Arama

Türkçe Kökler ve Ekler

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 15 Ekim 2016 Gösterim: 131.439 Cevap: 5
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
5 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Türkçe Kökler ve Ekler
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Türkçe bitişken dillerdendir. Türkçe'de deği­şik yapım ekleriyle, bir isim ya da fiil kökün­den çeşitli kavramları karşılayan yeni sözcük­ler türetilebilmektedir. Sözcük türetiminde köklerde genellikle hiçbir değişiklik ol­mamaktadır:
Bak-bakıcı, aç-açık, ad-ad­landırmak, sev-sevimli, boş-boşanmak gibi.
Bazı örneklerde görülen değişiklikler çoğun­lukla fonetik (sesbilgisel) bir nitelik gös­terir:
Gelmek-getirmek, beni-bana, beklemek-bekliyor, görmek-göstermek gibi.
Türkçe'de yalnızca "sonek" vardır; bazı dillerde olduğu gibi "içek" ve "önek" yoktur.
Türkçe'de kökler genellikle tek hecelidir. Bugün birden çok heceli olarak görülen bazı kökler tek heceye indirgenebilmektedir. Türkçe'de tek heceli fiil kökü 200 dolayında­dır. Kökler;
  • Fiil kökü
  • Ad kökü
olarak ikiye ayrılır. Köklere çekim ekleri getirilerek sözcüğün cümle içindeki öbür sözcüklerle ilişkisi sağlanır; yapım ekleri kullanılarak da yeni sözcükler türetilir.
Bugün Türkiye Türkçe'sinde 250 dolayında ek vardır. Bu ekler isim ya da fiil köklerine (ve gövdelerine) ses uyumu ilkelerine uygun olarak eklenir. Ama -yor, -ki, -leyin, -mtırak, -ken ekleri uyum dışıdırlar (gel-geliyor, dışarda-dışardaki, yeşil-yeşilimtırak, sabah-sabah­leyin, bak-bakarken gibi). Ünlüyle biten kök ya da gövdeler ünlüyle başlayan ekler alınca, Türkçe'nin ses sistemi uyarınca araya bir yardımcı ünsüz girer. Türkçe'de yardımcı ünsüzler iki tanedir:
  • -y-
  • -n-
Bazı dilciler iyelik üçüncü tekil kişi eki olan -sı,-si, -su, -sü'deki s'nin; üleştirme sayı sıfatlarında (iki­şer, altışar, yedişer) görülen ş'nin de yardımcı ünsüz olduğunu ileri sürmektedir. Ünsüzle biten bir kök ya da gövdeye ünsüzle başlayan bir ek geldiğinde, araya çoğunlukla ekle kökü birbirine bağlayan yardımcı ünlüler girer. Ünlü uyumuna göre bu ünlüler -ı, -i, -u, -ü 'dür (ağız > ağz-ı-m, gel > gel-i-yoruz, bul > bul-u-n-mak, gör > gör-ü-ş-mek gibi).
Türkçe'de sözcükler yapılarına göre;
  • Ba­sit
  • Türemiş
  • Bileşik
olmak üzere üçe ayrılır.
Basit sözcükler hiç yapım eki almamış­lardır:
Baş, el, gör, gibi.
Türemiş sözcükler, kök ya da gövdelere yapım ekleri getirilerek yapılır:
Ad/adamak; boş/boşamak; güzel/ güzelleşmek; gel/gelir; yap/yapıt; göz/ göz-lükçü gibi.
Bileşik sözcükler ise iki ya da daha çok sözcüğün yeni anlam oluşturmak üzere birleşmesiyle ortaya çıkar:
Hanım+el > hanımeli; de-mek+ko-mak/de-di+ko-du > de­dikodu; tank+sav-mak > tanksavar gibi.
Türkçe'de sözcükler cümle bağlamında bir­takım eklerle birbirine bağlanır, bunlara "çe­kim ekleri" adı verilir. Çekim ekleri;
  • İsim çekim ekleri
  • Fiil çekim ekleri
olmak üzere iki ana bölümde toplanır.
İsim çekim ekleri iyelik ekleri, isim durum ekleri (bulunma, ayrılma, yönelme, kalma), çoğul eki, tamla­yan eki, soru eki, eşitlik eki, sevgi ve küçült­me ekini içerir.
Fiil çekim ekleri kişi ekleri ile zaman kip eklerinden oluşur. Türkçe fiil çekiminde iki ana kip vardır:
  • Bildirme kipleri (belirli ve belirsiz geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman)
  • Dilek kipleri (dilek-şart kipi, istek kipi, gereklik kipi, emir kipi)
Genellikle cümlenin sonunda yer alan yüklemlerde za­man ve kip kavramı veren çekim ekinin yanı sıra kişi eki de bulunur. Fiil çekiminde basit ve bileşik zamanlar vardır:
  • Bileşik zaman çekiminde "hikâye bileşik zamanı" (geliyor­duk, inecektiler)
  • Şart bileşik zamanı" (bildiyse, gelecekseniz, gibi)
  • Rivayet bileşik zamanı" (yazmayacakmışım, gelmişmişler gibi)
Türkçe'de seslerin sözcük düzleminde tu­tarlı bir ses uyumu vardır. Ünlüler arasında görülen uyuma "ünlü uyumu", ünsüzler ara­sında görülen uyuma "ünsüz uyumu", ünlüler ile ünsüzler arasında görülen uyuma da "ünlü­ünsüz uyumu" adı verilir. Türkçe'de bir söz­cüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü varsa, sonraki hecelerinde de kalın ünlüler; ince ünlü varsa, sonraki hecelerinde de ince ünlü­ler bulunması kuraldır (büyük ünlü kuralı ya da kalınlık-incelik uyumu). Bir sözcükte düz ünlüden sonra düz ünlülerin, yuvarlak ünlü­lerden sonra dar-yuvarlak ya da düz-geniş ünlülerin gelmesi kuralı da vardır (küçük ünlü uyumu ya da düzlük-yuvarlaklık uyumu). Türkçe'de süreksiz bir ünsüzle biten bir söz­cüğe eklenecek ekin süreksiz ünsüzlü biçimi­nin, sürekli ünlüyle biten bir sözcüğe eklene­cek ekin sürekli ünsüzlü biçiminin getirilmesi gerekir:
  • Bak-tı, dış-ta, aç-tık, kap-tılar, tat-tı gibi
  • ev-de, bil-dik, yan-dı, dış-ta, aç-tık, kap-tılar, tat-tı gibi
  • ev-de, bil-dik, yan-dı gibi
Tekillik, Çoğulluk, Cinslik, Tanımlık
Türkçe'de isimler tekil durumdadır; bu ba­kımdan adları çoğul duruma getirmek için çoğul eki -lar (-ler) kullanılır:
Ağaç-lar, insan­lar, okul-lar, çiçek-ler, ev-ler, yüz-ler gibi.
Bazı isimlerde ise çoğulluk, daha doğrusu topluluk, kavramın içindedir:
Ordu, toplum, sürü gibi.
Türkçe'de bazı dillerde görüldüğü gibi (sözgelimi Hint-Avrupa dilleri) "cinslik" yoktur. Cinslik "erkek" ve "dişi" sözcükleriy­le belirtilir. Bazı durumlarda cinslik kavramı ayrı sözcüklerle belirtilir:
Tavuk/horoz, koç/ koyun, boğa/inek gibi.
Türkçe'de, gene bazı dillerde (sözgelimi Hint-Avrupa, Afrika-Asya dilleri gibi) görüldüğü gibi sözcüklerin cinsliklerini belirleyen tanımlık (harf-i tarif) da bulunmamaktadır. (Fransızca'da le, la; Arapça'da el; Almanca'da der, die, das gibi tanımaklar bulunur.)

Vurgu
Türkçe hafif vurgulu dillerdendir. Türkçe'de tek heceli sözcüklerde doğal olarak vurgu yoktur. Çok heceli sözcüklerde ise vurgu genel olarak son hecede bulunmakta­dır. Türkçe'deki vurgu kuralı için şu söylene­bilir:
Türkçe'de ya son hece ya da alınan ekten önceki hece vurgulanır:
Gel-di, ince, biliyor mu? Almasınlar gibi.
Pekiştirmeler­de ise ön öge vurguyu üzerine alır:
Apay­rı, kıpkırmızı, yemyeşil gibi.
Bileşik söz­cüklerde vurgu konusunda özel bir kural yoktur. Cümlede ise olağan olarak ya yüklem ya da yüklemden önceki sözcük vurgulu olarak söylenmektedir. Bazı durumlarda da
vurgu, duygu değeri olan ya da anlatıcının dikkatini çekmek istediği sözcüğe de yüklenebilmektedir.

Sözdizimi
Türkçe'nin sözdizimi de büyük bir düzenlilik gösterir. Türkçe'de cümle ge­nellikle
özne + tümleç(ler) + yüklem
sıralanışı­na uygundur. Anlatımın çeşitliliğine uygun olarak da basit cümlelerin yanı sıra bileşik cümleler, sıra cümleler, girişik cümleler de kullanılabilmektedir.
Türkçe'de dizimsel ilişkiler genellikle sıfat-fiiller (ortaçlar) ve bağ-fiiller (ulaçlar) aracılı­ğıyla düzenlenmektedir. Bu durum da Türk­çe'ye tutumluluk, bir başka deyişle de anlatım kıvraklığı sağlamaktadır.

BAKINIZ
Yapım Ekleri Nedir?
Son düzenleyen Safi; 15 Ekim 2016 22:52
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
28 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Kökler
Kök Çeşitleri
Sponsorlu Bağlantılar

1. Ad Kökleri
2. Fiil Kökleri
  • Yansıma Kökler
  • Sesteş Kökler
  • Ortak Kökler

1. Ad Kökleri
Varlıkları, kavramları, duyguları karşılayan ad soylu sözcüklerdir.

şeker, iyi, diş, çiçek, demir, yas, kin…

Ad köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getiremeyiz.

“şeker” → şeker–mek olmaz
“çiçek” → çiçek–mek olmaz
“ağaç” → ağaç–mak olmaz

2. Fiil Kökleri

Hareket anlamı taşıyan sözcüklerdir.

sus–, sev–, üz–, kaç–, çalış–, kork–, çürü–, işit–, ört–, kok–…

Fiil köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getirebiliriz.

“sev–” → sev–mek olur
“dök–” → dök–mek olur
“vur–” → vur–mak olur

NOT: Fiil köklerini ad kökleri gibi tek başına yazıp söyleyemeyiz. Mastar durumundaki fiil köklerinin sonuna ya kısa çizgi (–) konur ya da “–mak, –mek” mastar eki getirilir. Fiilin sonuna konan kısa çizgi (–), “mak, mek” diye okunur.

“yırt–” (okunuşu: “yırtmak”)
“çürü–” (okunuşu: “çürümek”)

Fiil köklerini tek başına yazarsak, emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlemiş oluruz.

“sus” → “Sen sus.” anlamına gelir.
(Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.)

“çık” → “Sen çık.” anlamına gelir.
(Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.)


  • Yansıma Kökler
Doğadaki sesleri yansıtan ad soylu sözcüklerdir.
Yansıma sözcükler, dildeki sesleri kullanarak doğadaki sesleri taklit etmek amacıyla yapılmıştır.

NOT:
Yansıma kökler, ad soylu sözcükler olduğu için “ad kökü” olarak kabul edilir.

me” (melemek) “hav” (havlamak)
yansıma kök yansıma kök
(ad kökü) (ad kökü)

vız” (vızıltı) “cız” (cızırtı)
yansıma kök yansıma kök
(ad kökü) (ad kökü)

fıs (fısıltı), şır (şırıltı), çatır (çatırtı, çatırdamak), pat (patlamak), çın (çınlamak), hır (hırıltı), şangır (şangırtı), gıcır (gıcırtı, gıcırdamak), fokur (fokurdamak), tü (kürmek)…


  • Sesteş Kökler
Yazılışları aynı, fakat anlamları farklı olan köklerdir.

NOT: Sesteş kökler arasında en ufak bir anlam ilgisi yoktur.

Ad Fiil

“gül” → gül: “çiçek, bitki” gül–: “gülümsemek”

“kır” → kır: “şehir dışında kalan kır–: “parçalamak”
boş ve geniş yer”

“kaz” → kaz: “suda ve karada yaşayan, kaz–: “toprağı eşmek”
uçabilen kuş türü”

“büyü” → büyü: “sihir” büyü–: “irileşmek, gelişmek”

“kan” → kan: “damarlarımızdaki kan–: “inanmak, aldanmak”
kırmızı sıvı”

“taş” → taş: “sert, katı madde” taş–: “sıvı maddelerin taşması”

“var” → var: “mevcut, bulunan” var–: “ulaşmak, erişmek”
—— —————————————————————————
sesteş kök anlam ilgisi yok


  • Ortak Kökler
Aralarında anlam ilgisi bulunan, hem ad hem de fiil olarak kullanılabilen köklerdir.

NOT: Ortak kökler arasında belirgin bir anlam ilgisi vardır.

Ad Fiil

“eski” → eski eski–

“boya” → boya boya–

“sıva” → sıva sıva–

“tat” → tat tat–

“ekşi” → ekşi ekşi–

“kuru” → kuru kuru–
—— —————————
ortak kök anlam ilgisi var




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

KELİMELERİN YAPI ÖZELLİKLERİ


KÖK :


Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına denir.
Kelimenin kökünün, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır.
Örnek: “Okul” kelimesinin kökü, “oku” fiilidir. Fakat bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam taşır. Ama okul ile ok arasında bir ilgi yoktur.
Kökler iki çeşittir:
  • İsim Kökleri
  • Fiil Kökleri
İSİM KÖKLERİ :
Bir varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir.
Dört çeşittir:
a)Varlık kökleri : Çöl, yol, sıra, ev…
b)Nitelik kökleri : İyi, güzel, kötü…
c)Duygu kökleri: Ah, vah, tüh, ey…
d)İlgi kökleri : Ben, sen, o, ile, için…
İsim kökleri cümle içinde “isim, zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir.
Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.
Örnek:Karınca, kelebek, araba…

FİİL KÖKLERİ :


Hareketleri, işleri anlatan köklere denir.
Örnek:Gel-, otur-, ver- …
Sesteş (Eşsesli ) Kökler : Kullanıldığı cümleye göre hem isim, hem fiil olabilecek köklere denir.
Örnek:Yaz, kız, geç…
GÖVDE : En az bir yapım eki almış olan sözcüklere denir.
Örnek:Uçak, gözlük, evci…

YAPILARINA GÖRE SÖZCÜKLER


  • Basit Sözcük :Hiç ek almayan veya yapım ekleri dışındaki ekleri almış olan sözcüklere denir.
  • Ev, yol, git, otur, evler, evi….
  • Türemiş Sözcük : İsim veya fiil köklerine çeşitli yapım ekleri getirilerek oluşan sözcüklerdir.
  • Evli, yolluk, gergin, başla…
  • Birleşik Sözcük : İki veya daha fazla kelimenin birlikte kullanılmasıyla oluşan sözcüklerdir.
Dedikodu, mirasyedi, Karaköy…
Son düzenleyen Safi; 14 Ekim 2016 01:41
düşünür - avatarı
düşünür
Ziyaretçi
17 Mart 2012       Mesaj #4
düşünür - avatarı
Ziyaretçi
EKLER

ekler
Türkçe eklemeli (sondan eklemeli) bir dildir. Türkçede değişmez kökler, onlardan türetilen gövdeler ve kök ve gövdelere eklenen yapım ve çekim ekleri vardır.
Dilimizi kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade edilmesini, kelime haznesinin genişlemesini sağlayan, eklerdir.
EK



Kelimelerle cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve kelimelerden yeni kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir.

Kelimelere cümlede görev yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir. Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim ekinin üzerine yapım eki getirilemez.
Ekler kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, "mİ" soru eki her zaman ayrı yazılır; "ek-fiil"in kendisi, yani "i-(mek)" de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Zaten ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır:
mİ: Gelmedi mi?
i(mek): Gelecek idi, gelecekti
Ekler yapım ve çekim ekleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.
I. ÇEKİM EKLERİ


Kelimelerin çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere çekim eki denir.
Çekim ekleri, kelimelerin diğer kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin cümlede görev almasını, hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca çekim ekleri kelimelerin cümle içerisinde kullanılmasını sağlar.
Kök veya gövde hâlindeki kelimeler ancak çekim eklerini alarak diğer kelimelere bağlanır, zaman ve şahıs anlamı kazanır.
"Kardeş kitap yer sor."
Bu kelime dizisi bu hâliyle ancak bir kelime yığınıdır. Bir maksat, duygu, fikir, haber, bilgi ifade etmez. Ancak "bu kelimelerle ne söylenmek istenebilir", sorusundan hareketle bir şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu kelimelerin ne için söylendiği kesin olarak bilinemez.
Öyleyse bu kelime yığınını anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine ihtiyaç vardır. Çeşitli çekim ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler çıkarabiliriz:
"Kardeşine kitabın yerini sor."
"Kardeşimden kitapların yerini soracağım."
"Kardeşin kitabının yerini sordu."
Çekim ekleri eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez. Çekim ekleri yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler değildir; yani bu ekler kelimenin anlam ve türlerini değiştirmeyen eklerdir. Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere rağmen kelimelerin anlamlarının değişmediği görülür.
Çekim ekleri getirildikleri kelimenin türüne göre ikiye ayrılır:
İsim çekim ekleri ve Fiil çekim ekleri
A. İSİM ÇEKİM EKLERİ

İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, fiillere bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.
İsim çekim ekleri şunlardır:
1-Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le
2-İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri
3-Çoğul eki: -ler
4-Soru eki: mi
5-Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş
6-Tamlama ekleri: -in,
7-İlgi zamiri -ki

1. HÂL (DURUM) EKLERİ

İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklerdir.

İsmin hâllerinin başında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; isimler konusunda işlenmiştir.
a. -İ Belirtme/Yükleme Hâl Eki

Fiildeki işten, hareketten, eylemden etkilenen varlığı belirtir. Yani bu eki alan isimler cümlede belirtili nesne görevinde bulunur.
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...
İsmi fiile bağlar.
Çocukları buradan kim alacak?
Babası çocuğu çağırdı.
Şimdi soruları cevaplayın.
Burada kimi bekliyorsunuz?
Türkçede iki tane -i eki vardır:
-i: iyelik eki: (onun) kalem-i
-i: belirtme hâl eki: kalem-i (kim aldı?)
b. -E Yönelme Hâl Eki

İsimleri fiillere, bazen de edatlara bağlar.
Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz konusudur.
okul-a git, ev-e dön...
Eklendiği kelimelere farklı anlamlar katar ve değişik anlam ilişkileri kurar.
Yönelme, yaklaşma, ulaşma bildirir. Bu eki alan kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir:
Bugün okula gitti.
Benim itirazım yapılan haksızlığa. (haksızlığadır: yüklem)
Fiyat, araç ile anlamı katar:
Kitabı bin liraya aldı. (karşılığında)
Bu iş kaç paraya olur?
Zaman bildirir, zarf tümleci yapar:
Bu iş sabaha biter.
Haftaya size gelelim.
Yer bildirir:
Bizi karşılamak için kapıya geldi.
İsimleri edatlara bağlar:
Akşama kadar okulda ders çalıştık.
Sabaha karşı varırız.
Yaşına göre ağır bir işte çalışıyordu.
Deyim kurar:
Ağzına geleni söyler.
İşleri yoluna koymak
Başına buyruk.
Başa gelen çekilir.
Çok cana yakın bir çocuktu.
İçin, aitlik, amaç ilgisi kurar:
Bunu size aldık. (sizin için)
Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için)
Annesini görmeye gitti.
İkilemeler kurarak durum bildirir:
Otobüse nefes nefese yetiştiler.
İki ahbap kafa kafaya vermiş...
"-an, -en" sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren ikilemeler kurar:
Soran sorana,
geçen geçene,
giden gidene...
Şekilce çekimli fiil olan fakat fiil özelliğini kaybetmiş söz gruplarına gelir:
Geçmiş olsuna gitti. (demeye)
c. -DE Bulunma Hâl Eki

İsimleri fillere bağlar.
ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor...
Cümlede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:
Eski İstanbul'da ne güzel günler yaşanmış. (dolaylı tümleç)
Saat yedide mi gelecekmiş? (zarf tümleci)
Her şey yerli yerinde. (yüklem)
Zaman bildirir:
Okullar bu yıl da eylülde açılacak. (zarf tüml.)
Fiili durum yönüyle niteler:
Suyu bir yudumda içti. (zarf tüml.)
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
Zaman ve sayı bildiren kelimelere eklenerek ölçü, miktar bildirir:
Yılda yirmi gün izni var.
Haftada bir geliyor.
Yüzde yetmiş başarı vardı.
İkilemeler kurar:
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa bitti.
Eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Parmak kalınlığında yaprakları var.
Yapım eki görevi görür:
Gözde sanatçılarımızdandı.
Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar"ını okudun mu?
Sözde Ermeni soykırımı...
d. -DEn Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki

İsimleri fillere bağlar.
okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi...
Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma bildirir:
Ali, evden yeni çıktı.
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.
Edat tümleci ve yüklem de yapar.
Gönüldendir şikâyet. (yüklem)
Bebek gürültüden uyandı (edat tümleci)
Yalnızlıktan sıkıldım. (edat tümleci)
Durum bildirir:
Yağmur hafiften yağıyor.
Ben onu yakından tanırım.
Üstünlük, karşılaştırma bildirir:
Kıldan ince
baldan tatlı
Erzurum'dan soğuk şehir yok.
Bundan iyisi bulunmaz.
Bütünün parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder:
Verilen pastadan bir dilim yedi.
Soruların cevabını sözlerimden çıkaracaksınız.
Canından can vermek istiyordu.
İsimleri edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur:
Akşamdan beri seni arıyoruz.
Yemekten sonra çayı nerede içeceğiz?
Sebep bildirir:
Soğuktan tir tir titriyordu.
Yorgunluktan uyuyuverdi.
İsim tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:
Geçen gün öğrencilerden biri yanıma geldi.
Bu ürünlerden hangisini istediğinizi söyleyin.
Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Sıradan insanlarla düşüp kalkma diyordu.
Sudan sebeplerle buradan ayrılıp gitti.
Toptan satış
Uzaktan akraba
En içten duygular
İkilemeler kurar:
Zavallı çocuk günden güne eriyor.
Baştan başa bizim bu topraklar.
Durumumuz yıldan yıla kötüye gidiyor.
Dünden bugüne ne değişti ki...
Varlıkların neden, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir:
Üstüne yünden bir kazak almıştı.
Tahtadan kılıçlarla oynuyorlardı.
Ayı derisinden post; Rus'tan dost olmaz.
Zaman anlamlı kelimelere gelerek zaman anlamı katar:
Bu işi dünden halletmeliydik.
Yarın geceden yola çıkmayı düşünüyoruz.
e. -CE Eşitlik Hâl Eki

İsimlere ve isim soylu kelimelere eklenerek çeşitli anlamlar katar. Türkçe'nin işlek eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci ve yüklem olarak kullanılır. Tür olarak da isim, sıfat ve zarf türetir.
ben-ce, okul-ca, yurt-ça, sert-çe...
Gibi, benzerlik anlamları katar:
Çocukça davranışları vardı.
İnsanca hareket etmeliyiz.
Yüklem yapar:
Onun davranışları çok zaman delicedir.
Bakımında, yönüyle anlamı katar:
O sizden kiloca biraz daha düşük.
Akılca birbirinizden farkınız yok.
Göre anlamı katar, edat gibi kullanılır:
Sence bu yaptığın doğru mu?
Bence bu doğru.
Çokluk, abartma anlamı katar:
Evinde yüzlerce kitabı var.
Zaman bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:
Bu okulda yıllarca çalıştım dedi.
O gün sizi saatlerce bekledik.
Birliktelik, beraberlik anlamı katar:
Bu kararı sınıfça aldık.
Bugün milletçe sevinçliyiz.
Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
Anlatılanları sessizce dinledi.
Düşüncelerini açıkça dile getirdi.
Elazığ'dan gizlice ayrıldık.
Küçültme, sınırlandırma anlamı katar:
Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu.
Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi.
f. -lE Vasıta Hâl Eki

"ile" edatı kaynaklıdır; "i" düşürülerek kullanılır.
Ünlüyle biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer:
masa>masa-y-la.
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde -la, -le şeklindedir:
kalem>kalemle.
İsim ve isim soylu kelimelere eklenerek değişik anlamlar katar. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.
Edat tümleci yapar:
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)
Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
İşi kolaylıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla vurdu.
Babasını sevinçle karşıladı.
Yüklem yapar:O artık bizimledir.
Birliktelik anlamı katar: Öğrencileriyle geziye gitmişti.
Araç, alet bildirir: Arabasıyla evimize kadar getirdi. İğneyle kuyu kazıyorsun.
"ve" bağlacı görevinde kullanılır:
Annemle kardeşim buraya geldiler.
Baki'yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir.
Sebep ve zaman bildirir:
Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı.
Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı.
Zilin sesiyle yarışma bitti.
g. -(n)İn İlgi Hâl Eki (tamlayan eki)

İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar.
Bu ek birinci tekil ve çoğul şahıs için "-İm" şeklindedir: ben-im, biz-im.
İsimleri isimlere bağlar:
Benim elim kanadı
Kitabın yaprağı yırtılmış.
Yalancının mumu...
Gözlüğün camı...
İsimleri, zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar:
Bunu senin için yaptım dedi.
İsimleri ve zamirleri fiillere bağlar:
Birincilik ödülü Atilla'nın oldu.
En güzel ve mutlu yıllar sizlerin olsun.
Not: "-dEn" eki tamlayan ekinin yerini tutabilir:
öğrencilerin bazıları>öğrencilerden bazıları
onların biri>onlardan biri
2. İYELİK EKLERİ

İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de denir.
kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları
masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları
su-y[3]-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları
ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri
İyelik ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir:
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.
Kapının kol-u,
işin baş-ı,
hayvan sevgi-s-i
İyelik ekleri bazen yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonra gelerek belirtme görevlerinde bulunur:
burası, ötesi, şurası...
Sıfatlardan sonra gelerek zamir yapar:doğrusu, böylesi, başkası...
Bazen isimlerle ve sıfatlarla birlikte sevgi ve abartma ifade eder:
Camın İstanbul.
Güzelim çiçekler kurumuş
İyelik eklerinden sonra hâl ekleri gelebilir:
Baba-m-a soracağım.
Kardeş-i-n-i arıyormuş.
-ler ekiyle -i iyelik eki birlikte kullanılarak zaman bakımından genelleme yapılır:
akşamları, sabahları, gündüzleri...
3. İLGİ ZAMİRİ: -ki

İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir:
benim kalemim>benimki
onun eli>onunki
Türkçede üç tane "ki" vardır: "ki", "-ki", "-ki"
a. "ki" Bağlacı

Sadece "ki" biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.
"ki" ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir:
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
Atatürk diyor ki: ...
Bir şey biliyor ki konuşuyor.
Ben ki hep sizin için çalıştım.
Sınavı kazanabilir miyim ki...
Baktım ki gitmiş.
b. "-ki" İlgi Zamiri

Ek hâlindeki tek zamirdir.
Eklendiği kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.
Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece -ki şekli vardır:
senin kalemin>seninki, Ali'nin eli>Ali'ninki, onun düşüncesi>onunki...
c. "-ki" Yapım Eki

İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir.
Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken "-dE" hâl ekiyle birlikte kullanılır.
Sadece -ki ve az da olsa -kü şekilleri vardır:
bu yılki sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım...
masadaki kitaplar, duvardaki saat, evdeki hesap...
4. -lEr ÇOĞUL EKİ

Cins isimlerine gelerek onların çoğul şekillerini yapar.
Kelimeler arasında ilgi kurmaz:
dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler...
Özel isimlere getirildiğinde:
1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır
Yarın Ahmetlere gideceğiz.
İzmir'e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz. (burada özel isme getirilmemiş.)
Aliler bize gelecekler.
2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle ayırarak yazılır:
Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir.
Bu topraklarda ne Çaldıran'lar, ne Ridaniye'ler yaşandı.
3. Aynı ismi taşıyanları belirtir:
Sınıftaki Ali'ler ayağa kalksın.
Hüseyin'lerin hepsi buraya gelsin.
4. Abartma anlamı katar:
Çalışmak için ta Almanya'lara gitti.
5. Topluluk kavramı bildirir:
Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar...
Bunların dışında:
-İkilemeler yapar:
Yıllar yılı bekledik.
-Abartma anlamı katar, bazen "bir" kelimesiyle birlikte bu anlamı verir:
Ateşler içinde kıvranıyordu.
O gün dünyalar benim olmuştu.
Valizler dolusu kitapları ne zaman almıştı.
Bir kumaşlar almış, görmelisiniz.
Bir bahçeler var, sözle anlatılmaz.
Bir zamanlar ne kadar şendik.
-Çoğul zamirlere getirilerek tekrar çoğul yapar:Bizler, sizler
-Saygı veya alay anlamı katar:
Dostumuz nedense bizi çağırmamışlar.
Müdür Bey döndüler mi?
-Her anlamı katar:
Akşamları erken yemek yeriz.
Sabahları geç kalkarım.
-"Yaş" kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir:
O zaman henüz sekiz yaşlarında idi.
İyelik üçüncü çoğul eki ve şahıs eki ile karıştırılmamalıdır.
Çocuklar (çoğul eki) annelerini (iyelik eki) bekliyorlar (şahıs eki).
5. "mİ" SORU EKİ

Hem isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir:
Gelecek miydin? (fiile)
Sen misin? (isme)
Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır.
Büyük ve küçük sesli uyumu kurallarına uyar:
Salı mı?Sen mi?O mu?Ölü mü?
Soru ekinden sonra gelen ekler kendisine bitişik yazılır.
Seni çağıran bu çocuk muydu?
Vurguyu kendinden önceki kelimeye aktarır. Yani mi soru ekinden önce gelen kelime vurgulanan kelimedir:
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:
Pekiştirme görevinde: Güzel mi güzel bir yer burası.
6. EK-FİİL

İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, ek hâlindeki fiildir.
"imek" fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
Dört kipe göre çekimi vardır:
Geniş zaman
-di'li geçmiş zaman
-miş'li geçmiş zaman
Şart kipi
1. Geniş zaman

İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü kişilere "-dİr" eki getirilir.
"insanım, insansın, insan(dır), insanız, insansınız, insan(dır)lar"
Ben bir küçük kelebeğim.
Ü stümüze doğan bir güneşsin sen.
Her taraf bugün bir başka güzel(dir).
Bu ek fiillere getirildiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar.
Ulaş şimdi tatil yapıyordur. (olasılık)
Bu durumda işe gitmeyecektir. (kesinlik)
2. -di'li geçmiş zaman

Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu gösterir.
"idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler"

Bir güzelin hayranıydım.
sisi - avatarı
sisi
Ziyaretçi
20 Ekim 2012       Mesaj #5
sisi - avatarı
Ziyaretçi

SİZE KÖKLERİ VE EKLERİ AYRILMIŞ 20 ADET KELİME ÖRNEĞİ: ( yapım,çekim ekleri)
1-dost-luk
2-su-luk
3-can-lı
4-simit-çi
5-söz-lük
6-kir-li
7-vicdan-sız-lık
8-süt-çü
9-sil-gi
10-elma-lar
11-tuz-luk
12-iyi-lik
13-oku-l
14-kitap-çı
15-çocuk-lar
16-bil-gi-siz-lik
17-su-suz-luk
18-sebze-ler
19-su-luk
20-kalemlik
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KÖK : Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına denir. Kelime kökü, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır.

Örnek:
“Okul” kelimesinin kökü, “oku” fiilidir. Fakat bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam taşır. Ama okul ile ok arasında bir ilgi yoktur.
Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır.Sonradan yapılmazlar.İhtiyaç duyduğumuz kelimeler bu köklerden faydalanılarak yapılır.

Kökler iki çeşittir:

1. İSİM KÖKLERİ
Bir varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir. Dört çeşittir:

a) Varlık kökleri : Çöl, yol, sıra, ev...
b) Nitelik kökleri : İyi, güzel, kötü...
c) Duygu kökleri : Ah, vah, tüh, ey...
d) İlgi kökleri : Ben, sen, o, ile, için...

İsim kökleri cümle içinde “isim, zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir. Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.
Örnek: Karınca, kelebek, araba...

İsim kökü içine “yansıma kök” dediğimiz doğa ses ve görüntülerinden esinlenerek yapılmış kökler de girer.
fış – kır-
miyav-la-
çıt-ırtı
fıs- ılda-


2. FİİL KÖKLERİ
İş, oluş,hareket ve durum bildiren köklere fiil kökleri denir.
Örnek: Gel-, otur-, ver- ...


Dilimizde hem fiil hem isim kökü olarak kullandığımız kelimeler de vardır. Bunlara “ ortak kök” denir.Bu kelimeler tek anlam taşımalarına rağmen diğer köklerin tersine hem isim hem fiil eklerini alabilirler.Bu kökleri sesteş (eş sesli) kelimelerle karıştırmamak gerekir.Sesteş kelimeler, iki ayrı kelimedir, ortak kök ise tek bir anlamı olan, kullanıldığı yere göre fiil ya da sim olan kelimedir.

Örnek:
eski - y – en giysi
fiil kökü
eski
ortak kök
eski -ci
isim kökü


ağrı - lar
isim kökü
ağrı
ortak kök
ağrı - yor
fiil kökü



taş- taş – kın su
fiil kökü fiil kökü

sesteş
kelimeler

taş taş – lık arazi
isim kökü isim kökü

Önceki - Sonraki >>

Benzer Konular

30 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Kasım 2012 / Directioner*-* Cevaplanmış
5 Ekim 2006 / GusinapsE Tiyatro tr
25 Eylül 2013 / Misafir Soru-Cevap