Ziyaretçi
SOMUT
1. SOMUT'a karşıt olarak, beş duyuyla doğrudan doğruya algılanabilen bir şey için kullanılır; maddi müşahhas: Somut gerçeklik. Somut bir varlık.
Sponsorlu Bağlantılar
—Dilbil. Somut ad, SOYUT AD'a karşıt olarak, duyularla algılanabilen bir varlığı ya da nesneyi belirten ad. (Somut adların altkategorisinin de, sözdizimsel ve/ya da anlamsal inceleme için alt kategorisi oluşturulabilir: kişileri, hayvanları, aletleri, maddeleri, öğeleri vb. belirten somut adlar diye bir ayrım yapılabilir.)
—Fels. Somut gerçeklik. Hegel'e göre, şeylerin gerçekliğinin ayırtedici özelliği. (Bk. ansikl. böl.)
—Müz. Somut müzik, ses verebilen çeşitli doğal nesnelerden kaynaklanan, önkaydı yapılan ve stüdyoda işlenerek hazırlanan müzik. (Bk. ansikl. böl.)
—Ruhbil. Somut düşünce işlemleri, Piaget'nin terminolojisinde, biçimsel işlemler gibi sözsel önermelere değil de, doğrudan doğruya elle tutulabilen ve düzenlenebilen nesnelere ilişkin işlemler. (Bk. ansikl. böl.)
—XX. yy. sanatı. Somut sanat, nesnel gerçeklik ve plastik olguların yaratılışı olarak kabul edilen geometrik soyut sanat. (Bu kavram, 30’lu yıllarda Van Doesburg, ardından 40’lı yıllardan başlayarak Max Bili tarafından geliştirildi; Arp, Magnelli gibi sanatçılar arasında yankı uyandırdı. Van Doesburg'un, Seuphor'un Cercle et Carrö grubu'na rakip olarak kurduğu kısa süreli bir sanatçı topluluğu [Otto Gustaf Carlsund, Löon Tutundjian, Hölion.], nisan 1930'da Art concret [Somut sanat] adlı bir kitapçık yayımladı.)
♦ a. Somut olan şey: Somuttan soyuta gitmek. Somuta yönelmek.
—Fels. Hegel'de, duyularla algılanabildiği gibi, onu belirleyene, özellikle de tarihe karşılık olabilen olgu. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Fels Hegel, somutu (das Konkrete), kimi zaman, geleneksel anlamda, yani dolayımsız algılanan duyulabilir şey anlamında kullanır. Bu durumda somut, mantıksal düşüncenin soyutlamasının karşıtıdır. Ama, daha derin bir anlamda, "somutluk" (Konkretheit) nitelemesine, kendini gerçekleştirme hareketi ve tarihsel etkinliği içinde ele alınan mantıksal düşünce uygun düşer. Çünkü "aklın kendisi, tüm soyut belirlenimleri bünyesinde bir arada tutan tözsel ya da gerçek varlıktır ve bu belirlenimlerin, mutlak olarak somut yekpare birliğidir" (Wissenschaft der Logik (Mantık bilimi], "Giriş”).
Hegel’e göre "somut gerçeklik (Wirk- lichkeit) özel ile varoluşun birliği" (PV/s- senschaft der Logik [Mantık bilimi], “Öz”, 3, 1) ya da "kendi ile töz'ün birliği”dir (Tinin görüngübilimi [Phânomenologie des Geistes], "Tin"). Var olan her şeyi ayrım gözetmeksizin belirten gerçeklik’e (Realitât) karşıt olarak, somut gerçeklik, mantıksal bir dolayımdan geçmiş varlığı belirtir; böylece, varlığın dolayımsızlığı (varoluşunu, tözünü) kendi içselliğinden (öz’den, kendi’den) türemiş olarak kavranır. Dolayısıyla somut gerçeklik, iç ile'dış’ın birliğidir; özgül biçimi de, özgürlükle özdeş olan gerçekleşmiş kavramdır.
—Müz. Somut müzik fikrinin kaynağı olarak İtalyan Marinetti ile Russolo’nun fütürist manifestosunu gösterenler olmuştur ama, bu tür müziği başlatanlar hiç kuşkusuz, ikinci Dünya savaşı'ndan sonra Fransız radyo televizyon kurumu'nun de neme stüdyolarında çalışmalarını sürdüren Pierre Schaeffer ile Pierre Henry’dir.
1948'den bu yana kullanılagelen "somut müzik" (musique concröte) terimi estetik bir anlayışı değil, ancak sesleri elde etmek için kullanılan gereçleri (somut) belirtir. Pierre Schaeffer, yaptığı müziği tanımlarken, bu müziğe somut demelerine neden olarak, varolan birtakım gereçlerden (doğal ses ya da müziksel ses) yola çıktıklarını gösterir, bunları deneysel olarak bir kurguya dönüştürdüklerini, çünkü bu durumda notalamanın sözkonusu olamayacağını belirtir, izlenen yol şöyle özetlenebilir: müziğe hareket noktası olarak notayı değil, ses veren bir nesneyi seçmek; çeşitli "somut" sesleri ya da gürültüleri banda kaydetmek, sonra da bandı yavaşlatarak, hızlandırarak, geriye çalıştırarak, ayrıca montajda, seslerin yoğunluğunda, filtrelemede, miksajda sistemli bir biçimde bütün çarpıtma, değiştirme işlemlerini denemek; son olarak da, bu işlemlerle elde edilen sesleri, geleneksel gam sesleri ve alışılagelen çalgılar gibi kullanarak bir beste meydana getirmek.
Konser, bu müziğin hoparlörlerle dinletilmesi biçiminde olur. Başlangıçta, elektriksel üreteçlerle seslerini kendi üreten elektronik müzikten ayrı bir temele dayanan somut müzik, daha sonra onunla birleşmiş ve elektroakustik müzik denilen yeni tür ortaya çıkmıştır.
—Ruhbil. Düşüncenin somut işlemleri, düşüncenin bütün alanlarında (bilişsel, duyusal, toplumsal ve ahlaksal), 7 ya da 8 yaşına doğru kendiliğinden ortaya çıkar. 7 ile 11 yaşları arasında çocuk, sınıflama, dizi kurma ve denkleştirme işlemleri aracılığıyla sezgiyi aşacak hale gelir.
Bütün düşünce işlemleri gibi somut işlemlerin "de ayırtedici özelliği, geri çevrilebilir (yani, aynı eylem olduğunu bilerek bir eylemi iki yönde geri ve ileri gerçekleştirebilmek) olmalarıdır. Ama, düşüncenin hareketliliği ve geri çevrilebilirliği, eylemin doğrudan doğruya gerçeğe ilişkin olmasına bağlıdır. Geri çevrilebilirliğin her çeşidi tersine çevirme ya da karşılıklılık olsun, biçimsel işlemlerde görüldüğü gibi bütünsel bir sistem içinde yer almaz. Somut işlemler, gruplanma adı verilen topluluk yapılarında eşgüdümlenmiştir Gruplarımaların en önemlileri de sınıflama, dizi kurma ve çoğaltıcı gruplamalardır.
Somut işlemler evresine gelen 7 yaş çocuğu, sınıf bağlılıklarını başarıyla kullanır. Bu da, çocuğun konuşmasında "bütün" ve “bazı" deyimlerini ayırt etmesi gerçeğinde dile gelir. Somut işlemler, çocuğun evrene bakış açısını nedensellik ve özellikle de rastlantı konusunda etkiler. Nedensellik kavramlarının evrimi. Piaget tarafından, özellikle koruma üzerine yaptığı deneylerde incelendi. Piaget, geri çevrilebilir olmayan rastlantının da, çocuk tarafından ancak, geri çevrilebilir işlemleri yapabildiğinde kavrandığını ortaya koymuştur.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2017 03:12
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.