Arama

Utanmak Nedir?

Güncelleme: 11 Temmuz 2015 Gösterim: 15.336 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
19 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Utanmak

Sponsorlu Bağlantılar
(nsz)

1 .
Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak:
"Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı."- A. Gündüz.
2 . (-den) Sıkılmak:
"Hayır, edebiyattan değil, karşısında şimdiden aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum."- A. Haşim.
3 . (-den) Çekinmek:
"Birbirimizden utanarak karşı karşıya on dakika sustuk."- Y. Z. Ortaç.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • utananın oğlu kızı olmamış
  • utanıp sıkılmadan
Birleşik Sözler
  • utana sıkıla

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Temmuz 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
UTANMA NEDİR?.. İNSAN NEDEN UTANGAÇTIR?.

Sponsorlu Bağlantılar


Utanma, batı toplumlarında gereksiz görülen bir duygudur. Onlar için anlamsız yere, insanların kendisini gerdiği ve sıkıntıya düşürdüğü bir haldir. Freud ve yandaşları süperego baskısı veya güncel ifade ile mahalle baskısından kaynaklanan duygu olarak ifade etmektedir. Asıl kaynağın cinsel duygular olduğu söylenmiştir. Ancak utangaçlık kendisinden büyük makamdakilerin eleştiri ve baskısını gelecek şekilde, duygusal algılamanın bir çeşididir. Utangaç insanın köken aldığı asıl duygu, cinsel duygulardır. Yalnız insandan insana farklılık göstermek kaydıyla, çeşitli öğelere karşı utanma oluşabilir. Utanma duygusu insanı çeşitli kötülüklerden alıkoyar, utanması olamayanın hiç kimseden çekinmeyenin yapabileceği şeyler, kendi gücü nispetinde olacaktır. Bu gücün fazlalığı başkalarına verilen zararın ters orantılı ölçüsünü belirlemektedir. İnsanlardan çekinmeyen kimse, istek ve arzularını gerçekleştirmek için, toplum kurallarını hiçe sayacaktır. Toplum kurallarını hiçe sayan kişi ise, mutlaka başkalarına zarar vermek zorundadır. Sebebi; eğer yaptıkları basit anlamda sadece kendine zarar verse de, örnek teşkil etme açısından mutlaka zararlı olmaktadır. Yeni yetişmekte olan nesil, bunun doğru olduğu için yapıldığı zannına kapılmak suretiyle, mutlaka kendisi de basit anlamda yapmaya çalışacaktır.

Şu anda psikiyatristler, utanma duygusunu patolojik olduğu düşüncesine sahiptirler. O nedenle sosyal fobi adı altında hastalık tanımlamışlardır. Aslında insanın edep ve saygıyı öğrenmesi ile sevgi ve aşk yerli yerine konabilir. İnsanlar bir yerde durumlarını muhafaza etmeden, bir iş üretmeleri emek vermeleri mümkün olamayacaktır. Dolayısıyla edep ve saygı, insanın belli değerler üstüne oturması, insanı insan yapmaktadır. Değerleri olmayan insanın bir şeylerden utanması ve çekinmesi olmadığından, medeniyet anlamında toplumsallaşması mümkün olamaz. Bu sözün altını çizmek lazımdır. İnsan kaotik ve karmakarışık bir ortamda çalışamayacağı gibi medeni olabilmesi de mümkün olmaz. Medeniyet insanlara faydalı olabilmektir. İnsanlara gerekli olmayan hizmetin, anlam taşıması mümkün olmaz. Ama ne tuhaftır ki; insanları bozduktan, ilmi yok ettikten sonra, onları döve döve bir müddet iş yaptırabilirsiniz. Ancak sırası geldiğinde canavar yüzünü ortaya çıkaracaktır. Lenin in insanlara bakış açısını anlatmak için bir olayını anlatmak istiyorum. Arkadaşları ile toplantı halinde iken, insanların devamlı dövülmesini, canlı yolunmuş tavuğun ısınmak için kendilerine sürtünmesine benzetmiştir. İnsanları ilk önce döveceksin ki, devamlı senin yanından ayrılmasınlar. Bunları söylerken, içkisini yudumluyordu. Böyle davranılmış bir insanın eline imkân geçince aynı şeyleri karşısındakilere yapmak kadar doğal davranış olamaz. O zaman insanlar arasında kavga ve dövüş kaçınılmaz olacaktır. İnsanlarda inanç olmadığında, utanmak olamaz. Utanması olmayan insan, başkasını düşünmeyen kimse demektir. Başkasını düşünmeyen sadece kendisini düşünen insanın yapamayacağı kötülük yoktur. Bu sözün de altını çiziyorum. İnsanların özellikle, yönetim kademesinde olanların, kendi bencillikleri yüzünden başkalarını düşünmedikleri herkes tarafından bilinmelidir. Şimdi yenilerde seçim dönemine girmiş bulunuyoruz. Asıl olay insanlara ne kadar yalan söylenip, o yalanlara inandıranlar başa geçmek durumunda kalıyorlar. Daha doğrusu başa geçip, kendi çıkarlarını öne alıyorlar.





Utanma duygusu, çevreye verilen değer ölçüsünde insanların yapısını oluşturmak durumundadır. İnsanların kadın erkek olarak düşünüldüğünde, kadınların utanmasının daha fazla olması gerekir. Çünkü kadın utanmaz ise, tabiatı icabı açılma saçılma olacaktır. Çünkü kadınların genel özelliği, başkaları tarafından özellikle erkekler tarafından beğenilmektir. Kendi başlarına iş üreten ve bu söze itiraz eden bayanlar olabilir. Ama biz genel ruhsal yapıdan söz ediyoruz. Bayanların diğer bir özelliği, bireysellik yerine hayatlarını başkalarına endeksli yaşamak isterler. Bayanlar başlarını omuzların yaslayacak güçlü bir erkek figürüne ihtiyaçları vardır. Bu yapı utanacak ve utanılmayacak durumları da belirlemektedir. Eğer aşırı utanç duyan birisi var ise, yaşamını utançları esir almışsa, o zaman iş yapabilme kapasitesini kayıp eder. Hayatının tüm kesimleri utanca dayanan insanlar, sevgiyi ve çalışma gücünü bulamadıklarından üretici olamazlar. Medeni olamazlar. Bu sebeple utancın çok olması veya hiç olmaması problem demektir. Utancı hayatını esir alabilir. Veya utanmaması başkalarını esir alabilir. Burada orta yol, en iyisidir. İnsanlardan utanmayan, yaratıcıdan utanamaz. İnsanlardan utanmak yaratıcıdan da utanabilmeyi gerektirir. Eskilerin bir sözü daha vardır. Kork Allahtan korkmazdan, utan utanmazdan. Bu sözün altında gerçekler vardır. İnsanların Allahtan korkusu olmazsa, başkaları ne der diyerek onları önemsemezler. O nedenle korku ve utanma duygusu, insanın gelişip topluma faydalı olabilmesi için gerekli önemli duygulardan birisidir. İnsanlar için normal tabiri bilinmediğinden, iyiye güzele götürmenin standartları da yoktur. Bu durumda her kafadan bir sözün çıkması doğaldır. İnsanlar arasında karışıklık ve keşmekeş bundan kaynaklanmaktadır.

Utanma ile cinsel duyguların ilintilemesi olayına gelince; bu olayda da gizli kalmış duyguların bastırılıyor olması, enerjinin potansiyel olarak depolanması anlamı taşımaktadır. Rezerv olarak bu birikme, insanda hayata karşı motivasyon ve gerekli yerde enerji sağlayacaktır. Ne demek istediğimizi biraz açıklayalım. İnsan normal yaşamında, hayata dair bir şeyler yapması gerekirse, onu iteleyecek iç enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji bedenin cinsel ihtiyaçları tarafından karşılanır. Eğer insana, her istediğini yapabilme imkânını sağlarsanız, o zaman gerektiği yerde, kendi haklarını korumak veya bağlı insanların hakkını korumak amacıyla, hareket edebilecek enerjisi olmayacaktır. Cinsel duygular bastırılıp gerektiği yerde lüzumu kadar, başkalarına zarara vermeden karşılanıyor olması ve artık potansiyelin günlük aktivite ile boşalıyor olması gerekir. Geceleyin ise uyku sırasında şarj olan bir potansiyel var demektir. Eğer insanda bastırılmış cinsel duygular olmasaydı, bir şeyleri yapabilme enerjisini hiçbir şekilde bulamayacaklardı. Çok yaşlı insanlarda cinsel duyguların azalması veya olmaması yüzünden, hayatla mücadele durumları azalmaktadır. Bazıları yaşlı olsalar da, gençliklerinde yaptıkları cinsel aktivite peşinde olarak, bedenleri yetmediği halde, kendilerini rezil etmektedirler. Şunu unutmamak gerekir, bir insanda eğer cinsel duygular yok ise, o insanın yaşam enerjisi yok demektir. Erkeğin cinsel aktivitesi ile kadının aktivitesi arasında farklılık vardır. Erkek cinsellikte aktif olarak almak ister. Kadın ise kendinin beğenilmesi usulü ile vermek ister. Ancak buradaki arz ve talep karşılıklı olmalıdır. Eğer karşılıklı olmazsa insanların birbirini anlamadığından rahatlamalar olmayacaktır. Utanma insanların istek ve arzularının her daim karşılanmasını engellemektedir. Ulaşmak için gayret ve sıkıntı çekilirken, bazen istekler karşılanamaz. Karşılanmayan isteklerden meydana gelen enerji, başka yerlerde kullanılabilir. İşte insan olarak hayata bağlanmamızı sağlayan bu enerjidir. Yoksa hayata bağlı kalmanın, mantıksal anlamda düşünüldüğünde, gereği yoktur. İnsan olarak 60-70 senelik ömür, dünya yaşamı ile kıyaslandığında, nokta kadara değildir. Burada elde edilecek zevk ve eğlenceler mutlaka bitecektir. Ölüm son demek değildir. Öldükten sonra başka bir hayat başlayacaktır. Asıl hayat oradadır. Hazırlık oraya yapılmalıdır. İnsanın içine verilmiş, sonsuz yaşam isteği bu sebepledir.

Utanma duygusu istek ve arzuların, önüne koyulmuş su bendi ve barajı gibidir. Bu baraj olmazsa, suyu belli dönemler halinde serbest bırakamazsınız. Kural ve esaslar, bu bentten su bırakma esaslarıdır. İnsanlar kurallardan sıkılıp isyan ettiği için, devamlı kuralları aşmak isterler. Hatta bazı insanlar, kurallar yıkılmak içindir gibi, basit mantık geliştirirler. Utanma duygusunun asıl yeri insan kalbidir. Kalbin kendisine dışarıdan bakma yetisi içgörürü oluşturur. İnsan kalbi olmadığında, utanma duygusu olmayacaktır. O nedenle hayvanlarda başkasına karşı utanma duygusu yoktur. Olamazda. İnsanın kendine dışarıdan bakabilmesi, psikiyatride kendine karşı oryantasyonu tam veya eksik diye nitelendirilir. Bu oryantasyonun psikiyatrik hastalıklar seyrinde önemli fonksiyonu vardır. Yer zaman ve kişi oryantasyonundan söz edilen hastaların, dışında normal denen insanların yaşamında da, bu duygu önemlidir. İnsan kendi yerini ve durumunu bilmeden hareket ettiğinde, uygunsuz davranışlar içine girer. Şu an toplumumuzda, insanların dışarıda, aslında evinin içinde yapması gerekli hareketleri, halkın arasında yapmaları, sosyal anlamda uyumsuzluktur. Bu insanların yer zaman ve kişi oryantasyonlarının ne kadar olabileceği konusunda tereddütler vardır. Cinselliğin aleni yaşanması adına, ortalıkta hayvanlar gibi ilişkiye giren insanları görmek durumunda kalıyoruz. Bu durum çocukların ruhsal gelişiminde olumsuzluklara yol açarken, devamlı karşılanan cinsel duygular insanların çalışma ve motivasyon hırsına da blokaj koymaktadır. Yani hem neslin kimden geldiği belli olmayan çocuklar, hem insanların çalışma ve motivasyon konusunda isteksizliğine sebep olur. Şunu unutmamak gerekir, insan eğer oyun ve eğlenmeye düşerse çalışma biter. Elbette eğlenme oyun ve cinsellik gerekli olduğu yerlerde lazımdır ve ihtiyaçtır. Ancak siz eğer bu işi devamlı hayat kadınları gibi yaparsanız, o işten zevk ve heyecan almamaya başlarsınız. Zevk ve heyecan alamadığınız, duyguların tatmini için başlar cinsel sapkınlıklar ve fanteziler. Artık uçurumdan aşağı inmişinizdir, tekrar çıkıp hiç olamamış gibi zevk alabilmeniz mümkün olmaz. Hayat bağlılık kalmaz. İsteksizlik ve heyecansızlık had safhaya çıkar. Tercihinizi ve hayat tarzınızı bildirmiş lokantada isteklerinizi sıralamışsınızdır.

Netice olarak utanma duygusu, insanda olmazsa çalışma ve motivasyon olmayacak demektir. İsterseniz deneyip, o bendi yıkarsınız. Ama şunu unutmamak gerekir. Eskiler ar perdesi yıkılmış insandan hayır gelmez deşmişlerdir. Ar ve haya perdelerinin yıkılmadığı huzurlu ve medeni bir dünyada yaşamak dileğiyle.
Son düzenleyen Safi; 11 Temmuz 2015 23:06
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Temmuz 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
UTANMAK gçz. t.
1. Kendi ya da baş ka birinin neden olduğu bir şeyin, bir durumun onur kırıcılığı ya da gülünçlüğü nedeniyle ezici bir küçüklük, bir alçalma duygusu içinde olmak; utanç duymak, mahçup olmak: O mektubu hatırladıkça hâli utanırım. Yaptıklarından, geçmişinden utanmak.
2. Bir şeye, bir şey yapmaya utanmak, onuru kırılmak, ayıplanmak, gülünç olmak vb korkusuyla onu yapmaktan çekinmek: Geçen ay ondan borç almıştım, bu ay blrkez daha İstemeye utanırım, O sözleri sizin yanınızda yinelemeye utanırım Yalan söylemeye utanmıyor musun?
3. Bir kimseden utanmak, bir olay, bir durum nedeniyle o kimseye karşı utanç duygusu İçinde olmak: Babasından çok utanmış, onun yüzüne bakamaz olmuştu; kendisini yakından ilgilendiren bir kimsenin yaşam biçiminden, davranışından vb. utanç duymak: Hırsızlık yapan kardeşinden çok utandığını söylüyor.
4. Çekingen davranmak, çekinmek: Kalabalık karşısında şarkı söylemez, utanır.
5. Utanıp arlanmak, utanıp sıkılmak, çok utanmak, mahçup olmak.

utandırmak ettirg. f.
1. Bir kimseyi utandırmak, onun utanmasına, utanç duymasına yol açmak: Davranışı buradaki herkesi utandırıyor Bu kabalığıma karşı gösterdiği anlayış beni utandırmıştı.
2. Bir kimseyi utandırmak, yaptığı bir hareketle kendisine güvenmiş olan bir kimseyi zor durumda bırakmak; yüzünü kara çıkarmak: Seni onlara ben önerdim, beni utandırma.
3. Bir kimseyi utandırmak, onda bir minnet duygusu, bir yetersizlik, bir tedirginlik duygusu uyandırmak; mahçup etmek: iltifatlarınla beni utandırıyorsun. Çok cömertsiniz, bizi utarıdınyorsunuz.
Kaynak: Büyük Larousse