MUHAFAZA a. (ar. muhafaza).
1. Koruma, saklama: Yazın yünlülerin muhafazası büyük sorun yaratıyor.
2. Yürürlükte tutma, değiştirmeme: Bu konuyla ilgili yasanın aynen muhafazası uygun görüldü.
3. Bir şeyi muhafaza etmek, onu korumak, saklamak; yürürlükte tutmak, değiştirmemek.
4. (Bir şeyi) muhafaza altına almak, onu korumak,"Saklamak, onun üstünü örtmek, kapatmak.
—Ask. denize. Sahil muhafaza gemisi, SAHİL GÜVENLİK- GEMİSİ'nin eşanlamlısı.
—Bank, ve Bors. Muhafaza ücreti, müşterisine ait hisse senedi ve tahvilleri korumaya alan ve bunların kuponlarının zamanında ödenmesini sağlayan bankaya ödenen ücret.
—ic. ifl. huk. Muhafaza altına alma, haczedilen taşınır malları borçlunun elinden alarak güvenilir bir yere koyma. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. ic. ifl. huk. Haczedilmiş taşınır malların borçlunun elinde kalması, bu malların paraya çevrilmesini tehlikeye düşürebilir. Hacizli malların üçüncü kişilere devrini önleyen yasa kuralları, alacaklı için her zaman yeter bir güvence sağlamaz. Alacaklı, alacağını güvenceye bağlamak için, hacizli malların borçlunun elinden alınarak yeddiemine verilmesini isteyebilir. Muhafaza altına alma, haciz memuru tarafından yerine getirilen bir icra işlemidir. Haczedilen para, senet, altın, gümüş gibi değerli eşya, icra dairesinde saklanır. Bunların dışındaki taşınır mallar ise, borçlunun elinden alınarak güvenilir bir yere konur. (HACİZ.)
Kaynak: Büyük Larousse