Ziyaretçi
Sancak ve Bayraklar
Ordunun sancağı ve bayraklarının/flamalarının olması zorunludur. Sancak ile bayrak arasındaki fark şudur:
Sancak, direğin ucuna bağlanan ve ona sarılandır. Ona عَلَم “alemün” de denir. “Sancak” diye isimlendirilir. Çünkü büyüklüğünden dolayı sarılı durur, gerekmedikçe açılmaz. O büyük bir bayraktır. Ordu emirinin yeri için bir alamettir. Emir nereye giderse o da oraya götürülür.
Bayrak ise, ordu için verilen bir alamettir/nişandır. Ona lakab olarak “ümmül harb” da denilir. bayrak direğe bağlanıp rüzgarın dalgalandırmasına terk edilir.
Rasul (u) zamanında İslâm ordusunun sancak ve bayrakları vardı. Buhari, Enes’ten şunu rivayet etti: “Nebi (u); Zeyd’in Cafer’in, İbn Revaha’nın ölümünü haberleri gelmeden önce insanlara duyurmuştur. Zira şöyle demiştir: أَخَذَ الرَّايَةَ زَيْدٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ جَعْفَرٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ ابْنُ رَوَاحَةَ فَأُصِيبَ “Bayrağı Zeyd aldı, ِldürüldü. Sonra Cafer aldı, ِldürüldü. Sonra İbn Revaha aldı, ِldürüldü.”[1]
- Rivayet edildi ki: “Nebi (u), Sefer ayının sonunda Rum ile sava؛a hazırlanmaları için insanlara delegeler gِnderdi. Usâme’yi çağırıp ؛ِyle dedi: “Babanın ِldürüldüğü yere git. Onlara at hazırla. Seni bu orduya komutan tayin ettim. İbni halkına sabahtan saldır, onların üzerine ate؛ yak. Yolculukta acele et, haberlerden ِnce sen oraya var. Allah sana zafer verirse, onların içinde fazla oyalanma.” اar؛amba günü Rasul (u)’in ağrısı ba؛ladı. Usâme’nin eline sancağı verdi. Usâme onu alıp ulağına teslim etti. askerler bir kayalıkta toplandılar.”
- El-Haris b. Haân el-Bekri’den ؛ِyle dediği rivayet edildi: “Medine’ye geldiğimizde Rasulullah (u) minberde idi. Bilal kılıç ku؛anmı؛ olduğu halde onun ِnünde duruyordu. O ara siyah bayraklar gِründü. Bu bayraklar nedir? diye sordum. Dediler ki: Amru b. آs, gazveden geldi.”
- Sahiheynde Nebi (u)’in ؛ِyle dediği rivayet edildi:
لاعْطِيَنَّ الرَّايَةَ رَجُلاً يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ قَالَ فَتَطَاوَلْنَا لَهَا فَقَالَ ادْعُوا لِي عَلِيًّا “Muhakkak ki bayrağı Allah ve Rasulünü seven, Allah ve Rasulünün de kendisini sevdiği birisine vereceğim. Onu Ali’ye verdi.”[2]
- Nesei de, Enes’ten ؛unu rivayet etti: “Nebi (u)’in katıldığı bazı sava؛larda, İbn Ummü Mektüm’un beraberinde siyah bayraklar vardı.”
Yukarıda geçen rivayetlerle açığa çıkıyor ki Nebi (u) zamanında orduya ait sancak ve bayraklar vardı. Bu nasslar dikkatle incelendiğinde gِrülüyor ki; bayrak, sancaktan küçüktür, sancak bayraktan büyüktür. Sancak ordu komutanı için bağlanır. Bayrak ise orduya verilir. Sancak, karargahta ordu komutanına alamet olarak bulunur. Bayraklar ise tabur ve bِlük komutanlarında ve ordunun çe؛itli birliklerinde bulunur. Dolayısıyla orduda bir çok bayrak vardır. Halbuki ordunun bir sancağı olur. Bu sancak ile bayrak arasındaki fark bakımındandır.
Sancak ve bayrakların renklerine gelince: Rasul (u)’in bayrağının siyah, sancağının beyaz olduğu sabit olmu؛tur.
- İbn Abbas’tan ؛ِyle dediği rivayet edilmi؛tir: “Rasulullah (u)’in bayrağı siyah, sancağı beyaz idi.”
- Cabir’den rivayet edilmi؛tir ki; “Nebi (u) beyaz sancağı ile Mekke’ye girdi.”
- Yukarıda geçen Hâris Hadisinde de ؛u ibare vardı: “O ara siyah bayraklar gِründü.”
Bu Hadisler bayrağın siyah renge, sancağın ise beyaz renge sahip olduğuna delâlet etmektedirler.
Sancak ve bayrağın ؛ekline gelince: Bayrağın dِrtgen ve kuma؛tan olduğu geçmi؛tir.
- Berâ’ b. آzid’den, kendisine “Rasul (u)’in bayrağı ne idi” diye sorulduğunda ؛ِyle dediği rivayet edilmi؛tir: “O basmadan yapılmı؛ dِrtgen siyah bir bayraktı.” “Basmadan” kast olunan, yani ipekten kuma؛ ya da yünden kuma؛tır.
Bayrağın üzerinde لا اله إلا الله محمد رسول الله Kelime-i Tevhid’in yazılı olduğu da rivayet edilmi؛tir.
- İbn Abbas, Ebu ھeyh’in yanında ؛u lafzı rivayet etmi؛tir: “Rasulullah (u)’in bayrağı üzerinde لا اله إلا الله محمد رسول الله yazılı idi.”
Bayrak hakkında sِylenen, sancak hakkında da sِylenir. Zira sancak da kuma؛tan yapılmı؛ dِrtgen olur. ـzerine de لا اله إلا الله محمد رسول الله yazılır. Ancak sancak bayraktan büyük olur ve üzerine siyah yazı ile yazılır. Bayrak ise beyaz yazı ile yazılır.
Nasslarda geçtiği ؛ekle ve bayrakların vakıasına gِre; hem bayrağın hem de sancağın açıkça dِrtgen olması, enin ِlçüsünün boyunun ِlçüsünün üçte ikisi (2/3) olması, sancağın boyunun 120 cm, eninin 80 cm olması; bayrağın boyunun 90 cm, eninin 60 cm olması gِz ِnünde bulundurulur. Sancak ve bayrakların daha büyük ve daha küçük ِlçülerde olması caizdir. Her tümenin ve her birliğin ؛ekil ve renkte kendisine has bayrağının/flamanın olması, o tümen ve birliğe ait alamet olarak devletin bayrağı ile birlikte direğe çekilmesi güzel bulunan hususlardandır.
Sancak ve bayraklar ordu için kullanıldığı gibi devletin organları ve dairelerinde de kullanılırlar. Hilâfet merkezinde halifenin makamı üstünde sancak çekilir. Devletin bütün devlet daireleri ve komutanlarında bayraklar çekilir. Aynı ؛ekilde tebaanın fertlerine kendi müesseselerine ve evlerine bayraklar asmalarına izin verilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Sancak, direğin ucuna bağlanan ve ona sarılandır. Ona عَلَم “alemün” de denir. “Sancak” diye isimlendirilir. Çünkü büyüklüğünden dolayı sarılı durur, gerekmedikçe açılmaz. O büyük bir bayraktır. Ordu emirinin yeri için bir alamettir. Emir nereye giderse o da oraya götürülür.
Bayrak ise, ordu için verilen bir alamettir/nişandır. Ona lakab olarak “ümmül harb” da denilir. bayrak direğe bağlanıp rüzgarın dalgalandırmasına terk edilir.
Rasul (u) zamanında İslâm ordusunun sancak ve bayrakları vardı. Buhari, Enes’ten şunu rivayet etti: “Nebi (u); Zeyd’in Cafer’in, İbn Revaha’nın ölümünü haberleri gelmeden önce insanlara duyurmuştur. Zira şöyle demiştir: أَخَذَ الرَّايَةَ زَيْدٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ جَعْفَرٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ ابْنُ رَوَاحَةَ فَأُصِيبَ “Bayrağı Zeyd aldı, ِldürüldü. Sonra Cafer aldı, ِldürüldü. Sonra İbn Revaha aldı, ِldürüldü.”[1]
- Rivayet edildi ki: “Nebi (u), Sefer ayının sonunda Rum ile sava؛a hazırlanmaları için insanlara delegeler gِnderdi. Usâme’yi çağırıp ؛ِyle dedi: “Babanın ِldürüldüğü yere git. Onlara at hazırla. Seni bu orduya komutan tayin ettim. İbni halkına sabahtan saldır, onların üzerine ate؛ yak. Yolculukta acele et, haberlerden ِnce sen oraya var. Allah sana zafer verirse, onların içinde fazla oyalanma.” اar؛amba günü Rasul (u)’in ağrısı ba؛ladı. Usâme’nin eline sancağı verdi. Usâme onu alıp ulağına teslim etti. askerler bir kayalıkta toplandılar.”
- El-Haris b. Haân el-Bekri’den ؛ِyle dediği rivayet edildi: “Medine’ye geldiğimizde Rasulullah (u) minberde idi. Bilal kılıç ku؛anmı؛ olduğu halde onun ِnünde duruyordu. O ara siyah bayraklar gِründü. Bu bayraklar nedir? diye sordum. Dediler ki: Amru b. آs, gazveden geldi.”
- Sahiheynde Nebi (u)’in ؛ِyle dediği rivayet edildi:
لاعْطِيَنَّ الرَّايَةَ رَجُلاً يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ قَالَ فَتَطَاوَلْنَا لَهَا فَقَالَ ادْعُوا لِي عَلِيًّا “Muhakkak ki bayrağı Allah ve Rasulünü seven, Allah ve Rasulünün de kendisini sevdiği birisine vereceğim. Onu Ali’ye verdi.”[2]
- Nesei de, Enes’ten ؛unu rivayet etti: “Nebi (u)’in katıldığı bazı sava؛larda, İbn Ummü Mektüm’un beraberinde siyah bayraklar vardı.”
Yukarıda geçen rivayetlerle açığa çıkıyor ki Nebi (u) zamanında orduya ait sancak ve bayraklar vardı. Bu nasslar dikkatle incelendiğinde gِrülüyor ki; bayrak, sancaktan küçüktür, sancak bayraktan büyüktür. Sancak ordu komutanı için bağlanır. Bayrak ise orduya verilir. Sancak, karargahta ordu komutanına alamet olarak bulunur. Bayraklar ise tabur ve bِlük komutanlarında ve ordunun çe؛itli birliklerinde bulunur. Dolayısıyla orduda bir çok bayrak vardır. Halbuki ordunun bir sancağı olur. Bu sancak ile bayrak arasındaki fark bakımındandır.
Sancak ve bayrakların renklerine gelince: Rasul (u)’in bayrağının siyah, sancağının beyaz olduğu sabit olmu؛tur.
- İbn Abbas’tan ؛ِyle dediği rivayet edilmi؛tir: “Rasulullah (u)’in bayrağı siyah, sancağı beyaz idi.”
- Cabir’den rivayet edilmi؛tir ki; “Nebi (u) beyaz sancağı ile Mekke’ye girdi.”
- Yukarıda geçen Hâris Hadisinde de ؛u ibare vardı: “O ara siyah bayraklar gِründü.”
Bu Hadisler bayrağın siyah renge, sancağın ise beyaz renge sahip olduğuna delâlet etmektedirler.
Sancak ve bayrağın ؛ekline gelince: Bayrağın dِrtgen ve kuma؛tan olduğu geçmi؛tir.
- Berâ’ b. آzid’den, kendisine “Rasul (u)’in bayrağı ne idi” diye sorulduğunda ؛ِyle dediği rivayet edilmi؛tir: “O basmadan yapılmı؛ dِrtgen siyah bir bayraktı.” “Basmadan” kast olunan, yani ipekten kuma؛ ya da yünden kuma؛tır.
Bayrağın üzerinde لا اله إلا الله محمد رسول الله Kelime-i Tevhid’in yazılı olduğu da rivayet edilmi؛tir.
- İbn Abbas, Ebu ھeyh’in yanında ؛u lafzı rivayet etmi؛tir: “Rasulullah (u)’in bayrağı üzerinde لا اله إلا الله محمد رسول الله yazılı idi.”
Bayrak hakkında sِylenen, sancak hakkında da sِylenir. Zira sancak da kuma؛tan yapılmı؛ dِrtgen olur. ـzerine de لا اله إلا الله محمد رسول الله yazılır. Ancak sancak bayraktan büyük olur ve üzerine siyah yazı ile yazılır. Bayrak ise beyaz yazı ile yazılır.
Nasslarda geçtiği ؛ekle ve bayrakların vakıasına gِre; hem bayrağın hem de sancağın açıkça dِrtgen olması, enin ِlçüsünün boyunun ِlçüsünün üçte ikisi (2/3) olması, sancağın boyunun 120 cm, eninin 80 cm olması; bayrağın boyunun 90 cm, eninin 60 cm olması gِz ِnünde bulundurulur. Sancak ve bayrakların daha büyük ve daha küçük ِlçülerde olması caizdir. Her tümenin ve her birliğin ؛ekil ve renkte kendisine has bayrağının/flamanın olması, o tümen ve birliğe ait alamet olarak devletin bayrağı ile birlikte direğe çekilmesi güzel bulunan hususlardandır.
Sancak ve bayraklar ordu için kullanıldığı gibi devletin organları ve dairelerinde de kullanılırlar. Hilâfet merkezinde halifenin makamı üstünde sancak çekilir. Devletin bütün devlet daireleri ve komutanlarında bayraklar çekilir. Aynı ؛ekilde tebaanın fertlerine kendi müesseselerine ve evlerine bayraklar asmalarına izin verilir.
Son düzenleyen Mira; 31 Ekim 2014 12:16
Sebep: Kırık resim linki kaldırıldı.