REİS a. (ar. re’is).
1. Başkan; Belediye reisi. Reisiniz kim?
2. Çok yargıçlı mahkemelerde, mahkeme başkanlığı yapan yargıç.
3. Arap ülkelerinde, özellikle de Mısır'da Cumhurbaşkanı, Başbakan vb.
—Esk. Reis-i kabile, kabile reisi. || Reis-i vükela, Başbakan.
—Dağc. Dağcılık sporunu kendi kendine öğrenip deneyim kazanmış usta dağcı.
—Denize. Bir balıkçı teknesini yöneten kimse || Ticaret gemilerinde, baş tayfa.
—Esk. denize Yelkenli gemilerde gemi birinci zabiti. || Osmanlı donanmasında gemi kaptanı. || Reis gediği, osmanlı donanmasında reisliğe atanmak üzere aday olarak seçilmiş denizci.
—Güz. sant. Baş usta.
—Hat. Reis ül-battatin, tüm yazılarında usta olan hattatlara verilen en üst derecede unvan.( Son reis ül-hattatin. Hacı Kâmil Akdik'tir. Hattatlann en yaşlısına ise "şeyh ül-hattatin” deniyordu.)
—Kur. tar. Reis etendi -REİSÜLKÜTTAP. || Reis ûl-müsevvidin, OsmanlIlarda Şeyhül -İslamlık dairesi'nin yüksek düzeydeki görevlilerinden biri. (Fetvahanede çalışır, maiyetinde çeşitli mûsevvidler [taslak hazırlayanlar] bulunurdu. Fetva kitaplanndan istenilen fetvaları çıkarıp kaleme alarak fetva eminine sunmak da görevleri arasındaydı.) || Reis ül-ulema, Rumeli kazaskerliği yapmış olanların en kıdemlisinin unvanı. (Bu unvan, yaşlılığı, bilimsel yeteneği değil yalnızca kıdemi gösterirdi. Bu payeyi alanlara herhangi bir ödenek ya da maaş verilmezdi.)
—Med. huk. Aile reisi, aileyi yöneten kişi. ( EV BAŞKANLIĞI.)
—Tasav. Cehri (yüksek sesle) zikir yöntemi uygulayan nakşibendilik tekkeleri ile ayakta ayin yapılan öteki tarikat tekkelerinde töreni yöneten kişiye verilen ad. (Bu tür tekkelerde devir adı verilen sözlü ve rakslı ayinin bir düzen ve uyum içinde yapılmasını reis sağlardı. Ayinin sanatsal bir değer taşıması ve tasavvufi coşkuyu sağlayabilmesi, zakirler [zikir okuyanlar] ve zakirbaşı ile birlikte, reisin de mesleğinde usta olmasına bağlıydı.)
Kaynak: Büyük Larousse