Kano
, bir ya da daha fazla kısa kürekle kullanılan, her iki ucu sivri, hafif kayık. Kürekleri benzer araçlardakinden farklı olan kanoda, kürekçilerin yüzü pruvaya dönüktür.
İki temel kano biçimi vardır: Tek palalı bir kısa kürekle kullanılan ve bir uçtan öbür uca kadar üzeri açık olan kano ile iki palalı bir kısa kürekle kullanılan ve kürekçinin sıkıca yerleştiği bir sahanlığı bulunan güver- teli kayak (bak. kayak). Bazen oyma kayık da kano diye adlandırılır.
Kristof Kolomb, Batı Hint Adaları Yerlilerinin, kütükten oydukları kayıklara canoa adını verdiklerinden söz etmiştir. İlk kanolar hafif ahşap iskeletli olabildikleri gibi, ağaç kabuğuyla (çoğunlukla huşağacı, bazen de karaağaç) kaplanmış ya da üzerine hayvan derisi gerilmiş balina kemiğinden de (Eskimo kayakları) yapılabiliyordu. Bazı kanolar da köklerle birbirine dikilip reçineyle kalafatlanmış ağaç kabuğu parçacıklarından yapılırdı. Huşağacı kabuğundan yapılan kanoları ilk kez, bugün ABD’nin kuzeydoğusuyla Kanada’nın güneybatısını oluşturan bölgede Algonkinler kullanmışlar ve bu kano buradan batıya doğru yayılmıştır. Eşya ve insan taşımakta kullanılan, huşağacından yapılmış kanoların boyları 4,5 m’den (en yaygını 6 m olanlardı), bazı savaş kanolarında 30 m’ye kadar değişebiliyordu; bazılarında kürekçi sayısı 20’ye varırdı. Oyma kanolar ise, bugün ABD’nin güneydoğusu ve Büyük Okyanus kıyısı boyunca Kanada’nm kuzeyine kadar uzanan bölgedeki Yerliler, aynca Afrika, Yeni Zelanda ve Büyük Okyanus’taki adalarda yaşayan başka halklar tarafından kullanılmaktaydı. Kanolar, sırıklarla birbirine bağlanarak (bak. katamaran) ya da avara demiri ile açık denizde kullanılmaya uygun duruma getirilirdi. İlk Fransız misyonerler ve kâşifler de, Kuzey Amerika’nın kuzey bölgelerinde huşağacı kabuğundan yapılmış kanolar kullandılar.
Günümüzde spor ve eğlence amacıyla kullanılan kanolar değişik boyutlarda olmakla birlikte çoğunlukla yaklaşık 5 m boyunda ve yaklaşık 85 m genişliğindedir. Derinlikleri 30-35 cm arasında değişir ve uçları hafifçe yukarı kalkıktır. Kanolar ahşaptan, ahşap iskelet üzerine gerilmiş çadırbezinden, alüminyumdan ve kalıplanmış plastik ya da cam yününden yapılır. Bazıları yelkenli olarak tasarlanmış ya da bu amaca uyarlanmıştır. Bazı alüminyum kanoların kıç bölümü, dıştan motor takılabilmesi için kare biçiminde yapılır. 20. yüzyıl başlarında portatif botun kullanılmaya başlaması kanocular arasında kayak kullanımını büyük ölçüde artırmıştır.
MsXLabs.org & Ana Britannica