TUĞLA a. (ital. tegola’dan).
1. Dik koşut- yüzlü biçimi verilmiş killi topraktan oluşan ve genellikle, uzunluğu genişliğin iki katına derz kalınlığının eklenmesine eşit olan inşaat gereci. (Bk. ansikl. böl.)
2. Tuğla harmanı, tuğla yapılan yer. || Ateş tuğlası, ocak, soba vb. yapımında kullanılan ateşe dayanıklı tuğla. || Dişli tuğla, kenar bölümünde bir çıkıntı bulunan tuğla. || Hanımeli tuğla, normalden daha ince olan özel tuğla.
—Geom. Dik koşutyüz. || Kimi kez, bir tuğlalamanın "öğesel" şekli.
—İnş. Tuğla kırığı, kâgır bir duvarda boşlukları tıkamaya yarayan, gelişigüzel biçimli tuğla parçaları. || Çiğ tuğla, pişirme işleminden geçirilmeden yalnızca güneş altında kurutulan ilkel tuğla. || İnce tuğla, em ve boyu normal tuğla ölçülerinde olmakla birlikte kalınlığı yarı yarıya olan bir tür tuğla. (İç mekânların döşemelerinde ve ocak ateşliklerinde kaplamalık olarak kullanılır.) || Kaplama tuğlası, duvar yüzeylerine tuğla görünümünü vermek için kaplama olarak kullanılan, pişmiş topraktan ince öğe. || Ocak tuğlası, ocaklarda kaplama olarak kullanılan ince öğe. || Yarım tuğla (duvar), boyuna yerleştirilmiş tuğlalarla örülmüş 9 cm kalınlığında duvar.
—Süslem. sant. Sırlı tuğla, bir ya da iki yüzü renkli sırla kaplı tuğla. (Sırlı tuğla bezemeye özellikle Büyük Selçuklu dönemi mimarlığında yaygın olarak rastlanır. Anadolu Selçukluları da İran’daki boyutlarda olmasa da yapılarını sırlı tuğla ile süslemişlerdir. Beylikler döneminde gittikçe azalan sırlı tuğla, Osmanlılar'da kullanılmaz olmuştur.)
—Topol. sınırlı aralığının, çarpımı. (aralıklarının hepsi açık, kapalı yâ da yarı açıksa tuğlaya, sırayla açık, kapalı ya da yarıaçık denir.)
♦ sıf. Tuğladan yapılmış: Tuğla bina, duvar.
—ANSİKL Daha Antıkçağ’dan başlayarak, kıllı maddelerin suyla karışınca plastıklık kazanma ve böylece kolayca ışlenebılme özelliğinden yararlanılarak, güneş altında kurutulan tuğlalar yapılmıştır Kurutulmuş tuğlaların yeterli sıcaklıkta pişirilmesiyle kıllı malzemenin sert bir gerece dönüştüğü yüzyıllardan beri bilinmektedir. Çiğ ya da pişmiş tuğla, Mezopotamya' da kullanılan inşaat gereciydi; uzaklardan getirilen ve çok masraflı olan taş, yalnız heykel yapımında kullanılırdı. Duvarlar genellikle çiğ tuğlalarla örülür, tapınak ve sarayların cephelerine bir sıra pişmiş tuğla kaplanırdı. Döşemelerin, kuyuların vb. yapımında da yararlanılan tuğla, yalancı tonozların örülmesine olanak verdi (Ur da III. hanedan mezarları). Krallar tapınakların köşelerine, üzerlerinde adları, sıfatları, din için yaptıkları hizmetlerin listesi ve tanrının adı yazılmış tuğlalar ğömdürürdü.
Sırlı tuğla ancak İ.O. I binyıl'a doğru ortaya çıktı. Ortaçağ'da pişmiş tuğlalar, özellikle Languedoc (Albı, Toulouse) ve Kuzey Almanya'nın (Lübeck) dinsel mimarlığında, XVII. yy.'da taşla birlikte sivil mimarlıkta kullanıldı (Louıs XIII üslubu).
Kırsal kesimlerde kilden karılan, ahşap kalıplar içinde biçimlendirilen, kurutulan ve yanma gazlarının dolaşımına olanak verecek biçimde istiflendikten sonra bir yakıtla tutuşturulup pişirilen ilkel tuğlanın yerini, yavaş yavaş sanayi üretimi aldı. Artık makineleşen ve otomatikleşen üretimde de, hamuru hazırlama, biçimlendirme, kurutma ve pişirme işlemleri art arda gerçekleştiriliyordu.
Ocaktan çıkarılan killer çoğu kez yağ giderici maddelerle karışıktır. Hamurun uygun nem derecesinde kusursuz bir biçimde homojenleşmesini sağlamak için, bileşenler birbirine karılmadan önce, türlerine göre, topak kırıcı aygıtlar, çekiçti, çeneli ya da dişli silindirli öğütücüler, tabanı delik taşlama taşları kullanılarak işlenir.
İnşaat tuğlaları genellikle, pervaneli bir iticiyle beslenen haddelerde biçimlendirilir. İticinin önüne, vakumla havayı çeken bir düzenek eklemek gittikçe yaygınlaşmaktadır. Dolu tuğlalar için basit haddeler kullanılırken, delikli tuğlalar, ıç boşluk sayısı kadar çekirdek içeren özel haddelerde biçimlendirilir. Kesici bir aygıt makineyi tamamlar Hamuru özlü bir duruma getiren terleme olayı sona erince, kalıplara son biçimlerim vermek ve ayrıtlarını keskinleştirmek için tuğlalar yemden preslenir.
Kurutma işlemi, nem ve sıcaklık oranı ayarlanmış havanın gönderildiği odalarda ya da tünellerde yapılır Bu hava, ürünlerin biçimi bozulmadan ya da hiçbir çatlama olmadan, işlemin süresim önemli ölçüde azaltır.
Pişirme işlemi için sürekli fırınlar kullanılır. Bu fırınlarda ateş devinimli, ürünler sabit (Hoffmann fırını) ya da ürünler devinimli, ateş sabittir (tünel fırın).
inşaat tuğlaları dışında, ateş tuğlaları, aside dayanıklı tuğlalar, silislikalkerli tuğlalar, izabe cürufu tuğlaları gibi birçok çeşit üretilmektedir.
Ateş tuğlalarının üretiminde, kilin yanı sıra plastik olmayan birçok ürün kullanılmaktadır: silis, steatit, korindon, boksit, sillimanit, silisyum karbür, kromit, karbon vb. Bu tür tuğlalarda biçimlendirme işlemi, tıkız, hatta neredeyse kuru hamuru presleme ve yüksek basınç uygulama yoluyla gerçekleştirilir.
• Anadolu'da tuğlanın kullanımı Roma’ dan Bizans'a, ondan da türk mimarlığına geçmiştir; Anadolu Selçukluları yapılarında genellikle taşı yeğlerken, özellikle Batı Anadolu beylikleri ve OsmanlIlar taşın yanı sıra tuğla gerece de yaygın biçimde yer vermişlerdir. Almaşık düzende taş ve tuğla dizilerinden meydana gelen duvar örgü tekniği de Roma'dan Bizans'a, ondan da Türkler'e geçmiştir. Bizanslılar'da olduğu gibi OsmanlIlarda da tuğlalar yassıca ve oldukça büyüktü. Fatih Sultan Mehmet dönemi tuğlaları 4,5x28x28 cm boyutlarındaydı (Rumelihisarı). Hatıllarda kullanılan tuğlalar daha inceydi. Zemine döşenen tuğlalar ise 25x25 cm boyutlarında kare, ya da çapı 30 ila 60 cm arasında değişen altıgen biçimindeydi. OsmanlI mimarlığında kullanılacak tuğlaların boyutları ve ağırlıkları belirli kurallara bağlanmıştı, bunlara uymayanlar sattırılmazdı (bu durum tüm yapı gereçleri için sözkonusuydu).
Kaynak: Büyük Larousse