Arama

Üslup Nedir?

Güncelleme: 10 Temmuz 2015 Gösterim: 12.733 Cevap: 1
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
14 Ocak 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
üslup -bu

Sponsorlu Bağlantılar
isim (üslu:bu, l ince okunur) Arapça usl°b

1 .
Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz:
"Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir."- A. Ş. Hisar.

2 . Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil:
"Bu üslup ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor."- R. H. Karay.

3 . edebiyat Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil:
"Üslububeyan aynıyla insandır."- Y. K. Beyatlı.

Birleşik Sözler

süslü üslup yalın üslup telgraf üslubu

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ÜSLUP a. (ar üslob).
1. Her kişinin, kendi düşüncesini, heyecanlarını, duygularını dile getirme tarzı; yazım tarzı, ifade biçimi: Üslubuna özen göstermek Sade bir üslubu olmak (Eşanl. BİÇEM.) [Bk. ansikl. bol Ed ]
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bazı özel durumlarda kullanılan görevsel dil biçimi: Saray üslubu. Noter üslubu.
3. Bir şeyin, bir kimsenin estetik, özgün yanları olan niteliği: Belli bir üslubu olan ev.
4. Yol, yöntem, tarz: Her şeyin bir üslubu vardır. Benimle bu üslupta konuşamazsın. Söylediklerinde belki haklısın ama söyleyiş üslubunu beğenmedim. Bir işi üslubuna uygun biçimde yapmalı.

—Dilbil. Üslup incelemesi, üslup yöntemlerinin bilimsel incelemesi- (Bk. ansikl. böl.)

—Güz. sant. ve Süslem. sant. Belli bir döneme (ömrFleaa resim sanatının Pompei’ de birbirini izlemen üslupları, mobilyada Louis XIII, Rögence, Empire, Regency vb. üslupları), okula (örn. XVII. yy. başı İtalyan resminde bologna üslubu), sanatçıya (örn. ingres üslubu) vb. özgü olan ve belli bir teknik ve estetik sistemin uygulanmasıyla ortaya çıkan özelliklerin tümü. || Bu özelliklerin taklidi (örn. akademici bir ressamın ingresçi üslubu).

—Müz. Türk müziğinde bir sanatçının kendine özgü okuyuşu ya da saz çalışı.

—ANSİKL. Dilbil. Dilbilim, üslup ve dil arasında bir ayrım yapar: dil. kullananın düşüncesini aktarmak için elinde bulundurduğu gereçtir, üslupsa, kimi etkiler yaratmak için kullanıcının bu gereç içinde yaptığı seçimden kaynaklanır. Bu anlamda üslup incelemesi, Saussure’ün tezlerinden kaynaklanan bir sapma kuramına bağlıdır. Bu sapmanın tanımlanması oldukça kuramsal bir nitelik taşır ve yapay kuruluşlara, yazarın üslubuna, trajik üsluba yönelebilir. Gerçekteyse sapma, kodlama ve kod çözme dizgelerinden, hem yazarı, hem okuru, hem dili, hem de belli bir yapıtın bağlanabileceği yazınsal metinler bütününü işe katan bir yorumlama kuramından ayrılamaz. Üslup incelemesi, sapma ve etkinin belirtilmesinden, yazıda belli yapı ve anlamlar üstünde kesinleyici olan yağılaştırma arayışlarına geçer. Anlam be lirgin bir yapıda açıkça görülemeyen bir olgudur. Üslubun öngörülemeyen bu niteliği, okuyucu ve ilk uzlaşım ve belirlemelerde gözden kaçan karanlık yönlerin saptanması diye tanımlanan okuma tarafından ortaya çıkarılabilir. Çağdaş eleştiri kuramları, dilin derin yapılarına yönelerek üslup incelemesini, bir yapıtın, bir dilin ve bir edebiyat bütününün dönüştürüm aygıtını kullanma biçimini incelemeyle özdeşleştirdiler. Üslup incelemesi "edebilik” çözümlenmesine dönüşürken, aynı zamanda dilin ses, biçim, sözcük ve kuruluşları gibi tüm öğelerinin nitel bir çözümlemeyle ele alınabileceğini de gösterdi. Dilbilimin, göstergebilimin ve edebiyat kuramının sınırında yer alan üslup incelemesi, genel kuralın her zaman geçici ve görece nitelikteki tanımını gerektiren etki ve sapma kavramlarındaki belirsizliklere bağımlıdır.

—Ed Üslup, bir yazarın kendi düşüncelerini açıklamak için, bir dilin kaynaklarından yararlanırken kullandığı yöntemlerin bütünüdür. Dolayısıyla üslup, yazarın dili ile kullandığı dilin kuralları arasındaki sapmaların toplamıyla ve bu sapmaların, yapıtın konusu ve amacına göre, yerinde ve özgün oluşuyla tanımlanır. Böylece üslup, hem bir teknik, hem de kullanılan yöntemlerin belirlediği estetik bütünün tanımıdır. Bir döneme, bir okula özgü üslupların yanı sıra, her edebi türe özgü üsluplar (lirik üslup, epik üslup), bir de eski retoriğin biçimsel kurallarına göre sınıflanmış üsluplar (yalın üslup ve seçkin üslup ile bu ikisinin arasında ılımlı üslup) vardır Üslup incelemeleri sayesinde bu çeşitli sınıflamalar terk edilmiş, üslup, geleneksel dil malzemesinin estetik kullanımından çekip ayrılabilen, bir yapıta, bir bütünceye özgü ayırtedici özelliklerle tanımlanmaya çalışılmıştır.
Divan edebiyatında ortak temalara, ortak mazmunlara, ortak vezin ve nazım biçimlerine, yüzyıllar boyunca pek az değişen dile karşın büyük sanatçıların (Fuzuli, Baki, Nedim vb.) üslup ayrılıkları hemen fark edilecek niteliktedir. Karmaşık hayalleri, iç içe benzetmeleri yüklü söz oyunlarıyla sergileyen sebki hindi üslubu (Nefi, şeyh Galip vu.) ise XVII.-XVIII. yy. öncesinden büyük ölçüde ayrılır. Edebiyatın sadeleşme doğrultusunda değiştiği Tanzimat' tan sonraki dönemde üç ayrı üslup yolu belirlenmişti: üslubi sade (Muallim Naci), üslub-i müzeyyen (Hecaızaöe Ekrem), üslubi âli (Abdülhak Hamit). XIX. yy. sonundan itibaren edebiyat akımlarına (Servet i fünun, Milli edebiyat vb.) bağlı olarak genel üslup değişmeleri oluştu. Farklı kuşakların temsilcileri (Refik Halit Karay-Yaşar Kemal), aynı kuşaktan farklı kişilikler (Sait Faik Abasıyanık-Orhan Kemal), farklı dünya görüşleri (Memduh Şevket Esendal-Peyami Safa) birbirinden ayrılan üsluplar geliştirdiler.

Kaynak: Büyük Larousse



Benzer Konular

27 Ağustos 2011 / _Yağmur_ Edebiyat
26 Kasım 2012 / ThinkerBeLL Mimarlık
21 Mart 2009 / ThinkerBeLL Sanat
6 Mayıs 2011 / Daisy-BT Sanat