Arama

Taze Nedir?

Güncelleme: 27 Temmuz 2015 Gösterim: 2.005 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
10 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Taze

Sponsorlu Bağlantılar
sıfat (ta:ze) Farsça t¥ze

1 .
Bozulmamış, bayatlamamış olan:
"Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum."- Y. Z. Ortaç.
2 . Dinç, yıpranmamış, yorulmamış:
"Yüzü taze, taravetli ve güzeldi."- M. Ş. Esendal.
3 . Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı:
"Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu."- M. Ş. Esendal.
4 . mecaz
Yeni, zamanı geçmemiş:
"Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü."- Halikarnas Balıkçısı.
5 . isim, mecaz
Genç kadın:
"Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor."- Ö. Seyfettin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • taze ot görmüş eşek gibi
Birleşik Sözler
  • taze fasulye
  • taze para
  • taze soğan
  • her dem taze
  • terütaze

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
27 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TAZE sıf. (taze).
1. Henüz özsu içeren, kurumamış, pörsümemiş bitki için kullanılır: Taze otlar. Vazoya taze çiçekler koymak.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Henüz bozulmaya uğramamış, bayatlamamış bir yiyecek için kullanılır: Taze yumurta. Taze balık. Taze ekmek.
3. Konserve ya da kuru yiyeceklere karşıt olarak, derhal tüketiciye sunulan yiyecekler için kullanılır: Taze bakla. Taze fasulye.
4. Yeni olan, yeni yapılmış, yeni uygulanmış bir şey için kullanılır: Sana bazı taze haberlerim var. Bunlar taze izler.
5. Dinç, sağlıklı, gücü kuvveti yerinde olan, bir kimse, onun bedeni için kullanılır: Cepheye taze kuvvetler yığmak, Taze bir genç kız. Taze bir teni var
6. Ed. Çocukluk ya da ilk gençlik çağına özgü içtenlik, saflık, temizlik içeren bir şey için kullanılır: Taze beyinler. Taze bir hayal gücü. O hâlâ delikanlılık çağının taze ruhunu taşıybrdu.
7. Taze hava, yeni ilkeler, yeni görüşler getiren şey: Bu yapıt, siyasi ortamda taze bir hava estirdi. || Taze para, yeni bir kaynaktan sağlanan, istendiğinde kullanılabilecek para.

—Kasapl. Taze et, kesimden sonra yeterli sûre dinlendirilmemiş et.

—Doğal koşullarda korunan et. (Sıcak et de denir.)

—Şarapç. Taze şarap, taze ve asıtliği nispeten yüksek olan şaraplara denir.

—Taşoc. ve inş. Taze taş, ocaktan yeni çıkarılmış taş.

be. Değişime, bozulmaya uğramamış biçimde: Meyveler, sebzeler nasıl taze tutulur? Ekmekler bir türlü taze kalmıyor.

a Genç kız ya da kadın: Zavallı taze, evliliğinin ikinci ayında eşini kaybetti.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

9 Aralık 2009 / _KleopatrA_ Ziraat
9 Haziran 2011 / GÜLGECELER Taslak Konular
12 Şubat 2012 / GüNeSss Taslak Konular
12 Ekim 2008 / GÜLGECELER Taslak Konular
8 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük