Arama

Artvin

Güncelleme: 25 Ağustos 2011 Gösterim: 31.020 Cevap: 18
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARTVİN'İN TARİHİ
Artvin Doğu Karadeniz dağlarını derin bir şekilde yaran Çoruh vadisinin sol yamacında 230-110 rakımı arasında,meyilli bir arazide kurulmuştur. M.Ö.2000 yıllarından kalan kalıntılara rastlanmaktadır.M.Ö.IX.yüzyılda Urartu hakimiyetine girmiş,I.yüzyılda Pontus Krallığına katılmış,V.yüzyılda Bizans egemenliğine geçmiş,646 yıllarında Halife Hz.Osman döneminde İslam topraklarına katılmış,Bizanslılarla İslam orduları arasında birkaç defa el değiştirmiş,bu değiştirmelerde Artvin nüvezi teşkil edilmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
Müslüman ordularının akınlarını gözetlemek için 939 yılında Artvin Livane Kalesi yapılmıştır.Artvin’de 1068 yılından itibaren Selçuklu hakimiyeti başlamış,daha sonraları Gürcülerin eline geçmiş,tekrar Selçuklu hakimiyetinde Artvin yöresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde kalmış,XIII.yüzyılda da Moğol ve İlhanlı istilalarına uğramış,XV.yüzyılda Akkoyunlu Osman Bey Çoruh boyların inmiş,Uzun Hasan ise bu toprakları Akkoyunlu hakimiyetine almıştır.Bölge daha sonra Gürcü istilasına uğrayınca Artvin Beyleri Trabzon Valisi Yavuz Sultan Selim’den yardım isteyerek Gürcüleri kovmuşlardır.
Kanuni döneminde Erzurum Beylerbeyi Dulkadirli Mehmet Han Yusufeli ve Artvin’i alarak Livane Sancağı kurup(1536-1537) Erzurum Beylerbeyliğine bağlanmıştır.1578’de Osmanlı-İran mücadelesi sırasında Osmanlı hakimiyeti sağlanmış,Çıldır eyaleti kurulunca da Artvin buraya bağlanmış,Livane Sancağı da merkez olmuştur. XIX.yüzyıla kadar Türk’lerin elinde kalan Artvin iki defa Rus işgaline uğramıştır.Haziran 1828 ‘de imzalanan Edirne Muahedesi ile Ahıska Ruslara terk edilince,Çıldır eyaletinin bozulması üzerine Artvin Trabzon eyaletinin Batum sancağına bağlı Livane kazası merkezi olmuştur.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonuna kadar sürmüş,5 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos antlaşması ile Batum,Kars Ardahan,Eleşkirt,Beyazıt ve Artvin Ruslara savaş tazminatı olarak bırakılmıştır.Bölge halkını yıldıramayacağını anlayan Ruslar,3 Mart 1918 tarihinde yapılan Brest Litavsk barışı ile halk oylaması sonucu %99’dan fazlası Türk hakimiyetini istemeleri neticesi Artvin savaşsız olarak Türklere bırakılmıştır.I.Dünya savaşı sonuna kadar işgalde bulunan Artvin halkı 1914 Kasımında direnişe geçerek Yüzbaşı İsmail Bey komutasında Melo sınır taburu şehir ve çevresini Ruslardan bir süre de olsa temizlemiştir.
2 Kasım 1914’de 18 Aralık 1917 ‘de imzalanan Erzincan ateşkes anlaşmasıyla Ruslar 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesi sınırlarına çekilmiştir.Artvin Osmanluların elinde kalmış,imzalanan Mondros mütarekesi ile Artvin Osmanlıların elinde kalmış,imzalanan Mondros mütarekesi ile Artvin tekrar boşaltılmış,17 Aralık 1918’de İngilizler tarafından işgal edilmiş,İngilizler çekilirken de şehir Gürcistan’a bırakılmıştır.
Bu badirelerden sonra Artvin,T.B.M.M.Hükümetinin yoğun çabalarıyla 7 Mart 1921 sabahı Gürcülerin çekilmesiyle Türk topraklarına dahil edilmiştir. Artvin 4,5 ay süreyle Ardahan Sancağına bağlı kalmış,7 Temmuz 1921’de Artvin Sancağı kurulmuş,1924’de Türkiye İdari Teşkilatı değişikliğiyle vilayet olmuştur.1 Haziran 1933 tarihinde Artvin vilayeti kaldırılarak ,merkezi Rize olan Çoruh vilayetine kaza olarak bağlı kalmıştır.
4 Ocak 1936’da Çoruh vilayeti merkezi Artvin olmuş,20 yıl süreyle kullanılan “Çoruh” adı 1956 yılında “ARTVİN” olarak değiştirilmiştir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ŞAVŞAT

Sponsorlu Bağlantılar
savsatsz9
Şavşat, M.Ö.900-650 yılları arasında Urartu ve Kimmerler, daha sonraları sırasıyla Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler’in egemenliği altına girmiştir.
Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Rize ilinin Osmanlı topraklarına katılması sonrasında, Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka çevreleri de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’dan ayrılması üzerine Şavşat, Ardanuç , Oltu, Tortum ve Artvin yeniden Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır.

1829 yılında Ardanuç Sancağı’na bağlanan, 1877 - 1878 Osmanlı Rus savaşı sonrasında da 13 MART 1878 de imzalanan Berlin Antlaşması ile Batum, Kars ve Ardahan ile birlikte Çarlık Rusya’ya bırakılan ilçe, 1879 tarihinde resmen kesinleşen Osmanlı - Rus sınırı ile de Artvin, Ardanuç ve Borçka ile birlikte Anavatandan koparılmıştır. Daha sonra 1921 yılında imzalanan Gümrü Anlaşması ile Doğu sınırlarımız çizilmiş oldu.
Şavşat ilçesi 27 Şubat 1921 tarihinde Ardahan Sancağına bağlı olmak üzere ilçe haline getirilmiş, 7 Temmuz 1921 tarihinde ise Artvin İline bağlanmıştır.
Şavşat, doğuda Ardahan il merkezi ile Hanak İlçesi, kuzeydoğuda Posof İlçesi, güney ve güney batıda Ardanuç, batıda Artvin Merkez ve Borçka İlçesi, kuzeyden de Gürcistan Devleti ile çevrilidir.

1.317 kilometrekarelik dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmış bulunan Şavşat İlçesinin dört yanı yüksek dağlarla çevrilidir. 3.537 metreye yükselen Karçkal Dağları, ilçenin batı ve kuzeybatı yönünü sınırlandırır. Kuzeyde 2.250 metre yükseklikteki Sivritepe (Arsiyan) dağları ile 3.000 metreyi aşan Cin dağları bulunmaktadır. Doğuda Ardahan-Artvin sınırlarını teşkil eden Yanlızçam sinsilesinden 2.650 metre yükseklikteki Sahara Dağları, Güneyde ise 3.050 Metreyi bulan Karagöl dağları vardır.
İlçenin rakımı minimum 950 metre, maksimum ise 1800 metredir. İlçe Merkezin rakımı 1100 metredir.
Şavşat ilçesi Akarsu bakımından zengindir. İlçede çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Göllerin en büyüğü Karagöl dağlarında bulunan ve bu dağa kendi adını veren Karagöl’ dür. Bol miktarda alabalık bulunan gölden sulama amaçlı olarak yaralanılmaktadır. Meşeli Köyü orman içi mevkiinde Milli parklar kapsamı içerisinde bulunan ikinci bir karagöl mevcut olup piknik, mesire yeri özelliğine sahiptir. Pınarlı köyü yakınlarında Balık Gölü, Arsiyan yaylasında ise Kız Gölü, Boğa Gölü ve Koyun Gölü isminde göller bulunmaktadır.

İlçe dahilinde şifalı maden suları mevcuttur. Bunlardan Çermik-Çoraklı Köyü sınırları içerisinde bulunan sıcak su kaplıcası romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.

İlçede Karadeniz iklimi ile karasal iklim arasında bir geçiş iklimi hakimdir. Yüksek rakımlı olan yerlerde kışlar çok uzun sürer. Bu bölgelerde kasım ayında başlayan kar yağışları nisan ayı ortalarına kadar sürer.


İlçe bitki örtüsü bakımından zengindir. Zengin orman alanları mevcut olduğu gibi alçak rakımlı yerlerde her türlü geniş yapraklı ağaçlara da rastlanır.

Yüzölçümü 1.317 kilometrekare olan İlçenin genel nüfusu 25.624 olup, İlçe Merkez Nüfusu 7.325 Köylerin Toplam Nüfusu 18.299 dur. İlçede nüfus artış hızı %o (-) 23.09, nüfus yoğunluğu 19 kişidir.
İlçenin Merkez Belediyesi ile Meydancık Belde Belediyesi ve 61 köyü bulunmaktadır. Köylerde binalar genellikle iki katlı olarak ve ahşaptan yapılmıştır.

Ekonomİk Yapı
Şavşat, Artvin’in diğer ilçelerinde olduğu gibi engebeli araziye sahip bir ilçedir. İlçede, tarımsal arazilerin sınırlı olması, sanayi tesislerinin bulunmaması, başlıca diğer sektörlerin de gelişmemiş olmasının sonucu olarak istihdam olanakları yetersiz kalmaktadır. Gelişime uygun potansiyeli bulunan turizm sektörünün ilçe ve il ekonomisine katkısının artırılması amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir.

İlçe ekonomisi büyük ölçüde tarımsal üretime dayalıdır. Tarımsal üretim, ağırlıklı olarak, geleneksel aile tipi işletme yapısı şeklinde görülür. İlçe ekonomisinde önemli yeri bulunan hayvancılık, giderek azalan bir trend izlemektedir. 61 köyü bulunan ilçede, 16.037 adet büyükbaş ve 12.535 adet de küçükbaş hayvan bulunmaktadır.

Hayvancılık açısından son derece elverişli imkanlara sahip ilçede, hayvancılığın teşvik edilmesi amaçlı çalışmalar sürdürülmekte olup, bu kapsamda yönlendirme ve kamusal destekler sağlanmaktadır.

Şavşat büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında arıcılık açısından da son derece uygun koşullara sahiptir. Arıcılık alanında da üreticilere, kamusal imkanlar dahilinde teşvik ve yönlendirme desteği sağlanmaktadır.

Başlangıcında, Çoruh havzasında uygulanan seracılık-örtü altı yetiştiriciliğinin iklim koşullarının uygunluğu ve çiftçilerden gelen talepler üzerine il genelinde yaygınlaşması ile Şavşat’ta da seracılık faaliyetlerine başlanılmıştır. 1997 yılında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Dayanışma Vakfı parasal desteği ile başlatılan seracılık faaliyetleri yaygınlaşmaktadır. Bu kapsamda amaçlanan yeni istihdam alanlarının yaratılması, tarımsal üretimde çeşitlilik ve verimin sağlanması hedefine ulaşılmıştır.

1317 kilometrekare yüzölçümü bulunan ilçenin tarım arazisi varlığı 175.696 dekar, sulu arazisi 54.840 dekar, kuru tarım alanı 120.856 dekar, mera alanı 364.166 dekar, orman alanı 552.565 dekar ve kültür dışı arazi de 224.573 dekardır. İlçenin tarım arazileri genellikle çayır olarak değerlendirilmektedir.
İlçede yetiştirilen başlıca ürünler patates, armut, elma, ayva, erik, kiraz, kızılcık ve cevizdir. İlçede Tarım kesimi ile Esnaf kesimine kredi sağlayan Ziraat Bankası bulunmaktadır.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARHAVİ
arhavicw9

Tarİh, Coğrafİ Yapısı,İdarİ Yapı

1877 yılından sonra Batum ve Gönye havalisinin Rusların eline geçmesinden sonra Arhavi, Trabzon iline bağlı olan Rize Mutasarrıflığına bağlanmıştır. Bu tarihlerde Hopa ve Fındıklı ilçeleri bucak olarak Arhavi'ye bağlı iken, 1900 yıllıda Hopa ilçe olmuş, Arhavi de bucak olarak Hopa'ya bağlanmıştır.

1936 yılında Hopa ilçesi Artvin'e bağlanınca Arhavi bucağı da Artvin'e ait olmuştur. Arhavi, 1 Haziran 1954 yılında tekrar ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzeyine yerleşmiş olan ilçe, kuzeyden Karadeniz, batıdan Rize iline bağlı Fındıklı ilçesi, doğudan Hopa ilçesi, güneyden kısmen Murgul ve Yusufeli ilçeleri ile çevrilidir.

Yüzölçümü 314 kilometrekare olan ilçe, Kamilet ve Derecik olmak üzere 2 vadi üzerinde kuruludur. Arhavi, 1 belediye (ilçe), 30 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır. İlçenin genel olarak arazi yapısı engebeli ve dağlıktır. İlçe merkezi, köylerin aksine gerek iskana gerekse tarıma elverişli düz bir araziye sahiptir.

Doğu Karadeniz Bölgesinin tipik dağlık yapısının hakim olduğu ilçede, 3000 metreye yaklaşan zirvelere sahip olan dağlar (Çatalkaya-2985 m., Koyunyayla-2292 m., Mete-2142 m., Dikme-2068 m.) bulunmaktadır.

Deniz kıyısından 3000 M.ye çıkan dağlık yapıdan beslenen debisi ve akışı düzensiz bir çok derecikten beslenen ve yaklaşık 35 kilometre uzunluğundaki Arhavi (Kapisre) deresi ilçede mevcut tek akarsudur.

İlçede, yaylalar üzerinde irili ufaklı çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; Nogadid, Sarıgöl, Alacagöl, Büyük Agara, Küçük Agara ve karagöllerdir.

İlçede tipik doğu karadeniz iklimi hakimdir. Yazları ılık, kışları serin geçmektedir. Her mevsimde yağış görülen ilçede nem oranı yüksektir. İklim şartları çay, fındık, mısır ve turunçgil yetiştiriciliğine elverişlidir.

Arhavi, diğer ilçelere göre nüfusu artan, dışa az göç veren yerleşim birimlerindendir. 1990 yılı sayım sonuçlarına göre nüfusu 18.351 olan ilçenin 2000 yılı sayım sonuçlarına göre köy nüfusu 5.278, merkez nüfusu 14.069 olmak üzere toplam 19.347‘dır. İlçenin nüfus artış hızı (1990-2000sayım yıllarına göre) %o 5.29 kişi, nüfus yoğunluğu ise 65 kişidir.

Ekonomİk Yapı
İlçe ekonomisi genellikle çay tarımına ve kısmen de fındık üretimine dayalıdır. İlçe genelindeki işlenebilir tarım arazisi yaklaşık olarak toplam 48.000 dekardır. Bu alanın 30.000 dekarı çaylık, 90.00 dekarı fındıklık, 7.000 dekarı da mısır ve diğer kalan kısmı ise sebze ve meyve alanıdır. Bu tarımsal faaliyetlerden yaş çay üretimi 21.500 ton, kuru çay üretimi 3.870 ton tahmini fındık üretimi de 800 tondur.

Arhavi’de, alternatif ürün alanında kivi üretiminde önemli bir gelişim sağlanmıştır. 1990-2002 yılları arasında çiftçilere yaklaşık 20 bin adet kivi omcası dağıtılmış ve 400 dekarlık bir alanda üretim gerçekleştirilmiştir. İlçede, 1999-2002 yıllarında yıllık ortalama 50 ton kivi üretimi gerçekleştirilmiştir.

İlçede ticari anlamda hayvancılık gelişmemiştir. Aile ihtiyacının karşılanması ve kısmen de pazara sunma amaçlı küçük ve büyükbaş hayvancılık mevcuttur.

Arıcılık ilçede oldukça gelişmiştir. Büyük çoğunluğu gezgin olan 200 civarında belgeli arıcı mevcuttur. İlçe, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca kafkas ırkı arı yetiştiriciliği açısından “izole bölge” kapsamına alınmıştır.

İlçe yüzölçümünün yarısından fazlası ormanlıktır. Orman İşletme Müdürlüğü kayıtlarına göre 30.882 hektar genel sahanın 17.450 hektarı ormanlık alandır. Köylerin 20 adedi orman içi veya orman kenarı köyü özelliğini taşımaktadır. Yaygın ağaç türleri ise kayın, kızılağaç ve kestanedir.

İlçede ikisi çay fabrikası biri çimentolu yonga levha (BEYOPAN ), biri de ARSAN Silah fabrikası olmak üzere 4 adet sanayi tesisi mevcuttur Bu tesislerde, yıllara göre değişmekle birlikte ortalama 850-900 civarında daimi veya geçici personel istihdamı sağlamaktadır.

İlçede, kooperatifçilik oldukça gelişmiştir. Mevcut kooperatiflerin 5 adedi tarımsal amaçlı, 6 adedi ticari amaçlıdır.

Arhavi Ticaret ve Sanayi odasına kayıtlı 13 anonim şirket, 117 limited şirket, 6 kollektif şirket ile 22 kooperatif ve 180 adet de şahıs üye mevcuttur. Esnaf ve Sanatkarlar Odası üye sayısı 656, Çay Ekiciler Kooperatifi üye sayısı ise 3814’ dür.

İlçede 3 adet banka şubesi bulunmaktadır.

Yapımı sürdürülen 100 işyeri kapasiteli Arhavi küçük Sanayi Sitesinin İlçe ekonomisine kazandırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
022ou3

arhavi09up4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YUSUFELİ

İlçenin ilk kuruluşu Erzurum sancağına bağlı 1879 yılında “Kiskim” (Alanbaşı Köyü) adı ile gerçekleştirilmiş, İlçe merkezi bir süre sonra Öğdem’e nakledilmiş, 1894 yılında da Ersis’e (bugünkü Kılıçkaya Beldesi) alınmıştır. İlçe merkezi 26 Haziran 1926 tarih ve 877 sayılı Kanunla tekrar Öğdem’e nakledilerek Artvin’e bağlanmıştır.1933 yılında Artvin’in ilçe olmasıyla Yusufeli İlçesi tekrar Erzurum’a bağlanmıştır.1936 yılında Merkezi Artvin olmak üzere kurulan o günkü adı ile Çoruh Vilayetine bağlanmış daha sonra 16 Şubat 1950 tarih ve 3531 sayılı Kanunla bugünkü yerine nakledilerek Yusufeli İlçe Merkezi haline getirilmiştir. İlçe, bugünkü adını 1912 yılında Dahiliye Vekaletinin emri gereğince “Kiskim ve Keskin” isimleri karıştırıldığından Veliaht Yusuf İzzettin Efendinin ismine izafeten almıştır.

İlçe, coğrafi konum itibariyle çok engebeli, dağlık-kayalık bir alana sahiptir. Yerleşim merkezleri genelde Çoruh Nehri ve Barhal Çayının kıyısı boyunca uzanmıştır. İklimi tarım ve hayvancılık için elverişlidir.

İlçe, Çoruh Nehri ile Barhal Çayı’nın birleştiği bir vadide kurulmuş olup, doğusunda Erzurum İli Olur ve Oltu İlçeleri, güneyinde yine aynı İlin Uzundere ve İspir İlçeleri, batısında, Rize İlinin Ardeşen İlçesi, kuzeyinde ise Artvin İli Arhavi, Borçka, Murgul ve Rize İli Fındıklı İlçesi yer alır.

İlçenin İl Merkezine uzaklığı 104 Km.dir. Denizden yüksekliği 560 metre, yüzölçümü 2327 kilometrekaredir.

İlçede kara iklimi hüküm sürer. İlçenin en büyük akarsuyu Çoruh Nehri’dir. Bunu Barhal ve Tortum Çayları takip eder. Çoruh Vadisinin uzunluğu Yusufeli sınırlarında 100 km.’dir. Bölge arazisi Altıparmak sıradağlarından, kuzeyden batıya uzanmış şekliyle belirginleşir. Ayrıca Gâvur Dağları’nın silsilesi, Aradağ’ı ve Karadağ’ı meydana getirmektedir. Yüksekliği 3428 metre olan Mersis kayalığı, 3515 metre yüksekliğindeki Demirdağ ile 3537 metre yüksekliğindeki Güngörmez dağı ilçenin başlıca yüksek rakımlı dağlarıdır.

İlçe alanında verimli ve verimsiz olmak üzere toplam 224.771 hektarlık bölüm ormanlarla kaplıdır. Ağaç türü olarak Çam, Ladin, Köknar, Karaağaç, Meşe ve Yabanı Kavak cinsleri mevcuttur.

Yusufeli, Artvin genelinde, dışa en çok göç veren ilçe konumundadır.İlçe nüfusu 1990 yılında 37.060 iken bu rakam 2000 yılında 29.133’e gerilemiştir. İlçenin yıllık nüfus artış hızı %o (-) 24.07, nüfus yoğunluğu 13 kişidir.

59 Köy ve 1 Beldeden oluşan İlçenin Merkez Nüfusu 6105, köy nüfusu ise 23.028’dir. İlçeye bağlı belde belediyesi olan Kılıçkaya’nın nüfusu ise 2.659’dur.

Yusufeli İlçesinde Merkez Mahallesi, Evren, Hasanağa, Kazım Karabekir, Erdemler Mahallesi ile, 1 Belde ,59 köy, 500’e yakın Mezra vb. yerleşim yeri mevcuttur.

İlçede konut sıkıntısı çekilmemekle birlikte, İlçenin Baraj Gölü içerisinde kalacak olması dolayısıyla konut sektöründe önemli oranda bir gerileme görülmüştür.

Ekonomİk Yapı
Nüfusun % 70’i gurbetçilikle, % 30’ u da tarımla uğraşarak geçimini temin eder. İpek halıcılığı, halıcılık ve kilimcilik yeni aile işletmeciliği şeklinde evlere girmeye başlamıştır. Ayrıca Arıcılık, balıkçılık ve tavukçuluk gibi küçük aile işletmeleri ile aile ekonomisine katkı sağlanmaktadır. Sanayi tesisi bulunmayan ilçede istihdam sorunu yaşanmaktadır.

İlçede ortalama yıllık bal üretimi 86.400 kg, süt üretimi 14.500. kg, meyve üretimi 9.790.4 ton, pirinç üretimi 435 ton’dur.

İlçemizin yerleşim alanı oldukça engebelidir. Tarım ticari amaçtan ziyade genel olarak aile ihtiyacına yönelik yapılmaktadır. Son yıllarda seracılık alanında önemli bir aşama kaydedilmiş olup, 1993 yılında İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığı ile 800 M2’ lik alanda başlatılan seracılık çalışmaları, 2003 yılında 136 adet serada ve 40.247 metrekarelik alana ulaşmıştır.

İlçenin tarımsal alanlarının dağılımı; seracılık 40.247 metrekare, tarla ürünleri 3.658 hektar, bağ-bahçe ürünleri 1.450 hektar, sebze ürünleri 505 hektar, pirinç ekim alanı 120 hektar, zeytin dikim alanı 200 hektar, nadas 50 hektar şeklindedir.

Ekime elverişli topraklarda çeltik, meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır. İlçe Merkezi ile Kılıçkaya ve Narlık’ ta kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri tarımcılık yapan çiftçilere gübre, zirai alet vb. yardımlarda bulunmaktadır.

Hayvancılıktan genel olarak et, süt, yumurta, peynir ve bal elde edilmektedir. Hayvan ırkları genelde yerli ırktır. Hayvancılık 3-5 büyükbaş hayvan şeklinde ve bazı ailelerin 10-20 adet küçükbaş 5-10 kanatlı hayvancılık şeklinde aile işletmeleri yapısı ile sürdürülmektedir. Yörede 14.240 büyükbaş hayvan, 11.259 küçükbaş hayvan ile, 12.400 civarında kanatlı hayvan, 1.720 tek tırnaklı hayvan mevcuttur. İlçede 10.800 fenni, 300 adet ilkel arı kovanı bulunmaktadır. Yıllık bal üretimi ortalama 86.400 kg. dır. Yörede az sayıda kümes hayvancılığı ve balıkçılık da yapılmaktadır.

Yusufeli’nde yılık süt üretimi 14.500 tona ulaşmaktadır. Süt ürünleri üretimi daha çok aile tüketiminin karşılanmasına yöneliktir.

Nehir turizmi, dağ turizmi, yayla turizmi, av turizmi ve inanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip ilçe yerli ve yabancı çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 27 Aralık 2008 21:33
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARDANUÇ

ardanuof9

İlçede, M.Ö.VIII. yüzyılda sırasıyla Urartular, Sakalar ve İskit Türkleri, M.S. 75’ten sonra ise eski Oğuz kollarından olan Hazarlar, Barseller ve Bağratlılar yerleşmişlerdir. İlçe, 810 yıllarında Gürcü egemenliğine girmiştir. Anadolu Selçuklularının akınları sırasında yöreye Türklerin yerleştikleri görülür. Uzun yıllar Selçuklular’ın yönetiminde kalan Ardanuç, Moğol istilası sonrasında Moğollular’ın hakimiyetine girmiştir. İlçe, daha sonra sırası ile Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve İran Safavi devletlerinin hakimiyetinde kalmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa 1551‘de Ardanuç’u fethederek Osmanlılara katmış ve Osmanlıların ilk Ardanuç sancağını kurmuştur. 93 Harbi olarak anılan Osmanlı-Rus savaşı sonunda yapılan antlaşma ile Rusya’ ya bırakılan İlçe, Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan halk oylaması sonucu tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır.

Mondros Mütarekesi’nden sonra Ardanuç, önce İngilizlerin sonra Gürcülerin istilasına uğramış, Gümrü Antlaşması ile 7 MART 1921’de de Türkiye’ ye katılmış ve bugünkü Misak-ı Milli sınırları içinde yerini almıştır. 1945 yılına kadar Artvin’ e bağlı bir bucak olan Ardanuç aynı yıl İlçe olmuştur.

Yüzölçümü 969 kilometrekare olan İlçe; kuzeyde Şavşat, güneyde Yusufeli ve Erzurum’un Olur İlçeleri, doğu Ardahan, batıda ise Artvin Merkez İlçe ile komşudur. Coğrafi bakımdan kırık bir arazi yapısına sahip olan Ardanuç‘un rakımı 500 Metre olup, tipik karasal iklime sahiptir. İlçe merkezi, Kürdevan Yanlızçam ve Horosan dağları ile çevrilidir. İlçe merkezinden, Bulanık, Horhot ve Ekşinar çaylarının beslediği Ardanuç Deresi geçmektedir.

İlçenin yüzölçümünün 468 kilometrekaresi tarım arazisi, 311 kilometrekaresi Orman alanı, 149 kilometrekaresi ise dağlık ve kayalık araziden oluşmaktadır.

Ardanuç, il genelinde mevcut dışa göç sorununu yaşayan bir ilçelerden biridir. Toplam nüfusu 14.477 olan Ardanuç’un merkez nüfusu 5.278, köy nüfusu ise 9.199‘dur. Nüfus yoğunluğu 15 kişi olan ilçenin (1990-2000 yıllarına göre) yıllık nüfus artış hızı %o (-) 20.56’dır.

Ardanuç’un İl merkezine uzaklığı 39 km.dir. İlçe merkezinden geçen ancak karayolları standartlarında olmayan Ardanuç-Ardahan yolunun yapım çalışmaları devam etmektedir.

İlçenin 49 adet köy ve 1 merkez belediyesi bulunmaktadır. Köyler dağınık yerleşime sahiptir.

Ekonomİk Durum
İlçe ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. İlçe halkının başlıca gelir kaynakları tarımsal üretim, hayvancılık ve mevsimlik iş olan orman işçiliğidir. İlçede sanayi tesisi olarak Orman Genel Müdürlüğü’ne ait (ORÜS) ve özelleştirme kapsamında olan 1 adet kereste fabrikası bulunmaktadır. Büyük sanayi tesisi bulunmayan ilçede, marangoz, demirci ve oto tamircileri gibi küçük çaplı işyerleri bulunmaktadır.

İlçenin en önemli gelir kaynağı hayvancılıktır. Artvin’de hayvancılığın en gelişmiş olduğu ilçe Ardanuç’tur. Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu ilçenin en önemli yaylası olan Bilbilan Yaylasında yaz aylarında devamlı, cumartesi günleri ise büyük çapta olmak üzere hayvan pazarı kurulmaktadır.

İlçede yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, patates, fasulye, mısır, domates, zeytin, elma, kızılcık, ceviz, üzüm ve armuttur. Kamusal imkanlarla da desteklenen arıcılık, yaylacılık kültürünün yaygın olduğu ilçede önemli gelir kaynaklarındandır. İlçede, son yıllarda örtü altı yetiştiriciliği-seracılık da yaygınlaşmaktadır.

İlçede; Bulanık köyündeki Rabat Kilisesi, Adakale köyündeki Gevhernik Kalesi, Ferhatlı köyündeki Ferhatlı Kalesi ile Artvin-Ardanuç yolu üzerinde bulunan Cehennem Deresi Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken ve turistik değeri olan yerlerdir.


BORÇKA

borckazt0

Artvin ve Borçka’nın da içinde bulunduğu bölgeye ilk yerlerşenlerin Orta Asyadan gelen “HURRİLER” olduğu yazılı kaynakların incelenmesinden anlaşılmaktadır. M.Ö 2000 yılından başlayarak Hurilerin yöreyi de içine alan geniş bir bölgede devlet kurdukları bilinmektedir. Daha sonra Urartuların Hitit İmparatorluğunun yıkılması ile Borçka yöresine kadar yayıldıkları, M.Ö 720-714 yılları arasında Kimmerler, M.Ö 655‘de Sakalar daha sonra da Arsaklıların egemenlik kurdukları çeşitli kaynaklarda yer almaktadır.

M.S 576 Yılından itibaren bölgeye Bizanslılar hakim oldular. Halife Osman döneminde İslam Ordusu, 645 yılında Bizans ordusunu yenerek bu bölgeye hakim olmuştur. Sonraları Emeviler, Hazar Türkleri ve Bagratlılar bölgeye hakim olmuştur.

Büyük Selçuklu Devletinin kurulmasından sonra Artvin, Borçka, Şavşat, Yusufeli ve Ardanuç Selçuklu topraklarına katıldı(l063).Sonraları bölge Moğolların egemenligine girdi.

Borçka ve çevresi Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği döneminde Osmanlı egemenliğine girdi. 1877-78 Osmanlı – Rus Harbinden sonra Kars, Ardahan, Artvin ve Batum ile birlikte Borçka da Anadolu’dan koparılarak Rus yönetimine bırakıldı. Bu tarihten sonra Borçka ve çevresi sık sık savaşlara sahne olmuştur.

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Antlaşması’ndan hemen sonra Batum, Artvin, Borçka ve çevresi İngilizlerce işgal edilmiş, İngilizlerin ayrılmasından sonra da bölgeye Gürcüler girmiştir. Gürcülerin hakimiyeti 9 Şubat l921 yılına kadar sürdü. T.B.M.M. ultimatonu ile Gürcüler bölgeyi terketmiş, 7 Mart 1921 yılında Borçka, Artvin ve çevresi kesin olarak Anayurda kavuşmuş oldu.

Borçka İlçesi 7 Temmuz l921 tarihinde ilçe olmuş, 26 Haziran l926 tarih ve 877 sayılı kanunla da Bucak haline getirilmiş, 28 Mayıs l928 tarih ve 1288 sayılı kanunla da yeniden İlçe statüsüne kavuşturulmuştur.

İlçe, Karadeniz bölgesinin doğu ucunda, Artvin–Hopa Yolu üzerinde Çoruh Nehrinin kıyısında şirin bir yerleşim yeridir. Yalçın ve geçit vermeyen karlı dağların, gür ormanların, yatakları derin ve hırçın akarsuların yarattığı eşsiz güzelliğe sahip olan Borçka’nın İl Merkezine uzaklığı 32 Km. dir.

Batısı Hopa, güneyi Artvin ve Murgul, doğusu Şavşat, kuzeyi ise Gürcistan Cumhuriyeti toprakları ile sınır oluşturan ilçenin denizden uzaklığı 36 kilometre ve rakımı 125 m.dir.

İlçe topraklarının büyük bir bölümünü sarp ve geçit vermeyen dağlar kaplamıştır. Çoruh vadisi bu dağlık bölgeyi ikiye ayırmıştır. Dağlar, çoğu yerde geniş vadi oluşumların olanak vermeyecek şekilde yüksektir. Söz konusu özellik tarıma elverişli toprakların geniş alanlara yayılmasını da engellemiştir. İlçede ovalık alan bulunmamaktadır.

İlçe topraklarının büyük bir bölümünü Doğu Karadeniz sıra dağlarının doğu uzantısı kaplar. İlçenin doğusunda Çoruh vadisinin kuzeyinde yer alan en önemli kabartı “Karçal Dağı”dır (3414 m). Çoruh vadisinin güneyde yer alan “Balıklı Dağı Cankurtaran Geçidi “ ile geçit verir. Bu dağların uzantısı olarak yer alan irili ufaklı tepeler İlçe topraklarının engebeli görünümünü sağlar.

Dağ ve tepeleri ayıran derin vadiler, debi ve rejimi yüksek olan akarsu yataklarını oluşturur. İlçenin büyük vadisinde akan Çoruh Nehri, Artvin topraklarına Erzurum sınırlarından girer, Borçka’da Murgul, İçkale, Deviskel derelerini ve nihayet Aralık, Karşıköy ve Güreşen derelerini alarak Muratlı Köyüne geçer ve Gürcistan Cumhuriyeti sınırlarına girerek yurdu terk eder.

İlçenin önemli gölü Aralık Köyü yakınlarında bulunan “Karagöl”dür. Çevresi ormanlık olup, eşsiz doğal güzelliğe sahiptir. Alanı 50.000 m2’dir. Karçal dağları eteklerinde bulunan “Yıldız Gölü“ ilçenin ikinci gölünü oluşturur.

Borçka İlçesinde Karadeniz iklimi hakimdir. Yaz ve kış mevsimlerinde bol yağış ve ılık hava egemendir.

Bitki örtüsünü ağaçlar ve meralar teşkil eder. Meralar daha çok vadi tabanlarındadır. Dağların vadiye bakan yamaçları Ladin, köknar, çam ağaçlarının oluşturduğu “orman denizi” ile süslenmiştir. Yüksek kesimlerde ise bu ağaçlara meşe, kestane, kızılağaç gibi yapraklılar karışır. Orman gülleri, orman altı bitkileri ve eğreltiler ormanlık alanlarda dikkati çeker. Tarıma elverişli arazinin az olması, ormanların tahribine neden olmuştur. Yöre ormanlarının çevre ve yurt ekonomisine katkısı büyüktür.

İlçenin 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı verilerine göre toplan nüfusu 27.654’dür. İlçe merkezinin nüfusu 9.008, köy nüfusu ise 18.646 kişidir.

Köylerin doğal yapısı, yaşam şartlarını zorlaştırdığından kırsal alanlardan şehir merkezlerine ve genellikle il dışına sürekli göç olgusu görülür.

İlçeye bağlı 1 Belediye, 4 Mahalle ve 36 köy vardır. İlçe merkezinde toplu yerleşim olmasına karşın, köylerde arazi yapısının dağlık olması nedeniyle dağınık yerleşim hakimdir.

Tarımsal nüfusun çoğunluğu çay, fındık, tütün ve orman ürünleriyle iştigal etmektedir.

İlçede kamuya ait 1 ve özel sektöre ait 2 çay fabrikası bulunmaktadır.

Ekonomİk Durum
İlçede yaygın olan çay ve fındık üretimi yöre insanın en önemli gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. 1984 yılında hizmete açılan Muratlı Çay Fabrikası, çevre köylerde üretilen çay ürününü işlemektedir. 2002 yılı içerisinde 18.379 dekar alanda 4008 yaş çay üreticisinden 13.507 ton yaş çay alımı yapılarak 2.015 ton kuru çay üretimi gerçekleştirilmiştir. İşletmede 620 kişilik istihdam olanağı sağlanmaktadır. Zengin orman varlığının bulunduğu ilçede 17 marangoz atölyesi bulunmakta olup, bu atölyelerde genellkle 3 kişi çalışmaktadır. Tarımsal Kalkındırma kooperatiflerine ait 4 adet orman ürünlerini işleyen ve özel sektöre ait tesis bulunmaktadır. Yöre insanının önemli gelir kaynakları arasında orman ürünleri istihsali de bulunmaktadır.


İlçede hayvancılığın ekonomik yaşantıdaki payı azdır. 2002 yılı itibari ile 10.760 büyükbaş ve 3.453 küçükbaş hayvan bulunmaktadır.. Hayvancılık tamamen iç tüketime yöneliktir. Orman köylerinde arıcılık yaygındır. İlçede 10.711 adet fenni kovan 2080 adet karakovan mevcut olup, yıllık ortalama 255 ton bal üretimi sağlanmaktadır. İlçede 2 alabalık üretim tesisi bulunmaktadır.

Borçka turizm değeri olan doğal ve tarihi zenginliklere sahip olmasına karşın, ilçede turizm sektörü yeterince gelişmemiştir.

İlçe Karçal Dağlarının eteklerini kaplayan geniş yaylalar (Karçal Yaylaları, Küçük Yayla), irili ufaklı tepeler (Vergetil Sırtı), soğuk suları (soğuk su, beyaz su), dere ve gölleri (Karagöl,Yıldız Gölü) ile doyumsuz manzaralar arz eder.

Aralık Köyü sınırları içerisinde bulunan Karagöl, “orman denizi” içerisinde kapkara deniz görünümlü, alabalığı, buz gibi soğuk suyu ve eşsiz manzarası ile önemli bir kamp yeridir. İlçe, balıkçılık (Alabalık) ve av turizmi (Ayı,Domuz , Çakal, Tilki, Kurt, Dağ Keçisi, Vaşak vb. ) açısından zengin bir potansiyele sahiptir.

İlçenin doğusunda bulunan Karçal dağları dağ turizmine oldukça musaittir. Dağcılar için bir cennet sayılabilecek Karçal dağları (3400 m), eşşiz güzellikteki manzaraları, buzulları, buzul devrinden kalma irili ufaklı gölleri, buzulların erimesinden doğan dereleri, tarihi kemer köprüleri ve yaylaları ile zengin bir turizm potansiyeline sahiptir.

İlçede 22’si Tarımsal Kalkınma, 1’i Motorlu Taşıyıcılar, 1’i Minibüsçüler, 1’i Esnaf ve Kefalet, 1’i Konut ve 1 Damperli Kamyoncular Kooperatifi olmak üzere 27 kooperatif bulunmaktadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hopa

hopaxo2
1490-1512 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Osmanlı Devletine katılmıştır.1509 yılında bugünkü sınırlar dışında Gönye kalesinin fethi ve Sancak haline getirilmesi ile Hopa bu Sancağa bağlanmıştır.Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fetih sonucu Merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan ilçe, 1829 yılında Çarlık Rusya’sı ile imzalanan Edirne Antlaşması sonucu Ahıska’nın bu ülkeye verilmesi sonrasında Trabzon eyaletinin bir sancağı olan Batum’a bağlanmıştır.

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Kars ve Ardahan’la birlikte Hopa, Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Ruslar’a bırakılınca, İlçe Rize Sancağına bağlanmıştır. İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Hopa Milli Sınırlarımıza dahil olmuştur.

Hopa 1936 yılına kadar Rize İline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin iline bağlanmıştır.

Hopa, Doğu Karadeniz Bölgesinin doğu bölümünde yer alır. İlçenin doğusunda Gürcistan Cumhuriyeti, batısında Arhavi, güneyinde Borçka ve kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır.

İlçenin Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na uzaklığı 18 km., İl Merkezine uzaklığı ise 65 km.dir. Hopa, Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayan uluslararası karayolu üzerinde bir kavşak konumundadır.

Hopa, il genelinde nüfus artış hızı (1990-2000’e göre) %o 5.43 ile en yüksek olan ilçe konumundadır. İlçenin toplam nüfusu 32.584’dür. İlçe merkezi nüfusu 15.445, köy nüfusu ise 17.139’dur. Belde belediyesi olan Kemalpaşa’nın nüfusu 4.238’dir. İlçenin yüzölçümü 289 kilometrekare, nüfus yoğunluğu ise 154 kişidir.

İlçenin merkez ve Kemalpaşa Belde Belediyesi ile 29 köyü bulunmaktadır. Hopa, özellikle kırsal alan Karadeniz Bölgesinin tipik yerleşim özelliği olan dağınık yerleşim özelliklerini taşımaktadır.

Ekonomİk Yapı

İlçenin işlenebilir tarım arazilerinde, iklim yapısına uygun olan çay, fındık,turunçgiller, kivi, kara üzüm yetiştiriciliği yapılmaktadır.İlçenin arazi yapısı makineli tarımın yapılması açısından son derece sınırlı imkan tanımaktadır. İlçe genelinde üretilen başlıca ürünleri; çay, fındık, mısır, kivi, sebze, turunçgillerdir.

İlçe genelinde ticari anlamda hayvancılık gelişmiş değildir. Büyük ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık genellikle aile tüketimine yönelik olarak yapılmaktadır. Balıkçılık ilçe ekonomisinde önemli yere sahiptir.

İlçede sanayi tesisi olarak 3 adet çay fabrikası, 1 adet un fabrikası, TEİAŞ’a ait 1 adet termik santral, K.B.İ.A.Ş.’ye ait Tesis ve POAŞ depo İşletmesi bulunmaktadır. İlçe ekonomisinde son derece önemli yeri olan ve her türlü liman hizmetinin verilebileceği altyapıya sahip özel sektör tarafından işletilen Hopa Limanı bulunmaktadır.

Hopa Limanı; Doğu Karadeniz’in doğu sınırında Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na 15 kilometre uzaklıkta ve yaklaşık 100.000 metrekarelik alan üzerine kuruludur.

31.08.1988 tarihinde Sarp Sınır Kapısının açılmasından sonra, sınır ili olarak Artvin’in, başta Gürcistan olmak üzere yakın bağımsız devletler topluluğu ülkeleriyle sosyal ve ekonomik ilişkileri önemli bir gelişim seyri izlemiştir.

Hopa Gümrükleri Başmüdürlüğü ve bağlantı gümrük müdürlüklerinden gelen-giden yolcu, otomobil, otobüs, tır ve gemi sayılarının son 5 yıla ait bilgileri aşağıdaki tablolarda görüldüğü gibidir.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #7
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Murgul 10. yüzyılda Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan bu bölge 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde Rusların istilasına uğramıştır. 1918 yılında geri alınan topraklar Sevr antlaşması ile sınırlarımızın dışında kalmış, 1920'de tekrar Türk Topraklarına katılmıştır. 1935-1950 yılları arasında merkez Damar iken sonradan ilçe merkezi Murgul olmuştur.1966 yılında Göktaş olarak ismi değiştirilen ilçenin ismi 1987 yılında tekrar Murgul olarak değiştirilmiştir.

İlçe, doğuda Artvin İl Merkezi, batıda Arhavi İlçesi, kuzeyde Borçka İlçesi, güneyde Yusufeli İlçesi ile çevrili bulunmaktadır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği minimum 360 metre, maksimum 1100 metredir (Damar Beldesi). İlçenin yüzölçümü 406 kilometrekare olup, bu alanın yüzde 50’si ormanlık, yüzde 45’i çayır ve % 5’i de mera, kayalık ve taşlık alandan oluşmaktadır.

Murgul, nüfus artış hızı (1990-2000 yılları) %o (-) 33.57 ile en fazla göç veren ilçe konumundadır. İlçenin şehir merkezi nüfusu 3.801, köy nüfusu ise 4.742 olup toplam nüfusu 8.543’tür.

İlçenin nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Nüfus değişken olup arazi yetersizliği ve alternatif iş istihdamı yaratılamaması nedenleriyle devamlı göç vermektedir. Kış aylarında merkez nüfusu köydeki bazı ailelerin şehir merkezine gelmelerinden dolayı artmaktadır.

İlçenin Merkez ve Damar olmak üzere 2 belediye başkanlığı, 10 köy muhtarlığı ile 2 mahalle muhtarlığı bulunmaktadır.

Ekonomİk Yapı

İlçede kamu sektörüne ait K.B.İ.A.Ş. Murgul İşletme Müdürlüğü mevcuttur. Faaliyet konuları içinde Bakır cevheri üretimi, cevher zenginleştirme blister bakır üretimi vardır. Ayrıca yan ürün olarak pirit konsantresi ve asit üretimi yapılmaktadır. İşletmede yaklaşık 680 işçi bulunmaktadır. İlçe ekonomisi büyük ölçüde bu işletmeye dayalıdır. Murgul’un arazi yapısının kıraç, dağlık ve ormanlık olması nedeniyle tarım arazisi yetersizdir. İlçenin 22.223 dekar tarım arazisi mevcuttur. Yetiştirilen sebze ve meyveler genellikle aile tüketiminin karşılanması amaçlıdır.

İlçede büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. İlçede arıcılık gelişmiştir. İlçenin önemli gelir kaynakları arasında ormancılığın da yeri vardır.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 27 Aralık 2008 21:33 Sebep: Kırık Link
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YUSUFELİ

yusufeliwa2
İlçenin ilk kuruluşu Erzurum sancağına bağlı 1879 yılında “Kiskim” (Alanbaşı Köyü) adı ile gerçekleştirilmiş, İlçe merkezi bir süre sonra Öğdem’e nakledilmiş, 1894 yılında da Ersis’e (bugünkü Kılıçkaya Beldesi) alınmıştır. İlçe merkezi 26 Haziran 1926 tarih ve 877 sayılı Kanunla tekrar Öğdem’e nakledilerek Artvin’e bağlanmıştır.1933 yılında Artvin’in ilçe olmasıyla Yusufeli İlçesi tekrar Erzurum’a bağlanmıştır.1936 yılında Merkezi Artvin olmak üzere kurulan o günkü adı ile Çoruh Vilayetine bağlanmış daha sonra 16 Şubat 1950 tarih ve 3531 sayılı Kanunla bugünkü yerine nakledilerek Yusufeli İlçe Merkezi haline getirilmiştir. İlçe, bugünkü adını 1912 yılında Dahiliye Vekaletinin emri gereğince “Kiskim ve Keskin” isimleri karıştırıldığından Veliaht Yusuf İzzettin Efendinin ismine izafeten almıştır.

İlçe, coğrafi konum itibariyle çok engebeli, dağlık-kayalık bir alana sahiptir. Yerleşim merkezleri genelde Çoruh Nehri ve Barhal Çayının kıyısı boyunca uzanmıştır. İklimi tarım ve hayvancılık için elverişlidir.

İlçe, Çoruh Nehri ile Barhal Çayı’nın birleştiği bir vadide kurulmuş olup, doğusunda Erzurum İli Olur ve Oltu İlçeleri, güneyinde yine aynı İlin Uzundere ve İspir İlçeleri, batısında, Rize İlinin Ardeşen İlçesi, kuzeyinde ise Artvin İli Arhavi, Borçka, Murgul ve Rize İli Fındıklı İlçesi yer alır.

İlçenin İl Merkezine uzaklığı 104 Km.dir. Denizden yüksekliği 560 metre, yüzölçümü 2327 kilometrekaredir.

İlçede kara iklimi hüküm sürer. İlçenin en büyük akarsuyu Çoruh Nehri’dir. Bunu Barhal ve Tortum Çayları takip eder. Çoruh Vadisinin uzunluğu Yusufeli sınırlarında 100 km.’dir. Bölge arazisi Altıparmak sıradağlarından, kuzeyden batıya uzanmış şekliyle belirginleşir. Ayrıca Gâvur Dağları’nın silsilesi, Aradağ’ı ve Karadağ’ı meydana getirmektedir. Yüksekliği 3428 metre olan Mersis kayalığı, 3515 metre yüksekliğindeki Demirdağ ile 3537 metre yüksekliğindeki Güngörmez dağı ilçenin başlıca yüksek rakımlı dağlarıdır.

İlçe alanında verimli ve verimsiz olmak üzere toplam 224.771 hektarlık bölüm ormanlarla kaplıdır. Ağaç türü olarak Çam, Ladin, Köknar, Karaağaç, Meşe ve Yabanı Kavak cinsleri mevcuttur.

Yusufeli, Artvin genelinde, dışa en çok göç veren ilçe konumundadır.İlçe nüfusu 1990 yılında 37.060 iken bu rakam 2000 yılında 29.133’e gerilemiştir. İlçenin yıllık nüfus artış hızı %o (-) 24.07, nüfus yoğunluğu 13 kişidir.

59 Köy ve 1 Beldeden oluşan İlçenin Merkez Nüfusu 6105, köy nüfusu ise 23.028’dir. İlçeye bağlı belde belediyesi olan Kılıçkaya’nın nüfusu ise 2.659’dur.

Yusufeli İlçesinde Merkez Mahallesi, Evren, Hasanağa, Kazım Karabekir, Erdemler Mahallesi ile, 1 Belde ,59 köy, 500’e yakın Mezra vb. yerleşim yeri mevcuttur.

İlçede konut sıkıntısı çekilmemekle birlikte, İlçenin Baraj Gölü içerisinde kalacak olması dolayısıyla konut sektöründe önemli oranda bir gerileme görülmüştür.

Ekonomİk Yapı

Nüfusun % 70’i gurbetçilikle, % 30’ u da tarımla uğraşarak geçimini temin eder. İpek halıcılığı, halıcılık ve kilimcilik yeni aile işletmeciliği şeklinde evlere girmeye başlamıştır. Ayrıca Arıcılık, balıkçılık ve tavukçuluk gibi küçük aile işletmeleri ile aile ekonomisine katkı sağlanmaktadır. Sanayi tesisi bulunmayan ilçede istihdam sorunu yaşanmaktadır.

İlçede ortalama yıllık bal üretimi 86.400 kg, süt üretimi 14.500. kg, meyve üretimi 9.790.4 ton, pirinç üretimi 435 ton’dur.

İlçemizin yerleşim alanı oldukça engebelidir. Tarım ticari amaçtan ziyade genel olarak aile ihtiyacına yönelik yapılmaktadır. Son yıllarda seracılık alanında önemli bir aşama kaydedilmiş olup, 1993 yılında İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığı ile 800 M2’ lik alanda başlatılan seracılık çalışmaları, 2003 yılında 136 adet serada ve 40.247 metrekarelik alana ulaşmıştır.

İlçenin tarımsal alanlarının dağılımı; seracılık 40.247 metrekare, tarla ürünleri 3.658 hektar, bağ-bahçe ürünleri 1.450 hektar, sebze ürünleri 505 hektar, pirinç ekim alanı 120 hektar, zeytin dikim alanı 200 hektar, nadas 50 hektar şeklindedir.

Ekime elverişli topraklarda çeltik, meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır. İlçe Merkezi ile Kılıçkaya ve Narlık’ ta kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri tarımcılık yapan çiftçilere gübre, zirai alet vb. yardımlarda bulunmaktadır.

Hayvancılıktan genel olarak et, süt, yumurta, peynir ve bal elde edilmektedir. Hayvan ırkları genelde yerli ırktır. Hayvancılık 3-5 büyükbaş hayvan şeklinde ve bazı ailelerin 10-20 adet küçükbaş 5-10 kanatlı hayvancılık şeklinde aile işletmeleri yapısı ile sürdürülmektedir. Yörede 14.240 büyükbaş hayvan, 11.259 küçükbaş hayvan ile, 12.400 civarında kanatlı hayvan, 1.720 tek tırnaklı hayvan mevcuttur. İlçede 10.800 fenni, 300 adet ilkel arı kovanı bulunmaktadır. Yıllık bal üretimi ortalama 86.400 kg. dır. Yörede az sayıda kümes hayvancılığı ve balıkçılık da yapılmaktadır.

Yusufeli’nde yılık süt üretimi 14.500 tona ulaşmaktadır. Süt ürünleri üretimi daha çok aile tüketiminin karşılanmasına yöneliktir.

Nehir turizmi, dağ turizmi, yayla turizmi, av turizmi ve inanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip ilçe yerli ve yabancı çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #9
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
GEZİLECEK YERLER



Kaleler

Artvin (Livana) Kalesi: Erzurum Samsun karayolunun Artvin şehir merkezine çıkış sağlayan noktasında, Çoruh Nehri üzerinde bulunan Artvin Köprüsü nün karşı yanında, ırmak tabanından 70 m. yükseklikte ana kayaya bağlanmış konumdadır. Kale içerisinde sarnıç ve şapel kalıntıları bulunmaktadır. Yapı, 10. yüzyıl ortalarında Bagratlı Krallığı nca inşa edilmiş, 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından onarım görerek kullanılmıştır. Yüksek kulesiyle dikkat çekmektedir.

Şavşat (Satlel) Kalesi: Şavşat ilçesi Söğütlü Mahallesinde bulunmaktadır. Bagratlı Krallığı zamanında inşa edilmiş Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde terkedilmiş olan kalenin sur duvarlarının büyük bir bölümü ayaktadır.

Ardanuç (Gevhernik) Kalesi: Ardanuç ilçesi, Adakale Mahallesi nde bulunan yapı, yöredeki en eski ve en önemli kalelerden birisidir. Kalenin ilk yapımına milattan önceki dönemlerde başlandığı bilinmektedir. Bagratlı Krallığı, Çıldır Atabekleri ve Osmanlıların yönetim yeri olarak kullanılmıştır. İçkale ve etrafı surlarla çevrili şehir yapısıyla tek örnektir. Geçmiş dönemlere ait çeşitli kalıntıların yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman a ait kitabesiyle de dikkat çekmektedir.

Cami ve Türbeler

Artvin il ve ilçelerinin önemli camileri Ortacalar Merkez Camii (Arhavi ilçesi) Muratlı Camii (Borçka ilçesi), Esenköy Camii (Murgul ilçesi) Kocabey Camii (Şavşat ilçesi) Demirkent Camii (Yusufeli ilçesi), İskender Paşa Camii ve Türbeleri (Ardanuç İlçesi)'dir.

İskenderpaşa Camii ve Türbeleri: Ardanuç ilçesi, Adakale mevkiinde bulunmaktadır. İlk yapımına Osmanlı döneminde yapılmış, 1553 yılında tamir edilerek tekrar ibadete açılmıştır. Yanında Osmanlı dönemine ait Hatice Hanım, Ali Paşa ve Süleyman Paşa ya ait türbeler bulunmaktadır.Yörenin ilk camisi olması açısından önem taşımakta olup günümüze sağlam olarak gelmiştir.

Kiliseler ve Manastırlar

İnanç Turizminin önemli merkezlerinden olan Artvin'de Altıparmak (Barhal) Manastır Kilisesi Camii (Yusufeli ilçesi ), Hamamlı (Dolıshana) Manastır Kilisesi (Merkez), İşhan Kilisesi (Yusufeli ilçesi), Yeni Rabat Kilisesi (Ardanuç ilçesi), İbriga Şapeli (Borçka ilçesi), Tibeti Kilisesi ( Şavşat ilçesi), Köprülü Kilise ( Şavşat ilçesi), Porta Manastır Kilisesi (Merkez) Dörtkilise Manastırı (Yusufeli ilçesi) önemli olan kilise ve manastırlardır.

Köprüler

Berta Köprüsü: Artvin-Şavşat yolu üzerinde bulunmaktadır. 1878 yılında Osmanlılarca yaptırılmış olup, döşeme uzunluğu 64 mdir. Üç gözlü ve düz yollu köprüler sınıfına girmektedir. Yapı günümüze sağlam olarak ulaşmıştır.

Ortacalar Çifte Köprü: Arhavi ilçesi, Ortacalar Bucağına 25 km. kala, Anlı ve Küçükköy yol ayırımında bulunmaktadır. Birbirine dik gelecek şekilde planlanan iki köprüden meydana gelmektedir. Her ikisi de gözlü ve yolu eğimli olan taş köprüler grubuna girmektedir. Günümüze sağlam olarak ulaşmışlardır.

Çeşmeler


Çelebi Efendi Çeşmesi: Artvin Orta Mahalle de bulunmaktadır. Yapı, 1783 yılında Asma Sultanın kahyası Çelebi Efendi tarafından yaptırılmıştır. Günümüze bir bölümü ulaşabilmiştir. Klasik Osmanlı çeşmesidir.

Korunan Alanlar


Karagöl Sahara Milli Parkı

Hatila Vadisi

Camili-Efeler Tabiatı Koruma Alanı

Camili-Gorgit Tabiatı Koruma Alanı

Plajlar

Karadeniz sahilindeki Arhavi ve Hopa İlçelerinin 34 km.lik kıyısında bulunan Hopa- Kemalpaşa Plajı, Hopa Kopmuş Plajı ve Arhavi Plajı denize girmek için elverişlidir.

Yaylalar

Artvin, coğrafyası gereği Yayla kültürünün korunduğu yörelerimizden birisidir.

Artvin Yaylaları

Sportif Etkinlikler

Rafting: İlçe topraklarını güneyden kuzeye akarak ikiye bölen Çoruh nehri üzerindeki dünyanın Zambezi ve Biobio nehirlerinden sonra en iyi akarsu sporları parkurlarına sahip olması ili su sporları açısından önemli bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Ayrıca Kaçkar dağlarından doğan ve Çoruh nehrinin önemli kollarından biri olan Barhal çayında da ideal su sporu parkurları bulunmaktadır. Çoruh nehri ve Barhal çayında Haziran-Ekim ayları arasında rafting, katamara ve kano sporları yapılabilmektedir. Ayrıca 4. üncü Dünya Akarsu Sporları Şampiyonası 1993 yılında Çoruh nehrinde yapılmıştır.

Çoruh ve Barhal'da Rafting

Trekking ve Dağ Yürüyüşleri: Doğu Karadeniz bölgesinin en yüksek dağ silsilesinden olan Kaçkar dağlarında, dağ tırmanışları için Türkiye'nin en uygun trekking parkurları bulunmaktadır. Yöreye gelen dağcı grupları ve dağcılar genellikle Yusufeli Yaylalar köyünden, Rize-Çamlıhemşin;Ayder yaylasına yürüyerek Trans-Kaçkar yürüyüşlerini tamamlarlar. Ayrıca yörenin diğer dağı olan Altıparmak dağlarında da uygun trekking parkurları bulunmaktadır.

Kamp-Karavan: Sahil şeridinde bulunan plajlarda, orman içi dinlenme yerlerinde, milli parklarda Kamp ve Karavan Turizmi için uygun yerler mevcut olup bunların başında; Kemalpaşa Plajı ve çevresi, Kafkasör Orman İçi Dinlenme Yeri, Borçka Karagöl, Şavşat Karagöl, Hatila Vadisi, Sahara, Yusufeli Kaçkar Turizm Merkezi ve Yusufeli Çevreli Köyü Rafting Kamp Merkezi dir. Ayrıca Yusufeli ilçesi Çevreli köyünde rafting kamp alanı bulunmaktadır.

Olta Balıkçılığı: İl genelinde yer alan akarsu ve göllerden özellikle Barhal Çayı nda, Hatila Deresi nde, Arhavi Ortacalar Deresinde ve Borçka Camili-Maçahel Deresi nde, yüksek kesimlerde yer alan halk arasında Karagöl olarak adlandırılan göllerde olta balıkçılığı yapılmaktadır.

Avlaklar: Topraklarının çoğunluğu dağlık ve engebeli arazi üzerine kurulmuş olan ilçede av turizmi için uygun alanlar bulunmaktadır. Özellikle dağ keçisi, ayı, kurt, tilki ve doğal alabalık ilçedeki önemli avlaklar arasındadır.

Kuş Gözlem Alanı

Doğu Karadeniz Dağları

Akarsular

Çoruh Nehri ve Vadisi: 3225 m. rakımlı Mescit Dağları ndan doğarak toplam 466 km. kat ettikten sonra Gürcistan sınırları içerisinde Karadeniz e dökülmektedir. Nehir aynı zamanda dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biridir. Yöre, her yıl dünyanın her tarafından gelen, rafting, kano ve nehir kayağı gibi akarsu sporlarını yapan yerli ve yabancı sporcuları ağırlamaktadır.

Zengin flora ve faunaya sahip Çoruh Nehri Vadisi, aynı zamanda kuşların göç yolu üzerindedir. Nehrin çevresindeki bazı kayalıklarda nesli tükenmekte olan kızıl akbaba türü koloniler halinde yaşamaktadır. Ayrıca Çoruh Vadisi boyunca; boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban domuzu, kurt, çakal, tilki, porsuk, sansar, su samuru, tavşan, keklik, yaban horozu, çulluk, yaban ördeği, üveyik, sarıasma, sarısandal, ardıç kuşu, güvercin, tahtalı kuşu ve çeşitli yaban hayvanı türleri bulunmaktadır.

Bayburttan başlayıp İspir ve Yusufelini takip ederek Artvine kadar uzanan ve yaklaşık 260 km. uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting yapılmaktadır. Zorluk dereceleri 1, 2, 3, 4, 5, 6ya kadar çıkmaktadır. Profesyonel sporcuların tercih ettiği nehirde, 1993 yılında 4. Dünya Akarsu Şampiyonası yapılmıştır.

Altıparmak (Barhal) Çayı: Artvin ili sınırları içinde yer alan Altıparmak (Barhal) Çayı, Kaçkar Dağlarının güney yamaçlarından doğar, yaklaşık 40 kmlik bir mesafe kat ettikten sonra Yusufelinin 2 km. güneyinde Çoruh Nehrine karışır. Altıparmak Çayı, kano ve nehir kayağı için elverişli olup, yüksek dağlarla çevrili son derece güzel ve etkileyici bir vadi içinden akmaktadır. Dağlardaki karların bütün yaz boyunca erimesi nedeniyle, eylül ayına kadar suyun debisi yüksektir. Vadi, yaban hayatı açısından da çok zengin bir güzelliğe sahiptir.

Altıparmak Çayı Havzasına Artvin veya Erzurum üzerinden Yusufeline gelerek ulaşılabilir. Yusufelinden itibaren 6. kmsinde Öğdem Deresi, Altıparmak Çayına karışmaktadır.

Güngörmez Suyu: Yusufeli ilçesi Güngörmez dağlarında bulunmaktadır. Akşam karanlığında suyunun akmaya başlaması ve gün açıldığında suyunun kesilmesi ile ünlüdür.

GÖLLER

Borçka Karagöller: Boçka camili karayolu üzerinde olup,Borçka ilçesine 27 km. uzaklıktadır.1800 lü yıllarda bugünkü Klaskur yaylasının yakınında bulunan bir tepenin toprak kayması sonucu Klaskur deresinin önünü kapatması ile oluşmuş göllerdir. Zengin orman örtüsü ve flora çeşitliliği ile ilgi çekmekte olup kamp turizmi için İlimizdeki sayılı yerlerdendir. Ayrıca yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

Şavşat Karagöl: Şavşat ilçesine 25 km. uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı içindedir. Kamp ve Karavan Turizmi için ilimizdeki en uygun yerlerdendir. Göl kenarında özel sektör tarafından işletilen 20 kişilik konaklama tesisi bulunmaktadır.

Dağlar

Kaçkar Sıradağları: Rize ve Hopa arasında yer alan, yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar Sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran (3932 m.) ve Verçeniktir (3710 m.).

Dağa yaz aylarında tırmanmak ne kadar kolay ise kış aylarında tırmanmak o kadar zordur. Kış aylarında kar, vadileri doldurur, yaylaları örter ve evler yok olur. Ayrıca, buzulların eğimi her zaman çığ düşmesine uygundur.

Kaçkarlar; Doğu Karadenizde Rize Hopa kıyılarına paralel olarak uzanır. Ağustos ve eylül ayları, yaz tırmanışları için en uygun zamandır. Kış tırmanışlarında ise şubat ve mart ayları en uygun zamandır.

Kaçkar Dağları, genel olarak granit, siyenit, granodiorit ve andezit türü kayaçlardan oluşmuş, şiddetli akarsu ve buzulların aşındırması sonucunda da sert bir görünüm kazanmıştır. Deniz kıyısında yükselmeye başlayan bu dağların kuzey yamaçları gür orman örtüleri ile kaplıdır. Kaçkar Dağları batıdan doğuya doğru 3 bölüm halinde uzanır. Batıda Verçenik, ortada Kavran ve doğuda Altıparmak Dağları yer alır.

Kaçkar Dağlarına kuzey ve güney rotaları takip edilerek çıkılabilir. Kuzey rotası daha çok profesyonellerin tercih ettiği rotadır.

Karchal Dağları Türkiye ile Gürcistan arasında yer alan bu dağlar, geçit kuşlarının göç yolları üzerinde bulunması, endemik bitki çeşitliliği ve uygun trekking parkurları ile ilimizdeki görülebilecek yerlerdendir.

Diğer Değerler

Borçka-Camili (Maçahel) Havzası: Yörenin; Orman ve yaylalarındaki endemik flora zenginliği, anıt ağaçları, derelerindeki kırmızı pullu alabalığı, saf kafkas arıları ile üretilen karakovan Maçahel Balı gibi çeşitli özellikleri vardır. Bu özelliklerinden dolayı Camili Havzasının bir bölümü Tabiat Koruma Alanı ilan edilerek yöre koruma altına alınmıştır.

Kafkasör : Artvin il merkezine 8 km. uzaklıkta olup, her yıl haziran ayının 4 ncü haftasında Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali bu yaylada düzenlenmektedir. Ayrıca yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

Şavşat Kocabey Kışlası: Şavşat ilçesine 15 km. uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı sınırları içinde bulunmaktadır. Kocabey Kışla Evleri kendine özgü ahşap mimari özellikleri ile ilgi çekmektedir. Bu yörede her yıl Temmuz ayının 4 ncü haftasında Sahara Pancarcı Festivali düzenlenmektedir. Kışlada Kamp ve karavan turizmi yapılabilmektedir.

Cehennem Deresi Kanyonu: Artvin-Ardanuç karayolunun 25 nci km. sinde yer alan Ardanuç Kanyonu, ilgi çekici doğal yapısı ile ilimizdeki görülmeye değer yerlerdendir.
Son düzenleyen Daisy-BT; 16 Mayıs 2011 22:10 Sebep: Sayfa Düzeni
ELeCtRiC - avatarı
ELeCtRiC
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10
ELeCtRiC - avatarı
Ziyaretçi
FESTİVAL VE ŞENLİKLER

Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali Kafkasör (Artvin) 22-25 Haziran, Arhavi Kültür ve Sanat Festivali Arhavi Temmuz'un 3. Haftası, Karakucak Güreş Festivali ve Efkari Aşıklar Şenliği Ardanuç 19-20 Mayıs, Murgul Boğa Güreşleri Murgul Mayıs Ayının 1. Haftasonu, Aydın Köyü Yayla Şenliği Ardunç Temmuz Ayının 1. Haftasonu, Meydancık Satave Gevrek Şenliği Şavşat Ağustos Ayının 1. Haftasonu, Salikvan Yayla Şenliği Yusufeli Ağustos Ayının 1. Haftasonu, Yusufeli Geleneksel Karakucak Güreşleri Yusufeli Ağustos Ayının 4. Haftasonu, Pancar Şenlikleri Şavşat Yaylaları 22-23 Temmuz