MUHALEFET a. (ar. muljâlefet)
1. Bil kimseye, bir düşünceye, bir karara vb. kar şı çıkmak, direnmek, engel olmaya çalış mak eylemi: Bu tasan öteki partilerin rhp halefetiyle karşılaştı. Ölüm cezalarına mu halefetiyle tanınan bir hukukçu.
2. Biı yasaya, bir karara uymama, ona aykır davranma: Ateşli silahlar yasasına muha lefetten tutuklandı.
3. Bir partide, bıı grupta, bir dernekte vb. yönetimin karşı sında olan, ona karşıt görüşler taşıyar grup: Sol muhalefet, partiyi olağanüstü kurultaya çağırdı. Seçimi muhafelet ada yı kazandı.
4. İktidar partisinin programına, uygulamalarına karşı olan ve beli, bir dönemde iktidara ve hükümete karşı çıkan partilerin ve siyasal güçlerin tümü: Bölünmüş bir muhalefet. Muhalefete geç mek. (Bk. ansikl. böl. Siyas. bil.)
5. Biı şeye muhalefet etmek, bir görüş, bir tutum ya da düşünceye karşı çıkmak, karşı bir tutum takınmak.
—Esk. dilbilg. Muhalefet-i kıyas, bir sözcüğün, bir tamlamanın anlam ve söyleniş açısından kurallara aykırı olarak kullanılması. (Kiyaset muhalefet ya da galatı tahakkümı de denir.)
—Huk. Muhalefet şerhi - karşioy" YAZISI.
—İsi. Muhalefetün li'l-i havadis, yaratıklardan hiçbirine benzememe durumu ve niteliği anlamına Tanrı'nın sıfatlarından biri.
—Meteorol. Ulaşımı engelleyen kötü hava.
—AnsIkl. Siyas. bil. Muhalefetin demokraside, yöneticilerin denetim aracı ve almaşma etkeni olarak temel bir işlevi vardır. Siyasal yaşam, iktidarda birbirini izleyen iki parti ya da eğilim arasında örgütlendiği zaman, bu işlev daha kolay sağlanır. Ingiltere'de iş başındaki çoğunluğun yerine geçip bıraktığı işi sürdürmeye hazır olan muhalefetin resmi bir konumu vardır; devletten aylık alan muhalefet başkanı, hükümete göre düzenlenen bir "gölge kabine"yi yönetir ve karşı önerilerde bulunur.
Kaynak: Büyük Larousse