LENGER a. (fars. lenger).
1. Geniş kenarlı ve yayvan bakır sahan.
2. Sayı sıf. + lenger, bir lengerin alabileceği miktarı belirtir: Bir lenger pilavı yemek.
—Esk. Lenger-dar, demir atmış; rüzgârdan etkilenmeyen gemi için kullanılır || Lenger -endaz, demir atmış, iyice yerleşmiş: "Un- kapanı piş-gâhında lenger-endaz olan bey likler Ağakapısı'nı nişan ederek lop atmaya başlayıp..." (Cevdet Paşa, XIX. yy.). || Lenger-endaz olmak, demir atmak, bir yere yerleşmek, orada uzunca kalmak. || Lengergâh; demir atacak yer. || Lenger-hane, lenger, çapa yapılan yer. || Lenger-karar, kımıldamadan duran.
—Denize. Gemi demirinin eski adı. || Lenger anası, demir bedeni. || Lenger atmak, demirlemek, demir atmak.
Langaran veziri, Ahundzade Mirza Fethali'nin 4 perdelik komedisi (1856). İbrahim Şinasi'nin Şair
ev/enmesı'nden üç yıl kadar önce yazılmış olması nedeniyle İslam dünyasında türkçe yazılmış ve oynanmış İlk sahne yapıtı sayılır. Ahundzade'nin önemi yalnız İlk türkçe oyunun yazarı olmasından değil, yapıtlarının tiyatro sanatı yönünden de değer taşımaları, günümüzde bile teknik ve estetik bakımdan oynanabilir nitelikte olmalarıdır. Bir entrika komedisi örneği olan Lengeran veziri'n
de olaylar XVII. yy.'ın sonlarında geçer Oyun, toplumsal düzenin çeşitli kesitlerini eleştirir Alphonse Cilliâre’in çevirisiyle yüzyılın başlarında Paris'te de temsil edildi.
Kaynak: Büyük Larousse