PAÇA a. (fars. pa, ayak ve -çe; pâ-çe. küçük ayak’tan).
1. Pantolonun, şalvarın, şortun, donun vb. ayakların ya da bacakların çıktığı bölümü: Pantolonun paçalarını kesip şort yapmak. Bu şortun paçaları çok kısa.
2. Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı; bu ayaktan yapılan yemek.
3. Paçaları sıvamak, bir işi yapmaya, onun gereklerini yerine getirmeye hızla hazırlanmak. || Paçalarından akmak, bir kimseden söz ederken, kir ve pislik içinde bulunduğunu belirtmek için söylenir. || Paçası düşük, kılıksız, pasaklı özensizce giyinen kimse için kullanılır. || (Birini) paçasından tutup atmak, bir kimseyi aşağılayıcı bir tutumla bir işten ya da yerden kovmak.
—Esk. sil. Yay yapımında kullanılan hayvan sinirlerinden kesilen, artan parçalara verilen ad. (Timar ya da ince yarış oklarını çekecek yaylarda inek siniri; tirkeş, Çerkez, tatar oklarının yaylarındaysa öküz siniri kullanılırdı. Bu sinirler kurutulduktan sonra yayın uçları arasında beşe bölünür, iki baştan artan parçalar kesilirdi. Beş boy sinir yeniden kurutulur, sonra mermer üzerinde şimşir tokmakla dövülerek yumuşatılır, tel tel inceltilirdi.)
—Kasapl. Sığır ve dananın önkol ve ayağının üst kesiminde yer alan kısımlar. (Tümüyle kemikli olan bu kısım kasaplık bir parça değildir.)
—Mutf. Çeşitli biçimlerde hazırlanmış (haşlanmış, galeta ununa bulanarak kızartılmış vb.) kasaplık (dana, koyun) ya da şarküteri (domuz) hayvanının ayağı. || Keçi ya da koyunun ayak kısmından yapılan yemek. || Paça dondurması, ortadan kırılarak haşlanmış paçaları kemiklerinden ayırıp, suyu biraz koyulaşınca sarmısak ve sirkeyle birlikte içine etlerini de atıp dondurarak yapılan paça yemeği. Paça donması da denir.) || Paça tiridi, paçanın suyuyla ıslatılmış pide ya da ekmeklerin üzerine paçanın etlerini koyup fırında pişirerek yapılan yemek. (Yoğurtlu olarak da yapılır.) || Paça yahnisi, bol soğanlı ve nohutlu paça yemeği. (Paçalar haşlandıktan sonra ayrı bir yerde bolca soğan kavrulur, içine haşlanmış nohut, biraz salça ve domates konularak kendi suyuyla pişirilir.)
—Spor. Yağlı güreşlerde güreşçinin giydiği kispetin her iki baldırın ortasına kadar uzanan kısmı. (Paçaların uçkurluklarındaki urganlar iyice bağlanır, böylelikle rakip güreşçi paçayı elle tuttuğunda kispetin bu kısmı yukarı doğru kaymaz.) || Yağlı güreşte parmakları kispetin paça bağına geçirip tutarak rakibin dengesini bozmaya yarayan bir oyun başlangıcı. (Tek elle yapılırsa tek paça, çift elle birden yapılırsa çift paça denir.) || Paça bağı, paçadaki ince uçkurlukta bulunan ve tutulduğu zaman paçanın yukarıya doğru sıyrılmasını önleyen ince ve dayanıklı bağ.|| Paça kasnak, yağlı güreşte bir oyun. (Güreşçi bir eliyle rakibinin bir paçasından tutar, öteki elini apış arasından geçirerek kispetin belinden kavrar ve rakibi sırtüstü çevirmeye çalışır.) || Paça kazık, yağlı güreşte bir oyun. (Güreşçi bir eliyle rakibinin paçasını yakalar, kispetin paça derisini avuçlar; öteki eliyle rakibinin vücuduna ya da bacağına sarılarak başaşağı diker.)
—'ferz. Paça astarı, paça kenarlarının ayakkabıya sürtünerek aşınmasını önlemek amacıyla paçanın iç kısmına dikilen kumaş ya da deri şerit.
—Yağ. mad. Paça yağı, sığır paçasından özütlenen ve çok yüksek oleik asit oranı (°/o 60-65) ile yükseltgenmeye karşı çok büyük direnci bakımından diğer yağlardan ayrılan yağ; bu özelliklerinden dolayı saatçilikte yağlama yağı olarak kullanılır.
—Zootekn. Özellikle tavuk ve güvercin gibi kuşların ayak bileklerinden başlayarak bacaklarını saran tüy topluluğu.
Kaynak: Büyük Larousse