşmıştır. Portekiz’de bulunan birçok çokuluslu şirketin merkezi burada bulunur. Lizbon Metropolitan Alanı ve özellikle Tejo Nehri’nin güney yakası oldukça yoğun sanayileşmiş bir bölgedir.

Lizbon bölgesi Portekiz’in en zengin bölgesidir. Tek başına, Portekiz Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının %45’ini üretir. Kişi başına düşen değerlerde de hem Portekiz’in geri kalanından hem de Avrupa Birliği ortalamasından oldukça yukarıda yer alır. Büyük olasılıkla Lizbon bölgesine AB tarafından yapılan gelişme yardımları durdurulacaktır.

Lizbon Borsası Euronext Lisbon, Amsterdam, Brüksel ve Paris borsalarıyla birlikte Avrupa Euronext sisteminin bir parçasını oluşturur.

Ulaşım
Lizbon’un kamu ulaşım ağı oldukça geniş ve güvenilirdir. Bu ulaşım ağının ana arteri şehir merkezini yukarı ve doğu mahallelerine bağlayan Lizbon Metrosudur. Genişletme projeleri havaalanını ve kuzey ve batı mahalleleri de içine alacak şekilde ulaşım ağını üçte bir oranında büyütecektir. Yüzyılı aşkın süredir şehrin otobüs, füniküler ve tramvay hizmeti Companhia de Carris de Ferro de Lisboa (Carris) tarafından verilmektedir.Lizbon’da geleneksel hâle gelmiş bir ulaşım yolu da tramvaydır. İlk olarak 19. yüzyılda hizmete alınan tramvaylar ABD’den ithal edildiği için americanos diye anılır. Bu ilk tramvaylar günümüzde Museu da Carris ‘de (Kamu Ulaşımı Müzesi) görülebilir.

Banliyölere giden dört hat bulunur. Cascais, Sintra ve Azambuja hatları ile birlikte 25 Nisan Köprüsü üzerinden Tejo Nehri’ni geçen Setúbal hattı.


Şehir Tejo Nehri’nin karşı kıyısına iki önemli köprü ile bağlanır:
  • 25 Nisan Köprüsü, 6 Ağustos 1966’da “Salazar Köprüsü” adıyla hizmete açılan ve sonradan Karanfil Devrimi’ne ithafen adı değiştirilen köprü Avrupa’nın en uzun asma köprüsüdür. San Francisco’daki Golden Gate Köprüsü’nü inşa eden mühendisler tarafından yapılmıştır ancak onun bir kopyası değildir.
  • Vasco da Gama Köprüsü, Mayıs 1998’de, Vasco da Gama’nın deniz yoluyla Hindistan’a ulaşmasının 500. yılında hizmete açılmıştır ve 17,2 km.’lik uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun köprüsüdür.
Lizbon, banliyölere ve Portekiz’in geri kalanına oldukça geniş bir otoyol ağı ile bağlıdır. Şehrin etrafında üç adet çevre yolu bulunur: 2ª Circular, CRIL ve CREL.
Dünya üzerindeki hemen her noktaya bağlanan uluslararası Portela Havaalanı Lizbon’da bulunmaktadır.

Eğitim
Şehirde birçok özel ve devlet okulu bulunur. Büyük Lizbon bölgesinde ayrıca Saint Julian's School, Carlucci American International School of Lisbon, St Dominic's School, Deutsche Schule Lissabon ve Lycée Français Charles Lepierre gibi birçok uluslararası okul da bulunmaktadır.

Lizbon’da üç devlet üniversitesi ve bir enstitü bulunur. Bunlar 1911’de kurulan ve Lizbon’un en eski yüksek eğitim kurumu olan Lizbon Üniversitesi, Lizbon Teknik Üniversitesi, Lizbon Yeni Üniversite ve ISCTE'dir. Doğa bilimleri, mühendislik, tıp, hukuk, eğitim, spor bilimleri, mimarlık ve sosyal bilimler üzerine eğitim verilmektedir. Ayrıca Lizbon Politeknik Enstitüsü de şehirde eğitim vermektedir. Başlıca özel yüksek eğitim kurumları arasında Portekiz Katolik Üniversitesi, Lizbon Modern Üniversite, Lusiada Üniversitesi, Lusófona Sosyal Bilimler ve Teknoloji Üniversitesi ve Lizbon Özerk Üniversitesi sayılabilir.

Büyük Lizbon
Her büyük şehirde olduğu gibi, Lizbon da birçok uydu kent ile çevrelenmiştir. Lizbon’a her gün çevresindeki yerleşim birimlerinden yaklaşık bir milyon insanın giriş yaptığı tahmin edilmektedir. Gece hayatının en yoğun olduğu yerler Cascais ve Estoril’dir. Sintra’da güzel saraylar, manzaralar ve tarihi yerler bulunur. Lizbon’un etrafındaki diğer belediyeler arasında Amadora, Oeiras, Odivelas, Loures, Vila Franca de Xira ve Tejo Nehri halicinin güney yakasında bulunan Almada, Barreiro ve Seixal sayılabilir.

Turizm
Alfama: Tarihi tepe
Tarihi 12. yüzyıla kadar dayanan eski Alfama mahallesi Lizbon’un mücevherlerinden biri sayılır. Mahalle, barındırdığı Arap ve Romalı unsurlar nedeniyle geçmişte yolculuk hissi uyandırır. Mahallenin adı hamam anlamına gelen Arapça el hamma sözcüğünden gelmektedir. Oldukça dar ve dik olan sokaklarında hüzünlü melodileriyle geleneksel Portekiz müziği fadonun duyulabileceği birçok lokanta ve bar bulunur. Mahallenin yukarısında hem mahallenin hem de Tejo Nehri’nin tamamı bütün güzelliğiyle gözler önüne serilmektedir.

Lizbon: Tramvay turu
28 numaralı tramvay hattında yapılan bir gezinti Lizbon’u görmenin harika bir yoludur. Yolculuk Rossio yakınındaki Martim Moniz’de başlar, tepelere doğru döne döne çıkarak eski Alfama mahallesine ulaşır, sonra Basílica da Estrela ‘dan geçerek aşağıya doğru Avrupa’nın en eski şehir planlama ürünü olan Baixa ‘nın caddelerine gelir. Buradan Bairro Alto ‘nun alt kısımlarından geçerek son durak olan Prazeres ‘e geldiğinizde Lizbon’un en güzel manzaralarını görmüş olursunuz.
180px Electricos Lisboa 1
Belém: Yaşayan Manueline dönemi mimarisi

15 numaralı tramvay hattı, Tejo Nehri boyunca batıya doğru tarihî Belém mahallesine ulaşır. Bu mahallede en ilgi çeken yapı Jeronimos Manastırı’dır. İnşası sırasında her yıl 70 kg. altına mal olmuş, yapımı baharat ticaretiyle finanse edilmiştir. Keşiflerle gelen etkilenmenin Gotik ve Rönesans tarzlarıyla karışmasından oluşan Manuelin dönemi mimarinin tipik bir örneğidir. 1501 yılında başlanan inşaat 70 yılda bitirilmiştir. Mahallede ayrıca ilgi çekici olan Torre de Belém (Belém Kulesi) de bulunmaktadır.

Bairro Alto: Gece hayatı
Bairro Alto (Portekizce’de yukarı mahalle anlamına gelir) Lizbon’un merkezî yerlerinden biridir. Oturma, alışveriş ve eğlence bölgesi olarak kullanılır. Günümüzde Portekiz başkentinin gece kalbinin attığı yerdir ve Lizbon gençliğinin uğrak noktasıdır. Lizbon'un Punk, Gay, Metal, Goth, Hip Hop ve Reggae tarzlarındaki barları ve kulüpleri bu mahallede yer alır. Portekiz’in ulusal müziği fado da Portekiz gece hayatının bir parçasıdır.

Estação do Oriente: Mimarlık mucizesi
Estação do Oriente (Doğu İstasyonu) Lizbon’un tren, metro, otobüs ve taksi trafiğinin ana duraklarından birisidir. Cam ve çelikten yapılmış sütunları palmiyeleri andırır ve hem gün ışığında hem de gece aydınlatıldığında yapıyı olağanüstü bir güzelliğe büründürür. Yapı İspanyol mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanmıştır. Alışveriş merkezinden geçtikten sonra karşınıza 1998 Dünya Fuarı’nın (Expo 98) yapıldığı Parque das Nações (Milletler Parkı) çıkar.

Lizbon: Füniküler ulaşım
Lizbon’daki ulaşım birçok şehirden daha etkileyicidir. Bunun başlıca nedenlerinden birisi şehrin coğrafyasıdır. Yedi tepe üzerine kurulmuş olan Lizbon’da yüzyılı aşkındır kullanılan tramvayların yanısıra üç adet füniküler de oldukça ilgi çekmektedir. Bunlar Elevador da Glória, Elevador da Bica ve Elevador da Lavra ‘dır. İçlerinde en dikkat çekici olanı ise Bairro Alto ‘nun hemen aşağısındaki şık mahallelerden geçen Elevador da Bica ‘dır. Carris biletleri fünikülerlerde de geçerlidir.


Önemli binalar
  • Águas Livres su kemeri, 18. yüzyıl mühendislik şaheseri.
  • São Bento Sarayı’nda bulunan Assembleia da República (Cumhuriyet Meclisi].
  • Vasco da Gama Kulesi
  • Gare do Oriente
  • Pavilhão Atlântico
Lizbon doğumlu tanınmış kişiler
  • Alexandre O'Neill (1924-1986), şair / yazar
  • Padualı Anthony (1195-1231)
  • Papa Jean XXI, (Pedro Julião) (1215-1277)
  • Antonio Vieira (1608-1697), Cizvit
  • Bragançalı Catherine (1638-1705), İngiltere Kralı II. Charles’ın kraliçesi
  • Richard William Church (1815-1890)
  • Fernando Pessoa (1888-1935)
  • Amália Rodrigues (1920-1999), fado şarkıcısı
  • Mário Soares (doğumu 1924), politikacı
  • Paula Rego (doğumu 1935), ressam, desinatör
  • Egas Moniz (1874-1955), doktor, nörolog 1949 Nobel Tıp Ödülü
200px Lisboa Pessoa A Brasileira 1
(Chiado mahallesinde, Café A Brasileira ‘da şair Fernando Pessoa’nın bronz heykeli.)


Bucaklar
  • Ajuda (2.º Bairro)
  • Alcântara (2.º Bairro)
  • Alto do Pina (4.º Bairro)
  • Alvalade (3.º Bairro)
  • Ameixoeira (3.º Bairro)
  • Anjos (1.º Bairro)
  • Beato (4.º Bairro)
  • Benfica (3.º Bairro)
  • Campo Grande (3.º Bairro)
  • Campolide (3.º Bairro)
  • Carnide (3.º Bairro)
  • Castelo (1.º Bairro)
  • Charneca (3.º Bairro)
  • Coração de Jesus (1.º Bairro)
  • Encarnação (1.º Bairro)
  • Graça (1.º Bairro)
  • Lapa (2.º Bairro)
  • Lumiar (3.º Bairro)
  • Madalena (1.º Bairro)
  • Mártires (1.º Bairro)
  • Marvila (4.º Bairro)
  • Mercês (Lizbon) (1.º Bairro)
  • Nossa Senhora de Fátima (3.º Bairro)
  • Pena (1.º Bairro)
  • Penha de França (4.º Bairro)
  • Prazeres (2.º Bairro)
  • Sacramento (1.º Bairro)
  • Santa Catarina (1.º Bairro)
  • Santa Engrácia (1.º Bairro)
  • Santa Isabel (2.º Bairro)
  • Santa Justa (1.º Bairro)
  • Santa Maria de Belém (2.º Bairro)
  • Santa Maria dos Olivais (4.º Bairro)
  • Santiago (1.º Bairro)
  • Santo Condestável (2.º Bairro)
  • Santo Estêvão (1.º Bairro)
  • Santos-o-Velho (2.º Bairro)
  • São Cristóvão e São Lourenço (1.º Bairro)
  • São Domingos de Benfica (3.º Bairro)
  • São Francisco Xavier (2.º Bairro)
  • São João (4.º Bairro)
  • São João de Brito (3.º Bairro)
  • São João de Deus (4.º Bairro)
  • São Jorge de Arroios (4.º Bairro)
  • São José (1.º Bairro)
  • São Mamede (1.º Bairro)
  • São Miguel (1.º Bairro)
  • São Nicolau (1.º Bairro)
  • São Paulo (1.º Bairro)
  • São Sebastião da Pedreira (3.º Bairro)
  • São Vicente de Fora (1.º Bairro)
  • Sé (1.º Bairro)
  • Socorro (1.º Bairro)
Kaynakça
  • 2 Ekim 2006 tarihli İngilizce Vikipedi Lisbon maddesi
  1. Pays Atlantiques décrits par Homère (Homer’in anlatımıyla Atlantik diyarı), Théophile Cailleux, 1879, Paris.
  2. Lizbon 1755 depremi (İngilizce).
800px Vasco da Gama bridge panorama

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 13 Eylül 2008 13:21
Gerçekçi ol imkansızı iste...
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
14 Şubat 2007       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Lizbon
Tepelerin üzerine kurulmuş inişli çıkışlı bir şehir Lizbon: Sokakları taş döşeli ve arnavut kaldırımları her yer.
Sponsorlu Bağlantılar

Yazı ve Fotoğraflar:Ayca van Ingen Schenau
Şehri gözlemlemenin en kolay ve romantik yolu kalesine çıkmak; Castelo de São Jorge'dan şehir ayaklarımızın altında uzanıyor...

Kalenin tam arkasında bulunan Alfama semti ise Fado müziğinin yaşadığı mahalle. Minicik bakımsız sokakları, pencerelerinde hava nasıl olursa olsun asılı çamaşırlar, buram buram yemek kokan üç beş masalı meyhaneler, lokantalar...

Havada bir hüzün kokusu, evlerden ve dükkanlardan arada sırada ağlamaklı melodiler yükseliyor, rüzgar bile biraz nazlı esiyor bu dar sokaklarda. İnsan durup dururken buruk bir sevince boğuluyor, nedensiz yere gözlerimiz nemleniyor fakat burada olmaktan da mutluyuz: Saudade dedikleri bu olmalı.

Yolumuzun üzerinde Sè katedrali var. Esasında bir cami varmış burada Arapların zamanında, onlardan ele geçince yerine bu katedral yapılmış. Katedrale bağlı bir manastır kalıntısı var, 13. yüzyıldan kalma. Bugün restorasyonu devam eden bu kalıntının temellerinde Arap sanatının izlerini görmek mümkün. Esasında Alfama semt olarak Araplar zamanında kurulmuş, bu bölgede sıcak su kaynağı olduğu için Araplar buraya Al-hama ismini vermişler. Bu eski ve gizemli semtin eğri büğrü yokuşlarından aşağı bırakınca kendimizi Casa de Fado adı verilen müzeye düşüyor yolumuz. Fado bence hiç de müzelere yakışan bir müzik değil, sokaklarda, salaş meyhanelerde dinlenmelir Fado. Denizlere açılıp uzaklara giden kocaları, sevgilileri anlatır, kavuşamayanları fakat özlemenin buruk tadını da sevenleri... İsmini Latince kader kelimesinden alan bu müzik türü ağlamaklı fakat dikbaşlıdır, Fado söylemek bu yüzden gururlu bir ses gerektirir bu yüzden..
Tramvay ile şehrin bambaşka bir semtine, Belém'e gidiyoruz. Tesadüfen Portekiz izcilerinin 90. yıl kutlamalarına denk gelmişiz ve Belém kulesinin arkasındaki park cıvıl cıvıl izcilerle dolu her yaştan. Belém kulesi (1515-21) en önemli anıtlarından birisi, çünkü Portekiz denizciliğini temsil ediyor ve1775 yılındaki depremden sağlam kalmış nadir yapılardan birisi. Sanki "keşifler tam burada başlar" der gibi Tagus nehrinin kıyısını bekliyor, eskiden nehrin ortasında imiş halbuki.
Belém'in ikinci büyük anıtı ise Jerónimos Katedrali. Vasco da Gama Hindistan yolculuğuna çıkmadan önce bütün gece burada dua etmiş derler. Vasco da Gama'nın keşifleri Portekiz'e o kadar çok para getirmiş ki bu katedralin maliyeti devede kulak kalmış. Katedralde haklı olarak Vasco da Gama ve gezilerini kaleme alan şair yatıyor. Belém'in anlatacağım son anıtı ise Antia Confetitaria de Belém, dolup dolup taşıyor ziyaretçilerle... Pastèis de Belém adındaki minik hamur işi ile ünlü.

Parque das Nações, Marco Polo Alışveriş Merkezi Güneş batınca -bilhassa hafta sonu ise- gençlik Bairro Alto'ya akıyor. Fado barları, kalburüstü restoranlar, her türlü gece hayatı burada. Hava güzelse eğlence sokaklara taşacak, ve mutlaka sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek..
Lizbon'da nedense pek gezilmeyen ve bilinmeyen bir müzeden bahsetmek istiyorum: Gulbenkian Müzesi... Türkiye doğumlu olan petrol zengini ve antika meraklısı (yoksa bağımlısı mı desem) Gulbenkian'ın şahsi koleksiyonunun sergilendiği müze Mısır eserleri ile başlıyor: 8. yüzyıldan kalma mısır kedisi bu bölümün en özel parçası. İslam, Uzakdoğu eserleri ve Avrupa sanatı bölümleri görülmeye değer. Türkiye'den çiniler ve Bursa ipeklileri sergileniyor. Böyle bir koleksiyonun tek bir kişiye ait olması imkansız gelse de aynı kişinin kurduğu vakfın bugün Portekiz'de unutulmuş köylerdeki kütüphaneleri finanse ettiğini, kendi opera ve balesi olduğunu gördükten sonra iyice aklım karıştı.

Vasco da Gama'nın mezarı, Jerónimos Katedrali, Belém Tepelerin üzerine kurulu Lizbon'da hayatı kolaylaştırmak için bir yüzyıldır asansörler kullanılıyor bunların kimisi gerçek asansör görüntüsünde olsa da kimisi mini tramvay şeklinde. Asansör Gloria da bunlardan biri Baixa'dan Bairro Alto'ya çıkıyor. Rua Don Pedro V'i izleyerek Principle Real meydanında geliyoruz. Bu şirin yer kentin en rahat mekanlarından birisi. Dev bir şemsiye gibi uzanmış bir ağacın dalları. Altında yaşlılar sohbet ediyor, kağıt oynuyorlar.
Meydanı geride bırakınca biraz daha ilerde Botanik Bahçesi var. Bu yüzyıllık bahçede egzotik çiçekler ve diğer bitki türleri bulunuyor. 2000'den fazlar tür barındıran son derece bakımlı botanik bahçesi üniversiteye ait. Şehrin ortasında egzotik bitkilerle dolu, sessiz bir ortam bulmak şaşırtıcı. Botanik bahçesinden dinlenmiş olarak ayrılıp Praça das Amoreiras'a doğru ilerliyoruz, Bu meydanda şehre su getirmek için yapılmış su kemerlerinin son kısmı var. Meraklısı için bir de su müzesi yapmışlar bu meydanda.

Parque das Nações

Yolumuza ünlü Portekizli şair Fernando Pessoa'nın evi çıkıyor Rua Coelho da Rocha üzerinde. Lizbon aşığı şairin bir de Lizbon için yazdığı turistik rehberi var ki bugünkü rehber kitapların atası sayılır.
Estrela Bazilikasının önünden efsanevi 28 numaralı tramvaya biniyoruz. Bu tramvay Lizbon'un tüm turistik sokaklarını dolaşıyor. Fakat biz Rua Garett'in önünde iniyoruz. Burada şehrin en seçkin mağazaları bulunuyor. Pessoa'nın da bir zamanlar takıldığı Cafe Brasilia da burada.
Sahile doğru ilerliyor, Mercado de Ribeira'ya geliyoruz. Pazar yeri olarak kullanılan bu binanın hesaplı bir restoranı ve güzel pazar manzarası var. Pazar ürünleri egzotik meyveler, tuzlanmış balık, baharatlar, zeytin ve şarküteri ürünlerinden oluşuyor.
Şehrin tek düzayak yeri olan ve bu yüzden benim de burada konaklamayı seçtiğim Baixo "alçak yer" anlamına geliyor. Depremden sonra kurulmuş burası, şehrin tepe muhitlerine asansörlerle bağlanmış. Harekeli fakat düzenli meydanları var Praça dos Resturadores, Praça dom Pedro IV (Rossio) ve Praça da Figueira hep burada. Ayrıca şehrin ticari caddesi Avenida da Liberdade ve turist ofisinin bulunduğu görkemli Praça do Comércio da Baixa'da. Bu semtin sürprizi ise Ginja adı verilen vişneli likörü satan minicik bir dükkan. Minicik bardaklarda sokak ortasında içilen bu likörün tadına diyecek yok.
Lizbon'un en yeni mekanı sayılan Parque das Nações Expo 98'e ev sahipliği yapmak için kurulmuş ve şehre uzak görünse de metro ile çok rahat ulaşılıyor. Metro istasyonundan çıkar çıkmaz dev Vasco da Gama alışveriş merkezi ziyaretçileri karşılıyor. Alışveriş merkezinin arkasındaki fuar alanı Lizbonlulara eğlence alanı olarak hizmet veriyor artık. Ne yazık ki parkın atraksiyonları her geçen gün azalıyor mesela elimdeki rehber kitapta ballandıra ballandıra anlatılan Macau pavyonu, sanal gerçeklik pavyonu artık kapalı. Oceanario hala açık, bilhassa çocuk ziyaretçilere deniz dünyasının sırlarını açmaya devam ediyor.

Amoreiras Alışveriş merkezi, Portekiz şarapları.
Pastèis de Belém, Belém.
Bence Lizbon'un en güzel yanı sürprizleri. Fado şarkıcıları toplanıp ani bir konser verebilirler ya da tesadüfen girdiğiniz çıkmaz sokağın sonundaki evde ünlü fado şarkıcısı Amalia Rodrigues doğmuş olabilir. Olmadık bir sokakta birden burnunuza muhteşem kokular gelebilir hatta başlı başna bir mutfak gezisi yapılabilir bu şehre, ne mi yenir?
Başta balık yemekleri olmak üzere herşey... Bilhassa Alfama'nın minicik lokantalarına oturmanızı tavsiye ederim. Denizci ve balıkçı bir millet olan Portekizliler, balıkmarc yemeklerini "bol kepçe" usulü servis yapıyorlar... Bilhassa Bacalhau denen balık her şekilde hazırlanıyor, pazarlarda dikkat ederseniz bu balığın kurumuş hali satılır. İspanyol mutfağı gibi ağır, Fransız Mutfağı gibi sofistike değildir Portekiz Mutfağı, herkesin bildiği basit malzemelerde yaratıcı ve hafif kombinasyonlar oluştururlar ki yemekten sonra tatlıya kesinlikle yer kalır. Bademden maracuja'ya her meyvenin mousse şeklinde tatlısı mevcut. Ayrıca Pudin adı verilen krem karamel tarzında hazırlanmış tatlı balıkçıları demirbaşı.
Lizbon, tekrar geri geleceğim, bekle beni...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 22 Ocak 2008 21:24
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Lizbon Turizm Bilgileri

Lizbon Portekiz'in başkentidir. Tarihi çok eski zamanlara dayanan bir şehir olduğu için bir çok farklı kültürün izlerini taşıyan bir şehirdir. Ancak bu şehirde yaşanan depremler yüzünden bir çok eserini kaybetmiştir.
Balem Kulesi, köprüleri, karışık, dolambaçlı, yokuşlu yoları ve bir çok tepeden oluşan bu şehir için istanbul benzetilmesi yapılmaktadır. En iyisi siz keşfedin, bu benzerliği ya da farklılığı...

Belem Kulesi: Belem Kulesi, istanbul'da bulunan Kız Kulesi benzerinde bir yapıdır. Denizin içinde olan bu yapı, eskiden sefere çıkan denizcileri gözlemleyebilmek için inşa edilmiştir. Belem Kulesi'ni ziyarete gittiğinizde, bu semtte bulunan müzeleri, parkları görmeyi de ihmal etmeyin.

Belem Coach Museum: Bu müze sizi, masal diyarlarına gotürebilecek kadar fantastik bir yer, kraliyet zamanlarında kullanılan faytonların sergilendiği bir müze. Bu müze tam anlamıyla, zenginlik ve ihtişamın o zamanlarda nasıl yaşandığının birer göstergesidir.

Köprüler: Lizbon Tagus Nehri tarafından ikiye ayrılır. Bu nehrin üzerinde iki tane köprü vardır. Bu köprülerin en meşhur olanı ise, 25 Abril Köprüsü'dür. Lizbon'un köprüleri, bir yakayı öbürüne bağlayan bir köprü olmanın dışına çıkıp, Lizbon güzel manzarasına oldukça güzellikler katan bir sembol halini almıştır.

isa Heykeli: Lizbon'da oldukça dikkat çekici yapılardan bir tanesi ise Brezilya'nın Portekiz'e hediye ettiği isa Heykeli'dir. Bu heykel yüksek bir binanın tepesinde bulunuyor. Lizbon'da oldukça meşhur olan asansörlerle bu yüksek binanın en tepesine çıkıyorsunuz. isa heykelinin kollarının arasından bütün Lizbon'u seyre dalıyorsunuz.

Asansör (Elevador): Lizbon'da asansörlerin çok değişik bir yeri vardır. Bu şehirde bulunan asansörler, binaların içinde değil dışında bulunuyor. Ve bu asansörler genellikle turistik amaçlı olarak kullanılır. Şehri en güzel şekilde tepeden seyretmek isteseniz, asansörlere binebilirsiniz. Santa Justa sokağında bulunan 1911 yılında yapılmış olan asansör, Lizbon'da bulunan asansörlerin en meşhurudur.

Oceanarium: Lizbon'da bulunan bu akvaryum, Portekizlilerin denizcilik geçmişine ne kadar sahip çıktıklarının bir göstergesi gibidir adeta. Bu dev akvaryumda bir çok sualtı canlısını bir arada görme şansını elde edebilirsiniz. Okyanus ortadan ikiye ayrılmış, sizde okyanusun içinde yürüyormuşsunuz gibi bir hisse kapılabilirsiniz Oceanarium ziyaret ettiğinizde... hayatınızda hiç görmediğiniz, kadar renkli bir su altı dünyasıyla karşı karşıya kalacaksınız. Bu akvaryumun içinde köpekbalıkları ziyaretçiler tarafından en dikkat çekici bölümlerdir.

Kraliyet sarayı: Yıllar boyunca kralların yazlık mekanları olarak kullanılan bu sarayın dış mimarisi kadar, iç mimarisinde kullanılan çiniler oldukça dikkat çekicidir. Portekiz'de bulunan bir çok yapıda kullanılan çini desenler Lizbon'a ayrı bir özellik katmaktadır.

Jeronimos Manastırı: 1496'da Kral 1. Manuel tarafından yaptırılan bu bina, Lizbon'un simgeleri arasında yer alıyor. Manastır'ın yapımında kullanılan çeşitli mücevherler bu yapıya oldukça zengin bir görüntü kazandırmaktadır.

Yemek

Portekizlerin mutfağı deniz ürünlerinden oluşur. Balıkçılığın oldukça önemli olduğu Portekiz'de başta Lizbon gibi liman şehirleri olmak üzere balığa oldukça önem verirler, sabah kahvaltılarında bile deniz ürünleri ağırlıklı olarak tüketilir.
Portekiz mutfağının bir diğer özelliği ise yemeklerinde baharat ve değişik sosları kullanmalarıdır. Bu soslarda, zeytinyağı başta olmak üzere tereyağı kullanarak yapılır. Yemeklerinde çeşitli yağlar kullanıldığı için Portekiz mutfağının biraz ağır olduğu söylenebilir.


Lizbon'da balığın her çeşidini bulmanız mümkün ne de olsa çok güzel bir liman şehrindesiniz, özellikle balık çeşitlerinden sardalya kızartmasını deneyebilirsiniz. Lizbon'da deniz ürünlerinin sunulduğu bir çok restoran bulabilirsiniz. Özellikle Tagus Nehri kenarında, köprü manzarasına karşı bir çok balık restoranı bulabilirsiniz. Ancak Portekiz'de nerede, ne zaman, hangi sokağın sonunda karşınıza küçük bir balık restoranı çıkacağının belli değildir. iki üç tabure, yanında enfes balık ızgara, birde Fado müziğinin ezgileriyle birleşince Lizbon'da balık yemek ayrı bir keyif oluyor.


Portekiz mutfağından özel bir şeyler yemek isterseniz size ilk önerebileceğimiz yemek; Lizbon usulü ciğer olacaktır. Aslında bu yemeğin bizim bildiğimiz ciğer sote yemeğinden pek bir farkı yok. Lizbon'da bu yemeğin içine, defne yaprağı sarımsak gibi baharatlar katılarak yapılıyor, Lizbon usulü ciğerin en büyük özelliği ise, içine katılan porto şarabıdır. Portekiz'de yiyeceğiniz bir çok yemeğin içinde porto şarabının lezzetini bulabilirsiniz.


Ve tabii ki de pasta, kek, poğaça gibi pastane ürünleri Lizbon'da oldukça meşhur olan lezzetler arasında yer alıyor. Lizbon'da en meşhur caddelerinden, en sıradan ara sokaklarına kadar bir çok yerde bulunan pastanelerde yeni pişmiş keklerin kokusu sizi içine çekecektir.

Alışveriş

Lizbon'da alışveriş yapmak için bir çok seçeneğiniz mevcut ancak, Lizbon'da alışveriş için mistik bir hava değişik yerler, meydanlara kurulan pazarlar bulmanız pek mümkün değil. Onun yerine büyük alışveriş merkezleri, ünlü caddelerine açılmış olan butikler bulunmaktadır.
Özellikle Santa Catarina Caddesi Lzibon'a gelen bir çok ziyaretçinin oldukça ilgisini çeken yerlerden bir tanesidir. Burada sıra sıra bir çok butik ve mağaza bulunmaktadır. Büyük alışveriş merkezlerinden en meşhur olanlarından bir tanesi ise, Marco Polo Alışveriş Merkezidir. Bu alışveriş merkezinde aradığınız bir çok mağazayı bir arada bulabilme şansınız var.


Lizbon gezinizi size en güzel şekilde hatırlatacak ve sevdiklerinize bu şehirden hatıra olarak gotürebileceğiniz hediyelerin ilk başında Porto şarapları geliyor. Bu şaraplardan bir şişe alıp ülkenize gotürmeniz hem size Lizbon'da geçirdiğiniz keyifli gecelerinizi hatırlatacak, hem de arkadaşlarınıza değişik bir tat tattırmış olmanın keyfini yalatacaktır. Şarapların dışında ise, çinilerden yapılmış olan tabak çanak gibi objeler satın alabileceğiniz diğer ürünlerin arsında yer alıyor.

Eğlence

Lizbon'da gece hayatı genellikle Liman bölgesinde bulunan restoranlarda yaşanır. Portekiz'in yöresel müziği olan Fado müziğinin en güzel ezgilerini burada duyabilirsiniz. Bu yöresel ezgilerin dışında Lizbon'da dünya standartlarında bir çok bar ve gece kulübü bulabilirsiniz. Bu mekanlarda caz dan popüler müziğe kadar her tür müziği dinleme şansına sahipsiniz.

Ancak Lizbon'da tabii ki de, eğlence Fado gecelerinde yaşanır. Fado müziği biraz acıklı ezgilere sahiptir. Fado'nun kelime olarak "kader" anlamına gelmektedir. Bu müzikte özlem ve hasret duyguları vardır. Gidip gelmeyen sevgiliye, deniz yolculuğuna çıkıp dönmeyen eşler için söylenen hüzünlü bir müziktir. Fado müzikleri ne kadar hüzünlü olsa da, bu müzikler eşliğinde yapılan eğlenceler oldukça keyifli geçmektedir. Lizbon'da gece hayatında en çok tüketeceğiz içecek ise, dünyaca ünlü Porto şaraplarıdır.

Ulaşım

Lizbon'da ulaşım denildiği zaman akla ilk gelen şehirde bulunan sarı tramvaylardır. Bu tramvaylarla bir yerden bir yere ulaşımın dışında, ayrıca keyifli bir şehir turu atmanız mümkündür. Bu şehre gelen bir çok ziyaretçinin oldukça ilgisini çeken bu tramvaylar özellikle dik yokuşları bulunan Lizbon sokaklarında, yamaçları çıkmak için en kolay yoldur.


Lizbon'da ayrıca güzel bir metro sistemi vardır. Otobüslerde geceleri geç saatlere kadar çalışır. Eğer, taksi seçeneğini kullanmak isterseniz taksiciler size ufak bir şehir turu attırabilirler ancak, çok pahalı bir şehir olmayan Lizbon'da bu durum çokta keyfinizi kaçırmayacaktır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #4
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Lizbon
Portekiz'in başkenti ve en büyük kentidir. Tajo Irmağı'nın Atlas Okyanusu'na döküldüğü geniş koyun kıyısında, denizden 14 km içerde yükselen iki tepenin yamaçların­da kuruludur. Lizbon tarihsel yapıları ve sayısız parklarıyla Avrupa'nın en güzel kent­lerinden biridir. En sonuncusu 1755'te gerçekleşen korkunç depremler güneydoğudaki Alfama semti dı­şında eski kentin tümünü yıkıntıya dönüştür­dü. Alfama'daki labirent benzeri dar ve do­lambaçlı sokaklar, basamak basamak yükse­lerek kentin ilk kurulduğu tepede Magripliler'ce yapılmış olan kaleye çıkar. Kalenin hemen aşağısında 12. yüzyıldan kalma bir katedral yer alır. Büyük bölümü yeniden yapılan bu katedralde Lizbon'un koruyucusu sayılan St. Vincent'in mezarı bulunmaktadır. Efsaneye göre St. Vincent, iki kuzgunun kı­lavuzluk ettiği bir gemiyle Lizbon'a gelmiş­tir.

Modern Lizbon'un dümdüz uzanan cadde­lerinin iki kenarında çok katlı beyaz yapılar yükselir. En işlek caddesi genişliği 100 metre­yi bulan iki yanı ağaçlı Avenida da Liberdade'dir (Özgürlük Caddesi). Kentte ayrıca pek çok park ve bahçe vardır. Lizbon 18. yüzyılda depremden sonra yeniden kurulurken, ticaret ve sanayi kuruluşları ayrı ayrı caddelerde yer aldı. Bunlardan ikisi olan Rua da Prata (Gümüş Caddesi) ve Rua Aurea (Altın Cad­de) bugün de gümüş ve altın takıların yapılıp satıldığı kuyumcu dükkânlarıyla dikkati çe­ker. Lizbon'daki hastanelerin, okulların, spor alanlarının ve resmi yapıların çoğu kentin kuzey kesimindedir. Kentte zengin müzeler vardır. Bunlardan biri krallık faytonlarının, binek arabalarının ve tahtırevanların sergilen­diği Araba Müzesi'dir. Bir başka müzede ise ince işçiliğiyle hayranlık uyandıran altın ve gümüş eşya bulunmaktadır. Lizbon'un banli­yösü Belem'de, ünlü kâşif Vasco da Gama'nın Hindistan seferine çıktığı yerde yapılan kilise ve manastır Portekiz'in en güzel dinsel yapıları arasındadır.

Lizbon'da kullanılan su, kente iki büyük sukemeriyle ulaşır. Bunlardan biri, yükseklik­leri 60 metreyi geçen 35 kemeriyle Alcantara vadisinden geçer. Kent önemli bir demiryolu merkezidir. Portekiz'in ticaretinin yarıdan fazlası Lizbon limanından yapılır. Dışarıya satılan ürünler arasında kereste, mantar, zey­tinyağı, şarap ve konserve balık sayılabilir. Dışarıdan,kömür, petrol, ham pamuk ve tahıl alınır.

Lizbon İÖ 3. yüzyıl ile İS 5. yüzyıl arasında Roma egemenliğinde kaldı. Bundan sonra 8. yüzyılda kenti ele geçiren Magripliler'in ege­menliği 400 yıldan fazla sürdü. Lizbon'un önemi 15. yüzyılda Hindistan ve Amerika denizyollarının keşfedilmesiyle arttı. 1588'de İngiltere'nin fethine hazırlanan güçlü Armada (İspanyol donanması) Lizbon'dan yola çık­mıştı. Lizbon'un nüfusu 829.600'dür (1986).

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
21 Aralık 2009       Mesaj #5
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
01lisbon 10
02lisbon 07
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
15 Ocak 2010       Mesaj #6
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
lizbongece7013897
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Ağustos 2010       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Lizbon Kruvaziyer Limanı


Aires Mateus ile Gonçalo Byrne, William Consuegra, ARX ve Zaha Hadid’e karşı yarışan Carrilho da Graça Architects, Lizbon Kruvaziyer Limanı önerisi ile birincilik ödülünü kazandı.

Ad:  lizbon-1.jpg
Gösterim: 144
Boyut:  165.2 KB

Limanın yapısı, kent ile nehir arasında kalan mekana yönelme fırsatı yaratıyor. Çevresini özgürleştirme amacını karşılayan basit bir hacim olarak tasarlanan liman, kent ve dışı için çeşitli aktiviteleri destekleyecek yeşil alanlar sağlayan bir kamusal koridor da yaratıyor.

Ad:  lizbon-2.jpg
Gösterim: 155
Boyut:  154.7 KB

Mimarlar, “önerinin en kilit noktalarından biri, mevcut rıhtım yapısının onarılması, boşluk ve çevresindeki taş duvarlar korunarak anılarını yeniden canlandırmaktı” açıklamasını yapıyor.

Ad:  lizbon-3.jpg
Gösterim: 179
Boyut:  91.5 KB

Binanın basit ve kompakt tasarım çözümü, gerekli program için esnek bir mekan yaratıyor. “bina, park ve kent için bir pavyon olarak düşünüldü. Yüzen bir kütle olarak gözüküyor ve binaya giriş, çıkış noktaları sağlayan gerginlik ve çekin bölgeleri oluşturuyor.”

Ad:  lizbon-4.jpg
Gösterim: 158
Boyut:  67.3 KB

Bina, farklı cephelerin önünden geçerken çevreyi keşfetme deneyimini yavaşlatma amaçlı bir dizi patikayla sarılıyor. Patika, bir sahne özellikleri sunarak nehir ve kentle hiçbir engel olmadan ilişki halinde olan çatıda sonlanıyor.

Kaynak: Mimdap
Yazı ve Görseller: Arch Daily
Çeviri: Mimdap

pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #8
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Lizbon


lizbon2
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

9 Nisan 2012 / Jumong Taslak Konular
16 Mart 2010 / _KleopatrA_ Taslak Konular