Arama

Rahat Nedir?

Güncelleme: 19 Kasım 2015 Gösterim: 2.431 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rahat

Sponsorlu Bağlantılar
isim Arapça r¥§at
1 .
İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur:
"Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi."- M. Ş. Esendal.
2 . sıfat Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan:
"Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki..."- R. H. Karay.
3 . sıfat Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen:
"Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım."- P. Safa.
4 . sıfat Aldırmaz, gamsız:
"Rahat adam."- .
5 . zarf Kolay bir biçimde, kolaylıkla:
"İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız."- M. Ş. Esendal.
6 . ünlem "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek
Birleşik Sözler
  • rahat döşeği
  • rahat duruş

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
RAHAT, -tı a. (ar. rahat).
1. Her türlü sıkıntının, kaygının ortadan kalkmasıyla ulaşılan zihinsel, ruhsal, bedensel dinginlik; erinç, huzur: Sonunda rahata erdik. Umarım bu sorun rahatınızı kaçırmaz.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Rahat batmak, iyi ve güzel koşullar içinde sürüp giden yaşantısını, gereksiz nedenlerle bırakıp, başka türlü yaşantı arayanlara sitem yollu söylenir (tkz.). || Rahat döşeğinde ölmek, evinde, yatağında ölmek. || Rahat etmek, dertsiz, tasasız, sıkıntısız yaşamak, dinlenip ferahlamak: Gençliğinde çalışırsan, yaşlılığında rahat edersin. Haberi alınca içi rahat etti. || Rahat kıçına batmak, içinde bulunduğu sorunsuz, sıkıntısız yaşantının değerini bilmemek (tkz.). || Rahat ol, tedirgin olma, kendini rahat bırak. || Rahat yüzü görmemek, sürekli sıkıntı içinde olmak, hiç rahat etmemek: Kısacık yaşamında bir gün bile rahat yüzü görmedi. || Rahatı kaçmak, tedirgin olmak, üzülmek. \\Rahatma bak!, dilediğin gibi davran, sıkılma: Sen rahatına bak, ben işimi bitirip geliyorum. || Rahatına bakmak, başka şeylerle ilgilenmeyip her şeye boş vererek yaşamını sürdürmeye çalışmak: Hiçbir şeye aldırmaz, rahatına bakardı. || Rahatına düşkün, kendini sıkıntıya sokmayan, güç işlerden kaçan, rahatlığı ve konforu seven kimse için kullanılır.

—Esk. Rahat-nişin, rahat oturan, rahat yaşayan. |j Rahat-ı dil, gönül rahatlığı. || Rahat-ı hulkum - LATİLOKUM.

♦ sıf.
1. Ruhsal, zihinsel dinginlik içinde olan kimse, ona ilişkin bir şey için kullanılır; erinçli, huzurlu: Artık mutluyum ve rahatım. Böyle davrandığım için vicdanım çok rahat.
2. Sıkıntıdan ve kaygılardan uzaklaştıran, zihinsel, ruhsal, toplumsal maddi kolaylıklar sağlayan şey için kullanılır; konforlu: Rahat bir yolculuk. Rahat bir oda. Rahat bir yaşam.
3. içine se- reserpe yerleşilebilen mobilya parçası; taşıt için kullanılır: Rahat bir koltuk. Rahat bir araba.
4. insanın içinde kolaylıkla hareket edebildiği giyecek için kullanılır: Rahat bir ayakkabı. Rahat bir elbise.
5. Hiçbir şeyi kaygı ve endişe konusu yapmayan; serbest tavırlı kimse için kullanılır: Aklına estiği gibi davranan rahat bir adam, istediği gibi giyinen rahat bir kadın.
6. Rahat rahat, kolayca, güçlük çekmeden, rahat bir biçimde: Bu işi akşama kadar rahat rahat bitiririm.

—Ask. Askerin ayakta, ayakları bir omuz genişliğinde açık ve kollan yana sarkık duruş biçimi. (Rahat durumunda kıpırdanılabilir, ancak konuşulmaz ve durulan yer değiştirilmez. Törenler sırasında uygulanan rahat biçiminde ise kollar yanda değil, arkada kenetli olarak bulunur ve kıpırdanılmaz.)! Rahat yürüyüş, askerin uygun adımı bırakmasına, silahını serbestçe taşımasına ve yakasını açmasına izin verilen yürüyüş biçimi.

♦ be
1. Tedirginlikten uzak, kaygısız, endişesiz biçimde: Rahat uyumak. Rahat ölmek. Sanık çok rahat görünüyor.
2. Kolay bir biçimde, zorlanmaksızın: Rakibini çok rahat yendi.
3. En az: Günde rahat iki paket sigara içer. Rahat elli yaşında var
4. Konuşmadan söz ederken, çekinip sıkılmadan ya da akıcı biçimde: Kürsüde hiç rahat konuşamıyor.
5. Rahat bırakmamak, rahat vermemek, bir kimsenin huzurunu bozup onu tedirgin etmek: Burada da insanı rahat bırakmıyorlar, arayıp buluyorlar. || Rahat durmak, kımıldamadan olduğu gibi kalmak ya da yaramazlık etmemek.

♦ ünl. Ask. Askeri "hazırol" durumundan "rahat” durumuna geçirmek için verilen komut.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

3 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
18 Nisan 2015 / selma1907 Soru-Cevap
21 Eylül 2013 / Misafir Soru-Cevap
3 Temmuz 2011 / Misafir Soru-Cevap
16 Ekim 2011 / GüNeSss Taslak Konular