Arama

ESO - Avrupa Güney Gözlemevi (European Southern Observatory) - Sayfa 12

Güncelleme: 3 Nisan 2016 Gösterim: 47.421 Cevap: 206
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Ocak 2012       Mesaj #111
Avatarı yok
Yasaklı
ESO 50. Yıldönümü Logosu

Sponsorlu Bağlantılar
eso1202b

ESO 50. yıldönümü logo.2012 Avrupa Güney Gözlemevi (ESO), dünyanın en önemli hükümetlerarası gökbilim kuruluşudur 50. yıldönümüdür. Bu logo, özellikle yıldönümü için özel olarak tasarlanmıştır.(The ESO 50th anniversary logo.2012 marks the 50th anniversary of the European Southern Observatory (ESO), the foremost intergovernmental astronomy organisation in the world. This logo was especially designed for the anniversary year/ESO1202b.)



Kaynak:ESO Basın Açıklaması/ESO 50. Yıldönümü Logo/Kurumsal Bülten(05 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
18 Ocak 2012       Mesaj #112
Avatarı yok
Yasaklı
El Gordo — Bir “Şişman” Uzak Gökada Kümesi

Sponsorlu Bağlantılar
eso1203a

El Gordo: Birleştirilmiş büyük bir uzak galaksi kümesi.(El Gordo: a massive distant merging galaxy cluster.)

Uzak Evrende görünenlerin en büyüğü olan son derece sıcak, yüksek kütleli bir genç gökada kümesi, Şili’deki Atacama Çölü’nde ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT), NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve Atacama Evrenbilim Teleskobu’nu kullanan bir uluslararası ekip tarafından çalışılmıştır. Yeni sonuçlar Austin, Texas’da yapılacak 219. Amerikan Astronomi Derneği toplantısında duyurulacaktır.

Yeni keşfedilen gökada kümesine [1] İspanyolca "büyük" ya da "şişman kişi" anlamına gelen "El Gordo" ismi takılmıştır. Bu küme, birbirlerine saatte milyonlarca kilometreyle yaklaşan iki ayrık gökada alt kümesinden oluşmakta ve bizden o kadar üzaktadır ki ışığının bize ulaşması yedi milyar yıl sürmektedir.

"Bu küme,şimdiye kadar bu mesafede ve daha uzakta gözlenen kümeler içinde en kütleli, en sıcak ve en fazla X-ışını yayan kümedir ", diye konuşan Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Felipe Menanteau, "Gözlem zamanımızın önemli kısmını El Gordo'yu gözlemeye ayırdık ve sonuçta beklentimizi fazlasıyla karşılayan muazzam bir küme çarpışmasını keşfettik", diye sözlerine devam etti.

Gökada kümeleri, Evrende kütleçekiminin etkisiyle bir arada kalan en büyük nesnelerdir. Küçük gökada gruplarının birleşmesinden meydana gelen oluşum süreçleri, Evrende o dönemde bulunan karanlık madde ve karanlık enerji miktarına çok bağlıdır. Böylece, bu kümelerin çalışılması Evrenin bu esrarengiz bileşenlerine de ışık tutabilir.

"Bunun gibi devasa gökada kümeleri tam da bulmayı hedeflediğimiz nesnelerdir", diye konuşan yine Rutgers'dan ekip üyesi Jack Hughes, "Biz, Evrenbilimin şu anki en iyi modellerini kullanarak bu sıradışı nesnelerin nasıl oluştuklarını anlayıp anlamadığımızı görmek istiyoruz.", diyerek sözlerini sürdürdü.

Rutgers ve Şili'li gökbilimcilerin liderlik ettiği ekip, El Gordo'yu kozmik mikrodalga arkaplan ışınımındaki bir sapmayı fark ederek keşfetti. Bu zayıf ışınım, yaklaşık 13,7 milyar yıl önce Evrenin son derece sıcak ve yoğun bir dönemine karşılık gelen Büyük Patlamanın ilk ışıklarının kalıntısıdır. Büyük Patlamadan geriye kalan bu ışınım, gökada kümelerindeki sıcak gazlardaki elektronlarla etkileşime girerek Dünya'dan gözlenen arkaplan ışımasında sapmalar meydana getirir. [2] Bu etki, küme ne kadar yoğun ve büyükse o kadar şiddetlidir. El Gordo, Atacama Evrenbilim Teleskobu ile yapılan bir mikrodalga arkaplan incelemesinde ortaya çıkarılmıştır. [3]

ESO'nun Çok Büyük Teleskobu, ekip tarafından bu büyük küme çarpışmasındaki gökada hızlarının ölçümü ve kümenin Dünya'ya olan uzaklığını ölçmek için kullanılmıştır. Ayrıca NASA'nın Chandra X-ışını Gözlemevi de kümedeki sıcak gazı incelemek için kullanılmıştır.

Her ne kadar El Gordo kümesi boyutunda ve uzaklığında kümeler çok ender olsalar da çalışmanın yazarları, bu sonuçların gökbilimcilerin Büyük Patlamayla ortaya çıkan ve çoğunlukla karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşmuş Evren hakkındaki şu anki bilgileriyle tutarlı olduğunu söylemektedirler.

El Gordo, büyük ihtimalle Dünya'nın yaklaşık dört milyar ışık yılı daha yakınında bulunan ve ilgi çekici etkileşen bir gökada kümesi olan Mermi Kümesi gibi oluşmuştur. Bu iki kümede de ağırlıklı olarak sıcak ve X-ışınında parlak gazdan meydana gelen normal maddenin karanlık maddeden ayrıldığına ilişkin bulgular vardır. Sıcak gaz çarpışma yüzünden yavaşlarken karanlık madde yavaşlamamıştır.

"İlk kez Mermi Kümesi'ne benzeyen bir sistemi bu kadar büyük uzaklıklarda gözledik", diyen Santiago'daki Şili Pontificia Katolik Üniversitesi (PUC) öğrencisi Cristóbal Sifón, sözlerini, "Sanki şu eski söz gibi: Nereye gidiyor olduğunu anlamak istiyorsan, nerelerde bulunmuş olduğunu bilmek zorundasın." şeklinde tamamlıyor.

Notlar:

[1] Bu kümenin resmi adı ACT-CL J0102-4915'dir. Bu ismin ilk kısmı nesnenin Atacama Evrenbilim Teleskobu tarafından bulunan bir gökada kümesi olduğunu gösterirken, ismin ikinci kısmı bu nesnenin gökyüzündeki konumunu, yani Güney takımyıldızı Anka'da yer aldığını, göstermektedir.

[2] Bu etkiye, etkinin var olması gerektiğini 1960'ların sonlarında öngören Rus gökbilimcileri Rashid Sunyaev and Yakov Zel'dovich'den dolayı Sunyaev–Zel'dovich (SZ) etkisi denmektedir.

[3] Atacama Evrenbilim Teleskobu (ACT), ALMA'ya yakın bir bölgede, Kuzey Şili'deki Atacama Çölü'ndeki Cerro Toco'da bulunan altı-metrelik bir teleskoptur. Teleskop, Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işınımı'nı çalışmak üzere mikrodalgada yüksek çözünürlüklü incelemeler yapacak şekilde tasarlanmıştır.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(10 Ocak 2012)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
18 Ocak 2012       Mesaj #113
Avatarı yok
Yasaklı
El Gordo:Yeni Keşfedilen Büyük Gökada Kümesi

eso1203b

Bu resim gökada kümesinin (ACT-CL J0102-4915); ESO'nun Soar Teleskop görüntülerini, Very Large Telescope(VLT) ile çekilen görüntülerini bir araya getiriyor. (This picture of the galaxy cluster ACT-CL J0102−4915 combines images taken with ESO’s Very Large Telescope with images from the SOAR Telescope/ESO1203b.)


Kaynak:ESO /VLT Gözlemleri /Bilim Bülteni(10 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Ocak 2012       Mesaj #114
Avatarı yok
Yasaklı
Yıldızların Etrafındaki Gezegenler İstisnadan Çok Kural

eso1204a

Gezegenler heryerde.(Planets everywhere.)

Aralarında Avrupa Güney Gözlemevi’nden (ESO) 3 gökbilimcinin de bulunduğu uluslararası bir grup, Samanyolu gökadasında gezegenlerin ne kadar yaygın olduğunu ölçmek için kütleçekimsel mikromercekleme tekniği adı verilen bir yöntem kullandı. Milyonlarca yıldız taramasının yapıldığı 6 yıllık bir araştırmadan sonra grup, yıldızların etrafındaki gezegenlerin varlığının istisnadan çok bir kural olduğu sonucuna vardı.

Geçtiğimiz 16 yıl içinde, gökbilimciler 700’den fazla ötegezegen tesbit etti [1] ve bu gezegenlerin tayflarını (ESO1002) ve atmosferlerini (ESO1047) araştırmaya başladı. Her bir ötegezegenin kendi özelliklerini çalışmak inkar edilemeyecek kadar değerli iken, geride çok daha temel bir soru kalmaktaydı: Samanyolu içerisinde gezegenlerin varlığı ne kadar olağan?

Bilinen pek çok ötegezegen ya gezegenin yıldızına uyguladığı kütleçekimsel etkinin saptanmasıyla ya da gezegenin yıldızının önünden geçerken ve yıldız ışığını sönükleştirirken yakalanmasıyla bulunmuştur. Her iki yöntem de gezegenlerin büyük kütleli ya da yıldızlarına daha yakın olduğu sistemler için daha duyarlı sonuçlar vermektedir, bu özelliklerden en az birini sergilemeyen sistemler, bu yöntemle gözden kaçırılmaktadır.

Uluslararası bir gökbilim ekibi, ötegezegenleri tamamen farklı bir yöntem kullanarak araştırdı - kütleçekimsel mikromercekleme. Bu yöntemle geniş bir kütle aralığındaki ve yıldızlarından uzakta bulunan gezegenler saptanabilmektedir.

Nature makalesinin baş yazarı Arnaud Cassan’ın (Paris Astrofizik Enstitüsü)’nin açıklamasına şöyle: “Altı yıl boyunca mikro mercekleme gözlemleriyle ötegezegenler için kanıt aradık. Bu gözlem verileri, dikkat çekici bir şekilde gezegenlerin gökadamızda yıldızlardan çok daha yaygın olduğunu göstermiştir. Ayrıca, süper dünyalar veya soğuk Neptünler gibi hafif kütleli gezegenler, ağır olanlarından daha çok yaygın olmalıdırlar.”

Gökbilimciler, PLANET [2] ve OGLE [3] ekiplerince sağlanan gözlemleri kullandı. Bu sistemlerde ötegezegenler, yıldızlarının kütleçekim etkisiyle tespit ediliyor. Ekip bu gözlemleri gezegenlerin arka plandan gelen yıldız ışığını büyüterek, mercek gibi davranan muhtemel gezegenlerle birleştirdiler. Eğer mercek gibi davranan yıldızın etrafında bir gezegeni varsa, gezegen arka plandaki yıldızın parlatma etkisinde tesbit edilebilir bir katkı yapabilmektedir.

PLANET grubunun lideri Jean-Philippe Beaulieu (Paris Astrofizik Enstitüsü) şu şekilde bir ekleme yapıyor: “PLANET grubu, Avusturalya ve Güney Afrika’dan Şili’ye, güney yarımkürede yer alan dünya geneli teleskoplar ağı üzerinden umut verici mikro mercekleme olaylarının takibi için kurulmuştur. ESO teleskopları bu araştırmaya büyük katkıda bulunmuştur.”

Mikromercekleme başka hiçbir yolla bulunamayan ötegezegenlerin tesbit edilmesi için potansiyeli olan çok güçlü bir yöntemdir. Fakat arka fonun ve mercekleyen yıldızın çok nadir rastlanır tesadüfi yönelimi görülebilir bir mikro mercekleme olayı için gereklidir. Ve bir olay sırasında gezegenin yerinin saptanması için gezegen yörüngesinin ek rasgele yönelimi ayrıca gerekmektedir.

Bu nedenle mikro mercekleme yöntemi ile bir gezegen bulmak kolay bir çalışma olmamasına rağmen, analizlerde 6 yıllık mikro mercekleme verileri kullanılmıştır, aslında PLANET ve OGLE araştırmalarında 3 ötegezegen gerçek anlamda saptanmıştır. Bunlar, süper-dünya [4] ve Neptün ve Jüpiter ile kıyaslanabilir kütledeki gezegenlerdir. Mikro merceklemenin standardlarına göre bu etkileyici bir mesafedir. 3 gezegenin keşfinde, ya gökbilimciler inanilmaz şanslılardı ve büyük oranda bulunmamalarına rağmen büyük ikramiyeyi yakalamışlardı ya da gezegenler Samanyolu gökadasında o kadar fazla sayıdalar ki gezegenlerin bulunması kaçınılmazdı. [5]

Gökbilimciler sonrasında saptanan 3 ötegezegeni, önceki çalışmalardan elde edilen 7 ilave gezegen hakkındaki bilgiyle birleştirdi, bununla beraber bu bilgiye 6 yıllık verilerdeki yüksek miktarda saptanamayan gezegenleri de ekledi. Saptanamayan gezegen bilgisi sadece istatistiksel analiz için önemlidir, ki bunların sayısı çok fazladır. Sonuçlara göre çalışılan 6 yıldızdan biri Jüpiter'in kütlesine yakın kütledeki bir gezegene, yarısı Neptün kütlesindeki gezegenlere, ve 3’te ikisi süper-dünyalara ev sahipliği yapmaktadır.

Tarama, yıldızlarından 75 milyon ila 1.5 milyar kilometre arasındaki bir uzaklıkta (bu aralık güneş sisteminde Venüs’ten Satürn’e tüm gezegenleri içerecektir) ve kütle olarak dünyanın beş katı büyüklüğünden Jüpiter’in 10 katı büyüklüğüne kadar ki aralıkta bulunan gezegenler için hassastır.

Birleştirilen sonuçlara göre bir yıldız etrafındaki gezegenlerin ortalama sayısı birden fazladır. Bunlar istisnadan ziyade kuraldır.

Makalenin diğer baş yazarı Daniel Kubas sonucu şöyle özetliyor: ‘’Dünya’nin gökadamızda eşsiz olabileceğini düşünürdük. Fakat şimdi görünen o ki Samanyolu Gökadası’ndaki yıldızların etrafında dünyanın kütlesine benzer kütleye sahip tam olarak milyarlarca gezegenin bulunduğu görülmektedir.”

Notlar:

[1] Kepler görevi bu gezegenlere dahil edilmeyen muazzam sayıda "ötegezegen adayları" keşfetmiştir.

[2] Mercekleme Anomalilerini Tesbit Etme Ağı (Probing Lensing Anomalies NETwork). Bu çalışmada kullanılan PLANET keşif tarama verilerinin yarısından fazlası, ESO'nun La Silla Gözlemevi'ndeki 1.54 metrelik Danimarka teleskobundan gelmektedir.

[3] Optik Kütlecekimsel Mercekleme Deneyi (Optical Gravitational Lensing Experiment)

[4] Bir süper dünya, Dünya kütlesinin iki ila on katı arasında bir kütleye sahiptir. Şu ana kadar farklı gözlemsel stratejiler kullanılarak toplamda 12 mikro mercekleme gezegeni hakkında makale yayınlanmıştır.

[5] Gökbilimciler mikro mercekleme olayları için milyonlarca yıldız taramıştır. Hassas yönelim çok da olası olmadığından, 2002-2007 arasında sadece bu tarzda 3247 olay saptanmıştır. İstatistiksel sonuçlar, 440 ışık eğrisinden oluşan temsili bir alt küme üzerinden saptanan ve saptanamayan verilerden çıkarılmıştır.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(11 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Ocak 2012       Mesaj #115
Avatarı yok
Yasaklı
Samanyolu Gökadasında Gezegenlerin Varlığı


eso1204b

La Silla 1.54 metrelik Danimarka Teleskobu üzerinde Samanyolu.(The Milky Way over the 1.54-metre Danish Telescope at La Silla/ESO1204b.)



Kaynak:ESO/Optik Kütleçekimsel Mercekleme Deneyi/Bilim Bülteni(11 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Ocak 2012       Mesaj #116
Avatarı yok
Yasaklı
“Sarmal” Yeni Renklerle Karşımızda

eso1205a

Helix Bulutsusu VISTA Görünüm.(VISTA’s look at the Helix Nebula.)

ESO’nun Şili’de bulunan Paranal Gözlemevi’ndeki VISTA teleskobu Sarmal Bulutsusu’nun çarpıcı yeni bir görüntüsünü elde etti. Bu yeni görüntü kırmızı-ötesi ışıkta çekilmiş olup, zengin yıldız ve gökada arkaplanına ışık tutmanın yanı sıra görülebilir ışıkta alınan görüntülerde görülemeyen soğuk gaz bulutu şeritlerini de gözler önüne sermektedir.

Sarmal Bulutsusu, en göze çarpan ve yakın gezegenimsi bulutsu [1] örneklerinden biridir. Kova takımyıldızında bulunan bulutsu Yer'den 700 ışık yılı ötededir. Bu garip cisim, Güneş benzeri bir yıldızın hayatının son aşamalarında oluşmaktadır. Beyaz cüce olmaya doğru evrimleşiyor ve görüntünün merkezinde küçük beyaz bir nokta olarak görülüyor.

Merkezdeki yıldızdan gelen mor-ötesi şiddetli parıltıyla ışıldayan bulutsu, güzel ve karmaşık çiçek benzeri desenleriyle molekül halindeki gaz, iyonlaşmış madde ve tozdan oluşan karmaşık bir cisimdir

Sarmal'ın ana halkası, 2 ışık yılı, yani kabaca Güneş ve en yakın yıldız arasındaki mesafenin yarısı genişliğindedir. Yine de bulutsunun sahip olduğu madde yıldızdan en az 4 ışık yılı uzağa kadar yayılmaktadır. Bu durum, görüntü boyunca görülebilen kırmızı moleküler gaz sebebi ile ayrıca belirgindir.

Görülebilir ışıkta fark etmesi oldukça güç olmasına rağmen, incecik yayılmış gaz, VISTA'nın kırmızı-ötesi ışığa oldukça hassas özel dedektörleri ile kolayca görüntülenmiştir. Ayrıca 4,1 metrelik teleskop etkileyici yıldız ve gökada arkaplanını da kaydetmiştir.

ESO'nun VISTA teleskobunun güçlü görüş kabiliyeti, bulutsunun halka yapısınıda ortaya çıkarmıştır. Kırmızı ötesi ışık soğuk, moleküler gazın nasıl düzenlendiğini ayırt edebilmektedir. Madde merkezden dışa doğru uzun ince yapılar halinde kümelenerek tüm görüntünün bir havai fişek gibi görünmesini sağlar.

Küçük görünmelerine rağmen, kuyruklu yıldız benzeri düğümler olarak bilinen bu moleküler hidrojen telleri Güneş Sistemimiz boyutlarındadır. İçlerinde bulunan moleküller, bu noktalarda kümelenerek, toz ve moleküler gaz tarafından korunurlar ve ölmekte olan yıldızdan gelen yüksek enerjili ışımadan etkilenmezler. Kuyrukluyıldız benzeri düğümlerin nasıl oluştuğu ise henüz bilinmemektedir.

Notlar:

[1] Gezegenimsi bulutsuların, gezegenler ile bir bağlantısı bulunmamaktadır. Bu kafa karıştıran isim bu tip bulutsuların çoğunun görülebilir ışıkta yapılan gözlemlerinde küçük parlak disklere sahip olmaları ve bu nedenle Güneş Sistemi'nin dış gezegenleri, Uranüs ve Neptün'e benzemelerinden kaynaklanmaktadır. NGC 7293 katalog numarasına da sahip olan Sarmal Bulutsusu, küçük bir teleskop ile gözlemlendiğinde oldukça büyük fakat ayrıca oldukça sönük göründüğü için olağandışı bir cisimdir.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Görüntülü Bülten(19 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Ocak 2012       Mesaj #117
Avatarı yok
Yasaklı
Helix Bulutsusu


eso1205b

Helix Bulutsusu, Kova Takımyıldızı.(The Helix Nebula in the constellation of Aquarius/ESO1205b.)


eso0907b

Sayısal Gökyüzü Araştırması Görüntü Helix Bulutsusu.(Digitized Sky Survey Image of the Helix Nebula/ESO1205c.)


eso1205d

Helix Bulutsusu Görünür / Kızılötesi Işık Karşılaştırma Görünümü.(Infrared/visible light comparison view of the Helix Nebula/ESO1205d.)



Kaynak:ESO/VISTA Teleskobu Gözlemi/Görüntülü Bülten(19 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Ocak 2012       Mesaj #118
Avatarı yok
Yasaklı
Dramatik Yıldız Oluşumunun Karadelikler Tarafından Sona Erdirilmesi/En Büyük Kütleli Gökadaların Vahşi Erken Yaşamları

eso1206a

Uzak yıldız oluşum galaksiler erken Evren.(Distant star-forming galaxies in the early Universe.)

APEX teleskobunu kullanarak, astronomlardan oluşan bir ekip şimdiye kadarki erken Evren’deki en güçlü yıldız oluşum patlamaları ile bugüne kadar ki bulunan en kütleli galaksiler arasındaki bağı buldu. Galaksiler, erken Evren’deki dramatik yıldız patlamalarıyla çiçek açan, onları günümüzdeki yaşlanan galaksiler olarak kütleli fakat pasif bırakan, yıldızların doğumunun ani bir şekilde kesildiğini gördüler. Astronomlar yıldız patlamalarının ani sonunun muhtemel suçlusuna da sahipler : süper kütleli karadeliklerin ortaya çıkması.

Astronomlar parlak uzak galaksilerin kümelere ya da gruplar halinde beraberce gözlemlenmelerinin nedenini öğrenmek için ESO’nun işlettiği 12-metrelik Atacama Yol bulucu Deneyi (APEX) teleskobu [1] üzerinde yer alan LABOCA kamerasından gözlemleri, ESO’ya ait Çok Büyük Teleskop, NASA’ya ait Spitzer Uzay Teleskobu ve diğerlerinden elde edilenler ile birleştirdiler

Galaksiler birbirine daha yakın kümelendikçe, karanlık madde – galaksinin kütlesinin büyük bir kısmını oluşturan görünmeyen madde – halesi daha da kütleleşir. Yeni sonuçlar bu tip galaksiler için şu ana kadar yapılmış olan en doğru kümeleme ölçümleridir.

Galaksiler o kadar uzaktırlar ki ışıklarının bize ulaşması yaklaşık olarak on milyar yıl almaktadır, bu yüzden biz onların on milyar yıl önceki hallerini görüyoruz. [2] Bu erken Evren’in anlık karelerinde, galaksiler yıldız patlaması olarak adlandırılan bilinen en yoğun tipte yıldız oluşumu aktivitesini geçirmektedirler.

Galaksiler etrafındaki karanlık madde halelerinin kütleleri ölçülürek, ve bu halelerin zaman içerisinde nasıl büyüdüklerini incelemek için bilgisayar simulasyonlarını kullanarak, astronomlar erken kozmostan olan bu uzak yıldız patlaması galaksilerinin neticede dev eliptik galaksiler – bugünkü Evren’deki en kütleli galaksiler – olduklarını buldular.

“Bu erken Evren’deki en enerjik yıldız patlaması galaksiler ile günümüzdeki en kütleli galaksiler arasında bu açık bağı gösterebilmemizin ilk seferidir.," diye açıklıyor Ryan Hickox (Dartmouth Koleji, USA ve Durham Üniversitesi, UK), takımın baş bilim adamı.

Daha da ötesi, yeni gözlemler işaret etmektedir ki uzak galaksilerdeki parlak yıldız patlamaları kabaca 100 milyon ışık yılı – kozmolojik terimlerde uzaklıkta yer almaktadırlar, ama bu kısa zamanda galaksideki yıldızların sayısını ikiye katlayabiliyorlar. Bu hızlı büyümenin ani sonu astronomların henüz tam olarak anlayamadğı galaksiler hikayesinde bir başka bölümdür.

“Kütleli eliptik galaksilerin yıldız üretmeyi uzun bir zaman önce aniden bıraktığını ve şimdi pasif durumda olduklarını biliyoruz. Ve bilim insanları bir galaksinin tamamıyla yıldız patlamasını kapatacak kadar kuvvetli neyin olabileceğini merak ediyorlar,” diyor Julie Wardlow (Irvine, USA’daki Kalifornia Üniversitesi, ve Durham Üviversitesi, UK), bir takım üyesi.

Takımın sonuçları kabul edilebilir bir açıklama sağlıyor: kozmos tarihinin bir bölümünde, yıldız patlaması galaksileri kuasarlara çok benzer bir şekilde kümelenmişlerdir ki bu onların aynı karanlık madde halesi içinde bulundukları gösteriyor. Kuasarlar Evren’deki en enerjik nesneler – merkezlerindeki süper kütleli karadelikler tarafınan güçlendirilmiş yoğun radyasyon yayan galaktik fenerler – arasındadırlar.

Yoğun yıldız patlamasının aynı zamanda karadelik içine çok büyük miktarlarda maddeyi bırakarak kuasarı güçlendirdiğini öneren bir oluşum delili vardır. Kuasarlar devamında galaksinin geriye kalan gazını – yeni yıldızlar için ham madde - dışarıya doğru püskürttüğüne inanılan güçlü yıldız patlaması enerjisini yayar ve bu etkili bir şekilde yıldız oluşumu sürecini kapatır.

“Kısacası, galaksilerin yoğun yıldız oluşumunun ihtişamlı günlerinin aynı zamanda merkezlerinde yer almakta olan ve hızlı bir şekilde dışarıya üfleyen ve yıldız oluşturma bulutlarını yok eden devasa karadelikleri besleyerek kıyametine neden olmaktadır,” diye açıklıyor David Alexander (Durham Üniversitesi, UK), onların bir üyesi.

Notlar:

[1] 12 metre çaplı APEX teleskobu Şili And’ları yamaçlarındaki Chajnantor platosunda yer almaktadır. APEX ALMA, Atacama Büyük Milimetre/milimetrealtı Dizisi, için ESO ve onun uluslararası ortaklarıyla, Chajnantor platosunda yer alan yenilikçi bir teleskobu inşa etmekte ve yönetmektedir. APEX kendisi ALMA projesi için yapılmış tek bir prototip anten temellidir. İki teleskop birbirini tamamlayıcıdır: örneğin, APEX geniş gökyüzü alanları boyunca pek çok hedefi bulabilirken ALMA detaylıca inceleyebilir. APEX Max Planc Radyo Astronomi Enstitüsü (MPIfR), Onsala Uzay Gözlemevi (OSO) ve ESO birlikteliğidir..

[2] Bu uzak galaksiler milimetrealtı galaksileri olarak bilinmektedir. İçinde yoğun yıldız oluşumunun meydana geldiği uzak Evren’deki çok parlak galaksilerdir. Bu aşırı uzaklıktan dolayı yıldız ışığı tarafından ısıtılan toz parçacıklarından gelen kızılötesi ışığı daha uzun dalga boylarında kırmızıya kayar ve tozlu galaksiler bu sebepten ışığın milimetre altı dalga boylarında daha iyi gözlemlenirler.


Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Bilim Bülteni(25 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Ocak 2012       Mesaj #119
Avatarı yok
Yasaklı
En Büyük Kütleli Gökadalar

eso1206b

Fornax Takımyıldızında Genişletilmiş Chandra Derin Alan Güney Konumu.(The position of the Extended Chandra Deep Field South in the constellation of Fornax/ESO1206b.)


Kaynak:ESO/APEX Teleskobu/Bilim Bülteni(25 Ocak 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Şubat 2012       Mesaj #120
Avatarı yok
Yasaklı
Yıldız Oluşum Alanı

eso1207a

Yıldız oluşum bölgesi NGC 3324.(The star formation region NGC 3324.)

Bu yeni görüntü NGC 3324 adlı bir yıldız doğumevini göstermektedir. ESO’nun Şili’deki La Silla Gözlemevi’nde bulunan MPG/ESO 2.2-metre teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile çekilmiştir. NGC 3324’teki bir çok sıcak genç yıldızdan gelen yoğun mor-ötesi ışınım gaz bulutunun zengin renklerle ışıldamasına ve yıldızları çevreleyen gaz ve tozda bir oyuk oluşturmuştur.

NGC 3324 güney takımyıldızı Carina (Omurga, Jason’un gemisi Argo’nun bir parçası) doğrultusunda, yeryüzünden yaklaşık 7500 ışık-yılı uzaklıkta bulunmaktadır. Karina Bulutsusu’nun karmaşık ortamının kuzey sınırında, diğer birçok yıldız oluşum kovuklarınca oyulmuş bir bölgede yer almaktadır. (ESO0905) NGC 3324’teki zengin gaz ve toz birikimi bölgesi, burada milyonlarca yıl önce bir yıldız oluşum patlamasına yakıt sağlamış ve bu da yukarıdaki yeni resimde görüldüğü gibi pek çok iri yarı ve sıcak yıldızın oluşmasına neden olmuştur.

Bu genç yıldızlardan gelen yıldız rüzgarları ve yoğun ışıma çevredeki gaz ve tozda bir oyuk oluşturmuştur. Buna en açık kanıt görüntünün sağ tarafında merkezde görülen madde duvarıdır. Sıcak genç yıldızlardan gelen mor ötesi ışınım elektronları hidrojen atomlarından koparmaktadır, sonra yeniden yakalanan elektronlar, enerji basamaklarında düzenlendikçe karakteristik bir koyu kırmızı renkli ışıma yapmakta ve yayılan gazın boyutlarını göstermektedir. Diğer renkler diğer elementlerden kaynaklanmaktadır, iki kez iyonlaşmış oksijen karakteristik ışıması merkezi bölgelerin yeşilimsi-sarı görünmesini sağlamaktadır.

Gökyüzündeki bulutlar gibi, bulutsu gözlemcileri bu kozmik bulutlar içinde benzer şeyler bulacaklardır. NGC 3324 için kullanılan takma isimlerden birisi Gabriela Mistral bulutsusudur, Şilili Nobel ödüllü şair onuruna. [1] Sağ taraftaki gaz ve toz duvarının sınırı merkezde bir burna benzeyen “şişlikle” görünüş olarak bir insan yüzünü andırmaktadır.

ESO’nun Şili’deki La Silla Gözlemevi’nde bulunan MPG/ESO 2.2 metre teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi’nin gücü NGC 3324’teki birçok karanlık bölgeyi de gözler önüne sermektedir. Bu bölgelerdeki toz tanecikleri fonda ışıldayan gazın ışığını engelleyerek, zengin manzaranın bir takım şeyleri andıran yapısına gölgeli, işleme özellikli başka bir katman eklemektedir.

Hubble Uzay Teleskobu’nun keskin görüşü de geçmişte NGC 3324 üzerinde denenmiştir. Hubble, Geniş Alan Görüntüleyici’nin panoramik görüntüsünden daha detaylı resimler çekebilir fakat sadece çok daha küçük bir bölgeninkini. Bu iki aygıt ard arda kullanıldıklarında optik olarak hem “yakınlaşma” hem de “uzaklaşma” görünüşü sağlayabilir.

Notlar:

[1] Görüntülerle ilgili daha fazla açıklama ve karşılaştırma amatör gökbilimci Daniel Verschatse’nin sitesinde bulunabilir=>NGC 3324



Kaynak:ESO Basın Açıklaması/Görüntülü Bülten(01 Şubat 2012)

Benzer Konular

4 Aralık 2014 / Misafir Uzay Bilimleri
16 Eylül 2008 / virtuecat Coğrafya
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler