TAKVA a. (ar. takva). Esk.
1. Günah işlemekten kaçınma, sakınma: "Anda fetva ile cem etti Hûda takvayı" (Nergisi, XVII. yy.).
2. Zühtü takva.
—ANSİKL. isi. Kuran’da takva sözcüğü va türevleri 200'den fazla ayette geçer ve bu ayetlerde takvanın bütün dinsel ve ahlaksal erdemlerin temelini oluşturduğu açıklamak Kelielere uyanların gerçek anlamda iyi ve takva sahibi oldukları belirtilir. Kuran, insanoğlunun yaradılışından kaynaklanan kötülük eğilimlerini "fücur”, iyiliğe olan eğilim ve yatkınlıklarını da “takva" kavramı ile dile getirir (XCI, 8). Başka bir ayete göre insanların Allah katında en değerlisi "takvaca en üstün olanıdır” (XLIX, 13), Bütün eylemlere değer katan ahlaksal içerik de takvadır: "Kurbanlarınızın etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz; ancak sizin takvanız ona ulaşır" (XXII, 37). insanın Tan- rı'ya doğru olan yolculuğunda "en değerli azığı takvadır” (II, 197). Müslümanların aralarındaki dayanışma “günah ve düşmanlık duyguları üzerine" değil, "iyilik ve takva erdemlerine” dayanmalıdır (V, 2). Bağışlama, adalet, mabet yapımı gibi dinsel ve ahlaksal eylemler, takvaya yakınlıkları ölçüsünde değer kazanır (II, 237; V, 8; IX, 108-109). Takva, davranışların biçimsel yanından çok gönüldeki Tanrı saygısıdır: "Allah'ın ilkelerini yüceltmek gönüllerin takvasından gelir” (XXII, 32).
Kaynak: Büyük Larousse