Arama

Aydıncık - Mersin

Güncelleme: 5 Şubat 2012 Gösterim: 1.678 Cevap: 0
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
5 Şubat 2012       Mesaj #1
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Aydıncık - Mersin
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bilgiler
  • İlçe nüfusu: 11.424
  • Şehir nüfusu: 7.915
  • Köy ve belde nüfusu: 3.509
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 410 km²
  • Koordinatlar 36°09′00″N, 33°19′30″E
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Mersin
  • Posta kodu: 33840
  • Alan kodu: 0324
  • Plaka: 33
  • Kaymakam: Özgür Körükçü
  • Belediye başkanı: Ferat Aktan
Tarihçe
Sponsorlu Bağlantılar
Çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş olan Aydıncık’ın tarihî adı Kelenderis’ tir. Mitolojiye göre Kelenderis, denizcilik ve ticarette çok ilerlemiş Fenikelilerden Sandakos tarafından üç bin yıl önce bir liman ve ticaret şehri olarak kurulmuştur. Kente daha sonra Hititler, Asurlular, Sisamlılar, Selefkoslar, Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar, Emeviler, Ermeniler, Karamanoğulları ve Osmanlılar hakim olmuştur.

Kelenderis ilk parlak dönemini, M.Ö. 5. ve 4. yy'larda yaşamıştır. Kendi parası M.Ö. 5. yy'da görülmeye başlamış ve Büyük İskender’in Anadolu’ya gelişine kadar sürmüştür. M.Ö. 425-400 yıllarına tarihlenen gümüş bir Kelenderis sikkesinin ön yüzünde şaha kalkmış bir atın üstünde yan oturmuş bir süvari, arka yüzünde ise başını sağa çevirmiş ve diz çökmüş vaziyette bir keçi bulunmaktadır.

Romalılar yöreye hakim olurca, Kelenderis Limanı’ndan önemli ölçüde yararlanılmış ve burası Roma'nın vazgeçilmez bir ticaret şehri olmuştur. Romalılar zamanında kent imar olmuş, şato, saray, su yolları, hamam ve limanı ile mükemmel bir şehir özelliği taşıyordu.

Bizanslılar devrinde de imar olan kent, çağının en güzel ve medenî yörelerinden birisi olmuştur. Yöre 11. yüzyılda Ermenilerin eline geçmiş. 1228 yılında Karamanoğlu Alaeddin Bey’in komutanlarından Ertokuş Bey, Kelenderis Kalesi'ni Ermeniler’den alarak buraya doğudan gelen Türkler’i yerleştirmiştir. Gülnar Hatun'a bağlı Oğuz boyları Horasan Bölgesi'nin Merv Kenti'nden göçerek Toroslar’a gelip yerleştikleri için yöremize Gülnar adı verilmişti. 1461 yılında Silifke ve Mut ile birlikte Gülnar da Fatih Sultan Mehmet döneminde, Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı yönetimine katılmıştır.

Kelenderis adı zaman içinde değişerek Kalendria, Kelendri, Gelendir, Gilindir derken Gilindire’ye dönüşmüştü. İlçedeki Rumlar mübadele gereği iskeleden kayıklara binerek Kıbrıs üzerinden Yunanistan'a gitmişlerdir.20'li yıllarda 500 kadar Rum'un Gilindire'de zanaatla uğraştıkları,göçten sonra Gilindire merkezinde çok az bir nüfus kaldığı anlatılmaktadır.

1867 Vilayet Nizamnamesi'nin getirdiği yeni yönetsel bölümlenme uyarınca, İçel Sancağı'nın kazaları şunlardı: Anamur, Mut, Silifke ve merkezi Kilindria olan Gülnar.

Nüfus 1970’li yılların sonuna doğru arttı. 1965 yılında da Gilindire adı tarihe karıştı. Kasabanın yeni adı artık Aydıncık oldu. Gülnar İlçesi’ne bağlı bir bucak olan Aydıncık’ta 1972 yılında İskele Belediyesi kuruldu.

Aydıncık 392 Sayılı Kanun'a göre 19 Haziran 1987 tarihinde ilçe oldu. Ayrıca bu kanunla İskele Belediyesi’nin adı da Aydıncık Belediyesi’ne dönüştürüldü.
Bugünkü Aydıncık, bir zamanlar Gülnar İlçesi’nin merkezi olan Gilindire’nin devamıdır.
Coğrafya
Coğrafi konum
Aydıncık, Akdeniz Bölgesin'de, Akdeniz kıyısı boyunca uzanan Torosların bir kolunun yamacına kurulmuş olup, bağlı olduğu Mersin merkeze 173 km, komşu il Antalya merkeze ise 325 km. uzaklıkta bir ilçedir. İlçenin kuzeyinde Gülnar, doğusunda Silifke, batısında Anamur ilçesi, güneyinde ise Akdeniz var.

Yüzey şekilleri
Aydıncık merkez, kıyıda Torosların denizi paralel uzanan bir kolunun yamacına kurulmuştur. İlçeye bağlı Yenikaş ve Hacıbahattin köyleri deniz kıyısında, ancak Karadere, Karaseki, Teknecik, Yeniyürük, Yeniyürükkaş, Eskiyürük, Pembecik ve Duruhan köyeleri ise Toros Dağları'nın platolarındadır.
İlçenin kıyı uzunluğu 38 km. olup girintili çıkıntılıdır. İlçe merkezine hakim bir tepe olan Taşmasa'dan ilçenin güneyine Akdeniz'e doğru bakıldığında, kıyıya paralel olarak uzanan Torosları oluşturan dağ silsilesinin bir kolunun güneye Akdeniz'e doğru uzanarak Sancak Burununu oluşturduğu görülür. Sancak Burunundan batıya doğru bakıldığında ise, denizin karaya sokulmasıyla büyüklü küçüklü sırasıyla Büyükalan, Küçükalan, Gilindire ve Soğuksu koyları görülür. Ayrıca, Sancak Burunu ile Büyükalan arasında, hemen kıyıda Yelkenliada ve Küçükada, biraz ileride (kıyıya yaklaşık 1 km mesafede) Büyükada, en ilerde de (kıyıdan 3 km. kadar uzaklıkta) Yılanlıada olmak üzere burada 4 tane adacık da var.

Sancak Burnu ile bu bölgenin batısında ve doğusunda 1. derece sit alanı ilan edilmiş sahalar bulunmaktadır. Sancak Burunu'nun doğusunda yer alan Gemidurağı ile Yelkenliada arasındaki bölgede Akdeniz foku'nun yaşam alanı olan mağaralar bulunmaktadır. Ayrıca, Doğu Akdeniz'de toplam 40 çift olan ada martısının (Larus audouini) 20 çifti Yelkenliada ile Küçükada’da barınmaktadır.

Yılanlıada, Aydıncık’ta bulunan dört adadan en uzakta olanıdır. ODTÜ Sualtı Topluluğu, Batık Araştırmaları Gurubu (ODTÜ-SAT BAG) ve Sualtı Araştırmaları Derneği, Sualtı Arkeolojisi Araştırma Gurubu (SAD SAAG), 2002 yılı içinde Yılanlıada çevresinde bir çok dalışlar yaptılar. Bu bölgede çeşitli tür ve şekillerde çapalar ile bir batık alanı keşfettiler. Bu nedenle Yılanlıada I. derece arkeolojik sit alanıdır.
İnce uzun 9 km'lik bir kıyı şeridi üzerinde kurulmuş olan Aydıncık ilçesinin doğudan batıya doğru olmak üzere, sırasıyla Yenimahalle, Hürriyet, Cumhuriyet, Merkez ve Atatürk olmak üzere beş mahallesi vardır.

İklim ve bitki örtüsü
Aydıncık'ın kıyı kesimlerinde iklim yumuşaktır ancak yukarı yayla kesimlerinde, İç Andolu Bölgesin'de hüküm süren kara iklimi kadar sert olmasa da kıyı kesimlerine oranla sertleşmektedir. Bitki örtüsü Aydıncık'ın kıyı kesimlerinde defne, keçiboynuzu, yaban mersini, püren, yaban zeytini, pırnal meşesi vb. maki bitkileri, yukarı yayla kesimlerinde ise çam, palamut, ardıç, alıç, servi vb ağaçlarla kaplıdır.

Incekum plajı
Aydıncık'ın 2008 yılı verilerine göre toplam nüfusu 11.631, şehir nüfusu 8.101, köy nüfusu 3.531, yüz ölçümü ise 410 km2'dir.

Köyleri
Duruhan, Hacıbahattin, Pembecik, Karadere, Karaseki, Teknecik, Yenikaş, Yeniyörük, Yeniyürükkaş,
Eskiyörük

Ekonomi
Aydıncık'ın ekonomisi tarım ve hayvancılık üzerinedir. Aydıncık'ta tarımsal uğraşlar daha çok, kıyıdaki yerleşim bölgesinde, hayvancılık ise yukarı yayla bölgesinde yapılmaktadır. Kıyı kesiminde ilçe halkının %90'ı geçimini tarım ve tarım işçiliğinden sağlamaktadır. İlçede seracılığın 30-35 yıllık bir geçmişi vardır. Yaklaşık (2007 yılı itibariyle) 4700 adet seranın %6’sında domates tarımı yapılmakta, geri kalan %94’ünde ise salatalık ve patlıcan yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Sosyal ve kültürel durum
Aydıncık; sosyal, kültürel ve sosyo-kültürel değerler bakımından oldukça zengindir. İlçe merkezinde ve ilçeye bağlı köylerde zaman zaman sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.

Sosyal, kültürel ve Sosyo-Kültürel Etkinlikler
İlçe merkezinde her yıl yaz aylarında sosyal, kültürel ve sosyo kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. Örneğin Aydıncık Turizm ve Kültür festivali her yıl Temmuz ayında halkın katılımıyla kutlanmaktadır.

Kültür ve Tabiat Varlıkları
İlçe tabiat ve kültür varlıkları açısından oldukça zengindir. Bu nedenle ilçe, bölgede önemli bir turizm merkezi olmaya adaydır.

Dörtayak Anıtmezarı
Dörtayak, iri yarı dört adet ayağa sahip olduğu için, halk tarafından "Dörtayak" diye adlandırılmıştır. Mezar, düzgün kesme taşlarla ve harç kullanılmadan yapılmıştır. Tarihin derinliklerinden günümüze sağlam biçimde ulaşan, 8 m. yüksekliğindeki anıtın M.S. 2. yy'da yapıldığı sanılmaktadır. Kaptan Beaufort'un Chelindreh ( eski Kelenderis) limanı haritasında "cenotaph" yani ölüp de başka bir yerde gömülmüş olan bir kişi anısına yaptırılan boş mezar olarak işaretlenmiştir.

Gilindire (Kelenderis) Kalesi
İskelenin güneyinde en üst kısmı denizden yaklaşık 25 m. yüksekliğinde, batıdan doğuya doğru ise yaklaşık 200 m. uzunluğunda bir yarımada üzerindedir.
Romalı iki vali Pison ile Sentius M.S. 19. yy’da bu kalede savaşmışlar. 1226'da Selçuk Türkmenleri’nden Ertokuş Bey ile Çavlı Bey Gilindire Kalesi'ni Ermenilerden alarak buraya doğudan gelen Türkleri yerleştirmiştir.

Pirî Reis (1521) haritasında Kelenderis koyundaki burnun üzerinde bir kale göstermektedir. Cem Sultan, Rodos adasına bu limandan gitmiştir. Kaptan Beaufort (1818) sekizgen bir kuleden ve ortası depremden yıkılmış kale kalıntılarından bahseder, çizdiği Kelenderis limanı haritasında yarımada üzerinde sekizgen planlı bir kule ile yıkık bir şato işaretlenmiştir.

Kilikya limanı ve Gilindire Kalesi ile ilgili ayrıntılı bilgi, J. Carne’nin 1836 yılında yayımlanan “Suriye, Kutsal Toprak, Küçük Asya“ adlı kitabındaki W.H. Bartlett’e ait bir gravürden çıkartılabilir. Bu gravür, bugünkü limana inen yol üzerinden bakılarak çizilmiş ve Kıbrıs'a gidecek bir posta yelkenlisini ve kentin limanı ile buradaki yarımada üzerinde bulunan kalıntıları göstermektedir. Kilikya limanı tasvirinde görülen sur duvarları ve kuleden günümüze sadece surların temel taşları ulaşabilmiştir.
Gilindire’nin Gülnar ilçesinin merkezi olduğu yıllarda Kaymakamlık binası bu yarımada üzerindeydi. Yine son yıllara kadar PTT binası da buradaydı.

Roma Hamamı
Hamam M.S. 4.'yy'da ya da M.S 5.'yy'ın ilk yarısında inşa edilmiştir. 1962 yılında eski ve dar olan Mersin- Antalya yolu genişletilirken, hamamın bir kısmı yıkılmıştır.

Kilise ve Tiyatro
Kilisenin 19.yy. yapıldığı sanılmaktadır. Canlı kaynaklardan almış olduğumuz bilgilere göre, Rumlar Gilindire’den göçmeden önce bu kiliseyi kullanıyorlarmış. Tiyatro bölümünde kazısı biten tabakalarda Roma dönemine kadar ulaşılmıştır.

Han Yıkığı
Limana yakın "Hanyıkığı" adı verilen yerde 1992 yılında bir zemin mozaiği bulunmuştur. 7x3=21 m2 olan mozaik Kelenderis kentinin M.S. 5. yy'daki panaroması açısından eşsiz bir örnektir. Mozaik üzerindeki görüntünün 3x3 m.'lik panosunda M.S. 5. yy'daki Kelenderis'in kent manzarası ile içerisinde iki yelkenlinin bulunduğu limanı betimlenmiştir.

Mezarlar
Batı Mezarlığı denilen, Orman işletmesi odun deposuyla Çamlıbel Düğün Salonu arasında kalan bölgede pek çok yeraltı oda mezarları bulunmuştur. Bunun yanında çukur ve tonozlu mezarlar da dikkat çeker. Mezarlarda ele geçen, M.Ö.5 ve 4. yy'lara tarihlenen küp ve amforaların Fenike ve Pers kökenli olarak kabul edilmektedir. Merkez Mahallesi’nde, Mersin- Antalya Karayolu kenarında, Jandarma Karakolu civarında, ayrıca Karaseki Caddesi üzerinde tonozlu mezarlar hâlâ mevcuttur.

Gilindire Mağarası
Aydıncık'ın doğusundaki Gemi Durağı Mevkii’nde 2000 yılında çobanlar tarafından bulunmuştur. Balıkçı teknesiyle bir saatlik yolculuktan sonra varılır. Girişi deniz seviyesinden 46 metre yukarıdadır. Toplam uzunluğu 555 m. olan mağaranın içi, her türden damlataş oluşumları ile kaplıdır. Mağaranın sonunda, genişliği 18-30, uzunluğu 140, tavan yüksekliği 35-40, derinliği 5-47 metre olan büyük göl bulunmaktadır. Gölün kenarında da sarkıt, dikit, sütun ve mağara iğneleri yer almaktadır. Göl deniz ile aynı düzeydedir. Deniz seviyesinden 47 m. daha derin olan ve denizden yatay olarak 240 metre uzakta bulunan gölün ilk 10 m'nde acı su , sonraki derinliklerde de tuzlu su yer almaktadır. Göl içerisinde sıcaklık hemen hemen aynıdır.

Aydıncık-Silifke Karayolu'nun yaklaşık 10. km'den 3 km.'lik bir yol açılmıştır. Maden Teknik Arama (M.T.A), mağaranın aydınlatılması ve iç düzenlemeleri için mimari uygulama projeleri de yapmıştır ve turizme açma çalışmaları devam etmektedir.


Benzer Konular

 Mersin
1 Haziran 2011 / Misafir Türkiye Coğrafyası
11 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri
5 Şubat 2012 / GüNeSss Türkiye Coğrafyası