Arama

Türk Devletleri - Karakoyunlu Devleti (Karakoyunlular)

Güncelleme: 26 Temmuz 2012 Gösterim: 13.223 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karakoyunlular (Karakoyunlu Devleti)
On dördüncü asrın ikinci yarısında, Doğu Anadolu'da devlet kuran bir Türkmen hanedanı.
Sponsorlu Bağlantılar
Karakoyunlu oymağı, Karakoyunlu devletinin çekirdeğini teşkil etmiştir. Sa'dlu, Baharlu, Duharlu, Karamanlu, Alpagut, Çakırlu, Ayunlu, Bayramlu, Ağaç-eri, Düğer ve Hacılu oymakları halkları da, Karakoyunlu Devletinin ahâlisiydi. Yaklaşık otuz bin çadırdan oluşan Karakoyunlular, Cengiz'in hücumu üzerine, Töre Bey idaresinde, Türkistan'dan Mâverâünnehir'e, oradan da İran yoluyla doğu Anadolu'ya göç etmişlerdi. Töre Bey, Kara Yusuf'un yedinci atası olup, Oğuz Han'ın torunlarından olduğu söylenirdi.
Karakoyunluların, siyasî bakımdan ehemmiyet kazanması, İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın ölümü ve içeride Moğol noyanlarının bir mücadeleye girişmeleri ile başlar. Karakoyunlular, ilk zamanlarda, Trak'taki Celâyir ailesinin ve Çobanoğulları'nın hizmetindeydiler. On dördüncü yüzyılın başlarında, Karakoyunluların reisleri, Bayram Hoca idi. Bayram Hoca, Sincar hakimi Pîr Muhammed'i öldürerek emîrliği ele geçiren Hüseyin Bey'in maiyetinde bulunuyordu. Daha sonra Hüseyin Bey'i ortadan kaldırarak yerine geçti (1351). Hüseyin Bey'in ölümünden sonra, Türkmenlerin büyük bir kısmı, Bayram Hoca'nın emîrliğini tanıdılar.
1370 yılından itibaren fetih hareketine girişen Bayram Hoca; Sürmelü, Alakilise, Hoy ve Nahcivan havâlilerine hakim oldu. 1374'te Musul'u zaptetti ve şehir, devletin yıkılışına kadar Karakoyunlu hanedanının elinde kaldı.
Erzurum'dan Musul'a kadar uzanan sahayı hakimiyeti altına alarak, Karakoyunlu kabilesini tarih sahnesine çıkaran Bayram Hoca, 1380 senesinde ölünce, yerine kardeşi Türemiş'in oğlu Kara Mehmed geçti. Kara Mehmed, Celâyirliler'e bağlı kalmak şartıyla, babasından kalan yerleri elinde tutmayı başardı ve kızını Celâyirli sultanı Ahmed'e vererek, bu bağlılığını kuvvetlendirdi. Kara Mehmed Bey, 1383 yılında Musul hacılarının yolunu kesip mallarını yağmalayan Caber hakimi Salim Bey'in üzerine yürüdü. Onu, büyük bir bozguna uğrattı ve arazisini yağmaladı. 1387 senesinde, Erzincan emîri Mutahharten ile Akkoyunlular arasında başlayan mücadele, Mutahharten'in mağlubiyetiyle sonuçlanınca; Erzincan emîri, Kara Mehmed'den yardım istedi. Akkoyunlular ile öteden beri mücadele içinde olan Kara Mehmed, Mutahharten'in yardımına koştu ve Akkoyunluları ağır bir yenilgiye uğrattı. Akkoyunlu Ahmed ve kardeşi Hüseyin beyler, Kadı Burhaneddin'e sığındılar.
Kara Mehmed Bey, 1307'de Karabağ üzerinden Anadolu'yu istilâya teşebbüs eden Timurlu kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bir çok Timurlu emîri, bu çarpışmada öldürüldü. 1388 yılında Tebriz şehri için, Kara Mehmed Bey ile Celâyirli emîrlerinden Şebli ve Şah Ali arasında büyük bir mücadele başladı. Şebli komutasındaki Celâyir ordusuyla, Heştrud'da karşılaşan Karakoyunlular, bu orduyu büyük bir bozguna uğratırken, Şebli'yi de öldürdüler. Bu hadisenin akabinde Kara Mehmed Bey, Kara Hasan adındaki bir Türkmen emîriyle giriştiği mücadele sırasında 1389 yılında öldürüldü.
Kara Mehmed Bey'in ölümünden sonra, yerine Kara Yusuf geçti (1389). Hükümdarlığının ilk yılları, iç karışıklıklarla geçen Kara Yusuf Bey, 1392'de Timur Han'ın (1370-1405) tabiiyet teklifini kabul etmeyip mücadeleye girişti. Timur Han'ın Anadolu'dan ayrılmasını fırsat bilerek, Erciş'i ele geçirdi. Timur Han'ın Van ve çevresinin idaresine tayin ettiği Emîr İzzeddin Şîr, yanındaki Çağatay askerleri ile birlikte, Kara Yusuf'un üzerine yürüdü. Yapılan küçük çapta çarpışmanın ardından iki taraf arasında barış sağlandı. Kara Yusuf, geri çekilirken Avnik emîri Atlamış'ın dört yüz atlı ile İzzeddin Şîr ve Çağatayların yardımına gittiğini gördü ve Erciş Ovasında bir gece baskını ile Atlamış'ı esir alarak, askerlerinin büyük bir bölümünü öldürdü. Kara Yusuf daha sonra, Atlamış'ı, Memlûk Sultanı Berkuk'a gönderdi ve orada hapsedildi.
Timur Han, Hindistan seferini büyük bir başarı ile tamamlayarak yeniden Doğu Anadolu'da görülünce, Kara Yusuf, Van Gölü çevresindeki atalarından kalma yurdunu boşaltarak Musul'a çekildi (1399). Timur Han'ın Bağdat'ı ele geçirmek için ordu göndermesi üzerine Sultan Ahmed Celâyir, yanında bulunan az sayıda asker ile Bağdat'tan ayrılarak, Musul'da bulunan Kara Yusuf'un yanına gitti. Bu sırada Sultan Ahmed'e tâbi olan kaleler, Timur Han'ın gönderdiği ordu tarafından ele geçirildi. Timur Han'ın ordusu Bağdat'tan ayrılınca, Kara Yusuf ve Sultan Ahmed, hiçbir güçlükle karşılaşmadan şehre hakim oldular. Ancak, bu sırada Bingöl yaylasında bulunan Timur Han'ın, kendilerini arkadan çevirme planını öğrenince, Sultan Ahmed ve Kara Yusuf, Memlûk sultanına iltica etmeye karar verdiler. Memlûk sultanına bu durumu bildirmek için elçiler gönderdiler. Elçilerin dönüşünü beklemeyen Kara Yusuf ve Sultan Ahmed, yanlarında emîrleri ve kuvvetleri olduğu halde Kahire'ye doğru yola çıktılar. Memlûkların Halep nâibi Demirtaş'ın yollarını keserek, Suriye'ye girmelerine mani olmak istemesi üzerine, iki taraf arasında şiddetli bir muharebe oldu. Demirtaş, ağır bir bozguna uğradı. Bu muharebe neticesinde Kara Yusuf ve Sultan Ahmed'in, Memlûk sultanına sığınma yolları kapandı. Bu yüzden iki hükümdar, Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid Han'ın yanına gitmeye karar verdiler. Fakat, aralarında çıkan anlaşmazlık yüzünden birbirlerinden ayrıldılar. Kara Yusuf, memleketine geri döndü. Timur Han ise, onların hareketlerinden günü gününe haber alıyordu. Gönderdiği kuvvetler, Sultan Ahmed Celâyir'e ani bir baskın düzenleyerek mağlup ettiler. Sultan Ahmed, bütün ağırlıklarını kaybettikten sonra, güçlükle Osmanlı sultanına sığınabildi. Kara Yusuf Bey de, Timur'un 1400'deki Yakın Doğu seferinde, Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid Han'ın yanına gitti, ondan himaye ve iltifat gördü. Kendisine Aksaray havalisi, maişet ve ikamet yeri olarak verildi. Bu durum, Timur Han ile Yıldırım Bayezid Han arasında yapılan 1402'deki Ankara Savaşı'nın sebeplerinden biri oldu.
1402 yılında Yıldırım Bayezid'le yaptığı Ankara Meydan Muharebesini kazanan Timur Han, Karakoyunlu emîri Kara Yusuf'a kesin bir darbe indirdi. Timur Han'ın ordusu karşısında bozguna uğrayarak, muharebe meydanından güçlükle kaçan Kara Yusuf, nâibi Şeyhü'l-Mahmudî'ye sığındı. Dımaşk nâibi, önce Kara Yusuf'a, sonra da buraya gelen Ahmed Celâyir'e iyi bir kabul gösterdi. Fakat, bir süre sonra Timur Han'ın, Memlûk sultanına yaptığı tehdit ve baskılar etkisini gösterdi. Memlûk sultanı Ebu'l-Ferec, Dımaşk nâibinden Kara Yusuf ve Ahmed Celâyir'in öldürülmelerini istedi. Ancak, nâib bu emri yerine getirmedi ve sadece hapsetmekle yetindi. Bir sene kadar hapiste kalan Kara Yusuf, buradan çıktıktan sonra, Van hâkimi İzzeddin Şîr üzerine yürüyerek Van bölgesini ele geçirdi. Onun eski ülkesine sahip olması üzerine, dört bir yana dağılan Türkmen emîrleri, tekrar bayrağı altında toplandılar. Kara Yusuf'un bu faaliyetlerine Âzerbaycan ve Irak-ı Arab hükümdarı Miran Şah oğlu Ebu Bekr karşı çıktı. İki ordu çok geçmeden Nahcivan'ın batısında karşılaştılar. Ebu Bekr'in ordusu yenildi ve kuvvetlerinin pek çoğu Aras nehrinde boğuldu. Bu zaferle şöhret ve gücü bir kat daha artan Kara Yusuf, Tebriz ahalisinin isteği üzerine şehir önüne gelerek yaptığı muharebede, Ebu Bekr'in babası ve Timur'un oğlu Miran Şah'ı öldürdü ve şehri ele geçirdi. Bir süre sonra Ebu Bekr'le karşılaşan Kara Yusuf, onu tekrar mağlup etti. Bu muvaffakiyetle Kara Yusuf, Timur İmparatorluğu'nun önemli bir parçasını alarak, Karakoyunlu Devletini kurdu.
Kara Yusuf'un Ebu Bekr'e karşı kazandığı ikinci ve parlak zaferden sonra, başta Irak emîri Bistam Bey olmak üzere bütün emîrler ona bağlılıklarını bildirdiler. Daha sonra Bistam Bey'i Irak-ı Acem'in fethine memur eden Kara Yusuf, Aladağ'a gitti. Bistam Bey, Sultaniye'yi fethedince, Kara Yusuf, onu Irak-ı Acem valiliğine tayin etti. 1409 yılında, "zaptolunamaz" olarak vasıflandırılan Alıncak Kalesi, Karakoyunluların eline geçti.
Bu sırada Sultan Ahmed Celâyir, Karakoyunlulara ait Tebriz'e girerek şehirdeki Türkmenlerin çoğunu katletti. Durumu öğrenen Kara Yusuf, Âzerbaycan'a girerek, Tebriz yakınlarında karargâh kurdu. İki ordu arasında vuku bulan savaşta, Sultan Ahmed, askerlerinin büyük bir kısmıyla, Karakoyunluların eline esir düştü. Sultan Ahmed, ordu komutanlarının ısrarıyla öldürüldü (1410). Kara Yusuf, bu zaferden sonra oğlu Pir Budak'ı hükümdar ilan etti. Irak-ı Arab üzerine sefer düzenleyip, bölgeyi ele geçirdi. Oğlu Şah Mehmed'i, Bağdat'a vali tayin etti. Daha sonra Âmid (Diyarbakır), Ergani üzerine yürüdüğü sırada, önüne çıkan Akkoyunlu beyi Kara Yülük Osman'la savaşıp, onu mağlup ve barışa mecbur etti. Akkoyunluların müttefiki olan Şirvan ve Gürcistan hükümdarlarını da yendikten sonra, Irak-ı Acem'i tamamen ele geçirdi.
1420'de Ucan'da vefat eden Kara Yusuf Bey'den sonra, Karakoyunlulara bütünüyle hâkim olabilecek bir şehzadenin bulunmaması, birliği sarstı. Hükümdar ilan ettiği Pir Budak, kendisinden önce vefat etmişti. Karakoyunlu beyleri, cesur bir bey olan Kara Yusuf'un ikinci oğlu İskender Mirza'yı hükümdar ilan ettiler.
İskender, başa geçer geçmez, Âzerbaycan ve doğu Anadolu'yu işgal etmekte olan Şahruh'la Eleşkirt mevkiinde yaptığı savaşı kaybetti. Şahruh'un Âzerbaycan'a dönmesinden sonra, Tebriz'e gitti. Kardeşi İsfahan Mirza'nın elinde bulunan bu şehri zaptetti. Daha sonra Bitlis ve Ahlat çevresini ele geçirdi. Şemahi ve Şirvan civarına akınlar düzenledi ve Timurlu sultanı Şahruh'u uzun süre uğraştırdı. Bir süre sonra İskender'in kardeşleri, Şahruh tarafına geçtiler. Bunun üzerine Şahruh, 1434 senesinde Âzerbaycan üzerine yürüdü. İskender, üzerine gelen bu güçlü orduya karşı koyamadı. Erzurum üzerinden batıya çekildi. Bu sırada yolunu kesen Akkoyunlu beyi Kara Yülük Osman'ı Erzurum kalesi önlerinde yapılan savaşta yaraladı ve ölmesine sebep oldu. İskender, daha sonra, Osmanlılar'a ait Tokat kasabasına sığındı. Osmanlı Devletine sığındıktan sonra, Karakoyunlu hükümdarlığı, Şahruh'un yanında bulunan Cihanşâh'a verildi. Bu yüzden Karakoyunlu devleti, Şahruh'un ölümüne kadar Timurluların himayesinde kaldı. Şahruh çekilince, İskender, kardeşi Cihanşâh ile uğraşmaya başladı ise de, Sofuâbâd mevkiinde yapılan muharebede yenildi (1438). Nahcivan taraflarındaki Alıncak kalesine sığındı. Fakat, orada oğlu Kubad tarafından öldürüldü (1438).
İskender'in ölmesiyle rakipsiz kalan Cihanşâh, Karakoyunlu hükümdarı oldu. Gürcüleri mağlup ettikten sonra, hâkimiyetini tanımayan Bağdat'ı, 1444 senesinde ele geçirdi. Şahruh'un ölümüne kadar, ona bağlılığını muhafaza etti. Sonra Timur evlatları arasındaki taht mücadelelerinden faydalanarak, Kars ve Kirman eyaletlerini ele geçirdi (1457). Horasan ve Herat'ı ele geçirdiği sırada, oğullarından Hasan ve Pir Budak isyan ettiler. Cihanşâh, bu isyanlarla uzun süre uğraştı. Osmanlı sultanlarından II. Murad Han (1421-1451) ve Fatih Sultan Mehmed Han (1451-1481) ile dostane münasebetler kurdu ve devletini yükseltip, ülkenin sınırlarını genişleterek sultan, hakan unvanlarını kullandı. Karakoyunlu ülkesi en geniş sınırlarına Cihanşâh döneminde kavuştu. Bütün İran, Irak, Güney Kafkasya, Doğu ve Güneydoğu Anadolu dahil Basra Körfezine kadar genişleyen Karakoyunlu Türkmen Beyliği, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın hücumlarına uğradı. Nihayet, 1467 senesinde Mardin'de Uzun Hasan'a yenilen Cihanşâh, aynı muharebede öldürüldü. Cihanşâh'ın yerine oğlu Hasan Ali geçti. Hasan Ali, iki yıl saltanat sürüp, 1468 yılında ölünce, Bağdat kolu dahil bütün ülke, Uzun Hasan tarafından ele geçirildi. Böylece Karakoyunlu Devleti tarihe karıştı.

Devlet Teşkilâtı
Karakoyunlular, devlet teşkilâtı hususunda, tamamıyla Celâyirli ve İlhanlı devlet an'ane ve müesseselerine bağlı kaldılar. Bu devlette hükümdar seçiminde, aile ve aşiret reisleri etkiliydi. Devleti teşkil eden aile efradı ve aşiret reisleri tarafından kim uygun görülürse, idare onun eline verilirdi. Devlet işlerinin mercii, Büyük Dîvan idi. Reisine Sahib-i Dîvan denilirdi. Bunun emrinde Sahib-i Âzam
denilen reisler de vardı. Vilâyetler, hem ikta, hem de idare olarak, hanedan ailelerinden olanlara ve emîrlere verilirdi. Bunlar, iktanın gelirine göre asker beslemek zorunaydılar. En önemli vilâyetlerinden olan Fars, Yezd, İsfahan ve Bağdat'tan her biri bir şehzade tarafından idare edilmekteydi. Bu şehzadelerin çok kalabalık maiyetleri ve muntazam saray teşkilatları vardı.
Karakoyunlu Devletinde ordu, yaya ve atlı kuvvetlerden meydana geliyordu. Beylere bağlı timarlı askerle, ayrıca önemli bir yekûn teşkil eden timarlı sipahi ve çerikkoşun, tip ve fevcdiye bir takım gruplara bölünmüştü. Harp esnasında öncü birliklerine, pişdar denilen aşiret kuvvetleri, devletin esas askerî gücünü oluşturuyordu. Ordu, günümüzdeki takım, bölük, tabur ve alay gibi, denilirdi. İhtiyat ordu karargâhına, uruğ denilmekteydi. Hükümdarın maiyetindeki kapıkulu askerleri, maaşlarını dîvandan alırlardı. Kara Yusuf Bey, askerlerinin maaşlarını tam zamanında almalarına çok dikkat ederdi. Bu iş için ayrıca bir teşkilât da kurmuştu.

Kültür ve Medeniyet
Karakoyunlu hükümdarları, savaşların yanında, ülkenin imar ve ihyası için de çalışmışlardır. Cihanşâh, adalet ve imarcılığı ile meşhur olmuştur. Saltanatı devrinde Tebriz'i mâmur bir belde haline getirmiştir. Timur Han tarafından ortadan kaldırılmasına rağmen, o devirde tekrar ortaya çıkan Hurûfîlik adlı sapık fırkanın önüne geçen Cihanşâh, Tebriz'de bulunan Hurûfîlerin çoğunu ortadan kaldırarak, büyük hizmette bulunmuştur. İlme ve âlimlere saygılı olup, ilim adamlarını koruyup gözetmiş, medrese ve camiler yaptırmıştır. Tebriz'de muhteşem ve müzeyyen bir cami yaptıran ve memleketin çeşitli yerlerini âbideler ile süsleyen Cihanşâh, şairleri himaye etmiş ve kendisi de Hakîkî mahlâsıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Onun oğlu, Bağdat valisi Pir Budak da şairdi. Meşhur âlimlerden Celâleddin Devânî, Akkoyunlulara intisap etmeden önce, Tebriz'de Cihanşâh'ın medresesinde müderrislik yapıyordu. Devânî, Farsça yazdığı Risale-i Hurûf adlı eserini Cihanşâh adına telif etti. Yine, Şeyh Şücâeddin bin Kemaleddin Kirmânî, Hadîkat-ül Meârif adlı eserini Cihanşâh adına kaleme aldı.

Cihanşâh'ın Tebriz'de tamamen mermerden yaptırdığı ve çinilerle süslediği Gökmedrese, diğer adı ile Muzafferiye Medresesi çok ünlüdür. Medresenin özellikle kapısı, bir sanat harikasıdır. Tebriz'de, Cihanşâh'ın hanımının yaptırdığı, Büyük Cami ve medresesi vardır.
Karakoyunlular, itikad bakımından Şiîliğe meyilli olduklarından, gerek Memlûk Devleti, gerekse Akkoyunlular ve diğer Sünnî devletler, bunların aleyhinde idiler. Özellikle Akkoyunlularla olan mücadelelerinin sebeplerinden biri de aralarındaki mezhep farkıdır. Buna rağmen, Karakoyunlu paralarında, ilk dört halifenin adları ve Kelime-i Şehadet yazısı görülmektedir.


Kaynak: Genel Türk Tarihi / dallog.com

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karakoyunlu Devleti (Karakoyunlular)

Sponsorlu Bağlantılar
1365 yılından 1469 yılına kadar hüküm sürmüş bir Türk devletidir. Önceleri İran ve Irak’a hâkim olmaları, 1437 yılından 1467′ye kadar 30 yıl sürmüştür. 1467′de İran, Akkoyunlulara geçmiştir. İki yıl sonra da Karakoyunlular, Akkoyunlular tarafından bütünüyle ortadan kaldırılmışlardır.
Karakoyunlu Türkmenleri, Baranlı oymağı beyleri olan üç kardeş ile tarih sahnesine girmiştir. Bunlar Bayram Hoca, Murat Hoca ve Mısır Hoca’dır. Büyükleri olan Bayram Hoca, ilk Karakoyunlu prensi sayılır. 1380 yılına kadar yaklaşık olarak 15 yıl Erciş’ de, Van’da hüküm sürmüşlerdir. Küçük kardeşi Mısır Hoca, 1390 tarihine kadar yaşamıştır. Ortanca kardeş Murat Hoca ise, 1365-1366′da Celayirlilerin Musul valisi olmuş, 1375 tarihinde Celayirlilere tâbi olarak Musul’da bir prenslik kurmuş ve bu prensliğin başında 1385 yılına kadar kalmıştır. Bayram Hoca’nın yerine oğlu Kara Mehmet geçmiştir. Kara Mehmet, 9 yıl prenslik yaptıktan sonra öldürülmüştür. Yerine büyük oğlu Kara Yusuf Bey Bahadır geçmiş ve onun zamanında Karakoyunlular, prenslikten krallığa yükselmişlerdir.
Kara Yusuf Bey, XV. yüzyıl Türk tarihinin büyük simalarındandır. Karakoyunlular, Yusuf Bey’in ve haleflerinin zamanında Timurlularla geniş ölçüde bir mücadeleye girişmişler, Osmanlılar ve Memlûkler tarafından da desteklenmişlerdir.
Kara Yusuf Bey, 13 Kasım 1420′deki ölümüne kadar 31 yıl 5 ay saltanat sürmüş ve 63 yaşında ölmüştür. 21 Nisan 1408′de Timur’un hayattaki iki oğlundan büyüğü ve Hindistan Timurlan (Bâburlular)’nın atası olan Mîrâh Şah Mirza’yı yenmiş, Mirza da bu savaş sonunda ölmüştür. Yusuf Bey Sultaniye, Kaz-vin ve Mardin’i fethetmiş, bu suretle Doğu-Anadolu ile Batı-İran’ın en büyük kısmına hâkim olmuştur.
Erzincan’ı da 1410 yılında almıştır. İkinci büyük zaferini Celayirlilere karşı kazanmış ve bu savaşta Sultan Ahmet Celayir ile oğullarından biri ölmüştür (30 Ağustos 1410). Üçüncü büyük zaferini Şirvan Şahlar ile Hıristiyan Gürcistan’ın müttefik ordusuna karşı kazanmıştır (1412). Bu iki krallık Karakoyunlulara tâbi olmuşlar, bu suretle bütün Güney Kafkasya ve Dağıstan, Karakoyunlulara geçmiştir.
Kara Yusuf’un yerine 3. oğlu İskender Bey geçmiştir. Büyük oğlu Şah Mehmet Bey, Bağdat valisi idi ve 9 Nisan 1433 yılına kadar 23 yıl Irak’ta saltanat sürmüştür. Karakoyunluların Bağdat kolunun ilk hükümdarı idi. Seyhan meydan savaşında ölmüştür (26 Temmuz 1433). Âdilcevaz valiliğinden Bağdat tahtına geçen İspend Bey, 7 yıl 11 ay saltanat sürdükten sonra yerine oğlu Pulad Bey, Tebriz ve Bağdat hükümdarı olmuştur. Pulad Bey’in yerine Zeynel Bey’in oğulları tahta geçmişlerdir. Kerkük valiliğinden babasının yerine geçen İskender Bey, 18 yıl 4 ay 18 gün saltanattan sonra tahtını kaybetmiş, iki yıl sonra öldürülmüştür (1439).
Karakoyunlular tarihinin büyük siması İskender Bey’in yerine geçen Kara Yusuf’un 5. oğlu Sultan Muzafferiddin Cihan Şah’tı. Onunla, Karakoyunluların İmparatorluk devresi başlar. 1405′te doğan, Cihan Şah, 11 Kasım 1467′de 62 yaşında öldürülünce, ye kadar 30 yıl, 7 ay, 10 gün hüküm sürmüştür. Ondan sonra imparatorluk Akkoyunlulardan Uzun Hasan Bey’e geçmiştir.
Isfahan, Fas ve Kirman (1446)’da Batı Horasan (1458)’da Karakoyunlular İmparatorluğu’na katılmıştır. Hattâ Cihan Şâh 28 Haziran 1458′de 5 ay için Doğu Horasan’a, Timurlûlârın iki imparatorluk taht şehirlerinden Herat’a hâkim olmuştur. Bu suretle bütün İran, Irak, Güney Kafkasya, Dağıstan, Güneydoğu ve Doğu-Anadolu ile Basra Körfezi kıyıları Karakoyunluların hâkimiyeti altına girmiştir.
En umulmadık bir şekilde Akkoyunlu Uzun Hasan Bey tarafından baskın sonucu öldürülen Sultan Cihan’ın yerine, oğullarından Sultan Hasan Ali geçmiştir. Hasan Ali’nin intihan (1469) üzerine, Karakoyunlular İmparatorluğu’nun tamamını Akkoyunlu İmparatorluğu hakimiyetine geçmiştir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karakoyunlular - Karakoyunlu Devleti (1380–1468)
MsXLabs.org & Temel Britannica

Karakoyunlular, Güney­doğu Anadolu, Irak ve Azerbaycan'da ege­menlik kurmuş bir Türkmen hanedanıdır. Oğuzlar'ın Yıva boyundan oldukları sanılan Karakoyunlular 13. yüzyıl başlarında Cengiz Han'ın Türkistan'ı istilası sırasında Güneydo­ğu Anadolu'ya göç etmek zorunda kalmışlardı. Uzunca bir süre dağınık halde yaşayan Karakoyunlular, İlhanlı egemenliğinin çöküşü döneminde (1335-53) bölgenin yönetimin­de söz sahibi oldular.
Karakoyunlu önderlerinden Bayram Hoca, Irak'taki Celayirliler'e bağlı olarak Diyarbakır-Musul yöresinde hüküm sürmeye başladı. Bayram Hoca'nın 1380'de ölmesinden sonra Karakoyunlular'ın başına geçen kardeşinin oğlu Kara Mehmed, Celayirliler'in güçsüzleşmesinden de yararlanarak egemenlik sınırları­nı genişletmeye çalıştı. 1387'de Tebriz'i ele geçirdiyse de yaklaşan Timur orduları karşı­sında kenti terk etmek zorunda kaldı. Kara Mehmed 1389'da Türkmen beylerinden Pir Hasan'a karşı giriştiği savaşta ölünce yerini oğlu Kara Yusuf aldı.
Karakoyunlu Devleti'nin asıl kurucusu sa­yılan Kara Yusuf tahta çıktığında bütün Orta­doğu Timur ordularının tehdidi altındaydı. Kara Yusuf bu tehlikeye karşı Mısır'daki güçlü Memlûk Devleti'ne bağlanarak karşı koymaya çalıştı. Ama Timur 1393'te Bağdat'ı alıp kuzeye, Güneydoğu Anadolu'ya yönelin­ce Kara Yusuf kendisine bağlı göçebe Türkmenler'le birlikte sürekli yer değiştirerek yakalanmamaya çalıştı. Timur Anadolu'da fazla kalmayıp Kafkasya'ya geçince de yeni­den Güneydoğu Anadolu'ya döndü.
Timur 1399'da yeniden Azerbaycan'a gelin­ce Kara Yusuf Bağdat'a gitti. Timur'un güne­ye yönelmesi karşısında daha fazla tutunamayacağını anlayarak Memlûklar'a sığınmak is­tediyse de Memlûklar Timur'dan çekindikle­rinden bu isteği geri çevirdiler. Kara Yusuf bunun üzerine Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid'den yardım istedi ve Anadolu'ya geçti. Timur 1402'de Anadolu içlerine kadar ilerleyince Kara Yusuf yeniden Irak'a döndü. Ama burada Timur'un torunu Ebubekir Mirza'nın ordusuna yenilerek Memlûklar'a sığın­mak zorunda kaldı. Memlûklar Timur'la iyi geçinmek için Kara Yusuf'u Şam'da hapsetti­ler. Kara Yusuf iki yıla yakın hapiste kaldık­tan sonra 1405 başlarında salıverildi ve hemen harekete geçerek Bağdat'ı geri aldı. 1407 ve 1408'de iki kez Ebubekir Mirza'yı yendi ve İran Azerbaycam'nı ele geçirdi.
Tebriz'i başkent yapan Kara Yusuf hızla egemenlik sınırlarını genişletmeye girişti. Bu yüzden de en çok Doğu Anadolu'da yeni bir güç olarak beliren Akkoyunlular'la çatıştı. Kara Yusuf 1420'de ölünce yerine oğlu İsken­der geçti. İskender 10 yıl kadar kardeşleriyle arasında çıkan taht kavgalarıyla, Akkoyunlular ve Timurlular'la uğraştı. Bu yüzden olduk­ça yıpranmış durumdayken Timurlu Hüküm­darı Şahruh 1435'te Karakoyunlular'a karşı giriştiği seferde hızla hareket ederek İsken­der'i bozguna uğrattı. İskender Osmanhlar'a sığınmak zorunda kalınca kardeşi Cihanşah, Şahruh'a bağlı olarak tahta geçti. Şahruh'un geri çekilmesinden sonra İskender kardeşiyle uzun süren bir taht kavgasına girişti ve birkaç kez yenilgiye uğradıktan sonra 1438'de öldü­rüldü.
Cihanşah döneminde Karakoyunlular en geniş sınırlarına ulaştılar. Şahruh'un 1447'de ölümünden sonra İran'ın büyük bölümünü topraklarına kattılar. Ama Karakoyunlular'ı tehdit eden asıl güç batıdaki Akkoyunlular'dı. Nitekim Cihanşah 1468'de Akkoyunlu Hü­kümdarı Uzun Hasan'a karşı giriştiği sefer sırasında öldürüldü. Akkoyunlular kısa süre­de Tebriz'i de ele geçirerek Karakoyunlu hanedanına son verdiler.
Karakoyunlular Devleti göçebe Türkmen­lerin kurduğu en güçlü devletlerden biridir. Göçebe boyların birliğine dayanan bu devlet Türkmenlerin savaşçı özelliklerini değerlen­dirip, iyi örgütlenerek varlığını sürdürmüştür. Ama aynı özelliklere sahip başka boylardan daha güçlü bir birlik oluşturan Akkoyunlular karşısında tutunamamışlardır. Karakoyunlu­lar devlet örgütlenmesinde Anadolu Selçuk-lulan'nı örnek almışlardı. Kültür bakımından ise zamanla İran etkisi güçlenmişti. Örneğin, Cihanşah Farsça şiirler yazmıştır. Karakoyun­lu mimarlığının en önemli yapıtı Tebriz'deki Gök Medrese olarak da anılan Muzafferiye Medresesi'dir.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Haziran 2010       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Karakoyunlular:
( 14 YY. 1467)

  • 14yy'da Erzurum'dan Musul'a kadar olan yerlerde kurulmuş Türk devletidir.
  • 1467'de Akkoyunlu Devleti tarafından yıkılmıştır.

buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
26 Temmuz 2012       Mesaj #5
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Karakoyunlular
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

14. yüzyılda Doğu Anadolu'da bir devlet kuran bir Türkmen boyu ve bu boyun kurduğu devletin adı. Van'da Erciş merkez olmak üzere kurulan devletin bilinen ilk hükümdarı Bayram Hoca'dır. Bayram Hoca, Erzurum'dan Musul'a dek uzanan topraklarda bir beylik kurarak Karakoyunluları ilk kez siyasî bir güç durumuna getirdi. 1380'de ölünce yerine Kara Mehmet geçti. Kara Mehmet, Akkoyunlular'ı yenerek, Karakoyunlular'ı Doğu Anadolu'nun en güçlü devleti durumuna getirdi. Mısır Memlukları'yla siyasî ilişkiler kurdu, Timur'a karşı başarıyla direndi. Kara Mehmet, 1389 yılında Kara Hasan, ibni Hüseyin Bey adında bir Türkmen emiri ile yaptığı bir savaşta öldürüldü. Yerine Kara Yusuf geçti. Timur saldırıları karşısında bir ara Mısır'a ve sonra da Osmanlılara sığınan Kara Yusuf, Timur'un Doğu Anadolu'dan ayrılmasından sonra yeniden Karakoyunluların başına geçti. Kara Yusuf'un 1420'de ölümünden sonra yerine oğlu İskender geçti. Bu dönem, Timur'un yerine geçen Şahruh ile yapılan savaşlara sahne oldu. 1439'da İskender, kardeşi Cihan Şah tarafından öldürtüldü ve Karakoyunlu tahtına Cihan Şah geçti. Onun zamanında Karakoyunlular Devleti en parlak dönemini yaşadı, bir imparatorluk durumunu aldı. Ancak Cihan Şah'ın ölümüyle bu parlak dönem son buldu. Akkoyunlular hükümdarı Uzun Hasan, Cihan Şah'ın oğlu Hasan Ali'yi yenerek bu devlete son verdi (1468).
In science we trust.

Benzer Konular

25 Temmuz 2015 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
16 Nisan 2009 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
15 Haziran 2010 / Alvarez Ocean Türk ve İslam Dünyası
18 Ağustos 2006 / Misafir Taslak Konular
23 Ocak 2007 / Misafir Taslak Konular