Arama

Yozgat

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 30 Mayıs 2011 Gösterim: 17.064 Cevap: 8
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Yozgat

Sponsorlu Bağlantılar

Yozgat İsminin Verilmesi

İlin, asıl adı "BOZOK" olup, zamanla "Yozgat" olarak değiştirilmiştir. Oğuz'ların; "BOZOK" koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre "BOZOK" ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra "YOZGAT" adı da telaffuz edilmiştir.

yozgat

"Yozgat" adının menşei konusunda ise, değişiki söylentiler ileri sürülmektedir:

Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişindin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "Yozgat" halini almıştır.

Diğer bir rivayete göre; Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa'nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Söylentiye göre Cabbar Ağa, sürülerini bir yaz günü yaylakta otlatırken karşısına Hızır (AS) çıkıyor ve davar sahibi Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyor. Güler yüzlü Ömer Ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. Hızır (AS) sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve Cabbar Ağa'ya "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kat olsun" diyor. Bu sözü söyleyerek kayboluyor. Temeli böyle olan Yoz-Kat söylene söylene Yozgat halini alıyor.

İsmin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu havalinin böyle anıldığı
bilinmektedir.

Birinci Büyük Millet Meclisinde Kütahya Mebusu Cemil Bey tarafından verilen bir takrir ile Yozgat ismi Bozok olarak değiştirilmiş, bilahare 23 Haziran 1927tarihinde Bozok Mebusu Süleyman Sırrı (İÇÖZ) Bey ve arkadaşlarının verdiği bir takrirle Bozok ismi tekrar Yozgat olarak değiştirilmiştir.


.
Son düzenleyen Hi-LaL; 9 Ocak 2008 21:52
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Nisan 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Coğrafi Konum
Yozgat ili, İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak Bölümü'nde Bozok Platosu üzerinde yer almaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar

Eski uygarlık merkezlerinden Hattuşaş (Boğazköy) ve Alacahöyük'le komşu olan Yozgat, önemli yolların kavşağında yer almıştır. Ankara – Sivas (E-88) karayolu ile Samsun - Kayseri - Mersin karayolları il'den geçmektedir. Bu yollar, uluslararası taşımacılıkta önemli bir yere sahiptir. Ülkemizden ve Avrupa ülkelerinden Ortadoğu'ya (İran, Irak) yapılan ticaret, bu yolların önemini daha da artırmaktadır.

Kuzeyde; Çorum , Amasya, Tokat
Doğuda; Sivas
Güneyde; Kayseri, Nevşehir, Konya
Batıda; Kırşehir, Kırıkkale illeri ile çevrilidir.

34° 05 - 36° 10 doğu meridyenleri ile 38° 40 - 40° 18 kuzey paralelleri arasındadır. Yukarıda belirtilen matematiksel konumuna göre il'in en doğusu ile en batısı arasında 2° 05 boylam (meridyen) farkı olup, yerel saat farkı 8' 20" dir. Kuzeyi ile güneyi arasında ise 1° 38'lik enlem (paralel) farkı vardır. Ancak, fark az olduğundan iklim üzerinde önemli bir etki yaratmamıştır.

Yozgat, alan bakımından Türkiye'nin 15. ilidir.

İzdüşüm Alanı: 13597 (km²) Gerçek Alanı: 14123 (km²)

Ekonomi

Tarım

İlin ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. Yer şekilleri tarıma elverişli olan (% 98,8) İlde, yarı kurak iklim şartlarından dolayı, kuru tarım yaygınlaşmış ve ürün çeşitleri azalmıştır. İlde yoğun olarak, tahıllar (buğday, arpa, çavdar, mısır), ikinci sırada baklagiller (nohut, fasulye, yesil mercimek) yetiştirilmektedir. (Özellikle Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun ve Merkez ilçede) Bunların yanısıra sulu tarım alanlarında şekerpancarı, ayçiçeği, patates ve soğan gibi ürünler yetiştirilmektedir. Sulanabilir alanlar sınırlı olduğu için, il tarımında sebze üretiminin önemi azdır. Genellikle; lahana, patlıcan, kabak, domates ve ıspanak gibi sebzeler üretilmektedir. iklimin sert oluşu ve depolama olanaklarının azlığından dolayı, meyve üretimi büyük boyutlarda değildir. Elma, armut, kayısı, vişne, üzüm, ayva, badem ve ceviz yetiştirilen başlıca meyvelerdir.

Hayvancılık

İl ekonomisinde tarımın yanısıra hayvancılıkta önemli bir gelir kaynağıdır. Bozkırların geniş yer kaplaması küçükbaş hayvancılığın yaygınlaşmasına yol açmıştır. Hayvancılık genelde tarımsal faaliyetlerle bir arada yapılmakta olup, mera hayvancılığı biçimindedir. Son yıllarda hayvan soylarının ıslahı çalışmaları ve hayvansal ürünleri değerlendirmeye yönelik sanayi faaliyetleri ile hayvancılık alanında canlanma olmuş, modern işletmeler kurulmaya başlamıştır. İlde, küçükbaş hayvanladan; akkaraman koyunu, kıl ve tiftik keçisi, büyükbaş havyanlardan sığır ve manda gibi cinsler beslenmektedir. Deri üretimi Yozgat'ın önemli gelir kaynaklarındandır. Son yıllarda kümes hayvancılığında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Küçük ölçekli tavuk çiftliklerinde, modern yöntemlerle üretim yapılmakta olup, özellikle 1995 yılından itibaren yumurta üretiminde belirgin artışlar olmuştur.

Ormancılık

İl topraklarının %18,24'ünü kaplayan ormanlar Akdağmadeni, Aydıncık, Çandır, Çayıralan, Ççekerek, Kadışehri ve Saraykent'te yoğunlaşmıştır. Boğazlıyan ve Yenifakılı ilçelerinde ise orman örtüsü hiç yoktur. İlde ormanları işletmek ve korumak üzere toplam üç işletme müdürlüğü mevcuttur.

* Yozgat Orman İşletme Müdürlüğü: Merkez, Aydıncık, Çekerek, Kadışehri, Şefaatli, Sorgun ve Yerköy.
* Akdağmadeni Orman İşletme Müdürlüğü: Akdağmadeni ve Saraykent
* Çayıralan Orman işletme Müdürlüğü: Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Sarıkaya ve Yenifakılı ilçelerini kapsamaktadır.

Tarihçe

Yozgat Adının Verilmesi

İlin asıl adı "BOZOK" olup, zamanla "Yozgat" olarak değiştirilmiştir. Oğuz'ların; "BOZOK" koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre "BOZOK" ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra "YOZGAT" adı da telaffuz edilmiştir.

"Yozgat" adının menşei konusunda ise, değişik söylentiler ileri sürülmektedir:
Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişindin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "Yozgat" halini almıştır.

Diğer bir rivayete göre; Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa'nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Söylentiye göre Cabbar Ağa, sürülerini bir yaz günü yaylakta otlatırken karşısına Hızır (AS) çıkıyor ve davar sahibi Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyor. Güler yüzlü Ömer Ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. Hızır (AS) sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve Cabbar Ağa'ya "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kat olsun" diyor. Bu sözü söyleyerek kayboluyor. Temeli böyle olan Yoz-Kat söylene söylene Yozgat halini alıyor.

İsmin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu havalinin böyle anıldığı bilinmektedir.

Birinci Büyük Millet Meclisinde Kütahya Mebusu Cemil Bey tarafından verilen bir takrir ile Yozgat ismi Bozok olarak değiştirilmiş, bilahare 23 Haziran 1927tarihinde Bozok Mebusu Süleyman Sırrı (İÇÖZ) Bey ve arkadaşlarının verdiği bir takrirle Bozok ismi tekrar Yozgat olarak değiştirilmiştir.

Çapanoğlu İsyanı

Çapanoğlu isyanı; Milli Mücadele yıllarının başında çıkan bir olaydır. Bu hareket, çapanoğulları ailesi dışında başlamış, daha sonra bir anlamda bu aile, isyanın içerisine çekilmiştir. Bu nedenle de bu olaya “Yozgat İsyanı” değil de “Çapanoğlu isyanı” denilmiştir. Bu geniş ailenin sadece bir kısmı isyana teşebbüs etmiş, diğerleri tamamen olayın dışında kalmıştır. Zaten, Yozgat halkı da bu olayı hiç benimsememiş, hatta Milli Mücadele’nin başarıya kavuşması için gayret sarf etmiştir. Çapanoğlu İsyanı’nın lideri konumunda olan Edip, Celal ve Halit Bey’ler Çapanoğlu Süleyman Bey’in üçüncü kuşaktan torunu olan Hacı Osman Nuri Bey’in oğullarıdır. Hacı Osman Nuri Bey’in dördüncü oğlu olan Salih Bey ise, bu hadisenin tamamen dışında kalmıştır. Çapanoğlu İsyanları’nın genel olarak üç sebebi üzerinde durulur:

1. Çapanoğlu Celal Bey’lerin İttihat ve Terakki Partisi’nin kötü muamelelerine maruz kalmaları nedeniyle Anadolu’nun kurtuluşu için başlatılan Milli Kurtuluş hareketini bir İttihat ve Terakki hareketi olarak değerlendirmeleri
2. Daha önce Anadolu’daki ayanlar arasında en güçlü olan bu ailenin nüfuzu oldukça büyüktü. Son zamanlarda nüfuzunu yitiren bu ailenin tekrar aynı güce ulaşmanın yollarını aramış olmaları
3. Yozgat’ta daha önceleri “Celali, Baba Zünnûn ve Baba’i” gibi isyanlar da yaşanmıştır. Bu isyanların hemen hepsi çeşitli inançların istismarı şeklinde ortaya çıkmış olup, mevcut idareyi ele geçirmek gibi bir hedefleri de yoktur. Çapanoğlu İsyanı’nı da bir an böyle düşünülecek olursa, bunların Kuvâ-yi Milliye’yi desteklemeleri gerekirdi. Fakat durum aksine tezahür ettiğine göre bu hadisenin sebebinin farklı olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Mustafa Kemal Paşa Erzurum ve Sivas Kongrelerinden sonra Ankara’ya gelerek “Heyet-i Temsiliye”nin Kuva - yı Milliye hareketini tam olarak yürütebilmek için Milli Kurtuluşa taraftar görünmeyen bazı kişileri görevlerinden almıştır. Bu kişiler arasında, Afyon Mutasarrıfı Çapanoğlu Celal Bey’in yerine Muhasebeci Arif Hikmet Bey, Yozgat Mutasarrıf vekili olarak tayin edilmiştir. Heyet-i Temsiliye Ankara’da bir toplantı yapmış, yönetimi daha esaslı ve sağlam temeller üzerine oturtmak amacıyla 19 Mart 1920’de her tarafa telgraflar göndererek, bu iş için temsilci seçilip gönderilmesini istemiştir. Çapanoğlu Celal ve Edip Bey’ler bu seçime, Padişaha bir isyan olarak değerlendirerek karşı çıkarılsa da, Yozgat Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Çapanoğullarının bu itirazlarını dikkate almadan temsilcileri seçmişlerdir. Bölgedeki ilk huzursuzluklar Yozgat dışında, Yenihan (Han-ı Cedit=Yıldızeli)’da ortaya çıkmıştır. Yenihan İsyanını başlatanların ele başısı durumunda olan Postacı Nazım ve Kara Mustafa adlı iki kişi, Yıldızeli-Akdağmadeni arasındaki köylerde dolaşarak, İstanbul Hükümeti lehine propaganda yapmaya başlamışlardır.Kaman Köyünü basarak 14 Mayıs 1920’de Yıldızeli-Kaman Köyü’nde Postacı Nazım ve Çerkez Kara Mustfa adamları Ankara Hükümetine karşı isyan ettiklerini ilan ederler. Bu olaylar karşısında hiç bir tedbir alamayan Yıldızeli Kaymakamı görevinden alınarak, yerine Jandarma Kumandanı İshanı Bey vekaleten atanır. Yıldızeli’ndeki olayların gün geçtikçe büyümesi üzerine buraya Sivas’tan bir süvari bölüğü gönderilirken asilerde boş durmuyor halkı sürekli kendi emelleri doğrultusunda Milli Hareket’le ilgili olmayan sözlerle zehirlemeye devam ediyorlardı. Durumun gün geçtikçe kötüye gittiğini gören Sivas 3. Kolordu Komutanı Albay Hüseyin Selahattin Bey, piyade taburunu Jandarma Binbaşı Kemal komutasında Yıldızeli’ne, 10.Alayın ikinci taburunu Zile’ye ve Tokat’ta bulunan 3. taburu da yine Yıldızeli’ne gönderir. Hadise oldukça büyümüş, bölgenin tamamını sarmış ve bu isyanların önlenebilmesi için bir hayli güçlük çekilmiştir. Ayaklanmalar üzerine gönderilen düzenli birlikler başarılı olamayınca Sivas Müdafaa-i Hukuk üyesi Halil Bey, 27-28 Mayıs 1920’de Yıldızeli’nden “Her tarafta idare makamları atıl ve ruhsuzdur. Acele imanlı ve fedakar kimseler idare başına geçirilmezse durum çok tehlikeli bir hal alacaktır” diye heyet-i Temsiliye’ye bir telgraf gönderir. Aynı günlerde Erkan-ı Harbiye idare başına geçirilmezse, durum çok tehlikeli bir hal alacaktır.” demiştir. Aynı günlerde Erkan-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi Albay İsmet Ankara’dan gönderdiği emirde: “Kaymakam ile birlikte mahalli bir kuvvet teşkiline başlanmasını ve bu kuvvetin silahlarının Kayseri Askerlik Dairesi Başkanlığından istenmesi için Akdağmadeni Askerlik Şubesi Başkanlığına talimat verilmiştir.” diyerek, bu bölgenin huzurunun sağlanması için yine bölgedeki kuvvetlerden istifade edilmesinin istemiştir. Çünkü, bu yıllarda Batı Anadolu’da Yunan ilerleyişi ile uğraşılmakta ve askeri gücün iç bölgelerde kullanılması istenmekteydi.

Bu arada Mustafa Kemal Paşa, Yıldızeli ve Zile’de bulunan bazı kişileri uyarma ve olumlu fikirler aşılamak için bunların lideri konumunda bulunan Çelebi Efendi’nin harekete geçirilmesi istemiştir. Bununla ilgili olarak Mucur Askerlik Şubesi Başkanlığı’na talimat gönderilmiştir. TBMM üyesi olan Bektaşi Şeyhi Çelebi Efendi, hasta olduğunu beyan ederek böyle bir yardıma katılamayacağını ifade etmiştir. Ankara çevresinde bulunan kuvvetlerin Düzce isyan bölgesine gönderilmesi, Sivas’taki 3. Kolordu’nun önemli bir kısmının da Pontuşçuları takip etmesi, eldeki diğer taburların da ancak, şehirlerin iç emniyetini koruyacak durumda olması nedeniyle isyan bastırılamamış, Sivas ve Tokat gibi büyük şehirler de tehlikeye düşmüştür. Bunun üzerine İsmet Paşa, Kazım Karabekir Paşa’ya bir telgraf göndererek, isyanın bastırılması için süvari birliği istemişse de, doğudaki Ermeni Meselesi yüzünden bu birlik gönderilememiştir. Duruma müdahale etmek için Gaziantep çevresinde bulunan Kılıç Ali Bey, 80 kadar adamıyla beraber 1 Haziran 1920’de Yozgat’a gönderilmiştir. Mehmet Hulusi Efendi ,Yozgat’a gelen Kılıç Ali Bey’e Çapanoğullarının tutumlarını anlatmış, Kılıç Ali Bey de bir tedbir olması amacıyla kendisine anlatılanları Ankara’ya bildirmiştir. Celal ve Edip Bey’lerin evlerini de göz hapsinde tutmaya başlamıştır. Yozgat’ta olup bitenleri öğrenen Çapanoğlu Halit Bey, oturduğu Arapseyfi Köyü’nden Yozgat’a gelmeye karar verince, işlerin büyüyeceğinden endişelenen Kılıç Ali Bey, müfrezesini alarak Boğazlıyan’a çekilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Çapanoğullarının tutumlarından tatsız bir sonuç çıkmaması için, Yozgat Mebuslarından; Çapanoğullarının, memleketin içinde bulunduğu durumu anlatmalarını ve bu yanlış tutumlarından vazgeçmelerini sağlamalarını istemiştir. Bunun üzerine Süleyman Sırrı ve Rıza Bey’ler Yozgat’a gelmişler durumu Çapanoğullarına anlatmışlarsa da, onları ikna edememişlerdir. Bu tavır üzerine olaya karışan Çapanoğullarının tutuklanarak Ankara’ya gönderilmesi istenmiştir.

Erkan-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi Albay İsmet, 7 Haziran 1920’de Sivas’taki 3. Kolordu Komutanı Albay Selahattin Bey’e bu tutuklama emrinin yerine getirilmesi için duyuruda bulunmuş, Selahattin Bey de görevin ifası için Yozgat Mutasarrıf Vekili Arif Hikmek Bey’i görevlendirmiştir. Arif Hikmet Bey Çapanoğullarının adamı olduğundan bu haberi Celal ve Edip Bey’lere duyurması üzerine, bu kişiler 8 Haziran 1920’de ailelerini de yanlarına alıp, Yozgat’ı terkederek Sorgun (Köhne)’a giderek, küçük kardeşleri Halit Bey’in güçleriyle birleşmişlerdir. Ertesi gün Yozgat’ta sıkıyönetim ilan edilir ve Komutanlığına

da Kılıç Ali Bey getirilmiştir. Yozgat’ın dışında bulunan ve isyan etmeye karar veren Çapanoğulları yanlarına taraftar toplarken, Tokat ve Zile dışında bulunan Postacı Nazım ile de irtibat kurmak suretiyle ondan yardım almayı düşünürler. Çapanoğulları, 13 Haziran 1920’de Sorgun’u, 14 Haziran’da da Yozgat’ı ele geçirirler. Yozgat’a giren kişilerin elebaşıları arasında Çapanoğlu Celal ve Edip Bey’ler ile Halit Hakkı, Salih Şekip, Mahmut İhsan ve Muhlis gibi kişiler de bulunmaktaydı. Zaten, olayı organize edenler de bunlardı. İsyancılar, 23-24 Haziran’da Boğazlıyan’a saldırarak, Kılıç Ali Bey’in buradan çekilmesine neden olurlar. Bu olay isyancılara cesaret vermiş, çevreden kendilerin yeni katılımlar olmasını sağlamıştır. Asilerden bir grup da, 16 Haziran’da Alaca’yı ele geçirir.

Çapanoğlu İsyanı, Sivas tarafından Karaman, Çamlıbel, Boğazlıyan; kuzeyde, Tokat- Zile; ve kuzeydoğuda ise, Alaca çevresine yayılmıştı. Ayaklanma oldukça ciddi boyutlara ulaşmış, Ankara’yı tedirgin etmişti. İsyan bölgesine gönderilen derme -çatma ordu kalıntıları hiç bir başarı sağlayamadıkları gibi, yer yer de dağılmışlardır. Bu isyanın uzun sürmesinin nedenleri başında, Ankara’nın elinde muntazam bir gücün bulunmaması, isyan eden kişilerin de bu vatanın evlatları olması nedeniyle, boş yere kardeş kanının akıtılmak istenmemesi ve Batı Anadolu’da Yunanlıların her geçen gün biraz daha topraklarımızda ilerleme tehlikesidir gelmektedir. Ayrıca, İngilizlerin yaptırdığı olumsuz propagandalar da bunda etken olmuştur. 19 Haziran 1920’de Erkan-Harbiye-yi Umumiye’nin aldığı bir kararla, Çerkez Ethem Ankara’ya çağrılmış ve Çapanoğlu İsyanını bastırmaya memur edilmiştir. 20 Haziran 1920’de Ankara’dan hareket eden Çerkez Ethem, 23 Haziran sabahı Yozgat’a ulaşır. Yozgat’ta öğleye kadar yapılan çarpışmalar neticesinde şehir ele geçirilir. Yozgat’ın ele geçirilmesi sırasında Çapanoğulları şehri terkettiklerinden dolayı yakalanamazlar. Şehirdeki çarpışmalara, Ermeniler de isyancıların safında yer almış, hatta bir türlü teslim olmayan Ermeniler, ancak evlerinin yıkılması sonucunda teslim olmuşlardır. Çerkez Ethem, Yozgat’a tamamen hakim olduktan sonra Hıyanet-i Vataniye Kanunu’na dayanarak bir Askeri Mahkeme kurarak, rolü bulunanları cezalandırmıştır. Çerkez Ethem, Yozgat’tan kaçan isyancıların Alaca’da toplandığı haberini alınca, Yozgat’ta 200 kişilik bir kuvvet bırakarak, 24-25 Haziran 1920 gecesi Alaca’yı kuşatmış, ertesi günü de kazaya hakim olmuştur. Alaca’da tutunamayacaklarını anlayan asiler, bu defa da savunması daha elverişli olan Yozgat-Alaca yolu üzerinde sarp bir boğazda bulunan Arapseyfi’de toparlanmaya başlamışlardır. Asilerin düşüncesi, Ethem’in asıl kuvvetlerinin Alaca’da bulunması sebebiyle Alaca’dan Yozgat’a dönerken bu geçitte onu pusuya düşürerek yenmekti. Bu durumun farkında olan Ethem, Alaca’da iki gün kalarak, asilerin tamamının Arapseyfi’de toplanması için onlara zaman kazandırmak istemiştir. Çerkez Ethem böylece, asilerin hepsini bertaraf edecekti. Nihayet, 27 Haziran günü Alaca’dan ayrılan Ethem önden küçük bir kuvveti ileri sevk ederek asillerin mevzîlendiği yerleri tespite çalışmıştır. Durum, Ethem’in düşündüğü gibi gerçekleşince, boğazın etrafını sararak, asileri iki ateş arasında bırakıp direnişlerini bertaraf etmiştir. Böylece, asilerin direnme gücü Arapseyfi’de kırılmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Ethem’e bir telgraf göndererek, onun bu başarısını kutlamıştır. Çerkez Ethem, Arapseyfi’de asilerin direnişini kırdıktan sonra arta kalanların da ortadan kaldırılması için 27 Haziran 1920’de Çolak İbrahim komutasındaki 2. Kuvve-Seyyare kuvvetleri batıdan ve Albay Refet Kuvvetleri kuzeyden gelerek, bölgenin emniyete kavuşmasını sağlamışlar tüm Capanoglu ve onun yandaslarini idametmislerdir.

Kültür - Turizm

Yozgat E 88 karayolu üzerinde bulunması ve özellikle Hattusas'ın yakın olması ve Hattusas ile Kapadokyayı birbirine bağlayan Atatürk yolunun il merkezinden geçmesi nedeniyle yabancıların uğrak yeridir. Bozok yaylası olarak da adlandırılan ve ilkçağlardan beri yerleşim yeri olan Yozgat, bozulmamış doğası,misafirperver sıcakkanlı insanları, sahip olduğu tabiat güzellikleri, mesire yerleri, yüksek ovaları, tarihi, kültürel, turistik değerleri ve kaplıcalarıyla gezilip görülmesi gereken en güzel illerimizden biridir.Türkiye'nin ilk Milli Parklarından olan çamlık Milli Parkı, Akdağ Ormanları, Şebekpınarı Mesire alanı, Kazankaya Vadisi, ve Gelingüllü barajı gibi yerler spor, dinlence ve piknik alanlarıdır.

Antik Kentler

* Kerkenes Harabeleri
* Büyük Nefes (Tavium)
* Çeşka Yeraltı Şehri
* Alişar Höyüğü
* Akbenli Çifliği Höyüğü (koccerium)

Müzeler - Konaklar

* Nizamoğlu evi (Etnoğrafya Müzesi)
* Karslıoğlu Konağı (Arkeoloji Müzesi)
* Koçerler Konağı
* ATATÜRK'ÜN Evi
* capanoglu camisi

Kaplıcalar

* Sorgun Kaplıcaları(Türkiyenin en eski Kalicalrindan birisidir)
* Sarıkaya Kaplıcaları
* Bahariye (Cavlak) Kaplıcaları
* Yerköy Kaplıcaları
* Saraykent Kaplıcaları
* Akdağmadeni (Karadikmen) Kaplıcaları

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #3
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Yozgat il nüfusu 2005 itibari ile 74.000 olarak tesbit edilmiştir. Yozgat doğudan Sivas; güneyden Kayseri, Nevşehir, Kırşehir; batıdan Kırıkkale; kuzeyden ise Amasya, Çorum ve Tokat illeri ile çevrilidir.Deniz seviyesinden 1300 metre yükseklikte olup, 1 412 300 Hektar toprağa sahiptir. 81 İl arasında toprak genişliği bakımından 15. sırayı alır. İlin doğudan batıya gidildikçe yüksekliği azalır. Yozgat, alan bakımından Türkiye’nin 15. İlidir. İlin; izdüşüm alanı ( km²) 13 597, gerçek alanı ise 14 123 km² dir. Yozgat İl’inde, İç Anadolu Bölgesi’nin yarı kurak karasal iklimi hakimdir. Deniz etkisine kapalı olduğu için, yazlar sıcak ve kurak; kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Yaz ile kış; gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları yüksektir. Sert iklim koşulları, Yeşilırmak havzasına giren Çekerek Vadisi’nde biraz yumuşamakta, az da olsa Karadeniz ardı ikliminin etkileri görülmektedir.
Yozgat’ta bulunan turistlik yerler
  • Arkeolojik müze
  • Çamlik (ilk millî park)
  • Süleyman Bey Camisi
  • Kerkenes Habareleri
  • Yer alti Carşisi
  • Capanoglu Camisi
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
26 Ağustos 2007       Mesaj #4
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
yozgat sehir4
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
4 Ocak 2008       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
by4
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
18 Temmuz 2009       Mesaj #6
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
Yozgat Saat Kulesi by AdNightMare
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #7
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Yozgat ili İç Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Yozgat ilinin eski adı Bozoktur. İl genelde elverişli tarım topraklarıyla ekonomik açıdan gelişme göstermiştir. Yozgat ili tarihi açıdanda önemli kentlerden birisidir. Başkent Ankara'ya yakınlığından dolayı Cumhuriyetin ilk yıllarında da önem arzetmiş bir kenttir. Yozgat ilinin ilçeleri Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı, Yerköy ilçeleridir. Yozgatta gezilecek yerler arasında Alisar Höyüğü, Behramşah Kalesi, Kerkenes Habareleri, Yeraltı Çarşısı, Çapanoğlu Camii, Yozgat Saat Kulesi gezilecek yerler arasındadır.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
30 Mayıs 2011       Mesaj #8
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
YOZGAT
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

İç Anadolu Bölgesi'nde il ve bu ilin merkezi olan kent.

Coğrafi Konum

Küçük bir bölümü (Çekerek ilçesi) Karadeniz Bölgesi'ne girer. Kuzeyde Çorum, kuzeydoğuda Tokat, doğuda Sivas, güneyde Kayseri, Nevşehir, güneybatıda Kırşehir ve batıda Ankara illeriyle sınırlanır.

Yozgat ili İç Anadolu'da Bozok Yaylası'nda yer alır. Bu yayla 1.200-1.500 m. yükseklikte, dalgalı, yer yer çanaklaşmış havzalarla ya da yayla düzlüğü üzerinde yükselen, fakat yükseklikleri genellikle 2.000 m.yi bulmayan dağlarla engebelenmiştir.

Dağları
İlin en yüksek yeri doğuda, Sivas sınırında Akdağ'dır (2.273 m.).

İklim
İç Anadolu'nun orta derecede karasal tipte iklim alanı içinde yer alan Yozgat ilinde, en soğuk ayın ortalama sıcaklığı -2°C'ye kadar iner; en sıcak ay ise 19°C'dir. Bu değerlerle, karasallık bakımından batıdaki Ankara ile doğusundaki Sivas arasında gerçek bir geçiş iklimi niteliği taşır. Kışlar Ankara'dan daha soğuk, Sivas'tan daha sıcaktır. Yıllık yağış tutarları bu komşu illere göre daha fazladır ve 500 mm.nin üstüne çıkar. Bu durum, Yozgat'ın ortalama olarak daha yüksek olmasıyla ilgilidir.

Bitki Örtüsü
Egemen doğal bitki örtüsü otsul bozkır topluluklarıdır; orman azdır.

Akarsuları
Yozgat ili sularını Çekerek ve Delice ırmaklarıyla Yeşilırmak ve Kızılırmak'a akıtır; Karadeniz havzasına bağlıdır.

Nüfus
1997 sayımında Yozgat ilinin toplam nüfusu 614.259'du. 14.000 km2'yi geçen yüzölçümüyle oldukça geniş bir ildir ve genel nüfus yoğunluğu, km2'ye 45 kişiyle Türkiye ortalamasının altındadır. Kentsel nüfus %20 dolayındadır. İl merkezi Yozgat'ın 1927'de 11.000 olan nüfusu, 1997'de 96.734'e ulaşmıştır; İç Anadolu'nun az nüfuslu il merkezlerinden biridir.

Ekonomik Özellikler

1.Madencilik
Yozgat, madencilik ve sanayi bakımından gelişmemiş illerimiz arasındadır. İl merkezinde kurulmuş olan Tekel'e ait bira fabrikasıyla, kereste atölyeleri, Akdağ gümüşlü kurşun ve linyit işletmeleri başlıca sanayi kuruluşlarını oluşturur.

2.Tarım ve Hayvancılık
Ekonomi hemen bütünüyle tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Baş ürün tahıldır. Tahıl üretiminin çoğunu buğday oluşturur. Buğday üretimi yılda 1 milyon tona yaklaşmıştır. Bu özelliğiyle Yozgat, Türkiye'nin en önemli buğday üretim alanlarından birisidir. Öteki toprak ürünlerinin hem çeşitleri hem de üretim miktarları azdır. Hayvanlar içinde en çok inek, kılkeçisi, tiftikkeçisi ve koyun beslenir. Yıllık süt üretimi 100.000 tondan fazladır.

3.Ulaşım
Ankara-Kayseri demiryolu, Yozgat ilinin güneybatı kenarını izleyerek Yerköy, Şefaatli ve Boğazlıyan ilçelerinden geçerse de, ulaşımda asıl yararlanılan karayollarıdır. Çünkü ilin büyük bölümü demiryoluna uzakta kalır. En önemli şose, Ankara üzerinden gelerek Sivas ve oradan da Doğu Anadolu'ya uzanan yoldur. Yozgat kenti bu şose üzerinde ve Sivas ile Ankara'ya eşit uzaklıktadır (Sivas 227, Ankara 219 km.). Ayrıca kuzeyde Karadeniz kıyılarına, güneyde Kırşehir, Nevşehir, Kayseri illerine de ayrı yollarla bağlanır.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mayıs 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kazankaya kanyonunuda unutmayalım yarısı çoruma yarısı yozgat il sınırları içerisinde bulunan şapinuva(kazankaya kanyonu) hitit döneminden kalma magralar ve su geçitleriy vardır çorum alacaya daha yakın olup il merkezine uzak bir ilçe olan aydıncık ilçesine bağlı KAZANKAYA kasabasına aittir kasabayı tam ortadan yeşil ırmak ayırır kanyon ilerisinde Destanlaşan bir aşkın kahranlarından ferhatın deldiği dag bulunmaktadır böylelikle yeşilırmak amasya iline kasabamızdan geçip gider gezilecek görülecek biyer tavsiye ederim

Benzer Konular

1 Şubat 2012 / Yavru_Aslan Türkiye Coğrafyası