Arama

Göz Nedir?

Güncelleme: 8 Mart 2009 Gösterim: 8.772 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Göz
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim, anatomi
1 .
Görme organı.

2 .
Bazı deyimlerde, görme ve bakma:
"Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin."- .
3 . Oda:
"Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu"- Z. O. Saba.
4 . Bakış, görüş:
"Bu sefer alacaklı gözüyle baktım."- .
5 . Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak:
"Asıl felaket bu pınara sırt çevirmek, bu pınarın gözlerine taş tıkamak değil de ne olurdu?"- T. Buğra.
6 . Delik, boşluk:
"İğnenin gözü."- .
"Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır."- S. F. Abasıyanık.
7 . Çekmece:
"Masanın gözleri."- .
8 . Terazi kefesi.
9 .
Nazar:
"İnsanı gözle yiyip bitirirler."- Ö. Seyfettin.
10 . Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı:
"Gözden düşmek. Göze girmek."- .
11 . Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri:
"Göz aşısı."- .
12 . Bölüm, hane:
"Dama tahtasında altmış dört göz vardır."- .
13 . Bazı yaraların uç bölümü:
"Çıbanın gözü."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • göz açamamak
  • göz açıp kapayıncaya kadar
  • göz açtırmamak
  • göz alabildiğine
  • göz ardı etmek
  • göz atmak
  • gözaydına gelmek
  • gözaydına gitmek
  • gözaydın etmek
  • göz boyamak
  • göz değmek
  • gözden çıkarmak
  • gözden geçirmek
  • gözden gönülden çıkarmak
  • gözden ırak olan gönülden de ırak olur
  • gözden ırak tutmak
  • gözden ırak tutulmak
  • gözden kaybetmek
  • gözden kaybolmak
  • gözden nihan olmak
  • gözden uzaklaşmak
  • gözden uzak tutmak
  • gözden (veya gözünden) düşmek
  • gözden (veya gözünden) kaçırmak
  • gözden (veya gözünden) kaçmak
  • gözden (veya gözünden) sürmeyi çalmak (veya çekmek)
  • göz dikmek
  • göz doldurmak
  • göz doyurmak
  • göze almak
  • göze batmak
  • göze çarpmak
  • göze diken olmak
  • göze gelmek
  • göze girmek
  • göze görünmek
  • göze görünmemek
  • göz etmek
  • göze yasak olmaz
  • göz gezdirmek
  • göz gördüğünü ister
  • göz göre göre
  • göz görmeyince gönül katlanır
  • göz görür, gönül katlanır
  • göz gözü görmemek
  • göz kamaştırmak (veya almak)
  • göz kaş süzmek
  • göz kesilmek
  • göz kırpmadan
  • göz kırpmak
  • göz kırpmamak
  • göz koymak
  • göz kulak olmak
  • gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek
  • gözleri bayılmak
  • gözleri berraklaşmak
  • gözleri buğulanmak (veya bulutlanmak)
  • gözleri çakmak çakmak (olmak)
  • gözleri çukura gitmek (veya kaçmak)
  • gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak)
  • gözleri dönmek
  • gözleri fıldır fıldır etmek
  • gözleri fıldır fıldır olmak
  • gözleri ışık içinde (olmak)
  • gözleri ışıklı (olmak)
  • gözleri kamaşmak
  • gözleri kan çanağına dönmek (veya kanlanmak)
  • gözleri kapanmak
  • gözlerinden okumak
  • gözlerine inanamamak
  • (birinin) gözlerine mil çekmek
  • gözlerini bayıltmak
  • gözlerini belertmek
  • gözlerini bitirmek
  • gözlerini devirmek
  • gözlerini fal taşı gibi açmak
  • gözlerini kaçırmak
  • gözlerinin içi gülmek
  • gözlerinin içine kadar kızarmak
  • gözleri parlamak (veya parıldamak)
  • gözleri sulanmak
  • gözleri süzülmek
  • gözleri takılıp kalmak
  • gözleri velfecri okumak
  • gözleri yaşarmak g
  • özleri yuvalarından (veya evinden) fırlamak (veya uğramak)
  • gözle yemek
  • göz süzmek
  • göz ucuyla görmek
  • göz ucuyla süzmek
  • gözü akmak
  • gözü alışmak
  • gözü almamak
  • gözü arkada kalmak
  • gözü bulanmak
  • gözü büyükte olmak
  • gözü çıkasıca
  • gözü dalmak
  • gözü değmek
  • gözü doymak
  • gözü dönesi
  • gözü dönmek
  • gözü dumanlanmak
  • gözü dünyayı görmemek
  • (bir şeyi) gözü gibi sakınmak (veya saklamak veya esirgemek)
  • (bir şeyi) gözü gibi sevmek
  • (bir şeye) gözü gitmek
  • gözü gönlü açılmak
  • gözü görmemek
  • (birini veya bir şeyi) gözü görmez olmak
  • gözü göz değil
  • gözü hiçbir şey görmemek
  • (birini) gözü ısırmak
  • gözü ilişmek
  • gözü kalmak
  • gözü kamaşmak
  • gözü kara çıkmak
  • (birini veya bir şeyi) gözü kesmek
  • (birini veya bir şeyi) gözü kesmemek
  • gözü kızmak gözü korkmak
  • (bir şeyin) gözü kör olsun
  • gözüm!
  • gözüm çıksın (veya kör olsun)
  • (birini) gözüm görmesin
  • gözün aydın!
  • (birinin) gözünde
  • gözünde büyümek
  • gözünde büyütmek
  • gözünden kıskanmak
  • gözünden (veya gözlerinden) uyku akmak
  • gözünden (veya gözlerinden) yaş (veya yaşlar) boşanmak
  • (bir şey birinin) gözünde olmamak
  • gözünde tütmek
  • gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak
  • gözüne batmak
  • gözüne çarpmak
  • gözüne diken olmak
  • gözüne dizine dursun
  • (birinin) gözüne girmek
  • gözüne hiçbir şey görünmemek
  • (bir şey) gözüne ilişmek
  • gözüne karasu inmek
  • gözüne kestirmek
  • gözüne sokmak
  • gözüne uyku girmemek
  • gözüne (veya gözlerine) bakmak
  • (birinin) gözünü açmak
  • (bir kadın bir erkekte) gözünü açmak
  • (bir yerde) gözünü açmak
  • gözünü ağartmak
  • gözünü alamamak
  • (bir şey) gözünü almak
  • (bir şeyden) gözünü ayırmamak
  • (birinin bir şey) gözünü bağlamak
  • (bir şey) gözünü bürümek
  • (bir şeyin) gözünü çıkarmak
  • gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak)
  • gözünü doyurmak
  • gözünü dört açmak
  • gözünü gözüne dikmek
  • gözünü hırs bürümek
  • gözünü karartmak
  • gözünü kin bürümek
  • (birinin) gözünü korkutmak
  • gözünün bebeği gibi sevmek
  • gözünün çapağını silmeden
  • gözünün içine baka baka
  • gözünün önüne gelmek
  • (birine) gözünün üstünde kaşın var dememek
  • (birinin) gözünün (veya gözlerinin) içine bakmak
  • (birinin) gözünün yaşına bakmamak
  • gözünü sevdiğim
  • gözünü seveyim
  • gözünü toprak doyursun
  • gözünü üstünden ayırmamak
  • gözünü (veya gözlerini) açmak
  • gözünü (veya gözlerini) (bir şeye) dikmek
  • gözünü (veya gözlerini) duman bürümek
  • gözünü (veya gözlerini) kan bürümek
  • gözünü (veya gözlerini) kapamak
  • gözünü (veya gözlerini) kırpmadan
  • gözünü (veya gözlerini) oymak
  • gözünü yıldırmak
  • gözünü yummak
  • (bir şeye) gözünü yummak
  • (bir şeyde) gözü olmak
  • (bir şeyde) gözü olmamak
  • gözü sönmek (birinden)
  • gözü su içmemek
  • gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz
  • gözü toprağa bakmak
  • (birini veya bir şeyi) gözü tutmak
  • gözü uyku tutmamak
  • gözü (veya gözleri) açılmak
  • gözü (veya gözleri) (bir şeyde veya bir şeyin üzerinde) olmak
  • gözü (veya gözleri) kararmak
  • gözü (veya gözleri) kaymak (veya kaçmak)
  • gözü (veya gözleri) okşamak
  • (bir şeye) gözü (veya gözleri) takılmak
  • gözü (veya gözleri) üstünde kalmak
  • (bir işi) gözü yememek
  • gözü yılmak
  • (bir şeye) ... gözüyle bakmak
  • gözüyle görmek
  • gözüyle (veya gözleriyle) tartmak
  • göz var, izan var
  • göz (veya gözünün) ucuyla bakmak
  • göz yıldırmak
  • göz yummak
  • göz yummamak
Birleşik Sözler
  • göz açıklığı
  • göz akı
  • göz alıcı
  • gözaltı
  • göz altı
  • göz aşısı
  • göz aşinalığı
  • göz bağcı
  • göz bağı
  • göz bankası
  • göz banyosu
  • göz bebeği
  • göz bilimi
  • göz boncuğu
  • gözdağı
  • gözdemiri
  • göz dikeği
  • göz dişi
  • göz doktoru
  • göz emeği
  • göz erimi
  • göz etçiği
  • gözevi
  • göz göz
  • göz göze
  • göz hakkı
  • göz hapsi
  • göz kadehi
  • göz kamaştırıcı
  • göz kapağı
  • göz kararı
  • göz kesesi
  • göz kuyruğu
  • göz memesi
  • göz merceği
  • göz nuru
  • göz önü
  • göz pencere
  • göz pınarı
  • göz sevdası
  • göz taşı
  • göz ucu
  • gözyaşı
  • göz yoklaması
  • göz yuvarı
  • göz yuvası
  • göz zarı yangısı
  • göze göz
  • gözü aç
  • gözü açık
  • gözü bağlı
  • gözü dışarıda
  • gözü kapalı
  • gözü kara
  • gözü keskin
  • gözü pek
  • gözü sulu
  • gözü tok
  • gözü yolda
  • gözü yüksekte
  • açgöz
  • açıkgöz
  • aynagöz
  • camgöz
  • cam göz
  • cingöz
  • çekik göz
  • dört göz
  • eski göz ağrısı
  • gümüşgöz
  • ilk göz ağrısı
  • karagöz
  • Karagöz
  • kem göz
  • kene göz
  • kötü göz
  • lokma göz
  • paragöz
  • patlak göz
  • petek göz
  • sarıgöz
  • sulugöz
  • süzgün göz
  • tepegöz
  • uyur göz
  • yalıngöz
  • yüz göz
  • devegözü
  • balıkgözü
  • horozgözü
  • kartalgözü
  • kedigözü
  • kemer gözü
  • koltuk gözü
  • koyungözü
  • kuşgözü
  • malın gözü
  • mandagözü
  • öküzgözü
  • palamar gözü
  • sığırgözü
  • torpido gözü
  • turnagözü
  • tütsü gözü
  • gündüz gözüyle
  • çıplak gözle
  • bu gözle
  • halkalı gözler
  • tepegözler

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

30 Temmuz 2010 / Morrigan Sosyal Ağlar
15 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
17 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
7 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük