Arama

Bayburt - Sayfa 3

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 26 Ağustos 2011 Gösterim: 31.032 Cevap: 26
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
27 Mayıs 2011       Mesaj #21
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
Çarşı Hamamı (Merkez)

Sponsorlu Bağlantılar
İl merkezinde Saat Kulesi yakınında bulunan Çarşı Hamamı, Kadı Mahmut Çelebi’nin vakfıdır . Bu hamam da diğer hamamlar gibi onarım görmüş ve özelliğini yitirmiştir. Yalnızca sıcaklık bölümü orijinal yapısını korumaktadır . Bayburt Hamamları Osmanlı devri hamam mimarisinde tatbik edilen iki tipin erken örneklerini vermektedir .
Hamam merkezi planlı olup, altı eyvanlı sıcaklık bölümü bulunmaktadır.


Bent Hamamı (Demirözü)

Bent Hamamı, Çoruh Nehri kıyısında, kalenin güneydoğu eteğindedir . Akkoyunlulardan Ferahşat Bey’in vakfı olan bu hamamın yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber hamam, değişik zamanlarda onarım geçirmiş, dışarıda büyük farklılıklar olmakla beraber iç kısımlarda özelliğini korumuştur. Klasik dört eyvanlı hamamlar planındadır. Soyunmalık kısmı dört sütunun taşıdığı, ortasında aydınlık fenerinin bulunduğu bir kubbe ile örtülüdür. Ilıklık bölümü ise, uzun bir beşik tonozdan meydana gelmiştir. halvet bölümündeki merkezi kubbeyi sivri beşik tonozlu eyvanlar desteklemektedir. halvetin dört köşesine kubbeli halvet odaları yerleştirilmiştir.

Paşaoğulları (Kondolotlar) Hamamı (Merkez)

Bayburt Tuzcuzade Mahallesi’nde bulunan bu hamamın hangi tarihte yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlar hamamın orijinalliğinden uzaklaşmasına neden olmuştur. Hamamın sıcaklık bölümü klasik haç biçiminde dört eyvanlı plan şeklindedir. Burada kubbelere geçiş pandandiflerle sağlanmıştır. hamamın köşe odaları ve ılıklığı tonozlarla örtülüdür.


Ali Şingâh (Şengül) Hamamı (Merkez)

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde sözünü ettiği Bayburt’taki Ali Şingâh (Şengül) hamamı günümüzde gelememiş, kalıntıları yakın zamanlarda yıkılmıştır. Akkoyunlu döneminde yapılan bu hamamın sıcaklık bölümünün mukarnaslı trompları ve bir köşe odasının kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Buna dayanılarak hamamın klasik dört eyvanlı hamam plan düzeninde olduğu sanılmaktadır.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
30 Mayıs 2011       Mesaj #22
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
TEL HELVASI

Sponsorlu Bağlantılar
TELS

TEL

MALZEMELER
250 gr tereyağı,
3 su bardağı un,
1 kg. toz şeker,
1 adet limon.
HAZIRLANIŞI
1 kg. Şekere, 2 su bardağı su konur ve kaynatılır. Üzerine bir miktar limon sıkılır. Şeker hafif kırmızı renge gelince bir kaşık kadar bu şekerli sudan soğuk su içerisine dökülür, katı hale (ağda) gelirse helvanın ağdası olmuş demektir. 250 gr. Yağla kavrulan un büyükçe bir tepsi içerisinde soğutulur, soğutulan ağda beyaz bir renk alıncaya kadar çekilip uzatılarak yoğrulur sonra iki ucu birleştirilerek simit şekline getirilir tepsideki soğutulmuş, kavrulmuş un içerisine konur. Üzerine kavrulmuş un dökülerek üç dört kişi tarafından kenarlara doğru çekilerek halka büyütülür bu halka ikiye katlanarak küçültülerek tekrar aynı işlem yapılır. Katlar incelinceye kadar aynı işleme devam edilir. Tel tel olan katlar kopartılarak servis yapılır.
Son düzenleyen ener; 25 Ağustos 2011 14:27 Sebep: Sayfa düzeni
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
30 Mayıs 2011       Mesaj #23
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
bayburt dede korkut heykeli
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen ener; 25 Ağustos 2011 14:26 Sebep: Sayfa düzeni
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
1 Haziran 2011       Mesaj #24
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
Bayburt Halk Oyunları

Bayburt folkloru , Türk folkloru içerisinde önemli bir yer oluşturur . Halk oyunları , türküleri , manileri , masalları , ve efsaneleri ile gerçekten Türk insanının , ruh ve fikir yapısını kaderde , kıvançta , tasada bir olmanın , beraber olmanın en güzel örneklerini sergiler . Bayburt yöresinde oynanan halk oyunlarına “BAR” denir . Bar sözcüğü genelde el birliği , gönül birliği ,ve beraberliğin oyun şeklindeki ifadesidir .Bar bir meydan oyunudur . El ele tutuşmuş , gönül gönüle vermiş yiğitlerin düğünde , bayramda , askere giderken kısaca her önemli günde hep aynı ruh coşkusu ile davul zurnanın eşliğinde topluca oynadıkları oyunlardır. Bayburt halk oyunları bulunduğu coğrafi yapı itibariyle çok farklı bir yapı arz eder . Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında bir geçiş noktası olması nedeniyle tüm folklor değerlerinde olduğu gibi halk oyunlarında da değişik yapı oluşturmuştur .Kimi kez Karadeniz oyunları gibi hareketli ve canlı , kimi kez Doğu Anadolu oyunları gibi ağır ve vakur oynanır.

Bayburt’ta oynanan halk oyunları genelde erkek ve kadınlar tarafından ayrı, ayrı oynandığı gibi birlikte oynanan oyunları mevcuttur . Özellikle şehir merkezindeki düğünlerde , kapalı yerlerde oynanan oyunlarda , halk arasında “ince çalgı” diye tabir edilen Keman , Ut , Klarnet , ve Def gibi çalgılarla da oyunlar oynanmaktadır .

BAYBURT ERKEK BARLARINDAN BAZILARI

1 – Baş bar 13 – Sallanma

2 – Baytar barı 14 – Mero (şevvali)

3 – Aşurma barı 15 – Saç Bağı (ey gül dalı)

4 – Cantemür (Temur ağa) 16 – Sarhoş barı

5 – Hançer barı 17 – Sarı kız

6 – Hoş bilezik 18 – Sekme barı

7 – Köstek barı 19 – Sıksaray

8 – Kotan barı 20 – Şillo

9 – Kut kut barı 21 – Sürütme

10 – Lazutlar 22 – Tavuk barı

11 – Mehmet Turan barı 23 – Ters ayak

12 – Mektebin bacaları 24 – Tiliko

25 – Tillara 26 – Veysel barı (Dört ayak)

27 – Yılan inceden öter 28 – Umudun barı

29 – II. Bar 30 – Kuşburnu pirlenirmi

31 – Papuri 32 – Deli kız

33 – Hoynarı 34 – Dello

35 – Daldalar 36 – Serçe

BAYBURT KADIN BARLARINDAN BAZILARI

1 – Yılan inceden öter 8 – Tiliko

2 – Saç bağı 9 – Şillo

3 – Kuşburnunun kurusu 10 – Hanım barı (dur yerinde)

4 – Kuşburnu pirlenirli 11 – Deli kız

5 – Veysel barı 12 – Gelin gel bara

6 – Serçe 13 – Lazutlar

7 – Koçları vurdum dereye
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
25 Ağustos 2011       Mesaj #25
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
A-

AĞIRSAĞ : Teşinin başına geçirilen, parça.
ANIK : Bişmemiş ekmek.
AŞOTU: Ayranlı çorbaya, konan ot.
ABA: Anne
AĞA: Baba
ALAF: Hayvan yemi
ANDER: Kötü şey, pis şey.
AŞUĞ: Oyun oynanan hayvan kemiği.
AVARA: Boş, işsiz.
AYARTMA: Kandırma
AHBUN: Gübre-Sulanabilir tarla.
AZIK: Yolcu Yemeği
ARUŞTAĞ: Tavan arası
ALMA URUBİ: Bir çeşit marmalet.
AĞNAĞAZ: Değirmenden çıkan kaba un.
ANTIK: Küvlenin karşısına konan yaş tezek.

-B-

BILLIK: Ufak
BORANİ: Bir Yemek Adı
BULGURLİ: Bir Yemek Adı
BÜGELEK : İri sığır sineği
BASMALIĞ: Tezek yapımına ayrılmış boşluk.
BÖCÜK: Böcek
BOYNUK: Boynu eğri.
BALAM: Oğul
BAYAHTAN: Demin biraz önce
BEDURE: Kova
BILDIR: Geçen sene, Geçen yıl.
BACI: Kız kardeş
BACANAH: İki bacıdan evlenenlerden herbiri.
BUYMAK: Donarcasına üşümek.
BOY: Bir çeşit hayvan yemi.
BASMA: Tezek yapımı için, gübrenin yayılıp çiğnenmesi.
BİBİ: Hala, Babanın kardeşi
BÜH: Baykuş
BENNEN: Benimle




-C-Ç-

ÇORÇOROS: İşlerin çok kötü olması,berbat.
CANGIR: Açık mavi renkte gözü olan kimse.
CAMEŞ: Erkek Manda
CÜMCÜK: Sıkmak, cimdik.
ÇALAĞAN: Çaylak-Kartal
CULUĞ : Hindi
CECİM : Kıldan dokunan kilim.
CECÜK: Kasık
CIRNAĞ: Tırnak-Kedi benzeri hayvan tırnağı
CAFERLİK: İhtiyat askerliği
CITTI-BITTI: Saklambaç oyunu
CENDEK: Ölmüş hayvan leşi
CUMURLAMA: Pataklama –Ufalama
ÇINGIL: Koyunların boynuna takılan çıngırak.
CÜCÜK: Tavuk yavrusu- Civciv
CIBIL: Yoksul, Kimsesiz.
CIRIK: Bez parçasından yırtılan parça.
ÇID: En uç
CICIĞ: Süslü, Güzel, iyi
CAVRAMAK: Gayret etmek, Azmetmek.
CILDIK: Elbisenin yırtık eteği
CIRBIT: Gözdeki çapak
ÇİRİŞ: Yerli prasaya benzeyen ot-sebze
ÇAŞUR: Yemek yapılan bir kokulu ot çeşidi.
ÇİMMEK: Yıkanmak
ÇETEN: Saman taşınan araca yapılan yanlık.
ÇAR: Çarşaf baş örtüsü
ÇOROŞ: En az iki çift koşu malı ile çekilen pulluk.




D-

DASTAR: Hamur konulan örtü
DÖŞÜRMEK: Toparlamak, Toplamak, Devşirmek
DADANAĞ : Çıkarılmış öküz tırnağı
DİRGEN: Ot, Saman aktarılan kab.
DADAĞ : Çocuk maması
DEBBE : Bakırdan yapılmış kab
DEĞİRMİ: Yuvarlak
DUVAĞ: Güveç yada küp kapağı
DÖĞMEÇ: Bir çeşit yemek
DULUNMAK: Suya dalmak
DADIRAĞ: Kuru, bir çeşit yaban yemişi
DÜRÜM: Tandır ekmeğiyle yapılan burmaç.
DÜĞE: İki yaşındaki, dişi dana
DODUK: Ayak
DIRCIK : Baldır, Topukla dizin arasının arkası
DAG : Şeker Pancarı
DARGUN: Bir çeşit ot
DEHRE: Ufak Balta
DEMİRLİ: Tahıl ölçü birimi
DÜĞÜRCÜK: Çekilmiş bulgurun en incesi
DÜVÜRCÜ: Gelin getirmeye giden..
DADACUĞ: Ekmeğe yapılan katık
DİL DİBEGİ: Her şeye cevap verme, söz altında kalmayan.
DİDİLİ DIRNAĞ: Tırnaklarıyla çabalamak.
DINGINI BOZMAMA : Umursamama
DILÇİ: Çok gezen, çok konuşak



-E-

EMİ : Amca
EGİŞ: Bir ucu yassı, bir ucu kancalı tandır aleti.
EVELİK: Dolma sarılan bir yaprak.
ESGÜK : Noksan
EBEM EKMEĞİ: Bir kır sebsezi
EVLEK: En ufak ekim sakası
ERİŞTE: Yerli Makarna
ENÜK: Hayvan yavrusu-Çocuk
EZGERTMEK: Ağırlamak, izzet ikram etmek
EZE: Teyze
ERGİŞİ: Koca-Erkek
EYVETİ: Acele Çabuk
ESKÜK ETEK: Kadına verilen isim
EMEN: Bir çeşit oyun, Bir iş yeri
EVMEK: İvedilemek



F-

FİZAH: Feryat
FIŞKİ: Kuru ve hayvan gübresi
FENNOS: iyi ve güzel gaz lambası
FERZENK: Kötü kadın
FIRIÇ: Oruç bozma hali
FISTILIK: At ve eşek gübresi
FİSKE: En eski lamba türü –Hafif vurma
FISTIKLAMA: Durup dururken çifte atma
FIRT: Yudum
FIR: Kağnının sabit tekerleği
FİRAK: ayrılık
FERİK: Civcivin biraz büyüğü




-G-Ğ-

ĞANAYAĞLİ: Zavallı, çaresiz kadın
GEJGERE: Yük taşınılan yayvan araba üstü
GAB: Sığır bağlamaya özgü, çubuk
GOT: Bir ölçek
GOGOL: Tandırı çilalayan taş
GAFUGA: Güğümün küçüğü
GİNCOROP: Tarlada biten bir çeşit yemiş
GALACOŞ: Bir çeşit yemek
GADAK: Mandanın yavrusu
GIRDAN: Burulmuş Manda
GUMBUZ: Yumruk
GADA: Büyük erkek kardeş
GELEVİN: Tarla faresi
GUNDUL: Yuvarlak
GOLLUK: Kuyruğu kesilmiş
GALİF: Bağ kulubesi
GALMAŞ: Harmanda gençlerin hakkı
GUGGİ: Bir nevi kuş
GAV: Tandır yapılan toprak
GUDUK: Küçük köpek
ĞALAĞ: Kubbe şeklinde örülmüş tezek yığını
GINDIRA: Hasır dokunan ot
GÜMAN : Umut
ĞEŞMER: Komik Şakacı
GORUNGA: Hayvan yemi ot,
GANDIRIF : Boyunduruğa bağlanan kayış
GÜVEÇ: Yemek pişirilen toprak kab
GENDİME: Kabuksuz buğday
GELBERİ: Kül çeken alet
GÜGÜM : Su kaynatılan boğazlı bakır demlik
GUCUK : Şubat ayı
GUGUL: Teknenin dibinde kalan hamurdan yapılan ekmek.
GIDIK : Keçi yavrusu
GOBAL: Ucu toparlak sopa
GUZZUK: Kanbur
GABALA: İşi götürü olarak alma.
GILLAMAK: Yuvarlamak
GOVİ: Damak güveyi
GAGART: Çengel
GALAT: Büyük sırt sepeti
GÜMANLI: Hamile, gebe
GILDIK: Davar pisliği
GIDIK: Çene altı, gerdan
GIVIK: Topaç




H-I-İ-
HETİRCEK: Tandır ızgarası
HERSE : Gendime ezmesi, Bir yemek
HOGAL: Taştan saçak
HODAĞ: Çiftçilikte ücretle tutulan uşak.
HOLTEĞLEMEK: Atmak, Savurmak
HENEK: Şaka
HERGOS: Pulluğun açtığı iz
HAŞIL: Bir çeşit yemek
HÖLLÜK: Bebeklerin altına konan toprak
HEREK: Güneşlenmek, rahatlamak
HARBİ : Hızlı çabuk
HİM: Temel
HAÇAN: Madem, mademki
HERK: Sürülmüş tarla
İŞLİK: Gömlek
İRAPATA: Tandıra ekmek yapıştırmaya yarar yastık
İMİRDOLMASI: Bir çeşit yemek.
ILINCAK: Çocukların sallandığı salıncak beşik.
HEKAT: Hikaye




-K-

KİL: Hamamda kullanılan toprak Bir çeşit Bayburt Şampuanı
KARTOL: Patates
KAHMUT: Tarlada olan bir çeşit yemiş
KENGER: Bir çeşit bozkır bitkisi
KELMAH: Saman eleyen kalbur
KORVEZEL: Tekeri mazıdan çıkarmayan tahta çivi
KALUK: Eski Ayakkabı
KOLUKTURMAK: Şevkini kırmak, moralini bozmak
KULAĞ: Hoşaflık elma kurusu
KIRIK: Kısaltılmış tüy
KERSELE: Huysuz kadın
KOP: Kağnı arabasının uzayan tahtası
KERTİ: Bayat
KÜLÜR: Bezelyeye benzer hayvan yemi
KUD: Geç yürüyen çocuk –Kötürüm
KEFTER: İhtiyarın çirkini
KOKOÇ: Kuşburnunun kurusu
KOTAN: Pulluk
KAVUT : Kavrulmuş buğdayın, üğütülmüşü
KIRIZ: Saçı dibinden kesilmiş
KÜVLE: Tandırın hava deliği
KAVURGA: Kavrulmuş Buğday
KELEM: Lahana
KOPUK: Lahana sapının yenir tarafı
KERME İyi çiğnenmiş, koyun tezeği
KURUT: Topak halinde kurutulmuş, yoğurt
KIRKIR: Serçe
KURUN: Taştan, su deposu
KERSEK: Sertleşmiş toprak parçası
KURUK: At yavrusu tay
KÜSPE : Bir çeşit hayvan yemi
KELTE: Çok bilmiş genç kız
KIKAN: Diken





-L-

LOBİYA: Fasulye
LOR: Çökertilmiş süt, çökelek
LOR DOLMASI: Bir çeşit yemek
LAVAŞA: Çifte atan hayvanları nallarken ağzına takılan kıskaç
LAZUT: Mısır
LALUK: Peltek konuşan
LÜLÜK: Çeşmenin su akan kısmı
LIĞ: Cıvığ ve derin çamur
LILIĞ: Tirit hali
LAVAŞ: Tandırda yapılan ekmek



M-N-

MOZUK: Bir yıllık dana
MALUĞ: Ganderif kayışını kitleyen toka
MASTA: Sığır sürmeye özgü sopa
MEDEK: Dişi Manda
MARABA: Ortakçı
MİLTAN: Gömlek
MANTİ: Bir yemek
MODUL: Masta, sığır sürmeyen yarar, sopanın ucuna takılan çivi
MARAN: Kağnı
MAYIS: Yaş sığır gübresi
MAHRAMA: Büyük Mendil
NANEHİR: Evlilik çağına gelmiş kız
MALAMAT: Kusurların ortaya çıkması
NUZUL: Felç vurması




-P-R-

PİSİK: Kedi
PÖHÖRÜK: Soba bacası
PAHAR: Pınar Çeşme
PIRTİ: Giyilecek şeylerin bütünü
POÇÇUK: En geri, en son
PÜRÇÜKLİ: Havuç
PİN: Kümes
PART: İri yığın halinde
PİRPİRİM: Dağınık
PERİKTÜRMEK: Dağıtmak
RAPATA: Tandıra ekmek yapıştırmak için yastık
PİNDİREK: Uzun ve büyük olan burun..







-S-Ş-

SEKÜ: Ahırdaki yüksekçe yer
SİRKE: Yeni doğmuş bit yavrusu
SAMİ: Sığır bağlamaya mahsus odun
SAMBAĞI: Sığır bağlanan odunun ucundaki bağ
SAŞMA: Tezek kırıntısı
SÜMSÜK: Dürtme, yumrukla vurma
SİTİL: Süt, yoğurt kabı, bakraç
ŞURT: Tandırın üst kenarları
ŞİŞEK: Bir senelik dişi kuzu
ŞOŞARTMAK: Abartma, mübalağa etmek,
SÜKEM: Nezle, grip gibi hastalık.
SÖVE: Kapı kenarı, pervaz
ŞOĞURT: Salya





T-U-Ü-

TANDIR : Gavdan yapılan yere gömülerek içinde ateş yakılıp ekmek, yemek pişirilen ocak
TEPME : Basmalığda bel küreğiyle muntazam kesilen tezek nevii
TAPAN : Ekimden sonra tarlayı düzleyen alet.
TEN: Nem
TAR: Tavuk tüneği, Öküz arabasında uzun tahta
TAVA BİŞESİ: Bir çeşit hamur işi yemek
TIRHIÇ: Evlerin kapılarına takılan parmaklık
TEZEK: Hayvan gübresinden yapılan yakacak.
TECİR: Mutfak tereğinin en altı
TEPİR : Tahtadan oyularak yapılan tepsi
TEHMÜK: Tekme
TIĞ: Sürüldükten sonra, harmanda yığılan buğday saman yığını
TETİK: Kedin ön ayağı
TUĞS : Yumurtaya yatacak tavuk, kıvama gelmiş tavuk
URP: ¼ ölçek
URBA: Elbise




-V -

VIZZIK: Boyunduruktaki tahta çivi
VAHTULİ: Bahti açık, talihi yaver
VİYANA: Hayret nidası




-y

YAMAK : Küçük yağ kabı
YAĞIRNİ: Sırt
YAVUŞAĞ: Bit yavrusu
YAYIK: Yoğurdu yağ ve ayran haline getiren alet
YANSILAMAK: Taklit etmek
YEYLİK: Hafif
YABAN TEZEĞİ : Kendiliğinden yabanda olan tezek.
YEMLİK: Tarlada biten bir çeşit ot.
YALAĞ: Hayvanların su içtiği yer
YAZI: Düzlük ova
YAPMA TEZEK: Duvarda
kurutulan hayvan gübresi (Elle yapılıp, duvara yapıştırılır)




-Z-

ZIRZA: Kapıyı söveye bağlayan kol
ZAP: Kalın ve iri küp
ZÜRBİYE: Süt ve balın karışması
ZAKAR: Honi
ZAĞAR: İri kafalı ve şişman köpek
ZULA: Gizli kasa
ZİRON: Mahalli yemek.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
26 Ağustos 2011       Mesaj #26
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
Bayburt Balı :40 TL/KG

bayburtbalikBir besin maddesi olarak balın , beslenmedeki benzersiz önemi, pekçok hastalıkta koruyucu ve tedavi edici etkileri yaklaşık 500 hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanıldığında etkili olduğu uzmanlarca onaylanmış olan ve yöremizde doğal, saf ve atalarımızın yediği Bayburt Balı'nı da yetiştirmekteyiz.
Bayburt çevresinin çok temiz olması, hiçbir kimyasal atık ve ilaçlama olmayışı, Anzer yaylasına yakınlığı 2000 metre yüksekliğe varan üretim alanları, flora yapısının çok zengin oluşu Bayburt Balının farkını ve kalitesini ortaya koymaktadır. Gıda güvenliğine çok dikkat ve önem vermekteyiz.

Kaynak
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
26 Ağustos 2011       Mesaj #27
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
kopC59FehitliC49Fi

Birinci Dünya Savaşında, Kop Savunması askerî, siyasî ve sosyal açıdan büyük bir hadisedir. Bu savaşta yer alan Osmanlı Devleti'nin Kafkasya Cephesi'nde burada Osmanlı-Rus Savaşının seyrini değiştirecek kadar önemli bir savunması olmuştur.
Osmanlı Devleti de bir oldu bitti ile Kasım 1914'te bu savaşa girmek mecburiyetinde bırakılmıştı. Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesiyle, birçok yeni cepheler de açılmış oldu. Bu da savaşın seyrini değiştirmiş ve İtilâf Devletleri'nin birçok plân ve hayâllerinin akamete uğramasına sebep olmuştur. Rusyanın hayal kırıklığı sebeplerinden biri de "Kop Savunması" olmuştur. Gerçekten Kafkas cephesi'nde bir mevzi savunması gibi görünen "Kop Savunması" incelendiği zaman, bunun sıradan bir savunma olmayıp, Kafkas cephesinin ve dolayısıyla Osmanlı-Rus harbinin seyrini değiştirecek kadar önemli bir savunmadır.
Kop Savunmasında askeri kaynaklar toplam 40.000 rusun telef olduğunu, bunun yanında 3.Türk ordusunun ise 9700 Şehit’i olduğunu ayrıca 15.000 Mehmet’in yaralandığını ifade etmektedir. 9700 mûbarek şehit anısına 1963 yılında bu abide yaptırılmıştır.

Benzer Konular

2 Şubat 2012 / seramiksır Taslak Konular
5 Ocak 2011 / DERUNİ Zooloji
26 Mayıs 2011 / DERUNİ Mimarlık
25 Ocak 2012 / DERUNİ Türkiye Coğrafyası