Arama

Kocaeli (İzmit) - Sayfa 2

Güncelleme: 1 Ocak 2010 Gösterim: 146.302 Cevap: 40
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
14 Ocak 2008       Mesaj #11
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi

nino522

Sponsorlu Bağlantılar

Karamürsel Sepeti.

Kestane ağacının çubuğundan örülen, kendisine özgü özelliği ile gayet pratik,
kullanışlı basit bir el taşıma aracı olan Karamürsel sepetinin özelliği,
ağaçtan toplanan yaş meyveyi zedelemeden kabına ulaştırmasıdır.


Padişah sepeti çok beğendi.


Üne kavuşması ise, Osmanlı padişahlarından
Abdülaziz'in

gezi için Hereke'deki av köşküne gelmesiyle olur.

Padişah'ın Hereke'ye geleceğini duyan Karamürsel eşrafı,

âdet olduğu üzere bir hediye götürüp sunmaya karar verirler.

Mevsimin yaz olması sebebiyle hediye olarak kirazı seçerler.

Padişahın huzuruna çıkacak olan kasaba temsilcileri,

itina ile toplanan kirazları bir sepete doldurarak sandalla Hereke'ye geçerler.

Padişahın huzuruna kabul edilirler ve hediye sepetini sunarlar.

Oldukça değişik ve sade hediyeyi gören Abdülaziz,

biraz şaşırarak birazda küçümseyerek hediye sepetini şöyle bir süzer.

İçinde ne olduğunu merak etmekten kendini alamaz.

Derhal gümüş bir tepsi getirilir, sepetin içindeki kirazlar tepsiye boşaltılır.
Sepetin içindeki kirazlar tepsiye sığmayıp taşınca,

Abdülaziz hayretle şöyle mırıldanır

" Sepeti ufak tefek gördük amma, içindekini tepsiye sığdıramadık!".
Abdülaziz'in bu sözü daha sonraları halk arasında, bir nevi deyim olur çıkar.

Sepetin teknik özellikleri.


Karamürsel sepetinin tabanı 15–20 cm.dir.

Ağız genişliği 40.45 cm , boyu ise 60–65 cm.yi bulur.

Yarım koniyi andıran sepet iyi kesilmiş ve kurutulmuş kestane

çıtalarından örüldüğünden iç hacmi, dış görünüşünün aksine geniştir.

Sepetin tek hammaddesi, düzgün ve budaksız kestane çubuğudur.

Bu çubuğun "şah" denen körpe devresi vardır ki,

bu devre içinde kesilip kurutulmaya bırakılan çubuktan

daha sağlam ve kaliteli sepetler yapılır.

Ormandan getirilen kestane (yabani olanı makbuldür) çubukları,

en az bir hafta süreyle kurumaya bırakılır.

Daha sonra usta, özel çok keskin bıçağı ile çubukları

çıtalar halinde keser, kesilen çıtalar suya batırılarak yumuşatılır.


Nasıl örülür.


Sepetin örülmesi için ana malzeme böylece tamamlanır.

Usta sepeti tabanından tıpkı bir örümcek ağı gibi örmeye başlar.

Çıtalara kazandırdığı esneklik, maharetli elleri arasında şekillenir

ve bir süre sonra sepetin iskeleti ortaya çıkar.

Usta ölçü kullanmaz, ama şaşılacak bir uyum ve

alışkanlıkla sepete koni biçimini verir.

Usta sepetin dik durabilmesi için ona bir denge kazandırmak zorundadır;

bunu da bilgi ve tecrübesiyle ama el yordamıyla yapmayı başarır.


karamursel


Sepette kullanılan malzemeler.


Sepetin ortasına ağaç kabuğundan bir kuşak döşer;

kuşak üstü örmesine de, kamalarla ayrı bir biçim, ayrı bir desen verir.

Üst kuşakla orta kuşak arasında örgünün çözülmemesi için

yine çıtalardan yapılmış bağcıklar kullanılır ki, böylece kamalar ve

bağcıklar sepetin uzun süre dağılmadan dayanmasını sağlamış olur.

Kurutulmuş kestane çıtalarından yapılan Karamürsel sepeti

yüzyılların birikimiyle ortaya çıkan ölçülere sahip.

Sepetçilik tarımın bölgede yaygınlaşmasıyla birlikte gelişmiş.

Ustalar da bu ölçüleri yıllar boyu el ve göz yordamı ile yakalamış.

Bir zamanlar bahçelerde çalışanlar İstanbul'a sandıkla taşınan meyvelerin
bozulup, ezilmeden toplanması amacıyla sepetleri iple bellerine bağlarmış.
Günümüzde de kiraz toplamada bu sepetler kullanılıyor
ama eskisi kadar rağbet görmüyor.

Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:50 Sebep: Kırık Link
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
16 Ocak 2008       Mesaj #12
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Kerpe ve Kefken

Sponsorlu Bağlantılar
ozgorenbbg3

kerpe 2
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:51 Sebep: Kırık Link
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
16 Ocak 2008       Mesaj #13
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Kandira

izmit körfezi’nin kuzeyinde karadeniz sahilindedir.
ilçe, kuzeyde karadeniz'in engin sularına yaslanırken,
doğuda da sakarya iline bağlı kaynarca ilçesi ile sınırlıdır.
batı sınırında istanbul'un şile ilçesi, ağva kasabası ile komşu olan
kandıra'nın güney sınırını il merkezine bağlı olan köyler oluşturur.
izmit’e 45 km uzaklıktadır. ilçenin nüfusu 50.214'tür.

bizanslılar ilçeye santral anlamına gelen "kentri" adını vermişlerdir.
ilçeye bu ismin verilmesinin sebebi, ilçenin üsküdar ile tarsus arasında
gece yapılan bir haberleşme sisteminin bir santrali niteliği taşımasıdır.
kerpe bitinya krallığının ardından roma bizans ve ceneviz gemilerinin uğrağı haline gelmiştir.
osmanlı döneminde istanbul'un ihtiyaçlarından odun kömürü,
tomruk ve tahtanın bir kısmıda kerpe'den ulaştırılmıştır.
kandıra orhan bey zamanında 1308-1317 tarihleri arasında
kocaeli fatihi adıyla anılan akçakoca bey tarafından
osmanlı topraklarına katılmıştır.
1868 yılından önce kandıra, üsküdar kazasına bağlı bir nahiyeydi.
kaza olunca bağımsız izmit sancağına bağlandı.
milli mücadele içinde de aktif rol alan kandıra kurtuluş savaşı sırasında
da işgallere maruz kalmıştır.
1918'de ingilizlerin, 1920'li yıllarda yunanlıların işgallerini yaşayan ilçe,
bir dizi rum, ermeni, abaza, çerkez çetelerinin saldırılarına maruz kaldı.
bu dönemde kuva-i milliye ve atatürk'e gerekli desteği veren kandıra,
milli mücadele yıllarında da üzerine düşen onurlu görevi en iyi şekilde
yerine getirmiştir.

bölgenin en yüksek tepesini babadağı (400 m.) oluşturur.
ilçenin en önemli akarsuları sarısu, seyrek ve kumcağız dereleridir.
ilçede pınarlı köyünde tabii göl, karaağaç ve
kaynarca ilçesinin arifağa köyleri arasında kamış gölü,
ütük'te bir gölet, ayrıca ahmethacılar ile kaymas
erikli köyleri arasında toramanlar göleti vardır.
yılda ortalama 900-1000 mm. civarında yağış alan ilçede
tabii bitki örtüsünü gür ormanlar oluşturur.

kandıra, ilimizdeki temiz sahilleri nedeniyle yaz aylarında
turizm faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir ilçedir.
ayrıca babadağ tepesinde kocaeli fatihi akçakoca’nın anıtmezarı bulunmaktadır.
yöreye özgü kandıra bezi dokuma tezgahlarında dokunur ve peçete,
köşe yastığı, masa örtüsü v.b. işler eski türk motifleri ile işlenerek
beğeniye sunulmaktadır.
hindi ve yoğurdu ile haklı bir üne kavuşan kandıra meşhur
süsleme taşlarıyla da ayrıca çok iyi tanınmaktadır.

Bağırganlı

Ağva-Kandıra yolu üzerinden Sofalı ayrımı ile

13 km sonra ulaşılan Bağırganlı’ya bir gününüzü ayırmalısınız.

Kıyı boyunca yürüyüp dere-tepe dolaşmalısınız.

Bir kayadan ötekine sekerek, küçük koyların arasına sıkışmış
kumsallarda yürüyerek, mevsim uygunsa denize girerek

dolu dolu bir koca günü geçirebilirsiniz.
Bağırganlı köyü sakinleri balıkçılıkla uğraşıyor.

Tarımda ise fındık var..

İç turizmin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni geçim kaynağı da yol
boyunca kurulan tezgahlarda satılan sebze ve yumurta.

Ot ve çiçeklere meraklıysanız,

Bağırganlı çevresinde aradığınızı bolca bulacağınızı unutmayın ve yanınıza poşet alın.
Köyün sahil şeridinde kır gazinoları ve kahveler bulunuyor.

Köfte, hamburger ve börek türü yiyecekler bulmak mümkün.

Piknik için hazırlıklı gelmenizde yarar var.


Sarısu
Kandıra'ya 8 km uzaklıktaki babaköy sınırları içinde
Sarısu Deresinin Karadeniz'le birleştiği yerde kurulmuştur.
Ağaçlar arasında süzülerek gelen Sarısu deresinde sazan,
tatlısu levreği ve çeşitli tatlısu balıkları yetiştirilmektedir.
Sarısu, 1 km uzunluğundaki kumsalı ve masmavi deniziyle gerek
günübirlik turizme, gerekse doğa ile başbaşa kalmak isteyen
tatilciler için ideal bir beldedir.





Pembe kayalar mevkii,


ilginç jeolojik yapısı nedeniyle görülmesi gereken yerlerdendir.


Suyun içinde yumuşak olan kayalar çıkarıldıktan sonra sertleşmektedirler.


Bu özelliklerden dolayı Osmanlı döneminde


insan gücüyle dikdörtgenler şeklinde kesilerek,

deniz yoluyla Istanbul'a getirilmiş Sultanahmet Camii dahil

bir çok caminin yapımında kullanılmıştır.

Bölgede balıkçılık oldukça gelişmiş ve

büyük balık üretim istasyonları kurulmuştur.

Amatör sualtı avcıları için de çeşitli olanaklar sunmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:52
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
17 Ocak 2008       Mesaj #14
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
KocæLee - KARAMÜRSEL

ALABALIK VE TATİL İÇİN BAŞDEĞİRMEN

Karamürsel'in eşsiz tatil ve alabalık tesisine davetlisiniz...

Karamürsel'in muhteşem doğasının içinde, özünden hiçbir şey kaybetmemiş, tatil için tercih edilecek bir yer: Başdeğirmen Alabalık ve Konaklama Tesisleri..

Başdeğirmen İstanbul'a 130 km (1,5 saat) mesafede olup feribot ve karayolu ile ulaşım imkanı mevcuttur.
Karayolu ile İstanbul İzmit (Kocaeli) otobanı girip 80km sonra (batı) İzmir cıkışından çıkıp Bursa yolu
üzerinden Karamürsel'e ulaşıyorsunuz.


İki katlı evlerde her türlü ihtiyaç düşünülmüş ve misafirlere konforlu bir konaklama imkanı sunuluyor. Yüzme havuzu ve çocuk parklarının bulunduğu tesislere İstanbul ve çevre illerden büyük rağbet var.

Başdeğirmen'de yeşilin her tonunu taşıyan Meşe ağaçlarıyla dolu dağların eteğinde. Suludere deresinin doğal nağmeleri eşliğinde insanı rüya alemine götüren sessizlik içerisinde dinginlik yaşamak bir ömre bedel. Başdeğirmen motel Ve Alabalık Tesisleri: 30 yatak kapasitesi, otoparkı, odaları telefon, tv, 24 saat sıcak su, wc-banyo, merkezi sistem ısıtmalı özelikleri ile müşterilerine huzur dolu bir ortam sağlıyor.


Bungalov villa tipi evler özellikle aile ortamı için dizayn edilmiş ve hizmete sunulmuş. Tesislerde ayrıca piknik ve camping alanları bulunmakta olup, burada müşteriler için gerekli tüm olanaklar sağlanmış.
Yeşilin her tonunun bulunduğu Başdeğirmen, yoğun şehir temposundan kurtulup bir tatlı huzur almak isteyenleri bekliyor...
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:52 Sebep: Kırık Link
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #15
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
k26
Maşukiye İzmit

Kartepe eteklerinde bulunan Maşukiye, önemli bir mesire yeridir. Orman içinden akan derenin oluşturduğu çağlayanlara alabalık çiftlikleri, restaurantlar, piknik alanları, seraları ile görülmeye değerdir.
Cilt ve Mide hastalıklarına iyi gelen suları bulunmaktadır.spacer
k27
Kartepe ve Kuzu Yaylası İzmit

Kocaeli sınırları içinda bulunan Kartepe'nin yüksekliği 1606 m.dir. Çam, kayın, ıhlamur ağaçları ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yollardan Kuzu yaylasına gelindiğinde, panoramik manzara ve vahşi doğa, çok etkileyici bir atmosfer yaratmaktadır. Kartepe'nin kış sporlarının yapılabileceği bir turizm merkezi haline getirme çalışmaları sürdürülmektedir. Kayak merkezleri ve turistik tesisler tamamlandığında
yıl boyunca turist çekebilecek birturizm merkezi olacaktır.spacer
k28
Kocaeli Fuarı İzmit

1966 yılında kurulan Fuar bugün yaklaşık 400.000 m2'lik bir alanda, hem ekonomik açıdan önemli olan fuarcılık faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan da halkın kültür, sanat ve yüyüyüş aktivitelerinin yapıldığı, eğlence mekanlarının bulunduğu büyük bir rekreasyon alanı olarak kent halkının ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

spacer k29
Buz Sporları Pisti İzmit

Kocaeli Olimpik Buz Pisti

k212
Belediye Binası Karamürsel

Tarihi Belediye Binası

k23
Ballıkayalar Vadisi Gebze

Gebze'ye bağlı Tavşanlı Köyündeki "Tabiat Parkı ve Doğal Sit Alanı" ilan edilen Ballıkayalar vadisi 1,5 km uzunluğunda 40-80 metre genişliğindedir. Dağcıların iniş ve tırmanış yaptıkları Ballıkayalar Vadisi kireç taşlarının erimesi sonucu gelişen jeomorfolojik şekilleri ile karstik boğazdır.

spacer k24
Darıca Kuş Cenneti ve Temalı Parkı Gebze

Darıca Kuş Cenneti ve Temalı Parkı Bayramoğlu'nda 1991 yılında nesli tükenmekte olan hayvanların bakımını üstlanmek için kurulmuştur. 140.000 m2'lik alanı kaplayan parkta, 350 çeşit hayvan ve 250 çeşit
Bitki bulunmaktadır.

k25
Yuvacık Barajı ve Beşkayalar Tabiat Parkı İzmit

Yuvacık barajı iki büyük derenin birleştiği vadide, Yuvacık beldesi yakınlarında inşa edilmiştir. Baraj yapımı öncesi derelerin kenarlarındaki alabalık çiftlikleri ve doğal ortamları ilgi çekerken, daha sonra baraj gölünün çevresiyle oluşturduğu güzellikler görülmeye değer hale gelmiştir. Körfez ve İzmit manzarası eşliğinde çıkmaya başlayacağınız tepelerden birkaç köy geçtikten sonra Yuvacık'tan yürüyerek 1 saat mesafede Aytepe köyüne ulaşılmaktadır. Hafta sonu turizmine açılan bölgede trekking yapılmaktadır. Soğuk Dere ile Sıcak Dere'nin kesiştiği kanyondan yürüyerek Menekşe yaylası ve Beşkayalar Tabiat Parkına ulaşılmaktadır. Park alanı en önemli trekking alanlarından biridir. Bölge çadır kampı yapmaya da uygundur.

k19
Eskihisar Kalesi Gebze

Kale eski çağlarda İzmit Körfezinin güneyindeki geçişi kontrol altında tutan Eskihisar köyünün kuzeydoğusundadır. Kale'nin Bizans döneminde limanı korumak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlılar tarafından da kullanılan Kale 1998 yılında restore ettirilmiştir. Kale'nin antresi konser
etkinlikleri için kullanılmaya acılmıştır.

spacer k20
Saraylı Köyü Değirmendere Gölcük

Saraylı Köyü merkezine 15-20 dakika mesafede, Gölcük ilçesi sınırlarındadır. Meydanında 750 yıllık de bir çınar çevresinde köy kahveleri, eski köy evleri, ahşap oyma sanatının ender örneklerinden biri olan kapısı ile köy camii, çınarın dibinde Roma dönemi sütun başları ve doğal güzellikleriyle bölgenin en ilginç köylerindendir. Saraylı Köyünün özelliği 19. yy. mimari özellikleriyle evleri ve Roma dönemi eser kalıntılarnın yer aldıgı mezarlıgıdır.

spacer k201
Değirmendere Eski Yalı Mahallesi ve Açıkhava Ahşap Heykel Sergisi Gölcük

Değirmendere'nin 100 yıllık yerleşim yeri olan Eski Yalı Mahallesi kısmen restore edilerek beldenin tarihi mirası yaşama döndürülmeye çalışılmaktadır. Değirmendere'de 1993'te düzenlenen Ahşap Heykel Sempozyumu geleneksel olarak devam etmektedir. Sempozyum sonunda katılan eserlerle belde sahilindeki parklar ile çınarlık meydanını süslemekte ve Açık Hava Ahşap Heykel Sergisini
oluşturmaktadır.

k21
Sultanbaba Türbesi Örcün - Gölcük

Gölcük ilçesi Örcün Köyün'de Osmanlı dönemine ait tek türbe mekandır.spacer
k211
Karamürsel Bey Anıt Mezarı Karamürsel

İlk Osmanlı Kaptan-ı Derya'sı Karamürsel Bey'in anıt mezarı Karamürsel'dedir

k141
Mimar Sinan Köprüsü Gebze

Gebze'nin doğusunda Dil deresi üzerindedir. 16. yy. tarihli yapı Mimar Sinan eseridir.spacer
k15
Demirciler Konağı Gebze

Gebze Demirciler Köyünde bulunan konak 19. yy. Osmanlı mimarisinin en başarılı örneğidir. İçindeki kalemişi bezemeler ve mimari üslup açısından Kocaeli ilindeki tek örnek olma özelliğine sahiptir.spacer

k151
Hannibal'in Anıtı Gebze

Hannibal'in anıtı Gebze'de Tübitak sınırları içindedir. Hannibal, Roma yenilgisinden sonra Kartaca'yı terk ederek Bitinya Kralı Prussias'ın yanına sığınmış, Libyssa ( Gebze )'de intihar ederek yaşamına son vermiştir. Gebze'de Hannibal'in mezarı olarak bilinen bu yerde bir anıt yapılması ilk kez 1934 yılında Atatürk tarafından emredilmiş, bu emir 1981 yılında Kültür Bakanlığınca gerçekleştirilmiştir.spacer

k17
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Gebze

Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Mustafa Paşa tarafından Gebze'de yaptırılmıştır. 16. yy.'da Mimar Sinan ve Mimar Acem Ali tarafından bir menzil külliyesi olarak inşa
edilmiştir. Cami, han, tabhane, paşa odaları, imaret, medrese, kütüphane, hamam ve türbede meydana gelen bir yapı topluluğudur.spacer

k18
Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi Gebze

Büyük Türk müzecisi ve ressamı Osman Hamdi Bey ( 1842-1910 ) tarafından Gebze - Eskihisar köyünde, 1884 yılında Köşk, resimhane, kayıkhane ve müştemilat olarak yaptırılmıştır
k101
Gültepe Nekropolü İzmit

İzmit merkezine yaklaşık 2 km. mesafede Gültepe mahallesi, eski İstanbul yolu üzerinde ve TEM otoyolu kenarındadır. Antik çağ nekropolü ile Bizans dönemine ait kutsal yapı kalıntısı ( hipoje) karayollarının yaptığı yol çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Kocaeli Müze Müdürlüğü'nün bölgede yaptığı arkeolojik çalışmalarla elde edilen küp, gözyaşı şişesi, ayna gibi daha Roma dönemine ait buluntular müzeye
kazandırılmıştır.
spacer k102
Üç Tepeler Tümülüsleri İzmit

İzmit merkezine yaklaşık 3 km. mesafede eski İstanbul yolu üzerinde bulunan Tümülüsler yöreye de adını vermiştir. Kral mezarları oldukları sanılan Tümülüsler Kabaoğlu Üçtepeler Köyün'de bulunmaktadır. Tümülüslerden üçü köyün içinde, diğer dört tanesi köyün dışındadır.spacer

k13
Tavşancıl

Tavşancıl'dan eski bir ev.spacer
k131
Yahya Kaptan'ın Anıt Mezarı Tavşancıl

Yahya Kaptan, Kurtuluş Savaşı sırasında Kocaeli bölgesinde Kuva-i Milliye hareketlerini örgütledi. 8 Ocak 1920'de yaşadığı yer olan Tavşancıl'da öldürüldü. Atatürk'ün emri ile inşa edilen anıt mezarı Tavşancıldadır.spacer
k14
Fatih Sultan Mehmet'in Otağı Gebze

1481 yılında Fatih Sultan Mehmet Üsküdar'a sancak dikip doğuya sefer yapacağını ilan eder. Rahatsızlığına rağmen, Hünkar Çayırı'nda otağını kurar ve burada hayata gözlerini yumar. Anısına aynı yerde ( Gebze ) çeşme ve Namazgah 16. yy.'da yapılmıştır. Köprü Bağdat yolu üzerinde ordunun geçişi ve ulaşım maksadıyla kullanılmıştır

k8
Abdülaziz'in Av Köşkü İzmit

İzmit Saat Kulesi'nin yanındadır. Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından Av Köşkü - Kasır olarak yaptırılmıştır. İki katlı Barok üslupta yapılmış, cephesi mermer sütunlara çevrilmiş bir yapıdır. Mermer işçiliği tavan süslemeleriyle bol sütunlu oluşu Dolmabahçe sarayının küçük bir örneğini hatırlatmaktadır. Mimarı Karabet Amira Balyan'dır. İstanbul dışında günümüze kadar gelebilen tek saray yapısı olması açısından önemlidir.spacer
k81
Fuar Alanında Sergilenen Tarihi Eserler İzmit

Av Köşkünün müze işlevinin sona ermesiyle yörede bulunan Bitinya ile Nicomedia dönemine ait Helenistik, Roma ve Bizanslı'lara ait eserler Kocaeli Fuar alanına taşınmıştır.spacer

k9
Kapanca Sokak İzmit

19. yy. geleneksel Türk evlerinin bulunduğu Kapanca Sokak ve yakın çevresinde 32 adet korunması gereken yapı bulunmaktadır. Kapanca Sokakta bulunan 18 evin yapıldıkları dönemde kullanılan malzemelere sadık kalınarak ve İzmit evi olma özelliği yaşatılarak dış ve çatıları İZEYAP ( İzmit Evleri Yaşatma Projesi ) tarafından onarılmıştır.spacer
k91
Sırrıpaşa Konağı İzmit

Sırrıpaşa Konağı İzmit Hacı Hasan Mahallesi Yeni Çeşme Sokakta İzmit ve Körfez manzarasına hakim bir konumdadır. İzmit Mutasarrıfı Sırrı Paşa tarafından yaptırılmış 19. yy.'a ait bir sivil mimarlık örneğidir.spacer k10
Süleymanpaşa hamamı İzmit

İzmit Yukarıpazar mahallesindedir. 14. yy.'da yaptırılmıştır. İzmit'te günümüze kadar ayakta kalabilen en erken tarihli Osmanlı
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #16
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
k5
Saatçi Ali Efendi Konağı ( Etnoğrafya Müzesi ) İzmit

1776 yılında İzmit'in denize hakim eğimli bir yamacı üzerine inşa edilmiş olan konak, ahşap kepenkli ve lokmalı, parmaklıklı pencereleri, dış ve iç duvarlarındaki kalem işi süslemeleriyle dönemini en iyi yansıtan sivil mimarlık örneklerimizdendir.spacer
k6
Gayret Gemi Müzesi İzmit

1997 yılında Donanma Komutanlığı, Kocaeli Valiliği ve İzmit Büyükşehir Belediyesi tarafından Güzel Sanatlar Galerisi ve Yüzer Müze haline getirildi.
spacer k61
Pertev Paşa Külliyesi İzmit

Külliye 16. Yy.'da Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bugün Yeni Cuma Camii adıyla anılmaktadır. Cami, çeşme, hamam, medrese, kervansaray ve aşhaneden meydana gelmiştir. Külliye'den günümüze kalan eserler şehrin Yeni Cuma Caddesi'nin iki yanında sıralanmaktadır.
spacer k7
Saat Kulesi İzmit

İzmit, Kemalpaşa mahallesinde Av Köşkü ile Atatürk Heykeli arasında yer alan, kentin karakteristik Saat Kulesi'ni İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım Bey, Sultan II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. Yıldönümü nedeniyle
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #17
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
870943137 81252bd50e o
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
10 Şubat 2008       Mesaj #18
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
139837686 8bce558a5a b
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
12 Şubat 2008       Mesaj #19
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Dilovası...
DİLOVASI BELDESİ'NİN TARİHÇESİ

M.Ö. 297 Yılında İzmit Körfezi ve civarı
Bitinya Krallığı'na bağlanmıştır.
Bitinya krallığı himayesinde Körfez ve çevresinin
yerleşime çok elverişli olmasından dolayı
kısa zaman içinde yörede "NİCEA" İznik, "LIBYSSA"
Dil iskelesi, "BRUNG" Yarımca gibi kentler kurulmaya başlamıştır.

Bitinya Kralı I. Nicomed, İzmit Körfezi'nin
( Nicomedia Körfezi ) kuzey kıyılarına doğru krallığın
iç ve dış güvenliğini sağlanmak amacıyla
yeni şehircikler kurar.

Bunlar;

1.Dacybza ( Gebze )
2.Lbyssa ( Dil iskelesi )
3.Kalos Agros ( Darıca )
4.Nikeiata ( Eskihisar )
5.Galakrene ( Hereke )
6.Brunga ( Yarımca )
7.Fhlokrene ( Tavşancıl )


Tarihi kaynaklara bakıldığında bugün Dilovası'nın
en büyük Mahallesi olan


Diliskelesi'nin tarihçesinin çok eskilere dayandığı görülür.

Diliskelesi'nin Gebze'nin 12 km doğusunda yer alan en eski yerlerden

biri olan Nicamedia'ya bağlı bir kıyı kenti olduğu sanılmaktadır.
Tarih içinde Osmanlı topraklarına 1419'da 3 kez katılan bu yöre

karşı kıyıda bulunan Hersek'e geçişlerde iskele olarak kullanılmıştır.

Dilderesi'ne bağlı olarak Diliskelesi adını almıştır.

Gebze'de bulunan bazı kalıntılardan tarihin bilinen dönemleri

Bizanslılara kadar uzamaktadır.

Beldeye çok önem veren Romalılar,bu toprakları korumak için

Eskihisar ve Hereke kalelerini inşa etmişlerdir.
Diğer bir ifade ile Dilovası ve Gebze, Libissa adı verilen bir köy olarak Asya'ya

karşı bir savunma hattı olarak kullanıldığı tarihçiler tarafından ileri sürülmektedir.

Belde Büyük İskender'in ölümünden Mekodonyalıların Trakya Kralı

Limanhos ve haleflerinin müteakiben Bitinya Kralları hakimiyetine

ve daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu egemenliği altına girmiştir.

LİBYSSA İSKELESİ ( DİLİSKELESİ )
/
I.Justinyen'in yeni yol politikasına göre;

denizden Nicaia'ya ilişki kurmak amacı ile yapılmıştır.
M.S. 1873 yılına kadar (İzmit körfezinin en dar yerinde olması nedeni ile) önemini korumuştur.
Tarihsel süreç içinde Diliskelesi'ni önemli kılan neden ise

İzmit Körfezi'nin karşı kıyıya en yakın yerinin burada olmasıdır.

Hersek burnu ile Diliskelesi arasındaki deniz mesafesi çok kısadır.

Bitinya, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları zamanında önemli

bir yerleşim yeri olan İznik'e en kısa ve hızlı yoldan ulaşım

yüzyıllar boyunca bu noktadan sağlanmıştır.

Günümüzde de önemini koruyan Diliskelesi mevkii'ne Körfez Geçiş Köprüsü adı

altında Diliskelesi ile Hersek burnu arasında asma köprü yapma

projeleri başlamış durumdadır.

Dilovası'nda yaşayan eski imparatorlukların bıraktığı eserler ise

Liyssa kalesi, Liyssa iskelesi( Diliskelesi) ve Mimar Sinan Köprüsüdür.


LIBYSSA SURU /
Bu günkü Diliskelesi Kuzeybatısında Gebrez tepedeki
bu surlar M.S. VII. Yüzyıla aittir.
Kırk metre civarında.
Halen içinde bir mahzen ile yatır vardır.
Prof. A.M. Mansel'e göre bu mezarın ANİBALA'a ait olması muhtemeldir.
(Fotoğraf Gebze Kaymakamlığı 2001 Kitabı "Wegant çizimi")

MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ /
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan'a yaptırılan bu tarihi köprü
Dilderesi üzerinde yer almaktadır.

HERSEK BURNU /
Günümüzde de tarihi önemi koruyan Hersek Burnu
İzmit Körfezi'nin en dar kesimini oluşturmaktadır.


Yunan ve İngiliz işgallerini gören bu bölge İngilizlerin Gebze'yi işgal etmek için
Diliskelesi'ne İngiliz askerlerinin çıkartma yaptıklarına şahit olmuştur.
Gebze'yi işgal eden İngiliz askerleri Diliskelesi'nden çıkartma yapmışlardır.
Yunan askerleri ise Diliskelesi tren istasyonunu kullanmışlardır.
Buradan çıkan askerler Tavşancıl, Çerkeşli ve çevre beldelere ulaşıp
halkı sindirmek ve istediklerini kolayca elde etmek için her türlü baskıyı uygulamışlardır.


T.C
GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI
ANKARA
18 OCAK 1979


GEBZE BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
GEBZE


İLGİ: GEBZE Belediye Başkanlığının 2.1.1979 gün ve 4 sayılı yazısı.

1. 13 Temmuz 1336 (1920) günü, İngiliz kuvvetleri,

topçu ateşinden sonra,GEBZE' ye taarruz etmiş,

Dil İskelesi'ne çıkarma yapmış ve GEBZE' yi işgal etmiştir.

Gebze' yi savunan " Osmancık Taburu " üstün İngiliz

kuvvetlerinin taarruzu karşısında, GEBZE' yi

boşaltarak 15 kilometre kuzeye çekilmiştir.

BELGE:254
(Gebze kaymakamlığının 21 Kasım 1336 tarih ve 383 sayılı yazısından)
Bir subay komutasındaki Yunan askerleri 18 Kasım 1336 (1920) Perşembe günü
Diliskelesi'nden hareket ederek Tavşancıl köyünü abluka etmişler ...
Köy ihtiyar heyetine baskı yaparak, halkın Yunan askerlerinden memnun olduklarına dair,
mazbata düzenlenmesini istemişlerdir.
Muallim, Çerkeşli ve Demirci köylerinde de aynı yolda davranmışlardır.
İstasyondaki Yunan askeri komutanlığı bu gibi hareketlerde bulunarak halkı incitmektedir.


Cumhuriyet dönemindeki gelişme ise, Türkiye'nin planlı sanayileşme
döneminin başlangıcı olan 1960 yıllarına kadar gider.
Cumhuriyetin ilk yıllarında belde halkının geçim kaynağı
tarıma dayalı bir görünüm sergiliyordu.
Planlı sanayileşme ile birlikte fabrikaların kurulmaya başlaması,
Dilovası Beldesi ve çevresini sanayi bölgesi haline getirmiştir.
Belde'de kentsel yerleşim fabrikalarda çalışanların barınmak maksadıyla
ile yaptıkları gecekondu ve müstakil ev yapmaları daha sonra akraba,
eş, dost aracılığı ile iş ve aş sıkıntısı çeken insanların direk uğrak yeri olmuştur.

Eynerca Deresi ile Dilderesi arasındaki Diliskelesi yada
Dilovası olarak adlandırılan kesim Çerkeşli Köyü'ne aitti.
Eynerce deresinin diğer kısmı Tavşancıl Köyü'ne aitti.
Dilderesi'nden başlayıp İzmit Körfezi'ne kadar uzanan kesim ise
Tavşanlı ve Muallim köyü sakinlerine aitti.
Dilovası kesiminde Çerkeşli Köyü'nün bağ ve bahçeleri bulunuyordu.
1955 yılına doğru yaptırılan E-5 karayolu Dilovası'ndan geçirildi.
Buraları değer kazandı. Buralarda ilk olarak 1954' Marshall Boya Fabrikası,
1966'da Çolakoğlu, ardından Basf Sümerbank,
Nasaş, Diler Demir, OlmukSa-Alemdar gibi bir çok fabrika kurulmaya başladı.
Çerkeşlinin Dilovası kesimi artık bağlık bahçelik değil, sanayi alanıydı.
1965'ten sonra Dilovası kesimi sanayi alanı olunca yeni iş sahaları açıldığından
buraya Doğu Anadolu bölgesinden göçler başladı.
Artık, bağ ve bahçe yerleri çoktan satılmış,
buraları yerleşim yerleri olmaya başlamıştı.


Dilovası'nda sanayileşmenin başladığı zamanlar. (Fotoğraf ATK Arşivi)


1970 yılına gelindiğinde Çerkeşlinin nüfusu 1226 olarak belirlendi.
Bu nüfusun 400 kişilik bölümü aşağı kesimde kalıyordu.
1970'ten sonra göçler iyice arttı.
Artık Çerkeşli Köyü'nün ahalisi de aşağı kesime inmeye başlıyordu.
Ancak yinede nüfusun büyük bir bölümünü
Karslılar, Ağrılılar, Erzurum ve Gümüşhaneliler oluşturuyordu.
1980 yılında nüfus 4000'leri buldu.
1985'teki sayımda ise 7227 kişilik nüfus ile Çerkeşli, Kocaeli bölgesinin
en büyük köylerinden birisi durumundaydı.
31 Aralık 1986 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan bir karar ile
8500 nüfuslu Çerkeşli Köyü ile 3800 nüfuslu Muallimköy birleştirilerek
Dilovası'nda toplam 1200 nüfuslu bir belediyelik kararlaştırılmış,
söz konusu belediye 7 Haziran 1987 tarihinde yapılan
belediye başkanlığı seçimlerinden sonra Dilovası Belediyesi
adı altında hizmete başlamıştır.
Bu arada yukarı Çerkeşli Köyü ile asıl Muallim Köyü (650 nüfuslu) nün daha sonra
(ekim 1987de) Dilovası Belediyesi'nden ayrılıp tekrar
müstakil bir köy durumuna getirilmesi için bir referandum yapılmış,
Çerkeşli Köyü ve Muallimköy Haziran 1988 tarihinde İçişleri Bakanlığı'nın
onayıyla Dilovası beldesinden ayrılıp
tekrar müstakil birer köy durumuna gelmişlerdir.
Bu gelişmelerden sonra Dilovası bugünkü 7 Mahalleyi kapsayan konumuna gelmiştir.

Dilovası'na , Dilderesi'ne ve Diliskelesi'ne adını veren dil kelimesi konusunda ise
bazı söylentiler vardır.
Bu söylentiler Diliskelesi sahilinde denize doğru dil şeklinde
toprak çıkıntısı olması, burada vaktiyle Dilbaba diye bir ermişin yaşaması ve
ismini vermesi ve Yalova tarafındaki Hersek burnunun dil şeklinde
Dilovası kesimine uzamasıdır.

Bugün göç alma hızı azalsa da 50.000'leri geçen nüfusu ile İlçe olabilecek duruma gelmiştir.
Dilovası Beldesi halen kamu hizmeti yönünden halkın isteklerine
cevap verememekte ve karşılayamadığı ihtiyaçları için
Gebze ilçesine gitmektedir.
Bu durum yükü zaten ağır olan Gebze ilçesinin sorunlarını
bir kat daha artırmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:55
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
16 Şubat 2008       Mesaj #20
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi


2170043268 05f1ff8148?v0
Karamürsel Ocak 2008 Msn Happy
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 15:55

Benzer Konular

11 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri
31 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap
25 Mayıs 2009 / Kral_Aslan Mimarlık
1 Ağustos 2012 / buz perisi Türkiye Coğrafyası