YANIK sıf.
1. Yanmış olan: Yanık ekmek. Pilavın dibi yanık.
2. Yanar durumda olan bir şey için kullanılır: Lambaları yanık, demek evdeler. Yere yanık sigara atmayınız.
3. Güneşin, havanın etkisiyle, ten rengi kararmış, koyulaşmış kimse için kullanılır: Denizcilerin yanık tenleri.
4. insanı etkileyen, duygulandıran, içe işleyen bir şey için kullanılır; dokunaklı: Yanık bir sesle türkü söylemek.
5. Herhangi bir nedenle iyi gelişmemiş kimse için kullanılır; kavruk: Çevremizi yoksul, yanık çocuklar çevirdi.
6. Kıraç, verimsiz duruma gelmiş olan toprak vh için kullanılır: Yanık tarlalar.
7. Herhangi bir şeyden dolayı çok kötü bir duruma düşen, zarara uğrayan kimse için kullanılır; dertli: Bu işe zamansız girmekten dolayı yanıktı.
8. Yanık rüzgâr, hemen dinen, uzun süre esmeyen rüzgâr.
—Bine. Yanık al, al at donunun, rengi kızıla kaçan türü.
—Dantele. Yanık dantel, Venedik gipürlerinin ve İrlanda tığ dantellerinin taklidi olan dantel. (Motifler üzerine kimyasal bir madde uygulanmış bir kumaş üzerine makine ile işlenir. Bu kimyasal madde nakışı bozmadan bezin yakılmasını sağlar. Yanık dantel terzilikte ve çamaşır sanayisinde çok kullanılır.) [KİMYASAL DANTEL ya da İSVİÇRE DANTELİ de denir.]
—Tüt. Yanık tütün, geç toplanmış tütün yaprağı.
♦ be
1. Yanar biçimde, yanar olarak: Işıklan yanık bırakmak.
2. Dokunaklı biçimde: Türküyü çok yanık söylüyor.
♦ a.
1. Bedenin yanmış olan yeri, bunu gösteren iz: Yanık çok acı verir. Yüzündeki yanıklar için estetik bir operasyon geçirecek. Yanık tedavisi. Yanık lekesi. Sigara yanığı.
2. Yanmış olan şey: Yanık tadı. Yanık kokusu.
3. Yanık kokmak, ortalıkta bir şeyin yanmakta olduğunu anlatan koku bulunmak ya da is kokmak.
—Bitki patol. Buğdaylarda bir iplik kurttan (Anguillula tritici) ileri gelen ve başakların kararmasına, çiçeklerin tane yapmamasına neden olan ekin hastalığı. || Yapraklara yanmış gibi görünüm veren bazı hastalıklara verilen ad. || Bakteri yanığı, (ing. fire blight), süs elması, elma ve özellikle armut ağaçlannda bir bakteriden (Er- vvinia amybovora) ileri gelen çok ağır hastalık. (ABD'de yerleşik olan hastalık, bulunduğu yerlerde armut ağacı yetişmesine olanak bırakmamaktadır; bakteri yanığı kazaen Britanya adalarına, orada da iklim koşullarının pek elverişli olmadığı Hollanda ve Almanya'ya atlamıştır. Fransa'da 1979'dan sonra güney-doğu'da birçok meyve bahçesini yok etmiştir; artık ilkbaharı nemli ve sıcak olan bölgelerdeki bütün armut bahçeleri tehdit altındadır. Bugün için hastalığın hiçbir çaresi yoktur.
—Der. hast. Isının ya da fiziksel ve kimyasal başka etkenlerin neden olduğu doku lezyonu. (Bk. ansikt. böl.) || Yanık izi taşıyan kişi, nesne: Yanık Ali. Yanık deri. Yanık tarta. || Yanmış bir şeyin üzerinde kalan delik ya da iz: Yastık kılıfındaki sigara yanığı. || Yanık kızanklığı, bacakların ağ biçiminde pigmentlenmesine eşlik eden ve uzun sûre bir ısı kaynağının karşısında durmaktan ileri gelen eritemli deri hastalığı.
—Kim. Yanık kokusu, organik bir maddenin yüksek ısı etkisi altında yaydığı keskin tat ve koku. (Örneğin kömür kokusu.)
—Oy. iki deste iskambil kâğıdı ve iki jokerle en az 3 oyuncu arasında oynanan oyun. (Her oyuncuya 10'ar kâğıt dağılır; sırası gelen oyuncu 1 kâğıt çekip 1 kâğıt atar. Oyunculardan biri oyunu bitirdiğinde. öteki oyuncuların elinde bulunan kâğıtlar ceza puanı olarak yazılır. 100 ceza puanı aşan yanar. Yanan oyuncu, daha önce ortaya koyduğu paranın bir misli fazlasını ödeyerek yeniden oyuna katılabilir. Bütün rakip oyuncuların yanmasını sağlayan oyuncu partiyi kazanır.)
—Taşoc. Bir kesme taş bankının üst ya da alt bölümünde bulunabilen ve bankın geri kalan bölümünden daha gevrek olan birkaç santimetre kalınlığındaki katman.
—ANSIKL. Der. hast. Yanıkların nedenleri çeşitlidir: ısı etkenleri (kaynar sıvı, sıcak ya da kızgın sert maddeler, buhar); kimyasal etkenler (asitler, bazlar, fosfor); derin yanıklara neden olduğu gibi solunum ve kalp durması senkopları da yapabilen elektrik; İyonlaştırıcı etkenler: X ışınları, atom patlamaları (bu takdirde yaralı aynı zamanda radyasyonludur).
Yaygınlığına göre yanıklar çeşitlere ayrılır: vücudun % 15'inden azını kaplayan yanıklara hafif yanık, % 15-60’ını kaplayan yanıklara ağır yanık, vücut yüzeyinin % 60'ından fazlasını kaplayan ve bugün elimizdeki tedavi yöntemleriyle tedavi edilemeyen yanıklara ölümcül yanık denir.
Yanıklar derinliklerine göre de çeşitli derecelere ayrılır. Yaygın bir kızartı, yerel bir şişkinlik ve ağrı ile belirgin yanıklara bilinci derece yanık denir; bunlar birkaç gün içinde iyileşir (güneş yanığı), ikinci derece yanıklarda ağrı şiddetlidir; deri yer yer su toplayarak kabanr ve soyulur; yanık alt- derinin altına kadar (2. derece derin yanık) ulaşmamışsa kendi kendine iyileşme sağlanır, deri kendini yeniler. Üçüncü derece yanıklar da derinin bütün katları yanar, duyum tümüyle ortadan kalkar, deri parşömen görünümü alır. Bu çeşitli yanık dereceleri çok zaman bir arada olabilir ve lezyonların gerçek derinliğini saptayabilmek için birkaç gün beklemek gerekebilir. Yanıkların ağırlık derecesi bulundukları yere de bağlıdır: yüz ve boyundaki estetik sorunlar, ellerde ve büklüm yerlerinde işlevsel sekeller. Sonuç bakımından bünye de önemli bir öğedir: kapladığı yüzey aynı olduğu halde yanık, çocukta, ihtiyarda ve organik kusurları olanlarda (diyabet gibi) daha ağırdır.
• Tedavi. Küçük yanıklar kendiliğinden iyi olur, ama gene de dikkatli bir gözetim gerekir: yara dezenfekte edilmeli, su toplayan yerler kesilmeli, başlıca tehlike enfeksiyon olduğuna göre aseptik pansuman yapılmalıdır. Ağır yanıklar hastanelerde tedavi edilmeli, şokun ve enfeksiyonun önlenmesine öncelik tanınmalıdır. Bu gerçekleştikten sonra cerrahi tedaviye geçilebilir: yanmış yüzeylerin ilaçla temizlenmesi, nekroz olacağı belli parçaların kesilip çıkarılması. Olgulara göre lezyonlar ya açık bırakılır ya da örtücü pansumanlarla kapatılır. Geniş yüzey yanığı olanlar için kullanılan banyolar, vücudu, geçişme basıncı uygun ve hafifçe antiseptik bir sıvı içinde tutabilmeyi sağlar, ikinci evrede (1. haftadan 1. aya kadar) enfeksiyon önlenmeli, deri kaybına uğrayan yerler ona- rılmalı, kötü, aykırı duruşlara karşı savaşılmazdır. Bu devrede, çok yüksek kalorili, uzun süreli bir diyeti ve beslenme rejimini gerektiren genel durum bozukluğu ile birlikte bir "yanık hastalığı" ortaya çıkabilir Yanıkların derinliği ve özellikle yaygınlığı, hastaların yoğun bir gözetim altında bulundurulmasını ve yalnız uzman servislerde gerçekleştirilebilecek sürekli bakımı gerektirir. Kan dinamiği ile su elektrolit dengesini sağlamak, enfeksiyonların çıkardıkları sorunları çözümlemek, hatta solunum ve böbrek etkinliklerini desteklemek gibi reanimasyonun tüm olanaklarının kullanımı çok zaman kaçınılmaz olur. Derinin yitirilen bölgelerinin onarımında, geniş çapta kesim yapıldıktan sonra, kişinin kendi derisi kullanıldığı için en iyi yöntem olan öz doku nakline başvurulur Bu gerçekleştirilmediği hallerde başka bir vericiden alınan deri kullanılır.
Yanıkların bıraktığı sekeller çok çeşitlidir: yer yer beslenme bozuklukları, ned- beler, keloitler, çekici yapışıklıklar; kansere dönüşme ise nadirdir.
—Oftalmol. Kimyasal yanıklar. Yakıcı bir sıvının (baz) ya da asidin gözlere değmesinden doğan yanıklar en sık görülenlerdir. Böyle yanıklar çok acil tedavi edilmek gerekir, göz çok zaman kör olur. Bu yanıklar kimyasal maddelerle çalışan işçilerde görülür ama, gündelik yaşamda da rastlanabilir. Zorlamadan, sıkılmadan dikkatlice açılması gereken bir plastik çamaşır suyu şişesinin rasgele sıkıştırılarak açılması halinde doğacak tehlike üzerinde özellikle durulmalıdır. Gözkapakları, özellikle konjonktiva ve kornea, gözleri kapamaya vakit olamayacağı için ilk zarar görecek yerlerdir. Isı yanıkları genellikle daha ağır yanıklardır. En çok zarar gören yerler gözkapakları olup bunlarda her derece yanığa rastlanabilir; derinlemesine zarara uğramışlarsa nedbelerden ötürü çekintiler ve biçim bozuklukları ortaya çılâbilir, oynayabilmeleri kısıntıya uğrar ve deri nakilleri gerekebilir. Göz küresi eğer yanmakta olan yabancı bir cismin darbesine uğrarsa zarar görebilir. Bununla beraber gözyaşının ince akıntısı bir dereceye kadar yanığın etkisini azaltır ve yanık çok zaman yüzeysel kalır. Ne olursa olsun yabancı cisim bulunmalı ve çıkarılmalıdır. Bu işlemin önemi, hava ile temas halinde kaldıkça yanmasını sürdüren fosfor için daha da geçerlidir.
Kaynak: Büyük Larousse