DOĞAL
—ANSIKL. Kim. İnsanların tekstil malzemelerini renklendirme girişimleri, günümüzden 5 000-6 000 yıl önce başladı. 1856'dasir William Henry Perkin, ilk sentetik boyarmaddeyi buldu. Ancak o günedektekstıl malzemelerinin renklendirilmesinde sürekli olarak bitkisel ve hayvansal kökenli boyarmaddeler kullanılmıştı. XIX. yy.'ın ikinci yarısından başlayarak bir yandan yeni boyarmaddeler bulunurken, öte yandan da bitkilerdeki boyarmaddelerin bireşimi gerçekleştirildi. Sentetik boyarmaddelerin büyük niceliklerde ve ucuz olarak elde edilebilmesi, XIX. yy.’ın sonunda doğal boyarmaddeler ile doğal boyamanın büyük ölçüde ortadan kalkmasına neden oldu.
Doğal kaynaklı boyarmaddelerin elde edilmesinin mevsimlere bağlı olması, bitkisel kökenli birçok boyarmaddenin doğal boyarmaddelere eşdeğer olarak bireşim yoluyla elde edilebilmesi, sentetik boyarmaddelerin bitkilerde bulunan ve boyama işleminde olumsuz etkileri görülen yan maddeleri içermemesi, seri üretimde doğal boyarmaddelerle belli bir standartın tutturulmasının güç olması gibi kimi etkenler, sentetik boyarmaddelerin kullanımını hızla yaygınlaştırdı.
Mavi rengin elde edilmesi amacıyla Anadolu’da doğal boyarmaddelerin yaygın olarak kullanıldığı dönemde, ındigo bayarmaddesi veren ve yabanıl olarak yetişen çivitotundan (isatis tinctoria) yararlanıldı. Daha sonra Hindistan’dan getirtilen ve çivitotuna göre 30 kat daha fazla indigo üretilmesini sağlayan indigofera tinctoria kullanılmaya başlandı. Kimyasal bileşimi doğal indigoyla tamamen özdeş olan ve bireşim yoluyla elde edilen yapay indigonun Türkiye’ye girmesi, ancak Birinci Dünya savaşı'ndan kısa bir süre önce gerçekleşti. Bu iki bitkinin yanı sıra çeşitli ülkelerde kullanılan ve indigo elde etmeye yarayan başka bitkiler de vardır. Bunlar arasında Polygonum tinctoria (Japonya, Kore) ile Eupatorium indigofera parodi ya da Marsdenıa tinctoria (Brezilya, Malezya) sayılabilir.
Kırmızı renk elde etmek için Anadolu' da en çok kullanılan bitki, kökboyadtr (Ru- bia tinctorum). Şap mordanla sarımsı-kırmızı bir renk veren bu bitkiden, farklı mordanlar kullanarak, kırmızının çeşitli tonlarını ve giderek moru bile elde etme olanağı vardır. Kökboya ile çeşitli renkte boya elde etme yöntemleri vardır. Bunlardan biri, ünlü türk kırmızısı elde etmede görülür. Kökboyada, bu bitkiye boya bitkisi olma niteliği veren değişik 19 tür boyarmadde vardır. Tümü de birer antrakınon türevi olan bu boyarmaddeler arasında en önemlileri purpurin, psödopurpurin, alizarin ve rubiadindir.
Anadolu’da eskiden tekstil malzemelerinin kırmızı renge boyanmasında ya kökboyasından ya da bir böcek boyarmaddesinden yararlanılırdı. Tümü de kırmızı renk veren bu böceklerden en çok bilinenleri koşnil (Coccus ilicis) ile kermestir. Ancak Anadolu'nun dışında değişik bölgelerde yaşayan ve kırmızı renk veren başka böcekler de vardır. Bu böceklerden elde edilen ve kimyasal yapıları bakımından birer antrakinon türevi olan kırmızı boyarmaddeler, karminik asit ile kermes asididir. Karminik asit koşnilden, kermes asidi ise kermes böceğinden elde edilir. Bir boyanın, şap mordanla mavimsi-kırmızı renk veren bu iki boyarmaddeden hangisi ile elde edildiğini çıplak gözle ayırt etmek olanaksızdır.Kullanılan mordana bağlı olarak bu iki boya, kökboya ile karıştırılabilir. Kesin belirleme ancak fiziksel ve kimyasal çözümlemelerle yapılabilir.
Sarı rengin elde edildiği bitki sayısı 20'nin üzerindedir Bu bitkilerden üretilen luteolin, apigenin, datisetin, kersetin ve kamferol gibi boyarmaddeler. kimyasal yapıları bakımından flavonlar grubuna girer. Sarı renk boyarmaddesi içeren bu bitkilerden bazıları şunlardır: rezeda çiçeği (Reseda lulea),luteolin, apigenin içerir ve ışığa karşı duyarlılığı çek yüksektir. Müzelerdeki halılarda görülen, yüzyıllâr boyunca kendisini korumuş parlak sarı renklerin çoğunluğu bu bitkiden çıkarılan boyar maddelerle elde edilmiştir; boyacı sumağı (Cotinus coggyria), adaçayı (Salvia triloba), safran (Crocus sativus), beyaz papatya (Anthemis chia), yalancı kenevir (Datisca cannabina), sütleğen (Euphorbia bıglandulosa), sarı püren (Hypericum empetrifohum), sakız ya da menengiç (Pistacia palaestina), sumak (Rhus coriaria), cehri (Rhamnus petiolaris), sarı papatya (Anthemis, tinctoriâ), nar (Punica granatum), zerdeçal (Curcuma tonga ve Curcuma rotunda) sarı renk veren bitkilerdir.
Yeşil rengin elde edildiği belirli bir bitki yoktur. Araştırılan yeşil renklerin tümünün, mavi ile sarının bir karışımı olduğu, indigo ya da ındigo sülfon asidi ile çeşitli sarı boyarmaddelerln bileşiminden oluştuğu saptanmıştır. Yeşil renk ayrıca indigo olmaksızın yalnızca sarı boyarmaddelerin bakır mordanla işleme sokulmasından da elde edilebilmektedir. Ancak bu yolla elde edilen renk, temiz ve koyu değildir Çözümlemeler, yeşilin daha önceki yüzyıllarda elde edilmediğini göstermiştir.
Siyah renkli doğal boyarmaddeler tanen içeren bitkilerin (meşe kabuğu, mazı, sumak yaprağı, nar kabuğu) demir ya da demir bileşikleri ile tepkimeye sokulmasından elde edilir. Bu yöntemle boyanan yün, özellikle ışık etkisi altında belirli bir çürüme gösterir. Bu etki 10-20 yıl arasında fark edilebilir, ancak açık biçimde ortaya çıkması için yüzyıllar gerekir .
Kahverenginin elde edildiği en önemli boyarmadde ise, yeşil ya da kuru ceviz kabuğunda bulunan juglon boyarmaddesidir.
♦ be. Doğal bir biçimde; tabii: Doğal davranmak.
Doğal hayatı koruma damaği,
doğal dengenin korunması için çalışmalar yapan dernek. Salih ve Belkıs Acar tarafından 1975 yılında kurulmuş olan derneğin merkezi İstanbul'dadır. Doğal hayatı koruma derneği, kelaynak kuşlarının tükenme tehlikesi nedeniyle bu kuşların yaşadığı Birecik'te (Urfa) koruma çalışmalarını başlattı.
Kaynak: Büyük Larousse