NALÇA a. (ar. nah ve fars. -çe, küçültme eki nal-pe’den).
1. Ayakkc. Çabuk aşınmasını önlemek için ayakkabı, çizme, bot vb.'nin ökçesine çakılan küçük demir parçası. (Bk. ansikl. böl.)
2. Katırın, eşeğin, sığırın vb. tırnaklarının altına çakılan demir parçası.
—Dağc. Dağcıların, sert kar ya da buz üzerinde yürüyebilmeleri için kayışlarla ayakkabılarının altına taktıkları, sivri uçlarla donatılmış madeni taban. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ayakkc. Nalça, yayvan U harfi biçiminde olur; uçlarında çivilerin geçmesi için iki delik bulunur. Bu deliklere sokulan ince çiviler çakılarak nalça ökçeye tutturulur. Kimi zaman ayakkabının burnuna da nalça çakılır. Eskiden özellikle padişah ve vezirlerin çizmelerine gümüş nalçalar çakılırdı. XIX. yy. başlarında ayakkabısına gümüş nalça çaktırma, yeniçeriler ve halk arasında moda oldu; nalçanın yürürken çıkardığı ses, bir gösteriş öğesi sayıldı.
—Dağc. Nalçalar uzun süre çelikten yapıldı ve on adet dikey uçla donatıldı. Dağcı, tüm sivri uçları buza batırmak zorunda d bu da, dik yokuşlarda bileklerin aşırı bu piçimde bükülmesine neden oluyordu. Çağdaş nalçalar bugün hafif bir alaşımdan yapılmaktadır; ayarlanabilirler ve öne yerleştirilmiş fazladan iki, hatta dört uçla (Courmayeur'de rehberlik ve demircilik yapan L. Grivel'ün bir buluşu [1931]) donatılmışlardır. Bu sayede dağcı, yalnızca ön uçlardan yararlanarak dik bir eğimde ilerleyebilir.
Kaynak: Büyük Larousse