Arama

Ağ Nedir?

Güncelleme: 5 Ekim 2015 Gösterim: 2.063 Cevap: 0
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
13 Haziran 2009       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
MsXLabs & Büyük L.

Sponsorlu Bağlantılar
AĞ a 1 . Balıkları, hayvanları avlamak için ipleri çaprazlayarak yapılan örgü. (Bk. an- sikl. böl. Balıkç.) — 2. Çaprazlama örgülere verilen genel ad; file: Ağ ipliği. Top ağlarda. — 3. Tuzak: Ağına düşmek. Kader ağlarını örüyordu. — 4. Bir şey ağı, ülkenin ya da coğrafi bir bölgenin her tarafına yayılmış olan bağlantılar bütünü; şebeke: Karayolu, demiryolu, havayolu ağı, telefon ağı.

— Anat. Damarların, sinirlerin, vb, ağızlaşarak ya da birbirlerine dolaşarak meydana getirdikleri karmaşık yapı. (Bk. an- sikl. böl.) |1 Ağ sinir sistemi, knidliler ya da yassısolucanlar gibi bazı hayvan şubelerinde görülen ilkel sinir sistemi tipi. (Bu sistemde nöronlar, örtü epitelyumunun dibinde yer alır ve enine ya da boyuna özel bir yön almaksızın aksonlarla birbirine bağlı bulunur.) || Yetkin damar ağı, kan damarlarından bazılarının yolu üstünde yer alan ince damar ağı. (Eşanl. RETE Mİ- RABİLİS.) [Bk. ansikl böl.]
— Ask. Gizleme ağı. bir miğferi, bir silahı, bir savaş araç ve gerecini,vb. gizlemek için kullanılan küçük dal ve bez parçalarını, vb. tutturmaya yarayan ağ. || Ot ağı, eyere takılan ve binicilerin, atlarının ihtiyacı olan otu taşımalarına yarayan ağ.
— Ask. denize. Ağ gemisi, çelik engel ağlarını atıp toplamakta kullanılan yardımcı gemi.(Bk. ansikl. böl.)
— Astrofız. Güneş ağı. Güneş’in aşağı atmosferinin geniş dingin bölgelerinde özellikle güneş lekelerinden uzakta gözlenen, bitişik hücreler biçiminde motif. (Bk. ansikl. böl.)
— Avc. ve Balıkç. Ağ atmak, balık avlamak için ağı suya salmak. |j Ağ ayıklamak. ağ gözlerini içindekilerden temizlemek. |j Ağa vurmak, balığın ağ gözüne takılması. || Ağ çatmak, ağın boyutlarını küçültmek amacıyla ağ gözlerini küçültmek. (Bunun için sıradan bir göz alınır, üst sıradan bitişik iki göz ona yedirilerek üçü bir göz haline getirilir.) [Eşanl. DARALTMAK] || Ağ çekmek, ağa yakalanan balıkları toplamak için ağı sudan çıkarmak.
|| Ağ donatmak, balık tutmak için kıyıda ağ hazırlamak. || Ağ dökmek, ağı tekneden av alanına salmak. || Ağ döşemek, ağı suyun dibine yerleştirmek. || Ağ gözü, ağı oluşturan gözlerden her biri. (Ağ gözlerinin büyüklüğü, ağ gerildikten sonra ölçülür; iki düğüm arasındaki uzaklık büyüklük ölçüsüdür ve milimetre ile belirlenir Balıkların ağdan kurtulmalarını önlemek için ağ gözleri balığın cinsine göre ayarlanır; henüz olgunfaşmamış balıkların gözden kaçıp kurtulması dikkate alınır.) || Ağ iğnesi, ağın dokunmasında kullanılan iğ biçiminde tahtadan ya da plastikten aygıt. || Ağ ipliği, ağ yapmakta kullanılan iplik. (Keten, kenevir, pamuk ya da naylondan bükülmüş ince iplerdir.) || Ağ kayığı, balık ağı dökmekte ve toplamakta kullanılan, kıç üstü bu amaçla geniş yapılan ve az su çeken kayık. || Ağ kurmak, vahşi bir hayvanı ya da bir kuşu yakalamak-için ağ yerleştirmek! Ağ kurşunu, ağları derinde ya da Suyun dibinde tutmaya yarayan zeytin biçiminde delikli kurşun parçası. |j Ağ mantarı, ağın üst yakasını suyun yüzünde tutmaya yarayan mantar parçası. |j Ağ örmek, balık ağı yapmak. || Ağ reisi, balıkçı teknelerinde ağın suya dökülmesi ya da sudan toplanması için gerekli manevraları emreden gemi adamı || Ağ sermek, ağı tekneye çekerek gözleri karışmayacak biçimde yaymak, I Ağ serpmek, serpme ağını sırta yerleştirip kurşunlu yakası açılacak biçimde hafifçe dönme verilerek savurmak. || Ağ toplamak, ağı sudan çekmek.|j Ağ vinci, balıkçı teknesinde bulunan ve ağın sudan çekilmesine yarayan vinç.
— Bağışıkbil. Antijenlerle birleşen antikorların çökelince oluşturduğu, gözle görülebilen. karmaşık yapı. || Jerne ağı kuramı. normalde, organizmada antikor ağlarının bulunabileceğim ilen süren kuram Bu antikorlardan bazıları, dengeli oranlarda. başka antikorların anti-idiyotipilerinı kapsar. (Bir antijen uyarısı, bu ağın dengesini bozabilir; bu da belli idiyotıpileri içeren antikorların oluşmasıyla açığa çıkar.)
— Belgi. Belge ağı, belge ve bilgi değişimini gerçekleştirebilmek için, bir anlaşma protokolüyle birbirlerine bağlanmış belgeleme merkezleri topluluğu.
— Bilş. Verileri işleme ya da bilgi alışverişi amacıyla saysal bağlarla birbirine bağlanmış bilgisayarlar kümesi. (Bk. ansikl. böl.) |j Genel ağ. bir kamu kurumunca (PTT) kurulan bilişim haberleşme taşıyıcıları. || Heterojen ağ. farklı tipten bilgisayarların birbirine bağlanması sonucunda olu- ş'ân ağ. || Yerel ağ, aynı yerleşim bölgesinde genel telefon şebekesini kullanmadan birçok bilgisayarın ve terminalin bağlantısını sağlayan ağ. || Yıldız ağı, bütün bilgisayarları merkezi bilgisayara bağlayan ağ.
— Coğ. Kent ağı, bir bölge, bir il ya da devlette, yerleşimleri, nüfus ve iktisadi ağırlıkları bakımından aralarında ilişkiler bulunan kentler bütünü.
— Denize. Denizyolu ağı. denizleri ticari amaçla kullanmak için limanlar arası trafiğe göre düzenlenmiş seyir yolları. || Yalpa ağı, yelkenli gemilerde cıvadralara açılan flok yelkenlerinde çalışacak personeli korumak için, cıvadra altına gerilen sağlam ağ.
— Dokubil. Malpighi mukoza ağı, üstde- rinin derin tabakaları. (Eşanl. MALPİGHİ MUKOZA CİSİMCİKLERİ ya da MALPİGHİ
MUKOZA TABAKASI.)
— Foto. Ancak mikroskopla görülebilecek kırmızı, yeşil ve mavi saydam maddelerden oluşan tanecik ya da çizgiler mozayiği. (Bunlar katmalı fotoğraf işlemlerinde ışığı süzmeye yarar.)
— Geom. Bir düzlemin cebirsel eğrilerinin ya da uzayın cebirsel yüzeylerinin ailesi; bu aile İR yi ya da bunun son'u ya da sonsuz parçalarından birini tarayan iki X ve y parametresiyle indislenmiştir. (Eğrilerin ya da yüzeylerin X ile jı ye bağlı denklemi birinci derecedense, ağ doğrusaldır.) [Bk ansikl. böl ]
— Havc. Balonun kılıfını saran ve sepeti taşıyan halat örgü. || Uçuş ağı, bir şirketin çalıştığı hava katlarının tümü.
— Hidrol. Akarsu ağı, az ya da çok geniş bir bölgeyi akaçlayan nehir ve kollarının tümü, (Bk. ansikl. böl.)
— iletiş. Eşzamanlı ağ, kilometrelik ya da hektometrelik dalga boyunda, aynı taşıyıcı frekansta yayın yapan ve aynı programı yayınlayan radyo vericilerinin tümü. |j Kamu telgraf ağı, halka telgraf hizmeti sunmak için oluşturulan telekomünikasyon ağı. || Radyo ya da televizyon ağı, aynı programı yayınlayan vericilerin tümü; geniş anlamıyla bir kuruluşun, bir bölgenin ya da bir ülkenin bütün vericileri. |i Radyoelektrik ağı, yöneltici bir istasyonun yetkisi altında düzenli haberleşen radyoelektrik istasyonlarının tümü. || Sayısal ağ. sayısal işaretler ileten telekomünikasyon ağı. || Telefon ağı, özellikle telefon konuşmalarına ayrılan telekomünikasyon ağı. [ Telekomünikasyon ağı. belli sayıda yer arasında telekomünikasyon kurmayı sağlayan iletim hatlarının ve donanımlarının tümü. || Uzaktan dağıtım ağı ya da ortak ağ, radyo ya da televizyon yayınlarını çok sayıda kullanıcıya dağıtmaya olanak veren kablolar ve birleşik donanımlar bütünü. || Veri ağı. bir veri terminalleri kümesinin bağlaştırılmasını sağlayan telekomünikasyon ağı.
— Jeod. veTopogr. Fiziksel olarak birbirine bağlı, genellikle maddileştirilmiş ve kararlı arazi noktalarının tümü. (Gerçekleştirilen konumlama tipine göre çeşitli ağ türleri vardır: planımetrik ağlar ya da jeo- dezik ağlar, yükseltiölçüm ağları ya da ni- velman ağları ve üç koordinatı saptanan uzaysal ağlar.)
— Metalogr. Ferrıt ağı, dönüşüm bölgesine değin ısıtılmış çeliklerin ferritik taneleriyle üst üste gelen donuk çizgi ağı.|| Katılaşma ağı, çeliklerde katılaşma sırasında beliren ve katılaşma eşsıcaklıklarını gösteren, birbirinden hafifçe farklı bileşimde metal çizgiler.
— Mim. Kaburga ağı, bir sivri tonozda, bırbirıyle kesişen nervürlerın oluşturduğu karmaşık sistem.
— Nük. müh. Çoğaltıcı ağ. bir nükleer reaktörün kalbinde, yakıtın ve öbür gereçlerin düzgün bir geometrik şekil oluşturacak biçimde düzenlenmesi; bu düzen sonucu kalp, hücre denilen, hemen hemen özdeş elemanter birimlerden oluşur.
— Opt. Birbirine çok yakın, eşit aralıklı bir dizi koşut çizgi taşıyan yüzey. (Bu çizgiler bir düzlem [düzlemsel ağlar] ya da küre kapağı üzerine [içbükey ağlar] çizilmiş olabilir.) [Bk. ansikl. böl.] || Kuşaklı ağ. kırınımın incelenmesinde kullanılan bir tür ekran. (Ekranda art arda gelen saydam ve opak bir dizi eşmerkezli halka vardır; halkaları ayıran çemberlerin yarıçapları ardışık tüm sayıların kare köklerine göre değişir.)
— Petr. san. Dağıtım ağı. bir merkezde toplanan gazı taşımaya ve hat çevresindeki kullanıcılara dağıtmaya yarayan kanalların tümü.
— Spor. Oyun alanlarını ortadan ikiye bölmek, kalelerin arkasına konularak kaleye giren topun takılıp kalmasını sağlamak amacıyla yapılmış örgü. (Futbol, hentbol, buz hokeyi ve sutopunda, kalelerin oyun alanları dışındaki bölümünde yer alır. Kaleyi geçerek içeri giren top, ağa takılır; böylelikle atılan gol, yapılan sayı, belirgin 
bir biçimde saptanmış olur. Tenis ve vo- leybolde ise ağ, oyun alanını dikey olarak iki eşit bölüme ayırır. Ağlar, jüt, kenevir, kendir ya da naylondan yapılır.)
— Su işler. Ağ şebeke, bütün uçlarından beslenen ve ana borulardan oluşan ağ; dal* şebekeler'den farklı olarak, ikincil kollar ana borulardan çıkar ve birbiriyle kesişir. (Ağ şebekeler, ağın bir bölümünün hizmet dışı kalması durumunda bile [boru çatlaması, onarım, vb.) su dağıtımını aksatmaz.)
— Tekst. Ağ örmek, ağın gözlerini oluşturmak.
— Zool. Örümceğin, avını yakalamak ya da barınmak için karın kısmındaki ağ bezlerinden salgıladığı kuru ya da yapışkan ipek ipliklerle oluşturduğu örgü. (Bk. an- sikl. böl.)
— ANSİKL. Anat. Toplardamar ağları arasında, dölyatağı toplardamar ağını, sperma kanalları toplardamar ağını, çatı kemiği arkası toplardamar ağını (santorini sinir ağı), beyin yan karıncıkları toplardamar ağlarını (korioid ağlar) sayabiliriz. Sayıca pek çok olan sinir ağları ya beyin -omurilik sinirlerinden ya da otonom sinir sistemi sinirlerinden oluşur. Omurilik sinirleri omurilik kanalından çıktıktan sonra, omurga boyunca dizili bir dizi ağ oluşturur: bunlar yukarıdan aşağıya doğru boyun, kol, bel, kuyruksokumu ve edep sinir ağları'dır. Bu ağlardan çıkan sinirler, kol ve bacakların ve gövdenin hareket ve duyu sinirlerini sağlar. Vejetatif sistem sinirleri de, çoğunlukla vejetatif yaşam organlarına komşu çok sayıda ağlar meydana getirir. Başlıcaları şunlardır: kalp sinir ağı, çölyak sinir ağı, mide-dalak-kara- ciğer sinir ağı, üst ve alt mezenter sinir ağları, akciğer sinir ağı, böbrek sinir ağı ve güneş sinir ağı.
• Yetkin damar ağı. Bir damarın (çoğunlukla bir atardamar) daha küçük çapta birkaç paralel damara bölündükten biraz sonra birleşerek başlangıçtaki damarı meydana getirmesiyle oluşan bir damar ağıdır. Bu yetkin damar ağlarına balıkların yüzme kesesinin çeperinde; balinagil lerin, su samurunun, yüzgeçayaklıların, dişsizlerin ve primatların yüzgeç ve bacaklarında ve omurga bölgesinde; etçillerin ayak tabanı yumuşak kısımlarında, vb. rastlanır. Bu ağların işlevsel rolüne ilişkin bilgi azdır: suya dalan ya da ağaçlarda yaşayan hayvanlarda basınç değişik liklerinı hafifletme, kol ve bacakların uç kısımlarının ısınması, indirgemeye uğramış kanın, apne devrelerinde beyin dolaşımından uzak tutulması, suda yaşayan memelilerde çevre organlardaki kan akımının (soğukla karşı karşıya bulunan) yavaşlatılması, vb.
— Ask. denize. Ağ gemileri çelik engel ağlarını taşır; savaş sırasında liman ağızlarıyla önemli geçitleri bu çelik ağlarla kapatarak düşman gemi ve denizaltılarının geçişini engeller. Deniz kuvvetlerine bağlı olan bu gemilerden barışta liman hizmetlerinde ve şamandıra atıp toplamada yararlanılır.
— Astrofiz. Güneş ağı Ağlar ışıkküre ve renkküre düzeylerinde gözlenir. Renkkü- re düzeyinde ağ, taneciklerin* yan yana gelmesiyle oluşur. Hücrelerin boyutu 1 000 ile 2 000 km arasında değişir ve davranışları altta yer alan hücre taşınımı tarafından denetlenir. Hücreler görünen ışıkta Güneş kenarına yakın bölgelerde görülür; Güneş'in ışıkkürede oluşan tayf çizgileri ise diskin her yanında bu hücrelerin gözlenmelerini sağlar. Renkküre düzeyinde ağ spikül* zincirleriyle birbirinden ayrılan daha büyük boyutta ilmiklerden, yani süpertaneciklerden* oluşur. Bu taneciklerin çapı 5 000 ile 10 000 km arasında değişir. Renkküredeki ağ, özellikle tekrenkli ışıkta, Ha,Ca+ tayf çizgilerinde ve Güneş'in morötesi tayfında gözlenir.
— Balıkç. Balık ağları çeşitli biçimde olur: serpme, huni, torba, perde, vb. Biçimi ne olursa olsun, ağın örgü ipi ve ağ gözünün büyüklüğü, avlanacak balığa ve kul
lanılacak avlanma yöntemine bağlıdır. Örneğin, ağ gözünün büyüklüğü hamsi ağında 7 mm, istavrit ağında 15 mm, palamut ağında 33 mm’dır. Ağlar başlıca beş grupta toplanır: sade ağlar (sardal- ya, uskumru, torik-palamut, kalkan, kılıç, mevsim ağları, vb.), voli ve sürütme bağları (ığrıp, manyat, vb.), alamana ağları (alamana, çakar, gırgır), difana ağları ya da fanyalı ağlar (kefal ve lüfer ağı, tekir ağı, pisi ağı, vb.), sabit ağlar (çökertme, karne, vinter, serpme, vb.).
— Bılş. Bir ağ, özel kullanıcıya, doğrudan doğruya kendisine bağlanan bilgisayardan çok daha zengin ve daha çeşitli hizmetler verir; bu çeşitliliği ağ bünyesinde, kendisine dolaylı ya da dolaysız bağlanmış öbür bilgisayarlara erişim yoluyla elde eder. Böylece kullanıcı ortak veri tabanlarına, herhangi bir bilgisayarın özel programlarına erişebilir ve öteki kullanıcılara, elektronik mesaj göndererek iletişim kurabilir, ilk büyük bilişim ağı, 1968'de ABD'de, Savunma bakanlığınca kurulan ve özellikle çok sayıda amerikan araştırma kuruluşunu bağlayan Arpanet'tir.
■ — Geom. Çember ağı önemli ağ türlerinden biridir; bu ağ, merkez denilen değişmez bir noktanın bir düzlemin çemberlerine göre kuvveti p değişmezi olmak üzere bu çemberler kümesidir. Merkezi I ve kuvveti p olan ağ, çoğu kez R(l,p) ile gösterilir. Bu ailenin üç çemberinin I kuvvet merkezi aynıdır, p nin işareti üç tip ağ belirler: p=0 olduğunda, bir I noktasından geçen çemberlerin R(l,0) ailesi; p^r2 olduğunda bir r(l,r) çemberine dikgen R (l.r2) çember ailesi; p= -r2 olduğunda bir F(l,r) çemberini bir çap boyunca kesen R(l, -r2) çember ailesi. C;, C'2' ve C'3',' denklemleri sırayla f1(x,y) = 0, f2(x,y) = 0 ve f3<x,y) = 0 olan ve ağın aynı demete bağlı olmayan üç çemberi olduğuna, C'2'için (\,n) = (oo.O) ve C'3" için (X,*ı) = (0,oo) kabul edildiğine göre ağın her çemberinin denklemi (f,+Xf2 + /ıf3) (x,y) = 0 biçimindedir.
Küre ağları da vardır; bu ağlar kuvvet ekseni üçer üçer aynı olan E3 uzayı küreleridir; kuvvet merkezi dörder dörder aynı olan ise E3 küreleridir.
iki ağın bileşimi bir demettir,
— Hidrol. Akarsu ağı. İklime ve yağış miktarına olduğu kadar toprağın türüne de bağlıdır: toprak ne denli geçirimsizse, ağ o denli sık dokuludur (çok dallı ve saçsı ırmak ağı). Ağın genel çizgisi jeolojik yapının ve aşındırıcı eski etkenlerin (özellikle buzulların) biçimlendirdiği engebenin bir sonucudur. Ayrıca akarsuların etkisi, birbirini izleyen farklı iklimlerde kendini göstermiş ve ağlara bugünkünden çok farklı özellikler kazandırmıştır. Ağın çizgileri, dandritik, balıksırtı dikgen, kafesli, yelpazemsi, ışınsal ve koşut biçimler alabilir. Bu biçimlerin akarsu rejimi ve taşma üzerinde önemli etkileri vardır. (-» HAVZA).
®— Opt. İlk Fraunhofer ağları cam üzerine elmasla çizilmiş çizgilerden oluşuyordu; Rovvland’ın metal ağlarıysa özel bir alaşıma çizilmiştir ve yansımayla gözlenir. Çizgiler arasındaki uzaklık, gözlenen ışınımın dalga boyuyla aynı büyüklük basamağını taşımalıdır.
X dalga boyunda tekrenkli düzlemsel bir dalga, N + 1 çizgili ağ üzerinde i0 geliş açısıyla ulaşırsa, /* doğrultularında düzlemsel dalgalar biçiminde kırılır ve aşağıdaki bağıntıyla gösterilir:
a (sin /'o + sin iğ = kX,
bağıntıda a ardışık iki çizginin uzaklığı (ağın adımı) ve k bir tam sayıdır (kırınım basamağı). Öyleyse k nın her değeri için /*, X dalga boyuna bağımlıdır. Karmaşık bir ışıma, bir ağ yardımıyla birçok kırınım sistemine dağıtılır (her kırınım basamağı için bir tane); dolayısıyla prizmalarda olduğu gibi, tayf ölçerlerde de ağlardan yararlanılır. a(sin /0 + sin /*) terimi, ardışık

iki çizginin kırınıma uğrattığı dalgalar arasındaki yol farkını gösterir, ilk ve son çizgi tarafından kırılmış ışınlar arasındaki yol farkı, ağın genişliği / olduğuna göre şöy- ledir:
A = NkX = Na (sin io + sin iğ = / (sin /0 + sin iğ.
Bir ağın ayırma gücü A/X = Nk, açısal dağılması da d/*/d \ = k la cos /* ile verilir.
Prizmaya oranla ağ, kırınım basamaklarının çokluğu nedeniyle sakıncalıdır; bu olgu verilen bir basamakta ışıldama gücünü azaltır ya da belli bir doğrultuda farklı basamaklardan çeşitli ışınımların üst- üste gelmesine yol açar; çoğu kez tek- renk üretici ya da filtre ile ışınımların ayrılması gerekir. Bununla birlikte ağın, gittikçe daha yaygın kullanımını açıklayan üstünlükleri vardır: açısal dağılımı 10 ile 30 kez daha büyüktür; ayrıca, i„ ile ik arasındaki geometrik bağıntı, ayarlamaya başvurmadan kesin dalga boyu karşılaştırmaları yapılmasını sağlar. Çağdaş ağların çoğu (düzlemsel ya da içbükey) ince alüminyum katmanıyla kaplanmıştır ve yansımada kullanılır. Bazısı saydam bir yüzeye kazılmıştır ve geçişte kullanılır.
Ağ yapımında iki yol vardır: gravür ve holografi. Gravür ağlar, bir cam matrisin döküm yoluyla elde edilen kopyalarıdır; matris ise optik bakımdan parlak bir cam blok, ince bir alüminyum katmanıyla kaplandıktan sonra çok duyarlı bir makineyle kazılarak hazırlanır. Gravür ağlarda kusur, ağ adımının dönem hatasından kaynaklanabilir ve parazit tayf çizgilerinin ortaya çıkmasına yol açar (Hayalet tayf çizgileri ya da Rovvland gostları). Gravür sırasında ilerleme kumandasında girişim yöntemlerinin kullanımı bu kusurdan kaçınma olanağı verir. Holografi ağları, büyük uzamsal ayırma gücünde, ışığa duyarlı bir reçine üzerine aynı laserden çıkan iki dalganın verdiği girişim saçakları kaydedilerek üretilir (holografi teknikleri). Girişim yapan dalgaların düzlemsel ya da küresel olmasına göre düzlem ya da içbükey ağlar elde edilebilir. Bu yöntemle, milimetre başına çok sayıda çizgi içeren (6 000 basamağında), dönemsel adım hataları yapmayan ve iyi bir ışık etkililiği sağlayan büyük boylu ağlar üretilir (200 mm’ye kadar).
— Zool. Her örümcek türünün kendine özgü bir ağ biçimi vardır. Bunların meka nik özellikleri (gerginlik, esneklik, gereç lerde tutumluluk) incelendiğinde, bazılarının kusursuz (araneus), bazılarınınsa karışık ve düzensiz olduğu görülür. Yine, kimi ağlar her gün yeniden örülürken, kimileri tüm etkinlik dönemi boyunca koru nur.
AĞ a Pantolon, don, şalvar vb. giyecek lerin apış arasına gelen yeri: Kimi yörelerimizde ağı neredeyse yere kadar uzanan şalvarlar giyilir. Ağı geniş bir don.
— Çamaşır san. Özellikle bir pantolonun ya da bir donun apış arasına, rahatlık amacıyla konan eşkenar dörtgen biçimindeki ek parça.
— Terz. Bir pantolonun iç kısmında, orta dikişle her bir parçanın iki iç dikişinin kesişme noktası.




isim
  • 1 . İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü: "Balık ağı. Tenis ağı."- .
  • 2 . Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü.
  • 3 . Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke: "Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü."- .
  • 4 . mecaz Tuzak : "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu."- S. Ayverdi.
  • 5 . spor Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.
  • 6 . spor Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek
Birleşik Sözler
  • ağbenek
  • ağbeneklilik
  • ağ iğnesi
  • ağ ipliği
  • ağ kayığı
  • ağ kepçe
  • ağ kurdu
  • ağ kurşunu
  • ağ mantarlar
  • ağ tabaka
  • ağ tonoz
  • ağ torba
  • ağ yatak
  • dış ağ
  • Genel Ağ
  • iç ağ
  • serpme ağ
  • yerel ağ
  • alamana ağı
  • bilgisayar ağı
  • bilişim ağı
  • borda ağı
  • boru ağı
  • çektirme ağı
  • çevirme ağı
  • dalyan ağı
  • dip ağı
  • ıstakoz ağı
  • iletişim ağı
  • karides ağı
  • marya ağı
  • sürtme ağı
  • voli ağı
ağ (II)
isim
  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık.

Son düzenleyen ahmetseydi; 5 Ekim 2015 16:37 Sebep: Moderaör Eklemesi
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Gerçekçi ol imkansızı iste...