İlk Türk devletini kurmuş olan Hunlar'ın adına tarihte en erken İÖ 4. yüzyılda rastlanır. Çin kaynaklarında Hiung-nu olarak geçen Hunlar Moğolistan'ın güneydoğu kesiminde yaşayan göçebe bir kavimdi. İÖ 3. yüzyılda Kuzey Çin'e karşı sürekli ve etkili akınlar düzenledikleri, Çinliler'in de buna karşı koymak için Çin Seddi'ni yaptıkları bilinmektedir. Hunlar İÖ 3. yüzyıl boyunca güçlenerek Mançurya'dan Pamir Yaylası'na kadar uzanan geniş bir bölgeye egemen oldular. Moğollar ve Tun-guzlar bu dönemde Hunlar'ın yönetimi altına girdiler.
Hunlar'ın tarihte belirgin biçimde yer almaları Çin'de Qin hanedanını kuran, ülkeyi birleştiren Shi Huang Di'nin başa geçtiği İÖ 221 yılına rastlar. Adı bilinen ilk Hun önderi olan Teoman bu tarihten başlayarak Çin'e karşı yeni akınlara girişti. Shi Huang Di döneminde (İÖ 221-210) tamamlanan Çin
Şeddi, Hun akınlarını bir ölçüde önlemişse de bütünüyle durduramamıştır.
Teoman'ın ölümünden sonra (İÖ 209) başa geçen oğlu Mete döneminde Hunlar Kuzey Çin'i bütünüyle istila ettiler. Çin ordusunu bozguna uğratarak İmparator Kao'yu da vergiye bağladılar. Mete döneminde Hunlar batıya doğru genişlemelerini sürdürerek Batı Türkistan'a kadar ilerlediler. Buralarda yaşayan Türk asıllı birçok topluluk da Hun egemenliği altına girdi. Mete'nin son yıllarında bütün Orta ve Güney Sibirya, Tibet, Aral Gölü ile Hazar Denizi'nin kuzeyindeki topraklar Hun istilasına uğradı. Mete İÖ 174'te öldüğünde Hunlar'ın egemen olduğu topraklar Japon Denizi kıyılarından İdil (Volga) Irmağı'na kadar uzanıyordu.
Mete'den sonra Çin'le barışçı ilişkiler kuruldu. Hun hakanları Çinli prenseslerle evlendiler. Çin soylularına ve tüccarlara ayrıcalıklar tanındı. Bu dönemde ülkenin ticareti Çinliler'in eline geçmeye, İpek Yolu'nun önemi de artmaya başladı. Hunlar İÖ 130'dan sonra kuzeyden ve batıdan gelen yeni göçebe akınlarıyla sarsıldılar. Güneyden de Çin'in saldırısına uğradılar. Bir yandan da taht kavgaları baş gösterdi. Hun Hakanı Ho-Han-Sha İÖ 58'de Çin egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı. Buna karşı çıkan kardeşi Chi-Chi önderliğinde Hunlar' dan bir bölümü Kazakistan ve Kırgızistan'a doğru çekildi. Chi-Chi İÖ 36'da Çin ordusuna karşı savaşırken ölünce ona bağlı Hunlar daha batıya doğru göç ettiler. Asıl Hun ülkesinden gelen birçok topluluk da onlara katıldı. Çin'e bağlananlar sonraki yüzyıllarda başarısız birkaç birleşme girişiminde bulundular. Liu Yu-an adlı komutanın İS 304'te kurduğu Kuzey Nan hanedanı da uzun ömürlü olamadı. Asya Hunları'nın bir kolu da İS 5. yüzyılda bir devlet kurmuş olan Akhunlar'dır.
Batıya göçen Hunlar İS 3. yüzyıl başlarında Rusya bozkırlarında görüldüler. 4. yüzyılda İdil (Volga) Irmağı'nın batısına geçerek akınlar düzenlediler. Hun Başbuğu Balamir 374'te Don ile Dinyeper ırmakları arasında yaşayan Ostrogotlar'ı (Doğu Gotları) yenilgiye uğrattı. 376'da daha batıdaki Vizigotlar'ı (Batı Gotları) da yendi ve Tuna Irmağı kıyılarına kadar ilerledi. Hunlar'ın baskısıyla başka kavimlerden olanlar da büyük topluluklar halinde Avrupa içlerine göç etmek zorunda kaldılar. Bu olaylar Avrupa'da kavimler göçünün başlangıcı oldu .
Hunlar 378'de Tuna'yı geçerek Avrupa içlerine girdiler. Karşılarındaki en büyük güç Roma İmparatorluğu'ydu. Bir bölümü de Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girdi. Hunlar'ın amacı Batı ve Doğu Roma'nın birbirleriyle ilişkisini kesmek, önce Doğu Roma'yı ezmek sonra Batı Roma'yla hesaplaşmaktı. Avrupa'ya dağılan kavimlerden Vandallar'ın, Saksonlar'ın ve Burgonlar'ın yaptıkları yağmalar Batı Roma'ya da büyük zarar veriyordu. Bu durum bir süre Hunlar ile Batı Roma arasında bir yakınlaşma sağladı. Hunlar bu kavimleri daha batıya sürerek Batı Roma'yı rahatlattılar. Batı Roma, egemenliğine baş-kaldıran başka kavimlerin ezilmesinde de Hunlar'dan yardım gördü. 422'de başa geçen Rua döneminde Hunlar Batı ve Doğu Roma üstünde açık bir baskı kurdular. Rua Doğu Roma'yı yıllık vergiye bağladı. Rua'nın 434'te ölümünden sonra başa geçen Attila da aynı siyaseti başarıyla sürdürdü. Onun asıl amacı Batı Roma'yı tümüyle egemenliği altına almaktı. Bu yolda önemli başarılar elde ettiyse de kesin bir sonuca ulaşamadan öldü. Hunlar Attila'nın ölümünden sonra iç kavgalar ve başkaldıran kavimlerin saldırıları karşısında kısa sürede dağıldılar. Bir bölümü Rusya bozkırlarına geri döndü. Asya' dan gelen Avarlar'ın baskısı karşısında Tuna boylarında kalanlar ise zamanla başka kavimlere karıştı.
Hunlar'ın tarihte belirgin biçimde yer almaları Çin'de Qin hanedanını kuran, ülkeyi birleştiren Shi Huang Di'nin başa geçtiği İÖ 221 yılına rastlar. Adı bilinen ilk Hun önderi olan Teoman bu tarihten başlayarak Çin'e karşı yeni akınlara girişti. Shi Huang Di döneminde (İÖ 221-210) tamamlanan Çin
Sponsorlu Bağlantılar
Teoman'ın ölümünden sonra (İÖ 209) başa geçen oğlu Mete döneminde Hunlar Kuzey Çin'i bütünüyle istila ettiler. Çin ordusunu bozguna uğratarak İmparator Kao'yu da vergiye bağladılar. Mete döneminde Hunlar batıya doğru genişlemelerini sürdürerek Batı Türkistan'a kadar ilerlediler. Buralarda yaşayan Türk asıllı birçok topluluk da Hun egemenliği altına girdi. Mete'nin son yıllarında bütün Orta ve Güney Sibirya, Tibet, Aral Gölü ile Hazar Denizi'nin kuzeyindeki topraklar Hun istilasına uğradı. Mete İÖ 174'te öldüğünde Hunlar'ın egemen olduğu topraklar Japon Denizi kıyılarından İdil (Volga) Irmağı'na kadar uzanıyordu.
Mete'den sonra Çin'le barışçı ilişkiler kuruldu. Hun hakanları Çinli prenseslerle evlendiler. Çin soylularına ve tüccarlara ayrıcalıklar tanındı. Bu dönemde ülkenin ticareti Çinliler'in eline geçmeye, İpek Yolu'nun önemi de artmaya başladı. Hunlar İÖ 130'dan sonra kuzeyden ve batıdan gelen yeni göçebe akınlarıyla sarsıldılar. Güneyden de Çin'in saldırısına uğradılar. Bir yandan da taht kavgaları baş gösterdi. Hun Hakanı Ho-Han-Sha İÖ 58'de Çin egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı. Buna karşı çıkan kardeşi Chi-Chi önderliğinde Hunlar' dan bir bölümü Kazakistan ve Kırgızistan'a doğru çekildi. Chi-Chi İÖ 36'da Çin ordusuna karşı savaşırken ölünce ona bağlı Hunlar daha batıya doğru göç ettiler. Asıl Hun ülkesinden gelen birçok topluluk da onlara katıldı. Çin'e bağlananlar sonraki yüzyıllarda başarısız birkaç birleşme girişiminde bulundular. Liu Yu-an adlı komutanın İS 304'te kurduğu Kuzey Nan hanedanı da uzun ömürlü olamadı. Asya Hunları'nın bir kolu da İS 5. yüzyılda bir devlet kurmuş olan Akhunlar'dır.
Batıya göçen Hunlar İS 3. yüzyıl başlarında Rusya bozkırlarında görüldüler. 4. yüzyılda İdil (Volga) Irmağı'nın batısına geçerek akınlar düzenlediler. Hun Başbuğu Balamir 374'te Don ile Dinyeper ırmakları arasında yaşayan Ostrogotlar'ı (Doğu Gotları) yenilgiye uğrattı. 376'da daha batıdaki Vizigotlar'ı (Batı Gotları) da yendi ve Tuna Irmağı kıyılarına kadar ilerledi. Hunlar'ın baskısıyla başka kavimlerden olanlar da büyük topluluklar halinde Avrupa içlerine göç etmek zorunda kaldılar. Bu olaylar Avrupa'da kavimler göçünün başlangıcı oldu .
Hunlar 378'de Tuna'yı geçerek Avrupa içlerine girdiler. Karşılarındaki en büyük güç Roma İmparatorluğu'ydu. Bir bölümü de Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girdi. Hunlar'ın amacı Batı ve Doğu Roma'nın birbirleriyle ilişkisini kesmek, önce Doğu Roma'yı ezmek sonra Batı Roma'yla hesaplaşmaktı. Avrupa'ya dağılan kavimlerden Vandallar'ın, Saksonlar'ın ve Burgonlar'ın yaptıkları yağmalar Batı Roma'ya da büyük zarar veriyordu. Bu durum bir süre Hunlar ile Batı Roma arasında bir yakınlaşma sağladı. Hunlar bu kavimleri daha batıya sürerek Batı Roma'yı rahatlattılar. Batı Roma, egemenliğine baş-kaldıran başka kavimlerin ezilmesinde de Hunlar'dan yardım gördü. 422'de başa geçen Rua döneminde Hunlar Batı ve Doğu Roma üstünde açık bir baskı kurdular. Rua Doğu Roma'yı yıllık vergiye bağladı. Rua'nın 434'te ölümünden sonra başa geçen Attila da aynı siyaseti başarıyla sürdürdü. Onun asıl amacı Batı Roma'yı tümüyle egemenliği altına almaktı. Bu yolda önemli başarılar elde ettiyse de kesin bir sonuca ulaşamadan öldü. Hunlar Attila'nın ölümünden sonra iç kavgalar ve başkaldıran kavimlerin saldırıları karşısında kısa sürede dağıldılar. Bir bölümü Rusya bozkırlarına geri döndü. Asya' dan gelen Avarlar'ın baskısı karşısında Tuna boylarında kalanlar ise zamanla başka kavimlere karıştı.
MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....