Arama

Pencere Nedir?

Güncelleme: 1 Aralık 2015 Gösterim: 7.416 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
12 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Pencere

Sponsorlu Bağlantılar
isim (pe'ncere) Farsça pencere

Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık:
"Yüzümü en çok da pencerelerden yana döndürüyorum."- A. Ağaoğlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • pencere açmak
Birleşik Sözler
  • pencere eteği
  • pencere kanadı
  • çift pencere
  • göz pencere
  • sağır pencere
  • çatı penceresi
  • dünya penceresi
  • hacet penceresi
  • köşe penceresi
  • tavan penceresi

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
3 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Pencere

Sponsorlu Bağlantılar
Vikipedi, özgür ansiklopedi


200px Picswiss SO 15 26
İsviçre'de bir evin penceresi


Pencere, yapılarda, ulaşım araçlarında mekânı aydınlatma ya da havalandırma amacı güdülerek duvarlara ya da benzer bir sert yüzey üzerine bırakılan açıklıktır. Pencereler genelde bir çerçeve yardımıyla sabit duruma getirilen cam ya da benzeri saydam/yarı saydam materyallerle örtülür. İçeri ya da dışarı doğru açılabilen her bir bölmesine kanat adı verilir. Pencerelerden, kapalı tutuluğu takdirde hava akışını ve sesi önlemesi amacıyla yararlanılır. Pek çok kültürde mimarinin önemli ögelerinden biridir. Özelikle dinî yapıların inşasında sıkça başvurulan pencereler, cam kullanarak üzerlerinde uygulanan sanatsal çalışmalarla dikkat çekerler. Gotik mimaride sıkça kullanılan vitray en önemli pencere süsleme sanatlarındandır.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Aralık 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
PENCERE a. (fars. pencere).
1. Bir yapının duvarına açılan ve iç mekâna doğal ışığın girmesini, dışarının görünmesini ve gereğinde havalandırmayı sağlayan camlı açıt. (Bk. ansikl. böl. inş ve Mim.)
2. Görüş, anlayış bakış biçimi: O olayla önünde yeni bir pencere açıldı.
3. Bakılacak yüze pencere bırakmak, ileride tekrar ilişki kurulacağı düşüncesiyle bir tartışmada kırıcı olmaktan kaçınmak. || Pencerede olmak, pencereye çıkmak, bir pencerenin aralığında durarak dışarı bakmak

—Anat. Kulakdavulu çeperinin içteki yanında bulunan ve içkulak ile ortakulağı birleştiren iki deliğe verilen ad: üzengi 'emiğinin tabanıyla kapanana oval pencere, ince bir zarfa (ikinci kulakzarı) kapanana yuvarlak pencere denir (Bk. ansikl. böl.)

—Cerr. Araştırma amacıyla açılan delik.

—Fiz. Bir alette, bir ışımayı geçirmeye yarayan ve bu ışımaya karşı saydam bir lamla korunan açıklık. (Örneğin germanyum pencereli kızılaltı alıcısı.)

—Gezbil. Atmosfer penceresi, içindeki Güneş ışınımı bir gezegenin atmosferi tarafından soğurulmayan elektromanyetik tayf aralığı. (Ver atmosferi, görünür alanda 0,38 ile 0,78 ım, radyo alanında ise yaklaşık 1 mm ile 15 m arasında iki pencereye sahiptir.)

—Havo Sekstant gözetleme penceresi, bir uçak gövdesinin üst bölümünde yer alan ve seyrüsefer personelinin astronomik konumlama yapmasını sağlayan saydam kubbe

—Isıl mot. iki zamanlı bir motorda, silindir çeperlerine açılan giriş egzos ya da süpürme deliği. (Dört zamanlı supapsız motorlarda, yalnızca, istenilen zamanda kayan gömlekler tarafından açılan giriş ve egzos pencereleri bulunur)

—inş Pencere eleği, döşemeden pencere denizliğine kadar yükselen sağır bölüm.|| Akordiyon pencere ya da katlanır pencere, birbirine eklemlenmiş panolardan oluşan ve telaro başlıklanndaki yatay yuvalar içinde kayarak açılan pencere || Ara pencere, yapının dış duvanrıa değil, iki iç me kân arasındaki duvara açılmış pencere || Avustralya penceresi, üst üste enlemesine iki kanattan oluşan vs koşut düzlemlere göre kanatlarının biri dışa açılırken, öteki içe açılan pencere (Eklemlenme eksenleri, düşey yanlara tespit edilmiş pimler aracılığıyla kayar ve iki ayarlama kolu kanatların açılmasını sağlar) || Baskül pencere kanadı, yatay pimler üstünde dönen pencere (Eksen, pencere yüksekliğinin ortasında yer alır ve suyun içeri girmesini önlemek için alt bölüm dışarı doğru açılır.) || Bileşik pencere sabit bölümlerle birbirinden aynlmış birçok kanattan oluşan pencere. || Blok pencere, kanat ve telaroıarın, bütün açma-kapama organlarının, koruma düzeneklerinin, lento, dikme şev, ısıtma ve havalandırma düzeneklerini oluşturan çerçevenin, hep birlikte önüretimli olarak yapıldığı blok. || Çift pencere ısı ve/ya da ses yalıtımı sağlamak üzere aralarında hava boşluğu bulunan, birbirine koşut camlı iki yüzeyden oluşan pencere || Düşey eksenli pencere ekseni pencere açıklığının ortasında ya da üçte birlik bölümünde yer alan düşey pimler üzerinde dönerek açılan pencere || Fransız penceresi, yan dikme boyunca yerleştirilmiş düşey bir eksen çevresinde dönerek içeri doğru açılan tek ya da çift kanatlı pencere. || Hazır pencere fabrikada telarosuyla birlikte hazırlanan önüretimli pencere || İngiliz penceresi, yan dikme boyunca yerleştirilmiş düşey bir eksen çevresinde dönerek dışarı doğru açılan tek ya da çift kanatlı pencere || İtalyan penceresi, enlemesine düzenlenmiş kanatlann levye kolları yardımıyla ve sabit ya da düşey kayıtlar içinde kayan üst yatay eksen üzerinde dönmesiyle genellikle dışa doğru açılan pencere \\Kanada penceresi, enlemesine düzenlenmiş kanadın levye kollan yardımıyla düşey yuvalarda kayması ve alt yatay eksen üzerinde dönmesiyle genellikle içeri doğru açılan pencere || Körük pencere enlemesine düzenlenmiş kanadı genellikle içeri doğru açılan ve yatay olan ekseni alt başlıkta yer alan pencere || Sürme pencere kanadı ya da kanatları lambalı bir kasa içinde yatay ötelenmeyle açılan pencere || Yalancı pencere, sağır pencere || Yüksek pencere bir kilisede ana sahran üst bölümüne açılan ve iç mekâna dolaysız ışık girişini sağlayan pencere

—Mak. san. Bir parçaya, içinden başka bir parçanın, bir akışkanın, bir sökme takımının vb.'nin geçebilmesi için açılan delik. || Bir pompanın gövdesinde yer alan ve suyun besleme borusu içine akmasına olanak veren açıklık.

—Ormanc. Bıçkı ve soyma makinelerinde bıçakla baskı çubuğu arasında bulunan ve kaplama yaprağının geçmesine yarayan aralık. (Pencerenin açıklığı ile kaplama yaprağının kalınlığı arasındaki oran baskı derecesini belirler.)

—Sine. Kameranın ya da göstericinin içine yerleştirilen dikdörtgen biçiminde açıklık. (Filmin hizasına ve filmle objektif arasına yerleştirilen pencere, görüntünün sınırlarını belirler. Perdede filme alınmış görüntünün [hiçbir zaman tam olarak net olmayan] kenarlarının görünmesini engellemek için göstericinin penceresi çekim penceresinden biraz küçüktür.) || Pencere yöntemi, iki planı birbirine bağlarken ikinci planın bütün perdeyi kaplayacak biçimde sınırları hareketli bir görüntü olarak ortaya çıkmasına dayanan yöntem.

—Yerbil. Bir sürüklenme örtüsünde, temelin görülmesine olanak veren, aşınmayla meydana gelen delik; haritada sürekli bir anormal dokanakla sınırlanmıştır.(Tektonik bir pencere, yalnızca aşınmanın eseri olduğunda vadiler bölgesine ya da yapısal çatıda bir kubbeleşme varsa yüksek bölgelere karşılık gelir. Anormal dokanak tam değilse yarı-pencere'den söz edilir.)

—ANSİKL. Anat. Kulakdavulundaki oval ve yuvarlak pencereler seslerin ortakulaktan içkulak sıvılarına iletilmesini sağlar. Ses dalgası, kulakzarı-kemikçikler zinciri aracılığıyla, normal olarak oval pencerede devinen üzengi kemiği tabanını harekete geçirir ve sıvılar sıkışmaz olduğundan, labirent sıvıları için bir genişleme yolu olarak yuvarlak pencerenin zarında tersine bir hareket yaratır.

—inş. Kâgir bir yapıda, pencere boşluğuyla kapı boşluğu, yan ve üst bölümleriyle aynıdır; pencere eteği diye adlandırılan ve pencere altında, denizlikten döşemeye kadar uzanan ince duvar, bu iki açıt arasındaki farklı bölümdür. Pencerenin kanat adı verilen açılır bölümlerini duvara bağlayan sabit kasaya telaro denir. Kanatlar kayıt 1arla bölmelenerek, kanat yüzeyi daha küçük cam levhalarından oluşturulabilir. Kullanılan türe göre, bir pencerede şu öğeler yer almalıdır: dönmeyi ve açılıp kapanmayı sağlayan demir düzeni (menteşe, mandal, ispartydet); sızdırmazlık ve yeterli yalıtım sağlamak için, hem kanatlar arasında uygun birleştirmeler, hem de alt bölümde denizlik. Çift pencereler ya da çift camlı pencereler, pancurlar, storlar bir yandan bu yalıtımı iyileştirirken, bir yandan da mahremiyet ve güvenlik sağlarlar.
Pencerelerin biçimi ve düzenlemesi, iklim koşullarına, tekniklere, kullanılan gereçlere göre büyük farklılıklar gösterir. Ortaçağ’a kadar ve günümüzde sıcak ülkelerde pencere kafesli bir açıttır Kuzey bölgelerinde pencerenin suya ve soğuğa karşı sızdırmaz bir engel işlevi görmesi zorunlu olduğundan, aydınlatma işlevi ikinci planda kalır. Batı'da, Ortaçağ kiliselerinde pencereler vitray panolardan oluşur. Bununla birlikte, konutlar havalandırma kaygısı ve camın pahalı bir gereç olması nedeniyle uzun süre üstünkörü bir biçimde kapatılmıştır. Başlangıçta, kanat, kasa lambası içine basit bir biçimde eklemlenirdi. Üst üste ya da yan yana iki kanat, taş bir ara başlık ya da ara dikme konulmasını gerektirdi; ara başlıkla ara dikmenin keşismesiyle dört kanatlı pencere ortaya çıktı. XVII. yy.'da, ara kayıt, kanatlardan birine bağlanan ve ispanyolet"! taşıyan basit bir pekitme öğesine dönüştü. Günümüzde, metal ve beton strüktürlerin sunduğu yeni olanaklar, pencere düzenini tümüyle değiştirdi. Türlerin çoğalmasının yanı sıra, geniş pencereler yapılmasını sağlayan betonarme lentoların, mekanik kumandalı metal doğramaların ve çok çeşitlenen cam gereçlerin sağladığı olanaklar belirtilmelidir. Balkonlara açılan ve etek bölümleri bulunmayan camlı açıtlar, kanatları göz önüne alındığında pencere-kapılardır. Perdeduvar adı verilen takma cephe tekniğinde pencere yeniden Ortaçağ'daki işlevine kavuşmuş ve bağımsız bir klimatizasyon yardımıyla yarı saydam bir ekrana dönüşmüştür.

—Mim. Pencere, daha Antikçağ'ın erken dönemlerinde Yunanlılarda biliniyordu. Önceleri, lento ve yan dikmeler ağaçtan yapılırdı; sonra, ahşabın yerini taş aldıysa da, bu öğeler eski biçimlerini korudu. Konutlarda, zemin katın, hatta çoğunlukla üst katın sokağa bakan cephelerinde, doğal ışığın girmesi için basit yarıklar açılırdı. Gerçek anlamda pencereler iç avlulara bakardı. Pompei evi gibi Roma evi de bu düzenlemeyi korumuştur. Roma döneminde silmeler ve kimi zaman aşırıya varan heykeller, pencerelerin ve kamu anıtlarının çevresini süsler. En dar pencerelerin hiçbir kapatma düzeniyle donatılmadığı, ışık ve havanın serbestçe bu yarıklardan girdiği sanılmaktadır. Daha büyük pencerelerse ahşap kanatlarla kapatılırdı. Yarısaydam taşlar ve cam da, Pompei'de- ki örneklerden anlaşıldığı gibi, yaygın olarak kullanılırdı. Roma döneminde, camın yerine ahşap ya da taş kafesler yeğlendi. XIII. yy.'da büyük cam yüzeyler pencerelerin biçimini önemli ölçüde değiştirdi. Kemerler, gülçeler büyük bir desen zenginliğiyle kesişerek bölmeler oluştururdu. Ortaçağda cam, kamu yapılarında kullanılmadan önce, özel konutlarda rağbet gördü. Ancak, XVI. yy.'ın sonuna kadar çok yaygınlaşmadı. Çoğu kez, pencerelerin önüne halatlardan, demir ya da bakır tellerden oluşturulmuş bir kafes gerilir, hatta kayıtlar üzerine yağlı kâğıt ya da mumlu bezler yapıştırılırdı Kentlerde, birinci ve ikinci katlar büyük pencerelerden ışık alırdı. Şato pencerelerinin önüne, çoğu kez kalın bir dokuma gerilirdi. XIII. yy.'dan sonra, pencere boşlukları daha büyük yapılmaya başlandı: açılıp kapatılması daha kolay olan kanatlar tasarlandı ve pencere süsleri, mimari dekorasyonun en özenli ve zarif yapıtları arasına girdi.
J. Mellaart, Çatalhöyük kazılarında pencereye rastlamamasına karşılık burada damın hemen altına yerleştirilmiş hava pencereleri olduğu kanısındadır; Hacılar' ın VI. katmanındaysa (İ.Ö. 5500), dikdörtgen biçiminde, 0,55 m genişliğinde bir pencere saptamıştır. J. Garstang da Mersin Yümüktepe kazılarında Üst Bakırtaş dönemi surlarında atış mazgalı işlevinde pencereler belirlemiştir. Kültepe'de, karum yapılarından birinde (İ.Ö. II. binyıl başları), soğaka bakan taştan bir duvarda 42 cm genişliğinde bir pencere ortaya çıkarıldı. Boğazköy kazıları Hititler'in anıtsal yapılarındaki pencerelerin (hititçe luttai) biçimlerini ve düzenlerini aydınlatmaktadır. Tapınak l’de var olduğu sanılan en az kırk pencereden on ikisi saptanmıştır. Bunlar dikdörtgen biçimindedir ve taş ya da kerpiç duvar içinde pervazlı ahşap sövelidir; ayrıca zemine yakınlıklarıyla da dikkati çekerler. Mısır ve asur kabartmalarında yer alan hitit kalelerinde pencereler dikdörtgen biçimindedir, bunlar yapıların üst katlarında ya da alt katta kapı yüksekliğinin üstünde gösterilmiştir. G.-D. Anadolu’da Tel Açana, Zincirli vb. yerleşmelerde pencereye rastlanmaması nedeniyle (yalnızca Zincirlide Kalamur sarayı’nda bir odada bakışık düzende ikişer pencere saptandı) tavanın hemen altında açılmış aydınlık pencerelerinin yapıldığı sanılmaktadır.
Türk mimarlığında pencereler düz atkılı, yuvarlak ya da sivri kemerlidir. Anıtsal yapılarda, özellikle camilerde pencereler kemer düzenine uygun olarak bakışıktır; açı- labilen alt pencereler dıştan parmaklıklı, içten ahşap kanatlıdır. Üst pencereler ise alçı ve renkli cam süslemelidir (revzen). Yuvarlak kemerli pencereler genellikle kubbe kasnaklarında uygulanmıştır. Büyük kâgir yapılarda duvarın taşıma gücünü zayıflatmamak için pencereler destek kemerlerin içine açılırlar.
Türk evinde pencereler çoğunlukla sofaya, avluya ya da bahçeye açılırlar. Bunların sayısı, boyutları yöreden yöreye değişmekle birlikte, genellikle ikisi-üçü yan yana düzenlenen, uzun dikdörtgen biçiminde, düşey sürmeli pencereler yaygındır. Sokak yönündeki zemin katı duvarları sağırdır ya da küçük pencerelidir. Üst katlardaysa bu kaygı azalır, ancak parmaklıklar, kafeslerle evin içinin dışardan görülmesi önlenir. Ayrıca odaların yazlık ya da kışlık oluşları da pencerelerin sayısını ve boyutlarını etkiler (yazlık mekânlarda büyük, kışlık bölümlerdeyse küçük ve dıştan kapaklı pencereler yeğ tutulur). Ayrıca baş- oda gibi özenle döşenen odalarda, duvarların üst bölümünde tepe ya da kafa penceresi denilen revzenli pencereler bulunur.

—Tar. Prag'da pencereden fırlatma olayları, 30 temmuz 1419'da, husçu devrimin başlangıcında, vaiz Jan de 2eliv'in yönettiği halk, kral Venceslav IV yanlısı yedi ka- tolik meclis üyesini, belediye sarayının pencerelerinden aşağı attı (birinci pencereden fırlatma olayı). 23 mayıs 1618'de, bazı bohemyalı soylular, başlarında Thum kontu olduğu halde, Hradcany'de (krallık sarayı) dört vali muavininin müzakere için toplanmış oldukları salonu bastılar. Slavata ve Martinic adlı iki vali muaviniyle Fabricius adlı bir kâtip, pencereden şatonun hendeğine atıldılar. Ancak, atılanlar bir gübre yığını üstüne düştüklerinden hafif yaralarla kuruldular Bu ikinci pencereden fırlatma olayı, Otuz yıl savaşı’nın başlamasına neden oldu.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

23 Aralık 2008 / gülmek Sosyal Ağlar
30 Ağustos 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
3 Şubat 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
3 Ocak 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
3 Şubat 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük