SEVDİLİ sıf.
1. Büyük bir sevgi, şefkat, bağlılık duyulan bir kimse ya da bir şey için kullanılır: Sevgili dostunun yanında kendini rahat hissediyordu. Sonunda sev gili yurduna kavuşmuştu.
2. Nezaket belirten bazı kalıplarda ve hitaplarda kullanılır: Sevgili meslektaşım. Sevgili anneciğim ve babacığım.
♦ a.
1. Aralarında aşk ilişkisi bulunan iki kişi; bunlardan birine göre öteki; yar: İki sevgili birlikte kaçmayı tasarladılar Bir sevgilisi olmak. Sevgilisiyle buluşmak.
2. Sevgilim, sevilen bir kimseye söylenen hitap sözü: Sevgilim, bana da su getirir misin?
—ANSİKL. Ed. Divan edebiyatında sevgi linin güzelliği, âşığa ilgi göstermeyişi, rakip ile ilişkisi vb. en yaygın temalar arasındadır. XV. yy.'a kadar bu türkçe sözcük arapça-farsça eşanlamlarının yanı sıra kullanılmayı sürdürdü: "Yüz çevirdin benden ey sevgili yârim neyledim / Neyledim iki cihanda ihtiyarım neyledim" (Şemsi). Zamanla sözcüğün yabancı eşanlamlıları (dost, yar, canan, habib, mahbub-mah- bube) yaygınlaştı; bu anlamda sevgilinin güzelliğini belirten sözcüklere (hub), benzetmelere (nigâr, sanem, afet, dilber) yer verildi. Divan şairinin sevgilisi bütün güzellikleri kendinde toplar: yüzü aya, yanağı güle teni gümüşe boyu fidana vb. benzetilir. (GÜZEL.) Sevgiliden söz edilirken İran mitolojisine, efsanelere, dinsel motiflere, hatta Kuran ayetlerine dayanıldığı olur: "Senin bu ayeti hüsnün eğer kâfirlere inse / Diye kâfirler amenna ki la hallaka illa hu" (Senin bu güzelliğinin ayeti eğer kâfirlere inerse onlar "iman ettik ki ondan başka yaratıcı yoktur” desinler.) [Şeyhi], Sevgilinin güzelliği Tanrı vergisidir; Tann’nın güzelliği onda belirmiştir. Aşığa karşı acımasızlığı, rakip ile gezip eğlenerek âşığı üzmesi sık sık konu edinilir.
Kaynak: Büyük Larousse