MAĞARA a. (ar. mağare).
1. Toprak yüzeyine açılan, insan ya da hayvanların barınak olarak da kullanabildikleri doğal ya da yapay çukur. (Bk. ansikl. böl. Ed., Jeomorfol., Mitol., ve Tarönc.)
2. Mağara insanı, tarihöncesi insanı.
—Mim. ve Bahç. Doğal görünümünde bırakılmış ya da rüstik duvar örgüsüyle örülmüş kayalarla inşa edilen, çoğu kez deniz kabukları ve yapay sarkıtlarla süslenmiş, bazen de su oyunlarıyla donatılmış yapı. (Bk. ansikl. böl.)
—Tarönc. Mağara resmi, Tarihöncesi insanlarının mağara duvarlarına yapmış oldukları resimlere denir.
—Tip. Mağara sesi, boğuk, derin, korkunç vurgulu ses.
—ANSİKL. Ed. Eski edebiyatta mağara sığınılacak, gizli şeyler saklanacak yerdir. Hz. Muhammet Medine’ye göçü sırasında Sevr dağında bir mağarada saklanmıştı. Burada onunla birlikte kalan ve ona yardımcı olan Ebubekir "Yâr-ı gar” (mağara dostu) diye anılır. Kuran'da Tanrı’ya inanmış yedi kişinin (Ashâbıkehf) bir mağaraya sığındıkları anlatılır. Battalname' de Battal, atı Aşkar'ı ve silahlarını kendisi için bırakıldıkları mağarada bulup aldıktan sonra serüvenlerine başlar. Masallarda hâzinelerin saklandığı, eşkıya yatağı mağaralar vardır (Ali Baba ve Kırk haramiler masalı). Muhayyelet-ı Aziz Efendi' de bir hikâye kahramanı sihirli bir mağaraya kapanıp gizli bilimleri öğrenir. Çağdaş edebiyatta mağara bilgisizliğin, geri kalmış olmanın, yaşamdaki zor koşulların simgesidir (Mağara, M. Buyrukçu; Mağaradakiler, C. Meriç).
—Jeomorfol. Kıyı bölgesi dışında mağaralar (dalgaların dövdüğü yalıyarların tabanında en dayanıksız bölgelerde oluşur) karstlara özgü yüzey biçimleridir ve gelişmeleri iki belirleyici etkene bağlıdır: kirecin çözünmesi ve iç hidrolojik dolaşım (genellikle bir çatlak ağında başlar ve geçirimsiz düzeylerde tıkanır). Hidrodinamik etkilerden çok, çözünmenin önemine bağlı olarak yeraltı ağlarının gelişmesi, çok büyük boyutlara erişebilen kanalların açılmasına neden olabilir: dünyanın en güzel mağaralar topluluğu Orta Kentucky’dedir (mağarabilimciler tarafından keşfedilen Flint Ridge Cave ve Mammoth Cave). Doğal ilgi alanı (taşlaşmış kireçleriyle) ve müze (duvarlarındaki resimleri ve gravürleriyle) olan, kimi zaman mağarabilimcileıiakeşfedip turistlerin gezdiği mağaralar, dayanıksız ve tehdit altında olduğu kabul edilen ve çevrebilimin konusu olan ortamlardır.
—Mim. ve Bahç. Taş ve küçük deniz kabuklarından yapılan yapay mağaralar iki yüzyıl boyunca çok moda oldu; İtalya’daki örneklerden yola çıkılarak, 1540-1550'ye doğru Fransa'da da bu tür mağaralar yapılmaya başlandı (Fontainebleau’da Çamlar mağarası; Bastie d’Urfö şatosu). XVII. yy.'da, hükümdar malikânelerinin ve şatoların çoğunda bunlardan vardı; dairelerin içinde bile mağaralar düzenleniyordu. Bu mağaralann rokay süslemeleri, adını, süsleme sanatlarında XVIII. yy.’ın ilk yarısında çok tutulan bir üsluba verdi. (NYMPHAİON.)
—Mitol. Minos dönemi Giriti ve Eski Yunanistan kültlerinde mağaralar büyük önem taşırdı. Kakos, Polyphemos ve Sibyllalar antik şairlere göre mağaralarda yaşardı. Trophonios'un mağarası, korkunçluğuyla ünlüydü.
—Tarönc. Mağara iskânı, Riss döneminde Fransa'da Baume ve La Chaise gibi mağaralarda, İtalya'nın güney-doğusunda da Paglicci mağarasının girişi gibi sığınaklarda oturulmaya başlanmasıyla yaygınlaştı. Neandertal insanı genellikle mağaralarda yaşadı, ateşten ve taş aletlerden yararlandı. Son buzullaşma döneminde (Würm) bu yerleşmelere sık rastlanır. Rusya'da Moustier endüstrisi buluntu yerlerinin büyük bir bölümü mağaralardır (daha çok Kırım ve Kafkasya’da). Birçok mağara yerleşiminde Neandertal insanına ait kalıntılar ele geçirildi: Kırım’ da Kiik Koba ve Starosele mağaraian, Özbekistan’da Teşik-Taş mağarası. Kuzey Afrika’da Moustier endüstrisine bağlı mağara yerleşimlerinin en iyi-bilineni Libya’nın batısında ortaya çıkarıldı (İ.Û. 45 000-41 000). Yakındoğu ve Ortadoğu’da da Moustier endüstrisine bağlı birçok mağara ve kaya sığınağı bulunur: bunlar özellikle Zagros bölgesinde (Irak'ta Şanidar, Hazar Merd; Batı İran'da Hürremâbâd vadisi), İsrail'de (Karmel dağı ve Taberiye gölü yakınındaki mağaralar) ve Ürdün'de yoğunlaşır.
Üst Yontmataş.döneminde iskân edilerek çeşitli resim ve oymalarla bezenmiş mağaralar açısından en zengin bölge, ispanya’nın güneyinden (La Pileta, Parpallo, Escoural) Fransa’nın kuzeyine (Gouy), hatta Belçika'ya (trou Magritte) kadar uzanan alandır. Bu alanda yer alan yüzden fazla mağara yerleşiminin büyük bir bölümü Güney-batı Fransa (Lascaux) ve Kuzey ispanya’da (Altamira) bulunmaktadır. Ancak, tüm Akdeniz havzasında, Sicilya ve İtalya’da (Levanzo, Addaura, Romanelli, Paglicci), hatta daha doğuda, Urallar’ın güneyinde de (Kapova) bu tür mağaralara rastlanır.
Anadolu'da Yontmataş dönemine ilişkin en önemli mağaralar, G. ve G.-D. Anadolu’da bulunmaktadır Alt, Orta ve Üst Yontmataş dönemlerinin üst üste izlenebildiği Karain mağarası, Anadolu'nun tarihöncesini aydınlatan başlıca buluntu yerlerinden- dir; yakınındaki Oküzini, Çarkini mağaraları, Beldibi, Belbaşı kaya sığınaklanyla bir mağaralar zinciri oluşturur. Hatay’da, Mağaracık köyü yakınındaki mağaralar (Merdivenli, fikalı, Kanal, İncili) Orta ve Üst Yontmataş dönemlerine ilişkin kültür katmanlarıyla ilgi çeker İsparta'da Bozanönü ovasındaki Kapalı in mağarası'nda Üst Paleolitik dönemden Aurignac kültürüne ilişkin çakmaktaşından aletler ve çekirdekler bulundu. Kars yöresinde de Yontmataş döneminden mağara sığınaklar (Kurbanağası) bulunmaktadır İstanbul'da Küçükçekmece gölünün K. ucundaki Yarımburgaz mağarası, Alt ve Orta 'tbrıtmataş dönemlerinin yanı sıra Bakırtaş dönemi buluntuları açısından da zengindir. Adıyaman’da Palanlı vadisindeki Keçiler mağarası’nda Ortataş’ döneminden aletler ele geçmiştir Mağaranın iç bölümlerinde duvarlar çok sayıda figürlerle süslüdür. Van’da, Yedisalkım köyündeki Kızlar mağarası’nda, stilize insan betimleri, av ve tuzak sahneleri yer alır.
Kaynak: Büyük Larousse