Arama

Rampa Nedir?

Güncelleme: 19 Kasım 2015 Gösterim: 3.447 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
13 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Rampa
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim (ra'mpa) İtalyanca rampa

1 .
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü:
"Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu."- R. N. Güntekin.
2 . Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set:
"Birimiz istasyon rampalarında yan gelirken birimiz yokuşlarda çabalar."- A. N. Asya.
3 . Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç.
4 .
(askerlik) Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek.

5 .
(denizcilik) Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması.

6 .
(denizcilik) İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • rampa etmek

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
RAMPA a. (fr. rampe).
1. Bir yapının, düzenlenmiş bir yerin (park, bahçe vb.), farklı düzeylerde bulunan iki bölümü arasında gidiş gelişi sağlamak için yapılmış eğik düzlem: Bir garajın rampası. Bir parkta, terasa giden rampa.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Çıkış yönünde göz önüne alınan eğimli kara ya da demiryolu. (Bk. ansikl. böl. Bayınd.)
3. Rampa etmek, bir kimseden söz ederken, çağrılmadığı halde bir başkasının içki masasına pişkin bir tavırla oturmak (arg.).

—Aktar. Yola göre daha yüksek düzeyde olan ve bir karayolu taşıtına ya da bir vagona aynı düzeyde yük yüklemeyi sağlayan, genellikle kâgir olarak yapılmış set. |j Ayarlanabilir rampa, yükleri bir nhtımdan bir kamyon ya da vagona (ya da bunun tersi) güvenli bir biçimde aktarmayı sağlayan rampa.

—Anat. Kulakdavulu, dalız rampası, içkulaktaki salyangozun, helikotrema aracılığıyla ilişkide oldukları koklea tepesi dışında, birbirinden sarmal lamina ve zar labirentle ayrılan ve perilenf içeren iki kısmından her biri. (Kokleanın tabanında, oval pencereyi kapatan üzenginin tabanı ile yuvarlak pencere zarı, sırasıyla, dalız rampası ile kulakdavulu rampası arasındaki “pencere mekanizmasını" sağlar.)

—Bayınd. Çekme rampası, hafif bir eğimle su altına inen dolgu toprak. || Yaklaşma rampası, bir sanat yapısına, bir rıhtıma, bir katlı kavşağa vb. ulaşan eğimli yol.

—Denize. Gemi kızaklarına yerleştirilen takozları birbirine kenetlemede kullanılan uçları sivri, U biçiminde demir. || Bir geminin yanaşmasına elverişli olmayan bir kıyıya yerleştirilen ve geminin karayla bağlantısını sağlayan duba ya da sal. || Rampa etme, bir tekneyi, başka bir tekneye ya da iskeleye yanaştırma.

—Dy. Bir hattın ayırtedici rampası, hat üzerinde bulunan ve kurbaların neden olduğu direnç göz önüne alınarak bir iki birim yükseltilen rampa. || Yükleme rampası, hareketli bir köprü yardımıyla vagonlara yükleme yapmaya olanak veren rampa. || Yükseltme rampası, çift olarak kullanılan ve yoldan çıkmış bir demiryolu taşıtını tekrar hat üzerine oturtmayı sağlayan kaldırma aygıtı.

—Esk. denize. Rampa baltası, rampacıların kullandığı, iki tarafı keskin kısa saplı balta. || Rampa herbdsi, yelkenli savaş gemilerinde, borda bordaya yapılan savaşlarda lombarları gözetlemekle görevli askerlerin kullandığı, ağaç saplı, süngü biçiminde silah. || Rampa manevrası, bir gemiyi, düşman gemisiyle borda bordaya getirmek için yapılan manevra. (Bk. ansikl. böl.) || Rampa olma, eski deniz savaşlarında bir geminin, ele geçirmek istediği bir başka gemiye aborda olması.

—Havc. Bir pisti aydınlatmak için yerleştirilmiş projektörler dizisi. || Katapult rampası, bir katapultun sabit bölümü.

—Mak. san. Üzerinde bir tekerciğin ya da mekanik bir düzeneğin çıktığı ya da indiği eğik bölüm. || Kam rampası, bir kamda, iki eğri yayını birleştiren doğrusal bölüm.

—Petr. san. Yükleme rampası, tankerlerin ve sarnıç vagonlann hortumlarla bağlanarak akaryakıt yüklendiği, doldurma kolektörü ya da boru donanımı.

—Sil. Fırlatma rampası, uçakları ya da özitimli mermileri, roketleri ve güdümlü mermileri fırlatmayı sağlayan ve eğik düzlem halinde bir gövdeden meydana gelen sabit ya da hareketli düzenek. (Bk. ansikl. böl.)

—Tarım mak. Püskürtme rampası, pülve- rizatör memelerinin tespit edildiği kanal sistemini taşıyan, çarmıklarla pekiştirilmiş metal iskelet. || Sulama rampası, destekler üzerine yerleştirilen, üzerinde serpici sistemleri ya da delikleri bulunan, tarla ya da bahçeleri sulamada kullanılan uzun, büyük çaplı boru. (Büyük tarım alanlarının sulanmasında, bir eksen etrafında otomatik dönen ya da destek çarkları üzerinde devinen bir motor sayesinde belirli aralıklarla yer değiştiren rampalar kullanılır.)

—ANSİKL. Bayınd. Bir rampada, yerçekimini yenmek için gereken çekme kuvvetinin, taşıtların en uygun kullanımına karşılık gelen sınırlar içinde kalması için, karayolu ya da demiryolu projelerinde gereğinde yolu uzatarak (dağ yollarında İaşeler, helisel tüneller vb.), boyuna eğimleri sınırlandırma yoluna gidilir Önemli karayollarında, rampalar genellikle % 4-% 6 değerleri arasında tutulur, ancak dağlık kesimlerde, kimi zaman % 10'u aşarlar.

• Demiryolu teknolojisinde klasik tasanmlı hatlarda en büyük rampalar 8-15 mm/m arasında değişir; dağ yollarında 50, hatta ender olarak 90 mm/m'lik rampalar kabul edilir. Merkezi bir ray üzerine etki eden kremayerli özel makineler genellikle 70 mm/m’yi aşan rampalarda kullanılır. (EĞİM.)

—Esk. denize. Rampa manevrası, genellikle az silahı bulunan ticaret gemilerine saldıran korsanlar tarafından XVI. ve XVII. yy.’da uygulanmıştır. Buna karşılık, manevra kabiliyeti az gemilerden oluşan filoların savaşında daha ender olarak kullanılmıştır. Geminin rüzgâra bağımlılığını yok eden buharın ortaya çıkışıyla, özellikle de Ferdinand Max'\r\ Re d'ltalia'yı mahmuzladığı Lissa savaşı’ndan (1866) sonra rampa manevrası yeniden önem kazandı. Ama, uzun mesafeli savaşların bir sonucu olarak topun ve torpidonun gelişmesi bu savaş taktiğini ortadan kaldırdı, iki dünya savaşı boyunca, borda manevraları çok özel durumlarda, özellikle de yüzeye çıkan denizaltılar tarafından uygulandı.

—Sil. Çıkış sırasındaki tepkime eksikliği özitimli mermilerin temel ayırtedici özelliğini oluşturur; bu mermilerin fırlatılması için ateşli silahlar gerekmez, yalnız basit bir destek mermileri hedefe doğru yönetir. Bununla birlikte, yeri terk etmeden önce büyük bir hız kazanması gereken V T'ler, fırlatma rampaları denilen gerçek beton pistler üzerinden hareketli şaryolarla fırlatılırdı. Almanlar 1944'te Fransa’nın kuzeyine Ingiltere’yi bombalamak için toprak altına gömülü altmış kadar fırlatma rampası inşa etmişti. Günümüzde, yerden havaya Roland güdümlü mermisi ile yerden yere Plüton taktik nükleer güdümlü mermisini fırlatmak için AMX 30 tankının şasisi üzerine monte edilmiş fırlatma rampaları kullanılır.


Kaynak: Büyük Larousse