Arama

Hubble Gözlemleri

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 15 Haziran 2015 Gösterim: 1.401 Cevap: 3
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Aralık 2010       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
Hubble Antik Gökadada Yeni Bir Yaşam Yakaladı

Sponsorlu Bağlantılar
Eliptik gökadalar parlak yıldızların milyarlarca yıl yaşayıp yaşlandığı bir yer olarak düşünülüyordu. Fakat Hubble Uzay Teleskobu’nun yaptığı yeni gözlemlerle eliptik gökadaların sahip olduğu zinde, genç yıldızlar ortaya çıkarıldı. Bu genç yıldızların küçük gökadaların çarpmasına borçlu olduğu görüldü.

Yeni çalışma bize beş yıldan beri yer ve uzay konuşlu teleskoplar tarafından saptanan çoğu eliptik gökadanın sahip olduğu genç yıldızların yaşlı gökadalara yeni hayat verdiğini göstermeye yardım edecektir. Yer konuşlu teleskoplarla gökadada mavi yıldızlar saptanmış, Gökada Evrimi Kaşifi (Galaxy Evolution Explorer -GALEX) gibi uyduların da uzak ve yakın morötedeki gözlemleri ile bu parlak, mavi yıldızların bir milyar yıldan daha genç oldukları ortaya çıkarılmıştır. Araştırmacılar Hubble ile yaptıkları gözlemler için NGC 4150’yi seçmiştir. Çünkü yerden yapılan, Görsel Bulutsular Üzerinde Tayfsal Bölge Birim Araştırması(Spectrographic Areal Unit for Research on Optical Nebulae - SAURON) adlı çalışma sonucunda gökada özeğindeki yıldızların, gökadanın iç hareketinden farklı hareket ettiğinin görülmesi ile gökada özeğinin pek de sakin bir yer olmadığı anlaşılmıştı.

NGC 4150’nin özeği, Hubble’ın yakın morötedeki keskin gözü Geniş Alan Kamerası 3 (Wide Field Camera 3 -WFC3) ile görüntülenerek bir milyar yıldan daha genç mavi yıldızları ve gaz ve toz akımlarını ortaya çıkardı. Kanıtlar yıldız doğumlarının, gökada ile bir cüce gökadanın birleşmesi sonucu meydana geldiğini göstermektedir.Yapılan gözlemlerde 1300 ışıkyılı genişliğinde bir alanda yıldız oluşumunun varlığı gözlendi. Gözlemlerden elde edilen görüntülerde dikkat çeken kısım uzun yayılmış tozun yaşlı yıldızların bulunduğu sarımsı özekle fark edilir biçimde görünmesi oldu. Gözlemlerden elde edilen bir diğer sonuç ise yıldız oluşumunun yaklaşık bir milyar yıl önce başlamış olmasıdır. Bu da gökbilimciler için oldukça yeni olmuş anlamına gelir. Gözlemlerde genç yıldızların 50 milyon ile 300 - 400 milyon yıl arası bir yaşa sahip olduğu görülmüştür. Gökadanın diğer yıldızları ile bu durumu kıyaslamamız gerekirse gökadada bulunan diğer yıldızlar yaklaşık 10 milyar yıl yaşındadır.

Çarpışan gökada ile ilgili yine gözlemlerden elde edilen bilgiler ise; çarpan ya da yutulan gökadanın metalce fakir, küçük, gazca zengin ve yaklaşık NGC 4150’nin 12’de biri kütlesine sahip olduğudur.Eliptik gökadalar yıldızlarını milyarlarca yıl önce oluşturmayı bitirmiş, yeni yıldızları oluşturacak kadar gaza sahip olmayan gökadalar olarak bilinirdi. Fakat gökada içinde saptanan yeni yıldızlar kafaları karıştırmaktaydı.Hubble’ın bu yeni gözlemi küçük gökadaların yutulmasıyla yeni yıldızların oluşabildiğini gösteren bir kanıt oldu.


Kaynak:HubbleSite

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 15 Haziran 2015 18:25
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Şubat 2011       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Hubble Evrende Görülen En Uzak Gökada Adayını Keşfetti

Sponsorlu Bağlantılar
Gökbilimciler, NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu’nu sınırlarına kadar zorlayarak evrende görülen en uzak gökcismi olduğuna inanılan bir gökada keşfettiler. Gökcisminin uzaklığı 13.2 milyar ışıkyılı, önceki rekordan 150 milyon ışıkyılı daha uzak.

Evrenin bilinen yaşı ise 13.7 milyar yıl. UDFj-39546284 olarak adlandırılan bu sönük gökcismi, büyük patlamadan 480 milyon yıl sonra varolan, mavi yıldızlardan oluşan ve yaklaşık olarak Samanyolu'nun yüzde biri boyutunda bir minik gökadadır. Gökbilimciler, 200 milyon yıllık bir sürede evrendeki yıldız oluşumunun büyük bir hızla arttığına işaret eden bu delilin keşfedilmesinden dolayı şaşkınlar. Bu bulguyla birlikte gökbilimciler, evrenin tarihinde büyük değişikliklerin olduğu bir döneme göz atma fırsatı yakaladıklarına inanıyorlar.

Bundan daha uzak ilkel gökadaların keşfi için Hubble'ın ardılı olan James Webb Uzay Teleskobu'nun kızılötesi gözlerine ihtiyaç duyulacağı düşünülüyor. UDFj-39546284'den gelen ışık bile Hubble'ın tesbit gücünün sınırlarında ve Hubble fotoğraflarında sadece sönük bir nokta olarak görülebilecek oranda kırmızıya kayma gösteriyor. James Webb Uzay Teleskobu daha da uzun kızılötesi dalgaboylarını tarayabilecek ve Hubble'dan daha hassas olacak. Gökbilimciler,bu bulgularla evrenin başlangıcında, Büyük Patlama’nın soğuyan ateş topundan, bu gün bildiğimiz anlamdaki evrenin oluşmasını sağlayan değişiklikler hakkında fikir edinmeyi umuyorlar.

Kaynak:HubbleSite

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 15 Haziran 2015 18:38
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Haziran 2011       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
NGC4319 Gökadası ile Markarian 205 Kuasar Dizgesinin Hubble Uzay Teleskobu’yla (HUT) İncelenmesi

''Birbirinden olabildiğince farklı kırmızıya kayma gösteren iki gökcisminin fiziksel olarak birbirine bağlılığı gösterildiğinde gökada ötesi gökbilimde devrim yapılmış olacak.Bilimsel yöntemi Baconist olan bilim insanları (bilimsel çalışmaların deneyle başlayacağını savunan ve çağdaş bilimin öncülerinden Sir Francis BACON anısına biliminsanlarına verilen isim), bu olasılık her ne denli küçük de olsa, bu konu üzerinde dikkatli bir araştırma yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Kariyeristlerse (gerçeği araştırmak yerine meslekte ilerleme isteğiyle güdülen kişilere verilen isim), böylesi bir durumu,üzerinde çalışmaya değmez, şans eseri oluşmuş bir izdüşüm olarak savunurlar.

Birbiriyle fiziksel ilişki içinde olan, ancak çok farklı kırmızıya kayma gösteren bu gökcisimlerini incelemek “teleskop zamanının harcanması” olarak değerlendirilir. NGC4319+Markarian 205 dizgesini Hubble Uzay Teleskobu’yla (HUT) ayrıntılı olarak inceleme isteğimiz geri çevrildi. Belki de Halton C. ARP ve Jack SULENTIC’in bu konuda yanlı davrandığı düşünüldü.

Daha sonra bir amatör gökbilimciye (bir lise öğretmenine) HUT zamanı verildi ve bu amatör kişi bize HUT ile aldığı görüntüleri gösterdi. Bu görüntüler farklı kırmızıya kayma gösteren NGC4319 ile Markarian 205’in birbiriyle fiziksel olarak bağlı olduğunu doğruladı. Ben kendisini uyardım ve bulgusunun yanlış olarak değerlendirileceğini,HUT sorumlularının bu bulguyu yayınlamakta isteksiz davranacaklarını söyledim. Gerçekten de COSTAR* öncesi görüntüler yayınlanmadı. COSTAR sonrası görüntülerse ışınım yapan “köprü”ye ilişkin görüntüleri yayınladı.

“NGC4319+Markarian 205 dizgesinin doğası nedir? Bu iki dizge arasındaki filamentin farklı kırmızıya kayma gösteren iki gökcismi arasındaki fiziksel bağ OLMADIĞINI, düşünelim. Mantıksal olarak bu filament ya “önalandaki”NGC4319 ile veya ardalandaki Markarain 205 ile ilişkilidir. NGC4319 gökadası yalıtılmış, yalnız bir gökada değildir;yakın komşuluğunda (~6 yay dakikası uzaklıkta), kırmızıya kayması NGC4319 ile aynı değerlerde olan eliptik bir gökada (NGC4291) vardır.

Bu iki gökadanın gökyüzü düzlemi üzerindeki izdüşümleri arasındaki uzaklık 10 - 20 kiloparsek denlidir. Buiki gökadanın kırmızıya kaymaları onların birbirine çok yakın bir çift gökada olduğuna işaret eder. NGC4319 gökadasının dış görünüşü Hubble veya de Vaucoulers sınıflamasındaki gökadalara benzemez Bu alışılmadık dış görüntü NGC4291 ile NGC4319 arasındaki çekimsel etkileşme sonucu oluşmuş olabilir. NGC4319 gökadası diğer yönlere doğru benzer ışıklı filamenter köprüler sergilemiyor. Işıklı köprünün dar oluşu çekimsel etkileşme sonucunda oluşmuş uzunca bir yapıya, dolayısıyla Markarian 205 ile ilişkili olduğuna işaret eder. Markaraian 205 ışıklı köprüsüne yakın sönük bir cisim var (sıkışık bir gökada?) ve kırmızıya kayması Markarian 205 ile aynı değerlere sahip. Markarian 205 yalnız olmayabilir ve biliyoruz ki çekimsel etkileşimler köprüler ve kuyruk benzeri yapılar oluşturabilir.

Bu ışıklı köprü NGC4319 ile değil daha çok Markarian 205 ve onunla aynı kırmızıya kayma gösteren komşusuyla, sıkışık gökadayla ilişkili olabilir. Eğer istenen teleskop zamanı verilirse bu yorum sınanabilir. Ancak yanıtını bildiğimiz bir sorunun bilinen yanıtını doğrulamak için teleskop zamanı almak, teleskop zamanının harcanması anlamına gelmez mi? HUT sonuçlarının yayınlanmasından sorumlu ve yanlı davranmayacak olan kişiye teleskop zamanı vererek gökbilimin yanlı yorumlardan korunması sağlanabilir.”


*Düzeltme Optiği Uzay Teleskobu Eksen Değiştirmesi (Corrective Optics Space Telescope Axial Replacement => COSTAR)

Kaynak: Jack Sulentic, Question’s of Modern Cosmology - Galileo’s Legacy, eds. Mauro D’Onofrio ve Carlo Burigana, Springer - Verlag Berlin Heidelberg 2009
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Haziran 2015       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Hubble Uzay Teleskobu ‘Kayıp ve Yalnız’ Galaksiyi Görüntüledi

Uzay Dairesi (NASA)’nın Hubble Uzay Teleskobu, eşine nadir rastlanan bir galaksi (yıldız kümesi) yakaladı. Hiçbir süper küme ve grupta yer almayan bu gizemli yapı, çok geniş bir boşlukta tek başına hareket ediyor. ‘NGC 6503’ adı verilen galaksi, Dünya’dan 18 milyon ışık yılı (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) uzaklıkta bulunuyor. İçinde yaşadığımız Samanyolu’nun üçte biri büyüklüğünde olan ‘NGC 6503’, yaklaşık 30 bin ışık yılı genişliğe sahip ve milyonlarca yıldız barındırıyor.

Uzmanlar bu galaksinin, içinde bulunduğu devasa boşlukta, adeta çölün ortasına atılan bir bilye büyüklüğünde olduğunu belirtiyor. ‘NGC 6503’, gözlemlenebildiği kadarıyla içinde başka hiçbir gökcismi bulunmayan gizemli boşluk ‘Local Void’ (Yerel Hükümsüzlük) bölgesinde süzülüyor. Esrarlı ‘Local Void’ boşluğu, yaklaşık 150 milyon ışık yılı genişliğinde inanılmaz bir büyüklüğe sahip.Yazar Stephen James O’Meara, 2007’de çıkan ‘Hidden Treasures’ (Saklı Hazineler) kitabında, tuhaf konumu sebebiyle ‘NGC 6503’ü ‘uzaydaki kayıp galaksi’ olarak nitelemişti. Hubble Uzay Teleskobu, güçlendirilmiş lensleriyle bu yıldız kümesini daha önce görülmemiş detaylarıyla yeniden gözler önüne serdi.Güneş’in de yer aldığı yaklaşık 400 milyar yıldıza ev sahipliği yapan Samanyolu, ‘ölçülemez büyüklükte cennet’ anlamına gelen ‘Laniakea’ süper kümesinin bir kolunda yer alıyor. NASA’daki uzmanlar, hiçbir yere bağlı olmadan uçsuz bucaksız boşlukta ilerleyen ‘NGC 6503’ün gizemini çözmeye çalışıyor.


Kaynak: BBC (11 Haziran 2015)

Benzer Konular

15 Ekim 2015 / sedat sencan Bilim ww
4 Ocak 2013 / nötrino Uzay Bilimleri
22 Ekim 2012 / nötrino Uzay Bilimleri