Mevlid
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Mevlid'in sözlük anlamı "doğum yeri", "doğmu zamanı" demektir. Din terimi olarak birbiriyle ilgisi olan birkaç anlamda kullanılmaktadır:
1. Mevlid'in dilimizde kazandığı anlamlardan ilki, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğumunu ifade etmesidir. "Mevlid" dendiğinde bizde uyandırdığı ilk çağrışım budur. Bazen "Mevlidü'n-Nebi" diye de kullanılır. Son peygamberin doğumu çok farklı bir doğumdur. Bu doğumla o dönem bilinen dünyada bazı harikulade (olağanüstü) olaylar meydana gelmiştir. İslâm tarihlerinin kaydettiği bu olaylardan bazıları şunlardır:
"İran'ın eski merkezinde Mecûsilerin bin yıldan beri yanmakta olan ateşi sönmüş; Medayin şehrinde hükümdar sarayının 14 şerefısi yıkılmış; İran'daki Save gölü yere geçmiş; bin yıldan beri suları kurumuş olan Semave deresindeki sular taşmış; Kabe'deki büyük putların yüzüstü yere düştükleri görülmüştür."
(Zekai Konrapa, Peygamberimizin Hayatı, s. 11).
2. Mevlid, dilimizde, Hz. Muhammed'i övmek için yazılmış eserleri de ifade eder. Bu maksatla yazılmış eserlere "mevlid" denir. Bütün Müslüman ülkelerde mevlidler yazılmıştır. Bu arada Müslüman Türklerde de mevlid yazan şairler çıkmıştır. Bunlardan bir bölümü günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak geniş halk kitlelerine mâlolmamıştır. Fakat 15. yüzyıl başlarında Bursa'da yaşamış olan Süleyman Çelebi'nin yazdığı Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Sebebi) adındaki mevlid çok tanınmış, çok tutulmuş, bütün Türk halkının malı olmuştur. Bu mevlidin bu kadar benimsenmesinin sebebi, Türk milletinin Muhammed Peygamber'e karşı sevgisini ve bağlılığını çok iyi ifade etmesidir. Türk halkının Hz. Muhammed'e karşı beslediği duygulara çok iyi tercüman olmasıdır. Yüzyıllardır bu mevlid Türk halkının elinden düşmemiş, Ku-rân'dan sonra en fazla hürmet edilen, özen gösterilen kitap olmuştur.
Mesnevi tarzında yazılmış olan bu mevlid Tevhid-Münacat (Allah'ın birliğini dile getirme, O'na yakarma), velâdet (Hz. Muhammed'in doğumu), Mucizat (Peygamberin mucizeleri), Mirâc (Hz. Muhammed'in Allah katına çıkması), vefat (Peygamber'in ölümü). Dua gibi bölümlerden oluşmaktadır. Bu bölümlerin her birine "bahir" denir. "Velâdet bahri", "Mirâc bahri" gibi. Bütün bu bölümlerde (bahirlerde) o bölüm ile ilgili konuları çok içli, çok duygulu bir şekilde anlatan Süleyman Çelebi, bu eserinde en yüksek lirizme ulaşmayı başarmıştır. Sözgelişi Peygamberin vefatını işleyen vefat bahri'nde, Peygamberin nasıl hastalandığını, vefatıyla etrafmdakileri nasıl derin bir hicran içinde bıraktığım, kızı Fatıma'nın yürek paralayan sözlerle ağlayışını öyle bir üslûpla sunar ki, dinleyenlerin çoğu da gözyaşlarını tutamaz.
Mevlid, Süleyman Çelebi'nin, Cenab-ı Hak'tan hem kendisi, hem de diğer Müslümanlar için rahmet ve bağış dileyen bir dua bölümüyle sona erer.
3. Mevlid, dilimizde bir de Süleyman Çelebi'nin yazdığı bu mevlid'in okunması için düzenlenen törenleri anlatır. Ülkemizde ölüm mevlidlerinden başka, doğum, evlilik, sünnet gibi nedenlerle mevlid okunmakta, okutulmakta bu vesile ile törenler düzenlenmektedir. İşte bu törenler de kısaca "mevlid" diye adlandırılmakta, vatandaş, "Mevlidimiz var", "Mevlide gidiyorum", "Mevlidden geliyorum" deyince bunu belirtmeyi istemektedir.