Özbekistan

resmi adı ÖZBEKİSTAN CUMHURİYETİ
Sponsorlu Bağlantılar
Güneybatıdaki Ceyhun’la (Amu Derya) kuzeydoğudaki Seyhun (Sirderya) ırmakları arasında uzanan toprakların büyük bölümünü kapsar. Kuzey ve kuzeybatıda Kazakistan, doğu ve güneydoğuda Kırgızistan ve Tacikistan, güneybatıda Türkmenistan, güneyde ise Afganistan’ın küçük bir bölümüyle çevrilidir. 1936’da kurulan Karakalpak Özerk Cumhuriyeti Özbekistan sınırları içindedir. Başkenti Taşkent, yüzölçümü 447.400 km2, 1992 tahmini nüfusu 21.363.000’dir.
Doğal yapı.
Özbekistan’ın düz ve kurak batı kesimi cumhuriyet topraklarının yaklaşık beşte dördünü oluşturur. Kuzeybatıdaki alüvyonlu Turan Ovası, Aral Gölünün çevresinde 60-90 m’ye kadar yükselir, güneyde ise Kızılkum Çölüne karışır. En batıdaki Ustyurt Yaylası (200 m) hafif dalgalı düz bir yüzeye sahiptir. Bölgenin en belirgin özelliği alçak sıradağlar ve tuzlu bataklıklar, düdenler ve mağaralarla kaplı kapalı havzalardır. Karakalpak Özerk Cumhuriyeti’nin iç kesimlerine kadar uzanan Ceyhun Deltası alüvyonlu çökellerle kaplıdır. Ceyhun ve Seyhun ırmakları arasında yaklaşık 300.000 km2’lik bir alanı kaplayan Kızılkum Çölünün önemli bölümü cumhuriyet sınırları içinde kalır. Dağlık doğu kesiminde, birbirinden vadi ve havzalarla ayrılan ve Tian Shan’ın (Tanrı Dağları) batı uzantısını oluşturan dağ sıraları uzanır. Bunlar sırasıyla Karjantau, Ugam, Pskem, Çatkal ve Kuramin sıradağlarıdır. Gissar ve Alay sıradağları Orta Asya’nın en büyük vadisi olan Fergana’yı boydan boya geçer. Kuzeyde Tian Snan’ın batı uzantıları bulunur. Güneyde Türkistan, Malguzar ve Nuratau sıradağlarıyla çevrili olan Taşkent- Golodnaya bozkırının ortasından Seyhun Irmağı geçer. Eski bir kültür merkezi olan güneydeki Zerefşan Vadisinde Buhara ve Semerkand gibi eski kentler yer alır. Vadinin güneyinde Kaşkaderya Havzası, cumhuriyetin güneydoğusunda ise Surhanderya Havzası uzanr. Kırgızistan ve Tacikistan’daki dağlardan doğan Seyhun ve Ceyhun ırmakları dışında, cumhuriyetteki 600’ü aşkın akarsuyun hepsi Aral Gölünün havzası içinde kalır.
Özbekistan’da çok kurak bir kara iklimi hüküm sürer. Yıllık ortalama yağış miktarı yalnızca 200 mm’dir. Yazlar uzun, sıcak ve kurak, kışlar ise kısadır. Yazları sıcaklık sık sık 40°C’nin üzerine çıkar. Kışın ara sıra don görülür ve ortalama sıcaklık -12°C’ye kadar düşer.
Özbekistan’da bitki örtüsü yüksekliğe göre büyük değişiklik gösterir. Batıdaki düzlükler, havzalar ve dağ eteklerinde yoğunluğu yüksekliğe göre değişen otsu bitkiler, tepelerde ise odunsu ve çalımsı bitkiler ya da ormanlar görülür. Cumhuriyet topraklarının ancak yüzde 12’si ormanlarla kaplıdır.
Özbekistan’ın hayvan varlığı içinde, aralarında çeşitli yılan türlerinin, sakangur (geko) gibi kelerlerin ve kemiricilerin de bulunduğu, çölde yaşamaya uyarlanmış türler ağırlığı oluşturur. Tilki ve kurdun yanı sıra ceylan ve antilopa da rastlanır. Vahalarda yaban domuzu, karaca ve çok sayıda kuş türü, doğudaki yüksek dağlarda ayı, kurt ve başta av kuşları olmak üzere bol miktarda kuş yaşar.
Nüfus.
Günümüzde Özbekistan’da 60 kadar farklı etnik grup yaşamaktadır. Özbekler nüfusun yüzde 71,Tünü oluşturur (1989). Öteki büyük grupların başında Ruslar, Tatarlar ve Kazaklar gelir. Küçük gruplar arasında Tacikler ve Karakalpaklar sayılabilir. Kentleşmenin hızlanmasına karşın kentlerde yaşayanlar nüfusun yalnızca yüzde 40’ını (1992) oluşturur. Özbeklerın dörtte üçü kırsal kesimde yaşar. Kentlerde ise Ruslar, Tatarlar, UkraynalIlar, Yahudiler ve Ermeniler çoğunluktadır. Orta Asya’nın en büyük metropolü olan Taşkent’te yaşayan en kalabalık etnik grup Ruslardır. Rusları Özbekler, Tatarlar, Yahudiler, UkraynalIlar, Koreliler, Kazaklar ve Ermeniler izler. Özbekistan’da nüfus yoğunluğu (1992) kilometrekarede 47,7 kişidir. Cumhuriyetin ikinci büyük kenti olan Semerkand’ın 2.500 yıllık bir tarihi vardır. Öteki önemli kentler Buhara, Hive ve Hokand’dır.
Ekonomi.
Özbekistan dünyanın üçüncü büyük pamuk üreticisidir. Aynı zamanda doğal gaz sanayisi ile karakul koyunu ve ipekböcekçiliği açısından önem taşıyan bölgelerden biridir. 1989 verilerine göre Özbekistan’ın gayri safi milli hasılası (GSMH) 21,2 milyar ruble, kişi başına düşen milli gelir ise 1.100 rubledir.
Özbekistan’da geniş doğal gaz, petrol ve kömür yatakları vardır. Komşu cumhuriyetlere bağlanan boru hatlarına ek olarak Buhara’dan Urallar’a kadar uzanan bir doğal gaz boru hattı inşa edilmiştir. Kuramin Sıradağlarında bakır, çinko, kurşun, tungsten ve molibden yataklan, Kızılkum Çölünde altın bulunmuştur. Nuratau’dan çıkarılan Gazgan mermeri güzelliği ve dayanıklılığıyla ünlüdür. Moskova metrosunun cephe kaplamaları bu mermerden yapılmıştır.
Özbekistan’ın iklimi ve bitki örtüsü sığır ve koyun besiciliğine elverişlidir. Eskiden çok önemli olan kuraklık sorununu çözmek amacıyla devlet denetiminde büyük sulama projeleri gerçekleştirilmiştir. 1992 verilerine göre elektrik üretimi 57,4 kW-sa’dır. Öteki önemli tarımsal etkinlikler pamuk yetiştiriciliği ve ipekböcekçiliğidir. Cumhuriyet sofralık ve şaraplık üzümleriyle de ünlüdür.
Özbekistan Orta Asya’nın en önemli makine ve ağır donanım üreticisidir. Ülkede pamuğun ekimi, hasadı ve işlenmesinde kullanılan makineler üretilir. Fergana bölgesi, Navoi, Hokand, Namangan ve Andijan’da toplanmış olan kimya sanayisi pamuk üretimiyle yakından ilişkilidir. En önemli hafif sanayi ürünleri pamuklu ve ipekli kumaştır. Cumhuriyette çok sayıda sebze, meyve, balık ve hayvan ürünleri işleme tesisi de vardır. Aral Gölü kıyısındaki Muynak’ta havyar, kurutulmuş, tütsülenmiş ve tuzlanmış balık üretilir. Kürk üretimi de önemlidir.
Yönetsel ve toplumsal koşullar.
Özbekistan 1991’e değin SSCB’yi oluşturan cumhuriyetlerden biriydi. O dönemde en yüksek yönetim organı Yüksek Sovyet’ti. Yüksek Sovyet’in üyeleri dört yıllık bir dönem için Özbekistan Komünist Partisi’nin belirlediği adaylar arasından seçilirdi. Yüksek Sovyet daha sonra kendi içinden bir Prezidyum ile Bakanlar Kurulu seçerdi. 1980’lerin sonlarında SSCB’nin öteki cumhuriyetlerinin çoğunda olduğu gibi Özbekistan’da da bağımsızlık eğilimi güç kazandı. 31 Ağustos 1991’de Özbekistan’ın bağımsızlığı ilan edildi ve ülkenin önetsel yapısı yeniden düzenlenmeye aşladı.

Devlet özellikle konut yapımına önemli miktarlarda fon ayırmaktadır. Hastane hizmetlerinde önemli gelişmeler sağlanmış, ölüm oranları 1920’lerden bu yana 2,5 kat azalmıştır. 1990 verilerine göre doğum ve ölüm oranları sırasıyla binde 33,7 ve binde 6,1’dir. Ortalama ömür (1990) ise erkeklerde 66,2 yıl, kadınlarda 72,6 yıldır.
Kültürel yaşam.
Orta Asya’daki Özbek kentleri eğitim merkezi olarak edindikleri ünü yüzyıllardır korumaktadır. Buhara, Hive, Semerkand, Taşkent ve Fergana Vadisinde düzenlenen seminerlere katılmak üzere, her yıl Müslüman Doğu ülkelerinden binlerce öğrenci Özbekistan’a gelir. Cumhuriyetteki en önemli araştırma kuruluşu, Özbek Bilimler Akademisi’dir (1943). Akademiye bağlı 200 kadar enstitü ve merkez vardır. Taşkent’teki Navoy Opera ve Bale Tiyatrosu uluslararası üne sahiptir.
Özbekistan’da yetişen büyük bilim adamı, şair ve yazarların başında Biruni, Uluğ Bey ve Ali Şir Nevai gelir. 20. yüzyılın ünlü Özbek yazarları arasında Mahmud Hoca Behbudi, Abdullah Kadiri, Şeref R. Raşidov ve Askad Muhtar sayılabilir. Samani hükümdarı İsmail bin Ahmed’in (hd 892- 907) Buhara’daki türbesiyle Semerkand’daki 14. ve 15. yüzyıllardan kalma büyük cami ve türbeler görkemli yapılardır.
Tarih.
Günümüzde Özbekistan sınırları içinde kalan topraklarda Paleolitik Çağa (55 bin yıl önce) ait inşan yerleşmelerinin izlerine rastlanmıştır. İÖ 10. yüzyılda Baktriane, Harezm ve Sogdiana gibi büyük devletlerin kurulduğu bölge, İÖ 6. yüzyılda Pers kralı Dareios, İÖ 4. yüzyılda Büyük İskender, İS 8. yüzyılda da Araplar tarafından istila edildi. 13. yüzyıldaki Moğol saldırılarının ardından Timurlulann egemenliği altına girdi ve 16. yüzyılın başına değin Timur’un ardılları tarafından yönetildi.
Özbek halkının tarihinin ilk dönemlerine ilişkin bilgi yoktur. Altın Orda Devleti’nin kuruluşu sırasında, Urallar’ın doğusundan İrtiş Irmağının kaynağına doğru uzanan bölge Cengiz Han’ın torunu Şibakan’a (Şiban ya da Şeyban) verildi. Bölgede yaşayan kabileler, büyük olasılıkla Kıpçakların en büyük hükümdarı Özbek Han döneminde (1313-41) İslâmî benimsediler ve Özbek adını gene büyük olasılıkla bu dönemde aldılar. 15. yüzyılın ilk yansında güneydoğuya yönelen Özbekler, Ebu’l- Hayr döneminde Seyhun Irmağının kuzey yakasına ulaşarak Maveraünnehir’deki Timurlu topraklarını tehdit etmeye başladılar. Ebu’l-Hayr’ın bölgeyi istila edemeden ölmesinden (1468) sonra bir gerileme dönemine girdiler. Ama, Ebu’l-Hayr’ın torunu Muhammed Şeybani döneminde Semerkand’la birlikte bütün Maveraünnehir’i egemenlikleri altına aldılar (1500).
Bölgede, merkezi Buhara ve Harezm (Hive) olan iki ayn hanlık kuran Şeybaniler, Maveraünnehir’i 1598’e değin yönettiler. Şeybani döneminde, kıtalararası kervan ticaretinin önemini yitirmesinin de etkisiyle bölge ekonomisi gerilemeye, mimarlık ve minyatür sanatı Timurlular dönemindeki parlaklığını yitirmeye başladı. Şeybani hanedanının sona ermesinden sonra Maveraünnehir Astrahan hanlarının soyundan gelen Cânilerin (Astrahan Hanlığı) eline geçti. Bölgenin ekonomik ve kültürel gerileme süreci Cânilerin egemenliği sırasında da sürdü. Sonunda Maveraünnehir’i istila eden Iranlı komutan Nadir Şah 1740’ta Buhara’ya girdi. Ardından da Harezm’e karşı saldırıya geçti. Son Câni hükümdarı Ebu’l-Gazi Han (hd 1758-85) Mangıt kabilesinden Şah Murad (hd 1785-1800) tarafından tahttan indirildi.
19. yüzyılın başına gelindiğinde Ceyhun ve Seyhun ırmakları arasındaki bölge Buhara, Hive ve Hokand hanlıklarının egemenliğindeydi. Ama bu devletlerden hiçbiri kesin sınırlara, kabile reisleri üzerinde sürekli bir denetime ya da tehlike anında komşularına yardım edecek güce sahip değildi. 18. yüzyıl başlarında bölgeye seferler düzenlemeye başlayan Ruslar, 1860’lardan sonra Buhara ve Hive hanlıklarına üstünlüklerini kabul ettirip Hokand Hanlığı’nı ilhak ettiler (1876).
1917 Sovyet Devrimi başladığında Özbekler Rusya Türkistam’ndaki Sirderya, Semerkand ve Fergana yönetim birimleriyle yarı bağımsız Buhara ve Hive hanlıklarına dağılmış durumdaydılar. Devrim sırasında Taşkent’te iktidar önce Geçici Hükümet’e bağlı Türkistan Komitesi’nin, ardından da Özbeklerin ve öteki Müslümanların hemen hiç söz sahibi olmadıkları komünistlerin denetimindeki İşçi, Asker ve Köylü Temsilcileri Konseyi’nin eline geçti. Aralık 1917’de Hokand’da bir ulusal kongre toplayan Müslümanların Mustafa Çokayev başkanlığında kurdukları hükümet, Şubat 1918’de Taşkent’ten yollanan askeri birlikler tarafından devrildi. Darbeden sonra yeni yönetime karşı Basmacı Ayaklanması) olarak bilinen bir direniş hareketi başladı. Nisan 1918’de ilan edilen Türkistan ÖSSC yönetimini elinde tutan Rusların, Müslümanların da yönetime katılmaları için Moskova’dan gelen baskılara direnmesi hoşnutsuzlukları daha da artırdı. Sonunda Leniıı’in 1919 sonbaharında atadığı Türkistan Komisyonu Taşkent’te yönetimi devraldı. Hive ve Buhara hanlıklarının 1920’de Kızıl Ordu tarafından yıkılması ve kâğıt üzerinde bağımsız Harezm ve Buhara Sovyet halk cumhuriyetlerinin kurulması Basmacı Ayaklanmasının yayılmasına neden olduysa da, Türkistan Komisyonu’nun 1922’de başlattığı reformlar sonucu ayaklanma etkisini yitirdi.
1924’te Orta Asya ve Kazakistan’da sınırları etnik temellerde yeniden belirleyen yönetsel düzenlemeyle Harezm, Buhara ve Türkistan cumhuriyetleri dağıtılarak bölge toprakları Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan arasında bölüştürüldü. 1936’da Karakalpak ÖSSC Özbekistan’a bağlandı. 1956 ve 1963’te Kazakistan’ın güneyindeki bazı topraklar Özbekistan SSC’ye geçtiyse de 1971’de bu toprakların bir bölümü Kazakistan SSC’ye geri verildi.
1937-38 yıllarındaki Büyük Temizlik sırasında milliyetçi bir komplo hazırlığı içinde oldukları gerekçesiyle, aralarında Başbakan Feyzullah Hocayev ve Özbekistan Komünist Partisi birinci sekreteri Ekmel İkramov’ un da bulunduğu çok sayıda Özbek idam edildi. Stalin’in ölümünden sonra Hocayev ve İkramov’un saygınlıkları geri verildi.
Sovyet yönetiminin reformlara yöneldiği 1980’lerde Özbekistan’da çeşitli karışıklıklar yaşandı. 1989’da Fergana Vadisinde Sünni Özbeklerle Şii Mesketler arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişi öldü. 1990’da da Kırgızistan sınırında çatışmalar çıktı. Yüzlerce kişinin öldüğü bu çatışmaların savaşa dönüşmesini önlemek için Sovyet yönetimi iki ülke arasındaki sınırı kapattı. Özbekistan parlamentosu Haziran 1990’da Moskova karşısında daha geniş özerkliği öngören bir karar aldı. Sovyetler Birliği’ndeki başarısız darbe girişiminin ardından da ülkenin bağımsızlığı ilan edildi (31 Ağustos 1991). 29 Aralık 1991 ’de yapılan cumhurbakanlığı seçimlerini eskiden Komünist Partisi birinci sekreterliği görevinde bulunan İslam Kerimov kazandı.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 21 Mart 2019 19:31