Arama

Millet Nedir?

Güncelleme: 5 Haziran 2017 Gösterim: 16.081 Cevap: 7
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
29 Ocak 2010       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

millet

Ad:  millet.JPG
Gösterim: 1171
Boyut:  16.9 KB

(Arapçada “topluluk”), çoğul MÎLEL, Kuran’da Hz. İbrahim ve öbür ilk peygamberlerin yaydıkları dine, dolayısıyla bu dinin gerçek mensupları sayılan Müslümanlara verilen ad. Osmanlı Devleti’nde özellikle 19. yüzyıldan sonra Hıristiyanlar ve Yahudiler gibi Müslüman olmayanlar için de aynı ad kullanılmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

Heterojen bir toplum yapısı olan Osmanlı Devleti’nde, 18. yüzyıl sonlarına değin, Kuran’daki tanıma uygun olarak Müslü- manlara “ehl’el-mille”, onların koruyuculuğundaki gayri müslimlere de “eh'Pelzimme” deniyordu. 19. yüzyıl başlarında idari özerkliği olan gayrimüslim cemaatler de birer millet olarak anılmaya başladı. Etnik kökene bağlı olmayan bu millet sisteminde salt dinlere dayalı bir ayrım öngörülmüştü. Örneğin, aynı dili konuşan Osmanlı Ermenileri tek bir millet sayılmamakta, “Ermeni Katolik”, “Ermeni Protestan” milletlere ayrılmaktaydı. Buna karşılık değişik etnik kökenlerden gelen Müslümanlar tek bir millet sayılıyordu. İlk önce yer ve zamana göre değişen yönetsel yöntemlerden oluşan millet sistemi 19. yüzyıl boyunca belirginleşti. Bu milletler kendi yasalarınca örgütlenirdi ve başlarında özellikle belirli vergi ve harçların ödenmesi ve iç güvenlik konularında merkezî yönetime karşı sorumlu dinsel önderleri bulunurdu. Bunlara ek olarak, her millet, merkezî yönetimin görev alanına girmeyen toplumsal ve yönetsel işlerin sorumluluğunu da üstlenirdi. Milletler kendi işlerini, dışarıdan karışılmaksızm, cemaat meclisinde (meclis-i milli) yürütürlerdi.

Osmanlı millet sisteminin taşradaki düzenini, '‘milletbaşı” sanını taşıyan ve ruhani liderliği üstlenen kişiler sağlamaktaydı. Kırsal alanlarda gayri müslimlerin ihtiyar heyetleri kendi aralarından bir de “kocabaşı” denen muhtar seçerlerdi. Kocabaşılar, kendi milletlerine düşen yükümlülüklerin aksatılmadan yerine getirilmesinden de sorumluydu.

Millet sisteminin Osmanlı toplumuna ve yönetimine getirdiği başlıca kavramlar şunlardı:

1) Millet-i müteşerria-i İslamiye (şeriata bağlı bütün Müslümanlar, özel anlamda Sünni uyruklar),
2) millet-i hakime/millet-i galibe (Müslüman çoğunluk, ümmet-i Muhammed topluluğu [Türkler, Araplar, Acemler, Arnavutlar, Boşnaklar vb]),
3) millet-i mahkume/millet-i mağlube (Müslüman olmayan Osmanlı uyrukluları),
4) milet-i müctemia-i Osmaniye (Osmanlı uluslar topluluğu),
5) milet-i müttehide-i Osmaniye (Osmanlı egemenliği altındaki Türk, Arap, Rum, Sırp vb ulusları). Etnik anlam veren bu son tanım, 1877’de Heyet-i Mebusan’ın açılışında kullanıldı; ruhani başkanların meclis oturumlarına katılmaları da bu tanımla sağlandı.

Millet sisteminin çözülmesi bütün yurttaştan kapsayan laik yasalann çıkarıldığı 1856’da başladı. Böylece milletlerin yönetsel özerkliği de büyük ölçüde ortadan kalktı. Dine dayalı millet sisteminden, etnik kökene dayalı millet kavramına geçiş, İl. Meşrutiyet’ten sonra hızlandı. Bu dönemde Milliyecilik denen Türkçülüğü ortaya atanlar ile Millet-i Muazzama-i Osmaniye (Büyük OsmanlI Ulusu) görüşünü savunanlar arasında önemli görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

kaynak: Ana Britannica


Son düzenleyen Safi; 5 Haziran 2017 23:02
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
kayıtlı1mod - avatarı
kayıtlı1mod
Ziyaretçi
10 Aralık 2011       Mesaj #2
kayıtlı1mod - avatarı
Ziyaretçi
MİLLET NE DEMEKTİR…
Türk gençliği olarak yaşadığımız kitle sorunlarının başında Millet olmanın ne demek olduğunu bilememek gelmektedir. İlk bakışta her genç Millet olmanın şartlarını bildiğini zannedebilir. Fakat ileride işlediğimiz konularda göreceğiz ki aslında pek çoğumuz Millet olmanın ne manaya geldiğini bilmiyor ve Millet olmanın gereklerini yerine getirmiyoruz.
Sponsorlu Bağlantılar
Peki bütün bunların üstüne millet için biz ne diyebiliriz. Bize göre millet nasıl bir olgudur? Bir topluluğun millet olabilmesi için neler gereklidir?
Ad:  millet.jpg
Gösterim: 1680
Boyut:  20.7 KB

Millet Gerçekte Bir IRK mıdır?
Irk kelimesi işin aslında zooloji ilmine ait bir terimdir. Her canlı anatomik vasıfları bakımından bir takım tiplere ayrılır. Bu tiplere IRK ismi verilir. İnsanlar arasında eskilerden beri “Beyaz Irk” , “Sarı Irk” , “Siyah Irk” , “Kırmızı Irk” denilen dört ırk mevcuttur. Bu anlatım, aslında oldukça kaba bir tasnif yapmış olmakla birlikte yüz yıllardır önemini koruya gelmiştir. Antropoloji ise insanları kafa yapıları, saç rengi ve göz rengine göre üç kısma ayırmıştır; uzun kafalı kumral, uzun kafalı esmer ve yassı kafalı.

Bir dönem antropologlar yukarıda saydığımız anatomik tiplerle sosyal davranışlar arasında ilişkiler olduğunu iddia etmiş olsalar bile günümüzde bilhassa Manouvrier’in araştırmaları göstermiştir ki anatomik tiplerle sosyal davranışlar arasında hiçbir ilişki yoktur. Öyleyse bu durumdan anlaşılmıştır ki Irk antropolojik bir tabir olup Millet kavramı ile pek ilgisi yoktur.

Peki Öyleyse Millet Kavim midir?
Kavim aynı ana-babadan türemiş içine hiçbir yabancı karışmamış kandaş bir zümredir. Yüzyıllardır bir çok cemiyet genelde saf, arı ve aralarına hiç yabancı karışmamış birer kavim olduğunu iddia ederler. Halbuki cemiyetler, milletler tarih öncesi zamanlarda bile kavmi saflıkta değildiler. Savaşlar neticesinde, kız kaçırma olaylarında, suç işleyenlerin yaşadığı toplumdan uzaklaştırılması neticesinde, evlenmeler, göçler, hükümdarlar arasında kız alma-verme olayları, esir alınan gurupların asimile olmaları gibi durumlar neticesinde kavimler birbirlerine karışmış, kandaş topluluklar giderek yok olmuştur.
Tarihimizde Orhun kitabelerinde bile bu tip durumlara rast geliriz. Çinli kadının ince belinden oynak vücudundan, yumuşak ipeğinden, tatlı dilinden bahseder. Bu durumdan anlarız ki; Orhun kitabeleri yazılmadan önce bir karışma olmuştur. Günümde de başka milletlere mensup olan insanlarla evlenenler göstermektedir ki Millet aslında Kavim’de değildir.

Millet Yoksa Ortak Coğrafyada Yaşayanlar mıdır?
Millet aynı ülkede yaşayan halkların bütünü mü demektir? Bu durum aslında oldukça güncel. Malumunuz birileri Türk üst kimliğinden korktuklarından mıdır nedir bir Türkiyelilik türküsü tutturdular gidiyorlar. Mesela böyle düşünenlere göre bir İran milleti, bir İsviçre milleti, bir Britanya milleti vardır. Halbuki İran’da Fars, Türk ve Kürt olmak üzere üç millet vardır. İsviçre’de Alman, Fransız ve İtalyan’dan oluşan yine üç millet, Belçika’da aslen Fransız olan Valon’larla, aslen Cermen olan Flaman’lar vardır. Büyük Britanya’da ise Anglo-Sakson, İskoçyalı, Gali ve İrlandalı olmak üzere dört millet vardır. Bu muhtelif toplulukların dilleri, kültürleri birbirinden farklı olduğu için bunların hepsine birden bir millet demek doğru değildir.

Aynı Dini Paylaşan İnsanlar Bir Millet midir?
Bu soruyu millet kavramında sadece tek din inancı mı vardır? Şekline getirmek de olasıdır. Örneğin Türk milleti sadece dini İslam olan insanlardan mı müteşekkildir? Bu olasılık yakın bir zamana kadar ir çok insan tarafından kabul gören bir inanış olsa bile gerçeğe pek de yakın değildir. Zira böyle olsaydı örneğin Gagauz Türklerini bir kalemde Türk kimliğinden silmek gerekirdi. Gagauzlar çoğunlukla Hıristiyanlık dinini benimsemiştir. Bununla birlikte Çeçenistan’ın kuzeyinde Yaşayan İnguş Türkleri de Hıristiyan’dır. Yine bununla birlikte Yahudi, Putperest, Ateist, Mecusi ve diğer bir çok dine mensup Türk vardır. Demek ki Millet olma faktöründe tek din şartı olamazmış. Aslında Aynı dini paylaşan zümreye ÜMMET ismi verilir.

Peki millet nedir?
Yukarıda saydıklarımız ışığında görüyoruz ki millet ne Irkî, ne Kavmî, ne Coğrafî, ne dinî, ne Siyasi ve dene İradî bir zümre, bir kavram değildir.
Öyleyse Millet Dil, Ahlak ve Güzellik duygusu bakımından bir olan, yani aynı terbiyeyi almış, aynı kültürle bezenmiş, aynı örf, adet, gelenek ve göreneklere sahip bir zümredir.
Aynı millete mensup olan insanlar olaylar karşısında ortak tavır alabilir, aynı heyecanı yaşar, aynı şeylere üzülür, aynı şeylere sevinirler.
Mesela bir Türk yabancı bir bayrağı dalgalanıyorken gördüğünde önemsemez. Ama dalgalanan bir Türk bayrağıysa bu durumdan etkilenir. İstiklal marşımız çalındığında tüyleri diken-diken olur. Yada bir şehit cenazesi gördüğümüzde hepimizin suratı aşağı yukarı aynı hali alır. İçimiz burkulur. Kendi çocuğumuz muş gibi üzülürüz.
Yada biz Türkler yavrumuz şehit düştüğünde evlat kaybetmenin acısını yaşarken, bir taraftan da Şehit ebeveyni olmakla gururlanır, VATAN SAĞOLSUN kelimeleri istemsiz olarak dudaklarımızdan dökülür.
Başka bir örnek vermek gerekirse, biz Türklerde Kına kız evlatlara yakılır. Birde Erkek evlada ömrü boyunca üç kez kına yakılır. Birincisi sünnet olan erkeğe, Allah’a kurban olsun diye. İkincisi askere giden erkeğe Vatana kurban olsun diye. Üçüncüsü evlenen erkeğe evine kurban olsun diye.

Bizim bu adetlerimiz, geleneklerimiz bizleri heyecanlandırır, duygulandırır ama bunlardan bir Alman, Bir Fransız duygulanmaz. Bu durum Bir kültür, bir Millet olma olgusunun sonucudur.
Millet olgusunda soy, şecere aranmaz. Çünkü millet kültür, örf-adet, gelenek-görenekler sonucunda kolektif şuura ulaşır ve Millet olma olgusunun gereklerini yerine getirir. Soy, şecere ve ırkî duygular ise içgüdüseldir. Oysa ki insanlar içgüdüleriyle hareket etmez. İnsanlar sosyal yaratıklardır. İçgüdüler ise sosyal vasıfları etkilemezler. Öyleyse Türk Milleti içinde Irk, soy, şecere aramak doğru değildir. “TÜRKÜM” diyen her ferdi Türk kabul etmekten, hıyanet edenleri cezalandırmaktan başka yol yoktur. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”…

“Hayal, emel yahut da fahri bir fikir meşgalesi sarıldığımız nice mefhumlar vardır ki, bir gün tecelli edince şaşırır, muzdarip olur dileğimizin tam aksi çıktı sanırız. Bizde Milliyet fikrinin tecellisi böyle oldu.”
Son düzenleyen Safi; 5 Haziran 2017 22:03
düşünür - avatarı
düşünür
Ziyaretçi
22 Mart 2012       Mesaj #3
düşünür - avatarı
Ziyaretçi
Millet/Ulus Nedir ? (Özet) :
Belli bir coğrafya üzerinde yaşayan, ırk, dil, din, tarih, yasa, geleneklerin ve adetlerin birliği, fizik ve fikri benzerlikler, ekonomik ihtiyaçların üretimi gibi sebeplerle birlikte yaşamak hususunda bir arzu duyan ve meydana getirdikleri medeniyetin özelliklerinden dolayı ve bunlar oranında kendilerini diğer milletlerden farklı hisseden insanlardan oluşan toplumdur.

Millet Nedir ? (Detay) :
Ad:  millet1.jpg
Gösterim: 3393
Boyut:  33.8 KB

Ortak bir kültür çerçevesinde bütünleşmiş ve tarih bilincine sahip en büyük insan topluluğudur. Eski çağlarda kan birliğiyle oluşan kabile, aşiret veya halk anlamında kullanılmıştır. İnsanlar, benzer özellikleri nedeniyle ortak sosyal, siyasi ve iktisadi işleyişler içinde uzun tarihi süreçler boyunca birlikte yaşamayı tercih etmekte ve aktarılan miras sonucu millet olgusu ortaya çıkmaktadır. Milleti meydana getiren en önemli unsur, tarihi bir süreç içinde kültür veya birlikte yaşama şeklinde ortaya çıkan ortak bir iradenin varlığıdır. Burada söz konusu edilen ortak kültür, birlikte yaşama iradesi ve ortak tarih gibi unsurlar, esasen karşılıklı bir etkileşim içindedirler. Ve her zaman birbirlerinin doğal neticesi olmayabilirler. Mesela ABD'de değişik kültürlerden gelen insanların birlikte yaşama iradeleriyle milleti oluşturmalarına karşılık, Türk milleti birbirinden ayrı siyasi kurumlar içinde bulunmaktadır. Dil, din veya sosyal gelenekler gibi kültürel özellikleri aynı olmasına rağmen birçok Türk devleti mevcuttur. Görüldüğü üzere millet çok genişbir coğrafi alana yayılmış olabilmektedir . Böyle bir durumda mevcut çevre şartlarının sebep olduğu sosyal, siyasi ve iktisadi farklılıklar ortaya çıkabilir Kısaca millet bir topluluğun en kapsayıcı ve genel düzeydeki adıdır. Daha küçük sosyal ölçeklere doğru inildikçe ve yerel şartlara göre özelleştikçe kültürel, siyasi, sosyal ve ekonomik farklılaşmalar gözükür.

Bir topluluğun "millet/ulus" olarak adlandırılabilmesi için:
1. Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,
2. Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,
3. Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,
4. Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,
5. Toplulukta kültürel ortaklık bulunması gereklidir.

Milletlerin oluşumuna dair tezler
Millet'in oluşumuna dair tezler kabaca iki ana yaklaşım altında toplanır: Özcü yaklaşım ve İnşaacı yaklaşım.[1] Özcü yaklaşıma göre milletler toplumsal tarihin doğal ürünü olan birimlerdir. Bu birimlerin temelini kanbağı, dil, din, ortak tarih gibi bir takım kültürel elementler oluşturur. Bu kimlikler birey veya topluluğa doğuştan verilmiştir; bu nedenle birey veya topluluk tarafından reddedilmeleri çok zordur. Bu ortak özellikler kitlelerde doğal olarak bir birliktelik hissi veya milliyetçilik oluşmasını sağlayarak milletin harekete geçmesine ve kendi devletini kurmasına neden olur.

İnşacı yaklaşıma göre, milletler tarihsel sürecin görece daha geç döneminde ortaya çıkmış bir olgudur; ayrıca kapitalizmin ortaya çıkışı, sömürgecilik, modern devletin yapılanması ile yakından ilgisi vardır. Başka bir deyişle, milletin oluşumu insan toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkmış bir olgu değildir. Toplumsal gelişimin belli bir safhasında meydana gelmiş bir üründür. Herşeyden önce bir milletin oluşumundan önce bir milliyetçilik akımının ortaya çıkmış olması gereklidir.[2]

Atatürk'ün Millet Anlayışı
Atatürk'ün millet anlayışını, Prof Dr Afet İnan tarafından, ilk kez 1930'da yayınlanan "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" adlı kitaptan öğreniyoruz. Bu eserin önemli özelliği, Atatürk'ün doğrudan doğruya kaleme aldığı belgelere dayanmasıdır. Atatürk'ün millet ve milliyetçilik anlayışı, Anayasamıza göre devletin temel niteliklerinden biri olduğundan üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir.

Atatürk'e göre; "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir."

Türk milletinin ortaya çıkışında etkisi görülen doğal ve tarihsel olgular şunlardır:
• Siyasal varlıkta birlik:
Türk milleti, bir halk yönetimi olan Cumhuriyetle yönetilen bir devlet kurmuştur. Tarihte, çeşitli kıtalara yayılan Türk Devletleri görülmekteyse de günümüzde Türk ulusu varlığı için, üzerinde bulunduğu yurttan memnundur. Çünkü Türk, derin ve ünlü geçmişinin, büyük ve güçlü atalarının kutsal kalıtlarını bu yurtta da koruyabileceğine; o kalıtları, şimdiye değin olduğundan çok daha fazla zenginleştirebileceğine inanmaktadır.

• Dil birliği:
Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Ulus, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlâkının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının, kısaca bugün kendi milliğini oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görmektedir. Türk dili Türk ulusunun yüreğidir, belleğidir.

• Soy ve köken birliği:
Türkler, Sibirya steplerinden başlayarak Orta Asya, Rusya, Kafkasya, Anadolu, dünkü ve bugünkü Yunanistan, Girit ve Romalılardan önceki Orta İtalya, kısacasıAkdeniz kıyılarına değin yayılmış, yerleşmiş ve birbirinden farklıiklimlerin etkisi altında başka soylardan gelen insanlarla binlerce yıl yaşamış ve kaynaşmıştır. Bu geniş coğrafyada ailelerin birleşmesiyle boylar; boyların birleşmesiyle özler; özlerin birleşmesiyle siyasal bir topluluk olan eller ve ellerin bir merkezde birleşmesiyle de büyük bir toplum oluşmuştur. Türk milletini oluşturan insanlar arasındaki farklılıklar bu kaynak genişliğinin sonucudur. Türk milletinin siyasal ve toplumsal birliği içinde, Kürtlük, Çerkezlik, Lazlık ya da Boşnaklık düşüncesi aşılanmak istenen yurttaş ve milletdaşlarımız, millet bireyleri üzerinde üzüntüden başka bir etki yaratmaz. Çünkü milletin bu bireyleri de genel Türk toplumu gibi aynıortak geçmişe, tarihe, ahlâk anlayışına ve hukuka sahip bulunmaktadırlar. İçimizde bulunan Hırıstiyan, Musevi yurttaşlar, yazgılarını ve geleceklerini Türk milliyetine kendi vicdanlarından gelen istekle bağladıktan sonra, kendilerine yan gözle yabancı diye bakılması, uygar Türk milletinin soylu ahlâkından beklenebilir mi?

• Tarihsel yakınlık:
Geniş bir soy kaynağından gelmeleri ve nüfus yoğunluğu açılarından düşünülecek olursa, Türk budunları arasındaki manevi bağın gevşek olması, çeşitli adlar altında çeşitli roller oynamalarıçok doğaldır. Bu nedenledir ki tarih, olaylarını yazdığı budunları nerede, nasıl ve hangi adla tanıdıysa o biçimde yazmıştır. Ancak sonuçta, Türk ulusunu oluşturan insanların tarihi birdir.

• Ahlâk yakınlığı:
Atatürk, ahlak kavramını, örf ve adete yakın bir anlamda kullanmaktadır. Buna göre, ahlaksal düzen tek tek belli kişilerin ötesinde ve üstünde yalnız toplumsal ve ulusal olabilir Ulusun toplumsal düzeni ve güvenliği, bugünkü ve gelecekteki rahatlığı, mutluluğu, esenliği ve korunmuşluğu, uygarlıkta ilerleme ve yükselmesi için insanlardan her bakımdan ilgi, çaba, özveri; gerektiğinde seve seve özvarlığını gözden çıkarmayı isteyen milli bir ahlaktır.
Ahlakın kaynağı toplumdur, millettir Türkler, aşağı yukarı hep aynı ahlak anlayışına sahiptirler.

Bu açıklamalardan sonra milletin tanımı şu şekilde yapılmıştır:
Zengin bir anı mirasına sahip bulunan; birlikte yaşamak konusunda ortak istek ve uzlaşmada samimi olan; sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürmek konusunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden ortaya çıkan topluluğa ulus adı verilir.

Kaynakça
1.^ Jorge Larraín bu iki yaklaşıma bir üçüncüsünü de ekler: tarihsel-yapısalcılık(historical-structural); inşacı yaklaşımı tümüyle reddetmemekle birlikte, toplumu bir araya getiren kimi etmenleri de dikkate almayı savunur. J. Larraín, Identity and modernity in Latin America, Wiley-Blackwell, 2000, sf. 37
2.^ Anthony D. Smith, The nation in history: historiographical debates about ethnicity and nationalism, UPNE, 2000, sf. 56
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 18:13
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Ocak 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MİLLET,
-tl a. (ar. millet).
1. Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı kökten gelen, ortak bir tarihleri, kültürleri, gelenekleri olan, çoğu kez de aynı dili konuşan insanlardan oluşan topluluk. (Eşanl. ULUS).
2.Tkz. Ad + milleti, cinsiyet, meslek, etkinlik vb. bakımlardan benzer özellikleri olan kimselerin oluşturduğu topluluk: Kadın milleti. Erkek milleti. Köylü milleti.
3. Bir yerde bulunan kimselerin tümü, herkes; ahali: Bu duygusal konuşma milletin gözlerini doldurmuştu Millet iyice acıktı, sofrayı hazırlayalım artık. O anlatıyor, millet gülmekten kırılıyor.
4. Millet Meclisi, milletvekillerinden oluşan kurul; bu kurulun toplandığı yapı.
Ad:  millet4.jpg
Gösterim: 2011
Boyut:  59.9 KB

—Esk
1. Aynı dinden olan milletler bütünü, ümmet,
2. Din, mezhep.
3. Millet -i beyza, İslam ümmeti. ll Millet-i hâkime, yönetimi elinde tutan ulus ll Milletı-i İslam, İslam dininden olanların tümü. ll Millet i mesihiye, hıristiyanlann tümü. ll Millet-i muazzama, büyük millet; İslam topluluğu.

Millet Meclisi, Türkiye'de 1961 Anayasası'nın benimsediği sistemde yasama organının, 450 milletvekilinden oluşan kanadı. (Yasama organının öteki kanadı Cumhuriyet Sena- tosu'ydu. TBMM, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu'ndan meydana geliyordu.)

—Huk. Millet itibarıyla yetki — YETKİ.

—Osmanlı devletinde müslüman olmayan topluluk (rum milleti, ermeni milleti, yahudi milleti vb.) için Tanzimat dönemine kadar kullanılan terim. (Arap, acem, kürt, boşnak, çerkez, abaza, pomak, berberi gibi müslüman halk ve Türkler içinse "ümmet" terimi geçerliydi.)
  • Millet başı, OsmanlI devletinde, şehirlerdeki rum, ermeni, yahudi mahallelerinin önde gelenleri. (Mahalle ihtiyar heyetine üye olan millet başılardan biri muhtar seçilirdi. Müslüman olmayan köylerde ise millet başı muhtar seçilince, "kocabaşı" adıyla anılırdı).
  • Millet-i hâkime ya da millet-i galibe, Osmanlı devletinde çoğunluğu oluşturan müslüman halk.
  • Millet-i mahkûme ya da millet-i mağlube, Ösmanlı devletinde müslüman olmayan halk.
  • Millet-i muazzama-i Osmaniye, büyük osmarılı ulusu.
  • Millet-i müseşerria-i islamiye, OsmanlI devletinde din yasalarına (şeriat) sıkı sıkıya bağlı tüm müslümanlar. (Bu terim genelinde Sünni mezhepten olanları kapsardı.)
Millet-i hâkime ya da millet-i galibe Anadolu, Rumeli, Mısır Arabistan, Kuzey Afrika gibi OsmanlI devletinin egemenlik sınırı içinde yaşayan halkın çoğunluğu müslüman olmakla birlikte, ayrı uluslardandı. Böylece Fransız devrimi'nin (1789) getirdiği "millet” kavramı, tüm öteki imparatorluklar gibi Osmanlı devletinde de etkisini gösterince, Rumeli eyaletleri (Sırbistan, Hırvatistan, Arnavutluk, Bulgaristan vb.) ayrı milletlerden olduklarını öne sürüp türk yönetimine karşı ayaklandılar ve XIX. yy. sonlarına kadar tek tek OsmanlI imparatorluğu'ndan koptular.

Millet-i mahkûme ya da millet-i mağlube.
Hıristiyan uyruklulara geniş haklar tanıyan Tanzimat fermanı (1839) ile bu deyim ortadan kalktı ve müslümanlarla hıris- tiyan toplulukları arasında siyasal eşitlik sağlanmasına çalışıldı. Ancak, Birinci meşrutiyet'ten sonra 1876 Anayasası tartışılırken, Kuran'ın "veşavirhum fi'lemr" sözünün geçtiği ayetine göre yalnız müslümanların kendi aralarında görüşüp oylama yapabilecekleri tezini ortaya atan bağnazlar, bu nedenle müslüman olmayanların ortak bir meclise üye vermelerinin temel inançlara ters düştüğünü savundular. Öte yandan, “millet-i müttehide-i Osmaniye” (osmanlı birleşik ulusları) düşüncesini uygulamakta kararlı olan BabIâli, osmanlı ulusçuluğunun tam olarak temsil edilebilmesi amacıyla Mebusan medisi'nin açılış ve kapanış toplantılarında osmanlı egemenliğindeki hıristiyan milletler (rum, sırp, bulgar vb.) ruhani başkanlarının hazır bulunmaları için büyük özen gösterdi.

Millet-i muazzama-i Osmaniye.
XIX. yy.’ da başlayan milliyetçi ayaklanmaları durdurmak, osmanlı uyruğundaki tüm etnik grupları kaynaştırıp birleştirmek için temel siyasal görüş olarak Osmanlıcılık benimsendi. Ote yandan, Tanzimat'tan beri batılılaşma yolunda olan osmanlı aydınları, ümmetçilik ve Osmanlıcılığın yerine geçecek daha tutarlı bir siyasal kavram arayışı içindeydiler, ilk Mebusan meclisi' nin dağıtılmasıyla (1878) Birinci meşrutiyetin sona ermesi üzerine "millet" görüşü doğrultusunda bir türk milliyetçiliği kavramı gelişmeye başladı, ikinci meşrutiyet' ten sonra, özellikle İttihat ve Terakki iktidarı döneminde millet kavramına ırk, dil, tarih öğelerinin de katıldığı yeni bir milliyetçilik akımı benimsendi. Osmanlıcılığa karşı çıkan ve “milliyecilik” adı verilen bu görüş, daha sonra türkçülük akımının temel ilkesini oluşturdu.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 5 Haziran 2017 22:08
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Nisan 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Millet
  • Bir dinden olanların topluluğu. Din, dil ve târih beraberliği bulunan insan cemaatı. Sınıf. Topluluk.
  • Bir sülâleden gelenlerin hepsi.
  • Maddi, mânevi bir unsurdan sayılıp beraber yaşayanların hepsi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Nisan 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ulus (Millet)
  • Aynı ülke üzerinde yaşayan, bir emelde birleşen insan topluluğu.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Nisan 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
millet ingilizcesi

1. nation.
2. colloq. any specific group of people: kadýn milleti womankind. berber milleti barbers (in general).
3. colloq. everybody present, all the people there: Millet heyecanlandý. Everybody got excited.
4. colloq. the people, the public.
5. hist. millet, the adherents of a particular religious creed, denomination, or sect (within the Ottoman Empire): Yahudi milleti the Jewish millet.

–ler Cemiyeti hist. the League of Nations.
– Meclisi pol. the Grand National Assembly (of Turkey).
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Nisan 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ulus (Millet)
Ulus ya da Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk.
Bir topluluğun "ulus" olarak adlandırılabilmesi için;
  • Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,
  • Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,
  • Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,
  • Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,
  • Toplulukta kültürel ortaklık bulunması
DEVAMI Ulus (Millet) Nedir?
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

13 Ekim 2009 / msxlbs mkkkk Cevaplanmış
2 Mayıs 2014 / Misafir Siyasal Bilimler
7 Aralık 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Nisan 2017 / Misafir Cevaplanmış
15 Mart 2014 / Misafir Cevaplanmış