Voyager Güneş Sistemini Terkediyor
Otuz yılı aşan bir süre önce NASA’nın fırlattığı Voyager uyduları, Güneş sisteminin artık kenarında seyretmekteler. Güneş'in etkinliğinin sona erdiği “heliosheath” denen bölgeye girdiler veya girmek üzereler. Oradan da Samanyolu’nun yıldızlararası boşluğuna doğru ilerlemeye başlayacaklar.
NASA tarafından 28 Nisan'da yapılan basın toplantısında Voyager 1 ve Voyager 2 uydularının buluş ve başarıları anlatıldı ve bundan sonrası için de “beklenmeyeni bekleyin” dendi. Belki de uyduların en büyük başarısı 30 senedir arızasız olarak çalışıyor olmaları.
1970’lerin başında gezegenlerin uygun dizilişini kaçırmayan NASA bir uydu ile birkaç kuş vurma fırsatı yakaladı. Bir daha onlarla belki yüzlerle yıl yakalanmayacak bu “Büyük Tur” planlaması ile Voyager 1 Jüpiter ve Satürn’ü ziyaret etti. Voyager 2 ise Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün yakınlarından geçerek resimlerini çekti. Her iki uydu da yalnız bu gezegenlerin değil onların doğal uyduları hakkında da ilginç bilgiler topladılar.
Voyager uyduları tarafından yapılan keşiflerin kısmi bir listesini oluşturursak; Jüpiter’in Io uydusundaki yanardağlar; Europa uydusu buz yüzeyi altındaki okyanuslar; Satürn’ün uydusu Titan’daki metan yağmurları; Uranüs ve Neptün’ün yan yatmış manyetik alanları; Neptün’ün uydusu Triton’daki buz gayzerleri sayılabilir.
1980’de Voyager 1, Satürn’ün çekiminden yararlanarak yönünü Güneş sistemi düzlemine dik olarak dışarı doğru değiştirdi. Voyager 2 de,1989’da Neptün’ün çekiminden yararlanarak benzer bir manevra yaptı. Her ikisi de böylece yollarını yıldızlararası boşluğa çevirmiş oldular. Ancak gerçekten yıldızlararası boşluğa girmelerine daha zaman var.
Heliosheath denen bölge Güneşten hızla uzaya yayılan radyasyonun durakladığı bölge. Diğer bir deyişle Güneş rüzgarının artık esmediği bölge. Voyager uyduları şu sıralarda o bölgeye girmek üzereler veya girdiler. Bu bölgenin kalınlığı tam olarak bilinmiyor ama 5-6 milyar km kadar olabilir. Bu durumda Voyager uyduları 4-5 yıl içinde tam olarak Güneşin etkisinden çıkıp, yıldızlar arası ortama girecekler.
Uydulara enerji sağlayan Plutonyum 238 yakıtı taşıyan nükleer reaktörün 2020 yılına kadar bu görevini sürdüreceği kesin gibi. Sonrası için elektrik gücü azalacağı gibi bulunulan uzaklıkla iletişim de mümkün olmayabilir.
Uydulara Dünya’dan mesajlar taşıyan birer altın plak konmuş. Eski LP formatındaki (o zamanlar CD yoktu) plaklarda Dünya’dan 118 resim, 90 dakikalık müzik, ve bir sesli mesaj bulunmakta. Sesli mesaj 55 dilde selamlama, BM Genel Sekreterinden bir mesaj, köpek havlaması, balina sesi, füze havalanması gibi Dünya’dan değişik sesler içeriyor.
2020’den sonra, belki daha önce, Voyagerlar susacak ve uzay boşluğunda ilelebet (?) sessiz bir yolculuğu sürdürüp gidecekler. Güneşimiz gibi bir yıldızın yakınından geçmesine 40 bin yıl kadar bir süre var. Orada bulunması muhtemel akıllı canlılar uydulardaki mesajımızı alıp da ayni hızla cevap gönderirlerse 80 bin yıl sonra alırız. Belki de Voyager başka bir uygarlık tarafından daha kısa bir süre de bulunabilir.NASA yetkilisinin dediği gibi “Beklenmeyeni bekleyin”
Kaynak:NASA-Science(25 Mayıs 2011)
Sponsorlu Bağlantılar
NASA tarafından 28 Nisan'da yapılan basın toplantısında Voyager 1 ve Voyager 2 uydularının buluş ve başarıları anlatıldı ve bundan sonrası için de “beklenmeyeni bekleyin” dendi. Belki de uyduların en büyük başarısı 30 senedir arızasız olarak çalışıyor olmaları.
1970’lerin başında gezegenlerin uygun dizilişini kaçırmayan NASA bir uydu ile birkaç kuş vurma fırsatı yakaladı. Bir daha onlarla belki yüzlerle yıl yakalanmayacak bu “Büyük Tur” planlaması ile Voyager 1 Jüpiter ve Satürn’ü ziyaret etti. Voyager 2 ise Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün yakınlarından geçerek resimlerini çekti. Her iki uydu da yalnız bu gezegenlerin değil onların doğal uyduları hakkında da ilginç bilgiler topladılar.
Voyager uyduları tarafından yapılan keşiflerin kısmi bir listesini oluşturursak; Jüpiter’in Io uydusundaki yanardağlar; Europa uydusu buz yüzeyi altındaki okyanuslar; Satürn’ün uydusu Titan’daki metan yağmurları; Uranüs ve Neptün’ün yan yatmış manyetik alanları; Neptün’ün uydusu Triton’daki buz gayzerleri sayılabilir.
1980’de Voyager 1, Satürn’ün çekiminden yararlanarak yönünü Güneş sistemi düzlemine dik olarak dışarı doğru değiştirdi. Voyager 2 de,1989’da Neptün’ün çekiminden yararlanarak benzer bir manevra yaptı. Her ikisi de böylece yollarını yıldızlararası boşluğa çevirmiş oldular. Ancak gerçekten yıldızlararası boşluğa girmelerine daha zaman var.
Heliosheath denen bölge Güneşten hızla uzaya yayılan radyasyonun durakladığı bölge. Diğer bir deyişle Güneş rüzgarının artık esmediği bölge. Voyager uyduları şu sıralarda o bölgeye girmek üzereler veya girdiler. Bu bölgenin kalınlığı tam olarak bilinmiyor ama 5-6 milyar km kadar olabilir. Bu durumda Voyager uyduları 4-5 yıl içinde tam olarak Güneşin etkisinden çıkıp, yıldızlar arası ortama girecekler.
Uydulara enerji sağlayan Plutonyum 238 yakıtı taşıyan nükleer reaktörün 2020 yılına kadar bu görevini sürdüreceği kesin gibi. Sonrası için elektrik gücü azalacağı gibi bulunulan uzaklıkla iletişim de mümkün olmayabilir.
Uydulara Dünya’dan mesajlar taşıyan birer altın plak konmuş. Eski LP formatındaki (o zamanlar CD yoktu) plaklarda Dünya’dan 118 resim, 90 dakikalık müzik, ve bir sesli mesaj bulunmakta. Sesli mesaj 55 dilde selamlama, BM Genel Sekreterinden bir mesaj, köpek havlaması, balina sesi, füze havalanması gibi Dünya’dan değişik sesler içeriyor.
2020’den sonra, belki daha önce, Voyagerlar susacak ve uzay boşluğunda ilelebet (?) sessiz bir yolculuğu sürdürüp gidecekler. Güneşimiz gibi bir yıldızın yakınından geçmesine 40 bin yıl kadar bir süre var. Orada bulunması muhtemel akıllı canlılar uydulardaki mesajımızı alıp da ayni hızla cevap gönderirlerse 80 bin yıl sonra alırız. Belki de Voyager başka bir uygarlık tarafından daha kısa bir süre de bulunabilir.NASA yetkilisinin dediği gibi “Beklenmeyeni bekleyin”
Kaynak:NASA-Science(25 Mayıs 2011)
Son düzenleyen nötrino; 8 Mayıs 2016 12:22