SERİ a. (fr. serıe) Belli bir kurala, bir ölçüte göre birbiri ardından gelen şeylerin oluşturduğu bütün; dizi: Seri numarası
—Çekird. fiz. Radyoaktif seri, RADYOAKTİF AlLE'nln eşanlamlısı.
—Giy. Ticari ölçülere göre gerçekleştirilen giysilerin tümü.
—lkt. Üretilmesi optimum iktisadi koşulların yerine getirilmesini gerektiren bir malın, üretilen birimlerinin toplam sayısı. (Bu kavram, stokların yönetimi bakımından çok önemlidir. Bir malın her biriminin maliyet fiyatı, onun bir kerede satın alınan ya da üretilen miktarına bağlıdır, Satıcı bulma, Bipariş verme, teslim alma ve stokla- mayla İlgili sabit giderler, satın alınan serinin tümü üstüne dağılır. Buna karşılık, mail giderlerle stoklama giderleri, serinin büyüklüğüyle orantılıdır, üretimin ancak birkaç günlük tüketimi karşıladığı ya da satıcı önemli miktarlar için İndirim yapmayı kabul ettiği durumlarda, İktisadi seri uygulaması yapılmaz.)
—İstet, İstatistikseli, derlenen verilerin dö kümü sonucu, bir rakam tablosuna geçirilen verilerin tümü. (İstatistik seriler arasında, bir değişkenin zaman boyunca aldığı değerlerin dizisi olan zaman serilerinin ayrı bir yeri vardır,)
—Org. kim. Karbon atomlarının sayısı ile hidrojen atomlarının sayısı arasında belli bir oran bulunan organik bileşiklerin oluşturduğu dizi. (Bk, ansiki. böl.)
—Ormanc. işletme serisi, aynı işletme ve kesim tarzının uygulanabilmesi için toprak ve iklim koşullarıyla birlikte ağaç türlerinin de oldukça homojen olduğu orman bölümü.
—Oy. Seri çekmek, bilardoda, birbirini izleyen sayılar yapmak
—Pulc. Aynı ad altında çıkarılan pulların her değerinden oluşan bir takım.
—Spor. Bazı yarışmalarda; birinci gelenlerin final yarışlarına kalma hakkını elde ettikleri başlangıç yarışları. (Özellikle atletizm, yüzme ve kürek yarışlarında seri yarışlar yapılır.) || Tenis ve masatenisinde, benzer klasta sporcuları bir araya getiren kategori
—Tia Seri sonu, ortak nitelikleri olan bir dizi malın, satış sezonu sonunda tüccarın elinde kalan bölümü.
♦ sıf.
1. Bir dizi oluşturacak biçimde birbiri ardınca sıralanan: Seri biletler.
2. Bir fabrikanın, bir atölyenin uzunca bir sûre aynı iş üzerinde çalıştığı üretim tipi için kullanılır: Seri imalat.
—Elekt. Seri bağlama, birçok düzeneği, tümünden aynı akım geçecek biçimde bağlama.
—Elektrotekn. Seri motor, indükleyici sargısı, indüvi sargısına seri bağlı motor.
—Fotogram. Seri resim, seri resim alımı ile elde edilen resimlerden her biri. || Seri resim alımı, büyük bir yüzeyin; birbirine koşut alım kolonları boyunca ve dönüklük, ileri, yana eğiklik değerleri en çok +3 grad olan hava kameralarıyla, % 56-°/o90 ileri, %20-°/o30 yan bindirmeli olarak ardışık resimlerinin alınması.
—Org. kim. Seri kavramı ilk kez organik bileşikleri, türedikleri hidrokarbonların ayırtedici özelliklerine göre sınıflandırmayı tasarlayan Gerhardt tarafından ortaya atıldı. Bu sınıflandırmada, bir parametre içeren genel bir formül, her seriyi ayrı ayrı belirtmekteydi: örneğin doymuş hidrokarbonlar serisi C„H2n+2 (n tamsayı), al- kenler serisi C„H2„ (Gerhardt döneminde henüz bilinmeyen halkasal yapının olmaması koşuluyla) formülleriyle gösterilmişti. Bu durumda parametresi n olan ben- zeşik (homolog) seriler sözkonusuydu. Gerhardt ayrıca n nin değişmez, p ninse değişken bir parametre olduğu ve CnFI2n_2 biçiminde gösterilebilen izolog serilerin bulunduğuna da işaret etmişti.
Bu sınıflandırma artık yalnızca alifatik (düz zincirli bileşikler), alisiklik (kapalı zincirli bileşikler), aromatik (aromatik özellik gösteren kapalı zincirli bileşikler) ve ayrık- halkalı (ayrıkatomlar içeren kapalı zincirli bileşikler) serileri ayırt etmekte kullanılır.
SERİ sıf. (ar. şerri). Hızlı, çabuk, süratli: Seri adımlarla yürümek. Seri bir hareketle çantayı kaptı.
—Esk. Seri-ül-cevelan, hızlı dolaşan. || Seri-ül-hareke, seri-üs-seyr, hızlı giden "Sadaret müsteşarlığına ise seri-ül-hareke bir zatın tayini lazım gelirdi" (Cevdet Paşa, XIX. yy.). || Seri-ül-infial, seri-üt-teessür, çabuk gücenen, kırılan: "Peşid Paşa sehl -ül-iğal ve seri-ül-infial idi" (Ali Fuat). "Eski derilerinin altından nisbeten yüz kat seri -üt-teessür bir nesc hasıl olmuştur'' (Y. K. Karaosmanoğlu). || Seri-ül-intikal, çabuk anlar, kavrama yeteneği fazla olan. || Seri -üz-zeval, çabuk kaybolan, süreksiz.
—Ask. Seri atış, bir topçu birliği, top ya da otomatik silah tarafından analıksız olarak yapılan atışa verilen ad. (Karşt. TEK ATIŞ.)
—Med. us. huk. Seri yargılama usulü, adi yargılama usulünün hızlandırılmış biçimi. (Kısa sürede karar verilmesi gereken davalar için benimsenmiş bir yargılama yöntemidir. Bu yöntemde taraflara delillerini sunmaları için bir kez süre verilir ve verilen süreler öteki yargılama yöntemlerine göre daha kısadır.)
♦ a. Ed. Aruz vezninde bahir. (Bk. ansikl. böl.)
♦ be. Hızlı, çabuk, süratli,bir biçimde: Seri konuşmak, yürümek, okumak.
Kaynak: Büyük Larousse