Arama

Sektör olarak Turizm

Güncelleme: 9 Eylül 2008 Gösterim: 11.448 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Giriş

Sponsorlu Bağlantılar
"Tora"dan turizme..

İbranicede "tora" (araştırma, öğrenme) kökünden gelen turizm kelimesi çoğu zaman dinlenme, öğrenme ve insanın kendisini geliştirmesiyle bağdaştırılır. Geçtiğimiz yıllarda anlamlı ve eğitsel deneyimlerin yaşanabileceği gezilere olan talep büyük bir artış gösterdiği için tur organizatörleri ve seyahat acentaları turizm sektöründe farklı kategoriler sunmaya başladı: Macera turizmi, kültür/din turizmi, gastronomi turizmi, eşcinsel turizmi gibi.
Tarıma dayalı toplumların oluşumundan bu yana insanlar sürekli kendilerine sonsuz gibi gözüken ufukları keşfetme dürtüsüyle hareket ettiler. Merak, daha sonra dinsel, coğrafik ve ekonomik fetih dürtüsüne dönüştü ve halen süregelen keşif isteği insanları turizme yöneltti.
Planlı turizm ya da keyif amaçlı seyahat etme alışkanlığı, iletişim ve ulaşım sektörlerinde "atlanan çağ" ile herkeste gezme ilhamını ve imkanını artırdı. Dünya Turizm Örgütü'nün verilerine göre 1999 yılında 663 milyon kişi uluslararası seyahate çıkarak 453 milyar dolar harcadı.
Turizm sektörü bugün dünya çalışanlarının yüzde 7'sine ekmek sağlıyor. Gelir düzeyi düşük olan ülkelerdeyse çok önemli bir "ihracat" kapısı. Ancak turizm faaliyetlerinin yerel kültürlere ve eko-sistemlere geri dönüşü olmayan olumsuz etkileri diğer kârları gölgeliyor.
Aslında turizm, ev sahipliği yapan ekonomiye şaşırtıcı derecede az kazandırıyor. Turistlerin harcadığı para çoğu zaman yabancı tur organizatörleri, hava yolları, büyük/zincir oteller ve diğer servislere aktığı için turizmin yapıldığı ülkeyi terk ediyor.
Turizm Eğitimi
Çocuklara giderek büyüyen turizm sektörünün olumlu ve olumsuz yönlerini aktarmak, bilinçli bir birey olmaları yönünde önemli bir adım oluşturuyor. Çocuklarımızın bir çoğu turistlerin ağırlandığı bölgelerde yaşıyor veya tatillerinde seyahat ediyorlar. Bilinçli turizm eğitimi, bazı değerlerin ve tavırların çocuklara aktarılmasında aracı olabilir. Nasıl mı ?
Şu soruları içeren bir anketle eğitime başlayabilirsiniz...
Turist nedir? Tatil nedir? Ev sahibi nedir? Son iki yıl içerisinde tatil amacıyla nereye gittiniz? Bunlar arasında en çok neyi, neden beğendiniz? Bölgenize turistler neden geliyor? Bir turistin bölgenizde ne görmesini ve ne görmemesini isterdiniz? Turistlerin bölgenizde ne gibi etkileri oluyor? Tatildeyken ne gibi davranışlar göstermeniz gerektiği hakkındaki fikirleriniz... Bölgenize gelen turistlerin ne gibi davranışlar göstermesi gerektiği hakkındaki fikirleriniz...
Daha sonra eğitmen, çocukların tek başına veya ikili gruplar halinde doldurdukları ankete verilen cevaplarla başlayan tartışmayı yönlendirir.
Turizmin çevre üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için çocukların eğlenebilecekleri bir diğer faaliyetse "Kıyıya Lüks Bir Otel" oyunu. Bu oyunda çocukların farklı rolleri üstlenebilecekleri bir senaryo verilir (bu senaryo yaşadığınız bölgenin özelliklerine uyarlanabilir): Akdeniz'de dokunulmamış bir balıkçı koyuna büyük bir otel yapılacaktır. Bunun yörenin tanıtımı ve dolayısyla da yörede yaşayan halkın geliri için çok faydalı olacağı söylenmektedir. Ancak bu kumsal bir çok deniz kuşuna ve nadir deniz kaplumbağasına ev sahipliği de yapmaktadır. Otel yapılırsa bu canlıların yaşamı tehlikeye girebilir.
Çocuklar farklı çıkarları olan kişi ve kurumları temsil eden küçük gruplara ayrılır. Turizm bakanı, bölgenin muhtarı, yerli balıkçılar, yörenin çocukları, turizm yatırımcısı, doğa korumacı gibi farklı rolleri üstlenirler ve otelin yapılıp yapılmaması konusunda fikir birliğine ulaşmaya çalışırlar. Daha sonra gruplar sunumlar yaparak görüşlerini savunurlar. Eğitmenin yönlendirmesiyle ateşli tartışmalara tanık olabilirsiniz.

Kaynak:
bugday.org
Learn to Travel, Activities on Travel and Tourism for Primary Schools, Peter Mason.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Küresel Turizm Etiği İlkeleri

Sponsorlu Bağlantılar
Uluslararası turizmin önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık üç kat büyüyeceğini öngören turizm profesyonelleri, bu büyük endüstrinin çevre ve kültürel miras üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek ve turizmden elde edilecek faydayı maksimuma çıkarmak üzere uluslararası bağlayıcılığı olan bazı ilkeler üzerinde çalışmaya başladılar ve ilk kez 1997 yılında Dünya Turizm Örgütü’nün (WTO) İstanbul’da yapılan Genel Kurul toplantısında Küresel Turizm Etiği İlkeleri’nin belirlenmesi çağrısı yapıldı.
Hemen ardından oluşturulman bir komite konuyla ilgili taslak metni hazırladı. 1999 Nisan’ında New York’da toplanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu bu girişimi destekleyerek, WTO’dan bu taslak metni özel sektör, sivil toplum ve işçi örgütlerine de sunarak katkılarını almasını istedi.
Böylece WTO üyesi yetmişi aşkın ülke temsilcisi bir araya gelerek taslak metne son halini verdi. 10 maddelik Küresel Turizm Etiği İlkeleri WTO’nun 1999 Ekim’inde Santiago’da gerçekleştirdiği Genel Kurul toplantısında kabul edildi.
WTO Genel Sekreteri Francesco Frangialli’nin sözleriyle, “Küresel Turizm Etiği İlkeleri, yaşayan bir döküman olarark tasarlandı. Okuyun. Dağıtın. Tamamlayın. Yalnızca sizlerin katkısıyla turizmin endüstrizinin geleceği garanti altına alınabilir ve sektörün ekonomik gelişmeye, barışa ve halklararası karşılıklı hoşgörüye katkısı artırılabilir."
1.) Turizmin halk ve toplumlar arasında karşılıklı saygı ve anlayış ilişkilerine katkıları
Farklı dinsel, felsefi ya da moral inaçlara saygı ve hoşgörü temelinde insanlığın ortak etik değerleri, sorumlu bir turizm anlayışının hem temeli hem de sonucudur. Turizme yatırım yapan işletmeler ve bizzat turistler, gittikleri ülkenin azınlık ve yerli halklarını da dahil olmak üzere bütün halkların toplumsal - kültürel gelenek ve pratiklerini gözetmek durumunda olmalıdır.
Benzer şekilde turistik etkinlikler de ev sahibi ülke ya da bölgelerin gelenek, örf , adet ve yasalarına uygun ve saygılı olmalıdır.
Öte yandan hem ev sahibi ülkeler hem de yerel işletmeler konuk ettikleri turistlerin geleneklerinden, yaşam tarzı ve beklentilerinden haberdar olmalı, bunlara saygı göstermeli ve iyi bir konukseverlik için gerekli eğitim ve öğretimden geçmiş olmalıdır.
Gelen turist ve konukların güvenliklerinden yerel yetkililer sorumludur. Yerel otorite, yabancı turistlerin özellikle güvenlik gereksinimlerine özel bir dikkat göstermek, gereksinim duydukları enformasyon, güvenlik, sigorta ve sağlık hizmetlerini sunmak ile yükümlüdür. Kültürel ya da doğal mirasa ya da turizm tesislerine yönelik olduğu kadar turistlere veya turizm endüstrisi çalışanlarından herhangi birisine yönelik her türlü saldırı, tehdit ve yasadışı eylem mutlaka yasal takip altına alınmalı ve cezalandırılmalıdır.
Seyahatlari sırasında turistler ve ziyaretçiler herhangi bir suçtan ya da konuk oldukları ülkenin yasalarında suç sayılan herhangi bir eylemden ve çevreye zarar verecek her türlü harekettten sakınmalı,.bölge halkının sosyokültürel yaşam haklarını kısıtlayıcı ya da ar ve haya duygularını rencide edici davranışlarda bulunmamalı, yanlarında yerel yasalara aykırı maddeler taşımamalıdır.
Turist ve ziyaretçiler yola çıkmadan önce gidecekleri ülkenin karakteristiklerinden haberdar olmak, sağlık ve güvenlik risklerini öğrenmek, ve bu riskleri en az indirecek önlemleri almak durumundadır.
2.) Bireysel ve kollektif bir tatmin aracı olarak turizm
Dinlenme, rahatlama, kültür ve doğayla baş başa kalma gereksinimlerinin en doğrudan giderildiği ayrıcalıklı etkinlik olarak turizm, bireysel ve kolektif memnuniyetin en iyi karşılanabileceği bir alan olarak tasarlanmalı ve yaşanılmalıdır. Yeterince açık fikirlerle uygulandığında turizm, kişisel eğitimin, karşılıklı hoşgörünün ve kültürel çeşitliliği, halklar arasındaki farklılıkları öğrenmenin en temel yoludur.
Turistik etkinlikler kadın ve erkek arasında eşitliği kayıtsız şartsız benimser. İnsan haklarına ve özellikle bazı özel ve tehlikeler karşısında savunmasız olan grupların (çocuklar, özürlüler, yaşlılar, etnik azınlıklar ve yerli topluluklar v.b.) bireysel özgürlüklerine koşulsuz saygı duymalıdır.
Özellikle cinsel ve özellikle çocuklara yönelik cinsel istismar başta olmak üzere sömürünün bütün biçimleri turizmin temel hedeflerine aykırıdır; ilgili ülkelerin tümünün işbirliği sağlanarak ve uluslararası yasalardan da yararlanarak bu tür olaylara karşı misafi ve evsahibi ülke yetkilileri harekete geçirilerek ısrarlı bir mücadele verilmeli, suçlular mutlaka cezalmandırılmalıdır.
Din, eğitim, sağlık, kültür ve dil öğrenme amaçlı seyahatler, turizmin en yararlı biçimleridir ve bu yüzden de teşvik edilmelidir.
3.) Sürekli bir gelişme faktörü olarak turizm
Turizm yatırımcıları, yatırım yaptıkları bölgelerdeki doğal çevrenin en önde gelen koruyucularıdır. Şimdiki ve gelecek nesillerin özlem ve gereksinimlerini dürüst bir biçimde karşılayarak sağlam, sürekli ve sürdürülebilir bir ekonomik gelişme sağlarlar.
Mümkün olduğu ölçüde israftan kaçınarak başta su ve enerji olmak üzere nadir bulunan değerli kaynakların korunmasına yardım eden her türlü turizm yatırımına, ulusal, bölgesel ve yerel kamu otoritelerince öncelik ve teşvik verilmelidir.
Turistik hareketliliğin zaman ve mekan açısından düzenlenmesi, örneğin okul tatili ve izin aylarının gözetilip ve daha düzenli bir tatil takvimi yapılması yoluyla doğal çevre üzerindeki turizm baskısı hafifletilmeli, aynı zamanda da turizm endüstrisi ve yerel ekonominin bu hareketlilikten daha fazla yarar elde etmesi sağlanmalıdır.
Turizm altyapısı, mevcut ekosistem ve biyolojik çeşitlilikten oluşan doğal mirası koruyacak şekilde ve özellikle yabanıl hayatın tehlike altındaki türleri mutlaka gözetilerek tasarlanmalıdır. Turizm yatırımcıları ve sektör profesyonelleri, özellikle duyarlı alanlarda, örneğin çöller, kutuplar, yüksek dağlık alanlar, sahil şeritleri, tropikal ormanlar, koruma altındaki alanlarda bu konudaki kısıtlama ve yasaklara riayet etmelidir.
Doğa turizmi ve ekoturizm, doğal mirasa, yerel nüfusa saygılı olmak ve bu alanların kaldırma kapasitesini zorlamamak kaydıyla, turizmin sürekliliğini sağlamada özel bir öneme sahip turizm türleri olarak kabul edilir.
4.) İnsanlığın ortak kültürel mirasından yararlanan ve onu zenginleştiren bir etkinlik olarak turizm
Turizmin kaynakları insanlığın ortak mirasıdır ve buraların yerleşik toplulukları bu kaynaklar üzerinde özel hak ve yükümlülüklere sahiptir.
Turizm politikaları ve turistik etkinlikler, gelecek kuşaklara aktarmakla yükümlü oldukları kültürel, arkeolojik ve sanatsal mirasa özen gösterilerek gerçekleştirilmelidir. Turist ziyaretlerine geniş ölçüde açık tutulması gereken arkeolojik ve tarihi sitelere olduğu kadar müzelere, anıtlara, türbe ve benzeri mekanlara da özel bir özen gösterilmelidir.
Kültürel alan ve anıtların ziyaretinden elde edilen mali kaynaklar, hiç değilse kısmen, bu mirasın bakımı, korunması, geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi için harcanmalıdır.
Turizm etkinlikleri, geleneksel kültür ürünleri, eserler ve folklorik öğelerin dejenere olması ve standartlaşmasına yol açmak yerine onları zenginleştirecek şekilde planlanmalıdır.
5.) Ev sahibi ülkeler ve toplumlar için fayda üretici bir etkinlik olarak turizm
Yerel nüfusun turistik etkinliklere katılımı ve bu etkinliklerin yarattığı ekonomik, toplumsal ve kültürel faydalardan ve özellikle de ortaya çıkan iş olanaklarından doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaları sağlanmalıdır.
Turizm politikaları, ziyaret edilen bölgelerdeki nüfusun yaşam standartlarının yükseltecek ve gereksinimlerini karşılayacak şekilde planlanmalı, turizm alanlarına yönelik planlama, mimari yaklaşım ve diğer operasyonlarda şayet aynı kalitede eleman varsa yerliler tercih edilmelidir.
Kıyı şeritleri, adalar ve özel bir duyarlık gerektiren dağlık bölgelerdeki turizm faliyetlerine özen gösterilmeli ve turistik etkinliklerin bölgedeki geleneksel ekonomik yapılanmaları yok etmesi ya da zarar vermesinin önüne geçilmelidir.
Turizm profesyonelleri ve özellikle de yatırımcılar kendi genişleme projelerinin çevre ve doğal doku üzerindeki etkileri üzerine çalışmalar yapmalıdır. Gelecek planları, projelerinin görülebilir yan etkileri konusunda olabildiğince şeffaf ve objektif bir enformasyon sağlamak, bölge halkıyla bu konuda canlı bir diyalog içinde olmak da yatırımcının yükümlülükleri arasındadır.
6.) Yatırımcıların turizmin gelişmesindeki yükümlülükleri
Turizm yatırımcıları ve işletmeleri seyahat ve konaklama koşulları ve tesisleri hakkında ziyaretçilere doğru ve nesnel bilgi vermekle yükümlüdür. Müşterilerine sözleşmede taahhüt ettikleri konular, örneğin sundukları servisin kalitesi, ücreti ve diğer nitelikleri, yükümlülüklere uyulmaması halinde müşteri zararının nasıl tazmin edileceği gibi konular açık ve kolay anlaşılır bir dille belirtilmiş olmalıdır.
Turizm profesyonelleri, kendi servis kalitelerini yükseltecek konularda, örneğin emniyet, sağlık, gıda güvenliği konularda komu otoriteleri ile mümkün olduğunca yakın bir işbirliği içinde olmalıdır. Benzer şekilde, uygun sigorta ve yardım sistemlerinin varlığını güvence altına almak da yatırımcıların yükümülüğü altında olmalıdır. Konuyla ilgili olarak ulusal yasalarda belirtilen tüm yükümlülükler, yatırımcı tarafından peşinen kabul edilmiş sayılır.
Turizm profesyonelleri, ellerinden geldiğince, konuk ettikleri turistin kültürel ve ruhsal memnuniyetini sağlamalı, dinsel inanışlarının gereklerini yerine getirmelerine yardımcı olmalıdır.
Ev sahibi ülkeler ile ziyaretçi ülkelerin kamu otoriteleri, ilgili turizm profesyonelleri ile devamlı bir işbirliği içinde olmalı ve seyahati organize eden şirketlerin herhangi bir yolsuzluğuna karşı harekete geçecek yasal mekanizmaların varlığını garanti etmelidir.
Hükümetler, özellikle kriz anlarında, kendi vatandaşlarını durumdan haberdar etmek, seyahat edecekleri ülkede karşılaşabilecekleri tehlikeler konusunda bilgi vermek hak ve yükümlülüğüne sahiptir. Ancak bu bilginin, kendi turizm firmaları ve evsahibi ülke turizm sektörüne yönelik önyargılardan, abartı ve haksızlıklardan arındırılmış olmalısı sorumluluğu da hükümetlere aittir. Bu nedenle bu tür tavsiye nitelikli bilgilerin içeriği önce evsahibi ülke yetkilileri ve ilgili sektör temsilcileriyle tartışılmalı, uyarılar tehlikenin varolduğu coğrafi bölgelerle sınırlanmalı, riskin boyutları abartılmamalı, ve ilgili bölgede durum normale döner dönmez de iptal edilmelidir.
Basın , özellikle elektronik ileşitişim araçlarından yararlanan turizm ağırlıklı yayın organları ve diğer medya, turist akışını etkileyebilecek haberleri verirken kesinlikle dürüst ve dengeli davranmalı, tüketicilerin doğru ve açık bilgi sahibi olmasını sağlamalıdır. Yeni iletişim ve elektronik ticaret teknolojileri de bu amaca uygun olarak geliştirilmeli, turizm basını örneğin seks turizminin teşvik edecek yayınlardan kaçınmalıdır.
7.) Turizm hakkı
Yeryüzü kaynaklarına kişisel erişim, güzelliklerin keşfi ve keyfi, bütün dünya vatandaşlarına eşit olarak açık bir haktır. Ulusal ve uluslararası turizm etiknliklerine giderek artan ölçülerde katılım, boş zaman etkinliklerinin yeryüzündeki artışının en güzel ifadelerinden biri olarak kabul edilmeli ve bunun önündeki öngeller kaldırılmalıdır.
Evrensel tatil ve turizm hakkı, boş zaman ve dinlenme hakkının doğal bir sonucu olarak görülmeli ve makul sınırlara çekilmiş iş saatleri ve periyodik ücretli izin hakkı ile birlikte düşünülmelidir. Bu son iki hak, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 24 ve Uluslararası Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin 7d maddeleriyle garantiye alınmıştır.
Aile, gençlik, öğrenci ve engelliler için turizm kolaylaştırılmalı ve teşvik edilmelidir.
8.) Turistik hareket özgürlüğü
Turist ve ziyaretçiler, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 13’üncü maddesi’nde de belirtildiği gibi, ulusal ve uluslararası yasalara uygun olarak kendi ülkeleri içinde veya ülkeler arasında seyahat etme özgürlüğüne sahiptir. Herhangi bir ayrımcı uygulama ya da formalite ile karşılaşmaksızın ülkelerden geçmeleri, kalabilmeleri ve kültürel alanları ziyaret etmeleri sağlanmalıdır.
Ziyaretçi ve turistler iç ve dış iletişim biçimlerinin mevcut bütün olanaklarından yararlanabilmelidir. Yerel yönetimlere, adalet ve sağlık servislerine kolay ve hızlı bir biçimde erişebilmeleri de sağlanmalı, diplomatik kurallara aykırı olmadığı sürece kendi ülkelerinin temsilcileri ile de bağlantı kurmakta serbest olmalıdırlar.
Turist ve ziyaretçiler, kendileriyle ilgili kişisel veri ve enformasyonun gizlilik ve güvenliği ile konularda, ziyaret ettikleri ülkelerin vatandaşlarıyla aynı hakları kullanabilmelidir.
Vize, sağlık ve diğer gümrük formaliteleri gibi idari prosedürler, ister devletler arası ilişkiler çerçevesinde isterse uluslararası anlaşmaların bir sonucu olarak olsun, maksimum seyahat özgürlüğünü ve uluslararası turizmin genişlemesini sağlayacak şekilde uyarlanmalıdır. Bu prosedürü basitleştirip kolaylaştıracak ülkelerearası anlaşmalar teşvik edilmeli, turizm endüstrisine zarar veren ya da rekabet gücünü baltalayan özel vergi ve harçlar aşamalı olarak kaldırılmalı ya da düzeltilmelidir.
Ziyaret ettikleri ülkelerin ekonomik durumu elverdiği ölçüde turistler için, seyahatlerinde gerekli para birimlerini bir başkasıyla değiştirebilme olanağı sağlanmalıdır.
9.) Turizm çalışanları ve girişimcilerinin hakları
Turizm endüstrisi ve ilgili sektörlerde çalışanların temel hakları, hem kendi ülkelerinde hem de konuk oldukları ülkede ulusal ve yerel yönetimlerin denetimleri altında güvenceye alınmalı, mesleklerine özgü mevsimsellik koşulu mutlaka gözönünde tutulmalı, bulundukları sektörün doğası gereği sahip olduğu esneklik ve global boyuta özen gösterilmelidir.
Turizm endüstrisi ve ilgili sektörlerde çalışanlar için, başlangıç ve ileri eğitim bir hak ve görevdir. Bu insanlara bütün sosyal haklar ve iş güvencesi sağlanmalı, özellikle de mevsimlik işçilere gelir durumlarına ilişkin özel bir statü sağlanmalıdır
Uluslararası alışverişin gelişimi ve dinamik olarak büyümesinde vazgeçilmez bir dayanışma ögesi olarak, turizm endüstrisinin çokuluslu şirketleri zaman zaman sahip oldukkları egemen konumu istismar etmemeleri ve kimi toplumsal-kültürel modellerin evsahibi toplumlara yapay olarak empoze edilmesine bir araç haline gelmekten kaçınmaları gerekir. Tartışmasız biçimde sahip olmaları gereken yatırım ve ticaret özgürlüğü karşılığında onlar da yerel gelişime katkıda bulunmalı, kazançlarını kendi ülkelerine göndermekte aşırıya kaçmamalı ve para kazandıkları ülkenin ekonomisine borçlarını ödemelidirler..
Yatırım yapan ve yapılan ülkelerin girişimcileri arasındaki ortaklık ve dengeli ilişkiler ise turizmin sürdürülebilir gelişmesi ve kazancın eşit dağılımı için kaçınılmazdır.
10.) Global Etik Maddelerinin turisme uygulanabilirliği
Turizm endüstrisinde çalışan kamu ve özel girişimciler, bu ilkelerin etkili bir şekilde hayata geçirilmesi ve denetlenmesi konusunda işbirliği içinde olmalıdır.
Yatırımcı ve girişimciler, başta Uluslararası Turizm Örgütü olmak üzere, turizm alanında yetkili tüm uluslararası kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin, turizmin gelişmesi, insan hakları, çevre ve sağlığın korunması konusundaki rollerini takdir etmelidir.
Yine aynı yatırımcılar, Küresel Turizm Etiği İlkelerinin uygulanması ya da yorumlanması konusundaki herhangi bir anlaşmazlık halinde, Dünya Turizm Etiği Komite’sinin hakemliğini kabul ederler.

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Turizm Sektöründe İnsan Kaynakları

Ekonominin itici gücü turizm sektöründe çalışanlar, hizmet sektörünün önemli bir ayağını oluşturuyor. Dönemsel çalışma, işletmelerin çalışanlara ilgisizliği, kendine ait yapısı olan sektörde iş güvencesine ilişkin sorunlar, ekonomik açıdan iyi bir tablo çizen sektörün çalışanlar açısından aynı oranda iyi olmadığını akla getiriyor. Bir milyondan fazla çalışana istihdam sağladığı söylenen turizm sektöründe konuya ilişkin kesin verilere ulaşmak zor, ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2023’e kadar turizmdeki gelişmelere paralel olarak 3 milyona ulaşmasını bekliyor.

Turizmde Çalışmak Hayat Tarzı
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı ve Barut Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Barut: Turizmin mevsimselliği nedeniyle eğitim almış çalışanları sektörde tutamıyoruz; 12 ay çalışabilecekleri sektöre kayıyorlar. Çevresinde yerleşim yerinin olmadığı tesislerde servis ve lojman olanakları sağlanıyor. Ancak nitelikli personeli çekmek için standartların üzerinde maaş gibi cazip olanaklar yaratmalısınız. Türkiye’de işsizlik çok ancak nitelikli eleman aradığınız zaman seçme şansınız azalıyor. Öncelikle turizmi hayat tarzı olarak seçmelisiniz. Bayramlarda, yılbaşında, tatil sezonlarında hızlı bir tempoda çalışıyorsunuz. Turizm enternasyonal bir iş, binlerce yeni insan tanıyorsunuz, gelişen bir sektör. Deneyimli personele talep yüksek olduğu için hızla yükselebilirsiniz. Ancak tam formasyon kazanmadan başka bir işletmeye transfer olmak kariyeriniz için yanlış bir adım olabilir.

Turizmde tüm dünyada rekabet var, bu da müşterilerin beklentisini arttırıyor. Tekrar gelen müşterilerimiz çok fazla. Her gelişlerinden farklı bir şeyler istiyorlar. Çalışanlarınızı sürekli geliştirmeniz, eğitimlerle hizmetinizi desteklemeniz lazım. Tesislerimiz arasında rotasyon sağlıyoruz, aynı tesiste çalışmak körlüğe neden oluyor. Sadece güler yüz iyi bir hizmet vermeniz için yetmiyor.

Çalışana Saygı Duyulmalı
OLEYİS Genel Başkanı Kamer Aktaş: Sendikamızın 33 bin üyesi var ama geçici ve sezonluk çalışanları düşündüğümüzde aktif üyelerimizin sayısı şu an 10 bin civarında. Sektörde çalışanlar iş yasasına tabi. İş kanunundaki yeni düzenlemelerle sözleşme türü 8’e çıktı. Geçici dönemli sözleşmenin yasayla teşvik edildiğini düşünüyoruz. İşletmeler tekrarlanan sözleşmelerde çalışanı kadroya almak zorunda. Bundan kaçındıkları için çalışan sirkülâsyonu arttı. İşletmeler kadrolu çalışanı minimum düzeyde tutmak istedikleri için çalışanlar, deneyim kazanmadan iş değiştiriyor. Oteller, oda ve müşteri sayısına göre kadrolu personel bulundurmalı ve bu sayıyı düşürmemeli.

İş kolumuzda kayıt dışı çalışmanın yaygın olduğunu tahmin ediyoruz. Sektörde 300 bin civarında kayıtlı çalışan olmasına karşın asıl rakamın 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Turizm sektörünün hammaddesi insan. İşletmeler verim almak istiyorlarsa çalışanları işyerinden soğutmamalı. İşletmenin ve çalışanın verimliliği beraber ele alınması gereken bir konu. İşletme, güler yüzü, saygıyı çalışanına göstermeli ki çalışan da böyle davranabilsin.

İşletmeler Kârlarından Fedakârlık Etsin
Alanya Turizm İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı, Müfit ve Grand Kaptan Otel sahibi Müfit Kaptanoğlu: Şu anda sektörde nitelikli personel yokluğu yaşanıyor. Çalışanlar yetersiz ve iyi eğitimli olmadıkları için çabuk işten çıkarılıyor ya da terfiler hızlı kazanılıyor. Geçtiğimiz yıl turizmdeki daralmada personel bütçelerinden kısıldı, açılamayan tesisler nedeniyle işsiz kalanlar oldu. Sektörde çalışanların en büyük sıkıntısı dönemsel, sezonluk çalışmaya bağlı olarak izin ya da işten çıkarılma. Biz de dönemsel eleman çalıştırıyoruz, kilit personelimizi tutuyoruz. İşletmelerin başka türlü yaşama şansı yok. Ancak hükümete kışın istihdam yaratan tesislere destek verilmesi önerisini götürdük. Bu şekilde kış sezonu da açık kalabiliriz. Turizm dinamik bir sektör, kriz dönemlerinden çabuk etkilenebiliyor, ancak istikrar kazanıyor ve geleceği açık. Özveriyle çalışanlar terfi kazanabilir.

Turizm işletmeleri karlarından fedakârlık etmeli ama hükümet de sektördeki istihdama yönelik tedbir almalı. Rekabetçi fiyatlarla hizmet verirken yüksek vergilerle eleman çalıştırmanız zor.

Otelcilik Takım Oyunu
Hot Rain Otel ve Restoran Eğitimleri’nin sahibi Müjen Ağaoğlu: Otel ve restoranlara hizmetlerini iyiye götürebilmeleri, çalışanlara ise kişisel gelişimlerini sağlayabilmeleri için eğitimler veriyoruz. Ayrıca Taksim Point Otel’in insan kaynakları departmanını dış kaynak hizmetiyle yürütüyoruz. Otelcilik bir takım oyunu. Çalışanlara operasyonel çalışmadan başlamalarını tavsiye ediyoruz. Sektörde kariyer imkânı çok fazla, ancak iş başvurularınızda çalışma koşullarının ayrıntılı sorulması, başvuru yapılan yerin iyi tanınması gerekiyor.

Garsonlar 6 Ay Aralıksız Çalışıyor
Mavi Yaka İK Ortağı Bülent Yalçın: Sitemize turizm alanından gelen talepler garson ve servis elemanı ağırlıklı. Yazın bu talepler artıyor. Garsonların büyük bölümü yazın 6 ay aralıksız çalışıyor ve Güney’de iş buluyor. Diğer dönemlerde çalıştıkları şirketlere bağlı olarak ekstra işlere, günlük ücrete göre gidiyor. Büyük oteller eleman alımında yaş, tecrübe, kendini ifade ediş biçimi, görünüş gibi konularda seçici oluyor. Ancak tatil yörelerinde çalışanlar ağustos böceği gibi. Bazı otellerde sigorta dahi yapılmadığını duyuyoruz. Büyük işletmeler dışında çalışanlar bu açıdan sorun yaşayabiliyor. Biz kendi bünyemizde taşeron olarak da hizmet veriyoruz. Mesleki tecrübesi, işyeri sadakati olanlar, kariyer imkânlarıyla iyi maaşlara çalışabiliyor.

Rehberlik Yükselmeye Olanak Veriyor
Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı Şerif Yenen: Profesyonel turist rehberi, üniversitelerin 2 ya da 4 yıllık "turist rehberliği" bölümlerini veya bakanlığın kurslarını bitirmeli. Acentede kadrolu ya da serbest çalışılabiliyor. Meslek koşullarının yönetmeliklerle düzenlenmesi yerine ‘Rehberlik Meslek Yasası’nın çıkarılmasını istiyoruz. Ne yazık ki rehberlik bir meslek olarak algılanmıyor. Serbest çalışanlar sigorta konusunda sıkıntı yaşayabiliyor. 10 bine yakın belgeli turist rehberi var ancak plansız açılan kurslar gizli işsizlerin sayısını artırıyor. Nadir kullanılan dillerde rehberlere ihtiyaç var. Turizm sektöründeki düşüşler de rehberleri birebir etkiliyor. Gençlere, sürekli iş olanağı bulmaları için, kültür turları ve alternatif turizm alanında uzmanlaşmalarını tavsiye ediyoruz. Rehberlik, turizm sektöründe üst düzey yöneticiliğe yükselmenize olanak veren bir meslek.

Kaynak: Milliyet İnsan Kaynakları Gazetesi/Özge Gözke

Benzer Konular

11 Ocak 2013 / RuffRyders Turizm
10 Ekim 2015 / Misafir X-Sözlük
24 Kasım 2008 / cem32 Cevaplanmış