Ziyaretçi
Kırgız El Sanatları
Yüzyıllara uzanan bir tarihe sahip olan Kırgız el sanatları göçebe yaşam şartlarında doğmuştur. Yüksek dağlar, ayna gibi şeffaf göller, yerin canlı kilimleri -çiçekler ve çimenler-, Kırgızistan’ın emsalsiz tabiatı, el sanat ürünlerinde akislerini bulmuştur. Böylece renkli keçelerin mozaik tekniği ile işlenmesinde oluşan kilimler (şırdak), yurtanın ayrı parçalarının bağlanması için kullanılan kumaşlar (teriye taar), yurtanın parmaklığı için kullanılan işlemeli kamış (çınnalgan çiy), göçebe yaşama uygun süslü deri ve tahta ev eşyaları ve birçok başka güzel eşyayı yaratma geleneği meydana gelmiştir. Kırgız halk hünerlerinin en muhteşem eseri de bir yerden başka yere at veya deve üzerinde kolayca nakledilip, kurulabilen Kırgızların evi - yurtadır. Hayvancılık ve ziraat gibi daimi esas faaliyetlerinin yanında, insanlar hane halkı üretimi ve esnaflık aracılığıyla, kendileri elde ettikleri (yün, deri vb.) veya başka yerlerden getirdikleri hammaddelerden (demir, gümüş vb.) günlük hayatlarında gerekli olabilecek eşyaları üretebilmekteydiler. El sanatları konusundaki bütün bilgiler babadan oğula, nesilden nesile aktarılarak, milletin tarihi ile birlikte gelişmekteydi. Milli el sanat ürünleri hüneri ve değişikliği ile ayırt edilmektedir. Ürünlerin, sanat işlenişi ile pratik kullanımının bir arada bulunması gibi harika bir özelliği vardır.
Göçmenlerin hayatında çok büyük önem taşımakta olan, nakliyatı ve kurulması kolay olan yurta ile o zamanki insanların esas yardımcısı at ile ilgili eşyaların işlenmesinde büyük sevgi, önemseme ve maharet hissedilmektedir. 19. yüzyılda Kırgız dekoratif el sanatları çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Halkın ruhi hayatı ve kabiliyetlerini yansıtmakta olan renk ve desenler esas süsleme araçları olarak kullanılmaktadır. Halk uzmanların yarattıkları eserlerde sadelik ve güzelliğin muhteşem bir uyumu bulunmuştur. Kırgız milli kumaşlarının, kilimlerin, nakışların, işlemeli kamışın, desenli keçelerin kompozisyonları kırmızı renge önemli yer verilen çeşitli canlı renkleri ile dikkati çekmektedir. Desenler, halkın hayal ve tutkularını gösteren muhteşem bir sanat mirasıdır. Bazı desen formlarının ise, bronz dönemine ait olduğu ispatlanmıştır. Bu desenlerin başka bir özelliği de, Orta Asya, Kazakistan, Kafkasya ve Volga Vadisi'nden oluşan geniş bir bölgede yaşayan halkların kültür ortaklığını kendinde toplamasıdır. Desenlerin birçoğu halk arasında adlandırılmıştır. Bu adlandırmalar çoğunlukla çok eski zamanlardan beri kullanılmakta, hayvan ve bitki, dünyasını, göçebe hayatı yansıtmaktadır.
Bu desenlerin bazıları bugün bile birçok el sanat dalında geniş şekilde kullanılmaktadır. Bunların arasında en yaygın olanlar: "Koçkor Müyüz" (koçboynuzu), "Kıyal" (hayal), "Karga Tırmak" (karga tırnağı), "Toğuz Döbö" (dokuz tepe)'dür. Kırgız el sanatlarında koyunyününden, keçeden ve kumaşlardan elde edilen eşyalar önemli yer tutmaktadır. Keçe, göçmenin evi, yatağı, giyimi, at eyeri ve ev eşyalarının yapılmasında kullanılan temel malzemelerden birisidir. Şırdak ve Ala Kiyiz gibi işlemeli keçe kilimlerinin yapımı konusunda yüksek uzmanlık seviyesine ulaşılmıştır. Keçe mamullerinde, Kırgız dekoratif el işlerinin temel sanat prensipleri, renklerin, desenlerin, fonların kompozisyon uyumu vasıtasıyla sunulmasıdır. Kamış saplarının renkli yünlerle dokunması yolu ile elde edilen orjinal işlemeli kamışlar büyük değer taşımaktadır. Deri, keçe, kadife gibi malzemeler üzerine yapılan nakış işlerinin, desen, motif ve teknik yöntemleri çok zengindir. "Tuş Kiyiz" adını taşımakta olan, nakış tekniği ile işlenen duvar kilimleri, Kırgızların nakış konusundaki onurudur. Eskiden kımızın saklandığı deri testiler (köökör) ve porselen tabakların saklandığı kaplar orijinalliği ile dikkati çekmektedir. İşlemeli desenler ile süslenmiş at koşumları da özel bir değere sahiptir. Çağdaş halk kuyumcuları eski zamanlardan kalmış yöntemleri kullanarak at takımlarını, erkek kemerlerini, deri ve tahta ürünlerini gümüş plakalar ile süslemektedir. Kadınlar için yerel kuyumcular bilezik, yüzük, küpe gibi süsleri üretmektedirler.
Çok sade bir eski tezgah (kırmacı) aracılığıyla uzmanlar nefis görünümlü tabaklar, testiler, kaseler yaratabilirler. Tahta ustaları (ciğaç usta) tarafından yapılan yurtanın tahta kapıları, sandukalar, farklı tahta kaplar ve raflar muhteşem, ince oymalar ile süslenir. Kırgız milli kültürünün ayrılmaz bir parçası olan el sanatları, hem halkın eski kültürünü ve ruhi hayatını yansıtan tarihi bir kaynak olarak, hem de çağdaş düşünsel ve tasavvurların göstergesi olarak, çok değerli bir röle sahiptir.
Millet Beşiği : Yurta
Kırgız el sanatlarının ürünlerinin büyük bir çoğunluğu Kırgız evi yurtada yer almaktadır. "Ak Örgö” -“Beyaz Yurta”- olarak adlandırılan yurta, bütün Kırgız halkı için ev ocağını simgelemektedir. Göçebe bir millet için en uygun vasıta olan bu ev, binlerce yıldır değişmeden bugüne kadar kullanılmaktadır. Yurtanın yapısı ile düzeni, inanılmaz kolay ve elverişlidir. Bu yuvarlak ev, uzun ince sırıklardan, halatlardan, kapı ve evi tamamlayan yuvarlak tunduktan (çatı) oluşmaktadır. Tunduk hem ışık geçiren pencere, hem de baca yerine kullanılır. Evin üst kaplaması "çiy" olarak adlandırılan hasır ve keçeden yapılmış olup, kış soğuğundan ve yaz sıcağından korumaktadır. Yurtanın tam merkezinde ocak, onun arkasında da evin refahını gösteren sandıklar ve yatak denkleri bulunmaktadır. Maharetli usta yurta parçalarını 25 gün içinde yaparken, bunlar ortalama olarak 25 yıl kullanılır. Yurtanın esas iç süs donatımını milli desenlerin ihtişamı ve çeşitliliği ile büyülendiren duvar ve yer halıları temsil etmektedir.
Bu nefis el sanatı ürünlerin renk ve esrarengiz şekilleri neşe ve sıcaklık taşımaktadır. Yurta sırıkları renkli şeritler ile sarılır. "Terme" desenleri, nakışlar ve saçaklar mutfak takımlarının ve diğer ev ürünlerinin saklandıkları "Baştık" duvar çantalarını, torba ve muhafazaları süslemektedir. Zamanla yurtada bulunan birçok eşya eski işlevi ve önemini kaybetmiş ve oda süslerine dönüşmüştür. Modern apartmanlara göç edenler bu ev süsleri gelen misafirlere ev sahibesinin zevk ve kabiliyetlerini aktarırlar. Böylece, yurta sadece elverişli ve konforlu bir yaşama aracı olarak kalmayıp, zengin kültür mirasını taşıyan derin, kapsamlı ve estetik bir çerçeve haline dönüşmüştür. Kentsel yaşam tarzının gelişmesi ile yurta mukaddes bir hava ile çevrilmiştir. Yurta'yı tamamlayan "tunduk" Kırgız Cumhuriyeti bayrağında yer alan güneşin tam merkezinde yer almaktadır. Yurtaya özgü şekiller, Bişkek'teki Pobeda merkezi caddesindeki mimari eserde olduğu gibi, birçok çağdaş mimari eserlerde de görülmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Göçmenlerin hayatında çok büyük önem taşımakta olan, nakliyatı ve kurulması kolay olan yurta ile o zamanki insanların esas yardımcısı at ile ilgili eşyaların işlenmesinde büyük sevgi, önemseme ve maharet hissedilmektedir. 19. yüzyılda Kırgız dekoratif el sanatları çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Halkın ruhi hayatı ve kabiliyetlerini yansıtmakta olan renk ve desenler esas süsleme araçları olarak kullanılmaktadır. Halk uzmanların yarattıkları eserlerde sadelik ve güzelliğin muhteşem bir uyumu bulunmuştur. Kırgız milli kumaşlarının, kilimlerin, nakışların, işlemeli kamışın, desenli keçelerin kompozisyonları kırmızı renge önemli yer verilen çeşitli canlı renkleri ile dikkati çekmektedir. Desenler, halkın hayal ve tutkularını gösteren muhteşem bir sanat mirasıdır. Bazı desen formlarının ise, bronz dönemine ait olduğu ispatlanmıştır. Bu desenlerin başka bir özelliği de, Orta Asya, Kazakistan, Kafkasya ve Volga Vadisi'nden oluşan geniş bir bölgede yaşayan halkların kültür ortaklığını kendinde toplamasıdır. Desenlerin birçoğu halk arasında adlandırılmıştır. Bu adlandırmalar çoğunlukla çok eski zamanlardan beri kullanılmakta, hayvan ve bitki, dünyasını, göçebe hayatı yansıtmaktadır.
Bu desenlerin bazıları bugün bile birçok el sanat dalında geniş şekilde kullanılmaktadır. Bunların arasında en yaygın olanlar: "Koçkor Müyüz" (koçboynuzu), "Kıyal" (hayal), "Karga Tırmak" (karga tırnağı), "Toğuz Döbö" (dokuz tepe)'dür. Kırgız el sanatlarında koyunyününden, keçeden ve kumaşlardan elde edilen eşyalar önemli yer tutmaktadır. Keçe, göçmenin evi, yatağı, giyimi, at eyeri ve ev eşyalarının yapılmasında kullanılan temel malzemelerden birisidir. Şırdak ve Ala Kiyiz gibi işlemeli keçe kilimlerinin yapımı konusunda yüksek uzmanlık seviyesine ulaşılmıştır. Keçe mamullerinde, Kırgız dekoratif el işlerinin temel sanat prensipleri, renklerin, desenlerin, fonların kompozisyon uyumu vasıtasıyla sunulmasıdır. Kamış saplarının renkli yünlerle dokunması yolu ile elde edilen orjinal işlemeli kamışlar büyük değer taşımaktadır. Deri, keçe, kadife gibi malzemeler üzerine yapılan nakış işlerinin, desen, motif ve teknik yöntemleri çok zengindir. "Tuş Kiyiz" adını taşımakta olan, nakış tekniği ile işlenen duvar kilimleri, Kırgızların nakış konusundaki onurudur. Eskiden kımızın saklandığı deri testiler (köökör) ve porselen tabakların saklandığı kaplar orijinalliği ile dikkati çekmektedir. İşlemeli desenler ile süslenmiş at koşumları da özel bir değere sahiptir. Çağdaş halk kuyumcuları eski zamanlardan kalmış yöntemleri kullanarak at takımlarını, erkek kemerlerini, deri ve tahta ürünlerini gümüş plakalar ile süslemektedir. Kadınlar için yerel kuyumcular bilezik, yüzük, küpe gibi süsleri üretmektedirler.
Çok sade bir eski tezgah (kırmacı) aracılığıyla uzmanlar nefis görünümlü tabaklar, testiler, kaseler yaratabilirler. Tahta ustaları (ciğaç usta) tarafından yapılan yurtanın tahta kapıları, sandukalar, farklı tahta kaplar ve raflar muhteşem, ince oymalar ile süslenir. Kırgız milli kültürünün ayrılmaz bir parçası olan el sanatları, hem halkın eski kültürünü ve ruhi hayatını yansıtan tarihi bir kaynak olarak, hem de çağdaş düşünsel ve tasavvurların göstergesi olarak, çok değerli bir röle sahiptir.
Millet Beşiği : Yurta
Kırgız el sanatlarının ürünlerinin büyük bir çoğunluğu Kırgız evi yurtada yer almaktadır. "Ak Örgö” -“Beyaz Yurta”- olarak adlandırılan yurta, bütün Kırgız halkı için ev ocağını simgelemektedir. Göçebe bir millet için en uygun vasıta olan bu ev, binlerce yıldır değişmeden bugüne kadar kullanılmaktadır. Yurtanın yapısı ile düzeni, inanılmaz kolay ve elverişlidir. Bu yuvarlak ev, uzun ince sırıklardan, halatlardan, kapı ve evi tamamlayan yuvarlak tunduktan (çatı) oluşmaktadır. Tunduk hem ışık geçiren pencere, hem de baca yerine kullanılır. Evin üst kaplaması "çiy" olarak adlandırılan hasır ve keçeden yapılmış olup, kış soğuğundan ve yaz sıcağından korumaktadır. Yurtanın tam merkezinde ocak, onun arkasında da evin refahını gösteren sandıklar ve yatak denkleri bulunmaktadır. Maharetli usta yurta parçalarını 25 gün içinde yaparken, bunlar ortalama olarak 25 yıl kullanılır. Yurtanın esas iç süs donatımını milli desenlerin ihtişamı ve çeşitliliği ile büyülendiren duvar ve yer halıları temsil etmektedir.
Bu nefis el sanatı ürünlerin renk ve esrarengiz şekilleri neşe ve sıcaklık taşımaktadır. Yurta sırıkları renkli şeritler ile sarılır. "Terme" desenleri, nakışlar ve saçaklar mutfak takımlarının ve diğer ev ürünlerinin saklandıkları "Baştık" duvar çantalarını, torba ve muhafazaları süslemektedir. Zamanla yurtada bulunan birçok eşya eski işlevi ve önemini kaybetmiş ve oda süslerine dönüşmüştür. Modern apartmanlara göç edenler bu ev süsleri gelen misafirlere ev sahibesinin zevk ve kabiliyetlerini aktarırlar. Böylece, yurta sadece elverişli ve konforlu bir yaşama aracı olarak kalmayıp, zengin kültür mirasını taşıyan derin, kapsamlı ve estetik bir çerçeve haline dönüşmüştür. Kentsel yaşam tarzının gelişmesi ile yurta mukaddes bir hava ile çevrilmiştir. Yurta'yı tamamlayan "tunduk" Kırgız Cumhuriyeti bayrağında yer alan güneşin tam merkezinde yer almaktadır. Yurtaya özgü şekiller, Bişkek'teki Pobeda merkezi caddesindeki mimari eserde olduğu gibi, birçok çağdaş mimari eserlerde de görülmektedir.